Vergi Hukuku Profesörü Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, Türkiye’de vergi yükünü taşıyan ana kesimin ücretliler olduğuna dikkat çekerek, “Asgari ücret belirlenirken geçim şartları ile yoksulluk sınırının dikkate alınması Anayasal bir zorunluluktur. Bunun için ise, sadece asgari ücret miktarına odaklanmak yeterli değildir. Asgari ücretli üzerindeki ağır vergi yükünün de dikkate alınması gerekir. Aksi halde, bir el ile verilen diğer el ile alınmış olunur” dedi.
2022 yılında yapılan düzenlemeye rağmen, asgari ücretlinin yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çeken Yavaşlar, asgari ücretli üzerindeki dolaylı vergi yükünü azaltmak için önerilerini sıraladı. Yavaşlar, “2022 yılı bitmeden, enflasyon nedeniyle alım gücü daha da azalan bu kesimin mali gücünü dikkate alan bir vergilendirme için gerekli önlemler alınmalıdır. Tek başına asgari ücret artırımı, yeterli etki yaratmayacaktır. Asgari ücrette aşınma ile genel ücret eşitsizliği arasındaki ilişki, bilimsel olarak ispatlanmıştır. Bu ise, çalışma hayatındaki verimliliği azaltmadan kayıt dışılığa artırmaya kadar farklı sonuçlara yol açmaktadır” diye konuştu.
Türkiye, vergi gelirleri bakımından OECD ortalamasının altında bulunuyor. OECD verilerine göre, 2000-2020 arası dönemde gayri safi milli hasılanın (GSMH) yaklaşık yüzde 25’i Türkiye’de vergi olarak alınırken, OECD ortalaması yüzde 34 civarında oldu. Tüm OECD ülkeleri arasında GSMH’nin Türkiye’den daha az bir kısmını vergi olarak alan ülkeler, Meksika, Kolombiya, Şili, Kosta Rica ve İrlanda olurken, Türkiye ile yüz ölçüm ve nüfus bakımından karşılaştırılabilir OECD ülkelerinde ise yirmi yıllık süre içinde ortalama oran İsviçre ve Fransa’da yüzde 44, Norveç’de yüzde 43, Almanya’da yüzde 38 ve Polonya’da yüzde 35 olarak tespit edildi.