Antalya Müzesi, arkeolojimizin yüz akıdır

Prof Dr İlber Ortaylı: Antalya Müzesi klasik filoloji ve arkeoloji bakımından önemli bir merkez olan Antalya Üniversitesi’ni tamamlayan bir abidedir.

Haber Giriş Tarihi: 05.02.2023 12:12
Haber Güncellenme Tarihi: 05.02.2023 12:12

Antalya Müzesi arkeoloji tarihimizin unutulmaz kişiliklerinden Süleyman Fikri Hoca’nın eseridir. Herkül’ün on iki başarısının işlendiği lahit, dansöz heykeli, Hadrianus, Traianus ve Septimius Severus gibi imparatorların en güzel büst ve heykelleri mitolojiyi çok iyi ifade eden eserler hepsi buradadır. Sidamara ve Likya tipi lahitlerin koleksiyonu dünyanın en önde gelenidir.

Türkiye’nin arkeolojik zenginlikler açısından miktar ve hacminin ötesinde, çeşitlilik noktasında önde gelen bir ülke olduğu açık. Klasik Yunan devrinin; İyonya ve Aiolya mirasının en iyi örneklerini barındırıyoruz. Sadece Priene’nin (Güllü Bahçe) saf bir Hellenik şehir ve en iyi örnek olduğu açıktır. Antalya bölgesindeki şehirler Perge, Side bilhassa Termessos klasik Hellen yerleşimlerinin en iyi örneğidir.

Hellenistik devir ise bütün Ege bölgesinde en yaygın örnekleriyle ayaktadır. Efes, Asya metropolitidir. Antakya ayrı bir zenginliktir. Kazılar üst üste gidiyor. Bütün bu zenginliklerin ortasında İstanbul ve Ankara arkeoloji müzeleri başta Ephesus-Selçuk Müzesi ve aynı zamanda klasik heykel atölyesi olarak Afrodisias (Geyve) ve tabii ki Antalya önde gelir.

PARMAK ISIRTAN KOLEKSİYON 

Antalya Müzesi’nin kendine has büyük başarıları ve karşılaştığı problemler var. Müze arkeoloji tarihimizin unutulmaz kişiliklerinden Antalyalı Süleyman Fikri Hoca’nın eseridir. Onun Alaeddin Camisi ve avlusunda kurduğu müze bugün 1972’den beri önemli bir bina olarak hizmettedir. İçindeki seksiyonları teker teker anlatmama burada imkân yok fakat Sidamara tipi lahitler ve özellikle Likya tipi lahitlerin koleksiyonu bakımından dünyanın en önde gelenidir. Herkül’ün on iki başarısının işlendiği lahit, yine dansöz heykeli, Hadrianus, Traianus ve Septimius Severus gibi imparatorların en güzel büst ve heykelleri mitolojiyi çok iyi ifade eden eserler hepsi buradadır. Ayrıca Antalya Müzesi’nin etnolojik ve İslami eserler bölümü de kayda değerdir. Burada ünlü bir sporcunun başarısının ebedileştirildiği, yani kazandığı kupaların resmedildiği lahdi de görmeliyiz. Lucius Septimius Theronides dokuz şehirdeki şampiyonluğunun mükafatı olarak kazandığı kupaları lahdin dört tarafına kazıtmıştır. Lucius Septimius Theronides’un dokuz kupasının resmedildiği bu lahdi Nusret görmesin, mutlaka kaldırıp fotoğraf çektirir

En önemli özelliği mazide yağmalanan ve bazı eserleri hırsızların hışmına uğrayan Antalya Müzesi’ni Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemelere dava açılarak başta Amerika müzeleri ve Metropolitan olmak üzere geri aldığı heykellerin hepsi burada sergileniyor. Bu düzgün bir koleksiyondur. Bu defaki gidişimde Avukat Bahadır Kalaycı’ya ait Cumhuriyet devri altınlarına ait bir sergi ve yanı başında bir başka sergi daha gördüm, Türkiye’deki ilk solo sergisini Antalya Müzesi’nde gerçekleştiren İlknur Tunalı. Şüphesiz ki bunlar takdire şayan faaliyetlerdir. Esas itibarıyla Antalya Müzesi’nin normal teşhire koymadığı bazı eserleri depolardan çıkararak konulu sergiler açması tavsiye edilir. Müzenin neşriyatı ve hatıra eşya bölümünde de Türkiye’de öncü bir hava var

ARKEOLOJİMİZİN YÜZ AKI

Antalya Müzesi klasik filoloji ve arkeoloji bakımından önemli bir merkez olan Antalya Üniversitesi’ni tamamlayan bir abidedir. Hiç şüphe yok ki Suna ve İnan Kıraç’ın bu beldeye hediye ettikleri Akdeniz Medeniyetleri Müzesi, koleksiyonlar ve kurmakta oldukları kütüphaneyle Antalya’nın ve Akdeniz Üniversitesi’nin taşra üniversiteleri nitelemesinden kurtuldukları açıktır. Bu civardaki Burdur ile Isparta müzeleri ve üniversitelerinin faaliyetleri ve kazılarıyla bölge, Türkiye arkeolojisinin bir yüz akıdır, Türk arkeolojisinin bir ekol haline gelmesine yardım eden merkezdir