Bafa Gölü’nün ekolojik ve kültürel mirası korunmalı

EKODOSD tarafından düzenlenen Çarşamba Söyleşileri'nde, Bafa Gölü'nün tarihi ve ekolojik önemi ele alındı. Göl ve çevresinin korunması ve turistik işletmeler üzerindeki etkileri vurgulandı.

Haber Giriş Tarihi: 21.09.2024 10:37
Haber Güncellenme Tarihi: 21.09.2024 10:37

Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen Çarşamba Söyleşileri’nde, Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olan Bafa Gölü Tabiat Parkı ele alındı. Bafa Gölü’nün 8 bin yıllık insanlık tarihi boyunca denizden göle dönüşme süreci ve bu süreçte Büyük Menderes Nehri’nin coğrafyayı nasıl şekillendirdiği, liman kentlerini nasıl karada bıraktığı anlatıldı. Göl çevresindeki kültürel miraslara dikkat çekilirken, Avrupa’daki müze ve katedrallerde sergilenen eserlerde yer alan mitolojik Ay Tanrıçası Selene ve Çoban Endymion’un hikâyesine de değinildi.

EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Bafa Gölü’nün doğal ve kültürel kaynaklarının görsellerle anlatıldığını belirterek, gölün 1994 yılında Tabiat Parkı ilan edildiğini ve 2008’de Uzun Devreli Gelişme Planı’nın onaylandığını söyledi. Göl ve çevresindeki tarih öncesi dönemlerden Osmanlı dönemine kadar uzanan kültürel zenginliklerin, kazı yapılmadan bile görülebildiğine dikkat çekti.

Sürücü, göl kıyısındaki köylerde geçmişte yapılan festivaller ve trekking etkinliklerinin tekrar canlandırılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, göl ekosisteminin bozulmasına yol açan kirlilik, maden ocaklarının tahribatı ve su kalitesindeki değişimlerin bölgedeki turistik işletmeleri olumsuz etkilediğini vurguladı. Bafa Gölü ile Latmos Dağları’nın bir bütün olarak korunması gerektiğine dikkat çeken Sürücü, doğru projelerin geliştirilmesi ve bu projelerin bölge insanlarının geleneksel yaşamlarına uyumlu olması gerektiğini belirtti.

Söyleşide, Bafa Gölü’nün ekolojik yapısının korunması için köklü önlemlerin alınması gerektiği vurgulandı ve bu süreçte tüm kurumların iş birliği yapmasının önemine dikkat çekildi.