Kahramanmaraş ve Hatay merkezli 6 şubat depremlerinden ağır yara alan Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaş’ta konaklama kapasitesindeki büyük gerileme nedeniyle artan taleplere yanıt veremiyor. Deprem afetinde Adıyaman’da 5 kent oteli yıkılırken toplam yatak kapasitesi 600’e geriledi.
Hatay’da depremden önce faaliyet gösteren otel işletmelerinin neredeyse yarısı yok oldu. Kentte depremden önce var olan 224 tesisten 99’u yıkılırken toplam yatak kapasitesi de 14 bin 466’dan 7 bin 548’e geriledi. Kahramanmaraş’ta ise 12 büyük şehir oteli ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldi. Söz konusu illerde yatak kapasitelerin neredeyse yarıdan yarıya azalması başta turizm sektörünü olumsuz etkilerken, konaklamada yaşanan sorunlar sanayi ve ticaret hayatına da olumsuz yansıyor. Depremzede turizmciler ise yıkılan otellerin yenisini inşa etmek üzere uygun finansman destekleri bekliyor.
Adıyaman Turizm Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Veysel Kuştepe, kentteki tüm olumsuzluklara rağmen gelen turist sayısında ciddi ivme yaşadıklarını kaydetti. 2023 yılında 65 bin yerli yabancı misafirin ağırlandığı kentte, 2024’ün ilk 5 ayında kente gelen turist sayısının 82 bine ulaştığını kaydeden Veysel Kuştepe, “Yıl sonu hedefimiz 150 bin turistin bölgede ağırlayabilmek. 2025 yılında ise pandemiden önceki 200 bin kişilik misafir oranlarımıza geri dönmeyi amaçlıyoruz. Artan turist sayısı sektörümüzü önemli ölçüde motive ediyor. Nemrut Dağı’nın depremde hasar almamasının bu alanda sektöre aktif katkı sağlıyor. Ancak kent merkezimizdeki 5 önemli şehir otelimizi depremde kaybettik. Yatak kapasitemiz yüzde 50 oranında azalarak 600’e geriledi. Yetersiz yatak nedeniyle katma değer yaratamıyoruz. Kentimize gelen turların 3’te 2’si Diyarbakır’a kalan kısmı da Şanlıurfa’daki otellere gidiyor. Deprem komplikasyonlarının devam etmesi, enflasyon ve yüksek faizli banka kredileri nedeniyle yıkılan otellerimizin yerine yenileri inşa edilemiyor. Yaklaşık 2 yıldır Adıyaman’da yeni otel yatırımı olmadı” dedi.
“Mevcut finansman şartlarında yeni otel yatırımları mümkün değil”
Yıkılan otellerin yeniden inşası için işletmelerin düşük faizli ve uzun vadeli kredilere ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Veysel Kuştepe, en az 2000 yatak kapasitesine ulaşıncaya kadar sektörün desteklenmesi gerektiğini söyledi. Kuştepe, “Sürdürülebilir finansman destek talebimizi kaldığımız tüm platformlarda dile getirmemize rağmen hiçbir netice alamıyoruz. Mevcut yüksek faizli finansman koşullarında depremzede işletmelerimizin bu tesisleri yeniden ayağa kaldırma şansları yok. Turizmde hotel başta olmak üzere restoran, cafe, zirai üreticiler ve diğer tüm işletmeler birbirlerini tamamlayarak bir cazibe yaratırlar. Ne yazık ki Adıyaman’da bu zincirin otel ayağı eksik kalıyor. Sektördeki tüm işletmelerimiz korunabilmesi için yıkılan otellerin acilen yeniden inşa edilmesi lazım. Yatak kapasitemiz en az 2000’e yükselene kadar devletimizin otel işletmelerini finansal olarak desteklemesi şart” diye konuştu.
“Otellerin kaybı turizmin yanı sıra ticaret sektörlerini de olumsuz etkiliyor”
Kahramanmaraş Kültür Turizm Otelciler ve Gastronomi Derneği Başkanı Gökhan Büyükdereli, 6 Şubat depremlerinde Kahramanmaraş’ta 12 otelin ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldiğini söyledi. Otellerin kaybının sadece turizmi değil aynı zamanda ticaret ve sanayi faaliyetlerine de olumsuz yansıdığına dikkat çeken Gökhan Büyükdereli, şöyle konuştu: “Otellerdeki kaybımız şehirde hem ticareti hem de turizmi çok büyük sekteye uğratacak bir çöküşün de başlangıcı oldu. Maalesef yıkılan otellerimize bir destek söz konusu olmadığı gibi kısa orta vadede bir plan da göremiyoruz. İşletmelerimiz otel yatırımına karar verilmesi durumunda bile bürokratik işlemler uzun zaman alıyor. Bu etmenler düşünülerek sektöre özel destek programları bir an önce başlatılmalı. Şehrimizdeki nitelikli otellerin sayısının artmasıyla kentimizin ticaret hayatını da hareketlendireceği unutulmamalıdır. Orta vadede şehirde yapılacak etkinliklere uygun ortam oluşturulması, kongre turizmi ve otellerin hızlıca yapılması gerekiyor.”
Turizmdeki değer zincirini doğru planlamalıyız
Otellerin şehirlerde üstlendiği toplantı ve organizasyonların kentin kültürel etkinliklerinin de temelini oluşturduğunu ifade eden Gökhan Büyükdereli, “Turizm nasıl şehirlerdeki yaşam standartlarını yükseltiyorsa, otellerde kentin kültürel değerlerini geliştiren misyonlarıyla turizm sektörüne aktif katkı sağlıyor. Bu değer dinamiklerini doğru planlayamadığımız sürece şehirde beyaz yakalı yetişmiş insan gücünü kaçırmaya devam edeceğiz. Bu konunun detaylı araştırılıp destek noktasında iyi irdelenmesi lazım. Sektörün aktörleri tarafından organize edilecek toplantılarla bir çözüm yolu belirlenmelidir. Şehrimizi seviyoruz, şehrin tüm turizm kültür gastronomi dinamiğini ve ticaretini korumak için şehrin bu farkındalıkta düşünmesi gerekiyor” dedi.
Hatay’ın yatak kapasitesi yüzde 55 azalış ile 7.548’e geriledi
Hatay Turizm Derneği Başkanı Hakan Boyacı da kentte birçok otel, restoran ve turizm acentasının yıkıldığını aktardı. Yıkılmayan veya hasar almayan işletmelerin de arz talep dengesizliği ve enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle hala sektöre tam olarak entegre olamadığını belirten Hakan Boyacı, “Deprem öncesinde Hatay'ın yatak kapasitesi oldukça genişlemişti. 224 tesiste 14 bin 466 yatak kapasitesine erişmiştik. Bu bölgemizin turizm potansiyelini ve gelişimini gösteren önemli bir göstergeydi. Ancak deprem ile 99 işletmemiz yıkıldı. Toplam yatak kapasitemiz de 7 bin 548’e geriledi. Hasar gören veya yıkılan tesislerle birlikte, işletmelerimizin uzun süreli kapanması ve altyapı sorunları turizm sektörünü derinden etkiledi. Hatay Turizm Derneği olarak, bu zor zamanlarda bölgenin yeniden yapılanması ve turizm altyapısının restore edilmesi için çaba sarf ediyoruz. Önceliğimiz, zarar gören işletmelerimizin yeniden yapılanmasına ve işlerini normale döndürmelerine yardımcı olmak. Bu süreçte yerel yönetimlerle işbirliği içinde çalışarak, turizm altyapımızın en kısa sürede yeniden yapılandırılmasını sağlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Bakanlık desteklerini artırmalı
Hatay’ın deprem öncesinde Türkiye ve dünya turizm sektörlerinde yükselen bir destinasyon olarak öne çıktığını anımsatan Hakan Boyacı, şöyle devam etti: “Denizi, kültürü, gastronomisi, yaylaları ve tarihi zenginlikleriyle hem iç turizmde hem de uluslararası turizmde artan bir talep görüyordu. Özellikle Antakya'nın tarihi dokusu, Harbiye'nin doğal güzellikleri, Samandağ'daki plajları ve Dörtyol'un yaylaları gibi çeşitli cazibe merkezleriyle Hatay, turistler için çekici bir destinasyon olarak biliniyordu. Umarız ki Hatay, geçmişteki potansiyelini yeniden kazanabilir ve turizmdeki yükselen trendlere tekrar liderlik edebilir. Turizm profesyonelleri, yerel yönetimler ve toplum olarak birlikte çalışarak, bölgenin turizmdeki önemli rolünü sürdürebilmesi için gereken adımları atabiliriz. Gündemimizde kültür varlıklarının hızla restore edilmesi ve tescilli işletmelerimizin desteklenmesi konuları var. Ayakta kalan otel ve işletmelerimizin de desteklenmesi gerektiği inancındayız. Bu doğrultuda ilgili mercilere ilettiğimiz talepler arasında, yeni yapılacak otellere teşvikler ve faizsiz kredi imkanları ile ayakta olan işletmelere vergi ve sigorta muafiyeti gibi desteklerin sağlanması yer alıyor. Bu adımların Hatay turizmi için kritik önem taşıdığını düşünüyoruz ve bu yönde atılacak her adımın bölgenin turizm potansiyelini artıracağına inanıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu süreçteki çalışmalarını ve desteklerini artırması gerektiğine inanıyoruz. Özellikle kültür varlıklarının restorasyonu ve turizm altyapısının güçlendirilmesi için daha fazla kaynağın tahsis edilmesi büyük önem arz ediyor.”
Yetersiz altyapıya rağmen Hatay’ın turist sayısı artıyor
Antakya merkez ve çevresindeki önemli ören yerlerinin yüzde 90'ının yıkıldığını ifade eden Hakan Boyacı, “Kültür varlıklarımızdaki yıkımlar bölgenin turizm potansiyelinde ciddi bir düşüşe yol açtı. Ancak, buna rağmen, bölgedeki turizm aktiviteleri ve turist sayıları zamanla artmaya başladı. Hatay Turizm Derneği olarak, kültürel mirasımızı koruma ve yeniden canlandırma çabalarımızı yoğunlaştırdık. St. Pierre Kilisesi gibi önemli kültürel yapıları tekrar ziyarete açtık ve Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi gibi yeni müze ve ören yerleri açılışları gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra, Samandağ'daki Titus Tüneli, St. Simeon Manastırı, Harbiye Şelaleleri ve bölgedeki yaylalar gibi doğal ve tarihi mekanlar da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu açılımlar ve yeniden yapılanma çabaları sayesinde, Hatay'ın turizm potansiyelinin yeniden canlandırılmasına yönelik umutlarımız artmaktadır. Turizmdeki toparlanma sürecinin devam etmesi için, yerel yönetimlerle işbirliği içinde çalışarak bölgenin turizm altyapısını güçlendirmeye ve turist çekmek için çeşitli projeler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.