Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla, yurtdışından sipariş edilen ürünlere ek gümrük vergisi getirildi. Yeni düzenlemeye göre ise Avrupa Birliği ülkelerinden doğrudan gelmesi halinde yüzde 30, diğer ülkelerden gelmesi halinde yüzde 60, 6 Haziran 2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (IV) sayılı listede yer alan eşya olması durumunda ise yukarıdaki oranlara ilave yüzde 20 oranında tek ve maktu bir vergi tahsil edilecek. Asset Worlwide Express İcra Kurulu Üyesi İbrahim Taşkın ise alınan bu kararın e-ticaret sektörü üzerindeki etkilerini değerlendirerek yeni gümrük vergisi düzenlemeleri, e-ithalatta önemli bir dönüm noktası olabileceğini belirtti.
Taşkın, “Daha önce 150 Euro olan tek ve maktu vergi ödenerek ithal edilecek eşya bedeli üst limiti 30 euroya düşürüldü. 30 Euro’yu geçmeyen eşyalarda posta ve hızlı kargo şirketlerince yeni oranlarda tek ve maktu vergi tahsil edilerek BGB (Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı) çerçevesine tamamlanabilecek. 30 Euro’yu geçen, ancak bin 500 Euro’yu geçmeyen eşyaların ithalat işlemi posta ve hızlı kargo şirketlerince veya gümrük müşavirlerince normal ithalat prosedürü çerçevesinde yerine getirilebilecek. Bin 500 Euro’yu geçen eşyalarda ise ticari ithalat prosedürü uygulanacak” dedi. “Tüketici hakları ve piyasadaki rekabet dengesi de göz önünde bulundurulmalı” Taşkın, aynı zamanda yerli üreticilerin korunması adına atılan bu adımın önemine de vurgu yaparak, “Özellikle tüketim malları ithalatında dış ticaret açığına ve maliyenin vergi hasılatına etkileri olacaktır. Ancak vergilerin artırılması, özellikle küçük işletmelerin ve bireysel tüketicilerin maliyetlerini artırarak e-ticaret hacmini ve bir nebze de olsa enflasyonu olumsuz etkileyebilir. Yurtdışından gelen ürünlere ek gümrük vergisi uygulanması, yerli üreticilere rekabet avantajı sağlayabilir. Ancak, bu tür önlemler alınırken, tüketici hakları ve piyasadaki rekabet dengesi de göz önünde bulundurulmalı. İlaç ve sağlık ürünleri gibi kritik öneme sahip eşyalar üzerindeki ek vergiler, tüketicilerin bu ürünlere erişimini zorlaştırabilir. Sağlık sektöründe maliyetlerin artması, uzun vadede sağlık hizmetlerinde aksamalara yol açabilir" diye konuştu. “Ülke olarak ihracat ve turizm döviz ihtiyacımızı karşılayabileceğimiz yegane alan” E-ticaretin geleceği hakkında da açıklamalarda bulunan Taşkın, "Özellikle sınır ötesi e-ticareti 3 ana başlıkta değerlendirmek gerekiyor; e-ihracat, e-ithalat, e-transit olarak. Ülke olarak ihracat ve turizm döviz ihtiyacımızı karşılayabileceğimiz yegane alan. Bu çerçevede, e-ihracatın toplam ihracat içerisinde payı ve küresel e-ticaret hacmimiz açısından son derece önemli. E-ithalat tarafında az önce bahsettiğimiz yeni vergi düzenlemeleriyle e-transit fırsatı kaçırılıyor. Türkiye’nin gerek 3 kıtaya coğrafi avantajı, yeni havalimanının alt yapısı ve milli bayrak taşıyıcımız THY- Turkish Cargo ile 100’den fazla ülkeye düzenli sefer yapmamızın avantajı kullanılmalı. Köln e-ticaret üssü olarak kendini konumlandırıp, e-ticaret ihtisas gümrüğü ve diğer avantajlarla önemli fırsatlar sunuyor. Aynı şekilde Birleşik Arap Emirliği Dubai Commercity ile bu fırsatı görüp ciddi teşviklerle de potansiyeli değerlendirmekte” şeklinde konuştu. “E-ticaret, Türkiye’nin uluslararası ticaretteki konumunu güçlendirmesi için büyük fırsat” İbrahim Taşkın, son olarak e-ticaretin Türkiye’deki geleceğine dair görüşlerini paylaşarak, "E-ticaret, Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve uluslararası ticaretteki konumunu güçlendirmesi için büyük bir fırsat. Ancak, geleneksel ticaretten yeni nesil ticarete geçerken, ekonomimize ciddi değer sağlayacak potansiyel için yasal düzenlemelerin vakit kaybetmeden hayatımıza girmesi şart” ifadelerini kullandı.