Batı'da su ekonomisi üzerine çok fazla düşünülmez. Tüketiciler için nispeten ucuzdur ve ortalamadan daha kurak dönemlerde getirilen bazı hortum-boru yasakları dışında musluklar neredeyse hiç kurumaz.
Ancak bu durum, iklim değişikliği ve özellikle tarımda giderek artan su kullanımı nedeniyle giderek bir sorun haline geliyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'ne (OECD) göre, dünya nüfusunun yüzde 60’ı 2050 yılına kadar su sorunuyla karşı karşıya kalabilir ve su krizinin yükünü düşük gelirli aileler çekebilir.
Su kıtlığı bazı bölgelerde ekonomik büyümeye gayri safi hasılanın yüzde 6’sı kadar zarar verebilir.
22 Mart Dünya Su Günü yaklaşırken gezegendeki su kaynaklarının mevcut durumunu ve bir şirketin Katar'da fark yaratmaya nasıl yardımcı olduğunu inceledik.
'Silahlardan önce musluklar'
Dünyada en az 2 milyar insan hâlâ güvenli içme suyundan ve temizlik imkanlarından mahrum. Bu da kalkınmanın önünde büyük bir engel oluşturuyor. Bu kaynaklara yatırım yapmak, sadece bireysel düzeyde değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de büyük bir etki yaratır.
Aileler su bulmaya çalışmak için daha az zaman ve para harcar, böylece yoksulluk döngülerini kırmaya yardımcı olan eğitim ve iş için daha fazla kaynağa erişim sağlar. Sağlık hizmetlerinde iyileşme yaşanır ve maliyetler düşer.
Bu kadın, Hindistan'ın kuzeydoğusundaki Manipur eyaletinde bu su tankerini bulmadan önce 4 kaynakta su arayıp başarılı olamamış. Tarih: 21 Mart 2020
Water.org'a göre, temiz suya ve temizlik imkanlarına evrensel düzeyde erişim sağlanması, 18 milyar dolardan fazla ekonomik fayda kazandırabilir. Genel olarak su ve temizliğe yapılan her 1 dolarlık yatırımın, daha düşük sağlık harcamaları, daha fazla üretkenlik ve daha az erken ölümler nedeniyle 4 dolarlık ekonomik getiri sağladığı tahmin ediliyor.
Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon'a göre, su kıtlığı hâlâ siyasi bir sorun olarak geri planda kalmaya devam ediyor ve bu durum değişmeli.
Fauchon, "Her yere su, bizim ana sloganımız. Su politikadır ve dünyadaki politikacılara suyu görmezden gelmeyi bırakın diyoruz. Silahlardan önce musluklar lazım." şeklinde konuşuyor.
Katar'ın çözümü: Kamu ve özel sektör ortaklığı
Batılı ülkelerde su kaynaklarına ilişkin tartışmalar yeni yeni önem kazanmaya başlarken daha kurak bölgelerde su kıtlığı uzun zamandır en önemli siyasi önceliklerden biri.
Uzun süredir su kıtlığıyla mücadele etmek zorunda kalan Katar, sürdürülebilir çözümler oluşturmak için teknoloji kullanımını artırıyor.
Teknolojik gelişmeler sayesinde bugün, su güvenliğini sürdürülebilir yollarla sağlama hedefine her zamankinden daha yakınız.
Katar sıcak ve kurak bir iklime sahip, bu da su tedarikini güvence altına almak için yenilik yapması gerektiği anlamına geliyor
Katar bunu başarabilmek için küresel ölçekte dijital sistemlere öncülük eden ödüllü İspanyol su yönetimi şirketi Aguas de Valencia ile iş birliği yaptı.
Başkent Doha'nın batısında, ülkenin en büyük su arıtma tesisinde faaliyet gösteriyorlar. Ham atık sular temiz su haline gelmeden önce bu tesiste çok sayıda biyolojik arıtma filtrasyonu ve yüksek basınçlı sanitasyon aşamasından geçiyor. Üretilen temiz su tarımda ya da içme suyu dışında diğer kullanımlarda değerlendiriliyor.
Aguas de Valencia'nın Orta Doğu Sorumlusu Enrique Fernandez, her bir damlanın değerli olduğunu söylüyor: "Katar’da yağmur yağdığında, çok kısa bir süre içinde çok yüksek miktarlarda yağar. Bu nedenle suyun tamamını arıtmak için o yoğun yağmuru bir süre boyunca tutmaya ve arıtıma çok hazırlıklı olmalıyız."
Pek çok ülkede yağmur ve hatta kanalizasyon suları denize ya da nehirlere dökülüyor. İklim değişikliği kuraklık tehlikesini de beraberinde getirirken Katar'daki gibi su geri dönüşümüne yatırım yapmak hayati bir önem taşıyor.
Kaynak: tr.euronews.com