UNESCO'lu Beçin Antik Kenti'nde kazılar devam ediyor

Muğla'nın Milas ilçesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Beçin Antik Kenti'nde kazı çalışmaları yıl boyunca sürdürülüyor

Haber Giriş Tarihi: 02.04.2023 10:03
Haber Güncellenme Tarihi: 02.04.2023 10:03

Muğla Valisi Orhan Tavlı, Beçin Kalesi ve Ören yerinde Muğla Valiliğinin desteğiyle devam eden çalışmaları inceledi.

Beçin Antik Kenti'nin Muğla'nın önemli tarihi ve kültürel değerlerinden biri olduğunu aktaran Tavlı, kentte kazı çalışmalarının 12 ay boyunca yürütüldüğünü belirtti.

Beçin Kalesi'nin Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerini sunduğunu anlatan Tavlı, "Menteşe Beyliğine başkentlik yapmış Türk-İslam dönemi yerleşiminde önemli merkezlerden olan Beçin'de günümüze kadar ulaşmış pek çok önemli eser bulunuyor." dedi.

Tavlı, yürütülen çalışmalarla antik kente gelen ziyaretçi sayısında da her yıl artış yaşandığına dikkati çekti.

Öte yandan antik kentte bulunan ve Menteşe Beyliğinin önemli yapılarından Ahmed Gazi Medresesi de restore edilerek Taş Eserler Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.

Beçin Antik Kenti

Beçin Antik Kenti, Muğla’nın Milas İlçesi’nin 5 km kadar güneyinde yer alan Beçin Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kent, başta Geometrik, Arkaik, Klasik dönemler olmak üzere Roma, Bizans, Menteşeoğulları ve Osmanlı dönemlerinde kullanım görmüş biryerleşim alanıdır. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Beçin, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yerini almıştır.

Eski metinlerde Barçın ya da Berçin olarak geçen kentin Türkler tarafından fetih tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İbn-i Batuta, Orhan Bey’i şehrin kurucusu olarak tanıtır. Ahmet Gazi’nin hükümdarlığı süresince beylik en parlak devrini yaşamış, 1391’de ölümünden sonramerkez Balat’a taşınmıştır. Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra beyliği geri alan İlyas Bey Balat’da ve Beçin’de bir süre daha saltanatını sürdürmüş; vefat edince oğulları Leys ve Ahmed beyliklerini sürdürmek istemişlerse de başarılı olamamışlardır.

Beçin 1424 tarihinde kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiş ve ardından çok hızlı bir şekilde gerilemiştir. XVII. yüzyıl başında, Celali isyanları esnasında kent sakinleri tamamıyla İç Kale’ye çekilmiş; 1950’li yıllarda kale içinde oturan son aileler de Beçin’i terk etmiştir.

Beçin şehri, kale ve bunun güneyindeki bir surun çevrelediği asıl yerleşim kısmından oluşur. Kale girişinin hizasındaki iki çeşme kalıntısıyla bir türbe yıkıntısından sonra iki aslan kabartmasının süslediği çeşmenin önünden geçerek Ahmet Gazi Medresesi’nin kuzeyindeki düzlüğe varılır. Bu düzlükte yer alan yapılar şöyledir: batıda, bir kayalığa yaslanan kubbeli çeşme; güneyde- medresenin tam karşısında Orhan Beyin yaptırmış olduğu caminin kalıntıları; güneydoğuda Kızıl Han ve batıda kalan bir haziredeki iki türbedir.

Tepenin güneybatısında Kara Paşa Hanı; az ilerisinde dik bir yamaca yaslanmış olan küçük bir hamam ve tepenin en üst noktasına doğru gidildiğinde “Emir Avlusu” olarak adlandırılan yapı vardır. Bu alanda “Orman Tekkesi” denilen bir yapının daha kalıntısı vardır. Yine bu civarda 19. yüzyılda Rumlar tarafından inşa edilen ve” Yeni Kilise” olarak adlandırılan bazilikal bir yapı bulunur. Beçin’in doğusunda Kepez tepesinde, Yelli Camii, medrese ve hamamı vardır. Surlar içinde kalan kısımda, bu yapıların dışında fonksiyonları ve yapıldıkları devirleri belirlenemeyen eski yapı kalıntıları çoktur.

​​​​​​​