Hava Durumu

#Abd

TOURISMJOURNAL - Abd haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Abd haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Trump Yönetimi, Yeni Seyahat Yasağı Üzerinde Çalışıyor Haber

Trump Yönetimi, Yeni Seyahat Yasağı Üzerinde Çalışıyor

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, yeni bir seyahat yasağı düzenlemesi kapsamında birçok ülkenin vatandaşlarına geniş çaplı kısıtlamalar getirmeyi değerlendiriyor. İncelenen kurum içi belgelere göre, yasak kapsamına alınması düşünülen ülkeler üç ayrı kategoriye ayrıldı. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir ABD yetkilisi, listenin henüz nihai karar aşamasında olmadığını ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio da dahil olmak üzere yönetim onayının beklendiğini belirtti. Listeye eklenebilecek veya çıkarılabilecek ülkeler olduğu için kesin kararın önümüzdeki günlerde duyurulacağı ifade ediliyor. TAMAMEN SEYAHAT YASAĞI UYGULANACAK ÜLKELER Bu ülkelerin vatandaşları için seyahat vizeleri tamamen askıya alınacak. Afganistan Küba İran Libya Kuzey Kore Somali Sudan Suriye Venezuela Yemen KISMİ VİZE KISITLAMASINA TABİ ÜLKELER Bu ülkelerdeki turist, öğrenci ve bazı özel vizeler kısıtlanabilir. Eritre Haiti Laos Myanmar Güney Sudan GELECEKTE KISMİ YASAK UYGULANABİLECEK ÜLKELER Bu ülkeler, belirli eksiklikleri gidermediği sürece seyahat vizelerinde kısıtlamalara tabi olabilir. Angola Antigua ve Barbuda Beyaz Rusya Butan Burkina Faso Yeşil Burun Adaları Kamboçya Kamerun Çad Kongo Demokratik Cumhuriyeti Dominik Cumhuriyeti Ekvator Ginesi Gambiya Liberya Malawi Moritanya Pakistan Kongo Cumhuriyeti Saint Kitts ve Nevis Saint Lucia Sao Tome ve Principe Sierra Leone Doğu Timor Türkmenistan Vanuatu Yeni düzenleme, ABD’nin güvenlik politikaları doğrultusunda şekillendirilirken, seyahat yasaklarının diplomatik ilişkiler üzerindeki etkileri konusunda tartışmalar sürüyor.

Türkler, Rusya'nın Haber

Türkler, Rusya'nın "Altın Vize" Programında Lider

Rusya İçişleri Bakanlığı, yatırım yoluyla doğrudan oturum izni (VNH) alan yabancı yatırımcılara ilişkin verileri açıkladı. Bakanlık verilerine göre, 17 Mart itibarıyla Türkiye’den üç yatırımcı bu fırsattan yararlandı. Türkiye’yi, Almanya’dan iki, ABD, Gürcistan, Azerbaycan, Çin ve Güney Kore’den birer yatırımcı takip etti. Yetkililer, toplamda 10 yabancı yatırımcının Rusya’dan oturum izni aldığını belirtti. Ocak 2023’te yürürlüğe giren mevzuatla hayata geçirilen bu sistem kapsamında, belirli yatırım kriterlerini karşılayan kişilere kalıcı oturum hakkı sağlıyor. Yatırımcılar, geçici oturum sürecini atlayarak doğrudan uzun süreli oturum izni başvurusu yapabiliyor. RUSYA’NIN "ALTIN VİZE" ŞARTLARI Altın vize programı, Rusya’ya sermaye getiren yatırımcılara hızlı ve kolay oturum hakkı sunmayı amaçlıyor. Program kapsamında yatırımcıların en az 15 milyon ruble (yaklaşık 4,5 milyon TL) değerinde bir Rus şirketine yatırım yapması ya da en az 50 milyon ruble (yaklaşık 15 milyon TL) değerinde yabancı şirket yatırımı gerçekleştirmesi gerekiyor. Ayrıca, yatırım yapılan şirketin en az üç yıldır faaliyet göstermesi, 6 milyon ruble vergi ödemesi ve en az 25 kişiyi istihdam etmesi gibi şartları karşılaması bekleniyor. Bunlara ek olarak, yatırımcılar başlangıç sermayesi 10 milyon ruble olan ve en az 10 Rus vatandaşını istihdam eden bir şirket kurarak da oturum izni alabiliyor. Alternatif olarak, üç yıl boyunca 30 milyon ruble değerinde Rus devlet tahvili veya gayrimenkul yatırımı yapılması gerekiyor. Petrol, gaz, tarım, enerji, tıp, IT ve araştırma gibi sektörlere meşru kaynaklardan yatırım yapılması da şartlar arasında yer alıyor. PROGRAMIN GELECEĞİ BELİRSİZ Rusya’nın altın vize programına 2023 yılında toplam 20 kişi başvururken, bu başvurular ABD, Almanya, Çin, Sırbistan, Gürcistan, Türkiye ve Cezayir vatandaşlarından geldi. Program kapsamında toplamda 1,2 milyar ruble (yaklaşık 13 milyon dolar) yatırım yapıldığı açıklandı. Ancak şu ana kadar verilen oturum izinlerinin sınırlı kalması, programın yatırımcılar açısından yeterince cazip olup olmadığı konusunda soru işaretleri yaratıyor. Uzmanlara göre, ilerleyen dönemde yatırım kriterlerinin esnetilip esnetilmeyeceği, programın ne kadar ilgi göreceğini belirleyecek.

Çimsa, 5 Yılda Değerini 7 Kat Artırdı Haber

Çimsa, 5 Yılda Değerini 7 Kat Artırdı

İSTANBUL (İHA) - Çimsa, İrlanda ve Birleşik Krallık pazarlarında önemli bir oyuncu olan Mannok’u satın alarak Sabancı Holding’in bugüne kadarki en büyük yurt dışı yatırımını gerçekleştirdi. Son beş yılda piyasa değerini yaklaşık yedi kat artırarak 1,4 milyar dolar seviyesine ulaştı. Yapı malzemeleri sektöründe dünya çapındaki varlığını güçlendirmeye devam eden Çimsa, ABD ve Avrupa’daki etkisini artırmayı hedefliyor. Mannok’un portföyüne katılmasıyla, çimento bazlı ürünlerin yanı sıra yalıtım malzemeleri ve geri dönüştürülmüş plastik ambalaj üretimi gibi alanlarda da faaliyet göstermeye başlayan Çimsa, bu hamleyle hem ürün çeşitliliğini artırdı hem de pazar genişlemesi sağladı. 2024 YILINDA TÜRKİYE’NİN YURT DIŞINDA EN BÜYÜK SATIN ALMASI Sabancı Holding Malzeme Teknolojileri Grup Başkanı Burak Orhun, Mannok’un satın alınmasının sadece Sabancı için değil, Türkiye için de önemli bir adım olduğunu belirterek, KPMG’nin raporuna göre bunun 2024’te bir Türk şirketi tarafından gerçekleştirilen en büyük yurt dışı yatırımı olduğunu vurguladı. Orhun, dünyadaki rekabetin artık malzeme odaklı ilerlediğini ve Sabancı’nın bu alanda öncü olmayı sürdüreceğini ifade etti. "İleri malzemeye ve malzeme teknolojilerine hakim olmak, artık şirketlerin en öncelikli gündemlerinden biri. Bugün beton, sudan sonra dünyada en çok kullanılan ikinci malzeme. Bu malzemeyi bir günde ikame etmek tabii ki mümkün değil. Ama bizim vizyonumuz; teknolojiyi, inovasyonu kullanarak, sürdürülebilirliği pusula kabul ederek, bu yolculuğa ışık tutmak. Geliştirilen teknolojilerin müşterisi değil, geliştiricisi olmak" dedi. Mannok satın almasının küresel etki yaratma yolunda tarihi bir adım olduğunu söyleyen Orhun, Sabancı Holding’in 2029’a kadar Malzeme Teknolojileri Grubu’nun net aktif değer içindeki payını yüzde 20’ye çıkarmayı hedeflediğini belirtti. Bu doğrultuda, Amerika ve Avrupa’da büyük çaplı satın almalar yapmaya devam edeceklerini açıkladı. ÇİMSA, KÜRESEL OYUNCU OLMA YOLUNDA İLERLİYOR Çimsa CEO’su Umut Zenar, şirketin son yıllardaki dönüşümünde yurt dışı yatırımların kritik bir rol oynadığını belirtti. 2021’de İspanya’daki Bunol satın alımıyla beyaz çimento üretiminde önemli bir konuma geldiklerini belirten Zenar, "Avrupa’daki bu büyüme adımımızı Amerika coğrafyasına taşımak adına, ABD’de var olan beyaz çimento tesisimize ek olarak, gri çimento öğütme tesisinin inşaatına devam ediyoruz. Bu tesisimizi bu yıl içerisinde devreye alacağız. Son olarak, Mannok’u bünyemize katarak hem ürün hem de coğrafi çeşitlilik anlamında çok önemli bir adım attık. Bu üç yatırımın toplam büyüklüğü yaklaşık 600 milyon dolar. Ancak burada asıl kritik nokta, bu yatırımlarla birlikte Çimsa’nın artık sadece bir çimento ihracatçısı olmaktan çıkıp, dünyanın farklı coğrafyalarında üretim ağı olan küresel ölçekte rekabet eden güçlü bir yapı malzemeleri şirketine dönüşmesi" dedi. "Küreselleşmeyi yalnızca üretim tesisleri açmakla sınırlı görmüyoruz" diyen Zenar, 2023 yılında, Avrupa’nın sanayi ve inovasyon üssü Münih Teknik Üniversitesi bünyesinde Sabancı Teknoloji Merkezi’ni açtıklarını hatırlattı. Burada, özel ürünler geliştirirken, müşteri ilişkilerini de derinleştirdiklerini ekledi Mannok’un satın alınmasıyla birlikte, Çimsa’nın döviz bazlı satış oranı yüzde 70’in üzerine çıktı. Şirket, İspanya ve ABD yatırımlarına ek olarak İrlanda ve Birleşik Krallık pazarlarında da güçlü bir varlık göstermeye hazırlanıyor. Çimento ve prekast ürünlerinin yanı sıra yalıtım malzemeleri ve geri dönüştürülmüş plastik ambalaj üretimi de Çimsa’nın genişleyen portföyünde yer alıyor. Zenar, 2025 itibarıyla bu satın almanın etkilerinin daha net görüleceğini ve Çimsa’nın küresel bir yapı malzemeleri şirketi olarak daha da güçleneceğini ifade etti.

Sağlık Turizmi 2035'te 3,2 Trilyon Dolara Ulaşacak Haber

Sağlık Turizmi 2035'te 3,2 Trilyon Dolara Ulaşacak

Sağlık turizmi pazarı, 2025-2035 yılları arasında güçlü bir büyüme gösterecek. 2025 yılında 1,2 trilyon dolar seviyesine ulaşması beklenen pazarın, 2035 yılına kadar 3,2 trilyon dolara çıkması öngörülüyor. Bu büyüme, yıllık bileşik yüzde 10,4 oranında bir artışa işaret ediyor. Sağlık turizmi, bireylerin fiziksel, zihinsel ve ruhsal iyilik halleri için seyahat etmelerini kapsayan bir sektör olarak; spa merkezleri, yoga kampları, meditasyon inzivaları ve sağlıklı beslenme programları gibi hizmetleri içeriyor. Tüketicilerin artan sağlık bilinci ve rahatlama arayışı, sektörün büyümesini destekleyen başlıca etkenler arasında yer alıyor. SAĞLIK TURİZMİ BÜYÜMESİNİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER Stresli yaşam tarzı, hareketsiz hayat ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, bireyleri sağlık odaklı seyahatlere yönlendiriyor. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerde artan gelir düzeyi, daha fazla kişinin bu tür seyahatlere yatırım yapmasını sağlarken, kronik hastalıkların yaygınlaşması da alternatif ve önleyici sağlık çözümlerine olan ilgiyi artırıyor. Bunun yanı sıra, Instagram ve YouTube gibi dijital platformlar, sağlıklı yaşam ve wellness temalı destinasyonları tanıtarak bu alana olan ilgiyi daha da güçlendiriyor. BÖLGESEL PAZAR VERİLERİ ABD: 2025-2035 yılları arasında %10,1 yıllık büyüme bekleniyor. Birleşik Krallık: %9,8’lik büyüme ile sağlık odaklı destinasyonlara olan talep artıyor. Avrupa Birliği: Çeşitli sağlık ve wellness hizmetleri sayesinde %10,7 büyüme öngörülüyor. Japonya: Geleneksel iyileştirme yöntemleriyle küresel ziyaretçileri çeken Japonya’nın, %9,6’lık büyüme oranına ulaşması bekleniyor. Güney Kore: Modern wellness uygulamalarıyla sektörün %10,3 büyüme göstermesi tahmin ediliyor. SAĞLIK TURİZMİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TRENDİ Çevreye duyarlı seyahatler, sağlık turizmi sektöründe giderek daha fazla önem kazanıyor. Birçok wellness tesisi, organik beslenme, enerji tasarruflu yapılar ve sürdürülebilir turizm uygulamalarını benimseyerek doğaya duyarlı hizmetler sunuyor. Yeşil turizm anlayışı, gezginlerin hem sağlıklarını hem de doğayı koruma bilincini destekleyen bir trend olarak öne çıkıyor. Future Market Insights Yönetici Ortağı Sudip Saha, "Bireylerin sağlık ve kişisel bakıma verdiği önem arttıkça, küresel seyahat trendleri de değişiyor. Daha fazla insan, kendini yenileyebileceği ve sağlık odaklı deneyimler yaşayabileceği destinasyonları tercih ediyor" diyor. LÜKS SAĞLIK TURİZMİ: KONFOR VE SAĞLIK BİR ARADA Özellikle üst gelir grubundaki gezginler, lüks wellness tatilleri ve özel sağlık merkezleri ile benzersiz deneyimler arıyor. Özel spor antrenmanları, gelişmiş spa terapileri ve huzurlu doğa ortamları ile lüks sağlık turizmi, üst düzey konfor ve sağlık hizmetlerini birleştiriyor. SAĞLIK TURİZMİNİN GELECEĞİ: DİJİTAL DENEYİMLER Teknolojinin sağlık turizmine entegrasyonu, sanal wellness deneyimlerini de beraberinde getiriyor. Online yoga dersleri, meditasyon seansları ve fitness programları sayesinde bireyler, seyahat etmeden de sağlıklarını destekleyebiliyor. Ayrıca, giyilebilir sağlık teknolojileri ve mobil wellness uygulamaları, kişiselleştirilmiş sağlık takibi sunarak sağlık turizmi deneyimlerini daha verimli hale getiriyor. SAĞLIK TURİZMİNDE KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR Lüks wellness hizmetlerinin yüksek maliyetleri, geniş kitleler için erişilebilirliği zorlaştırırken, wellness sektöründe evrensel bir standardın bulunmaması destinasyonlar arasında kıyas yapmayı güçleştiriyor. Yılın belirli dönemlerinde artan talepler, düşük sezonlarda işletmeler için zorluk yaratırken, bölgelere göre farklılaşan wellness uygulamaları küresel pazarda benimsenme açısından bazı engeller oluşturabiliyor. Ayrıca, COVID-19’un etkileri hala hissedildiğinden, sağlık ve güvenlik kaygıları seyahat edenler için önemli bir faktör olmaya devam ediyor. SAĞLIK TURİZMİ PAZARI VE ÖNE ÇIKAN OYUNCULAR Sağlık turizmi pazarında öne çıkan oyuncular arasında Accor Hotels, Marriott International, Hyatt Hotels Corporation, Six Senses Hotels Resorts Spas ve Canyon Ranch gibi küresel otel zincirleri yer alıyor. Pazar, doğrudan ve dolaylı tedarikçiler açısından da farklı kategorilere ayrılıyor. Doğrudan tedarikçiler arasında havayolları, otel şirketleri ve tur operatörleri bulunurken, dolaylı tedarikçiler online seyahat acenteleri (OTA), geleneksel seyahat acenteleri ve kurumsal alıcılar olarak öne çıkıyor. Yaş gruplarına göre incelendiğinde, sağlık turizmi 15 yaş altı, 16-25, 26-35, 36-45, 46-55 ve 55 yaş üstü kategorilerine ayrılıyor. Turizm türüne göre ise termal su veya kaplıca terapileri, yoga ve pilates kampları, gastronomi ve sağlıklı beslenme kampları, meditasyon kampları, wellness cruise turları ve eko-turizm kampları gibi çeşitli alternatifler mevcut. Cinsiyete göre erkek, kadın ve çocuk olarak sınıflandırılan sağlık turizmi, seyahat türüne göre yurt içi ve uluslararası olarak ikiye ayrılıyor. Rezervasyon kanalları ise telefonla, online ve yüz yüze rezervasyon olmak üzere üç farklı şekilde gerçekleşiyor. Ülkelere göre değerlendirildiğinde, sağlık turizminin en popüler destinasyonları arasında ABD, Kanada, Brezilya, Meksika, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İspanya, Rusya, Hindistan, Çin, Japonya, Malezya, Singapur, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, İtalya, Katar ve Umman gibi ülkeler yer alıyor. İLGİLİ SEKTÖR RAPORLARI Medikal Turizm: 2025’te 278,2 milyar dolardan, 2035’te 890,4 milyar dolara ulaşacak (%10,4 CAGR). Türkiye Medikal Turizmi: 2024’te 3,97 milyar dolar, 2034’te 7,18 milyar dolar olacak (%6,1 CAGR). Spa Tesisleri Pazarı: 2023’te 87 milyar dolar, 2033’te 166,4 milyar dolar olacak (%6,7 CAGR). ​​​​​​​

Marcus Aurelius Heykeli Türkiye’ye Dönüyor Haber

Marcus Aurelius Heykeli Türkiye’ye Dönüyor

ANKARA (İHA) - Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Cleveland Sanat Müzesi’nde bulunan ve antik çağın en nadide bronz eserlerinden biri kabul edilen Marcus Aurelius heykeli, Türkiye’ye geri getiriliyor. Roma İmparatoru Marcus Aurelius’u bir filozof olarak tasvir eden heykel, 1960’lı yıllarda Burdur’daki Boubon Antik Kenti’nden kaçırılmıştı. Prof. Dr. Jale İnan'ın araştırmalarında gündeme getirilen eserin iadesi gerçekleştirilememişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın New York Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik Soruşturmaları Birimi (HSI) ile yürüttüğü iş birliği sayesinde, heykelin kökeni bilimsel ve hukuki kanıtlarla ortaya kondu. Antik kentten kaçırılan Lucius Verus, Septimius Severus ve İmparator Caracalla Heykeli gibi eserler yıllarca el değiştirmiş, ancak Marcus Aurelius heykelinin Türkiye’ye dönüşü bugüne kadar mümkün olmamıştı. Cleveland Sanat Müzesi’nin itirazları, Prof. Dr. Ernst Pernicka ve Bakanlık konservatörleri tarafından yapılan arkeometrik analizler ve bilimsel kanıtlarla çürütüldü. Sonrasında Almanya’daki Curt Engelhorn Arkeometri Merkezi’nde yapılan testler, heykelin Boubon’da uzun süre gömülü kaldığının kesin kanıtı oldu. Bunun üzerine müze, heykelin iadesini kabul etti ve karar Manhattan Bölge Savcılığı tarafından resmen Türkiye’ye duyuruldu. Türkiye, kültürel mirasını koruma konusundaki kararlılığını bir kez daha göstererek, tarihi eser kaçakçılığına karşı uluslararası mücadelede önemli bir başarıya imza attı.

2024'te Türkiye’ye Yatırımda Hollanda Zirvede Haber

2024'te Türkiye’ye Yatırımda Hollanda Zirvede

Türkiye, 2024'te küresel yatırım akışlarının baskı altında olmasına rağmen uluslararası yatırımcılar için cazibesini korudu. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımlar geçen yıla göre yüzde 5,6 artarak 11,3 milyar dolara ulaştı. Yatırımların en büyük payı yüzde 23,6 ile Hollanda’dan gelirken, Almanya yüzde 11,5, ABD ise yüzde 10,3 oranında yatırım yaptı. İlk 10’da ayrıca İrlanda, Azerbaycan, İsviçre, Birleşik Krallık, BAE, Fransa ve Norveç yer aldı. EN FAZLA YATIRIMI İMALAT SEKTÖRÜNDE Sektörel dağılımda 2,3 milyar dolar ve yüzde 34,5'lik pay ile imalat sektörü başı çekerken, onu yüzde 25,3 ile "toptan ve perakende ticaret" ve yüzde 7,2 ile "ulaştırma ve depolama" sektörleri takip etti. KÜRESEL YATIRIM DÜŞERKEN TÜRKİYE ÖNE ÇIKTI Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Ajansı (UNCTAD) verilerine göre, küresel doğrudan yatırımlar 2024’te yüzde 8 düştü. Avrupa'da bu oran yüzde 45’e kadar gerilerken, Türkiye bu olumsuz tablodan ayrışarak yatırım çekmeye devam etti. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Türkiye’nin yapısal reformlar ve stratejik konumu sayesinde küresel yatırımcılar için cazibesini koruduğunu vurguladı. 2024 yılı için de beklentilerin olumlu olduğunu belirterek, Türkiye’nin küresel yatırım destinasyonları arasındaki konumunu daha da güçlendireceğini ifade etti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.