Hava Durumu

#Alexandria Troas Antik Kenti

TOURISMJOURNAL - Alexandria Troas Antik Kenti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Alexandria Troas Antik Kenti haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

2 bin yıllık antik liman kalpli pembe göle dönüştü Haber

2 bin yıllık antik liman kalpli pembe göle dönüştü

Alexandria Troas Antik Kenti'nin ticaret merkezi olarak uzun süre hizmet eden 2 bin yıllık iç limanı, günümüzde ise kalpli pembe göl olarak turizme katkı sağlıyor. Dış liman ile bağlantısı zamanla ortadan kalkan antik kentin iç limanı bir göle dönüştü. Sıcaklık ve tuzluluğun artmasından dolayı 'dunaliella salina' adlı mikroskobik bitkisel canlının fazla üremesinden kaynaklı yaşanan pembe ve kırmızıya yakın tonlar, göle farklı bir görünüm kazandırıyor. Zamanla da doğa şartlarına bağlı olarak suyun çekilmesi ile kalp şeklini aldı. İçerisindeki tuzlu suyun yılın belli dönemlerinde pembe renge bürünmesiyle 2 bin yıllık antik liman, dünya üzerinde bilinen ve pembe renge sahip 8 gölden birisi haline geldi. Ziyaretçilerin çekip, sosyal medyada paylaştığı fotoğraflarla popülerliği artan kalp şeklindeki gölün suyu, bugünlerde yine pembeye çalmaya başladı. Pembeye bürünen ve kalp şekli ile dikkati çeken 'Kalpli Göl', drone ile havadan görüntülendi. Kalpli göl doğal dokusu bozulmaması ve zarar görmemesi için araç trafiğine kapatıldı. Ziyaretçiler yaya olarak gölün olduğu alanı gezebilecek. Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, “Son belki beş yıldır Alexandria Troas Antik kentinin iç liman bölgesi olarak aslında teknik olarak karşılığı bu içinde hapsolmuş suyun nedeniyle kalpli göl yada pembe göl olarak toplum tarafından tanınan bölge ısı değişimleri ve burada hapsolmuş suyun içerisinde yaklaşık bin yılı aşkın süredir oluşan mikro klima, mikro iklim ve mikroorganizmalar nedeniyle renk değiştiriyor. Bu ısıya bağlı olarak mevsimsel değişimler olabiliyor. Genelde de işte Ağustos ayının ikinci yarısından Eylül ayının ortasına kadar olan dönemde bu tam yazdan sonbahara döndüğümüz dönemde bu ısı değişimleri çok net bir biçimde renk değişim olarak karşımıza çıkıyor. Bir de kıştan ilkbahara dönerken, renk değişimi tabii kalpli pembe göl bir şeker pembesi değil genelde buraya gelen ziyaretçilerimiz böyle gerçekten o şeker pembesi renginde tonunda bir renk bekliyorlar. Öyle bir renk değişimi değil bu daha kiremit kırmızısı rengi olarak adlandırabileceğimiz bir renk. Bu değişimi sağlayan hem bu suyun içerisinde oluşan bu mikroorganizmaların da oluşturduğu bir değişim ki, bu mikroorganizmalarla ilgili geçtiğimiz yıllarda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biyoloji bölümünden mikrobiyoloji üzerine çalışan uzmanların çalışmaları oldu. Burada daha önce tespit edilmemiş olan mikroorganizma boyutunda türlerin olabileceği ve bunların da belki çeşitli bilimsel çalışmalar neticesinde bir ihtimal bir yeni antibiyotik için kullanabileceğine dair veriler ortaya koyduğu meslektaşlar. Burayla ilgili bir düzenleme yapılması tabii ki bizim gündemimizde” dedi. Son yıllarda bu alanın popülaritesinin artmasıyla birlikte ziyaretçi sayısının fazlalaştığını da belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, “Bunun kontrol edilebilir düzeyde olması çok önemli, çünkü bu özel bir alan. Şöyle söyleyeyim, yani mikrobiyologlarla yaptığımız değerlendirmelerde biyoloji bilimi açısından çevresiyle birlikte arkeolojik olarak kuşkusuz bir iç liman bölgesi olması anlamında değeri var ama biyoloji bilimi açısından da değeri var. Hatta böyle bir örnekleme ile bulun diğerinin bana anlattığı meslektaşlar dediler ki Salda Gölü ne kadar kendi has özel bir alansa buradaki bu renk değişimini sağlayan iç liman bölgesi ya da halkın tanıdığı ismiyle kalpli göl bölgesi o kadar değerli. Dolayısıyla buradaki turist sirkülasyonu düzenlemek gerekliliği ortaya çıktı. Biz şimdi bununla ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bu yıl tabii çevremizde maalesef yaz başından beri yaşanan yangınlar sebebiyle bu alana trafik girişini kestik. Sadece yaya trafiği söz konusu, insanlar yaya olarak bu gölü gelip gezebilirler. Burası özel bir alan, bu alanı korumak hepimizin görevi. Lütfen ziyaretçilerimizden şunu rica ediyoruz, her zaman gelip gezebilirler bu alanı, alanın etrafında dolaşabilirler. Bu alanla ilgili bilgilendirme panoları hazırlanıyor. Onları da alana dikeceğiz. Bir düzenleme yapacağız. Ama sanıyorum bu tarihten sonra alan artık araç trafiğine açık olmayacak. Bu korumayı yapmak zorundayız. Araçlarıyla bir yere kadar gelip, yürüyerek alanı gezebilir. Ama gezdikleri süre boyunca alanı temiz tutulması, koruması bizim olduğumuz kadar ziyaretçilerin de sorumluluğunda, bu konuda onların desteğini bekliyoruz, her zaman bekliyoruz gelebilirler. Alanla ilgili olarak tabii entegre bir takım projelerimiz var. Alanı yukardan gören antik kentin Geç Akropoli diyebileceğimiz bölgede yer alan bir eski okul binası ve okul binasının merkezinde yer aldığı 2,5 dönüm bir arazide biz bir ziyaretçi bilgilendirme merkezi projesi hazırladık. Bu projesi proje onaylama aşamasında, bunu hayata geçirdiğimizde burası çok daha cazip bir noktaya gelecek ve entegre edeceğiz bunu iç liman, dış liman bölgesiyle, ziyaretçilerimizi bekliyoruz. Ama tekrar vurgulayayım araç trafiğine şu anda kapalı ama aşağıda meydanda araçlarını bırakıp, çok rahatlıkla yürüyerek alanı gezebilirler” diye konuştu. Sıcaklık ve tuzluluğun artmasından dolayı 'dunaliella salina' (su yosunları) adlı mikroskobik bitkisel canlının fazla üremesi nedeniyle ortaya çıkan pembe ve kırmızıya yakın tonlar, göle farklı bir görünüm kazandırıyor. Özellikle Ağustos ve Eylül aylarında pembeye yakın tonlara bürünen gölde, Kasım ve Aralık aylarında bazı günlerde yaşanan ısı değişikliğiyle de aynı renk oluşuyor. Kalp şeklindeki pembe gölün yapılacak araştırma ve inceleme sonrası turizme kazandırılması planlanıyor. Pembe göl, Troya, Assos, Alexandria Troas, Apollon Smintheus antik kentlerinin ziyaretçi sayılarına olumlu katkısının olacağı varsayıldığı gibi, yeni turizm bölgeleri olarak belirlenen Kadırga Koyu, Sivrice, Sokak Ağzı, Babakale, Gürpınar ve Tuzla açısından da önemli rol oynaması bekleniyor.

Alexandria Troas Antik Kenti'nde 2 bin 200 yıllık dükkan bulundu Haber

Alexandria Troas Antik Kenti'nde 2 bin 200 yıllık dükkan bulundu

Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyündeki 2 bin 400 yıllık Alexandria Troas Antik Kenti'nde 2023 yılı kazı çalışmalarında Helenistik döneme ait 2 bin 200 yıllık dükkan bulundu. Ezine'nin Dalyan köyündeki Alexandria Troas Antik Kenti'nde kazı çalışmaları 18 Temmuz tarihinde başladı. Kazı çalışmaları 2011 yılından bu yana Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe başkanlığındaki ekiple sürdürülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ve maddi desteğinin yanı sıra Türk Tarih Kurumu, Ankara Üniversitesi, İçdaş A.Ş. ve Çanakkale Valiliği'nin desteklediği Alexandria Troas Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları bu yıl kentin merkezi konumunda olan forum merkezi ile forum merkezinin çeşitli noktalarında devam ediyor. Bu yıl antik kentin kuzey kanadında gerçekleştirilen 3 yıldır gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonunda Helenistik döneme ait 2 bin 200 yıllık dükkan bulundu. Dükkanın gelecek yıllarda devam edecek kazı çalışmalarında hangi amaçlı olarak kullandığı yapılacak araştırmalarla ortaya çıkacak. Alexandria Troas Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, 2011 yılında Alexandria Troas Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarına başladıklarında dikkatlerini çeken alanlardan bir tanesinin de tapınak platosu ya da forum platosu dedikleri terasın altında, sınırında yer alan bu yüksek yapı olduğunu belirterek, “Yüksekliğine göre daha önce çalışmış yabancı bir meslektaşın sondajlarında görmüştük. 2013 yılı itibarıyla yaklaşık 10 sezondur yapının önce güney kanadını ucunu açtık. 5-6 sezon oradaki çalışmamız sürdü. Son 3 yıldır da kuzey kanadını açıyoruz. Kazı çalışmasının yapıldığı bu bölgede inanılmaz bir toprak dolgusu var. Ve tamamen insan gücüyle çalıştığımız için bu toprak dolgusunu temizlemek bir hayli zaman alıyor. Bir dükkanın içini bir sezonda temizleyebildik. Bu yıl arka taraftaki aslında Helenistik döneme ait olan yani milattan önce 2’nci yüzyıla, 2 bin 200 yıllık olduğunu düşündüğümüz yapıya ait olan Kuzey’deki ilk dükkanı açmış olduk. Ne yazık ki dolguyla doldurulmuş, çeşitli zamanlardan seramik katmanları, buluntu katmanları bunu bize verdi. Yani terk edildikten sonra yavaş yavaş dolmaya başlamış ve teraslar oluşturulmuş. En son yaşayan insanların mimarisi ve yaşam izlerine ait kalıntıları da bulduk. Burada şu anda yaklaşık beş, beş buçuk metrelik bir dolguyu kazabildik. Ama bunun altında daha erken bir dönem olması lazım. Çünkü Helenistik dönemde kent kurulduğunda oluşturulan teraslar Roma döneminde üzerleri örtülerek daha da genişletilerek kullanılmış. Biz çeşitli noktalarda inebildiğimiz kadar bu noktasal tespitleri yapabilmek çalışacağız ve ineceğiz. Burada da imkanımız elverirse bu sezon içerisinde herhalde bir yada bir buçuk metre daha inmemiz lazım ki, ana kayaya ulaşalım. Böylece bütün yaşam evreleri ve mimari evreleri tespit etmiş olacağız” dedi. Antik kentin Kuzey kanadında bu yıl yaptıkları kazılarda dükkan bölgesinde bulunan küçük buluntuların dükkanın ne ile ilgili bir faaliyet gösterdiğine dair bir ipucu vermediğini de ifade eden Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, “Önceki dönemlerde dükkan büyük ölçü de boşaltılmış. Çünkü buradaki en son insan aktivitesi milattan sonra 13., 14’üncü yüzyıl yani yaklaşık 800 yıl önce son insanlar aktivite göstermişler. Ondan sonra bir şey yok. Onlara ilişkin izlerden başlayarak daha erken Roma dönemi içerisindekine kadar buluntu çıkıyor ama mesela buradaki dükkanın örnek veriyorum bir cam imalatının satıldığı bir dükkan ya da bir takım kutsal alana armağan olarak sunulan pişmiş toprak heykelciklerinin satıldığı bir dükkan gibi tam olarak fonksiyonunu belirleyebileceğimiz bir buluntu grubuyla karşılaşamadık. Ama mimarisine baktığımızda biz Anadolu’daki başka örneklerden de yola çıkarak bunun bir çarşı yapısı olduğunu görüyoruz. İnşallah onun yanında biraz daha güneyinde derine ineceğiz. Bu bölgede Geç dönemde bir duvar eklentisi yapılmış. Duvar hemen yürüme zeminin çok altına kadar yüksekliğini korumuş durumda. Bu aşağıya kadar inecek, fakat statik kaygılar nedeniyle bu sene önünde bir set bıraktık. Gerekli güvenliği aldıktan sonra gelecek yıl açığa çıkaracağız. İnşallah burada yavaş yavaş Güneye doğru devam eden çalışmalarda en azından fonksiyonunu tespit edebileceğimiz bir dükkan kazmış oluruz” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.