Hava Durumu

#Amasya

TOURISMJOURNAL - Amasya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Amasya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Amasya'da turizm geriliyor Haber

Amasya'da turizm geriliyor

Tarihte 13 medeniyete ev sahipliği yapan Hitit, Firig, Lidya, Roma, Bizanz, Selçuklu ve Osmanlı döneminden izler taşıyan Amasya, geleceğini turizmde arıyor. Kültür, doğa, kaplıca ve inanç turizm potansiyeli olan Amasya, 30 yıldır turizmde hedeflenen noktaya ulaşamıyor. Amasyalı turizmcilerle yaşadıkları sorunları ve taleplerini konuştuk. 'KALICI BİR TURİZM PROGRAMI YOK' 24 yıldır turizm işletmeciliği yapan Selçuk Başgün Amasya’nın kalıcı turizm programının olmamasını eleştirdi. "Amasya’da yöneticilerin değişmesiyle birlikte yapılan programlar da değişiyor. Sürdürülebilir bir turizm planlaması ve çalışması gerçekleşmiyor" diyen Başgün, devamla şu ifadeleri kullandı: "Kentte turizm konusunda birbirini tamamlayan programlar olmadığı için her program yeni bir başlangıç, hep sil baştan yeni bir turizm planlaması oluşuyor. Birkaç defa turizm çalıştaylarına katıldık ama devamı gelmeyen, sürdürülebilir olmayan, yöneticilere endeksli, yöneticiler değişince programın da değiştiği, bizim de şevkimizin kırıldığı bir süreç yaşıyoruz. Turizm planları kış dönemlerinde yapılmalı. Gerekli hazırlıkların önceden yapılması, sürekli denetlenmesi gerekir." 'TURİSTİ ŞEHİRDE TUTAMIYORUZ' Amasya’ya gelen yerli ve yabancı turist sayısının her yıl azaldığını, konaklama sürelerinin saatlere düştüğünü vurgulayan Başgün, şunları söyledi: "Orta ve Doğu Karadeniz’in başlangıç noktasındayız. Günübirlik veya bir gün konaklamalı gelen turist buradan Batum’a kadar devam eden yedi günlük, Türkiye genelinde satışı yapılan bir rotada. Yıllar geçtikçe bu rotada konaklama sayısının azaldığını ve günübirliklerin iki saate düştüğünü görüyoruz. Amasya’ya gelen turların şehirde geçirdiği zamanın kısaldığını görüyoruz. İki üç saat Amasya gezisi, sabah kahvaltısı, cüzi bir ödeme, çok cüzi bir alışveriş ile devam eden bir süreç yaşıyoruz. Burada ciddi bir kayıp söz konusu ve bunun araştırılması gerekiyor. İnsanların tercihleri niçin değişti bunun sorgulanması lazım. Pahalılık mı, hizmet kalitesi mi düşük? Amasya’ya gelen misafirlerimiz burada kalıp para harcamıyor, alışveriş yapmıyor." 'YETERLİ TANITIM YAPILMIYOR' Turizmde eğitimli, nitelikli elaman ve tanıtımın olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Başgün, şöyle konuştu: "Amasya’nın zengin turizm potansiyeli yanında bir de tarihi bir gastronomisi potansiyeli var. Turizm alanında küçük dokunuşlar yaparak daha profesyonel düşünen, alt yapısı olan insanları dahil ederek, doğru yatırımcıları teşvik ederek, turizm meslek lisesi ve yüksek okul çıkışlı çocukları bu sektöre sevk etmek gerekiyor. Gastronomisiyle, tarihi, kültürü ve doğasıyla doğru bir rotada olan Amasya'da hem İç Anadolu’da Kapadokya hem de Karadeniz tarafının ve hatta Doğu Anadolu’nun başlangıcı noktasında olan doğru bir konumdayız. Bu kadar değerli bir şeyi tanıtarak kazanca çevirebilmeliyiz. Fuarlarına katılmayışımız tanıtım konusunda çok büyük bir eksiklik. Amasya’ya gelen turlar en çok İzmir ve İstanbul’dan geliyor. Yurt içinde yapılan fuarların yanında yurt dışında, uzak doğuda mutla fuarlara katılmak gerekiyor. Turizm konusunda Amasya bence tam olması gereken yerde değil, yüzde 65'lerde, tamamlanması gereken yüzde 35'li bir yer var." 'ÜÇ BİN YILLIK MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZ VAR' Amasya’nın üç bin yıllık gastronomi kültürü olduğunu, coğrafi işaret almış yemeklerin bulunduğunu dile getiren yemek uzmanı ve araştırmacısı Yaman Kesim de şunları anlattı: "Burada 600 yıllık Osmanlı döneminde Amasya’nın gastronomi alanında bir geçmişi var. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan lalasıyla, aşçısıyla, yamağı ile Amasya’ya gelmiş bir Osmanlı mutfak kültürü var. Bunlardan en önemlisi ve coğrafi işaret aldığımız patlıcan pehli yemeği. Dışarıdan gelenler patlıcan pehliyi hiçbir restoranda bulamıyor, yapan yok çünkü. O zaman bu yemeği yapmıyorsanız coğrafi işarete almanın bir anlamı var mı? Turizm ile ilgili hizmet veren restoranlarda aslına uygun, doğru malzeme, doğru pişirme yöntemiyle bu yemeklerin mutlaka yapılması, valilik ya da belediyenin bu konunun üzerinde hassasiyetle durması gerekiyor. Üç bin yıl geçmişi olan Hitit mutfağından günümüze kadar gelmiş keşkek en önemli yemeklerimizden biridir. Her yerde keşkek yapılır ama Amasya’da yapılan keşkek toprak kaptadır ve çok farklıdır. Keşkek Hitit medeniyetinden bize ulaşmış bu bölgenin en önemli yemeğidir. Pehli, tepsi kebabı, hünkar beğendi var. Üç bin yıllık bir yemek kültürümüz, gastronomi geçmişimiz var ama tanıtımı yok. Amasya’daki bu sektörde çalışan şefler, garsonlar neden bir eğitimden geçirilmez? Niçin bir yemek festivali yapılmaz? Damla sakızlı sütlaçımız var unutulmuş durumda. Elma tatlısı, elma pekmezi yapılmıyor artık. Bu konuda bir mastır planı yapılıp, Amasya’nın saray mutfağının ortaya çıkarılması gerekir. Adını bile koydum, Osmanlı mutfağı şehzade sofrası" 'ENGELLEMELERLE KARŞILAŞIYORUZ' Amasya Turizm Derneği Başkanı Emre Mısırlı ise turizminin bürokratik engeller ve yasakçı bir zihniyet ile karşı karşıya olduğunu vurguladı. Mısırlı, şunları söyledi: "Amasya turizmine geliştirmek için her attığımız adımda karşımıza farklı bir bürokrasi çıkıyor. Son zamanlarda da Amasya Valisi Yılmaz Doruk ile sorunlar yaşıyoruz. 2010 yılına kadar sürekli yabancı turist ağırlayan bir şehir iken artık yabancı turist hiç gelmiyor yerli turistte de ciddi bir azalma oldu. Amasya’da turizmi bir adım ileriye taşımaya çalışırken birçok engel ile karşılaşıyoruz. Amasya temelde kültür turizminin yoğun olduğu bir şehir ve Yüksek Anıtlar Kurulundan tescilli konaklarda turizm hizmeti veriyoruz. Bu konakların yaşaması, bu konaklarda insanların yaşaması, turizme ve ticarete açılması gerekiyor. Bir çivi çaktığımızda yargılanıyoruz, çeşitli cezalara çarptırılıyoruz. Konağın önüne pergola yaptığı için cezaevinde yatan arkadaşlarımız var. Bu pergola açılır kapanır bir sistem ve binaya zarar vermediği gibi binayı da doğa olaylarından koruyor. Turizm hizmeti verdiğimiz tarihi konaklar ev olarak yapıldıkları için gurup halinde gelen misafirlerimize hizmet vereceğimiz restoran, kahvaltı salonu gibi bir kapalı alanımız yok. Bize otel ruhsatı veriyor ama misafirlerimize kahvaltıyı nerede vereceğiz? 12 ay turizm hizmeti vermek isterken bu altı aya düşüyor. Yaz dönemi olumsuz hava koşullarını da sayarsak kapalı alanımız olmadığı için işyerini kapatmak zorunda kalıyoruz. Otellerimizin avlu bölümüne pergola yapıp misafirlerimizi de burada ağırlıyoruz. Pergola sistemin kaldırılması için Samsun Anıtlar Kurulundan bize yazı geldi. Biz de Ankara Yüksek Anıtlar kuruluna itiraz ettik. İtirazımız kabul edilmesine rağmen Samsun Anıtlar Kurulundan bize hâlâ bir cevap gelmedi." 'FUARLARDA STAND AÇAMIYORUZ' Gerekli yatırım ve tanıtımın yapılmadığı belirten Mısırlı, "Yetkililer kentin içinden geçen, kirlilikten dolayı her yıl balıkların öldüğü, bataklığa dönüşen Yeşilırmak ile ilgilenseler. Üç yıldır İzmir Fuarında Amasya olarak stant açamıyoruz. Amasya’nın tarihi, kültürel, doğal güzellikleri konusunda hiçbir tanıtım yapılmıyor. Turizm Derneği olarak tanıtım için fuarlara katılmak istiyoruz, Ticaret Odası masrafların yarısını karşılamayı üstleniyor ama kentin yöneticileri, valilik arkamızda durmuyor, gerekli tanıtım çalışmaları yapılmıyor. Şırnak, İzmir Fuarında iki tanıtım stant açıyor, turizmin başkenti olmayı hedefleyen Amasya’nın üç yıldır fuarlarda tanıtımı yok" dedi. 'İÇKİ RUSHSATLARI İPTAL EDİLİYOR' İşletmelerin içki ruhsatlarının iptal edildiğini anlatan Mısırlı, şu ifadeleri kullandı: "Altı ay önce bir işletmemim alkol ruhsatım iptal edildi ve 35 personelim ile mahkemeden bir karar çıkmasını bekliyoruz. Turizmde içki de büyük bir etkendir. Restoranlarımızda içki yasaklanırsa turizmci bütün otellerini kapatmak zorunda kalır. Burada içkinin yasaklanması gibi bir durum var ve böyle bir sürece sokuluyoruz. Vali Beyin içkiye karşı kesin bir tutumu var. Bu bulunduğumuz sokak 1995 yılında çizilmiş içki haritasında yer almıyor ve bize verilen içki ruhsatları iptal edilmek isteniyor, ruhsatı iptal edilen yerler de var. Bu yasak kararının iptali için Samsun 2’ci ve 3’cü İdare Mahkemelerine gerekli hukuki itirazımızı yaptık ve bir karar bekliyoruz. Şu anda tekel bayileri ile birlikte 15 kişinin ruhsatı iptal edildi ve mağduriyet yaşıyoruz. Bu bölgede bulunan Avukatlar Konağı bile aynı durumda. El değiştirdi, içki ruhsatı verilmedi ve konak kapandı. Dışarıdan gelenlere, yabancılara 'içki yok' demek eski bir turizm kafası. İnsanlar kalkıp buraya çay içmeye mi geliyorlar? Turizmi semaver, çay satmak diye anlıyorsak bu otellerin, restoranların burada olmasının hiçbir anlamı yok. Bu insanların yaşam biçimine bir müdahaledir, bunu asla kabul edemeyiz" diye konuştu. 'HATUNİYE MAHALLESİNİN TRAFİĞE KAPATILMASI TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR' Tarihi konakların bulunduğu Hatuniye Mahallesinin araç trafiğine kapatılmasını da eleştiren Mısırlı, şunları kaydetti: "Daha önceki yıllarda tarihi konakların bulunduğu Hatuniye Mahallesinde kontrollü geçiş sağlanıyordu. Sokağın girişinde bir barikat vardı ve iki personel görev yapıyordu. Dışarıdan gelen otel müşterilerimiz ismini söylüyordu ve müşteri aracı ile otele kadar gelebiliyordu. Kontrollü girişlerde hiçbir sıkıntı yaşamıyorduk. Vali Yılmaz Doruk’un başkanlığındaki İl Trafik Komisyonu tarafından sabah saat 10.00 ile gece 02.00'ye kadar araç girişine kapatıldı. Turizm Derneği ve otel işletmecileri geçtiğimiz hafta vali beyi ziyaret edip, bu uygulamanın yanlış olduğunu, otellere ciddi zarar verdiğini ve düzeltilmesini istedik ama istek kabul edilmedi. Geçtiğimiz yıllarda bu sezonda oteller yüzde 70 doluluk oranı yaşarken şu anda yüzde 20'ler düştük. Bunun sebebi bu yasakçı tutum. Zaten zor ayakta duran turizm işletmelerini daha da olumsuz etkileyecek. Kültür turizmi dediğimiz zaman zaten belli bir yaş üzerindeki insanlar geliyor ve bu insanlar araçlarıyla otele gelmek istiyorlar."

Coğrafi işaretli “çiçek bamyası” artık erken kurutulacak Haber

Coğrafi işaretli “çiçek bamyası” artık erken kurutulacak

Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı(OKA) tarafından Amasya’nın Taşova ilçesinde "Altın Bamya Kurutma ve Paketleme Tesisi" açıldı. Taşova Hünerli Eller Kadın Kooperatifi tarafından işletilecek olan “Taşova Altın Bamyasının Katma Değerinin Arttırılması Projesi” ile Taşova genelinde 2 bin 800 dekar alanda ekimi yapılan çiçek bamyasından elde edilen katma değerin artırılması, kadınların güçlendirilmesi amacıyla belediye hizmet binası arkası üretim atölyesine dönüştürüldü. Kurutma fırını, dondurarak kurutma makinesi gibi ekipman yatırımları gerçekleştirilerek çiçek bamyasının yanı sıra meyve ve sebzelerinde kurutulması üretim süreci güçlendirildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyet gösteren ve merkezi Samsun’da bulunan OKA’nın destekleriyle 4,2 milyon TL bütçeli proje ile oluşturulan modern altyapı, coğrafi işaretli çiçek bamyasının yerel ekonomiye katkısının artırılmasını da sağlayacak. Böylelikle OKA'nın bölgede gastronomi alanında yürüttüğü çalışmalara, Taşova Hünerli Eller Kadın Kooperatifinin de dâhil edilmesi ve çiçek bamyasının daha etkili tanıtılması hedefleniyor. Amasya’da da toplam bütçesi 13,8 milyon TL olan 5 proje desteklenmeye hak kazandı. 2 proje tamamlanmış olup 3 tanesinin uygulama süreci devam ediyor. 2024 yılı SOGEP kapsamında Amasya’da 12 başvuru alınmış olup 3 tanesi Arıcılık, Sanayi ve Turizm alanlarında Taşova’dan sunuldu. Hünerli Eller Kadın Kooperatifi Kurucu Üyesi Özlem Genç, "Projemizin esas amacı Taşova'nın katma değeri olan bamyanın daha az işçilikle kurutulması ve piyasaya sunumu. Altın Bamya Kurutma Tesisimizde bir adet bamya kurutmak için makinemiz mevcut. Bir adet de yeni geliştirilmiş teknoloji olan dondurarak kurutma makinesi mevcut. Biz yalnızca bamyanın yenen meyve kısmını değil, çiçek kısmını da kullanmayı planlıyoruz bu süreçte. Bamya çiçeğinden çay yapacağız aynı zamanda. Proje maliyetimizde yaklaşık 4 milyon TL" dedi. Açılış Törenine Taşova Kaymakamı Efe Kılıç, OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle, Taşova Hünerli Eller Kadın Kooperatifi personelleri ve davetliler katıldı.

Bu baklavanın yapımında ‘kül’ kullanılıyor Haber

Bu baklavanın yapımında ‘kül’ kullanılıyor

Amasya’nın Aydınca köyünde el emeğiyle hazırlanan tatlı türü baklavanın yapımında “kül” kullanılıyor. Aydınca köyünde, hamurun oluşmasında kullanılan suya katılan külün geleneksel ‘küllü baklava’ya gevreklik kazandırdığı belirtiliyor. Köyde öğretmenlerin hayata geçirdiği projeyle bu ilginç geleneğin gelecek kuşaklara aktarılması amaçlanıyor. Odun ateşinin külünü elekten geçirip süzen kadınlar, önce suyla karıştırıyor. Birkaç gün dinlendirilen su sonra hamura katılıyor. Yüz yılı aşkın süredir uygulanan bu geleneksel yöntemin tatlıya gevreklik ve lezzet kattığı düşünülüyor. Okulda ‘küllü baklava köşesi’ Aydınca Şehit Şaban Gökçe Ortaokulu öğretmenleri, bu ilginç tatlının yapımının kayıtlara alınıp gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla araştırma projesi başlattı. Okulda ‘küllü baklava köşesi’ oluşturuldu. Okula davet edilen nineler torunlarıyla birlikte hamur açtı. Ninelerini dikkatle takip eden öğrenciler ceviz ve şerbet katılıp köy fırınlarında odun ateşinde pişirilen bu özel tatlının yapımındaki püf noktaları öğrenmeye çalıştı. Nineler okulun yolunu tuttu Unu küllü suyla karıp hamura dönüştüren 4 çocuk, 11 torun sahibi Nihal Korkut (68), “Küllü su, tatlının gevrek olmasını sağlıyor. Tatlıya lezzet veriyor. Kül olmazsa olmaz. Torunlarımız da eski geleneklerimizi bilsinler” dedi. Okula giderek yeniden eğitim-öğretime başlamış gibi heyecan duyan 4 çocuk, 13 torun sahibi Nevin Mutlu (70) da ninelerinden öğrendikleri tatlıyı okulda torunlarına öğretmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Güllü mü, küllü mü Okul öğretmenleriyle yaptığı araştırma projesi konulu toplantıda, tatlının adını ilk duyduğunda çok şaşırdığını anlatan Amasya İl Millî Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen, “Önce yanlış anladığımı sandım. 'Güllü mü, küllü mü?' diye yeniden sordum. Sonrasında işin içinden bambaşka bir araştırma projesi çıktı. En az 150-200 yıllık bir kültürün devamlılığı sağlanıyor” şeklinde konuştu. Nineler ve torunlarıyla görüşen Türkmen, projeyi sürdürecek olan Okul Müdürü Ferhat Karapelit, proje sorumlusu Türkçe Öğretmeni Deniz Arslan ile ekibini kutladı.

Swiss couple pedals to reunite with their grandchildren Haber

Swiss couple pedals to reunite with their grandchildren

The couple, who came to Turkey by plane from Switzerland, set off from Izmir on their bicycles to get to know the culture of the country and visit their daughter, son-in-law and grandson in Amasya, took a break in Yozgat. Jörg Witschi (63) and his wife Francoise Witschi (61), who came to Izmir by plane from Switzerland to visit their daughter, son-in-law and grandchildren living in the Gümüşhacıköy district of Amasya, set out on their bikes on Tuesday, April 25. Departing from Izmir, the couple visited historical and cultural places in Muğla, Antalya and Cappadocia and reached Yozgat at the end of approximately 20 days. The couple, who set off on their bikes to visit their daughter and son-in-law in Amasya and to get to know Turkish culture, will take a break in Yozgat and then tour the Boğazkale district of Çorum and go to Amasya. The Swiss couple, who stayed in the cities they were in during the trip by camping or staying at the hotels, was most amazed by the Turkish food. Those who see the Swiss couple on the road with their bicycles both take selfies and chat with the couple. Stating that they have been on the road for about 20 days by bicycle, Francoise Witschi said, “We came to İzmir by plane from Switzerland. We came from İzmir to Antalya and from there to Nevşehir Cappadocia. We will stay overnight in Yozgat and visit Boğazkale. Then we will go to Gümüşhacıköy. I have my daughter and Turkish son-in-law and grandson there. I have missed them too much. We love Turkey very much. Those who see us on the road always greet us and especially insist on breakfast and food. We love breakfast and food. Sometimes we stay in tents if space is available, and sometimes we stay in hotels. We got cold in Yozgat, it's very cold here. We have been on the road by bicycle since April 25. We know Turkish culture. People are very friendly.”

İsviçreli çift, çok özledikleri torunlarına kavuşmak için pedal çeviriyor Haber

İsviçreli çift, çok özledikleri torunlarına kavuşmak için pedal çeviriyor

İsviçre’den uçakla Türkiye’ye gelen, ülkenin kültürünü tanıyıp Amasya’daki kızını, damadını ve torununu ziyaret etmek için İzmir’den bisikletleriyle yola çıkan çift Yozgat’ta mola verdi. Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde yaşan kızı, damadı ve torunlarını ziyaret etmek için İsviçre’den uçakla İzmir’e gelen Jörg Witschi (63) ve eşi Francoise Witschi (61) 25 Nisan Salı günü bisikletleriyle yola çıktılar. İzmir’den hareket eden çift, Muğla, Antalya ve Kapadokya’da tarihi ve kültürel yerleri gezerek yaklaşık 20 günün sonunda Yozgat’a ulaştı. Hem Amasya’daki kızı ve damadını ziyaret etmek hem de Türk kültürünü tanımak için bisikletleriyle yola koyulan çift, Yozgat’ta mola verdikten sonra Çorum’un Boğazkale ilçesini de gezerek Amasya’ya akrabalarının yanına geçecek. Yolculuk boyunca bulundukları şehirlerde kamp yaparak ya da otellerde kalarak konaklayan İsviçreli çift, en çok Türk yemeklerine hayran kaldı. İsviçreli çifti bisikletleriyle yolda görenler hem öz çekim yapıyor hem de çiftle sohbet etmeyi ihmal etmiyor. Yaklaşık 20 gündür bisikletle yolda olduklarını söyleyen Francoise Witschi, “İsviçre’den uçakla İzmir’e geldik. İzmir’den Antalya’ya ve oradan da Nevşehir Kapadokya’ya geldik. Yozgat’ta bir gece kalıp Boğazkale’yi gezeceğiz. Sonra da Gümüşhacıköy’e gideceğiz. Orada kızım ve Türk damadım, torunum var. Onları çok özledim. Türkiye’yi çok seviyoruz. Bizi yolda görenler mutlaka selamlıyor ve özellikle kahvaltı ve yemek konusunda ısrar ediyorlar. Kahvaltı ve yemeği çok seviyoruz. Bazen yerimiz müsaitse çadırda kalıyoruz, bazen de otellerde konaklıyoruz. Yozgat’ta üşüdük çok soğuk burası. 25 Nisan’dan bu yana bisikletle yollardayız. Türk kültürünü tanıyoruz. İnsanları çok samimiler” dedi.

Güllü nineden geri dönüşüm kilimleri Haber

Güllü nineden geri dönüşüm kilimleri

Amasya’da eskiyen kazakların iplerinin sökülüp ‘cecim’ adı verilen kilime dönüştürüldüğü renkli sanatı 76 yaşındaki Güllü nine yaşatıyor. Amasya Milli Eğitim Müdürlüğü, 200 yıldan fazla geçmişe sahip geri dönüşüm örneği bu geleneğin gelecek kuşaklara aktarılması için çalışma planladı. Son ustalardan 76 yaşındaki Güllü Duran’ın yaşadığı Taşova ilçesinde ‘cecim’ dokuma kursu için müracaatlar başladı. Güllü nine gençlere taş çıkartıyor Eskimiş kazak, hırka ve diğer giysilerin iplerini yumak yapan Amasyalı kadınlar 3 değneğin birbirine bağlanıp ortasından sarkan iplerin tuttuğu tezgahta yıllardır kilim dokudu. Evlerin zeminleri ve duvarları bu kilimlerle süslendi. Ancak bu sanat günümüzde unutulmaya yüz tuttu. Şehre ait geleneklerin yaşatılması için araştırmalar yaptıran Amasya Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri yaşayan son ‘cecim’ ustalarından birini buldu. Yıllardır dokuduğu kilimleri sandığından çıkartan 76 yaşındaki Güllü Duran, Taşova Şehit Himmet Aydemir Halk Eğitimi Merkezi’ne davet edildi. Köyünden heyecanla gelip tezgahını kuran yaşlı kadın, gençlere taş çıkartan çabasıyla ilgi odağı oldu. Onu görenler kursa kayıt yaptırmak için müracaat etmeye başladı. “Eski kazaklar çöpe gitmesin” Gençliğinde metrelerce uzunlukta kilimlerden dokudukları günleri anlatan Duran, “Cecim adındaki kilimimizi söktüğümüz eski kazakların iplerini dokuyarak yapıyorduk. Eskiden herkes yapardı. Şimdi yapmıyorlar, bıraktılar. Sadece ben sürdürüyorum” dedi. Uzunluğu 40 metreye varan kilimlerin yanı sıra çanta gibi eşyaları da aynı dokunan malzemeden ürettiğine değinen 5 çocuk, 17 torun sahibi Duran, “Eski kazaklar artık çöpe gidiyor. Eskiden kazak bulamıyorduk. Genç kızlar da bunu yapmıyor. Ama hazıra bayılıyorlar. ‘Babaanne bana da yapar mısın’ diyorlar” şeklinde konuştu. Çocukken çıkrıkta sarılan yumakların içine sürpriz olarak ceviz ve şeker konulduğunu hatırlatan Fadime Tanış, kursun başlayacağı günü heyecanla beklediğini söyledi. “Kendi kültürünün değerini bilen nesil yetişmesini arzu ediyoruz” Amasya’nın zengin geleneğe ve kültüre sahip olduğunu vurgulayan Amasya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen ise çalışmayla geleneksel bir geri dönüşüm örneği sergilenmesinden memnuniyet duyduğunu açıkladı. Şekillendirdiği motiflerin isimlerinden kullanılan aletlere kadar köklü bir kültürü canlandıran Güllü nineye teşekkür eden Türkmen, “Kendi kültür ve medeniyetinin değerini bilen, yaşatmaya çalışan bir nesil yetişmesini arzu ediyoruz. Ninemiz bu yaşta örnek oluyor” diye konuştu. Türkmen, planlanan çalışmalarla ilgili Taşova İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Tümer ve Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Saffet Bol dan bilgi aldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.