Hava Durumu

#Amasya

TOURISMJOURNAL - Amasya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Amasya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Amasya'da Tabloları Aratmayan Bir Manzara Haber

Amasya'da Tabloları Aratmayan Bir Manzara

Amasya'da 2 bin yıllık surların üstünde yer alan tarihi Yalıboyu Evleri, şehrin ortasından geçen Yeşilırmak Nehri'ne adeta tablo gibi yansıyor. Sonbahar aylarında durağanlaşan su, yansımanın daha da belirginleşmesini sağlarken, bu kartpostallık manzara turistler ile fotoğraf tutkunları için ilgi çekici bir durak haline geliyor.  UNESCO Geçici Dünya Mirası Listesi'nde bulunan Harşena Dağı ve Pontus Kral Kaya Mezarları ile dağın eteklerinde sıralanan Yalıboyu Evleri, yaklaşık bir kilometre boyunca suya yansıyan görüntüleriyle büyüleyici bir manzara sunuyor. Havadan drone kamerasıyla kaydedilen görüntüler ile şehrin güzelliği bu sonbaharda da açıkça görüldü.  Amasya Valisi Önder Bakan, "Amasya, sahip olduğu değerleriyle yılın her mevsiminde olduğu gibi sonbaharı yaşadığımız bu günlerde Yalıboyu Evleri'nin Yeşilırmak'a yansıyan silüeti ile izleyenlere tarifsiz görüntüler sunmaktadır" ifadelerini kullandı.  Vali Bakan, Amasya’nın tarihi ve doğal güzelliklerini tanıtarak, şehri keşfetmeye davet etti. Işıklandırma sistemiyle akşam saatlerinde masalsı bir hale bürünen tarihi şehir, 2024 yılının ilk 9 ayında müze ve ören yerlerini, 12 bini yabancı turist olmak üzere toplam 407 bin ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Bakan, "Yerli ve yabancı misafirlerimizi sonbaharda ayrı bir güzelliğe bürünüp kartpostallık görüntülerle unutulmaz hatıralar bırakan Amasya'mızı keşfetmeye davet ediyorum" dedi.  Şehirdeki güzellikleri sıkça sosyal medyada paylaşan ziyaretçi Hasan Karadağ, "Her çektiğimiz videoda Amasya'ya daha aşık oluyoruz. Amasya’yı gören herkes zaten hayranlık duyuyor" dedi.  Şehri ziyaret eden Tuncay Köksal ise, "Tarihi evler Yeşilırmak’a tablo gibi yansımakta. Bu güzelliği herkes görmeli" şeklinde konuştu.

Orta Karadeniz Güney Kore'nin Radarında Haber

Orta Karadeniz Güney Kore'nin Radarında

ÇORUM (İHA) - Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın (OKA) öncülüğünde Güney Koreli turizmciler, bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmek üzere tanıtım turuna katıldı. Amasya, Çorum, Samsun, Tokat ve Ankara illerini kapsayan proje, Güney Kore'nin bu bölgeyi turizm rotasına dahil etmesini hedefliyor.   2009'dan beri turizm altyapı projelerine destek sağlayan OKA, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), Türk Hava Yolları (THY) ve yerel paydaşlarla iş birliği yaparak, Güney Koreli yedi seyahat acentesine yönelik iş geliştirme odaklı bir tanıtım programı düzenledi.   HİTİT ROTASI İLE BAŞLAYAN TANITIM TURU Program, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile başlayıp Boğazköy Müzesi, Hattuşa Ören Yeri, Alacahöyük ve Yazılıkaya Tapınağı gibi Hitit uygarlığının önemli merkezlerini kapsadı. Çorum Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde gerçekleştirilen Hitit Çivi Yazısı Atölyesi, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sundu.   İŞ BİRLİĞİ VE KÜLTÜREL BAĞLAR GÜÇLENİYOR Çorum’da Güney Koreli acente yöneticileriyle Orta Karadenizli turizm temsilcileri arasında yapılan B2B görüşmeler, iş birliği fırsatlarını değerlendirme şansı yarattı. Hana Tour, Interpark Tripile, Lotte Tour, Online Tour, Yellow Balloon, Saturn Travel and Business ve Bricks gibi önde gelen acentelerin temsilcileri ile bire bir görüşmeler gerçekleştirildi.   Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, konuşmasında Hititlerden günümüze bölgenin zengin kültürel geçmişine değindi. "Şehrimiz 8 bin yıllık çok kadim bir geçmişe sahip. Hattiler, Hititler, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar, Türkiye Cumhuriyeti gibi birçok medeniye ev sahiplik etmiş kadim bir Anadolu kentidir. Şehrimiz, adeta saymış olduğum tüm medeniyetlerde izler taşıyan bir kültür mozaiği. Millattan önce 1270'li yıllarda, dünyadaki ilk barış antlaşmasının bizim topraklarımızda yapılmış olması da bizim için gurur kaynağıdır. Kadeş Barış Antlaşmasının altında kral ve kraliçenin mühürlerinin birlikte bulunması, Anadolu'da kadına yaklaşımının geçmişini göstermesi bakımından da bizim için oldukça önem arz etmektedir. Dünya kültür mirasına birçok eserler bırakan Hitit İmparatorluğunun başkenti olması bizim için ayrı bir güzellik" diyerek bölgenin zengin tarihini katılımcılara anlattı. İki ülke arasındaki tarihi dostluğu vurgulayan Aşgın, Kore Savaşı'ndaki Türk askerlerinin fedakarlığını hatırlatarak, Güney Koreli turistleri bölgede daha fazla görmek istediklerini belirtti.   UNESCO LİSTESİNDEKİ ESERLER ZİYARET EDİLDİ Çorum Vali Yardımcısı Cengiz Nayman, programın iki ülke arasındaki dostluğu pekiştirdiğini ve Hitit mirasının uluslararası alanda daha fazla tanınmasına katkı sağladığını belirtti. Bölge hakkında konuşan Nayman, "Güney Kore'den gelen turizmcilerimizin bu buluşması yalnızca iki ülke arasındaki dostluk köprüsünü güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Hititlerin tarihi mirasının uluslararası alanda daha da fazla tanınmasına katkı sağlayacaktır. Tarih sahnesinde diplomasinin başlangıcı olarak kabul edilen Kadeş Barış Antlaşması'nın imzalandığı Çorum, Unesco Dünya Kültür Mirası ve Dünya Birliği Listesinde yer alan önemli bir merkezdir" dedi. Tanıtım turunun diğer durakları arasında, UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yer alan Amasya’daki Harşena Dağı ve Pontus Kral Kaya Mezarları, Amasya Kalesi, Yalıboyu Evleri ve Hazeranlar Konağı yer aldı. Programın ilerleyen günlerinde ise Samsun’daki Şahinkaya Kanyonu ve müzeler ziyaret edilecek.   Hititlerin önemli dini merkezi Nerik, tanıtım turunun son gününde ziyaret edilecek. Nerik'in, Çorum'dan Samsun'a uzanan bir kültür rotasının merkezi haline gelmesi bekleniyor.  

Amasya'da turizm geriliyor Haber

Amasya'da turizm geriliyor

Tarihte 13 medeniyete ev sahipliği yapan Hitit, Firig, Lidya, Roma, Bizanz, Selçuklu ve Osmanlı döneminden izler taşıyan Amasya, geleceğini turizmde arıyor. Kültür, doğa, kaplıca ve inanç turizm potansiyeli olan Amasya, 30 yıldır turizmde hedeflenen noktaya ulaşamıyor. Amasyalı turizmcilerle yaşadıkları sorunları ve taleplerini konuştuk. 'KALICI BİR TURİZM PROGRAMI YOK' 24 yıldır turizm işletmeciliği yapan Selçuk Başgün Amasya’nın kalıcı turizm programının olmamasını eleştirdi. "Amasya’da yöneticilerin değişmesiyle birlikte yapılan programlar da değişiyor. Sürdürülebilir bir turizm planlaması ve çalışması gerçekleşmiyor" diyen Başgün, devamla şu ifadeleri kullandı: "Kentte turizm konusunda birbirini tamamlayan programlar olmadığı için her program yeni bir başlangıç, hep sil baştan yeni bir turizm planlaması oluşuyor. Birkaç defa turizm çalıştaylarına katıldık ama devamı gelmeyen, sürdürülebilir olmayan, yöneticilere endeksli, yöneticiler değişince programın da değiştiği, bizim de şevkimizin kırıldığı bir süreç yaşıyoruz. Turizm planları kış dönemlerinde yapılmalı. Gerekli hazırlıkların önceden yapılması, sürekli denetlenmesi gerekir." 'TURİSTİ ŞEHİRDE TUTAMIYORUZ' Amasya’ya gelen yerli ve yabancı turist sayısının her yıl azaldığını, konaklama sürelerinin saatlere düştüğünü vurgulayan Başgün, şunları söyledi: "Orta ve Doğu Karadeniz’in başlangıç noktasındayız. Günübirlik veya bir gün konaklamalı gelen turist buradan Batum’a kadar devam eden yedi günlük, Türkiye genelinde satışı yapılan bir rotada. Yıllar geçtikçe bu rotada konaklama sayısının azaldığını ve günübirliklerin iki saate düştüğünü görüyoruz. Amasya’ya gelen turların şehirde geçirdiği zamanın kısaldığını görüyoruz. İki üç saat Amasya gezisi, sabah kahvaltısı, cüzi bir ödeme, çok cüzi bir alışveriş ile devam eden bir süreç yaşıyoruz. Burada ciddi bir kayıp söz konusu ve bunun araştırılması gerekiyor. İnsanların tercihleri niçin değişti bunun sorgulanması lazım. Pahalılık mı, hizmet kalitesi mi düşük? Amasya’ya gelen misafirlerimiz burada kalıp para harcamıyor, alışveriş yapmıyor." 'YETERLİ TANITIM YAPILMIYOR' Turizmde eğitimli, nitelikli elaman ve tanıtımın olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Başgün, şöyle konuştu: "Amasya’nın zengin turizm potansiyeli yanında bir de tarihi bir gastronomisi potansiyeli var. Turizm alanında küçük dokunuşlar yaparak daha profesyonel düşünen, alt yapısı olan insanları dahil ederek, doğru yatırımcıları teşvik ederek, turizm meslek lisesi ve yüksek okul çıkışlı çocukları bu sektöre sevk etmek gerekiyor. Gastronomisiyle, tarihi, kültürü ve doğasıyla doğru bir rotada olan Amasya'da hem İç Anadolu’da Kapadokya hem de Karadeniz tarafının ve hatta Doğu Anadolu’nun başlangıcı noktasında olan doğru bir konumdayız. Bu kadar değerli bir şeyi tanıtarak kazanca çevirebilmeliyiz. Fuarlarına katılmayışımız tanıtım konusunda çok büyük bir eksiklik. Amasya’ya gelen turlar en çok İzmir ve İstanbul’dan geliyor. Yurt içinde yapılan fuarların yanında yurt dışında, uzak doğuda mutla fuarlara katılmak gerekiyor. Turizm konusunda Amasya bence tam olması gereken yerde değil, yüzde 65'lerde, tamamlanması gereken yüzde 35'li bir yer var." 'ÜÇ BİN YILLIK MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZ VAR' Amasya’nın üç bin yıllık gastronomi kültürü olduğunu, coğrafi işaret almış yemeklerin bulunduğunu dile getiren yemek uzmanı ve araştırmacısı Yaman Kesim de şunları anlattı: "Burada 600 yıllık Osmanlı döneminde Amasya’nın gastronomi alanında bir geçmişi var. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan lalasıyla, aşçısıyla, yamağı ile Amasya’ya gelmiş bir Osmanlı mutfak kültürü var. Bunlardan en önemlisi ve coğrafi işaret aldığımız patlıcan pehli yemeği. Dışarıdan gelenler patlıcan pehliyi hiçbir restoranda bulamıyor, yapan yok çünkü. O zaman bu yemeği yapmıyorsanız coğrafi işarete almanın bir anlamı var mı? Turizm ile ilgili hizmet veren restoranlarda aslına uygun, doğru malzeme, doğru pişirme yöntemiyle bu yemeklerin mutlaka yapılması, valilik ya da belediyenin bu konunun üzerinde hassasiyetle durması gerekiyor. Üç bin yıl geçmişi olan Hitit mutfağından günümüze kadar gelmiş keşkek en önemli yemeklerimizden biridir. Her yerde keşkek yapılır ama Amasya’da yapılan keşkek toprak kaptadır ve çok farklıdır. Keşkek Hitit medeniyetinden bize ulaşmış bu bölgenin en önemli yemeğidir. Pehli, tepsi kebabı, hünkar beğendi var. Üç bin yıllık bir yemek kültürümüz, gastronomi geçmişimiz var ama tanıtımı yok. Amasya’daki bu sektörde çalışan şefler, garsonlar neden bir eğitimden geçirilmez? Niçin bir yemek festivali yapılmaz? Damla sakızlı sütlaçımız var unutulmuş durumda. Elma tatlısı, elma pekmezi yapılmıyor artık. Bu konuda bir mastır planı yapılıp, Amasya’nın saray mutfağının ortaya çıkarılması gerekir. Adını bile koydum, Osmanlı mutfağı şehzade sofrası" 'ENGELLEMELERLE KARŞILAŞIYORUZ' Amasya Turizm Derneği Başkanı Emre Mısırlı ise turizminin bürokratik engeller ve yasakçı bir zihniyet ile karşı karşıya olduğunu vurguladı. Mısırlı, şunları söyledi: "Amasya turizmine geliştirmek için her attığımız adımda karşımıza farklı bir bürokrasi çıkıyor. Son zamanlarda da Amasya Valisi Yılmaz Doruk ile sorunlar yaşıyoruz. 2010 yılına kadar sürekli yabancı turist ağırlayan bir şehir iken artık yabancı turist hiç gelmiyor yerli turistte de ciddi bir azalma oldu. Amasya’da turizmi bir adım ileriye taşımaya çalışırken birçok engel ile karşılaşıyoruz. Amasya temelde kültür turizminin yoğun olduğu bir şehir ve Yüksek Anıtlar Kurulundan tescilli konaklarda turizm hizmeti veriyoruz. Bu konakların yaşaması, bu konaklarda insanların yaşaması, turizme ve ticarete açılması gerekiyor. Bir çivi çaktığımızda yargılanıyoruz, çeşitli cezalara çarptırılıyoruz. Konağın önüne pergola yaptığı için cezaevinde yatan arkadaşlarımız var. Bu pergola açılır kapanır bir sistem ve binaya zarar vermediği gibi binayı da doğa olaylarından koruyor. Turizm hizmeti verdiğimiz tarihi konaklar ev olarak yapıldıkları için gurup halinde gelen misafirlerimize hizmet vereceğimiz restoran, kahvaltı salonu gibi bir kapalı alanımız yok. Bize otel ruhsatı veriyor ama misafirlerimize kahvaltıyı nerede vereceğiz? 12 ay turizm hizmeti vermek isterken bu altı aya düşüyor. Yaz dönemi olumsuz hava koşullarını da sayarsak kapalı alanımız olmadığı için işyerini kapatmak zorunda kalıyoruz. Otellerimizin avlu bölümüne pergola yapıp misafirlerimizi de burada ağırlıyoruz. Pergola sistemin kaldırılması için Samsun Anıtlar Kurulundan bize yazı geldi. Biz de Ankara Yüksek Anıtlar kuruluna itiraz ettik. İtirazımız kabul edilmesine rağmen Samsun Anıtlar Kurulundan bize hâlâ bir cevap gelmedi." 'FUARLARDA STAND AÇAMIYORUZ' Gerekli yatırım ve tanıtımın yapılmadığı belirten Mısırlı, "Yetkililer kentin içinden geçen, kirlilikten dolayı her yıl balıkların öldüğü, bataklığa dönüşen Yeşilırmak ile ilgilenseler. Üç yıldır İzmir Fuarında Amasya olarak stant açamıyoruz. Amasya’nın tarihi, kültürel, doğal güzellikleri konusunda hiçbir tanıtım yapılmıyor. Turizm Derneği olarak tanıtım için fuarlara katılmak istiyoruz, Ticaret Odası masrafların yarısını karşılamayı üstleniyor ama kentin yöneticileri, valilik arkamızda durmuyor, gerekli tanıtım çalışmaları yapılmıyor. Şırnak, İzmir Fuarında iki tanıtım stant açıyor, turizmin başkenti olmayı hedefleyen Amasya’nın üç yıldır fuarlarda tanıtımı yok" dedi. 'İÇKİ RUSHSATLARI İPTAL EDİLİYOR' İşletmelerin içki ruhsatlarının iptal edildiğini anlatan Mısırlı, şu ifadeleri kullandı: "Altı ay önce bir işletmemim alkol ruhsatım iptal edildi ve 35 personelim ile mahkemeden bir karar çıkmasını bekliyoruz. Turizmde içki de büyük bir etkendir. Restoranlarımızda içki yasaklanırsa turizmci bütün otellerini kapatmak zorunda kalır. Burada içkinin yasaklanması gibi bir durum var ve böyle bir sürece sokuluyoruz. Vali Beyin içkiye karşı kesin bir tutumu var. Bu bulunduğumuz sokak 1995 yılında çizilmiş içki haritasında yer almıyor ve bize verilen içki ruhsatları iptal edilmek isteniyor, ruhsatı iptal edilen yerler de var. Bu yasak kararının iptali için Samsun 2’ci ve 3’cü İdare Mahkemelerine gerekli hukuki itirazımızı yaptık ve bir karar bekliyoruz. Şu anda tekel bayileri ile birlikte 15 kişinin ruhsatı iptal edildi ve mağduriyet yaşıyoruz. Bu bölgede bulunan Avukatlar Konağı bile aynı durumda. El değiştirdi, içki ruhsatı verilmedi ve konak kapandı. Dışarıdan gelenlere, yabancılara 'içki yok' demek eski bir turizm kafası. İnsanlar kalkıp buraya çay içmeye mi geliyorlar? Turizmi semaver, çay satmak diye anlıyorsak bu otellerin, restoranların burada olmasının hiçbir anlamı yok. Bu insanların yaşam biçimine bir müdahaledir, bunu asla kabul edemeyiz" diye konuştu. 'HATUNİYE MAHALLESİNİN TRAFİĞE KAPATILMASI TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR' Tarihi konakların bulunduğu Hatuniye Mahallesinin araç trafiğine kapatılmasını da eleştiren Mısırlı, şunları kaydetti: "Daha önceki yıllarda tarihi konakların bulunduğu Hatuniye Mahallesinde kontrollü geçiş sağlanıyordu. Sokağın girişinde bir barikat vardı ve iki personel görev yapıyordu. Dışarıdan gelen otel müşterilerimiz ismini söylüyordu ve müşteri aracı ile otele kadar gelebiliyordu. Kontrollü girişlerde hiçbir sıkıntı yaşamıyorduk. Vali Yılmaz Doruk’un başkanlığındaki İl Trafik Komisyonu tarafından sabah saat 10.00 ile gece 02.00'ye kadar araç girişine kapatıldı. Turizm Derneği ve otel işletmecileri geçtiğimiz hafta vali beyi ziyaret edip, bu uygulamanın yanlış olduğunu, otellere ciddi zarar verdiğini ve düzeltilmesini istedik ama istek kabul edilmedi. Geçtiğimiz yıllarda bu sezonda oteller yüzde 70 doluluk oranı yaşarken şu anda yüzde 20'ler düştük. Bunun sebebi bu yasakçı tutum. Zaten zor ayakta duran turizm işletmelerini daha da olumsuz etkileyecek. Kültür turizmi dediğimiz zaman zaten belli bir yaş üzerindeki insanlar geliyor ve bu insanlar araçlarıyla otele gelmek istiyorlar."

Coğrafi işaretli “çiçek bamyası” artık erken kurutulacak Haber

Coğrafi işaretli “çiçek bamyası” artık erken kurutulacak

Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı(OKA) tarafından Amasya’nın Taşova ilçesinde "Altın Bamya Kurutma ve Paketleme Tesisi" açıldı. Taşova Hünerli Eller Kadın Kooperatifi tarafından işletilecek olan “Taşova Altın Bamyasının Katma Değerinin Arttırılması Projesi” ile Taşova genelinde 2 bin 800 dekar alanda ekimi yapılan çiçek bamyasından elde edilen katma değerin artırılması, kadınların güçlendirilmesi amacıyla belediye hizmet binası arkası üretim atölyesine dönüştürüldü. Kurutma fırını, dondurarak kurutma makinesi gibi ekipman yatırımları gerçekleştirilerek çiçek bamyasının yanı sıra meyve ve sebzelerinde kurutulması üretim süreci güçlendirildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyet gösteren ve merkezi Samsun’da bulunan OKA’nın destekleriyle 4,2 milyon TL bütçeli proje ile oluşturulan modern altyapı, coğrafi işaretli çiçek bamyasının yerel ekonomiye katkısının artırılmasını da sağlayacak. Böylelikle OKA'nın bölgede gastronomi alanında yürüttüğü çalışmalara, Taşova Hünerli Eller Kadın Kooperatifinin de dâhil edilmesi ve çiçek bamyasının daha etkili tanıtılması hedefleniyor. Amasya’da da toplam bütçesi 13,8 milyon TL olan 5 proje desteklenmeye hak kazandı. 2 proje tamamlanmış olup 3 tanesinin uygulama süreci devam ediyor. 2024 yılı SOGEP kapsamında Amasya’da 12 başvuru alınmış olup 3 tanesi Arıcılık, Sanayi ve Turizm alanlarında Taşova’dan sunuldu. Hünerli Eller Kadın Kooperatifi Kurucu Üyesi Özlem Genç, "Projemizin esas amacı Taşova'nın katma değeri olan bamyanın daha az işçilikle kurutulması ve piyasaya sunumu. Altın Bamya Kurutma Tesisimizde bir adet bamya kurutmak için makinemiz mevcut. Bir adet de yeni geliştirilmiş teknoloji olan dondurarak kurutma makinesi mevcut. Biz yalnızca bamyanın yenen meyve kısmını değil, çiçek kısmını da kullanmayı planlıyoruz bu süreçte. Bamya çiçeğinden çay yapacağız aynı zamanda. Proje maliyetimizde yaklaşık 4 milyon TL" dedi. Açılış Törenine Taşova Kaymakamı Efe Kılıç, OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle, Taşova Hünerli Eller Kadın Kooperatifi personelleri ve davetliler katıldı.

Bu baklavanın yapımında ‘kül’ kullanılıyor Haber

Bu baklavanın yapımında ‘kül’ kullanılıyor

Amasya’nın Aydınca köyünde el emeğiyle hazırlanan tatlı türü baklavanın yapımında “kül” kullanılıyor. Aydınca köyünde, hamurun oluşmasında kullanılan suya katılan külün geleneksel ‘küllü baklava’ya gevreklik kazandırdığı belirtiliyor. Köyde öğretmenlerin hayata geçirdiği projeyle bu ilginç geleneğin gelecek kuşaklara aktarılması amaçlanıyor. Odun ateşinin külünü elekten geçirip süzen kadınlar, önce suyla karıştırıyor. Birkaç gün dinlendirilen su sonra hamura katılıyor. Yüz yılı aşkın süredir uygulanan bu geleneksel yöntemin tatlıya gevreklik ve lezzet kattığı düşünülüyor. Okulda ‘küllü baklava köşesi’ Aydınca Şehit Şaban Gökçe Ortaokulu öğretmenleri, bu ilginç tatlının yapımının kayıtlara alınıp gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla araştırma projesi başlattı. Okulda ‘küllü baklava köşesi’ oluşturuldu. Okula davet edilen nineler torunlarıyla birlikte hamur açtı. Ninelerini dikkatle takip eden öğrenciler ceviz ve şerbet katılıp köy fırınlarında odun ateşinde pişirilen bu özel tatlının yapımındaki püf noktaları öğrenmeye çalıştı. Nineler okulun yolunu tuttu Unu küllü suyla karıp hamura dönüştüren 4 çocuk, 11 torun sahibi Nihal Korkut (68), “Küllü su, tatlının gevrek olmasını sağlıyor. Tatlıya lezzet veriyor. Kül olmazsa olmaz. Torunlarımız da eski geleneklerimizi bilsinler” dedi. Okula giderek yeniden eğitim-öğretime başlamış gibi heyecan duyan 4 çocuk, 13 torun sahibi Nevin Mutlu (70) da ninelerinden öğrendikleri tatlıyı okulda torunlarına öğretmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Güllü mü, küllü mü Okul öğretmenleriyle yaptığı araştırma projesi konulu toplantıda, tatlının adını ilk duyduğunda çok şaşırdığını anlatan Amasya İl Millî Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen, “Önce yanlış anladığımı sandım. 'Güllü mü, küllü mü?' diye yeniden sordum. Sonrasında işin içinden bambaşka bir araştırma projesi çıktı. En az 150-200 yıllık bir kültürün devamlılığı sağlanıyor” şeklinde konuştu. Nineler ve torunlarıyla görüşen Türkmen, projeyi sürdürecek olan Okul Müdürü Ferhat Karapelit, proje sorumlusu Türkçe Öğretmeni Deniz Arslan ile ekibini kutladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.