Hava Durumu

#Antakya

TOURISMJOURNAL - Antakya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Antakya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başarılı Ney Ustasının Elinden Çıkan Neyler Dünyaya Yayılıyor Haber

Başarılı Ney Ustasının Elinden Çıkan Neyler Dünyaya Yayılıyor

HATAY (İHA) - Hatay’da yaşayan 57 yaşındaki Ney Ustası İzzet Özkan, 39 yıldır büyük özenle ürettiği neyleri yurt içi ve yurt dışındaki müzikseverlerle buluşturuyor. El emeğiyle ürettiği bu ürünlerin fiyatı bin 500 TL ile 5 bin TL arasında değişiklik gösteriyor. ALMANYA’DA BAŞLAYAN MÜZİK TUTKUSUNDAN NEY AŞKINA Antakya’nın Samandağ ilçesinde yaşayan İzzet Özkan’ın çaldığı ilk nefesli ürün, 1980 yılında Almanya’da çaldığı 7 delikli flüt oldu. Bu deneyim, üflemeli çalgılara olan ilgisini artırdı ve sonunda neye yönelmesini sağladı. Kendi neyini yapma fikriyle yola çıkan Özkan, bu alandaki yeteneğini geliştirerek, 39 yılı aşkın bir süre boyunca bu sanatı profesyonel seviyeye taşıdı. SAMANDAĞ KAMIŞI NEYİN ANA MALZEMESİ Özkan, neyin üretilme aşamasını detaylarıyla anlatarak, neyin ana malzemesinin Samandağ’a özgü bir kamış olduğunu vurguladı. Ney üretiminde dikkat edilmesi gereken en önemli unsurun 9 boğumluluk özelliği olduğunu belirten Özkan, "Kamışlar toplandıktan sonra 1 yıl kuruması için bekletilir. Kamışlar kuruduktan sonra ölçülerine göre ve neyin akorduna göre kamışları seçiyoruz. Seçtikten sonra kamışların kabuklarını sıyırıyoruz. Sıyırdıktan sonra ateşle düzeltiyoruz. Kamışların iç açıklarını ve perdelerini açıyoruz. Parazvane ve başparelerini taktıktan sonra ney aletine dönüşüyor" dedi. Ney çalmayı zor bulanlara da mesaj veren Özkan, "Ney zor bir müzik aleti değil. Tekniğini ve üfleme pozisyonunu bilmek gerekiyor. Herkes zor bir müzik aleti olarak bilse de aslında zor değil" ifadelerini kullandı. NEYLERE DÜNYA ÇAPINDA TALEP İzzet Özkan’ın el emeğiyle ürettiği neyler, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da ilgi görüyor. "Yaptığım neyleri Hollanda, Belçika, Fransa ve Almanya gibi ülkelere ihraç ediyoruz" diyen Özkan, bu ülkelerden gelen taleplerin giderek arttığını söyledi. Yılların tecrübesiyle ürettiği bu ürünlerin fiyatları, kalite ve boyutlarına göre bin 500 TL ile 5 bin TL arasında değişiklik gösteriyor. HATAY'DAN DÜNYAYA NEY YOLCULUĞU Hatay’da yoğun talep olmasa da başta ülkedeki büyük şehirler olmak üzere yurtdışından gelen çok sayıda sipariş aldığını belirten Özkan, "Dünyanın her tarafından büyük talepler var. Neyi taleplere göre şehir dışında; İstanbul, Ankara, İzmir şehirlerine gönderirken yurtdışında ise; Hollanda, Belçika, Fransa ve Almanya gibi ülkelere ihraç ediyoruz" ifadelerini kullandı. İzzet Özkan’ın 39 yıllık emeği ve tutkusuyla ürettiği bu ürünler, Hatay’ın geleneksel el sanatlarını ve müzik kültürünü dünya çapında temsil etmeye devam ediyor.

Hakan Aran: Haber

Hakan Aran: "Kiramı 75 Bin Lira Yaptılar, Evden Çıktım"

Son yıllarda Türkiye'de hızla yükselen konut kiraları, hem kiracıları hem de ev sahiplerini zor durumda bırakıyor. Kira fiyatlarındaki artış, çalışanların gelirlerinin büyük bir bölümünü konut harcamalarına ayırmak zorunda kalmasına yol açıyor. Bu duruma dikkat çeken isimlerden biri de Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran oldu. Antalya'da düzenlenen Turizm Kongresi'nde ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aran, kendisinin de kira artışlarından etkilendiğini belirtti. "Ben de kiracıyım, oturduğum evden çıkmak durumunda kaldım. Ev sahibi 12 bin lira olan kirayı 75 bin lira yapmak istemişti. Ben de aynı meblağa bankanın munzam sandığına ait bir evi kiraladım" dedi. Aran, maaşların yarısının kiraya gittiğini vurgulayarak, "Kirası arttığı için evden çıkanlar aynı fiyata ev tutmak istediğinde şehrin çok daha uzak bölgelerinde bunu bulabiliyor. İnsanların oturabileceği yerlerde ev sahibi olmaları sağlanmalı" ifadelerini kullandı. LOJMAN VE EK YAN HAKLAR SAĞLANMALI Aran, asgari ücretin kira ve eğitim gibi yan haklarla desteklenmesi gerektiğini ifade etti. İş Bankası olarak çalışanlarını desteklemek için enflasyonun üzerinde maaş artışları yaptıklarını belirterek, "21 binin üzerinde çalışanımız var. Bilançomuzu zora soktuk ama çalışanımızdan yana tavır aldık" dedi. Ayrıca kira sorununa çözüm amacıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da lojmanlar inşa etmek için arsa aldıklarını açıklayan Aran, deprem bölgelerinden Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, İskenderun ve Antakya’da çalışmalarına başladıklarını söyledi. "Kamusal sorunları, kamusal güç olmadan çözemeyiz. Biz kamuya ilham olmaya çalışıyoruz. Kurumların lojman geleneğine geri dönmesi ücretler konusundaki sıkıntıya nefes aldırabilir" diye ekledi.

Çukurova Uluslararası Havalimanı 1 Milyonuncu Yolcusunu Coşkuyla Karşıladı Haber

Çukurova Uluslararası Havalimanı 1 Milyonuncu Yolcusunu Coşkuyla Karşıladı

10 Ağustos 2024’te açılışı yapılan ve 11 Ağustos’ta uçuşlara başlayan Çukurova Uluslararası Havalimanı, bugün 1 milyonuncu yolcusuna ulaştı. İstanbul’dan gelen uçakla Çukurova’ya inen Hale Dilek ve Timur İbrahim Şen çifti, KZV Havalimanları tarafından çiçek ve 1 milyonuncu yolcu dövizi ile karşılandı. Törende ayrıca Tarsus Kaymakamı Mehmet Ali Akyüz ve KZV Havalimanları Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Emre Kozuva gibi önemli isimler de hazır bulundu. KZV Havalimanları adına konuşan Emre Kozuva çifti tebrik ederek, "Çukurova Uluslararası Havalimanı; Çukurova Bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin ve Dünyanın odaklandığı en önemli havacılık yatırımlarından biri. Yıllık 9 milyon yolcu kapasitesi ile yolcularını misafir eden Çukurova Uluslararası Havalimanı Türkiye’nin Ortadoğu’ya ve Dünya’ya açılan en önemli kapılarından biri olarak hizmet veriyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutladığımız bu anlamlı günlerde geleceğe yapılan en büyük yatırım Cumhuriyet’i korumak, değerlerine sahip çıkmak ve çok çalışmaktır. Bu vesileyle Cumhuriyet tarihinin en önemli projelerinden biri olan Çukurova Uluslararası Havalimanı olarak çok çalışıyor ve bu gururu hep birlikte paylaşıyoruz" ifadelerini kullandı. Hale Dilek Şen, ilk kez geldiği Çukurova Havalimanı'nda yaşadığı bu sürprizin kendisi için unutulmaz bir anı olduğunu ifade etti. Timur İbrahim Şen ise, "Daha önce çocukluğumdan beri hafızamda yabancı filmlerde, havalimanlarında bir milyonuncu yolcu, on milyonuncu yolcu kutlaması gibi aklımda kalan enstantaneler var ama hiçbir zaman böyle bir şeyin benim başıma gelebileceğini gerçekten düşünmemiştim" diyerek şaşkınlığını paylaştı. Havalimanını çok beğendiklerini ifade eden çifte THY tarafından çift kişilik dönüş bileti takdim edildi.

Depremin vurduğu Antakya, İngiliz mimarlık firması tarafından yeniden inşaa ediliyor Haber

Depremin vurduğu Antakya, İngiliz mimarlık firması tarafından yeniden inşaa ediliyor

Şubat 2023'te meydana gelen 7.8 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depreminden büyük ölçüde etkilenen tarihi Antakya kentinin yeniden inşasına yönelik çabalar sürüyor. İngiliz mimarlık firması Foster + Partners'ın belirttiğine göre, Antakya'nın yaklaşık yüzde 80'i yıkıldı. Şimdi ise firma, kenti yeniden inşaa etmeye yönelik vizyonlarını açıkladı. Hatay ilinin merkez ilçesi olmasının yanı sıra tarihle iç içe olan Antakya, Roma ve Ortaçağ dönemlerinde antik çağın en önemli bölgelerinden biriydi. Yeni plan, kamusal yeşil alanların, ulaşım sistemlerinin ve topluluk alanlarının tekrardan inşaasını içeriyor. Foster + Partners'ın mühendislik danışmanı Buro Happold, İtalyan ulaşım planlamacısı Mic-hub ve Türkiye'den DB Architects ve KEYM Kentsel Yenileme Merkezi ile işbirliği içinde hazırladığı proje 30 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor ve yerinden edilmiş insanları şehre geri dönmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Açık hava alanları planların merkezinde yer alıyor. Çalışma bölgenin kendine özgü yerel karakteri ve ikliminden de yararlanıyor. Foster + Partners yaptığı açıklamada, "Sürecin önemli bir parçası Hatay'ın zengin tarihini anlamak oldu," dedi. Planlar, Türk Tasarım Konseyi'nin çok sayıda şehri yerle bir eden ve Suriye de dahil olmak üzere toplam 50.000'den fazla insanın ölümüne yol açan depremin ardından Türkiye'yi yeniden inşa etmeye yönelik daha geniş çaplı girişiminin bir parçasını oluşturuyor. Çalışmalar deprem nedeniyle yerinden edilmiş kişileri Antakya'ya dönmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Ayakta kalan yapıları korumak, erişilebilirliği ve kapsayıcılığı artırmak için yapılan çalışmalar, toplu taşıma, yürüyüş ve bisiklet kullanımını teşvik etmenin yanı sıra kentin gelecekteki olası afetlere karşı dayanıklılığını da artırıyor. Çok sayıda kişi, deprem sırasında yıkımın boyutunu daha da artıran düşük kaliteli inşaat çalışmaları nedeniyle firmaları ve hükümeti suçlarken, tasarımcılar bu süreçte yerel halkla etkileşim kurmak için özel çaba sarf etti. Tasarımlar birçok Türk şehrinin simgelerinden biri olan sokak kedilerini de kapsıyor. Foster + Partners Kentsel Tasarım Başkanı Bruno Moser, "Antakya halkının direncinden ilham aldık ve eşsiz, tarihi şehirlerine duydukları tutkuyu paylaştık," dedi. "Doğal bir felaketin ardından yeniden yapılanmanın yalnızca binalarla ilgili olmadığı, toplulukları, güvenlik ve aidiyet duygularını ve güveni yeniden inşa etmekle ilgili olduğu gerçeğinden yola çıkarak bir vizyon geliştirdik."

Antakya’nın dünyaca ünlü lezzetleri Bodrum’da Haber

Antakya’nın dünyaca ünlü lezzetleri Bodrum’da

Dünyanın önde gelen mutfaklarından biri olan Antakya mutfağının tanınmış şefleri, Hapimag Sea Garden Resort Bodrum’da düzenlenen Antakya Gastronomi Günleri kapsamında tesis misafirlerini, birbirinden lezzetli Antakya yemekleriyle buluşturdu. 20-22 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinlik büyük ilgi gördü. Bodrum Yalıçiftlik’te yıl boyunca pek çok ulusal ve uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapan Hapimag Sea Garden Resort Bodrum, bu kez Unesco yaratıcı şehirler ağına girmiş Türkiye’nin üç şehrinden biri olan Hatay’ın mutfağıyla dünyaca ünlü Antakya bölgesinin eşsiz lezzetlerini misafirlerinin beğenisine sundu. 20-22 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen Antakya Gastronomi Günleri kapsamında Antakya mutfağının gastronomi uzmanı, mutfak kültürü araştırmacısı ve yazar Ünal Kahraman, işletmeci ve yöresel yemek uzmanı Sedat İnanç, Sultan Sofrası’nın yemek ustası Sibel Bayrakçıoğlu ve Emine Kahraman, Fatma Tuğba İnanç gibi tanınmış şefleri, tesis misafirleri için Antakya’nın yöresel lezzetlerinden oluşan ve tamamen Antakya’dan getirilen malzemelerle 60’tan farklı sunum hazırladı. Etkinlik, tesiste konaklayan yerli ve yabancı misafirlerden yoğun ilgi gördü. Başta Türkiye’ye özgü yerel lezzetler olmak üzere dünya çapındaki birçok farklı mutfakları misafirlerinin beğenisine sunduklarını kaydeden Hapimag Türkiye, İspanya, Hollanda, Portekiz Operasyonları Ülke Direktörü Kerem Demirkol, Hapimag’ın sürdürülebilirlik yaklaşımı kapsamında yerel değerlere büyük önem atfettiğini söyledi. Misafirlerine verdikleri hizmetlerde yerel değerleri ön plana çıkarmayı amaçladıklarını kaydeden Demirkol, “Son yıllarda ülkemizin farklı lezzetlerini tesis misafirlerimizin beğenisine sunma arzumuzu yine devam ettirmek istedik ve Antakya mutfağına 4 yıl önce olduğu gibi özellikle bu yıl da yer vermeyi çok önemsedik. Bildiğiniz gibi Antakya’nın da içinde bulunduğu Hatay ilimiz, 2017 yılından bu yana UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na girmeye hak kazanan Türkiye’nin üç şehrinden biri. Kentin gastronomi alanında uluslararası arenadaki gücü son derece büyük. Ülkemizi derinden sarsan Kahramanmaraş merkezli depremlerde bölge büyük hasar gördü. Bölgenin kadim kültürünü korumak ve yaşatmak, dünya genelinde tanınırlığını artırarak en kısa zamanda sahip olduğu potansiyele kavuşmasına destek olmak için sorumluluk almaya devam edeceğiz. Amacımız Antep, Adana ve tüm diğer illerimizin farklı lezzetlerini misafirlerimizin deneyimlemesini sağlamak. Sofranın birleştirici gücüne olan inancımızla, gelecek dönemde de yerel mutfaklarımızı ve değerlerimizi desteklemeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.

The tradition of Haber

The tradition of "küncülü helva" in Antakya continues

Continuing the making of halvah with his brother Yunus Emre, which he learned from his father, Şahap Fansa took over the counter in the historical bazaar, where almost all the shops were closed, so that the tradition, which had been going on for years, was not interrupted due to the earthquake. Halva, prepared with a mixture of tahini, sugar, celandine and sesame, known locally as kuncu, is offered for sale in half and one kilo packages this year. Fansa brothers, who also take orders from customers outside of Hatay, send the halva only during Ramadan to different cities of Turkey by cargo. "We want to continue our tradition" Şahap Fansa told Anadolu Agency (AA) that they want to reactivate their factories damaged in the earthquake and said that they are happy to be able to open their shops in these difficult days. Explaining that some benefactors distribute kunculu halvah for their relatives, Fansa said, "Kuncu halva has been made in Ramadan without interruption for years. We continue the tradition in order not to make one say that it was not made in this Ramadan. We got together with my brother, we do it. We just want to continue our tradition." Fansa also stated that they wanted the teams that came to the city for help to see the richness of Hatay's cuisine and that it is still standing despite everything. Expressing that they sold at least 350-400 kilograms per day during the previous Ramadan, Fansa noted that this amount increased to 600-700 kilograms time to time. Fansa said, "There was a very high demand because it was only in Ramadan. Each tray normally yields 30-40 kilograms. This year, we are closing the shop after making a tray and selling it. Hopefully, we will increase the demand quite a lot in the future. At the moment, we are doing it in half and one kilo packages, but we can give as much as they want to anyone who wants. Customers who see the posts on social media come to the shop for shopping. We also send it to all over Turkey by cargo during Ramadan." "We do not intend to leave Hatay" Şahap Fansa stated that there is no electricity in their shops and that they prepare halva according to the old methods. "First, we make a mixture of sugar and water. Then we whisk it with gypsum root and make it foam. After mixing it with tahini, we have a 350-year-old machine, it comes out into a thin shape." Fansa said, adding that the workplaces in the bazaar will be open after the month of Ramadan. Expressing that they will continue to live in Hatay, Fansa said that they want this city to regain its former vitality. Fansa said, "We certainly do not intend to leave Hatay in any way. We invite everyone to revive Hatay again." he said.

Antakya'da Haber

Antakya'da "küncülü helva" geleneği devam ediyor

Hatay Babasından öğrendiği küncülü helva yapımını kardeşi Yunus Emre ile sürdüren Şahap Fansa, yıllardır süren geleneğin deprem nedeniyle kesintiye uğramaması için neredeyse tüm dükkanların kapalı olduğu tarihi çarşıda tezgahın başına geçti. Tahin, şeker, çöven otu ve yörede küncü olarak bilinen susamın karışımıyla hazırlanan helva, bu yıl yarım ve birer kiloluk paketler halinde satışa sunuluyor. Hatay dışındaki müşterilerden de sipariş alan Fansa kardeşler, sadece ramazan ayında üretilen helvayı kargoyla Türkiye'nin farklı şehirlerine de gönderiyor. "Geleneğimizi devam ettirmek istiyoruz" Şahap Fansa, AA muhabirine, depremde hasar alan imalathanelerini yeniden faaliyete geçirmek istediklerini belirterek, dükkanlarını bu zor günlerde açabildikleri için mutlu olduklarını söyledi. Yaşanan deprem felaketi sonrası bu yıl küncülü helva yapmayı düşünmediklerini ancak çok arayan olunca faaliyete geçme kararı aldıklarını dile getiren Fansa, ramazan ayının ilk gününden beri tarihi Uzun Çarşı'da hizmet verdiklerini kaydetti. Bazı hayırseverlerin ölen yakınları için küncülü helva dağıttığını anlatan Fansa, "Küncülü helva yıllardır hiç aksatılmadan ramazan ayında yapılıyor. Bu ramazanda yapılmadı dedirtmemek için geleneği sürdürüyoruz. Kardeşimle beraber kafa kafaya verdik, yapıyoruz. Sadece geleneğimizi devam ettirmek istiyoruz." ifadelerini kullandı. Fansa, yardım için kente gelen ekiplerin Hatay'ın mutfağının zenginliğini ve her şeye rağmen ayakta olduklarını görmelerini de istediklerini belirtti. Daha önceki ramazanlarda günde en az 350-400 kilogram satış yaptıklarını ifade eden Fansa, bunun zaman zaman 600-700 kilograma kadar çıktığını kaydetti. Fansa, "Sadece ramazan ayında olduğu için çok yoğun talep vardı. Her tablada normalde 30-40 kilogram çıkıyor. Bu yıl bir tabla yapıp sattıktan sonra dükkanı kapatıyoruz. İnşallah ilerleyen zamanlarda talep oldukça çoğaltacağız. Şu anda yarım ve birer kiloluk paketler halinde yapıyoruz ama isteyene de istediği kadar verebiliyoruz. Sosyal medyadaki paylaşımları gören müşteriler alışveriş için dükkana geliyor. Ramazan boyunca Türkiye'nin her yerine kargoyla da gönderiyoruz." dedi. "Hatay'ı terk etmeyi düşünmüyoruz" Şahap Fansa, dükkanlarında elektrik olmadığını, helvayı eski usullere göre hazırladıklarını belirtti. "İlk olarak şekerle su karışımı yapıyoruz. Daha sonra çöven köküyle çırparak köpük haline getiriyoruz. Tahinle beraber karıştırdıktan sonra 350 yıllık bir makinemiz var, ondan ince bir şekilde çekip, çıkarıyoruz." diyen Fansa, ramazan ayından sonra da çarşıdaki iş yerlerinin açık olacağını söyledi. Hatay'da yaşamayı sürdüreceklerini dile getiren Fansa, bu kentin yeniden eski canlılığına kavuşmasını istediklerini anlattı. Fansa, "Hatay'ı kesinlikle, hiçbir şekilde terk etmeyi düşünmüyoruz. Herkesi de tekrar Hatay'ı canlandırsın diye bekliyoruz, çağırıyoruz." şeklinde konuştu.

Habib-i Neccar, the first mosque of Anatolia, will be restored Haber

Habib-i Neccar, the first mosque of Anatolia, will be restored

The historical mosque, which was built when Antakya was captured by the Muslim Arabs in 638, was destroyed in the earthquakes in Pazarcık and Elbistan on 6 February. Art historians stepped in at the Habib-i Neccar Mosque, which is among the important centers for Christians as well as Muslims, due to the fact that the three envoys of Jesus Christ are buried in its courtyard. 16 scientists and 21 students from 9 universities are participating in the rescue work carried out to restore the historical structure, known as the first mosque built in Anatolia, under the Disaster Area Excavation Directorate. Teams are trying to save the quality works of the mosque, which is a symbol of tolerance, brotherhood and peace, from the area that turned into rubble. It is aimed to restore the mosque with meticulous work under the chairmanship of Associate Professor Muhammet Arslan, Head of the Department of Art History at the Faculty of Arts and Sciences of Kafkas University. The head of the excavation, Muhammet Arslan, stated that the earthquakes caused great destruction in the Habib-i Neccar Mosque, one of the symbols of the city, and said, "Unfortunately, the top cover covering the sanctuary completely collapsed inside, the last congregation place was destroyed, and its minaret was completely destroyed and the courtyard was turned into debris." "Our first goal is to reach the epitaphs in a healthy way" Arslan stated that they made great efforts to save the valuable cultural assets in the wreckage of the registered building. Stating that the rescue efforts were carried out meticulously, Arslan said: "There are important epitaphs on the entrance portal, minaret and pulpit of the mosque. Our first goal is to reach these epitaphs in a healthy manner. Apart from this, we have unique wooden door wings at the crown door that gives the entrance to the harem. The door wings of the pulpit are also unique. Another aim is to remove them in a solid manner. Especially in the narthex, there are column capitals with stalactite and reused materials. There is colorful stone work on the crown door. We aim to reach all the quality materials in the mosque in a healthy way and to protect them. We hope that all our historical buildings, especially the Habib-i Neccar Mosque, will be restorated to serve the ancient culture of Antakya."

Anadolu'nun ilk camisi Habib-i Neccar ayağa kaldırılacak Haber

Anadolu'nun ilk camisi Habib-i Neccar ayağa kaldırılacak

Antakya'nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde inşa edilen tarihi cami, 6 Şubat'taki Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerde yıkıldı. Avlusunda Hazreti İsa'nın üç elçisinin mezarının bulunması sebebiyle Müslümanlar kadar Hristiyanlar için de önemli merkezler arasında yer alan Habib-i Neccar Camisi'nde, sanat tarihçileri devreye girdi. Anadolu'da inşa edilen ilk cami olarak bilinen tarihi yapının ayağa kaldırılması için yürütülen kurtarma çalışmalarına, Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı bünyesinde 9 üniversiteden 16 bilim insanı ve 21 öğrenci katılıyor. Ekipler, hoşgörü, kardeşlik ve huzurun sembolü olan caminin nitelikli eserlerini moloz yığınına dönüşen alandan kurtarmaya çalışıyor. Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığında titizlikle yürütülen çalışmalarla caminin yeniden ayağa kaldırılması hedefleniyor. Kazı başkanı Muhammet Arslan, depremlerin kentin simgelerinden Habib-i Neccar Camisi'nde büyük yıkıma yol açtığını belirterek, "Maalesef harimin üzerini kapatan üst örtüsü tamamen içeriye göçmüş, son cemaat yeri yıkılmış, minaresi de tamamen yıkılarak avluyu enkaz haline getirmiş." dedi. "İlk hedefimiz, kitabelere sağlıklı şekilde ulaşmak" Arslan, tescilli yapının enkazındaki değerli kültür varlıklarını kurtarmak için büyük çaba gösterdiklerini dile getirdi. Kurtarma çalışmalarının titizlikle yürütüldüğünü aktaran Arslan, şunları kaydetti: "Caminin giriş taç kapısında, minaresinde ve minberinde önemli kitabeler bulunuyor. İlk hedefimiz, bu kitabelere sağlıklı şekilde ulaşmak. Bunun haricinde harime geçit veren taç kapıda özgün olarak ahşap kapı kanatlarımız var. Minberin de kapı kanatları özgün. Bir diğer amacımız da bunları sağlam şekilde çıkarabilmek. Özellikle son cemaat yerinde mukarnaslı ve devşirme malzeme kullanılmış sütun başlıkları var. Taç kapıda renkli taş işçiliği var. Camideki tüm nitelikli malzemeye sağlıklı bir şekilde ulaşıp koruma altına almayı hedefliyoruz. Başta Habib-i Neccar Camisi olmak üzere tüm tarihi yapılarımızın yeniden Antakya'nın kadim kültürüne hizmet edecek hale getirileceğini ümit ediyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.