Hava Durumu

#Atso

TOURISMJOURNAL - Atso haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Atso haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Turizm Tedarik Buluşması Antalya’da Başladı Haber

Turizm Tedarik Buluşması Antalya’da Başladı

Antalya’nın Kundu Turizm Merkezi’ndeki bir otelde gerçekleştirilen "Türkiye Turizm Tedarik Buluşması"nda, sektöre yönelik ekipmanlar ve yeni trendler misafirler için sergilendi. Etkinlik, Turizm Profesyonel Oluşum Platformu’nun organizasyonuyla düzenlendi. ANTALYA TURİZMİNİN HEDEFİ 20 MİLYON ZİYARETÇİ Açılışta konuşan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya’nın dünya turizminde marka şehirlerden biri olduğunu belirtti. Geçen yıl 17 milyondan fazla turist ağırlayan kentin, bu yıl 20 milyon ziyaretçi hedeflediğini söyledi. Hacısüleyman, sektör paydaşlarının iş birliğiyle daha büyük başarılara ulaşabileceğini vurguladı. 3 BİN KATILIMCI BEKLENİYOR Turizm Profesyonel Oluşum Platformu Başkanı Bülent Bilgiç, etkinliğin Türkiye ve Antalya ekonomisine büyük katkı sağladığını ifade etti. Etkinliğe yurt dışından da katılımcıların dahil olduğu 3 bin kişinin gelmesinin beklendiğini açıkladı. Bilgiç, fuarın sektördeki yeniliklerin takip edilmesi için bir fırsat sunduğunu belirtti. ANTALYA DÜNYANIN 4. SEYAHAT MERKEZİ Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Antalya Şube Başkanı Onur Kacar, turizmin sadece ekonomi değil, kültürel etkileşim ve sosyal gelişim için de önemli bir sektör olduğunu dile getirdi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş ise Antalya’nın dünyada en çok ziyaret edilen dördüncü şehir olduğunu ve düzenlenen fuarların kenti dünyaya tanıttığını söyledi. Etkinlik, 18 Ocak’a kadar devam ederek turizm sektöründe yeniliklere ışık tutacak.

Antalya Gelir ve Gecelemede Turizmin Lideri Haber

Antalya Gelir ve Gecelemede Turizmin Lideri

ANTALYA (İHA) - Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, "2024 Yılı Değerlendirmesi ve 2025 Yılı Öngörüleri" başlıklı toplantıda Antalya’nın turizmdeki güçlü konumuna dikkat çekerek, kişi başı turizm gelirinin 979 dolar olduğunu belirtti. Türkiye’nin toplam turizm gelirinin 50 milyar dolar olduğunu vurgulayan Hacısüleyman, bu gelirin 17,5 milyar dolarının Antalya’dan sağlandığını açıkladı. GECELEME ORANLARINDA TÜRKİYE’NİN ZİRVESİ Türkiye genelindeki 203 milyon gecelemenin yüzde 46’sının Antalya’da gerçekleştiğini ifade eden Hacısüleyman, "Rusya, Ukrayna savaşı Trump'ın gelişiyle ateşkesle sonuçlanırsa turizm sayıları açısından büyük bir artışa sebep olabileceğini biliyoruz. Çünkü Karadeniz hava sahası açılacak. Rusya ve Ukrayna hava sahası açılacak. Tahminimiz, ateşkes durumunda turist sayısının 20 milyona ulaşacağı yönünde. Ateşkes olmazsa turist sayısı bir miktar artacaktır, yüzde altıyla sekiz arasında artacağını öngörüyoruz" dedi. Turist başına harcama miktarının ve geceleme oranlarının kentin turizm gücünü gösterdiğini ekledi. TARIM VE SANAYİDE ANTALYA’NIN KONUMU Antalya’nın tarım sektöründeki payına değinen Hacısüleyman, sebze üretiminde yüzde 6, meyve üretiminde yüzde 2,3, süs bitkilerinde yüzde 13,6 ve sera alanlarında yüzde 41’lik bir paya sahip olduklarını hatırlattı. Sanayideki payın ise yüzde 10 civarında olduğuna işaret ederek, bu alanda gelişime ihtiyaç olduğunu söyledi. KONUT PİYASASI VE GÖÇ Antalya’da konut satışlarının yüzde 35’inin yabancılara yapıldığını ve metrekare fiyatlarının 39 bin lira ile Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu belirtti. Yıllık 60 bin kişilik nüfus artışının altyapı sorunlarına neden olduğunu ifade etti. DEMİRYOLU VE ULAŞIMDA 2025 ÖNGÖRÜLERİ Antalya’ya demiryolu projesinin önemine dikkat çeken Hacısüleyman, hem ihracat hem de yolcu taşımacılığı açısından bu projenin kritik olduğunu söyledi. 2025 yılı için iç talep büyümesinde yavaşlama ve ihracatta toparlanma öngörülüyor. EXPO ALANI İÇİN YENİLİKÇİ PROJELER EXPO 2016 alanının verimli şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Hacısüleyman, bu alanın fuar, kongre, bilim parkı veya kültür merkezi gibi projelerle turizme kazandırılması gerektiğini belirtti. "Antalya’nın önde gelen kuruluşlarının, büyük sivil toplum kuruluşlarının ve belediyelerimizin birlikte hareket ederek bu alanı değerlendirmesi gerekiyor. Şehrin yararını düşünelim. Amacımız kâr gütmek olmamalı. Antalya'ya hizmet için yapılacak projelerle bu alan çok büyük bir değer haline gelebilir. İlla bir yerden para kazanmak zorunda değilsiniz, bizim Antalya Kültür Sanat’ta yaptığımız gibi kültür ve sanatı da finanse etmemiz doğru bir yaklaşım olur diye düşünüyorum" dedi.

Antalya, Hotel Equipment Fuarı ile Sektöre Işık Tutuyor Haber

Antalya, Hotel Equipment Fuarı ile Sektöre Işık Tutuyor

ANTALYA (İHA) - Antalya'da düzenlenen 35. Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı (Hotel Equipment), Anfaş Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde görkemli bir törenle açıldı. Fuar, otelcilik sektöründe yenilikçi teknolojileri ve sürdürülebilir çözümleri tanıtmayı hedefliyor. HOTEL EKİPMANLARI SEKTÖRÜNDE 420 MİLYAR EURO'LUK HACİM Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, 35 yıllık geçmişe sahip olan fuarın sektördeki kritik rolüne değinerek, "Fuar kapsamında; sektördeki en yeni teknolojiler, sürdürülebilir çözümler ve inovasyon odaklı ürünler tanıtılırken, aynı zamanda iş dünyası için güçlü iş birliklerinin temelleri atılacaktır. Antalya, turizmde bir dünya markası olmanın yanı sıra, uluslararası fuarlar ve etkinliklerle de adından söz ettiren bir şehir konumuna gelmiştir. Anfaş Hotel Equipment Fuarı, Antalya'nın bu vizyonunu güçlendiren, yerel üreticilerle global markaları bir araya getirerek ticari sınırları genişleten ve uluslararası arenada şehrimizi temsil eden bir buluşma noktasıdır" dedi. Hacısüleyman ayrıca, otel ekipmanları sektörünün hızla büyüdüğüne dikkat çekerek, "Her yıl 1,8 milyon girişimci ve milyonlarca müşteriyi kendine çeken 420 milyar euro büyüklüğe ulaşan HORECA sektörü, tüm dünyada kapasitesini hızla artırmaktadır. Turizmin farklı sektörleri beslediği bir gerçektir. Bu sadece konaklama sektörünü değil, aynı zamanda yerel tedarikçileri, hizmet sektörünü ve daha birçok alt sektörü etkilemektedir" yorumunda bulundu. FUAR SEKTÖRÜN GELECEĞİNE IŞIK TUTUYOR Sektörün her yıl milyonlarca müşteriye ulaştığını belirten Hacısüleyman, "Fuarlar, sadece ticaret ve tanıtım platformları değil; bilgi paylaşımının, yeniliklerin ve iş birliğinin en önemli merkezleridir. 35. Anfaş Hotel Equipment Fuarı, otel ve ağırlama ekipmanları sektöründeki son trendleri, teknolojik yenilikleri ve sürdürülebilirlik odaklı çözümleri bir araya getirerek, sektör profesyonellerine eşsiz bir deneyim sunmaktadır" diyerek sözlerini tamamladı. Anfaş Başkanı Ali Bıdı, fuar merkezinin Türkiye'nin öne çıkan merkezlerinden biri olduğunu ekledi. Açılış törenine Antalya Vali Yardımcısı Ayhan Yazgan ve TMMOB İç Mimarlar Odası Genel başkanı Emrah Kaymak da katılım gösterdi. TİCARET HEDEFİ 1,5 MİLYAR DOLAR Hotel Equipment TT GLOBAL Fuar Direktörü Hakan Arslan ise fuarın, otel, restoran ve kafeterya sektörlerini bir araya getirdiğini ifade ederek, "40 bin metrekarelik alanda düzenlediğimiz fuarda, 1,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hedefliyoruz" dedi. Fuar, 9 Ocak tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

IC Antbel Serik'te 3 Ödül Birden Kazandı Haber

IC Antbel Serik'te 3 Ödül Birden Kazandı

IC Holding bünyesinde faaliyet gösteren IC Antbel Antalya Belek Turizm Yatırımları A.Ş., Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından düzenlenen 142. Yıl Serik Ödül Töreni’nde 3 farklı ödüle layık görüldü. Şirket, "Kurumlar Vergisi Tüzel Kişi" kategorisinde Serik ilçesinde ilk sırada konumlandı. BAŞARI ÖDÜLLERİ SERİK’TE TAKDİM EDİLDİ Tören, Serik Kaymakamı Cemal Şahin, Belediye Başkanı Kadir Kumbul, ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, STK temsilcileri, sektör profesyonelleri ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi. IC Holding Turizm Grubu Mali İşler Direktörü İsa Ergin, ödülleri Serik Kaymakamı Cemal Şahin’den aldı. TURİZMDE KALİTE VE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ÖN PLANDA 1994 yılından bu yana turizm sektöründe kaliteyi ve müşteri memnuniyetini temel ilke edinen IC Hotels, Antalya’nın Belek bölgesindeki IC Hotels Santai Family Resort, Kundu’daki IC Hotels Green Palace & Villas ve Antalya Havalimanı’na yakın IC Airport Hotel ile hizmet sunuyor. IC Hotels Santai Family Resort, palmiyelerle süslü bahçeleri, Akdeniz iklimine özgü bitki çeşitliliği, yüzme havuzları, Ana Restoran, A La Carte restoranları, barları ve eğlence programları ile Ultra Her Şey Dahil ve VIP tatil hizmetleri sunarak bölgenin gözde otellerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu ödüller, IC Holding’in turizm sektöründe uzun yıllardır sürdürdüğü yenilikçi ve misafir odaklı yaklaşımın bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Antalya Tanıtım Vakfı’nın Yeni Başkanı Emir Gündal Oldu Haber

Antalya Tanıtım Vakfı’nın Yeni Başkanı Emir Gündal Oldu

Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Yönetim Kurulu Başkanlığına, ATSO 36. Grup Meclis Üyesi Emir Gündal getirildi. Gündal, görev süresi boyunca şehrin ulusal ve uluslararası tanıtımını artıracak projeler geliştireceğini ve Antalya'nın marka değerini güçlendirmek için yoğun bir çaba sarf edeceğini söyledi. ATAV’ın Mütevelli Heyet Toplantısı, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ev sahipliğinde düzenlendi. Önceki dönemin projeleri hakkında bilgi verilen toplantının ardından, Emir Gündal, ATAV Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçildi. Gündal, ATAV’ın önceki başarılarının kendilerine ilham verdiğini belirterek, "Bugün geçmişin güçlü mirasını geleceğin vizyonuyla birleştirerek yeni bir döneme adım atıyoruz. Bugün, Antalya Tanıtım Vakfı’nın başkanlık görevini üstlenerek sizlerin güvenine layık olmanın heyecanı ve gururunu yaşıyorum" dedi. ATAV’ın kuruluşundan bu yana şehrin tanıtımı için önemli projelere imza attığını belirten Gündal, Antalya'nın yalnızca bir tatil merkezi olmanın ötesine geçerek sağlık, kültür ve ekoturizm gibi alanlarda da lider konuma geldiğini vurguladı. Antalya Kadın Müzesi, Antalya Kongre Bürosu ve Antalya lezzetleri ve coğrafi işaretli ürünlerin tanıtım projeleri gibi çalışmalara dikkat çekti. ATSO’nun Antalya'nın kalkınması ve tanıtımındaki rolünü de vurgulayan Gündal, "Bu süreçte Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkılarını ve desteklerini özellikle vurgulamak isterim. ATSO, şehrimizin kalkınmasında ve tanıtımında her zaman öncü bir rol üstlenmiş, ATAV’ın çalışmalarında da önemli bir paydaş olmuştur. Kendilerinin vizyoner liderliği, bugünkü başarımızın en önemli yapı taşlarından biridir" dedi. Gündal, görev süresince Antalya'nın tanıtımını daha da ileriye taşıyacak projelere odaklanacağını, alternatif turizm alanlarını geliştireceğini ve Antalya'nın turizmdeki liderliğini pekiştireceklerini ifade etti.

İçtur, Antalya’nın Vergi Rekortmenleri Listesine Girdi Haber

İçtur, Antalya’nın Vergi Rekortmenleri Listesine Girdi

IC Holding bünyesinde faaliyet gösteren İçtur, başta havalimanları ve otoyollar olmak üzere, geçiş yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde sunduğu kaliteli ve güvenli yeme-içme hizmetleriyle öne çıkıyor. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından düzenlenen “142. Yıl Vergi ve Ali Bahar Özel Ödülleri” töreninde, 2022 ve 2023 yılı vergi rekortmenlerinin açıklandığı etkinlikte İçtur Yiyecek ve İçecek Hizmetleri, “Kurumlar Vergisi Tüzel Kişi” kategorisinde Antalya’da ikinci sırada yer alarak önemli bir başarı elde etti. Bu ödülü, IC Holding Turizm Grubu Mali İşler Direktörü İsa Ergin, ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ten aldı. Törene ayrıca Antalya Valisi Hulusi Şahin, Eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Antalya Vergi Dairesi Başkanı İlhan Karayılan katıldı. Hizmet ağını sürekli genişleten İçtur, Antalya Havalimanı’nda 57, İstanbul Havalimanı’nda 27, otoyol tesislerinde 24 ve Çeşme Marina’da 7 olmak üzere, Türkiye genelinde 100’ü aşkın noktada faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda "Via" markası altında da hizmet sunan İçtur, dünyaca ünlü zincir markalarla iş birliği yaparak hizmet ağını büyütmeye devam ediyor. Antalya ve İstanbul Havalimanları’nda global markalarla birlikte çalışarak, tüketicilere yüksek kalitede ve güvenli hizmet sunmayı sürdürüyor.

“Sürecin en az hasarla atlatılmasını istiyoruz” Haber

“Sürecin en az hasarla atlatılmasını istiyoruz”

ATSO Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATSO Meclis Salonu'nda gerçekleşti. ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk'ün açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, merhum dönem Başkanı Ali Bahar'ı anarak sözlerine başladı. Ali Bahar'ın çalışmayı çok sevdiğini kaydeden Başkan Hacısüleyman, “Geçen bir ay içerisinde onun eksikliğini çok hissettik. Sohbetini, fikirlerini ve projelerini dinlemeyi özledik. Ali başkanın vefatının ardından taziye ziyaretinde bulunan, taziye dileklerini ileten, acımızı paylaşan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun, nur içinde yatsın” dedi. Hacısüleyman, oda faaliyetlerinin yanı sıra, Türkiye ve Antalya ekonomisi, enflasyon, iş dünyasının beklentileri ile sektörel gündem konularında açıklamalarda bulundu. “Enflasyonun düşeceğine herkes inandırılmalı” Yılın son 4 ayında Türkiye'nin ekonomik göstergelerinin büyük ölçüde bekledikleri gibi gerçekleştiğini kaydeden Hacısüleyman, “Ancak son aylarda üretim ve iç satışlarda firmalarımız oldukça zorlanmaya başladı. En büyük sorunumuz olan enflasyonun aşağı çekilmesi ülke olarak birinci önceliğimiz olmakla birlikte firmalarımızın da ayakta kalmasını, bu süreci en az hasarla atlatmalarını istiyoruz” diye konuştu. Baz etkisiyle başlayan enflasyon düşüşünün birkaç ay daha devam etmesini beklediklerini dile getiren Hacıdüleyman, “Mayıs ayında yüzde 75,5 ile zirve yapan enflasyon haziranda yüzde 71,6'ya, temmuzda ise yüzde 61,8'e düştü. Ancak önemli olan baz etkisi ortadan kalktıktan sonra da enflasyonun gerilemeye devam etmesidir. Bunun için toplumun tüm kesimlerinin bu sürece inanması gerekiyor. Piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası için TÜFE beklentisi yüzde 30 iken, reel sektör yüzde 55, hane halkı ise yüzde 72 oranında beklenti içinde. Bu kopukluk, tüm kesimlerin enflasyonun düşeceğine ikna edilmesini zorunlu kılıyor” dedi. “Özel sektör endişeli” Antalya iş dünyası olarak enflasyonun ülke ekonomisi, işletmeler ve halk için büyük bir tehdit olduğunu bildiklerini dile getiren Hacısüleyman, fiyat istikrarını sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak, yüksek seyreden enflasyonun maliyetleri yukarı çekmesi ve tüketicilerin satın alma gücünü hızla azaltmasıyla birlikte yeni vergi düzenlemeleri ve zamlar maliyetleri daha da artırıyor. Üstelik kredi kullanımımız, hem yüksek faiz oranları hem de miktar sınırlamaları nedeniyle sınırlı kalıyor. Şirketlerimizin ayakta kalması için ticari krediler üzerindeki sınırlamaların kaldırılmasını bekliyoruz. İşletme kredileri yatay seyrediyor ve finansman maliyetleri yüksek olsa da krediye erişim engellenmemeli.” “Arz ucuzlamalı” Üretim maliyetlerinin hızla arttığı bir ortamda tarımda, konutta, turizmde ve reel sektörde yüksek maliyetlerle karşılaştıklarını vurgulayan Hacısüleyman, “Bu durum hem üreticileri hem tüketicileri zorluyor. Türkiye'de üretim maliyetlerinin genel olarak yüksek olduğunu ve bu maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini açıkça gösteriyor. Enflasyonla mücadele için kredi maliyetlerinin bir süre daha yüksek kalacağını biliyoruz, ancak diğer üretim faktörlerinin maliyetlerinin de acilen düşürülmesi gerekiyor. Çalışanların ücretlerini ve vatandaşların satın alma gücünü koruyarak arzı ucuzlatmak zorundayız” ifadelerini kullandı. “İş dünyası sabırlı olmalı” 2021'de başlayan yanlış ekonomi politikalarının etkilerini yaşadıklarını ifade eden Hacısüleyman, “Bu durumun düzeltilmesi zaman alacak. Enflasyonun düşmesi zaman alsa da aceleci faiz indirimleri büyük zararlara yol açabilir. Şu an en çok sıkıntıyı vatandaşlar ve çalışanlar çekiyor, ardından şirketler geliyor. Hepimizin bu sürece sabırla yaklaşması gerekiyor” dedi. Dezenflasyon programından sapmanın büyük zararlarla sonuçlanacağını ve başka bir yol olmadığını kaydeden Hacısüleyman, “Programın mükemmel olmadığını biliyoruz. Enflasyonla mücadelede geciken maliye ve harcama politikaları, yapısal sorunlarımızı çözme konusundaki yavaş ilerlemelerle birleşti. Ayrıca yüksek teknolojiye yönelik çabalarımızda ilerleme kaydedemedik. Türkiye olarak orta gelir tuzağından çıkabilmek için işletmelerimizin rekabet gücünü artıracak dönüşümlere acilen ihtiyacımız var. Öyle bir seviyedeyiz ki; artık eskisi gibi düşük maliyet ve düşük fiyat politikasıyla diğer ülkelerle rekabet edemiyoruz. Çünkü bizde maliyetler yüksek” diye konuştu. Kalkınma, eğitim düzeyi, küresel standartlara uyum gibi süreçlerin Türkiye'de ücret düzeyini yukarı çektiğini ifade eden Hacısüleyman, “Bu artık aşağı inemez. Yani düşük gelirli ülkelerle rekabet şansımız azaldı. Diğer taraftan ülkemizdeki teknolojik seviye de henüz istediğimiz düzeyde olmadığı için gelişmiş ülkelerle rekabette de zorluk yaşıyoruz. Şimdi düşük ücret politikası ile bu rekabet sınavını geçemeyeceğimize göre, teknoloji alanında atılım yapmamız gerekiyor” açıklamasında bulundu. “Enflasyon muhasebesi eziyete dönüşmesin” Enflasyon muhasebesi konusunda açıklamada bulunan Hacısüleyman, şöyle devam etti: “Aslında konu bir yıla yakındır ülke gündeminde ancak vergi dönemleri geldiğinde tartışma yeniden alevleniyor. Düzenlemede eksik bulunan ya da hatalı olduğu düşünülen noktalar doğal olarak iş dünyası temsilcileri tarafından yüksek sesle gündeme taşınıyor. Enflasyon muhasebesi, enflasyonun mali tablolarda oluşturduğu yanıltıcı etkileri ortadan kaldırmak amacıyla uygulanıyor. Vergi Usul Kanunu'na göre belirli şartlar altında zorunlu hale gelen bu uygulama, 2024 yılında tekrar yürürlüğe girdi. Ancak 2021'deki ertelemeden sonra bu uygulamanın bugünkü ekonomik şartlarda firmalar üzerinde önemli zorluklar oluşturduğu görülüyor. Türk iş dünyası enflasyon muhasebesini 2003 ve 2004'te de tecrübe etmiş olmasına rağmen yıl başladığında pek çok kişinin aklına şu anda yaşanan sorunlarla karşılaşılabileceği gelmemişti. Sorunların bugün çok can yakıyor olmasının ardında 20 yıl önceki konjonktür ile bugünkü konjonktür arasında yatan önemli farklar var.” “Tam tersi bir ekonomik konjonktür” 2003-2004 döneminde enflasyon muhasebesi uygulanırken enflasyonun yüzde 18 ve yüzde 9 olduğunu dile getiren ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Türkiye 2001 yılında büyük bir ekonomik kriz yaşamış, ekonomi daralmış, yıllık enflasyon yüzde 69'a çıkmıştı. Enflasyon 2002'de yüzde 30'a, 2003'te yüzde 18'e ve 2004'te yüzde 9'a düştü. Türkiye yeniden büyümeye başlamıştı. Hem iç talep, hem ihracat oldukça canlı bir performans gösteriyordu. Kredi faizleri oldukça düşüktü, ülkeye dışarıdan yatırımlar artmaya başlamış, AB ile son derece pozitif bir gündem yakalanmıştı. Bugün enflasyon muhasebesi tam tersi bir ekonomik konjonktürde uygulanıyor. Sıkılaşma tedbirlerinin en kritik dönemindeyiz. Enflasyon yüzde 75'ten yeni yeni düşmeye başladı. Yurtiçi satışlar soğuma dönemine girdi. Üstelik ihracat pazarları da durgun. Kredi faizleri çok yüksek ve kredi büyüme oranlarına sınırlama getirildi. Yani bankalar müşterisi faize razı olsa da istediği kadar kredi kullandıramıyor” diye konuştu. “İşletmelerin ayakta kalmaya ihtiyacı var” Uygulamada enflasyon düzeltmesinin bilançoda yer alan mali olmayan kalemler üzerinde yapıldığını ancak mali kalemlerde değişiklik yapılmadığını vurgulayan Hacısüleyman, “Bu çerçevede stoklar, demirbaşlar, hatta henüz devam eden yatırımlar yeniden değerleniyor ancak kasada duran nakit, bankadaki nakit, alacaklar ve borçlar enflasyon değerlemesine tabi tutulmuyor. Bu durumda elinde yüksek mal stoku olan firmalar, yeni yatırım yapan firmalar, öz kaynakları zayıf borçluluk oranı yüksek firmalar büyük zorluklarla karşılaşıyor. Dolayısı ile kazançtan alınmayan ama varlıkların değerlenmesinden alınan bir vergi ile karşı karşıya kalıyoruz” dedi. İlk geçici dönemde uygulamanın ertelendiğinden ancak ikinci geçici dönemde ertelenmediğinden bahseden Hacısüleyman, “Ülke genelinde toptan ve perakende satışlarda yavaşlama, hatta gerileme varken, kredi faizleri yüksek ve kredi kullanımı zorken, işletmelerin ayakta kalmaya ihtiyacı varken, sistem firmaları daha da zor duruma sokuyor. Enflasyon muhasebesi uygulaması geçici dönemler için değil, 2024 yılsonu mali tablolarında uygulansa daha iyi sonuçlar alınabilirdi. Bir de üzerine yukarıda saydığımız yan etkiler ortaya çıktı. Bir erteleme olmayacaksa bile ayakta kalmakta zorlanan şirketlerin haklı şikâyetlerinin giderilmesi gerekiyor” diye konuştu. Yeni kanunlaşan vergi paketiyle birlikte farklı alanlarda yeni vergi düzenlemeleri getirildiğini ve kayıt dışılıkla mücadele kapsamında yeni adımlar atılarak birçok vergi kanununda idari cezaların da yükseltildiğini ifade eden Hacısüleyman, “Denetim elbette yapılmalı, yanlışın üstüne elbette gidilmeli ancak iş dünyası yeni düzenlemeler nedeniyle tedirgin bir dönem geçirmektedir. Yeni vergi uygulamalarının özel sektöre getireceği yüklerin, henüz ne boyutta olduğu tam olarak anlaşılmış değildir. Böyle bir ortamda yalnızca ceza kesmeye odaklı denetimler yapılması, bu tedirginliğin daha da artmasına neden olmaktadır. Kayıt dışılığı önlemek ve vergi yükünün toplumda eşit bir şekilde dağıtılması amacıyla mükelleflerin vergi bilincinin artırılması gerekmektedir. Bu nedenle yapılacak keyfi uygulamaların ve yalnızca ceza kesmeye odaklı denetimlerin yapılması mükelleflerin vergi sistemine olan güveninin azalmasına neden olacaktır” açıklamasında bulundu. “Son kavşaktayız; yavaşlamanın dozu kaçmasın” Türkiye ekonomisinde yavaşlama işaretlerinin belirginleştiğini sözlerine ekleyen Hacısüleyman, “Hepimiz yakından şahidiz. Sanayi üretimi çok zayıfladı, haziranda yüzde 4,6 düştü. PMİ endeksi son 13 ayın 11'inde 50'nin altında değer aldı, ki bu da sanayinin zor durumda olduğunu gösteriyor. Perakende satışlardaki reel büyüme yüzde 20'lerden tek hanelere indi. Kredi kartı ile yapılan harcamalarda keskin bir yavaşlama var. Konkordatolar ve ödenmeyen çek-senet sayısı artıyor. Son olarak işsizlik mayıs ayında yüzde 8.5 iken, haziranda yüzde 9.2'ye yükseldi. Temmuz-ağustosta ve sonbaharda işsizlikte artışın devam ettiğini göreceğiz. Artık yavaşlamanın daha ciddi sorunlara dönüşmemesi için son kavşaktayız” dedi. Yakın zamanda gidişatta değişiklik yapacak önlemler alınmazsa ciddi yan etkilere sebep olacağını kaydeden Hacısüleyman, “Ekonomi yönetiminin bu uyarılarımızı dikkate almasını, sorunun sadece iş dünyasının yavaşlayan satışları ve karlılığı olmadığını, değerlenen kur nedeniyle ihracatın yara almaya başladığını, çalışanlarımızın ve halkımızın azalan gelirleri nedeniyle büyük sıkıntı içinde olduğunu, enflasyon programından sapmadan özellikle halkın alım gücünün desteklenmesi gerektiğini bilhassa vurgulamak istiyorum” açıklamasında bulundu.

ATSO Başkanı Bahar’dan Basit Konaklama Belgesi için ek süre talebi Haber

ATSO Başkanı Bahar’dan Basit Konaklama Belgesi için ek süre talebi

ATSO Başkanı Ali Bahar, turizmde faaliyet gösteren küçük aile işletmelerinin “Basit Konaklama Turizm Belgesi” alabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığından ek süre istedi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü'nün Türkiye genelinde 2426 tesisin basit konaklama belgesi almadığını duyurmasının ardından, seyahat acentelerinden bu tesislerle çalışmamalarını istemesi üzerine, küçük aile işletmelerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Belediyeler tarafından 28.07.2021 tarihinden önce tanzim edilen ve konaklama tesisi hüviyetindeki iş yeri açma ruhsatına sahip işletmelerin bakanlığa başvurarak Basit Konaklama Turizm İşletme Belgesi alma zorunluluğu getirildiğini kaydeden Başkan Bahar Bahar, “Belediyeden alınmış iş yeri açma ve çalışma ruhsatı ile faaliyette bulunan belediye belgeli oteller ismi ile anılan ve çoğunluğu küçük aile işletmeleri olan otellerimiz büyük sorun yaşamaktadır. Aslında belediye iş yeri açma ruhsatında pansiyon, ev pansiyonculuğu veya otel yazan işletmeler bugüne kadar konaklama hizmeti verebiliyorken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca tüm konaklama sektörünü kendi kaydı ve yönetimi altına alınmasını amaçlayan bir düzenleme getirildi” dedi. ‘Düzenleme ile güvenlik ve vergi açığı kapatıldı’ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan çalışmanın güvenlik ve vergi kaydı olduğunu vurgulayan Başkan Bahar, “Ülkemizde ticari bir işletmede konaklayan misafirleri güvenlik amacıyla kayıt altına almak, vergi açısından da bu konaklama hizmeti veren küçük yapıların kayıt altına alınmasını amaçlayan bir çalışma. Herhangi bir kritere bakılmaksızın bu küçük işletmelerin bakanlığa başvurmaları halinde “Basit Konaklama Turizm İşletme Belgesi” düzenlenmiş ve bu şekilde konaklama işletmesi olarak faaliyet gösteren tüm binalar kayıt altına alınmıştır. Yapılan düzenleme ile hem bir güvenlik hem de bir vergi açığı kapatılmıştır. Sektörün bütünlük içinde değerlendirilmesi ve yürütülmesi kuşkusuz isabetli olmuştur” ifadelerini kullandı. Duyurular muhataplarına ulaşmadı Basit Konaklama Turizm Belgesi başvurularında konunun muhataplarına ulaşmadığını gördüklerini ifade eden Başkan Ali Bahar, “Birçok iletişim aracı kullanılarak duyurulmuş olan uygulama muhataplarına ulaşmamış, belgeyi almaları için gereken süre maalesef kaçırılmıştır. Aile işletmeleri niteliğindeki küçük küçük otellerimizin ruhsatları bu günlerde belediyelerce iptal edilmekte ve Kültür ve Turizm Bakanlığı belgesi olmadığından iş yerleri kapatma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır” dedi. Ali Bahar, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu önemli konuda gerekli düzenlemeleri yaparak, küçük aile işletmelerine destek olmasını umut ettiklerini belirtti. Müracaata imkan verilmeli Devasa otel yapılarının yanı sıra mimarisi ve özgün işletme tarzlarıyla ön plana çıkan işletmelerin konaklama ve misafir çeşitliliği oluşturduğunu vurgulayan Başkan Bahar, şu ifadelere yer verdi: “Tüm bu özellikleriyle, ülke turizmine ve dolayısıyla ekonomisine katkı sağlamaktalar. En küçük biriminden en büyük birimine kadar ihtiyaç duyduğumuz konaklama işletmelerindeki çeşitliliğin davamı için Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızdan daha önceden belediyeler tarafından düzenlenmiş olan otel veya pansiyon ruhsatına sahip olan tüm işletmelere istisnasız olarak Bakanlıkça yeni bir ek süre verilerek Basit Konaklama Turizm İşletme Belgesi’ne müracaatlarına imkan verilmesini, gerek ekonomimize gerekse turizmimizin çeşitliliği açısından yarar görmekteyiz. Küçük aile işletmeleri turizmimizin zenginliğidir. Konunun birçok küçük otel işleten ailenin yaşam kaynağı olduğu da unutulmamalıdır.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.