Hava Durumu

#Avrupa

TOURISMJOURNAL - Avrupa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Avrupa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Mersin’de ‘Mutlu Kelebekler Festivali’ Haber

Mersin’de ‘Mutlu Kelebekler Festivali’

Türkiye'de kelebek türü sayısında birinci, Avrupa'da dördüncü, dünyada ise beşinci sırada yer alan Mersin'in Mut ilçesinde 1. Mutlu Kelebekler Festivali düzenledi. Mut Kaymakamlığı, Mersin Üniversitesi (MEÜ) Turizm Fakültesi ile Mut Ticaret ve Sanayi Odası iş birliğiyle ilki düzenlenen festival Karacaoğlan Çınaraltı Parkı'nda başladı. Festivale MEÜ Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar, MEÜ Turizm Dekanı Prof. Dr. Ahmet Atasoy, Mut TSO Başkanı Şahin Sezer ile çok sayıda vatandaş katıldı. Mut Belediyesi Halk Oyunları ekibinin gösterisinin ardından kelebek fotoğrafları sergisi gezildi. MEÜ Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Hüseyinoğlu'nun söyleşi gerçekleştirmesinin ardından katılımcılar, Yer Köprü Şelalesi çevresinde geziye çıktı. MEÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Atasoy, "Bugün Mutlu Kelebekler Festivali için Mut'tayız. Mut'ta yaşayan 100'ün üstünde kelebek türü var. Türkiye'de bir numarayız, Avrupa'da 4'üncü sıradayız. Dünyada ise 5'inci sıradayız. Bu kelebek türünün Mut'ta yaşaması aslında bir indikatör tür olduğunu göstermektedir. Aslında bu çeşitliliğin bu kadar fazla olması jeolojik çeşitlilikten, iklim özelliklilerinden ileri gelmektedir. Toprak verimliliğinin çok çeşitli olduğunu bize yansıtmaktadır" dedi. Festivale katılan Bukay İnce, "Bugün sevinçli bir gün, sevinçli bir hareket var Mut'ta. İlk defa düzenlenen Mutlu Kelebekler Festivali'ndeyiz. Ben de bilmiyordum bir Mutlu olarak, Türkiye'de en çok kelebek bulunan ilçe Mut'muş" diye konuştu. Nurşen Baytar da, "Çok güzel bir etkinlik. Dışarıdan birçok misafirlerimiz geliyor. İlgi çok büyük" ifadelerini kullandı.

Avrupalı yolcuların İngiltere’ye et ve süt ürünleri getirmesi yasaklandı Haber

Avrupalı yolcuların İngiltere’ye et ve süt ürünleri getirmesi yasaklandı

Yanlarında et ve süt ürünleri bulundurduğu tespit edilen yolcular, en ciddi durumlarda 5.845 euroya (251.495 TL) kadar para cezasına çarptırılabilir. İngiltere, Avrupa'dan gelen yolcuların (geri dönen İngiliz vatandaşları da dahil olmak üzere) ülkeye et ve süt ürünleri sokmasına geçici bir yasak getirdi. Kısıtlamalar, kıtadaki şap hastalığı vakalarındaki artışa yanıt olarak 12 Nisan'da yürürlüğe girdi. Yasaklı maddeleri bulunduran ziyaretçilerin bunları sınırda teslim etmesi ya da el konularak imha edilmesi gerekecek. Bir Avrupa Birliği ülkesi veya İsviçre, Norveç, İzlanda, Lihtenştayn'dan gelen yolcular şu anda kişisel tüketim için İngiltere'ye sığır, koyun, domuz veya keçi eti ya da süt ürünleri getiremiyor. İngiliz hükümetinin yeni kararına göre bu yasak sandviçleri, peynirleri, kurutulmuş etleri ve çiğ etleri de kapsıyor. Paketlenmiş ya da ambalajlanmış veya gümrüksüz olarak satın alınmış ürünler dahi yasak kapsamında. Bu ürünleri bulundurduğu tespit edilen yolcular, en ciddi durumlarda 5.845 euroya (251.495 TL) kadar para cezasına çarptırılabilir. Kısıtlamalar sadece İngiltere'ye gelen ziyaretçiler için geçerli olup Kuzey İrlanda, Jersey, Guernsey ya da Man Adası için geçerli değil. Bazı ürünler yasaktan muaf tutuldu. Yolcular sınırlı miktarda bebek maması sütü, tıbbi gıdalar ve çikolata, şekerleme, ekmek, kek, bisküvi ve makarna gibi bazı ürünleri getirebilirler. İngiltere neden ziyaretçilerin et getirmesini yasakladı? İngiltere'de şu anda şap hastalığı bulunmadığından, bu önlemin Avrupa ülkelerinden gelen bulaşmaları önlemesi umuluyor. İngiliz hükümeti ayrıca Almanya, Macaristan, Slovakya ve Avusturya'dan sığır, koyun, diğer geviş getiren hayvanlar, domuz eti ve süt ürünleri ithalatını da yasakladı. Şap hastalığı son derece bulaşıcı. Hastalık sığır, koyun ve domuz gibi çift tırnaklı hayvanlar için ölümcül olabilir. Hastalık insanlar için bir sağlık riski teşkil etmemekte ve enfekte hayvanlardan elde edilen et ve sütün tüketilmesi güvenli kabul edilmektedir. İngiltere Tarım Bakanı Daniel Zeichner, "Bu hükümet İngiliz çiftçileri şap hastalığından korumak için ne gerekiyorsa yapacaktır," dedi. "Bu nedenle, hastalığın yayılmasını önlemek ve İngiltere'nin gıda güvenliğini korumak için kişisel et ve süt ürünleri ithalatına kısıtlamalar getirerek korumaları daha da güçlendiriyoruz."

Corendon Airlines, 20. yılını binlerce yolcusuyla coşkuyla kutladı Haber

Corendon Airlines, 20. yılını binlerce yolcusuyla coşkuyla kutladı

Corendon Airlines, gökyüzündeki 20'nci yıldönümünü unutulmaz bir etkinlikle taçlandırdı. 12 Nisan 2025 Cumartesi günü, Avrupa ve Mısır'daki 32 farklı havalimanından yapılan yaklaşık 80 uçuşta sürprizler hazırlayan hava yolu şirketi, yıldönümünü yolcularıyla birlikte kutlamanın gururunu yaşadı. İlk uçuşunu 12 Nisan 2005 tarihinde gerçekleştiren Corendon Airlines, geçen süreçte Avrupa'nın saygın hava yollarından biri haline geldi. Hava yolu şirketi, sektördeki 20. yılını bu uzun ve başarılı yolculukta her zaman yanında olan yolcularıyla birlikte kutladı. 12 Nisan 2025’te, Avrupa ve Mısır’daki 32 havalimanından kalkan yaklaşık 80 uçuşta, yolculara özel olarak hazırlanan dostluk bileklikleri hediye edilirken, tatlı bir sürpriz olarak lezzetli çikolatalar da ikram edildi. Hava yolu şirketinin bu jesti, gökyüzünde adeta bir festival havası oluştururken, markanın yolcularına duyduğu minnet ve bağlılığı içten bir şekilde ortaya koyarak beğeni topladı. "20 yıldır turizm ve havacılık sektörlerinde hizmet vermenin gururunu yaşıyoruz" Gökyüzündeki 20'nci yıllarının coşkusunu binlerce Corendon yolcusuyla paylaşmaktan mutluluk duyduklarını belirten Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Corendon Airlines olarak, tam 20 yıldır turizm ve havacılık sektörlerinde hizmet vermenin gururunu yaşıyoruz. Her yıl yaklaşık 500 bin turisti ülkemize getirerek turizme önemli katkılar sağlıyoruz. Faaliyetlerimizi ilk günkü inanç ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde de yenilikçi hizmetlerimiz, güçlü filomuz ve müşteri memnuniyetini odağına alan vizyonumuzla gökyüzünde başarı hikâyesi yazmaya devam edeceğiz. Bu anlamlı dönüm noktasında tüm yolcularımıza ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyor, nice başarılı ve güvenli uçuşlara birlikte imza atmayı diliyoruz."

Corendon Airlines, 20’inci yaşını yolcularıyla gökyüzünde kutluyor Haber

Corendon Airlines, 20’inci yaşını yolcularıyla gökyüzünde kutluyor

Havacılık sektöründe yenilikçi uygulamalarıyla dikkat çeken Corendon Airlines, 20'inci kuruluş yıl dönümünü yolcularıyla birlikte kutlamaya hazırlanıyor. İlk uçuşunu 12 Nisan 2005 tarihinde gerçekleştiren hava yolu şirketi, geçen 20 yılda Avrupa'nın önde gelen tatil hava yollarından biri haline geldi. Corendon Airlines, 12 Nisan Cumartesi günü Avrupa ve Mısır'daki toplam 32 havalimanından gerçekleştireceği yaklaşık 80 uçuşta yolcularını çeşitli sürprizlerle karşılayacak. Farklı destinasyonlara seyahat edecek yolcular, Corendon'un 20'inci yaş coşkusuna gökyüzünde ortak olacak. 2005 yılında Hollanda'daki Eindhoven Havalimanı'ndan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'na gerçekleştirdiği ilk uçuşla havacılık serüvenine başlayan Corendon, o dönemde Sabiha Gökçen'e inen ilk yolcu uçağı olma unvanını da kazandı. Bugün yılda yaklaşık 10 milyon yolcu taşıyan şirket, filosunda yer alan 31 adet Boeing 737-800 ve Boeing 737 MAX 8 uçağı ile dünya genelinde 50'den fazla havalimanına sefer düzenliyor. Özellikle Akdeniz'in gözde tatil destinasyonlarına sunduğu direkt uçuşlarla tercih edilen bir hava yolu haline gelen Corendon, 20'inci yılı vesilesiyle gökyüzünde anlamlı bir kutlamaya imza atacak. Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, 20'inci yıl dönümüne ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Corendon olarak tam 20 yıldır yolcularımıza hizmet sunmanın onurunu yaşıyoruz. Bu süreçte hem turizm hem hava yolu sektörlerinin vazgeçilmez bir parçası haline geldik. Turizm kanımızda var; bu alanın gelişimine katkı sağlamak bizim için hayati önem taşıyor. 12 Nisan'daki uçuşlarımızda, 20'inci yaşımızın coşkusunu binlerce yolcumuzla gökyüzünde paylaşacağız" ifadelerini kullandı. Karaer, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik odaklı bir büyüme stratejisi benimsediklerini belirterek, "Her büyük başarının temelinde ekip ruhu yatar. Corendon'un başarı hikâyesi, adanmış bir ekip sayesinde yazıldı. Bugün 2 bini aşkın çalışanımızla, Corendon'u sevilen ve tercih edilen bir marka haline getirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyoruz" dedi.

Türkiye’nin Sağlık Turizminde Yeni Trendi: “Obezite Cerrahisi” Haber

Türkiye’nin Sağlık Turizminde Yeni Trendi: “Obezite Cerrahisi”

Sağlık turizmi potansiyeli her yıl artan Türkiye, obezite cerrahisinde birçok ülkeden talep görüyor. Dominik Cumhuriyeti, Brezilya, İtalya gibi yaklaşık 20 ülkeden talep gören Trabzon'da hastalar başarılı yöntemlerle obeziteden kurtarılarak ülkelerine geri dönüyor. Dünya genelinde yaygın olarak görülen obezite, her geçen gün daha da artan bir halk sağlığı problemi haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) açıkladığı verilere göre Avrupa'da obezitede ilk sırada yer alan Türkiye, mücadele yöntemlerinde de en çok tercih edilen ülkeler arasında yer alıyor. Tüp mide ameliyatı, mide balon ve mide botoks gibi uygulamalar ile hastalar obeziteden kısa sürede kurtarılıyor. Sağlık turizminde her geçen yıl ivme kazanan Trabzon, obezite ile mücadelede de adından söz ettiriyor. Kentte Dominik Cumhuriyeti, Brezilya, İtalya gibi yaklaşık 20 ülkeden gelen hastalar yapılan başarılı yöntemler ile tekrar sağlığına kavuşarak ülkelerine geri dönüyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Tayar, obezitenin yandaş hastalıklar ile birlikte yaşamı tehdit eden süreçlere yol açtığını söyledi. Tayar, "Maalesef ki Avrupa'da şuanda obezitede Türkiye birinci sırada. Dünyada da ilk 10 içerisindeyiz. O yüzden çağımızın sorunu daha da önemlisi ülkemizin sorunu. Obezite yandaş hastalıklar birlikte yaşamı tehdit eden süreçlere yol açabiliyor. O yüzden obezite ile mücadele farkındalığı oluşturmak çok önemli" dedi. Yapılan yöntemlerin ardından hastanın bir yıl içerisinde ideal kilosuna kavuştuğunu kaydeden Tayar, "Obezite ile mücadelede elimizde çok güçlü argümanlarımız var. Bunlardan en önemlisi tüp mide ameliyatı. Vücut kitle endeski uygun hastalarda 4 tane küçük delikten yaptığımız yaklaşık yarım saat süren ve hastanın bir yıl içerisinde ideal kilosuna kavuştuğu bir ameliyat. Onun dışında mide balon uygulaması, mide botoks uygulaması ve Tip 2 diyabeti olan kontrolsüz şeker hastalarında gastrik by-pass gibi obezite ve yandaş hastalıklardan kurtulacak argümanlarımız elimizde var" şeklinde konuştu. "Yaklaşık 20 ülkeden gelen hastalarımızla obezite ile mücadeleye devam ediyoruz" Birçok ülkeden obezite hastalarının Trabzon'a gelerek sağlığına kavuştuğunu söyleyen Tayar, "Ülkemiz sağlık turizm açısından çok cazip bir yer. Hekimlerimiz çok iyi. Yurtdışından çok talep ve rağbet görüyoruz. Yaklaşık 20 ülkeden gelen hastalarımızla obezite ile mücadeleye devam ediyoruz. Yurtdışından çok sık gelen hasta portföyümüz var. Dominik Cumhuriyeti, Brezilya'dan gelen hastalarımız oluyor. Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Avusturya gibi ülkeler çok rutin hasta popülasyonumuzun olduğu yerler. Gürcistan'dan çok hastamız var. Rusya, Azerbaycan, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden gelen hastalarımızda oluyor. Yurtiçi hastalarımızı saymıyorum bile. Trabzon'a çeşitli illerden gelen hastalarımız oluyor" diye konuştu. "Hastaların değişimlerini gördüğümüzde inanılmaz mutlu oluyoruz" Obezitenin genç yaşlarda geri dönüşü olmayan bazı hastalıklara yol açabileceğini belirten Tayar, "Bizim mesleki motivasyonumuzu sağlayan şey hastaların olumlu geri dönüşleri. Biz hastaları ameliyat edip bırakmıyoruz. Sonraki takipleri de çok önemli. Hastaların değişimlerini gördüğümüzde inanılmaz mutlu oluyoruz. Obezite estetik bir ameliyat değil. Özellikle genç popülasyonda estetik kaygısı ile yapılması gibi planlanıyor. Obezite gerçekten genç yaşlarda geri dönüşü olmayan bazı hastalıklara yol açıyor. Kalp, tansiyon, şeker, boyun fıtığı gibi ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Kilo verdikçe yaşam kalitesinin artması onu hem sistemik hastalıklardan koruyor hem de psikolojik olarak etrafındaki insanlarla sosyo-kültürel daha rahat iletişim kurmasını sağlıyor" ifadelerini kullandı.

Rus ve Avrupalı bisiklet sporcuları kamp için Kemer’i tercih etti Haber

Rus ve Avrupalı bisiklet sporcuları kamp için Kemer’i tercih etti

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu öncülüğünde 2020 yılında Kemer Belediyesi tarafından hayata geçirilen Kemer Bisiklet Rotaları projesi kapsamında oluşturulan bin kilometrelik bisiklet rotası meyvesini vermeye başladı. Rus ve Avrupalı bisiklet sporcuları, Nisan ayında yapılacak olan ulusal ve uluslararası organizasyonlar öncesinde kamp için Kemer’e geliyor. Kemer Belediyesi, bisiklet sporu ile ilgili tanıtım faaliyetlerinde ve fuarlarda yaptığı başarılı çalışmalarla bisiklet destinasyonu olarak dikkat çekmeye devam ediyor. Kemer’de gerçekleştirilecek olan bisiklet etkinlikleri ile antrenman kamplarını birleştiren takımlar bölgenin eşsiz manzarası eşliğinde pedal çeviriyor. Kemer Belediyesi iki büyük organizasyonun ana sponsoru Bisiklet turizminin Türkiye’deki ana lokomotifi olan Kemer, kamplar dışında Nisan ayında 4 ayrı bisiklet etkinliğine ev sahipliği yapacak. Toplam altı bisiklet branşından binlerce sporcu Kemer’e gelecek ve ilçede pedal çevirecek. Bisiklet turizmi denince akla ilk gelen yerin Kemer olmasında büyük pay sahibi olan Kemer Belediyesi, TransTaurus Dağ / Grvel Bisiklet Etap Yarışları ve Sky To Sea MTB Enduro Bisiklet Yarışları’nın da ana sponsorluğunu üstlendi. Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, yaptığı açıklamada, "Kemer’in yaz sezonu dışında kalan aylarının spor turizmi ile hareketlendirilmesi amacıyla çalışmalar yaptık. Bu yaptığımız çalışmaların meyvelerini toplamaya başladık. Bisiklet turizmi ile ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde binlerce sporcu Kemer’e geliyor. Bölgemiz, turizm çeşitliliği bakımından çok zengin. Özellikle bisiklet turizmi, ilçemizin önümüzdeki yıllarda en büyük değerlerinden biri olacak. Buna yönelik hazırladığımız rota ve tanıtım çalışmalarımız ile ilçemiz artık bu yönde de tercih edilmeye başladı. Bisikletli turist profiline bakıldığı zaman gittikleri bölgede en az iki hafta kalıyorlar. Hedefimiz Kemer’i dünya çapında antrenman kampları için tercih edilen bir bölge ve dünya şampiyonası yarışlarına ev sahipliği yapan bir bisiklet destinasyonuna dönüştürmektir" dedi. Nisan ayında Kemer’de yapılacak organizasyonlar ise şu şekilde: 10-13 Nisan 2025 tarihlerinde TransTaurus DAĞ / GRAVEL Bisiklet Etap Yarışları, 18-19 Nisan 2025 tarihlerinde Akra Granfondo Yol Bisikleti Yarışları, 18-20 Nisan 2025 tarihlerinde Sky To Sea MTB Enduro Bisiklet Yarışları, 28 Nisan 2025 tarihinde ise Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu yarışları.

Gezginler, dünyanın en hayal kırıklığı yaratan beş turistik yerini açıkladı: İlk beş Avrupa’da Haber

Gezginler, dünyanın en hayal kırıklığı yaratan beş turistik yerini açıkladı: İlk beş Avrupa’da

Gezginlerin yorumları, Avrupa'da gezilecek yerler listesindeki pek çok yerin yetersiz ve çok kalabalık olduğunu gösteriyor. Yeni bir araştırmaya göre, dünyanın en çok övülen turistik yerlerinden bazıları gezginler için büyük hayal kırıklığına dönüşebiliyor. Bagaj depolama şirketi Radical Storage, en çok hayal kırıklığı yaratan turistik noktaları belirlemek için en popüler 200 destinasyona ait 95.352 ziyaretçi yorumunu analiz etti. Araştırmaya göre, listenin ilk beş sırasında Avrupa’nın ünlü simge yapıları yer alıyor—üstelik bunlardan bazıları, birçok gezginin "ölmeden önce görülmesi gereken yerler" listesinde bulunuyor. Dünyanın en büyük hayal kırıklığı yaratan turistik mekanı İngiltere'de Disneyland’in Amerika’daki başarısından ilham alınarak, Alton Towers’ın kırsal arazisi 1980’lerde bir tema parkına dönüştürüldü. 910 dönümlük alanı ve 10 temalı bölgesiyle İngiltere'nin en büyük eğlence parkı konumunda. Ancak araştırma, Staffordshire merkezli park için yapılan yorumların neredeyse yarısının olumsuz ifadeler içerdiğini ortaya koydu. Karşılaştırmak gerekirse, analiz edilen tüm turistik yerlerdeki ortalama olumsuz yorum oranı yalnızca yüzde 10,9. Alton Towers, özellikle fiyat-performans açısından en fazla eleştiri alan yer oldu. Ziyaretçiler, yanıltıcı bilet bilgileri, pahalı yiyecek ve içecekler ile park içindeki farklı alanlara erişim için ekstra ücret talep edilmesini en büyük sorunlar olarak belirtti. Şikayetler ağırlıklı olarak gezinti deneyimlerinden değil, müşteri hizmetlerinden kaynaklanıyordu—birçok ziyaretçi, parkın sunduğu hizmetin beklentileri karşılamadığını vurguladı. Budapeşte'nin termal banyoları aşırı kalabalık Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki Szechenyi Hamamları ve Havuzu Avrupa'nın en büyük şifalı hamamı ve 1913'ten beri bir sağlık turizmi destinasyonu. Ancak, hamamlar hakkında internette yorum bırakan kişilerin üçte birinden fazlası tatmin edici bir deneyim yaşamadıklarını belirtti. Hamamlar, kalabalık ve erişilebilirlik kategorisinde en kötü üçüncü sırada yer aldı (yüzde 4,4'lük ortalamaya kıyasla tüm yorumların yüzde 16,8'i). İspanya'nın ünlü Siam Park'ında müşteri hizmetleri zayıf İspanya'nın Tenerife adasında yer alan Siam Park, 2007 yılında Tayland Prensesi Maha Chakri Sirindhorn tarafından açılan ve Avrupa'nın en büyük su parkı olarak bilinen bir destinasyon. Ancak, "dünyanın en iyi su parkı" olarak anılmasına rağmen, ziyaretçilerin deneyimleri her zaman beklentileri karşılamıyor. Yorumlarda en sık dile getirilen şikayetler arasında kaba personel ve erişilebilirlik sorunları yer alıyor. Bazı ziyaretçiler, parkın engelli dostu olmadığını belirtirken, bazıları ise kiloları nedeniyle kendilerini rahatsız hissettiklerini ifade ediyor. Genel olarak, Siam Park’a dair yorumların neredeyse üçte biri olumsuz bir deneyimi yansıtıyor. Time Out Market Lisboa kendi başarısının kurbanı oldu Time Out dergisi tarafından 2014 yılında planlanıp inşa edilen Time Out Market Lisboa, şirketin yemek salonu konseptine attığı ilk adımdı. 2018’de gıda sektörünün en prestijli ödüllerinden biri olan Hamburg Gıda Hizmeti Ödülü’nü kazanan pazar, yıllar içinde popülerliğini artırdı. Ancak yorumlara bakılırsa, bu başarı beraberinde yeni sorunlar getirdi. Ziyaretçilerin dörtte birinden fazlası deneyimlerinden memnun kalmadığını belirtirken, Time Out Market Lisboa en fazla kalabalık ve erişim sıkıntılarıyla eleştiriliyor. Bu tür şikayetlerin oranı, analiz edilen diğer turistik noktalardaki yüzde 4,4’lük ortalamaya kıyasla yüzde 18,4 gibi dikkat çekici bir seviyeye ulaşmış durumda. Trevi Çeşmesi çok kalabalık Roma’nın ikonik Barok anıtlarından biri olan Trevi Çeşmesi, Fellini’nin "La Dolce Vita" ve Wyler’ın "Roma Tatili" gibi klasik filmlerde ölümsüzleşmiş bir simge. Her yıl turistler çeşmeye yaklaşık 1 milyon euro (41.500.000 Türk Lirası) değerinde madeni para atıyor ve suya atılan bir paranın gelecekte Roma’ya geri dönmeyi garanti ettiği rivayet ediliyor. Ancak, bu dileği tutmadan önce ziyaret zamanlamanızı iyi seçmeniz gerekebilir. Time Out Market Lisboa’dan sonra, Trevi Çeşmesi kalabalık ve erişim sorunlarıyla en çok eleştirilen ikinci yer oldu. Ziyaretçilerin dörtte biri deneyimlerinden memnun olmadığını belirtirken, yoğun turist akışı en büyük şikayetler arasında yer aldı. Ayrıca, çeşme 2024’ün bir bölümünde tadilat nedeniyle kapalıydı, bu da bazı turistlerin hayal kırıklığını daha da artırmış olabilir.

Avrupa Starline demiryolu projesi: 39 noktayı bağlayacak ve İngiltere, Türkiye, Ukrayna’ya uzanacak Haber

Avrupa Starline demiryolu projesi: 39 noktayı bağlayacak ve İngiltere, Türkiye, Ukrayna’ya uzanacak

Son yıllarda hayata geçirilen düzinelerce demiryolu güzergahı, Avrupa ülke sınırları arasında seyahat etmeyi kolaylaştırıyor. Ancak Kopenhag merkezli bir düşünce kuruluşunun yeni açıklanan bir önerisi, kıtanın tren bağlantılarına yönelik çok daha iddialı bir hedef ortaya koydu. 21st Europe’un planı, Avrupa genelinde metro ya da tüp geçit sistemi gibi çalışacak bir yüksek hızlı demiryolu ağı öngörüyor. Starline adı verilen plan, kıtanın “parçalı, düzensiz ve genellikle yavaş” demiryolu altyapısını yeniden keşfetmeyi ve hava yolculuğuna rakip olacak ultra hızlı bağlantılar sunmayı umuyor. Düşünce kuruluşu, “Gerçek anlamda entegre bir raylı sistem artık sadece bir kolaylık meselesi değil, Avrupa’nın 21. yüzyıldaki dayanıklılığı için stratejik bir gerekliliktir,” diyor. “Bir metro sistemi gibi tasarlanan [Starline], Avrupalıların kendi kıtalarını algılama biçimlerini değiştiriyor - birbirinden uzak başkentler topluluğu olarak değil, ister insanlar ister mallar için olsun her bağlantının kolayca ulaşılabildiği tek ve hızlı hareket eden bir ağ olarak.” 21st Europe, 2040 yılına kadar ağı çalışır hale getirmeyi hedefliyor ancak bu vizyon ne kadar gerçekçi? Avrupa çapında bir metro sistemi inşa etmek Avrupa çapında bir raylı sistemin yolcular arasında son derece popüler olacağı inkar edilemez. Düşünce kuruluşu, “Gece trenlerinin altın çağından bugünün yıllık 400.000’den fazla Interrail kullanıcısına kadar, açık, erişilebilir seyahat arzusu ortada,” diyor. “Yine de, halkın talebine rağmen sınır ötesi seyahat parçalı, yavaş ve pahalı olmaya devam ediyor.” Kıta genelinde altyapıyı birleştirmeyi amaçlayan bir Avrupa Birliği girişimi olan Trans-Avrupa Ulaşım Ağı (TEN-T) halihazırda çalışmalarını sürdürüyor. Ancak 21st Europe bu girişimin sadece “karmaşık biletleme, tutarsız hizmet ve modası geçmiş istasyonların demiryolunu parçalanmış hissettirdiği” yolcu deneyiminde değil, “demiryolunu Avrupa’nın belirleyici bir özelliği haline getirmek için kaçırılan fırsatta” da “hırs ve tasarımdan” yoksun olduğunu vurguluyor. Grup, birleşik bir tasarımı sınır ötesi bir ağın anahtarı olarak görüyor. Mevcut sistem için “İstasyonlar birbirinden kopuk, trenler tasarım açısından çılgınca farklılıklar gösteriyor ve yolculuğun kendisi nadiren deneyimin bir parçası olarak görülüyor,” diyen grup, “Japon hızlı trenlerinden İskandinav havalimanlarına kadar diğer ulaşım biçimleri, hareketliliğin hem işlevsel hem de ikonik olabileceğini göstermiştir,” ifadelerini kullandı. Starline ile Helsinki'den Berlin 5 saatte gitmek mümkün olabilir 21st Europe’un 22.000 kilometrelik Starline ağı, Avrupa ülkelerindeki 39 varış noktasını birbirine bağlamayı hedefliyor. Ayrıca, İngiltere, Türkiye ve Ukrayna’ya da ulaşan hatlar var. Yeni sistem, saatte 300-400 km hızla çalışan trenlerle karayolu ve mevcut demiryolu seyahatinden tahmini olarak yüzde 30 daha hızlı olacak. Bu da yolcuların Finlandiya’nın başkenti Helsinki’den Almanya’nın başkenti Berlin’e şu anda tam gün süren yolculuk yerine beş saatten biraz fazla bir sürede ulaşabilecekleri anlamına geliyor. Düşünce kuruluşu, “Tarihsel olarak bir süren Kiev-Berlin arası yolculuk öngörülebilir ve kesintisiz bir bağlantı haline geliyor,” diyor. “Bugün yavaş ve dolambaçlı bir rota olan Milano-Münih arası, büyük ekonomik merkezler arasında yüksek frekanslı bir bağlantıya dönüşüyor.” Starline trenleri kolayca ayırt edilebilecek şekilde koyu mavi renkte olacak. Vagonlar sınıflara göre değil, çalışanlar için sessiz bölgeler ve aile dostu bölümler gibi farklı ihtiyaçlara yönelik alanlara göre ayrılacak. Trenler, büyük şehirlerin hemen dışında inşa edilen ve mevcut kentsel ulaşım sistemleriyle bağlantıları olan yeni istasyonlara ulaşacak. 21st Europe, bu istasyonları restoran, alışveriş ve iyi tasarlanmış bekleme alanlarının yanı sıra konser salonları, müzeler, spor salonları ve etkinlik alanlarına sahip olacak kültürel merkezler olarak öngörüyor. ‘Avrupa’nın 2050 net sıfır hedeflerine ulaşması için en iyi şansı’ 21st Europe, Starline’ı aynı zamanda bir çevre projesi olarak görüyor. Taşımacılık Avrupa’nın en büyük iklim sorunlarından biri. Avrupa Çevre Ajansı’na göre sektör, 2022 yılında AB’nin toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 29’una katkıda bulundu. Yüksek hızlı demiryolunun yolculuk başına yüzde 90’a kadar daha az CO2 salmasına rağmen kısa mesafeli uçuşlar milyonlarca kişi için varsayılan ulaşım şekli olmaya devam ediyor. Düşünce kuruluşu, Fransa ve Avusturya gibi ülkelerin demiryolu alternatiflerinin bulunduğu yerlerde kısa mesafeli uçuşları kısıtlamaya başladığını ancak gerçek etkinin “kıtasal bir yaklaşım gerektirdiğini” belirtiyor. “Yüksek hızlı demiryoluna cesur bir geçiş, Avrupa’nın 2050 net sıfır hedeflerine ulaşması için en iyi şansı olabilirken, hareketliliğin hem hızlı hem de yeşil kalmasını sağlayabilir.” Kamu tarafından finanse edilen bir model Peki, Starline nasıl gerçeğe dönüşecek? 21st Europe, “trenler, yolcu deneyimi ve teknoloji için merkezi koordinasyon önerirken, ulusal demiryolu operatörlerinin bir franchise modeli altında güzergahları işletmesine izin veriyor.” Düşünce kuruluşu, sistemin kamu tarafından finanse edileceğini ve onaylı ulusal demiryolu şirketleri tarafından işletileceğini, aynı zamanda sistemin koordinasyonunu, birlikte çalışabilirliğini ve uzun vadeli genişlemesini sağlamaktan sorumlu AB çerçevesindeki bir organ olan yeni bir Avrupa Demiryolu Otoritesi (ERA) tarafından denetleneceğini belirtiyor. 21st Europe, Starline’ın bir Avrupa sistemi olarak işleyebilmesi için uyumlaştırılmış iş anlaşmaları, teknik standartlar ve güvenlik düzenlemelerine ihtiyaç duyacağını belirtiyor. “Bu, tren operatörleri, bakım ekipleri ve istasyon personelinin ortak bir Avrupa çerçevesi altında eğitileceği ve nerede çalıştıklarına bakılmaksızın operasyonel tutarlılık sağlayacakları anlamına geliyor.” Bu oldukça iddialı bir öneri ancak düşünce kuruluşu bunun 2040 yılına kadar gerçeğe dönüşebileceğini düşünüyor. “Şimdi, vizyonu eyleme dönüştürmek için politika yapıcıları, tasarımcıları ve sektör liderlerini bir araya getirerek gerçek değişimi zorlayacak ağı kurmaya başlıyoruz,” diyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.