Hava Durumu

#Ayasofya Camii

TOURISMJOURNAL - Ayasofya Camii haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ayasofya Camii haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ayasofya’da ‘ziyaretçi yönetim planı’ uygulanacak Haber

Ayasofya’da ‘ziyaretçi yönetim planı’ uygulanacak

31 Ekim günü Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) basın toplantısı düzenleyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi’ni ziyaret eden yabancı turistlerden 15 Ocak 2024'ten itibaren bilet ücreti alınacağını, Türk vatandaşlarının ibadet amaçlı yaptıkları ziyaretlerin ise eskiden olduğu gibi ücretsiz olacağını söyledi. 2020’DE ‘MÜZE’DEN ‘CAMİ’YE ÇEVRİLDİ Türkiye, 1985 yılından beri Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Ayasofya'yı, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ismiyle 24 Temmuz 2020 tarihinde ibadete açmıştı. Camiye çevirme kararı öncesinde, müze statüsünde olduğundan girişler de ücretliydi. Ancak camiye çevrildikten sonra giriş ücretsiz oldu. Ve tarihi yapının başta ana kapısı olmak üzere birçok yerine zarar verildi. TAHRİBAT İDDİALARI Tarihi yapı, İmparator Kapısı'nın madalyonunun hasar gördüğü ve su haznesinin kırılıp içine ayakkabı konulduğu iddiaları ile gündeme geldi; Ayasofya'nın duvarlarından parçaların koparıldığı ve taşların arasına ve üstüne ayakkabı konulduğuna dair görüntüler sosyal medyada tartışıldı. Hatta Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, İmparator Kapısı’ndaki tahribatla ilgili UNESCO Direktörü Audrey Azoulay ile telefonda görüşerek söz konusu tahribatın tarihi yapının bütünlüğüne ve evrensel karakterine yapılan bir saygısızlık olduğunu söyledi. “DENETİM ZAYIF” Restorasyondan sorumlu bilim kurulu üyesi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, galeri katındaki restorasyonun tamamlandığını söyleyerek, “Ayasofya, cami yapıldıktan sonra üst galeri ziyarete kapatılmıştı. Şimdi buradaki restorasyon bitti ve galeri ziyarete açılacak. Müzelerde bir rehber eşliğinde 15-20 kişi yapıyı ziyaret eder, ardından da bir başka grup girer. Ancak burada öyle olmuyor, çok büyük bir kalabalık oluyor. Dolayısıyla denetim mekanizması zayıf” diyor. YOĞUNLUK KONTROL EDİLECEK “Ne kadar çok insan gelirse ve bu insanlar üzerinde denetim ne kadar zayıfsa o kadar aşındırma olur” diyen Ahunbay, bakanlığın, içeri girenleri sayısal anlamda kontrol altında tutmaya çalıştığını da ekliyor. Bu amaçla, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) tavsiyesi üzerine 15 Ocak itibarıyla Ayasofya’da ziyaretçi yönetim planına geçilecek. Buna göre, yoğunluk farklı güzergahlara dağıtılarak yönetilecek. Böylece ziyaret kalitesi ve güvenlik artırılmış, yoğunluk farklı katlara yayılarak kontrol altına alınmış olacak. TURİST GİRİŞİ FARKLI OLACAK İbadet amacıyla camiyi ziyaret eden Türk vatandaşlarının girişinde bir değişiklik yok. Mevcut ibadet alanında ibadetlerini gerçekleştirip, ibadet bittikten sonra yine şu andaki çıkış kapısından çıkacaklar. Diğer taraftan turistik ve kültürel amaçla ziyarete gelen yabancı ülke vatandaşları üst kotta, Topkapı Sarayı'nın olduğu üst kapıdan alınacak. Yabancı turistlerin, restorasyonu biten galeri katını gezip galerinin sonunda aşağı inerek çıkış kapısından çıkmaları sağlanacak. Böylece Ayasofya’ya ibadet amaçlı gelenlerle turistik amaçlı gelenlerin girişte çakışması engellenecek. Ayrıca QR kod uygulaması ve kulaklık ile Ayasofya hakkında 16 dilde bilgilendirme yapılacak. Böylece ibadet edenleri rahatsız etmeden, sessiz bir ortamda ziyaretçilerin bilgi alması sağlanacak. RESTORASYON HANGİ AŞAMADA? Batı cephesindeki restorasyon çalışmalarının tamamlandığını söyleyen Ahunbay, “Güney, doğu ve kuzey cepheleri için projelendirmeler hazır; onların ihalesi yapılacak. Bunun dışında kurşun örtünün bakımının yapılması ve ciddi lekelenmeler ve aşınmaların elden geçmesi gerekiyor. 1950’lerde yapılan çimentolu sıvaların alınıp harçla sıva yapılması çalışması var” diyerek Ayasofya’yı “onarımı bitmeyen bir anıt” olarak nitelendiriyor.

Ayasofya Müzesi: Bin Yıllık Mimaride Zaman Yolculuğu Haber

Ayasofya Müzesi: Bin Yıllık Mimaride Zaman Yolculuğu

İstanbul'un sembolü olan meşhur Ayasofya Müzesi, aslında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında İstanbul'un tam kalbine inşa ettirilmiş, bazilika planlı bir patrik katedrali iken, 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüş muhteşem bir yapı. Alaüddin'in baş mimarlığında inşa edilmiş ve zaman içerisinde Davud Ağa, Mimar Sinan, Sarkis Balyan, Acem Ali gibi isimlerin de katkıda bulunduğu bu saray, Osmanlı Sultanlarının ikametgâhı, devletin yönetim ve eğitim merkezi olarak kullanılıyormuş. Zamanla içeriye eklenen bazı ilavelerle birlikte zengin bir koleksiyona sahip olan Topkapı Sarayı Müzesi'nin içindeki, her bir bölüm ayrı bir güzel. Kubbeli bazilika tipinde, kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle de mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olan yapı, hristiyanlar için hem sembolik hem eksen mânada, fazlasıyla turistik ve çekici bir merkez.  482 yıl cami olarak kullanıldıktan sonra, Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş ve ziyarete açılmış olan bu muhteşem yapı, o günden beri gören herkese tarihi bir şölen yaşatıyor. Ayasofya, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerine ait tarihi eserleri bünyesinde barındırdığı için, en çok ziyaret edilen müzeler arasında yer alıyor. Müze, sanat ve mimarlık tarihi bakımından o kadar büyük bir öneme sahip ki, dünyanın 8. harikası olarak gösteriliyor. Tonlarca altının kullanıldığı Ayasofya mozaiklerinin yapımında altının yanı sıra, gümüş, renkli cam, pişmiş toprak ve renkli mermer gibi taş parçaları kullanılmış, 726’da III. Leo’nun tüm ikonaların yok edilmesi emriyle, tüm ikona ve heykeller Ayasofya’dan kaldırılmış. Dolayısıyla, Ayasofya’da günümüzde görülen surat tasvirleri içeren mozaiklerin hepsi, aslında ikonoklazm dönemi sonrasında yapılmış. Kilise camiye dönüştürüldükten sonra insan figürleri içerenlerin bir kısmı ile ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozaikler de bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiş. Avluya çıkıldığında görünen şadırvan, I. Mahmud döneminde erkeklerin abdesti için eklenmiş. Sol taraftaki kapı ise, II. Selim’in, III. Murad’ın, III. Mehmed’in, Sultan Mustafa’nın, Sultan İbrahim’in ve şehzadelerin türbelerine açılmakta. Bu türbelerden birinde yürütülen restorasyon çalışmalarının sonucunda ise, bilinen en büyük boyutlu, Bizans döneminin 6. yüzyıl öncesi erken Hristiyanlık dönemine ait vaftiz havuzu ortaya çıkarılmış. Avludaki hem taş hem tuğla kullanılarak inşa edilmiş olan yapı ise çocukların Kur'an eğitimi için, Osmanlı döneminde eklenmiş. Bu unutulmaz tarihe ve mimariye şahit olmak isteyen tüm sanat ve tarihseverleri, Ayasofya'nın büyüleyici dünyasını keşfetmeye davet ediyoruz.

İstanbul’un poz turizmi Haber

İstanbul’un poz turizmi

Ayasofya Camii ve Sultan Ahmet Camii’nin ortasında martıları çatalla beslemek için dünyanın birçok ülkesinden turist İstanbul’a geliyor. Sosyal medyada tüm dünyada ünlenen bu İstanbul manzarasında her gün yaklaşık 2 bin turist aynı pozu veriyor. İstanbul'un simgelerinden Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii'nin manzarası eşliğinde artık yemeklerden martıları besleyen turistler, fotoğraf çekmek için binlerce kilometre yol katediyor. Dünyanın birçok ülkesinden binlerce kilometre yol katederek İstanbul'a gelen yabancı turistler, Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii manzarasında martıları besliyor. Turistler martıları besleyerek fotoğraf çekinmek için tatil rotalarını İstanbul'a çevirdi. Turistlerin uğrak tarihi mekanlarından olan Ayasofya ve Sultanahmet Camii'nde İstanbul manzarasında yer alan bir işletme günde yaklaşık 2 bin turisti ağırlıyor. Buraya gelen turistler yemek artıklarını restoranın terasında martılara veriyor. Turistlerin martıları besleyerek fotoğraf çektirmek için binlerce kilometre yol katettiği dikkat çekerken, restorana bir şey yiyip içmeden de misafirler ücretsiz bir şekilde gelebiliyor. Günde 2 bin kişi martıları besliyor, yemek artıkları çöpe gitmiyor Türkiye'de turistlerin uğrak mekanları arasında yer alan Ayasofya ve Sultanahmet Camii'nde yer alan işletmeye günde yaklaşık 2 bin müşteri gelerek fotoğraf çektiriyor. Burada müşterilerden arta kalan yiyecekleri martıları beslemek için kullanan işletme, israfın da önüne geçmiş oluyor. Turistler ajandasına bu aktiviteyi ekliyor İşletme, sosyal medyadan martıları besleyerek paylaşılan fotoğraflarla popüler olurken, dünyanın birçok yerinden gelen turistleri ağırlıyor. İstanbul'un eşsiz manzarasında martıları besleyen turistler, çektikleri fotoğraflarını arkadaşları ve sosyal medyadaki takipçileriyle paylaşıyor. İşletmenin sahibi Cemil Çelik, martıları besleme fikrinin nasıl çıktığıyla ilgili olarak, “Kahvaltı yaparken masama martı geldi. Bende martıya peynir verdim. Martılar da bu durumu her sabah alışkanlık haline getirdi. Her sabah martıları bu şekilde besledim. Daha sonra restoranımıza gelen misafirlerimiz elleriyle martıları beslemeye başladı" dedi. "Günde yaklaşık 2 bin kişi buraya gelip martıları besleyerek fotoğraf çektiriyor" Daha sonra yemek artıklarını martılara vermeye başladıklarını aktaran Çelik, "Özellikle yabancı turistler binlerce yol gelerek bu manzarada martıları besleyerek fotoğraf çekmek istiyorlar. Şu anda dünyanın her yerinden sırf bu fotoğrafı çekmek için günübirlik gelen turistler de var. Günde yaklaşık 2 bin kişi buraya gelip martıları besleyerek fotoğraf çekiniyor. Buraya bir şey yiyip içmeden gelip ücretsiz bir şekilde fotoğraf çekebilirler" ifadelerini kullandı. İşletmenin restoran şefi Mustafa Altuntaş ise “Buradaki amacımız ülkemize turist çekip onları en iyi şekilde ağırlamak. Buraya gelen turistler martıları besleyerek fotoğraf çekiniyorlar" diye konuştu. "Arta kalan yiyecekleri martıları besleyerek kullanıyoruz" Martıların zaman zaman müşterileri rahatsız ederek yemeklerini alabildiğini kaydeden Altuntaş, "Bizde martıların misafirleri rahatsız etmemesi adına böyle bir uygulama yaptık. Turistler burada hem martıları besliyor hem de fotoğraf çekiniyor. Aynı zamanda geri dönüşüm sağlıyoruz. Misafirlerimizden arta kalan yiyecekleri martıları besleyerek kullanıyoruz. İstanbul'u ziyaret eden turistlerin yüzde 90'ı işletmemizi ziyaret ediyor. Turistler tatil rotalarını belirlerken ajandasına burayı da mutlaka ekliyor" açıklamalarında bulundu. "Burayı sosyal medya üzerinden gördük" Rusya'dan gelen bir çift, restorana ikinci kez geldiklerini ve burayı çok beğendiklerini söyledi. Çift, burayı sosyal medya üzerinden görüp geldiklerini belirtti. "Martılara beslemek biraz korkutucu ancak çok güzel" Tunus'tan ailesiyle gelen bir diğer turist ise "Türkçeyi Türk dizilerinden öğrendim. Türkiye'ye ikinci kez geldim. Arkadaşım buranın fotoğrafını attı bende buraya geldim. Annem, babam ve kardeşimle geldim. Burayı arkadaşlarıma da öneriyorum. Martılara yemek vermek biraz korkutucu ancak çok güzel. Burada yeni şeyler öğreniyorum" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.