Hava Durumu

#Balıkçılık

TOURISMJOURNAL - Balıkçılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Balıkçılık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İstanbul, 2023 Yılında Yüzde 30,4'lük Payla GSYH'de Lider Haber

İstanbul, 2023 Yılında Yüzde 30,4'lük Payla GSYH'de Lider

İSTANBUL (İHA) - 2023 yılı için Türkiye'nin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verileri açıklandı. TÜİK verilerine göre, İstanbul 8 trilyon 60 milyar 358 milyon TL ile en yüksek GSYH'ye ulaştı. Metropol, toplam GSYH'den yüzde 30,4 pay aldı. Bu gelişme, Türkiye ekonomisinde İstanbul'un önemini bir kez daha gözler önüne serdi. İSTANBUL, ANKARA VE İZMİR İLK ÜÇTE YER ALDI İstanbul'un ardından 2 trilyon 538 milyar 686 milyon TL ile Ankara ve 1 trilyon 614 milyar 161 milyon TL ile İzmir en yüksek GSYH'ye sahip iller oldu. Ankara GSYH'den yüzde 9,6, İzmir ise yüzde 6,1 pay aldı. İl düzeyinde GSYH sıralamasının son üç sırasında ise Tunceli (22 milyar 13 milyon TL), Ardahan (19 milyar 407 milyon TL) ve Bayburt (13 milyar 214 milyon TL) yer aldı. 2023 yılında en yüksek GSYH payına sahip ilk beş il, Türkiye'nin toplam GSYH'sinin yüzde 54,02'sini oluşturdu. KİŞİ BAŞINA GSYH’DE KOCAELİ ZİRVEDE 2023 yılı kişi başına GSYH verilerinde Kocaeli 516 bin 460 TL ile ilk sırada yer aldı. Onu 510 bin 733 TL ile İstanbul ve 438 bin 242 TL ile Ankara takip etti. Şanlıurfa, Ağrı ve Van ise kişi başına GSYH'de son üç sırada yer aldı. Bu illerde kişi başına düşen GSYH sırasıyla 116 bin 767 TL, 110 bin 553 TL ve 108 bin 21 TL olarak belirlendi. Türkiye genelinde 13 ilde kişi başına düşen GSYH değerinin, ülke ortalamasının üzerinde olduğu kaydedildi. İSTANBUL, EKONOMİK FAALİYETLERDE LİDERLİĞİ SÜRDÜRÜYOR GSYH'yi oluşturan ekonomik faaliyetler incelendiğinde İstanbul, tarım, ormancılık, balıkçılık ve diğer hizmet faaliyetleri dışındaki alanlarda ilk sırayı kaptırmadı. İstanbul’un bilgi ve iletişim faaliyetlerindeki payı yüzde 64,8, finans ve sigorta faaliyetlerinde yüzde 62,5, mesleki, idari ve destek hizmetlerinde yüzde 45,9, hizmetler sektöründe yüzde 40,4 ve inşaat sektöründe yüzde 28,9 olarak kaydedildi. Konya, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektöründe yüzde 6,2'lik payla ilk sırada yer alırken, Ankara yüzde 45,4'lük pay ile diğer hizmet faaliyetlerinde lider oldu. İSTANBUL'UN GSYH'SİNDE EN BÜYÜK PAY HİZMET SEKTÖRÜNDE 2023 yılında İstanbul’un GSYH'si içinde hizmet sektörü yüzde 35,7 ile en büyük payı aldı. Onu yüzde 17,2 ile sanayi sektörü ve yüzde 7,8 ile mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri izledi. Bu durum, İstanbul'un hizmet sektörü odaklı bir ekonomik yapıya sahip olduğunu ortaya koydu. 2023 yılında Türkiye'nin yıllık GSYH'si zincirlenmiş hacim endeksiyle bir önceki yıla göre yüzde 5,1 arttı. Bu büyümeye en fazla katkıyı yüzde 1,65 ile İstanbul sağladı. Ankara yüzde 0,96'lık katkı ile ikinci sırada yer alırken, Kocaeli yüzde 0,27 ile üçüncü sırada bulundu. Artvin, Zonguldak ve Gaziantep ise GSYH büyümesine negatif katkı veren iller olarak dikkat çekti. GSYH ARTIŞINDA ŞIRNAK VE SİİRT ÖNE ÇIKTI Zincirlenmiş hacim endeksiyle yapılan hesaplamalara göre, 2023 yılında bir önceki yıla göre GSYH artışı 44 ilde Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşti. En yüksek artış yüzde 18,9 ile Şırnak, yüzde 18,2 ile Siirt ve yüzde 15,8 ile Samsun'da kaydedildi. Öte yandan, en büyük düşüşler yüzde 6,9 ile Zonguldak, yüzde 10,4 ile Bayburt ve yüzde 16 ile Artvin'de görüldü.

Denizsiz Şehrin Balıkları Dünya Sofralarında Haber

Denizsiz Şehrin Balıkları Dünya Sofralarında

Tokat (İHA) – Denize kıyısı olmayan Tokat’tan Karadeniz’e gönderilen somon balıkları, burada büyütülerek Rusya, Çin, Japonya ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Tokat’ın Almus ilçesinde, Almus Baraj Gölü’nde yürütülen kafes balıkçılığı çalışmalarıyla bu yılın son hasat dönemi başladı. Baraj gölünde yetiştirilen somonlar, Karadeniz’deki kafeslere taşındıktan sonra büyütülerek uluslararası pazarlara ulaşıyor. 2024 yılının sonuna kadar 40 tonluk somon ihracatı hedefleniyor. Somonların sevkiyatı sırasında büyük bir hassasiyet gösteriliyor. Tırlara yüklenen balıkların oksijen değerleri mühendisler tarafından anlık olarak kontrol edilirken, balıklar vinç yardımıyla sevkiyata hazır hale getiriliyor. Tokat’tan başlayan bu yolculuk, somonların Karadeniz üzerinden dünya pazarlarına ulaşmasıyla tamamlanıyor. Bu faaliyet, Tokat’a balıkçılık alanında önemli bir ekonomik katkı sağlarken, ülke ihracatına da destek oluyor. "BALIKLAR KARADENİZ’DE BÜYÜYEREK İHRAÇ EDİLECEK" Almus Barajı’nda 6 yıldır kafes balıkçılığı yapan Sadullah Sezer, "Kafes balıkçılığıyla uğraşıyoruz. Bu yılki hasatlarımız başladı. Sinop ve Ordu'ya denize balık gönderiyoruz. Oradan da Rusya, Çin, Japonya olmak üzere birçok yere balıklarımız gidiyor. Yaklaşık 25 ton kapasitemiz var ama yıl sonuna kadar inşallah 40 ton balık vermeyi düşünüyoruz. Bu balıklar büyüyecek, Karadeniz üzerinden Avrupa'ya ihracı olacak" sözleriyle sürece dair bilgi verdi.

Alaçatı’da Turizmin 12 Aya Yayılması Hedefleniyor Haber

Alaçatı’da Turizmin 12 Aya Yayılması Hedefleniyor

İZMİR (İHA) - Alaçatı Turizm Derneği (ATD) Başkanı Kerem Ünsal, turizmi 12 aya yayma hedefi doğrultusunda ciddi çalışmalar yaptıklarını belirtti. İzmir’in Çeşme ilçesinde düzenlenen bir akşam yemeğinde dernek üyeleriyle bir araya gelen Ünsal, 2024 turizm sezonunun geç başladığını ancak sonbahar aylarının güzel geçmesiyle açığı kapattıklarını ifade etti. "Turisti çeşitlendiremediğimiz için, sadece iç pazar ve gurbetçilere dayalı bir turizm politikamız olduğu için ve bu sene Avrupa şampiyonası, ardından olimpiyatlar nedeniyle sezon çok geç başladı" dedi. "SEZONUN KISA OLMASI CAN SIKICI" Ünsal, "Özellikle dış pazarda bir şeyler yapmak adına çok ciddi çalışmalarımız var. Yakın zamanda ürünlerini vermeye başlar. Tabii kalıcı olması çok önemli. İstiyoruz ki bir noktaya getirelim ve ondan sonra hep öyle devam etsin. İçeriğinde bu kadar fazla ürün olup da sezonun bu kadar kısa olması gerçekten çok can sıkıcı" diye ekledi. "SAKIZ ADASINI RAKİP GÖRMÜYORUZ" Kerem Ünsal, Çeşme’nin karşısındaki Sakız Adası’nı rakip olarak görmediğini, "Gelen konuklar bir günü orada geçirebilirler. Turist için pasaportunda başka bir ülkenin daha kaşesinin olması çok önemlidir. Bundan keyif alırlar. Bu kadar yakınımızda böyle bir ada var, bu da bizim için bir avantaj. Ben orasını asla rakip olarak görmüyorum. Bu konuda birçok şey anlattık. İkisi apayrı kategorilerde. Gelen misafir, Sakız Adası'nı da deneyimleyebilir" sözleriyle ifade etti. DENEYİM TURİZMİNE YÖNELİK PROJELER Ünsal, bölge turizmini bir oda fiyatı yarışına çevirmek yerine deneyim odaklı projeler geliştirmek istediklerini belirtti. "Bir oda fiyatı açıklayarak oradan müşteri çekmek değil, gelen misafir Ildır'da balık tutsun, bisikletine binerek Alaçatı'ya gelsin istiyoruz. Yakaladığı balıkları bir şefin eşliğinde beraber pişirsinler. Benzerini Dünya Balıkçılık Günü'nde, üniversitenin içinde yaptık. Çok rağbet olmadı ama en azından nasıl olduğunu görmüş olduk. Gelenler de çok mutlu ayrıldılar. Bunu daha geniş çerçevede yapmak istiyoruz. Bunun olabileceğine inancımız yüksek" dedi. Ünsal, turizmi çeşitlendirme hedeflerinin gerçekleşeceğine inandığını belirterek, Alaçatı’nın potansiyelini daha iyi değerlendirmek için çalışmalarına devam edeceklerini vurguladı.

Sakin Şehir Unvanlı Perşembe’nin Hedefi 1 Milyon Turist Haber

Sakin Şehir Unvanlı Perşembe’nin Hedefi 1 Milyon Turist

ORDU (İHA) - Ordu’nun "sakin şehir" (Cittaslow) unvanına sahip Perşembe ilçesi, yılın ilk 9 ayında 700 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayarak turizmde önemli bir başarı elde etti. Perşembe Belediye Başkanı Cihat Albayrak, ilçenin hedefinin 1 milyon ziyaretçiye ulaşmak olduğunu açıkladı. Balıkçılık ve tarımla bilinen Perşembe, doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistleri kendine çekiyor. Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Perşembe Belediyesi’nin yatırımları, ilçeyi bir cazibe merkezi haline getiriyor. Sahili, Hoynat Adası’ndaki nadir kuş türleri ve Yason Burnu’ndaki eşsiz manzarası, turizmin yoğunlaştığı bölgelerin başında geliyor. Perşembe Belediye Başkanı Albayrak, ilçenin tepeli karabatak kuşları ve çift gümüş martıların yuva yaptığı nadir bölgelerden biri olduğunu vurguladı. "Yılın ilk 9 ayında 'sakin şehir' ünvanlı ilçemize 700 binin üzerinde ziyaretçi geldi. Hedefimiz 1 milyona ulaşmak" dedi. YEREL ÜRÜNLER VE GASTRONOMİ ÖN PLANDA OLACAK Başkan Albayrak, yerel kimliklerin korunarak yaşam kalitesinin artırılması gerektiğini belirtti. "Dünyanın en güçlü belediye ağlarından biri olan, kentlerin çevresel, kültürel ve toplumsal değerlerinin korunmasına katkı sağlayan Cittaslow hareketine büyük önem veriyoruz. Cittaslow hareketi, şehirlerin daha sürdürülebilir, yaşanılabilir ve insan odaklı olması için önemli bir adım. 33 ülkeden 301 üye şehri bulunan ve 'Sakin Şehirler Ağı' olarak da adlandırılan Cittaslow'a ülkemizden üye olan belediyeler ile birlikte çalışmalar yapacağız. Yerel ürünlerimizi ve gastronomiyi ön plana çıkaracağız. Bütün sakin şehirlerimizde kadın kooperatiflerin sayısının arttığı, turizm odaklı, kendi kendine yeten bir yapılanma var" ifadelerini kullandı. Projeler ve festivallerle sosyal belediyecilik anlayışını yaygınlaştırmayı hedeflediklerini dile getiren Albayrak, "Perşembe'miz yaşamak için asla dokusunun bozulmadığı, her daim tercih edilen bir yer olacak" dedi.

Dünyanın En İzole Adasında Yaşamak: Kelly Green'in Hikayesi Haber

Dünyanın En İzole Adasında Yaşamak: Kelly Green'in Hikayesi

Tristan da Cunha, Güney Atlantik Okyanusu’nda, yalnızca 236 kişinin yaşadığı dünyanın en izole yerleşimlerinden biri olarak dikkat çekiyor. İngiltere'den bu adaya taşınan ve burada yeni bir hayat kuran Kelly Green, "Her şeyin sınırlı olduğu ve farklı bir dünyada yaşadığın bu adada insan kendisiyle yüzleşiyor" diyor. Peki, ulaşımın yılda sadece 10 kez yapıldığı bu uzak cennette yaşam nasıl? Kelly Green, deneyimini ve Tristan da Cunha'da yaşamı anlatıyor. Güney Atlantik Okyanusu’nda yer alan Tristan da Cunha, volkanik bir ada grubu olarak biliniyor ve dünya üzerindeki en izole yerleşim alanlarından biri olarak ilgi çekiyor. Güney Afrika kıyılarından 2800 kilometre uzaklıkta bulunan bu ada, 12 kilometre çapında ve 98 kilometrekarelik alana sahip. Bu takımadayı oluşturan diğer adalar arasında Gough, Erişilemez, Nightingale, Alex ve Stoltenhoff adaları da yer alıyor. Ada, dağlık bir yapıya sahip olup, en yüksek noktası 2082 metreye ulaşan Kraliçe Mary Tepesi olarak biliniyor. Diğer adalar ise çoğunlukla ıssız ve yalnızca Gough Adası'nda bir hava istasyonu bulunuyor. Adanın adı, 1506 yılında Portekizli kaşif Tristao Da Cunha tarafından keşfedilmesinin ardından verilmiş. 140 yıl sonra, Heemstede mürettebatı adaya ilk kez karaya çıkmış. Tristan da Cunha'ya kalıcı olarak yerleşen ilk kişi ise Jonathan Lambert Bey olmuş, ancak iki yıl sonra geçirdiği bir tekne kazasında hayatını kaybetmiş. Bugün, adada yalnızca 236 kişi yaşıyor. Toplumun yapısı aile odaklı olup, adadaki tüm topraklar ortak mülkiyette bulunuyor. Geçim kaynakları arasında çiftçilik, ticari balıkçılık ve turizm yer alıyor. Kelly Green, yakın zamanda Tristan da Cunha’ya taşınanlardan biri. Babasının diplomatik görevi nedeniyle çocukluğu boyunca pek çok farklı ülkede yaşamış olan Green, adada kurduğu hayatın, yaşamının en farklı deneyimi olduğunu belirtiyor. ADAYA ULAŞIM 10 SEFERLE SINIRLI Kelly, Business Insider’da Tristan da Cunha’daki yaşamını anlatırken, ailesinin sık sık taşınmasının kendisinde bir adaptasyon kolaylığı sağladığını vurguluyor. Green, 2010 yılında 20 yaşındayken İngiltere’de bir havayolu şirketinde uçuş görevlisi olarak çalışmaya başlamış. 2012’de, ailesini ziyaret etmek için altı haftalık bir tatil planı yaparak adaya gitmiş. Orada tanıştığı Shane ile telefonda konuşmaya devam ettikten sonra, onunşa yaşamaya karar vererek 2013'ün sonlarına doğru adaya taşınmış. Tristan da Cunha’ya ulaşmak, yaklaşık 10 gün süren bir yolculuğun ardından, yılda sadece 10 kez sefer yapan üç farklı gemiyle sağlanıyor. Bu gemilerden ikisi yalnızca 12 yolcu alabiliyor, biri ise 40 yolcu taşıyabiliyor. TRISTAN DA CUNHA'DA HAYAT Adada sadece bir okul, bir postane, bir hastane, bir banka, bir kafe ve bir pub bulunuyor. Her şey sınırlı olsa da Kelly, burada insanların kendileriyle yüzleşme fırsatını bulduğunu belirtiyor. Adalılar, kendi kendine yetebilen bir toplum oluşturmuş ve geçimlerini çiftçilikle sağlıyorlar. Adaya ait en büyük gelir kaynağı ıstakoz balıkçılığı. Green, adadaki yaşam tarzının İngiltere'deki yaşamından çok farklı olduğunu belirtiyor. Eskiden gece saat 2’de kalkarak uzun bir yolculuk yaparak havaalanına ulaşıp 16 saatlik vardiyalarda çalışan Kelly, şimdilerde turizm şefi olarak ofisine yalnızca iki dakikada yürüyerek gidiyor. Ancak, Kelly burada yaşamanın sunduğu huzuru takdir etse de, İngiltere’deki bazı pratik şeyleri özlüyor. Örneğin, marketten hazır yemek almak burada imkânsız. Ayrıca, dışarıdan gelen ithal malların fiyatları oldukça yüksek; Güney Afrika’dan gelen ürünler yüzde 75, İngiltere’den gelenler ise yüzde 95 zamlı. ÇOCUKLARIYLA GÜVENDE Kelly, şu an 10 yaşında bir kız ve 3 yaşında bir oğlan çocuğuna sahip. Onları burada büyütmek konusunda oldukça güvende hissediyor. Tristan da Cunha, küçük çocukların dışarıda özgürce oynayabileceği bir yer olarak dikkat çekiyor. Kelly, İngiltere'de böyle bir özgürlüğün mümkün olmadığını, burada ise çocuklarının her zaman göz önünde olduklarını belirtiyor. Kelly, gelecekte çocuklarının da yurt dışındaki deneyimlerini görmesini istiyor. Ancak Tristan da Cunha’daki yaşamın onların sonsuza kadar burada kalmalarını gerektirmediğini belirtiyor. "Dışarıda keşfedilecek çok şey var, çocuklarımın da dünyanın başka yerlerini görmelerini istiyorum" diyor.

Liman Çıkış Belgelerine Yeni Düzenleme Geliyor Haber

Liman Çıkış Belgelerine Yeni Düzenleme Geliyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan "Limanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemelerle liman çıkış belgelerine ilişkin kurallar yeniden düzenlendi. Buna göre, yolcu gemileri ve kruvaziyer gemiler hariç, gezi, spor ve eğlence amaçlı turizm faaliyetinde bulunan özel ve ticari yatlar ile diğer deniz turizmi araçlarına, liman çıkış izni "seyir izin belgesi" ile verilecek. Bu belgeler, liman çıkış belgesi yerine sayılacak. Liman çıkış belgesine ilişkin denetimlerde gemilerin asgari gemi adamı donatımı ve yeterlik belgelerinin geçerliliği kontrol edilecek. Türk bayraklı yolcu gemilerinde denize elverişlilik belgeleri, yabancı bayraklı gemilerde ise yolcu gemisi emniyet belgelerinin uygunluğu denetlenecek. Kapasitesinden fazla yolcu taşıyan gemilerin seferine izin verilmeyecek. Yük gemileri için denetimler ise geminin taşıma kapasitesine ve yüklerin uygunluğuna göre yapılacak. Denetimlerde yük miktarının, geminin taşıyabileceği maksimum yük sınırını aşmaması sağlanacak. Ayrıca gemilerde bulunması gereken tüm belgelerin geçerliliği, liman çıkış izni denetimlerinin bir parçası olacak. Liman başkanlığı, gerekli gördüğü durumlarda gemi sefere çıkmadan önce donanımlarını, yakıtını, yolcu kapasitesini ve yük düzenini kontrol edecek. Uygunsuzluk tespit edilen ticari gemilerin sefere çıkmasına izin verilmeyecek. Ticari faaliyette bulunmayan gemiler için ise liman çıkış belgesi düzenlenmeyecek. GEÇERLİLİK SÜRESİ Bazı gemiler için liman çıkış belgesi 60 gün süreyle geçerli olacak. Bu gemiler arasında Türk boğazlarında sefer yapanlar, tarama yetki belgesine sahip olanlar, ikmal gemileri ve balıkçı gemileri yer alıyor. Yeni inşa edilen gemiler ise yazılı izinle sefere çıkabilecek ve bu gemilerden liman çıkış belgesi talep edilmeyecek. ÖZEL FAALİYETLER İÇİN DÜZENLEMELER Hidrokarbon arama ve üretim faaliyetlerinde kullanılan gemiler ile destek gemilerinin bazı seferleri, "bitişik liman seferi" olarak değerlendirilecek. Bu gemilerin operasyonları belirlenen liman sahaları ile sınırlandırılacak. SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞINA YENİ İZİNLER Liman tesislerine veya yüzer LNG depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesine (FSRU) yanaşan LNG gemileri için güvenlik önlemi olarak, gemi operasyonları boyunca en az 60 ton çekme gücüne sahip bir römorkör temin edilmesi ve gemide kılavuz kaptan bulunması zorunlu hale getirildi. İdare veya liman başkanlığı, hava ve deniz koşulları ile seyir emniyetini dikkate alarak, güvenlik tedbiri olarak mevcut römorkör sayısını ve çekiş gücünü artırma yetkisine sahip olacak. Liman tesislerinin yaklaşım kanallarında dönemsel olarak su ürünleri avcılığına izin verilebilecek. Bu izinler, çevre ve seyir emniyetini göz önünde bulundurarak meteorolojik koşullara göre düzenlenecek.

Marmara Denizi'nde Müsilaj Sorunu Yeniden Baş Gösterdi   Haber

Marmara Denizi'nde Müsilaj Sorunu Yeniden Baş Gösterdi  

BALIKESİR (İHA) - Marmara Denizi'nde 2021 yılında yaşanan müsilaj (deniz salyası) sorunu, tekrar etkisini göstermeye başladı. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın 23 ve 25 Ekim 2024 tarihlerinde yaptığı dalışlar sonucunda müsilajın 10 metreden 24 metre derinliğe kadar yayıldığı belirlendi. Müsilajın, Erdek Körfezi'nden başlayarak Marmara Adası ve Avşa Adası çevresine kadar ulaştığı ve acil önlem alınması gerektiği vurgulandı.   "MÜSİLAJ, TÜM MARMARA'YA YAYILABİLİR" Prof. Dr. Sarı, 1 Kasım 2024 tarihli sıcaklık verilerini inceleyerek, Karadeniz’in Marmara Denizi’nden daha sıcak olduğunu ve bu durumun müsilaj oluşumu için uygun bir ortam sağladığını belirtti. Marmara Denizi’nde yüzeyden 30 metre derinliğe kadar sıcaklıkların neredeyse aynı seviyeye geldiğini ifade eden Sarı, bu durumun deniz ortamını daha durağan hale getirerek müsilajın yayılmasını kolaylaştırdığını açıkladı.   "ACİL ÖNLEM ALINMALI" Müsilajın etkisi altındaki Erdek Körfezi'nde balıkçılar, avcılık yaparken ağlarını kaldırmakta zorlanıyor. Sarı, önlemler alınmazsa müsilajın, kısa sürede Gemlik ve İzmit Körfezi'ne de yayılacağı uyarısında bulundu. Bu oluşumun balıkçılık ve turizm sektörlerini tehdit ettiğini belirten Sarı, acil önlem paketlerinin hazırlanarak kirlilik yükünün azaltılması gerektiğini vurguladı. "Kirliliğe bağlı azot ve fosfor yükü zaten yüksek. Önlem alınmazsa ilkbahar ve yaz aylarında daha zor günler bizi bekliyor" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.