Hava Durumu

#Bartın

TOURISMJOURNAL - Bartın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bartın haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Doğanın Kalbi Paflagonya’da Yeni Turizm Rotaları Haber

Doğanın Kalbi Paflagonya’da Yeni Turizm Rotaları

KASTAMONU (İHA) - Paflagonya'nın başkenti olarak bilinen Kastamonu’da, doğa turizmini geliştirmek için yeni adımlar atılıyor. Kastamonu Üniversitesi tarafından başlatılan "Paflagonya Bölgesinde Doğada Yaşam Becerileri ve Turizm Rotaları" projesiyle, bölgedeki doğal güzellikler envanterde kayıt altına alınarak yeni turizm rotaları oluşturuluyor. Batı Karadeniz’in turizm potansiyelini artırmayı hedefleyen bu proje, Turizm Rehberliği Bölümü Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal liderliğinde yürütülüyor. Ekibe, doktora öğrencisi Ersin Uğur Aydın ve lisans öğrencileri Ahmet Emir Eldemir, Emircan Keskin, Tuğba Çadır ve Sude Naz Gedik de eşlik ediyor. Çalışmalar kapsamında Azdavay Çatak Kanyonu, Suğla Yaylası, Pınarbaşı Horma Kanyonu, Ilıca Şelalesi ve dünyanın en derin ikinci kanyonu unvanlı Valla Kanyonu gibi önemli doğal alanlar gezildi. Proje ekibi, bölgedeki doğal ve kültürel değerlerin korunmasını ön planda tutarak sürdürülebilir turizm rotaları oluşturmayı amaçlıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü de bu çalışmalara destek sağlıyor. PAFLAGONYA’DA DOĞA VE TARİH BİRLEŞİYOR Projenin ilk etabında yaklaşık 15 kilometrelik bir alan detaylı şekilde incelendi. Çalışmanın ilerleyen aşamalarında, bölgenin ekoturizm potansiyelinin artırılması ve kırsal turizmin geliştirilmesi hedefleniyor. Ayrıca, Paflagonya’nın antik dönem başkenti Taşköprü ve Pompeipolis gibi tarihi yerlerin de turizm rotalarına eklenmesi planlanıyor. Hikmet Haberal, Paflagonya ile ilgili bilgi vererek bölgenin antik dönemde Anadolu'nun kuzeybatısında, Karadeniz kıyısında yer alan bir bölge olup günümüzde Karabük, Bartın, Zonguldak ve Kastamonu illerini kapsadığını belirtti. Küre Dağları'nın da Paflagonya'nın iç kısmında, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan bir dağ sırası olduğunu açıkladı. Doğa turizmi tutkunları için cazip bir destinasyon olan bölgenin doğa yürüyüşleri ve kuş gözlemciliği gibi birçok aktiviteye olanak tanıdığını ekledi. Aynı zamanda, bölgenin flora ve faunasını korumaya yönelik çeşitli doğa koruma projelerinin de yürütüldüğünü söyledi. BÖLGE EKONOMİSİ VE İSTİHDAMINA KATKI Doğayla iç içe olmak isteyen ziyaretçiler için kamp alanlarının olduğunu vurgulayan Haberal, doğa kampları ve sosyal etkinliklerle üniversite ve ortaöğretim öğrencilerine, bölge halkına doğa sevgisi ve doğa sporları bilinci kazandırılmasının hedeflendiğini aktardı. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen sporculara ve katılımcılara Paflagonya’nın doğal ve kültürel mirasının tanıtılması da amaçlananlar arasında. Projeyle ilgili açıklama yapan Hikmet Haberal, bölgedeki doğal yaşam becerilerini geliştirmek ve bu değerleri turizme kazandırmak istediklerini belirtti. Haberal, Paflagonya’nın eşsiz doğasını ve tarihi mirasını daha fazla kişiyle buluşturmayı amaçlarken, aynı zamanda bu çalışmalarla bölgesel kalkınmaya katkı sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi. KAMPÇILIK VE YAŞAM BECERİLERİ EĞİTİMİ Kastamonu Üniversitesi'ne 2018 yılında YÖK ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından "Ormancılık ve Tabiat Turizmi" konusunda ihtisaslaşma görevi verildi. Bu doğrultuda gerçekleştirilen çalışmalardan biri olan proje kapsamında doğal ortamlarda yaşam becerisi eğitimleri de verilecek. Bu eğitimler, kriz ve stres yönetimi, yön bulma, barınak yapma gibi temel becerileri içerecek. Projenin çıktılarının kamuoyuyla paylaşılması ve bölge ekonomisine katkı sağlanması öncelikli hedefler arasında yer alıyor. Doktora öğrencisi Ersin Uğur Aydın, üç günlük saha çalışmalarında yoğun bir tempo ile birçok doğal alanı ziyaret ettiklerini ve Horma Kanyonunun etkileyici bir turizm noktası olduğunu belirtti. Lisans öğrencisi Ahmet Emir Erdemir ise, bu doğal güzelliklerin turizme kazandırılmasının, hem bölgeye hem de ülkeye önemli katkılar sağlayacağını vurguladı.

Amasra, Kruvaziyer Turizminde Yeni Rekorunu Kırdı Haber

Amasra, Kruvaziyer Turizminde Yeni Rekorunu Kırdı

BARTIN (İHA) - Bartın’ın Amasra ilçesi, sahip olduğu muhteşem doğa, deniz ve kültürel mirasıyla kruvaziyer turizminde önemli bir başarıya imza atarak rekor kırdı. 2024 yılı ocak ve eylül aylarında turist sayısında elde edilen rekor, bugün ilçeye gelen bin 151 turist ile yinelenmiş oldu. Batı Karadeniz'in turizmde incisi haline gelen Amasra, yerli turistlerin yanı sıra yabancı turistlerin de uğrak noktası. Özellikle Rusya-Türkiye arasındaki kruvaziyer rotasında en beğenilen duraklardan biri olan Amasra’ya Astoria Grande gemisi, bu yıl 57. kez kıyıya yanaştı. Fatih Sultan Mehmet Han'ın “çeşmi cihan” olarak adlandırdığı ilçeye, Soçi’den gelen gemi, 93 metre uzunluğunda ve 11 katlı olup son seferinde bin 151 turist ve 426 personeli ağırladı. Bu seferle birlikte Astoria Grande, ilçeye 2022 yılından bu yana en yüksek yolcu sayısı ile ulaştı. 2024 YILINDA ÜST ÜSTE GELEN REKORLAR 2024 yılında düzenlediği seferlerde yolcu sayısında sürekli rekor kıran gemi, 3 Ocak’ta bin 82 yolcu ile başlayan yılı, 25 Eylül’de bin 100 yolcuya çıkararak yeni bir rekorla sürdürmüştü. Ekim ayının ilk seferinde ise bin 113 yolcuyu ilçeye getiren gemi, bugün bin 151 turist ile yılın rekorunu tazeledi. Son iki yılda 57 seferde toplam 69 bin 940 turisti Amasra’ya taşıyan kruvaziyer, 2024’ün ilk 10 ayında 33 bin 669 turist getirdi. RUSLARIN FAVORİ DURAĞI AMASRA Geminin Karadeniz rotasında Sinop, Samsun, Trabzon gibi birçok ilçe bulunmasına rağmen Amasra, Rus turistlerin en çok beğendiği durak olarak öne çıkıyor. Gemide yapılan anketler, Rus turistlerin Karadeniz rotasında İstanbul ve Amasra'yı en çok sevdiklerini gösteriyor. Amasra'nın doğal güzelliği, sessizliği, tarihi yapısı ve denizi turistler tarafından çok beğeniliyor. Türkiye’ye ilk kez gelen turistlerin merak ettiği yerler arasında İstanbul ve Amasra ilk sıralarda yer alırken, ülkeyi daha önce ziyaret eden Rus turistlerin tekrar dönmek istediği şehirler arasında da Amasra öne çıkıyor. Amasra’nın simgeleri olan Kemere Köprüsü, Amasra Müzesi, Büyük Liman, Küçük Liman ve tarihi Çekiciler Çarşısı gibi turistik alanları gezen Rus turistler, ilçeyi çok beğendiklerini ifade etti. Amasra’nın doğasını ve sakinliğini seven turistler, Türkiye’ye tekrar gelip Amasra’yı yeniden ziyaret etmek istediklerini belirtti. Amasra esnafı da turistlerin ziyaret ettiği günlerde ilçenin tarihi sokak ve çarşılarının canlandığını ve bundan memnun olduklarını dile getirdi. AMASRA BELEDİYE BAŞKANI ÇAKIR: "BİZ DE ONLARLA OLMAKTAN MUTLUYUZ" Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Rus turistlerin ilgisinin her geçen gün arttığını vurgulayarak, "Gemimiz, ekim ayının son seferi ile tekrar Amasra’mızda. Bin 151 yolcu, 426 personel sayısı ile bugüne kadarki en yüksek ziyaretçi ile kentimizde. Çok güzel bir sonbahar havası var. Gelen turistlerimiz de burada olmaktan çok memnun. Biz de onlarla birlikte olmaktan mutluyuz” dedi.

Antik kent kazısında bin 600 yıllık deprem kalıntıları ortaya çıktı Haber

Antik kent kazısında bin 600 yıllık deprem kalıntıları ortaya çıktı

Bartın'ın Amasra ilçesi Kum Mahallesi'nde 2022 yılında Amasra Müzesi tarafından başlatılan kurtarma kazıları, Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bu yıl bilimsel kazı çalışmalarına dönüştürüldü. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve müzeler Genel müdürlüğü izniyle Bartın Üniversitesi başkanlığında devam eden kazı çalışmalarında M.S. 3 ve M.S. 4. Yüzyılları arasında meydana gelen bir depremde yıkıldığı tahmin edilen mermer kolonlu bir yapı gün yüzüne çıkarıldı. Yapının en son tahribatı ise antik dönemde meydana gelen sel felaketlerinin birinde aldığı ve tamamen toprak altında kaldığı tahmin ediliyor. Antik yapıda hasara yol açan deprem ve sel felaketlerinin tespiti için çalışma yürütülüyor. Yürütülen çalışmaları hakkında bilgi veren Kazı Başkanı ve Arkeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Bağdatlı Çam, ortaya çıkan kalıntıların deprem de hasar gördüğü yönünde olduğunu belirterek, “Aslında kırılmış durumda bir çoğu. Yapımın orta kısmında, depremle yıkıldığını işaret edecek şekilde sütunlar belli bir aks üzerine devrilmiş durumda. Üst yapının da hemen aşağıya düşmesi, tonlarca ağırlıklı mermer blokların yere düşmesiyle oluşan kırılmalar ve parçalanmalar görüyoruz. Bu yüzden deformeler olduğunu düşünüyoruz. Milattan sonra 3. yüzyıldan sonraki evrede bir depreme uğradığını anlatıyor. Çünkü aynı yapının hemen doğusunda bulunan geç dönem mozaikli yapının eklenmiş olması, MS. 4. Yüzyıldan önce depremin gerçekleşmiş olması gerektiğini gösteriyor” dedi. Yapının sadece depremden değil antik dönemdeki sellerden de zarar gördüğünü düşündüklerini de anlatan Çam, “Jeomorfolog ve jeolog olan ekip hocalarımızla birlikte değerlendirme yapmaktayız. Sadece deprem değil yapıya zarar veren şey. 2023 yılında üst üste iki sefer büyük sel yaşamış bir bölge. Burası antik dönemde, yani geçmişte de defalarca sel yaşandığını bu alan bize gösteriyor. Muhtemelen depremde de bu yapı tamamen yıkılmamıştı. Sel ile birlikte gelen toprakla yapının tamamen toprak altında kaldığını ve daha fazla zarar gördüğünü söyleyebiliriz. Bu anlamda çalışmalarımız sürüyor. Hangi dönemde sellenme yaşadığını belgelendirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Russian tourists continue to flock to Amasra Haber

Russian tourists continue to flock to Amasra

Bartın's Amasra district, known for its stunning natural beauty and sea, has become one of the most popular tourist destinations in the Black Sea region. Since the introduction of cruise passenger transportation in August 2022, a total of 59,278 passengers have visited the area over two years. Russian tourists, who explore the district's historical and tourist sites, also enjoy the natural beauty of the sea. The Astoria Grande cruise ship, which has docked at Amasra Port 50 times, continues to bring more tourists to the region with each passing day. This morning, the ship brought 1,058 passengers and 453 crew members to the district. So far in 2024, 17 trips have brought a total of 23,007 visitors. With 9 more trips planned for this year, the 51st voyage next week is expected to bring the total number of visitors to over 60,000. By the end of 2025, after the 80th trip, the number of tourists is expected to exceed 70,000. The ship will visit the district 4 times in September, 3 times in October, and 2 times in November before taking a break in December. It will resume trips in January of the new year. After another break in February 2025, the ship will continue passenger transport in March for the first time. Amasra Mayor Recai Çakır highlighted the increasing interest from Russian tourists, saying, "The Russian guests arriving on the Astoria Grande cruise ship during the Black Sea tours have taken a great liking to our district. Today, 1,058 passengers and 453 crew members are with us. We have 9 more trips planned for this year. With the next trip, we will surpass 60,000 visitors. With 30 trips planned for next year, Amasra continues to make its mark on cruise tourism."

Zonguldak, Karabük ve Bartın'dan 7 ürün Ark of Taste Ağı'na girdi Haber

Zonguldak, Karabük ve Bartın'dan 7 ürün Ark of Taste Ağı'na girdi

Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinden 7 yerel gastronomi ürünü, Ark of Taste Ağı'na dahil edildi. Slow Food hareketi çerçevesinde Zonguldak, Karabük ve Bartın illerinden toplam 12 yerel gastronomi ürününün Ark of Taste Ağı'na dahil edilmesi için başvuruda bulunuldu. Çaycuma manda yoğurdu, Karadeniz Ereğli Osmanlı çileği, Alaplı fındığı, Yenice ıhlamur balı, Safranbolu çavuş üzümü, Bartın ağda tatlısı, Bartın kestane balı Ark of Taste Ağı'na dahil edilirken, Zonguldak malay yemeği, Safranbolu safranı, Safranbolu maniye domatesi ve Bartın incir dondurma tatlısının değerlendirme süreci devam ediyor. Yerel gastronomi değerlerinin uluslararası ağlarda tanıtılması amacıyla yürütülen bu çalışmalar, Zonguldak, Karabük ve Bartın'ın zengin gastronomi mirasının korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlayacak. Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) uhdesinde gerçekleştirilen bu çalışmalar, bölgedeki yerel ürünlerin daha geniş kitlelere tanıtılmasını ve yerel tarım ile gastronominin desteklenmesini amaçlıyor. Değerlendirme süreci tamamlandığında diğer ürünlerin de Ark of Taste Ağı'na dahil edilmesi bekleniyor. Slow Food, 1986 yılında İtalya'nın Roma şehrinde Carlo Petrini tarafından kurulan bir kültürel hareket olarak biliniyor. Hareket, geleneksel yerel yemek kültürlerini korumayı, yerel tarımı desteklemeyi ve endüstriyel gıdaların olumsuz etkilerine karşı durmayı amaçlıyor. Ark of Taste Ağı ise gelecekte kaybolma riski taşıyan yerel gastronomi değerlerine yönelik bir kataloglama sistemi sunuyor. "Bölgenin turizm ve kültürel değerlerini markalaştırıyoruz" Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) Genel Sekreteri Dr. Lütfi Altunsu, bölgedeki kalkınma ve turizm faaliyetlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Dr. Altunsu, Safranbolu'nun UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde kalıcı bir yer edindiğini ve Amasra'nın geçici miras listesinde bulunduğunu belirterek, Ajansın Zonguldak Jeopark'ının ulusal ağlara dahil edilmesine önemli derecede katkıda bulunduğunu ve uluslararası ağlara dahil olması için de çaba sarf ettiğini söyledi. Benzer şekilde Zonguldak Maden Müzesi'nin Dünya Endüstri Mirası Ağı'na dahil edilmesine katkıda bulunduklarını dile getiren Altunsu, müzenin ülkemizde bu ağa dahil olan iki noktadan biri olduğunu vurguladı. Safranbolu Yörük köyünün Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından en iyi turizm köyleri ağına dahil edildiğini ifade eden Altunsu, "Cittaslow gibi bölgemizin marka değerine yönelik çalışmalarımız var. Slow Food hareketi adı altında yerel tarımı desteklemek ve lezzet kültürünü korumak amacıyla oluşturulan Ark Of Taste Ağı'na 12 ürünümüzle başvuru yaptık ve bunların 8 tanesi ağa katılmaya uygun bulundu. Diğer ürünlerin değerlendirilmesi ise devam ediyor" diye konuştu. Bölgedeki coğrafi işaret tescili başvuruları hakkında da bilgi veren Altunsu, Bartın'da 12, Zonguldak ve Karabük'te 8'er ürünün coğrafi işaret tescili aldığını belirtti. Altunsu, ayrıca Safranbolu safranının Avrupa Birliği coğrafi işaret tescili aldığını ve Yenice ıhlamur balının başvurusunun da yapılacağını ekledi. Dr. Altunsu, "Ajansımızın desteğiyle bölgemizin hem yerleşkelerinin hem turizm değerlerinin ve kültürel değerlerinin markalaşması için gerekli çalışmaları, bölge planlarımız ve ulusal strateji belgelerimiz ışığında yapmaya devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı. Manda yoğurdu dünyaya açıldı Zonguldak yöresel ürünlerini tanıtmak amacıyla Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı ile birlikte çalışmalar yürüten Aynur Çakar, Zonguldak'ın değerli ürünlerinden olan manda yoğurdunu tanıtmak için büyük bir çaba gösterdiklerini belirtti. Çakar, "Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı ile beraber 7 vilayetimizi tır eşliğinde manda yoğurdu olmak üzere Zonguldak'ın bütün yöresel ürünlerini tanıtmıştık. Çok güzel de dönüşler almıştık" dedi. Çakar, manda yoğurdunun sağlık açısından önemli faydalar sunduğuna dikkat çekti. Bağırsak ve kolon kanseri, şeker hastalığı ve kemik hastalıkları gibi çeşitli rahatsızlıklarda kullanıldığını belirten Çakar, "Mandalar sürekli ovada gezer. Doğal beslenen hayvanların sütünden bu yoğurdu yaptığınız takdirde içerisine herhangi bir karışım katmıyoruz. Saf manda sütünden yaptığınız zaman söz konusu hastalıklarda kullanılıyor. Manda yoğurdunun laktoz oranı düşüktür. İnek yoğurdu gibi değildir. Genellikle şeker hastaları çok kullanırlar" diye konuştu. Zonguldak ve Çaycuma'da bu ürünü tanıtmaya çalıştıklarını belirten Çakar, Türkiye genelinde başarılı tanıtımlar gerçekleştirdiklerini ve asıl hedeflerinin ürünü yurt dışına tanıtmak olduğunu ifade etti. Çakar, "Hatta bir müşterimizin oğlu Kamerun'a kadar götürdü. Oradan da bize fotoğrafını gönderdi. Amacımız yurt dışına da bu ürünü yetiştirebilmek, tüm dünyaya takdim edebilmek. Devlet ile BAKKA ile elimizden gelen ne varsa, ne katkıda bulunabileceksek biz her zaman onların yanındayız" şeklinde konuştu. Aroması ve tadı ile Osmanlı çileği tarlada alıcı buluyor Karadeniz Ereğli'de kestane toprağında yerli kara çilekle etkileşime girerek özgün bir çeşit olarak üretilen Osmanlı çileğinin yaygınlaştırılması çalışmaları sürüyor. Her yıl mayıs ayında hasat edilen çilek, rengi ve aromasıyla tarlada alıcı buluyor. Osmanlı Çileğini Yaygınlaştırma ve Üreticiyi Koruma Derneği Başkanı Şaban Çetinkaya, kilosu 400 liradan satılan çileğe yurt dışından da yoğun talep olduğunu anlattı. Üçköy'de kurum ve kuruluşların destekleriyle beş dönüm araziye kurulan Osmanlı Çileği Fide Üretim Merkezi'yle birlikte üründe artış yaşandığını aktaran Çetinkaya, bu yıl 4 ton çilek hasat etmeyi hedeflediklerini aktardı. Çetinkaya, “Yaptığımız çalışmalar artık kendini göstermeye başladı. Bölgemizde üretim geçtiğimiz yıllara nazaran en az ikiye katlandı. Çevredeki üretim sayısı hızla artıyor. Burada yapılan çalışmalar, halkın bilgilendirilmesi, Osmanlı çileğinin yeniden anlaşılmış olması bunda büyük etken. Dolayısıyla Osmanlı çileği için insanlar yeniden üretime başladılar. Kaymakamlığımız, Osmanlı çileği ile ilgili çilek üreticileri kursları açmaya başladı" dedi. Alaplı fındığı Türkiye'nin gururu, dünya pazarlarının gözdesi Türkiye'nin en kaliteli fındık türleri arasında yer alan Alaplı fındığı, sağlıklı yağlar, protein, lif, vitamin ve mineraller açısından zengin bir besin olarak yer alıyor. Antioksidan özellikleri sayesinde vücut için de birçok fayda sunan Alaplı fındığı, diğer fındık türlerine göre daha büyük boyutlu ve ince kabuklu olurken, ilçenin ekonomik açıdan en önemli gelir kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor. Alaplı Ziraat Odası Başkanı Şeref Türkoğlu, Alaplı fındığının bölge ekonomisindeki önemine dikkat çekerek, "Alaplı'nın fındığı ortalama 15 bin ton olur. 15 bin ton fındık 44 bin nüfusa ekmek veriyor. İnşallah yenileme çalışmalarımız var. Bununla başarılı olabilirsek İtalya, Amerika gibi 400 kilogram hedefine ulaşmaya çalışıyoruz" dedi. Türkoğlu, yenileme çalışmalarının başarıyla tamamlanması halinde Alaplı'nın fındık üretiminde daha da büyük bir potansiyele sahip olacağını belirtti. Bu hedef doğrultusunda Alaplı, Türkiye'nin gururu olan fındığını dünya pazarlarına daha güçlü bir şekilde sunmayı amaçlıyor. Yenice ıhlamur balı kokusu ve aromasıyla dikkatleri üzerine çekiyor Türkiye'nin en büyük blok ormanlarına sahip Karabük'ün Yenice ilçesinde ıhlamur ormanlarında üretilen ve doğal aroma tadı ile ün yapan ‘Yenice ıhlamur balı' kokusuyla da dikkatleri üzerine çekiyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından acil olarak korunması gereken 100 sıcak noktadan biri olarak gösterilen ve Türkiye'nin en büyük blok ormanlarını içinde barındıran Yenice'de 297 çiftçi tarafından 22 bin kovanda ıhlamur balı üretimi yapılıyor. Yenice Kaymakamlığı öncülüğünde İl ve İlçe Tarım Müdürlüğü teknik personellerinin çalışmalarıyla, 5 yılın ardından ‘Yenice ıhlamur balı' coğrafi işaret almaya hak kazandı. 1456 sayı ile tescillenen ıhlamur balı yüksek kalitesi, aroma ve polen bakımından zengin özellikleriyle tüketiciler tarafından oldukça rağbet görüyor. İlçede 35 yılı aşkın bir süredir profesyonel olarak arıcılık yapan İsmet Karakırık, 5 yıllık uzun çalışmalar sonunda 'Yenice ıhlamur balı'nın kabul edilerek coğrafi işaretle tescillendiğini belirtti. Ihlamur balının aromasıyla, kokusuyla çok güzel bir bal olduğunu aktaran Karakırık, “Kahvaltılık balıdır. Kestane balı gibi değildir. Kestane balı da çok güzel baldır ama ilaç niyetinde bir baldır. Ihlamur balı kahvaltılık ve devamlı yenilebilecek baldır. Çoluk çocuğun gelişiminde, sağlığında, akciğer solunum yolunda ve çok büyük katkısı vardır" dedi. “Pazarda en çok değer gören çavuş uzümü” "Çoban çavuşu", "pembe çavuş" ve "misket çavuşu" gibi çeşitleri de bulunan ve ince kabuğu, az çekirdek sayısı, orta iri şekliyle dikkat çeken çavuş üzümü, Safranbolu Kaymakamlığı öncülüğünde İl ve İlçe Tarım Müdürlüğü teknik personelinin çalışmalarıyla coğrafi işaretle tescillendi. İlçede 15 yıldır üzüm yetiştiriciliği yapan Emine Özkan, 3 dönümden fazla bir alanda üretim yaptıklarını belirtti. Çavuş üzümünün diğer erkenci üzümlerden daha geç olgunlaştığını ifade eden Özkan, “Çavuş üzümünü diğerlerinden ayıran ince kabuklu, hoş kokulu olmasıdır. Safranbolu Yazıköy köyünde daha iyi yetişir. Bu yöreye ait olduğundan dolayı 1-2 yıl önce tescillendi” dedi. "Kestane balının şifasını keşfettik" Bartın'ın Amasra ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Reşat Arslan, arıcılıkla uğraşarak emeklilik hayatını sürdürüyor. Arslan, 1999 yılında emekli olduktan sonra kendini boşlukta hissettiğini belirterek, babasından kalan arılarla ilgilenmeye başladığını ifade etti. "Genç yaşta emekli oldum ve babamın bize emanet ettiği arılarla uğraşmaya devam ettim" diyen Arslan, Bartın kestane balının antioksidan özelliklerine dikkat çekti. Arslan, bu konuda birçok üniversitenin araştırmalar yaptığını ve halen çalışmaların sürdüğünü belirtti. En son Kastamonu Üniversitesi'nin bir çalışma başlattığını belirten Arslan, 2021 yılında Bartın Valiliği'nin önderliğinde BAKKA projesi kapsamında kestane balının analiz sonuçlarının yapıldığını ve çok iyi sonuçlar elde edildiğini vurguladı. "Kestane balı kahvaltılık olarak değil, ilaç amaçlı kullanılıyor. KOAH, akciğer hastalarına, romatizmal hastalıklara iyi geldiği söyleniyor. Yaranıza sürün, yara iyileşir" diyen Arslan, elde edilen olumlu sonuçlar sonrasında patent enstitüsüne müracaat ettiklerini ve işlemlerin devam ettiğini söyledi. Reşat Arslan, kestane balının şifalı etkilerinin daha fazla kişi tarafından bilinmesi ve kullanılmasını hedeflediğini belirterek, arıcılık çalışmalarını sürdüreceğini ifade etti. Bartın ağda tatlısı 150 yıldır üretiliyor Bartın'a özgü bir tatlı olan ve 150 yıldır üretilen 'Bartın ağda tatlısı'na Türk Patent Kurumunca coğrafi işaret tescil belgesi verildi. Çöven kökü, şeker, limon tuzu ve su kullanılarak üretilen beyaz renkli ve macun kıvamındaki ‘Bartın ağda tatlısı' için Bartın Belediyesinin Türk Patent Kurumuna gerçekleştirdiği coğrafi işaret tescil belgesi başvurusu onaylanarak, Bartın adına 2020 yılında tescillendi. Bartın'a özgü bir tatlı türü olan ağda tatlısının lezzeti çöven kökünden geliyor. Çöven kökü, su, şeker ve limon tuzu dışında hiçbir katkı maddesi ya da renklendirici kullanılmaksızın üretilen ağda tatlısı, lezzeti kadar doğallığıyla da dikkat çekiyor. Geçmişte ağda tatlısının yapımı ile uğraşan ve geçimlerini ağda tatlısı yapıp satarak kazanan ailelerin yaşadığı mahalle Ağdacı köyü olarak isimlendiriliyor. Köyde yaşayan ailelerden bazıları geçmişte olduğu gibi günümüzde de ağda tatlısı yapıp satarak geçimlerini sağlıyor. Bartın'ın Ağdacı köyünde yaşayan 52 yaşındaki Yaşar Bulut, eşinin babası ve dedesinden el aldığı ağda tatlısı üretimini 3'üncü kuşak olarak sürdürüyor.

Rus turistler Amasra’ya doyamıyor Haber

Rus turistler Amasra’ya doyamıyor

Fatih Sultan Mehmed Han’ın Trabzon seferine giderken gördüğü ve Çeşm-i Cihan (dünyanın göz bebeği) olarak nitelediği Bartın’ın Amasra ilçesi Rus turistlerin de en gözde turizm mekanları arasına girdi. Kruvaziyer ile 2022 yılının Ağustos ayında ilk kez tanışan Amasra’ya, son 23 ayda düzenlenen 43 gemi seferi ile toplam 49 bin 483 Rus turist giriş yaptı Çeşm-i Cihan Amasra ilçesine 2022 yılı Ağustos ayında seferlerine başlayan Astoria Grande gemisi, Rusya’dan Türkiye’ye 23 ayda gerçekleştirdiği 43 seferde toplam 49 bin 319 kişiyi ilçeye getirdi. Amasra’nın muhteşem doğasını beğenen Rus turistler, tarihi, gastronomisi, sessiz ve huzurlu yapısı nedeniyle ilçeye doyamadan ayrılıyor. Bazı Ruslar, tekrar tekrar bölgeye gelirken, bazıları da yeniden gelmek hedefiyle mutlu bir şekilde ilçeden ayrılıyor. 193 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindeki 11 katlı Astoria Grande ile Amasra’ya gelen yolcu sayısı katlanarak artıyor. Rekor üstüne rekor Gemide yapılan anketlerde en çok beğenilen durak ve turizm şirketlerinin sunduğu gezi paketlerinde en çok talep edilen yerler arasında yer alan Amasra’da bir önceki yılda kırılan turist sayısı rekorlarının 2024 yılında da kırılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yıl boyunca yapılması planlanan toplam 26 seferde 40 bin turistin Amasra’ya getirilmesi planlanırken, ilçeye gelen gemi sayısının da arttırılması için çalışmalar yürütülüyor. Bölgeye yabancı turistleri getiren gemi sayısının iki ve daha üstüne çıkartılması ile yolcu sayısının 60 bine çıkarılması planlanıyor. Ege ve Akdeniz sahilleri ile yarışacak Amasra, Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin yaz sezonda en çok tercih ettiği Ege ve Akdeniz sahillerine de kafa tutmaya hazırlanıyor. Bölgeye gelen Rus turistler, Amasra’nın muhteşem doğası ve doğal güzellikleri arasındaki plajlarını da keşfetti. Amasra’ya gelen Rus turistler, müthiş manzarada denizin, kumsalın ve güneşin de tadını çıkarıyor Yaz sezonunda seferler bu kez iptal edilmeyecek Son iki yılın yaz dönemlerinde Ege ve Akdeniz’e yönelik düzenlenen yoğun seferler nedeniyle Astoria Grande gemisinin Karadeniz turu iptal edilirken, ilk kez bu yıl Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında da Karadeniz turları sürecek. Her yıl iptal edilen Karadeniz seferleri, Rus turistlerin çok beğendiği ve ilgi gösterdiği Amasra durağı nedeniyle bu yıl kaldırılmayacak. İlk kez bu yıl iptal edilmeyecek seferlerin sayısı ise ayda 4 seferden 2'ye düşürülecek. Bahar mevsimlerinde hemen her hafta Amasra’ya gelebilen Rus turistler, Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları boyunca 15 günde bir düzenlenecek turlar ile ilçeye gelmeye devam edebilecek. Turist sayısı 50 bini buldu, hedef 60 bini aşmak Gemide yapılan anketlerde en çok beğenilen durak ve turizm şirketlerinin sunduğu gezi paketlerinde en çok talep edilen yerler arasında yer alan Amasra’da bir önceki yılda kırılan turist sayısı rekorlarının 2024 yılında da kırılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yıl boyunca yapılması planlanan toplam 26 seferde 30 binden fazla turist ilçeye getirilerek, yeni bir rekora imza atılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yaklaşık 2 yılda yapılan 43 seferde Amasra’ya getirilen yolcu sayısı toplamda, 49 bin 483’e ulaştı. Hem yolcu sayısının hem de yolcu taşıyan gemi sayısının da arttırılması için çalışmalar yürütülüyor. Gemi sayısının iki ve daha üstüne çıkartılması ile bir yılda kurvaziyer turizmi ile ilçeye gelen yabancı turist sayısının 60 bine çıkarılması planlanıyor. En büyük engel Rusya-Ukrayna savaşı Bölgeye gelen yabancı turist sayısını arttırma çabaları, yoğun bir şekilde sürerken yabancı turist sayısında yeni rekorlar kırılması ve turizmde patlama yaşanmasındaki en büyük engelin ise bitmeyen Rusya-Ukrayna savaşı gösteriliyor. Mayın tehlikesi nedeniyle durma noktasına gelen Karadeniz’deki kruvaziyer turizmi, halen düşük de olsa devan eden riske karşı yükselen yolcu sigortası pirim ücretleri nedeniyle beklenen patlamayı yapamıyor. Fransız, Amerikan ve İtalyan tur şirketlerinin Karadeniz seferlerine başlamak istedikleri fakat devam eden risk sonucu yükselen pirim ücretleri nedeniyle Karadeniz turu paketini satamadıkları belirtildi. Bu durumun ise en fazla Türkiye’nin turizmine darbe vurduğu öğrenilirken, Türkiye ile birlikte savaşın devam ettiği Rusya ve Ukrayna turizmini de önemli derecede etkilediği belirtiliyor Ciddi çalışmalar yapılıyor İlçenin kruvaziyer turizminde beklediği patlamayı yapabilmesi ve şehre gelen yabancı yolcu sayısının arttırılabilmesi için Amasra Kaymakamlığı ve Amasra Belediyesi tarafından ciddi çalışma ve görüşmeler yürütülüyor. En azından bir farklı geminin daha ilçeye gelebilmesi için proje çalışmaların sürdüğü belirtilirken, çalışmalarda da önemli bir yol kat edildiği kaydedildi. Kruvaziyer turizmde asıl Karadeniz patlamasının ise Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın sona ermesi ile yaşanacağı tahmin ediliyor Son seferde 832 yolcu Kruvaziyer turizminde Mayıs ayının son seferi gerçekleştiğini kaydeden Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, ''Mayıs ayının son seferi, toplamda 43. Sefer oldu. Bu ayın son seferinde Astroria Grande gemisi ile Rusya’dan 832 yolcu, 437 personel kentimize geldi. Güzel ve bir güneşli bir gündeyiz. Turistler, denizin de keyfini sürdüler. Amasra’nın tarihi, doğal güzellikleri ve gastronominin de tadını çıkardılar’’ dedi. Haziran ayının ilk seferi ile yolcu sayısının 50 bine ulaşacağını da kaydeden Çakır, ‘’Haziran ayı itibariyle 50 bini geçeceğini görüyoruz. Şuanda toplam ağırladığımız yolcu sayısı 49 bin 483’e ulaştı. Amasra turizmini esnafımız, belediyemiz ve bölgemiz için de önemli bir değer olarak görüyoruz. Artması içinde çalışmaya devam ediyoruz’’ diye konuştu.

Kruvaziyer ile Amasra'ya gelen Rus turist sayısı 20 ayda 4.9 kat arttı Haber

Kruvaziyer ile Amasra'ya gelen Rus turist sayısı 20 ayda 4.9 kat arttı

Kruvaziyer ile 2022 yılının Ağustos ayında ilk kez tanışan Bartın’ın Amasra ilçesine gelen turist sayısı 44 bin 319 kişiye ulaştı. 2022 yılında 9 bin 23 olan turist sayısı, 20 ayda 4.9 kat arttı. Bartın’ın Amasra ilçesine 2022 yılı Ağustos ayında seferlerine başlayan Astoria Grande gemisi, 20 ayda yaptığı 39 seferde 17 bin 43’ü personel, 27 bin 276'sı yolcu olmak üzere toplam 44 bin 319 kişiyi ilçeye getirdi. 193 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindeki 11 katlı Astoria Grande’nin Amasra’ya getirdiği yolcu sayısı katlanarak arttı. 2022 yılı Ağustos ayında başlayan ve yıl sonuna kadar gerçekleşen 9 seferde 3 bin 933 personel, 5 bin 90 yolcu olmak üzere toplam 9 bin 23 kişi getiren geminin 2023 yılında sefer sayısı 24’e çıkarken, yıl boyunca ilçeye getirdiği yolcu ve personel sayısı toplamda 27 bin 248’e ulaştı. Geçtiğimiz yıl taşıdığı yolcu ve personel sayısı bir önceki yıla göre 3 kat artan geminin toplamdaki yolcu sayısı ise ilk sefere başladığı 2022 yılına göre ise 4.9 kat arttı. Bu yılın ilk 4 ayında gerçekleşen 6 seferde 8 bin 48 turisti Amasra ilçesine getiren gemi, bu seferlerden 3’nü ocak ayında, 2’sini nisan ayında, birini de mayıs ayında gerçekleştirdi. Yolcu taşımacılığında 2023-2024 sezonunun son seferinde 17 Ocak’ta gerçekleştiren gemi, yaklaşık 75 günlük bakım ve onarımın ardından 4 Nisan’da 2024-2025 sezonun ilk seferini gerçekleştirdi. 60 bin yolcu hedefi Gemide yapılan anketlerde en çok beğenilen durak ve turizm şirketlerinin sunduğu gezi paketlerinde en çok talep edilen yerler arasında yer alan Amasra’da bir önceki yılda kırılan turist sayısı rekorlarının 2024 yılında da kırılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yıl boyunca yapılması planlanan toplam 26 seferde 40 bin turistin Amasra’ya getirilmesi planlanırken, ilçeye gelen gemi sayısının da arttırılması için çalışmalar yürütülüyor. Bölgeye yabancı turistleri getiren gemi sayısının iki ve daha üstüne çıkartılması ile yolcu sayısının 60 bine çıkarılması planlanıyor. Yolcu sayısı her yıl katlanarak arttı Bartın Belediye Başkanı Recai Çakır, kruvaziyer turizminde Amasra’nın ağırladığı turist sayısının artarak devam ettiğini kaydetti. 2024 yılında bölgeye yapılan sefer sayısını ve bölgeye gelen gemi sayısını arttırmak için çalışmalar yürüttüklerini hatırlatan Çakır, “Başladığı günlerde oldukça az olan yolcu sayısı giderek artıyor. Bugün 878 yolcu, 437 personelle Amasra'mızdalar. Bu sene için 26 sefer ve Karadeniz’de yine birinci olma hedefi ile liman işletme faaliyetimize devam ediyoruz. Sefer sayısının yanı sıra gemi sayısının artması için de tüm paydaşlarımızla çalışmaya devam ediyoruz” diye konuştu. 39. seferde 878 yolcu getirdi 39. seferini 1 Mayıs’ta gerçekleştiren gemi, son seferinde 878 yolcu ve 437 mürettebat ile Amasra Limanı’na yanaştı. Rusya’nın Soçi kentinden yola çıkan ve Karadeniz turu yapan geminin sabah saatlerinde geldiği Amasra ilçesinde yaklaşık 10 saat yolculuğa ara veren turistler, gün boyu Bartın ve Amasra ilçesinin doğal, tarihi ve turistik yerlerini gezme fırsatı buldu. Rus turistler sakin ve otantik buluyor Denizin ve doğanın keyfini çıkaran Rus turistler, ilk kez geldikleri Amasra’yı çok beğendiklerini ifade ettiler. Rus turistler, Amasra’nın doğası ve denizini muhteşem olarak değerlendirirken, ilçeyi sessiz, sakin ve otantik bulduklarını ifade ettiler. Rus turistler, ilçenin meşhur balığının yanı sıra bölge insanlarını da çok sevdiklerini kaydederek, tekrar gelmeyi düşündüklerini söylediler.

Amasra sokakları Ruslarla doldu Haber

Amasra sokakları Ruslarla doldu

Rusya'nın Soçi kentinden kalkan "Astoria Grande" adlı kruvaziyer gemi 898 yolcu 438 personeli Bartın'ın Amasra Limanı'na ulaştı. Bartın'ın doğal güzellikleriyle ünlü turizm kenti Amasra ilçesine, 898 yolcu ve 438 kişilik mürettebatıyla gelen, 193 metre uzunluğundaki ve 30 metre genişliğindeki 11 katlı Astoria Grande gemisi, bölgeye Nisan ayının son seferini gerçekleştirdi. Amasra'nın tarihi sokaklarını dolduran turistler, güneşin ve denizin keyfini çıkardı. Sabah saat 08.00 sıralarında ilçeye gelen Rus turistler, rehberler eşliğinde Amasra Müzesi, Çekiciler Çarşısı, Büyük Liman, Amasra Kalesi ve Kemere Köprüsü gibi tarihi ve kültürel yerleri gezdi. Akşam saat 17:00 sıralarında gemiye dönen Rus turistler, Amasra'yı ve Türkiye'den çok etkilendiklerini belirterek, tekrar gezmeye geleceklerini ifade etti. Bartın Belediye Başkanı Recai Çakır ise, Rus turistleri taşıyan Astoria Grande gemisinin bu ayki son seferini gerçekleştirdiğini hatırlatarak, önümüzdeki ayda geminin her hafta Amasra'ya seferi olacağını kaydetti. Çakır, "Astoria Grande gemisi bayram sonrası tekrar ilçemize geldi. Nisan ayının son seferi 898 yolcu, 438 personel ile geldi. Amasra turizmini hareketlendiren ve Astoria Grande gemisinin yolcularını da mutlu eden bir sefer daha gerçekleştirildi. Mayıs ayı içerisinde de bir aksilik olmazsa her hafta gemi ile Amasra halkının buluşması sürecek" diye konuştu. Akşam saat 18.00 sıralarında hareket eden dev gemi, Amasra Limanı'ndan sahil güvenlik botu ve römorkör eşliğinde ayrıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.