Hava Durumu

#Belçika

TOURISMJOURNAL - Belçika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Belçika haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Lufthansa Grubu, 2025 Yaz Sezonu İçin Yeni Uçuşlar Duyurdu Haber

Lufthansa Grubu, 2025 Yaz Sezonu İçin Yeni Uçuşlar Duyurdu

Lufthansa Grubu, 2025 yaz sezonu için genişletilmiş uçuş programını duyurdu. Lufthansa, Discover Airlines, Austrian Airlines, Swiss International Air Lines ve Edelweiss, Avrupa ve uluslararası destinasyonlarda yeni uçuşlar başlatacak. Grubun yaz uçuşları, rezervasyona açılmak üzere hazır durumda bulunuyor. FRANKFURT VE MÜNİH'TEN YENİ UÇUŞLAR Lufthansa, Frankfurt’tan Polonya'nın Bydgoszcz kentine yeni bir hat eklerken, Discover Airlines, Frankfurt’tan Norveç’in Ålesund kentine uçuşlar başlatacak. Münih çıkışlı yeni rotalar arasında Namibya’nın Windhoek, Kanada’nın Calgary, ABD’nin Orlando ve Norveç’in Bodø şehirleri yer alacak. AUSTRIAN AIRLINES VE SWISS’İN YENİ ROTALARI Austrian Airlines, Viyana’dan yaz boyunca İskoçya’nın Edinburgh, Almanya’nın Sylt, Bulgaristan’ın Burgaz ve Norveç’in Harstad-Narvik destinasyonlarına yeni uçuşlar düzenleyecek. Swiss International Air Lines ise Zürih’ten Sırbistan’ın Niš, Fransa’nın Montpellier ve Almanya’nın Heringsdorf şehirlerine uçuşlar ekleyecek. EDELWEISS, FARKLI ROTALAR SUNACAK Edelweiss, Zürih’ten Kanada’nın Halifax, ABD’nin Seattle, Fransa’nın Calvi ve Portekiz/Azores’teki Terceira’ya uçuşlar başlatacak. Lufthansa Grubu, Almanya, İsviçre, Avusturya ve Belçika’daki hub’ları aracılığıyla haftalık 12.000’den fazla uçuşla 100’den fazla ülkeye, 300’den fazla destinasyona hizmet verecek. Grubun bu genişletilmiş uçuş programı, yolculara daha fazla esneklik ve seyahat alternatifi sunarak tatil ve iş seyahatlerinde cazip fırsatlar yaratıyor. Lufthansa Grubu, bu yeni programla 2025 yaz sezonunda güçlü bir hava ulaşım ağı kurmayı ve yolcularına daha fazla destinasyon seçeneği sunmayı hedefliyor.

2024 Billie Jean King ve Davis Cup Junior Kupaları Sahibini Buldu Haber

2024 Billie Jean King ve Davis Cup Junior Kupaları Sahibini Buldu

2024 Billie Jean King Cup Junior Gainbridge Finalleri ve 2024 Davis Cup Junior Finalleri, 11-16 Kasım 2024 tarihleri arasında Antalya’daki Megasaray Tenis Akademi’de düzenlendi.   Uluslararası Tenis Federasyonu’nun (ITF) genç tenisçiler için en prestijli organizasyonu olan bu etkinlikte, 25 ülkeden 32 takım mücadele etti. Organizasyon, ülkelerin Asya/Okyanusya, Avrupa, Afrika, Güney Amerika ve Kuzey/Orta Amerika ile Karayipler bölgelerinde düzenlenen eleme turlarının ardından yarışmanın zirvesi olarak gerçekleştirildi.   16 yaş kategorisindeki sporcuların yarıştığı turnuvada, şampiyonluk kupaları sahiplerini buldu. Hem Billie Jean King Cup Junior Gainbridge hem de Davis Cup Junior şampiyonu Amerika Birleşik Devletleri oldu. İkincilik kürsüsüne iki kategoride de Romanya çıktı. Billie Jean King Cup Junior’da üçüncülüğü Çekya elde ederken, Davis Cup Junior’da Japonya ve Almanya üçüncülüğü paylaştı.   Türkiye’yi temsil eden milli takımlarımız organizasyona wild card ile katıldı. Billie Jean King Cup Junior takımımız dokuzuncu, Davis Cup Junior takımımız ise on birinci sırada yer aldı.   Turnuvada dereceye giren takımlara madalyalarını Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Şafak Müderrisgil, Serik Kaymakamı Dr. Cemal Şahin, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Türkiye Tenis Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeleri İpek Soylu Şemin ve İsmail Hakkı Kurt, Şahinler Holding Yönetim Kurulu Üyeleri Deniz Şahin ve Barış Şahin ile Uluslararası Tenis Federasyonu Junior ve Masters Tenisi Yöneticisi Matt Byford takdim etti.   Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Şafak Müderrisgil, turnuvayla ilgili açıklamasında, dünyanın en yetenekli genç sporcularını ve takımlarını ağırlamanın onurunu yaşadıklarını belirtti. Müderrisgil, "Bu olağanüstü etkinlik, 25 ülkeden 32 takımın bir araya gelerek eşsiz bir rekabet ve tenis ruhunu sergilediği bir buluşmaya sahne oldu. ITF’in gururlu bir ortağı olarak, genç sporcuların gelişimi açısından büyük önem taşıyan Billie Jean King Cup Junior Gainbridge ve Davis Cup Junior Finalleri’ne ev sahipliği yapmak bizim için büyük bir onurdu" dedi.   Türkiye Tenis Federasyonu’nun teniste mükemmeliyeti teşvik etme kararlılığına dikkat çeken Müderrisgil, "Yıl boyunca düzenleyeceğimiz Junior turnuva ile dünya çapındaki sporcuların en iyi koşullarda yarışmasını ve gelişimlerini destekleyen bir ortamda bulunmalarını sağlamaya devam edeceğiz. Her yıl Türkiye’de ağırladığımız binlerce sporcuyu, burada geçirdikleri zamanlardan güzel anılarla ülkelerine uğurlamak bizler için büyük bir gurur kaynağıdır" ifadelerini kullandı. Antalya’nın üstün tenis tesisleriyle dünya çapında bir merkez haline geldiğini belirten Müderrisgil, "Bu değerli organizasyonun başarısına katkılarından dolayı ITF temsilcilerine, ev sahibi Megasaray’a ve tüm turnuva ekibine içten teşekkürlerimi sunuyorum. Bu olağanüstü haftadan unutulmaz anılarla ayrılacağınızı umuyorum. Turnuvaya katılan tüm sporcuları içtenlikle tebrik ederim; kararlılığınız ve yeteneğiniz hepimize ilham veriyor" dedi.  

Brugge: Zamanda Yolculuk Yapın ve Ortaçağın Büyüsüne Kapılın Haber

Brugge: Zamanda Yolculuk Yapın ve Ortaçağın Büyüsüne Kapılın

"Kuzeyin Venedik'i" olarak da bilinen Brugge, dar kanalları, gotik kiliseleri ve tarihi pazarlarıyla bir açık hava müzesini andırırken, her köşesinde bir masalın içindeymiş gibi hissettiriyor. Brugge'un tarihi, 12. yüzyıla kadar uzanıyor ve bu dönemde Avrupa'nın en zengin ticaret merkezlerinden biri haline gelmiş. Şehrin zenginliği, günümüzde bile görkemli gotik ve renesans tarzındaki binalarında yansıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan eski şehir bölgesi, Ortaçağ dönemine ait mimari özellikleriyle büyülerken, taş döşeli sokakları ve gizemli ara sokaklarıyla keşfedilmeyi bekliyor. Brugge'un en ikonik yapıları arasında, 13. yüzyıldan kalma Belfry ve Halle yer alır. Belfry, şehrin sembolü haline gelmiş olan 83 metre yüksekliğindeki kule, muhteşem panoramik manzarasıyla ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunuyor. Halle ise, Ortaçağ döneminden kalan ve günümüzde pazar yeri olarak kullanılan tarihi bir yapı. Şehirde dolaşırken, gizemli kanallar boyunca yapılan bot gezileri unutulmaz anılar bırakıyor. Brugge'un su yolları, tarihî köprüler ve eski binalarla çevrili olarak, ziyaretçilere romantik bir yolculuk sunuyor ve şehrin benzersiz atmosferini keşfetmelerine olanak tanıyor. Brugge sadece tarihi mimarisiyle değil, aynı zamanda zengin kültürel mirasıyla da dikkat çekiyor. Şehir, dünya çapında üne sahip çikolata ve dantel atölyeleriyle tanınırken, lezzetli Belçika biralarının tadını çıkarmak da unutulmaz bir deneyim sunuyor. Ayrıca her yıl düzenlenen çeşitli festivaller ve etkinlikler, Brugge'un canlı kültürel yaşamını ve zengin mirasını kutlamak için mükemmel bir fırsat sunuyor. Brugge, zamanda yolculuk yapmak isteyenler için bir cennet. Her köşesinde bir hikaye gizlenen bu büyülü şehir, Ortaçağın büyüsünü modern dünyayla buluşturarak, ziyaretçilerini kendine hayran bırakmaya devam ediyor.

Brüksel'in "altın renkli açık hava müzesi": Grand Place meydanı Haber

Brüksel'in "altın renkli açık hava müzesi": Grand Place meydanı

Belçika'nın başkenti Brüksel'in tarihi ve turistik merkezi Grand Place, Karl Marx, Victor Hugo gibi ünlü isimlerin eserlerini yazdığı evleri barındırması ve farklı mimarı tarzlarla donandığı tarihi binalarla dünyanın en güzel meydanlarından biri olarak biliniyor. Anadolu Ajansının "Avrupa'nın ilgi çekici yapıları, şehirleri, tematik şehirleri, sembolleri" dosya haberleri çerçevesinde, "dünyanın en güzel meydanları" listelerinde ilk sıralarda yer alan, Avrupa'nın merkezi konumundaki Brüksel'in eski şehrinin merkezi, Grand Place (Flamanca Grote Markt) ele alınıyor. Avrupa'da turistler için en ilgi çekici yerlerin başında kentin tarihi merkezinin bulunduğu "eski şehir"ler (old town) geliyor. Gelişmiş şehirlerin ortasında, tarihi dokunun yüzyıllardır korunduğu bu alanlar mimarisiyle göz dolduruyor. "Dünyanın en güzel meydanları" listelerinde ilk sıralardaki Grand Place'a ulaşmak için geçilen dar, ara sokaklardan göze çarpan ilk manzara, zaman yolculuğuna çıkıldığı hissini uyandırıyor. Yan yana dizili, altın işlemeli büyüleyici binaların çevrelediği, trafiğe kapalı, Arnavut kaldırımlı 15 bin metrekarelik meydan, açık hava müzesini andırıyor. Barok, Gotik ve 17. yüzyıl Fransız mimarisinin izlerini taşıyan meydanın 360 derecelik manzarasında her bakışta ayrı bir güzellik göze çarpıyor. Ön cephelerinde 1600'lerde inşa edildiği yazan, sayısız heykeli barındıran binalar, Brüksel'in Avrupa'nın sanayi merkezlerinden biri olduğu, ihtişamlı dönemini yansıtıyor. Tarihi 12. yüzyıla dayanıyor Başkent Brüksel Hükümeti'nin turizm ajansı Visit.Brussels'ın Basın Sözcüsü Jeroen Roppe, AA muhabirine, meydanın tarihinin 12. yüzyıla dayandığını, gıda pazarı olarak inşa edildiğini ve bu nedenle isminin "büyük pazar" anlamına geldiğini söyledi. Roppe, zaman içinde Brüksel'de ticareti kontrol eden güçlü loncaların merkezlerinin ve bazı şahıslara ait evlerin inşa edildiğini anlatarak, meydanın 1695'te Fransa Kralı 14. Louis'in birlikleri tarafından bombalandığını ve daha sonra neredeyse tamamen yeniden inşa edildiğini belirtti. Grand Place'ın mevcut görünümünü 19. yüzyıldan aldığını, 1998'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdiğini kaydeden Roppe, meydanı günde 30 bin civarı kişinin ziyaret ettiğini bildirdi. Marx'ın Manifesto'sunun, Victor Hugo'nun birçok eserinin ilham kaynağı Grand Place'taki Turizm Ofisi'nden alınan bilgiye göre, 1845-1848 yıllarında Brüksel'de yaşayan Alman düşünür Karl Marx, zamanının çoğunu Grand Place'taki La Maison du Cygne (Kuğu Evi) isimli 10 numaralı binada geçirdi. Yakın arkadaşı Friedrich Engels ile burada sık sık buluşan Marx'ın 1848'de yayınladığı Komünist Manifesto'nun Kuğu Evi'ndeki toplantılarda yazıldığına inanılıyor. Halihazırda restoran olarak hizmet veren Kuğu Evi'nin kapısında "Marx'ın evi" olduğuna dair ibare bulunuyor. Binanın ikinci katında ise altın harflerle, restore edildiği yıl olan "1698" yazıyor. Grand Place'taki 26 numaralı Maison du Pigeon (Güvercin Evi) ise 1852 yılında Fransız yazar Victor Hugo'yu ağırlamasıyla anılıyor. Hugo'nun Napolyon Bonapart'ı eleştirdiği "Napoleon le petit" (Küçük Napolyon) isimli eserini burada yazdığı biliniyor. Güvercin Evi, Belçika'nın dünyaca ünlü çikolata markası Neuhaus'un şubesi olarak hizmet veriyor. Duvarında "Hugo'nun evi" olduğuna dair bir ibare bulunuyor. Dikkati çeken detaylar Halen Brüksel Belediyesi olarak kullanılan, Grand Place'ın en görkemli binası Town Hall, simetrik olmayan yapısıyla dikkati çekiyor. Asimetrikliğinin nedeni olarak yapımının, 1402-1455 yıllarında farklı aşamalarda tamamlanması gösterilse de mimarının, hatasını anladığında binadan atlayarak intihar ettiğine dair efsane dolaşıyor. Belediye Binası, yaklaşık 100 metre uzunluğundaki çan kulesiyle kentin hemen her yerinden görünüyor. Belediye binasının tam karşısında ise halihazırda Brüksel Şehir Müzesi olan, ancak 13. yüzyılda yapıldığında ekmek satılan, bu nedenle Broodhuis (Ekmek Evi) olarak anılan gotik tarzdaki bina yer alıyor. Bina, dönemin kralı tarafından saray olarak kullanıldığı için "Maison du Roi" (Kralın Evi) olarak da biliniyor. Grand Place'taki binaların ön cephelerinde yer alan heykellerden, dikkati en çok 1744-1780 yıllarında Avusturya Hollandası'nın hükümdarı olan Lorraine Dükü 5. Charles'ın atının üzerindeyken selam verdiği ihtişamlı altın heykel çekiyor. "Dünyanın en güzel meydanı olduğunu düşünüyorum" Grand Place, ziyaretçi ağırlamaya sabah saatlerinden itibaren başlıyor. Almanya'da yaşayan Rus turist Olga Odaonova, meydanı gezdiği sırada yaptığı açıklamada, "Meydanın harika manzarası var. Başka Avrupa şehirlerine de gittim. Buraya da Paris'ten geldim ama burası çok farklı. Dünyanın en güzel meydanı olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda en büyük meydanlarından da olabilir. Burayı tekrar ziyaret etmeliyim." diye konuştu. İngiltere'de yaşayan Pakistan asıllı Qurrat Khan, "Meydandaki her şeyden çok etkilendim. Binaların mimarisi harika. Buraya ilk gelişim değil. Ama her geldiğimde çok fazla kalabalık görüyorum." dedi. İtalyan Andrea di Fiore, "Meydan hem sabah hem akşam ışığında çok güzel. Özellikle sabah erken saatte geldiğimizde Brüksel havasını daha iyi teneffüs edebildik." ifadelerini kullandı. Güney Koreli lise öğrencisi Yumin Noh, yurt dışındaki ilk deneyimi olduğunu, bir turist rehberi eşliğinde meydanı gezdiğini ve mimarisinden çok etkilendiğini söyledi. Belçikalı Manuel Valente de yalnızca turistlerin değil, kendisi gibi Brüksel'in yerlilerinin de meydanı sık sık ziyaret ettiğini belirterek, şunları aktardı: "Grand Place, öncelikle gözlerime hitap ediyor. Dünyadaki en güzel yerlerden biri. Belçika'nın turizmi için bir değer. Şehir merkezine her indiğimde buraya uğramadan geçemem. Ayrıca benim için özel bir anlamı da var. Eşime Grand Place'ta evlenme teklifi etmiştim." En gözde restoranlar, kafeler ve çikolatacıların merkezi Grand Place, meşhur Belçika çikolatasının önde gelen markalarına, şık restoranlara ve kafelere ev sahipliği yapıyor. Meydanda sık sık kültürel aktiviteler, festivaller düzenleniyor. Özellikle meydanın çiçeklerden yapılan halıyla kaplandığı, iki yılda bir yapılan etkinlik, dünya çapında ilgi görüyor. Grand Place 2014'te Türklerin Belçika'ya göçünün 50'nci yılı anısına Türk halısına bezenmişti. Mayıs 2022'de meydanda Türk halk oyunları sergilenmiş, çok sayıda Türk ve yabancı seyirci coşkuyla eşlik etmişti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.