Hava Durumu

#Bitlis

TOURISMJOURNAL - Bitlis haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bitlis haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bitlis'te Buz Gibi Kışın Ortasında Kaplıca Keyfi Haber

Bitlis'te Buz Gibi Kışın Ortasında Kaplıca Keyfi

BİTLİS (İHA) - Bitlis’in Güroymak ilçesindeki Budaklı köyü kaplıcaları, kış mevsiminde karla kaplı doğa manzarası eşliğinde sıcak su keyfi sunarak ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Doğal termal su kaynağı olan bu kaplıcalar, 40 dereceyi bulan su sıcaklığıyla bölge halkının ve çevre illerden gelenlerin vazgeçilmez adresi haline geldi. Budaklı köyü, ilçe merkezine sadece 7 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve yıl boyunca şifalı suyu ile misafirlerini ağırlıyor. Özellikle kış aylarında hava sıcaklığının eksi 15-20 derecelere kadar düştüğü günlerde dahi kaplıca yoğun bir ilgi görüyor. Ziyaretçiler, sıcak suyun dinlendirici etkisinin keyfini çıkarırken, çevresini saran karla kaplı dağların huzur veren manzarasını izleyebiliyor. Termal suyun doğal jakuzi etkisi sayesinde bölge sakinleri ve ziyaretçiler, hem sağlık hem de eğlence dolu bir deneyim yaşıyor. Kış mevsiminde buraya gelenler, yanında getirdikleri elma, portakal, nar gibi meyveleri kaplıca keyfiyle birleştirerek adeta piknik havasında vakit geçiriyorlar. İki yıldır düzenli olarak kaplıcayı ziyaret ettiğini belirten Veysel Tüzün, kış mevsiminde sıcak suyun tadını çıkarmanın büyük bir nimet olduğunu söyleyerek, "Dışarısı buz gibi ancak kaplıcanın içi sıcacık. Dışarda beyaz kar örtüsü var. Ama biz burada bu mevsimde yüzme keyfi yaşayabiliyoruz. Bu büyük bir nimet. Herkese tavsiye ediyorum" ifadelerini kullandı. Kaplıcayı arkadaşlarıyla birlikte ziyaret eden Mehmet Okay da, sıcak suyun ve kar manzarasının birleştiği bu ortamın eşsiz bir deneyim sunduğunu vurguladı. Kaplıcalarda geçirilen zamanın sadece keyifli değil, aynı zamanda sağlık açısından da faydalı olduğunu belirtti. Budaklı Kaplıcaları, romatizma, kas ve eklem ağrıları gibi rahatsızlıkları hafifletici etkileriyle sağlık turizmi açısından da önemli bir yere sahip. Karla kaplı dağların arasında adeta bir sıcaklık cenneti olan kaplıcalar, hem eğlenmek hem de şifa bulmak isteyenleri ağırlamaya devam ediyor.

Bitlis’in Yaşayan İnsan Hazinesi: Baston Ustası Cumali Birol Haber

Bitlis’in Yaşayan İnsan Hazinesi: Baston Ustası Cumali Birol

BİTLİS (İHA) - Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde, üçüncü kuşak baston ustası olarak mesleğini sürdüren Cumali Birol, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödülü aldı. SANATA HAYAT VEREN USTA Cumali Birol, sabahın erken saatlerinde başladığı çalışmalarında, yaşlı ve verimden düşmüş ceviz ağaçlarını işleyerek baston yapımında kullanıyor. Manda, sığır ve koç boynuzundan elde ettiği materyallerle bastonlarına şekil veren Birol, eserlerini zümrüt, yakut, sedef ve ebruli taşlarla süsleyip Osmanlı tuğrası ve ay yıldız gibi motiflerle bezeyerek sanata dönüştürüyor. Atölyesinde hummalı bir şekilde çalışırken, aynı zamanda Bitlis yöresine ait türküler söyleyerek geçmişi yaşatıyor. ULUSLARARASI TANITIMDA ÖNCÜ El emeği bastonlarını yurt içi ve yurt dışındaki organizasyonlarda sergileyen Birol, sadece mesleğini değil, aynı zamanda Bitlis’in kültürel mirasını da tanıtıyor. Bu çalışmalarıyla bölgenin turizm ve kültürel tanıtımına önemli katkılar sağlıyor. CUMHURBAŞKANINDAN ANLAMLI ÖDÜL Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden ödül alan Birol, mesleğini severek yaptığını ifade ederek, "‘Yaşayan İnsan Hazinesi' ödül töreni Ankara'ya çağrıldım. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından bu ödüle layık görüldüğüm için kendisine şükranlarımı sunarım" dedi.

Van Gölü’nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit tespit edildi Haber

Van Gölü’nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit tespit edildi

Türkiye'nin en büyük gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü'nde şu ana kadarki en büyük mikrobiyalit keşfedildi. Daha önce 18 metre civarında dünyanın en büyük mikrobiyalitinin tespit edildiği Van Gölü'nün Bitlis'in Adilcevaz kısmında yeni bir keşfe imza atılarak, 34 metre 60 santimetre boyunda mikrobiyalit bulundu. Van Gölü Havzası'nda, sportif dalışlar neticesinde yapı ve şekil bakımından farklı yeni mikrobiyalitler tespit edildi. Adilcevaz Yukarı Deniz Derneği Başkanı Cumali Birol, sportif dalışlar neticesinde üst çapı 15 metre olan ve palmiye ağacına benzeyen mikrobiyaliti keşfettiklerini belirtti. Birol, “Van Gölü Havzası'nda bugüne kadar bulduğumuz en büyük mikrobiyaliti görüntüledik. 1993 yılında ağ parçasının takılmasıyla başlayan bu serüven Adilcevaz açıklarında yaklaşık 34 metre 6 santimetre bir mikrobiyalite denk geldik. Üst çapı yaklaşık 15 metre çapında olan bu mikrobiyalit bugüne kadar bulduğumuz en yükseğidir. Bu mikrobiyalitlerin turizme açılması, jeosit alanı ile ilgili yapmış olduğumuz çalışmalar devam etmektedir. Mikrobiyalitlerin jeosit alanı ile ilgili çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığından beklemekteyiz. Dolayısıyla Adilcevaz'daki Van Gölü Havzası'nda mikrobiyalitlerin turizme kazandırılması noktasındaki çalışmalarımız devam etmektedir. Dalış okulumuz şu anda bu konudaki çalışmalarına devam ediyor. Netice itibari ile sportif dalışta bulmuş olduğumuz mikrobiyalitler, Van Gölü Havzası'na bir nebzede olsa ışık tutacağına inanıyorum” diye konuştu. Buldukları mikrobiyalitleri palmiye ve sedir ağacına benzettiklerini sözlerine ekleyen Birol, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu bulduğumuz mikrobiyalit cinsi asıl mikrobiyalit tufa değil. Mikrobiyalitler bazen palmiye, bazen sedir ağacına, bazen de ejderha kafasına benzer. Eşsiz güzelliğiyle dalış severleri Van Gölü'ne bekliyoruz. Bu noktada yapmış olduğumuz çalışmaların tümü ilçemiz ve ilimiz içindir. Van Gölü Havzası'nda yapmış olduğumuz çalışmalar ortada zaten. Bununla ilgili çalışmalarımız ileri ki dönemlerde sürecek. Bulduğumuz bu en büyük mikrobiyaliti kayıt altına aldık. İleriki günlerde daha farklı mikrobiyalit cinsine rastlayacağımıza eminim.”

Türkiye’deki 430 kelebek türünden 230’u Van Gölü Havzası’nda uçuyor Haber

Türkiye’deki 430 kelebek türünden 230’u Van Gölü Havzası’nda uçuyor

Zengin florası, yüksek rakımı ve eşsiz doğasıyla çok sayıda canlıya ev sahipliği yapan Van Gölü Havzası, Türkiye’de yaşayan kelebek türlerinin yarısından fazlasına ev sahipliği yapıyor. Türkiye'de tespit edilen 400’den fazla kelebek türünden 230'unu bünyesinde barındıran Van Gölü Havzası, endemik türlerle doğaseverlerin ilgi odağı oluyor. Van ve Bitlis’teki doğa fotoğrafçıları ile kelebek gözlemcileri de her yıl nisan ayı başından eylül ayı sonuna kadar olan 6 aylık zaman diliminde farklı dönemlerde ortaya çıkan endemik kelebek türlerini kayıt altına alıyor. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğretim Görevlisi ve kelebek gözlemcisi Oktay Subaşı, Doğu Anadolu Bölgesi'nde kelebeklerin tür olarak yoğun yaşadığı yerlerden birinin Van Gölü Havzası olduğunu söyledi. Oktay Subaşı; el değmemiş doğası, yüksek dağları, sulak alanları, çayır ve meraları, zengin bitki örtüsü, zirai ilaçlamanın diğer bölgelere göre daha az yapılması gibi faktörlerin Van Gölü Havzası’ndaki popülasyon ve tür çeşitliliğinin zenginliğinde önemli etmen olduğunu söyledi. 23 yıldır Van Gölü Havzası’nın kelebek türlerini fotoğrafladığını belirten Subaşı, özellikle “Romanov Gelinciği”, “Step Fistosu”, “Işgın Zümrütü” ve “Zegris” gibi endemik ve değerli kelebek türlerinin Bitlis bölgesinde, “Rosenin Çokgözlüsü”, “Şehzade”, “İran Ateşi”, “Çok gözlü Van Esmeri” gibi kelebek türlerinin de özellikle Van ve çevresinde yaşadığını ifade etti. Subaşı, “Bitlis ve Van illeri, Van Gölü Havzası kelebek türleri açısından oldukça büyük zenginliğe sahip. Türkiye’deki toplam tür sayısı 430 civarında. Van Gölü Havzası’nda ise Bitlis ve Van illerinde bu türlerin 230’a yakını görülmekte ve uçmaktadırlar. Ayrıca Van Gölü Havzası’nın bir başka özelliği de bu bölgede uçan türlerin büyük bölümü birçok özel türe ev sahipliği yapmaktadır. Van Gölü Havzası’nda uçan kelebeklerin büyük kısmı Türkiye’nin başka bölgelerinde pek görülebilen türler değil. Bunlar mesela Van’ın Çatak ilçesinde uçan “Şehzade kelebeği”, bunun dışında yine Bitlis ve Van’da gözlemlenebilen “Romanov Gelinciği” kelebeği, “Işgın Zümrütü” kelebeği, “Çokgözlü Van Esmeri”, “İran Çokgözlüsü” ve “İran Ateşi” gibi birçok farklı kelebek türü sadece Van ve Bitlis görülebilmektedir” dedi.

Selçuklu Mezarlığında hafta sonu yoğunluğu Haber

Selçuklu Mezarlığında hafta sonu yoğunluğu

Ahlat ilçesinin İkikubbe Mahallesi’nde 8 bin 200 mezarı bünyesinde barındıran 210 dönümlük dünyanın en büyük Türk İslam Mezarlığını son 6 ayda 200 binden fazla kişi ziyaret etti. Sanat eseri özelliği taşıyan ve üzerlerindeki kabartmalar, motifler, oymalar, kitabeler ve yazılarla tarihe ışık tutan abidevi mezar taşları, ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. “Türklerin Anadolu'ya girişinin kapısı" ile "Anadolu'nun tapusu" olarak nitelendirilen ve “Sakin Şehir" unvanına sahip Ahlat'a gelen ziyaretçiler, İslam tarihinin en önemli miraslarından Selçuklu Meydan Mezarlığını da gezme fırsatı buldu. İl dışından Bitlis'e gelen misafirlerini Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığına getiren Şahin Şerefoğlu, “Ben Ahlat'taki Türk İslam Mezarlığını ziyaret etmek için arkadaşlarımla buraya geldik. Burası çok büyük bir İslam Mezarlığı. Burası dünyanın en büyük İslam Mezarlığı olması sebebiyle inanılmaz bir talep ve turist akını var. Bizde merak eden arkadaşlarımızla birlikte geldik gördük iyi ki de gelmişiz. Ülkemizde ve Ahlat'ımızda böyle bir tarihi eserin bulunması bizim için büyük bir şanstır. Herkesin gelip burayı görmesini tavsiye ediyorum” dedi. Diyarbakır'dan günü birlik olarak Bitlis'e gezmeye gelen Yılmaz Şahin ise “Türk kültürünü dünyaya tanıtan ve bundan sonraki kuşaklara aktarmak adına yapılmış çok güzel bir projedir. Herkesin gelip görmesi, kültürümüzü ve tarihimizi tanıması adına iyi bir projedir. Herkesin gelip görmesini tavsiye ediyoruz. Buranın bu hale getirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Mezar taşlarını görünce tarihimiz aklımıza geliyor. Zamanında ecdadımız buraya gelmiş, buraya yerleşmiş ve bugün ki medeniyetimizin temellerini burada atmışlar” diye konuştu.

Bitlis Nemrut'tan Adıyaman Nemrut'a bisiklet turu sona erdi Haber

Bitlis Nemrut'tan Adıyaman Nemrut'a bisiklet turu sona erdi

Van Gölü Aktivistleri Derneği tarafından Bitlis'in Tatvan ilçesi sınırları içinde bulunan Nemrut Krater Gölü’nde başlayan bisiklet turu Adıyaman Nemrut'ta son buldu. “Yeryüzü Cenneti Bitlis Nemrut Krater Gölü'nden Tarihi Adıyaman Nemrut'a Pedallıyoruz 2. Bisiklet Festivali”, Adıyaman'daki tarihi Nemrut Dağı'nda son buldu. Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu tarafından Nemrut Krater Gölü kıyısında startı verilen festivale katılan sporcular, Bitlis'teki tarihi ve doğal güzellikleri dolaştıktan sonra Batman'a gitti. Van Gölü Aktivistleri Derneği tarafından organize edilen festival kapsamında Batman ve Diyarbakır'daki tarihi ve doğal güzellikler ziyaret edildi. 1147 yılında Artuklular döneminde inşa edilmiş tarihi Malabadi Köprüsü ile Batman Çayı'nı geçen katılımcılar, daha sonra UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki tarihi Diyarbakır Kalesi surlar ile miras alanının parçası olan Dicle Nehri üzerindeki On Gözlü Köprü'de halay çekti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin boğaz köprüsü olarak nitelendirilen Türkiye'nin en uzun üçüncü asma köprüsü Nissibi Köprüsü'nde pedal çeviren sporcular, Fırat Nehri kıyısında mola verdikten sonra Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan 2 bin 206 metre yükseklikteki Nemrut Dağı'na çıktılar. Nemrut Dağı'nda açıklama yapan Van Gölü Aktivistleri Derneği Genel Başkanı Erdoğan Özel, “Yeryüzü Cenneti Bitlis Nemrut Krater Gölü'nden Tarihi Adıyaman Nemrut'a Pedallıyoruz 2. Bisiklet Festivali'nde şu anda finaldeyiz. Amacımız, iki Nemrut arasında bir yol oluşturmaktır. Özellikle tarihine, doğasına ve kültürüne dikkat çeken bir kültür yolu oluşturmak amacıyla bu yıl ikincisini düzenlediğimiz bu projemizi gerçekleştirdik. Geleneksel hale getirdiğimiz bu etkinliğe her yıl katılım artıyor. Yurt içinden ve yurt dışından 70 kişilik bir sporcu kafilesiyle şu an Adıyaman'daki tarihi Nemrut Dağı'ndayız. Bitlis'teki doğal güzelliğe sahip Nemrut Kalderası'ndan çıktık ve Ahlat ile Adilcevaz'daki tarihi yerleri dolaştık. 8 gün süren bisiklet turu kapsamında Bitlis'teki tarihi yerleri gezdik. Sonra Batman'daki tarihi yerleri ziyaret ettik ve Malabadi Köprüsü'ne gittik. Daha sonra Diyarbakır'daki On Gözlü Köprü, Ulu Cami, 4 Ayaklı Minare, surlar ve diğer tarihi yerleri dolaştık. Ardından Fırat Nehri'nin güzelliğine şahitlik ederek Nissibi Köprüsü'nde geçtik ve Nemrut'a geldik. Gerçekten tarihi ve doğal güzelliklerin yer aldığı harika bir parkur oldu. Bitlis Valiliği himayesinde bu projemizi gerçekleştirdik ve projemize belediyeler ile diğer kurumlar destek verdi. Bitlis Valiliği başta olmak üzere Tatvan, Adilcevaz, Ahlat kaymakamlıklarına ve Bitlis ile Adilcevaz belediyelerine desteğinden dolayı teşekkür ediyorum. Projemize, Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası ile bazı iş insanları da katkı sundu” diye konuştu. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bitlis Valiliği, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA), kaymakamlıklar, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle gerçekleşen tura katılan sporcular ile doğaseverler, Bitlis Nemrut'tan Adıyaman Nemrut'a kadar 450 kilometre pedal çevirdikten sonra araçlarla geri döndü.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.