Bm Haberleri - Son Dakika Bm Haber Güncel Gelişmeler

Hatay, Suriye’nin Yeniden İnşasında Lojistik Üssü Oluyor

İSTANBUL (İHA) - Suriye’de 53 yılık Esad rejiminin sona ermesinin ardından bölge, yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu dönüşümde, altyapı, lojistik ve inşaat gibi kilit sektörlerde Türkiye’nin etkin bir rol oynaması bekleniyor. Bu süreçte Hatay, lojistik ve tedarik merkezi olarak öne çıkıyor. HATAY’IN STRATEJİK KONUMU 9-13 Aralık tarihleri arasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen 15’inci Büyükelçiler Konferansı’nda Suriye'nin yapılanma süreciyle ilgili de konuşuldu. Konunun önemine dikkat çeken Liberya Fahri Başkonsolosu Selahattin Yılmaz, "Suriye ile sınır olan Hatay hem tarihi hem de coğrafi olarak çok stratejik bir konumda. Birleşmiş Milletlerin raporuna göre Suriye’nin yeniden inşa 400 milyar dolara mal olacak. Analizlerde, yenilenme ve ticaret koridorunun açılmasıyla Türkiye’ye 100 milyar dolarlık pazar açılacak. Hatay ise bu pazara açılan kapı. O nedenle Suriye’nin yeniden inşasında Hatay 'üs' olacak" dedi. 6. BÖLGE TEŞVİKLERİ’NİN ETKİSİ 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminde en büyük yarayı alan illerden biri olan Hatay’da, devletin sağladığı 6. Bölge Teşvikleri’nin önemi büyük. Bu teşvikler, yatırımcılara vergi avantajları, düşük faizli krediler ve diğer desteklerle bölgede kalkınmayı hızlandırıyor. Bu teşvikler sayesinde Hatay’da yatırımların hızla artacağı, şehrin bölgesel bir sanayi merkezi haline geleceği belirtiliyor. "HATAY VE SURİYE BİRBİRİNE MERHEM OLACAK" Liberya Fahri Başkonsolosu Yılmaz, deprem felaketini yaşayan Hatay’ın, savaşın yaralarını sarmaya çalışan Suriye ile ekonomik ve ticari anlamda birbirini destekleyeceğini söyledi. Yılmaz, "Hatay bölgede küresel düzeyde önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olacak. Savaş yarası alan Suriye ile deprem yarası alan Hatay birbirine merhem olacak. Yaralarını birlikte saracaklar" yorumunda bulundu. HATAY’DA SANAYİ VE TİCARET GÜÇLENECEK Hatay’daki yeniden yapılanma sürecinde İskenderun Limanı’nın kapasitesinin artırılması kritik bir adım olarak görülüyor. Bu yatırımların, ticaret hacmini artırması ve lojistik faaliyetleri hızlandırması bekleniyor. Bu bağlamda, Hatay’ın sanayi ve ticaret altyapısının daha güçleneceği öngörülüyor. İŞ İNSANLARINA YATIRIM ÇAĞRISI Liberya Fahri Başkonsolosu Yılmaz, iş insanlarını Hatay’a yatırım yapmaya davet ederek, "Hatay’da sanayi, lojistik, inşaat, dijital altyapı ve turizm gibi alanlardaki fırsatlar, yatırımcılar için büyük kazançlar sunuyor. Hatay, sadece Türkiye’nin değil, bölge genelinde ekonomik bir güç merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Bu süreçte, diplomatik ilişkilerin de güçlenmesiyle birlikte, yatırımcılar ve iş insanları için şehir büyük fırsatlar sunuyor. Suriye’nin yeniden inşa sürecine katılarak Hatay ve çevresi büyük bir ekonomik büyüme yakalayacak. Bu bölge uluslararası arenada daha da güçlü bir konum elde edecek" dedi.

Başkan Aras: "Muğla'nın Artan Nüfus Yükü İçin Kent Vergisi Şart"

MUĞLA (İHA) - Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Ankara’da düzenlenen Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi’nde konuştu. "Sürdürülebilir Güçlü Gelecek" temasıyla düzenlenen kongrede, Muğla’nın yaz aylarında artan nüfusuyla yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini paylaştı. Başkan Aras, turizm sezonunda Muğla'nın nüfusunun yerli ve yabancı turistlerle 7-8 milyona ulaştığını ifade ederek, bu yoğunluğun altyapı, su ve trafik gibi hizmetlere ciddi bir yük bindirdiğini vurguladı. Bu yükü hafifletmek için "Kent vergisi çıkarılmalı" önerisinde bulunan Aras, belediyelerin bu konudaki çalışmaları sunduğunu belirtti. KENT VERGİSİ ÇIKARILMALI Aras, hızlı kentleşmenin birçok sorunu beraberinde getirdiğini söyleyerek, Birleşmiş Milletler’in 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 68’inin kentlerde yaşayacağını öngördüğünü hatırlattı. Aras, "Gerekli önlemleri alıp dirençli kent oluşturma konusunda çalışma yapmamız gerekmektedir. Dirençli kent sadece günümüzdeki sorunları çözmek anlamında değil, aynı zamanda kentleri geleceğe hazırlamak anlamında da kullanılıyor. Muğla’nın yüzde 68’ine maden arama ruhsatı verilmiş durumda. Doğamızı korumak için doğal afetlerin yanı sıra maden sahalarına karşı da mücadele ediyoruz. Dirençli kentler oluştururken, sosyal eşitsizliklerin giderilmesi de büyük önem taşıyor. Belediyelerimiz, bu eşitsizlikleri azaltmak için çeşitli projeler üzerinde çalışıyor" dedi. MUPA: VERİ TABANLI PLANLAMA VE POLİTİKA GELİŞTİRME Muğla Planlama Ajansı (MUPA) aracılığıyla ilin tarım, turizm ve doğal güzelliklerini korumaya yönelik planlama çalışmalarına devam ettiklerini belirten Aras, her şeyin temelinin planlama olduğunu belirtti. "Muğla Planlama Ajansı üzerinden veri topluyoruz ve o verileri işliyoruz. Bunları karar destek mekanizmalarına ve politikalara çeviriyoruz. Dirençli kent vizyonu için de MUPA’nın çalışmalarından faydalanacağız" diye ekledi. MUĞLA’NIN SU SORUNUNA DENİZDEN ARITMA ÇÖZÜMÜ Başkan Aras, su krizine karşı belediyenin attığı adımlara da değindi. Muğla’da yaşanan su sıkıntısını çözmek için deniz suyunu arıtarak kullanılabilir hale getirecek bir tesis kurmayı planladıklarını söyledi. İlk etapta günlük 21 metreküp su üretecek şekilde tasarlanan tesisin, modüler bir yapıda olduğu için kapasitesinin artırılabileceğini ifade etti. Su şebekelerindeki eski boru hatlarının yenilenmesi için yaklaşık 270 milyon liralık yatırım yapıldığını ve arıtma tesislerine geri dönüşüm mekanizmaları entegre edildiğini belirtti. Aras, "Yaptığımız arıtma tesislerinin hepsine geri dönüşüm mekanizmaları yerleştiriyoruz. Bu mekanizmayla gri suyu birçok alanda kullanıyoruz. Bizim suyumuz artık kritik seviyede, tüm ihtimalleri değerlendirmeliyiz" dedi. KENT VERGİSİ VE DİRENÇLİ ŞEHİRLER GÜNDEMDE Başkan Aras, kent vergisinin Muğla gibi turizm yükü ağır olan şehirler için bir gereklilik olduğunu belirtti. Yerli halkın konforu için kullanılan altyapı ve kaynaklardan turistlerin de faydalandığını ancak belediyeye bu konuda hiçbir geri dönüş olmadığını ifade ederek, kent vergisinin bu dengeyi sağlayabileceğini dile getirdi. Dirençli kent vizyonuyla sosyal eşitsizliklerin giderilmesi, çevrenin korunması ve geleceğe dönük stratejik planlamaların öncelikli hedefleri arasında olduğunu ekledi.

Türkiye, Turizm Gelirinde Dünya Devleriyle Yarışıyor

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) açıklamasına göre, 2024’ün ilk dokuz ayında yaklaşık 1,1 milyar turist uluslararası seyahat etti. Bununla birlikte küresel turizm sektörünün pandemi öncesi seviyelerin yüzde 98’ine ulaştığı bildirildi. Türkiye, yüzde 41’lik büyüme oranıyla gelirini en çok artıran ülkeler listesinde ikinci sırayı aldı. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Turizm Örgütü’nün merkezi İspanya’nın başkenti Madrid’de bulunuyor. Örgütün son Dünya Turizm Barometresi’ne göre, ekonomik, jeopolitik ve iklim zorluklarına rağmen, sektörün tarihindeki en büyük krizden yıl sonuna kadar tam bir toparlanma öngörülüyor. Raporda, uluslararası turizm gelirlerinin de olağanüstü bir şekilde arttığına dikkat çekiliyor. Verilere göre, çoğu destinasyon 2019’a kıyasla çift haneli büyüme kaydederken, ziyaretçi harcamaları varışlardan daha da güçlü bir artış gösterdi. Bu durum, milyonlarca iş ve küçük işletme üzerinde doğrudan bir etki yaratırken, birçok ekonominin ödemeler dengesi ve vergi gelirlerine de katkıda bulundu. BÖLGELERE GÖRE BÜYÜME ORANLARI 2024’ün ilk dokuz ayında bölgesel turizm performansı dikkat çekici bir gelişme kaydetti. Avrupa’da pandemi sonrası talep ve küresel kaynak pazarlarının desteğiyle, Asya ve Pasifik bölgelerindeki destinasyonlar toparlanmaya devam etti. Hava ulaşımındaki artış ve vize kolaylıkları, uluslararası seyahatleri teşvik eden diğer faktörler arasında yer aldı. Bu dönemde Orta Doğu, 2019’a kıyasla yüzde 29'luk bir artışla rekor büyümesini sürdürdü. Avrupa yüzde 1, Afrika yüzde 6 artış kaydederken, Amerika kıtası pandemi öncesi varışlarının yüzde 97’sini geri kazandı. Asya ve Pasifik bölgesi ise 2023’teki yüzde 66'lık toparlanmanın ardından 2019 seviyelerinin yüzde 85'ine ulaştı. Bu bölgede uluslararası seyahatlerde kademeli ancak dengesiz bir toparlanma gözlendi. Kuzey Yarımküre'deki yaz sezonu genel olarak güçlü geçti ve dünya çapındaki varışlar, 2024’ün üçüncü çeyreğinde pandemi öncesi değerlerin yüzde 99’una ulaştı. Türkiye’nin turizm gelirindeki artışı bu döneme damgasını vurdu. TÜRKİYE, TURİZM GELİRİNİ YÜZDE 41 ARTIRARAK KÜRESEL ZİRVEDE Dünya genelinde turizm geliri açısından yüzde 59'luk artışla Japonya, yüzde 41'lik artışla Türkiye ve yüzde 27'lik artışla Fransa gibi ülkeler öne çıktı. İspanya (+%36) ve İtalya (+%26) da güçlü gelir artışları bildirdi. Birleşik Krallık (+%43), Kanada (+%35) ve Avustralya (+%18) gibi ülkeler de Haziran 2024'e kadar önemli kazanç artışları sağladı. Dünyanın en çok turizm geliri elde eden ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri, Eylül 2024’e kadar yüzde 7 büyüme kaydetti. BM Dünya Turizm Örgütü’ne göre, uluslararası turist varışlarının 2024’te 2019 seviyelerine tamamen ulaşması bekleniyor. Ayrıca, uluslararası turizm gelirleri 2023’te zaten pandemi öncesi seviyelere yaklaşmıştı. Türkiye'nin gösterdiği bu performans, küresel turizmdeki konumunu güçlendirdi ve sektördeki lider ülkeler arasında olduğunu yeniden kanıtlamasını sağladı.

2024'te Turizmde Büyük Canlanma: 1,1 Milyar Turist Seyahatte

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), 2024'ün ilk dokuz ayında 1,1 milyar uluslararası turistin seyahat ettiğini açıkladı. Bu rakam, turizm sektörünün Kovid-19 öncesi seviyelere büyük ölçüde yaklaştığını ve toparlanmanın beklenenden daha hızlı gerçekleştiğini gösteriyor. Sektördeki gelirlerin de 2019 seviyesini aştığı bildirildi. KOVİD-19 ÖNCESİNE YÜZDE 98 YAKLAŞTI BM Dünya Turizm Örgütü, 2024'teki turist hareketliliğinin, Kovid-19 salgını öncesindeki seviyelerin yüzde 98'ine ulaştığını açıkladı. Madrid merkezli kuruluşun raporuna göre, ekonomik, jeopolitik ve iklimsel zorluklara rağmen sektörün yıl sonunda salgın öncesi verileri tamamen yakalaması bekleniyor. AVRUPA, ASYA VE PASİFİK'TE TALEP YÜKSELDİ 2024'teki turizm hareketliliğinin artışında, Avrupa'daki yüksek talep, Asya ve Pasifik bölgesindeki toparlanma, uçuş destinasyonlarının çoğalması ve vize kolaylıkları etkili oldu. Salgın nedeniyle 4 yıl boyunca düşüş yaşayan sektör, küresel ölçekte büyük bir sıçrama yaptı. Özellikle Avrupa'daki büyük kaynak pazarların güçlü performansı, sektörü toparlanma sürecinde ileri taşıyan etkenlerden biri olarak öne çıktı. TURİZM GELİRLERİNDE REKOR ARTIŞ: 2019'U GEÇTİ 2024’te yalnızca turist sayısı değil, turizm gelirleri de yükseldi. UNWTO'nun verilerine göre, 2024'te turizm gelirleri 2019 seviyesinin üzerine çıktı. Turizmden en fazla gelir elde eden ülkelerde çarpıcı artışlar kaydedildi. Japonya: %59 gelir artışı İngiltere: %43 gelir artışı Türkiye: %41 gelir artışı İspanya: %36 gelir artışı Fransa: %27 gelir artışı İtalya: %26 gelir artışı Bu ülkelerde, turist sayısındaki artışın yanı sıra, kişi başı harcamaların yükselmesi de gelirlerin artmasını sağladı. DÜNYA EKONOMİSİNE POZİTİF ETKİ UNWTO Genel Sekreteri Zurab Pololikaşvili, rapora ilişkin değerlendirmesinde, turizmdeki toparlanmanın dünya ekonomisine doğrudan fayda sağladığını vurguladı. Pololikaşvili, "Küresel turizmde gözlemlenen güçlü büyüme, dünya ekonomileri için mükemmel bir haber. Turist harcamalarının artması, milyonlarca iş ve küçük işletme üzerinde doğrudan etki yaratıyor ve birçok ekonomide vergi gelirlerinin artmasına kararlı bir şekilde katkıda bulunuyor" ifadelerini kullandı. Raporun sonunda, 2024 yılının tamamında uluslararası turist sayısının rekor seviyeye ulaşmasının beklendiği kaydedildi. Sektörün, Kovid-19'un etkilerini tamamen geride bırakarak 2024'ü "turizmin altın yılı" olarak kapatması öngörülüyor.

Demiryolu Taşımacılığında 2053’e Kadar Yeşil Dönüşüm Hedefi

BAKÜ (İHA) - Bakü'deki BM İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı'nda (COP29) konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2053 yılına kadar demiryolu taşımacılığının enerji ihtiyacının en az yüzde 35'ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı hedeflediklerini belirtti. "Sürdürülebilir ve Dijital Orta Koridor ve Ötesi" konulu Bakanlar Yuvarlak Masa Toplantısı'nda konuşan Bakan Uraloğlu, seyahat süresinin kısalması ve erişilebilirliğin artmasıyla karbon ayak izinin arttığını vurgulayarak, "Ayrıca jeopolitik gelişmeler, bölgesel çatışmalar ve taşımacılık sürelerinin uzaması dolayısıyla emisyon artışı zirveye çıkmıştır diyebilirim. Bir yandan ekonomik ve dolayısıyla taşımacılık faaliyetlerimizi artırırken, diğer yandan karbon ayak izini nasıl azaltacağız? Bu sorunun cevabı sürdürülebilir, ulaştırma politikalarından geçiyor elbette. Ülkemiz Paris Anlaşması'nı onaylayarak ve 2053 sıfır emisyon hedefini taahhüt ederek hem küresel iklim değişikliği sorunuyla mücadelede yerini aldı hem de bu amaca yönelik politikaların uygulamaya aktarılmasına hız kazandırdı" dedi. DEMİRYOLUNUN YOLCU VE YÜK TAŞIMACILIĞINDA PAYI ARTTIRILACAK Uraloğlu, "Bu minvalde hazırladığımız 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımızla etkin bir ulaşım sistemini ülkemize kazandırmak için gayret ediyoruz. Bütünleşik olarak tasarladığımız ulaşım ekosistemimizde zorluklara karşı dayanıklılık ve yeşil ulaştırma esasında tüm modları birbiriyle entegre hale getiriyoruz. Bir yandan yüksek hızlı tren ve hızlı tren ağının geliştirilmesine yönelik projeleri yürütürken, diğer yanda mevcut hatların elektrikli ve sinyalli hale getirilmesi, demiryolunun yolcu ve yük taşımacılığında payının arttırılmasını hedefliyoruz" diyerek ulaşımın geleceği için yapılan çalışmaları aktardı. TAŞIMACILIK PROJELERİ Bakan, denizcilik sektörüne yönelik projelerle sera gazı salınımının azaltılmasını ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı yakıt sistemlerinin geliştirilmesini planladıklarını ifade etti. Tekirdağ'da devreye alınan yüksek gerilimle çalışan gemi elektrik besleme tesisi, emisyonların sıfırlanmasına katkı sağlayacak. Türkiye'nin Asya ile Avrupa’yı birleştiren demir yolu projeleriyle uluslararası yük taşımacılığına çevreci bir bakış açısı getirdiğini belirten Uraloğlu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde de bir demiryolu projesinin hayata geçirileceğini açıkladı. Bakan Uraloğlu, Azerbaycan ile Zengezur yolu üzerinde yakın çalışmalar yürütüldüğünü ve Bakü-Tiflis-Kars güzergahının tamamlayıcısı olacak yeni bir taşımacılık koridoru oluşturmayı hedeflediklerini de belirtti.

BM Turizmi 2024: En İyi Turizm Köyleri Listesi Açıklandı

Birleşmiş Milletler Turizmi, 2024 yılı için En İyi Turizm Köyleri girişimi kapsamında 55 köyü ödüllendirdi. 20 köy de Upgrade Programme'a (Yükseltme Programı) katılmak üzere seçildi. Bu program, kırsal alanlardaki turizmin rolünü ilerletmeyi, peyzajları, kültürel çeşitliliği, yerel değerleri ve mutfak geleneklerini korumayı hedefliyor. En İyi Turizm Köyleri girişimi, 2021 yılında kırsal alanlardaki turizmi geliştirmek amacıyla başlatıldı. Köyler, kültürel ve doğal kaynaklar, kültürel kaynakların tanıtımı ve korunması, ekonomik sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik, çevresel sürdürülebilirlik, turizm gelişimi ve değer zinciri entegrasyonu, yönetişim ve turizm önceliklendirmesi, altyapı ve bağlantı, sağlık, güvenlik ve emniyet gibi dokuz ana başlık altında değerlendirildi. Bu yıl, Yükseltme Programı'ndan yedi köy, En İyi Turizm Köyleri olarak seçildi. Bu köyler, Meksika'dan Capulálpam de Méndez, Mauritius'tan Grand Baie, Kıbrıs'tan Kalopanagiotis ve Pissouri, Uganda'dan Ruboni, Tayland'dan Bo Suak ve Arjantin'den Trevelin köyleri oldu. Bu yıl Yükseltme Programı'na katılmaya seçilen 20 köy ise: Breb (Romanya) Campo Ramón (Arjantin) Cap Malheureux (Mauritius) Cascas (Peru) Choshuenco (Şili) Dhudmaras (Hindistan) Lens (İsviçre) Malalcahuello (Şili) Mexcaltitán de Uribe (Meksika) Mittelberg (Avusturya) Pals (İspanya) Piedades Sur (Kosta Rika) Polovragi (Romanya) San Juan Bautista (Şili) Santa Catarina Palopó (Guatemala) Seonhakdong (Güney Kore) Shirayama (Japonya) St. Leonhard in Pitztal (Avusturya) Yamakoshi (Japonya) Yörük (Türkiye) köyleri oldu. Birleşmiş Milletler Turizmi Genel Sekreteri Zurab Pololikashvili, "Turizm, kırsal toplulukların zengin kültürel mirasını koruyup değerini artırırken sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek için çok önemli bir araçtır" dedi. "Bu topluluklar, benzersiz varlıklarından yararlanarak ekonomik büyümeyi destekleyebilir, yerel gelenekleri teşvik edebilir ve sakinlerinin yaşam kalitesini artırabilir. Turizmi güçlenme ve topluluk refahı için bir yol olarak kabul eden köyleri kutluyoruz. Bu köyler, sürdürülebilir uygulamaların herkes için daha parlak bir geleceğe yol açabileceğini gösteriyor" diye ekledi. Girişimin beşinci başvuru çağrısı 2025'in başlarında yapılacak. Bu dördüncü edisyon ile, 60'tan fazla Birleşmiş Milletler Turizmi Üye Devletinden 260'tan fazla başvuru sonucunda seçilen 75 yeni üye ekleniyor. Bu sayede, dünya çapında en büyük kırsal destinasyon topluluğu olarak 254 köye ulaşılmış oluyor.

Azerbaycan-Türkiye Turizm Hacminde Artış Var

BAKÜ (İHA) - Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29), Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de sürerken, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da konferansa katılmak üzere Bakü’ye geldi. Ersoy, Bakü Olimpiyat Stadyumu'nda kurulan Türkiye pavilyonunu ziyaret etti ve önemli açıklamalar yaptı. Ersoy, "Son zamanlarda iki ülke arasındaki kültürel faaliyetlerde çok ciddi artış var. Hem kültürel değerlerimizin korunması hem de gelecek nesillere aktarılması iki ülke açısından da çok önemli. Özellikle turizm trafiği derseniz zaten son birkaç yıldır çok ciddi oranlarda yükselmeye başladı" dedi. Konferans kapsamında Azerbaycan, Türkiye ve Özbekistan pavilyonlarını ziyaret eden Bakan Ersoy, önce Azerbaycan Kültür Bakanı Adil Kerimli ile birlikte Azerbaycan Pavilyonu'nda yetkililerden bilgi aldı. Ardından Türk Pavilyonu'nda gazetecilere konuşan Ersoy, iki ülke arasındaki turizm hareketliliğine dikkat çekti. 900 BİN ZİYARETÇİ BEKLENİYOR Bakan Ersoy, Azerbaycan'dan Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısının bu yıl yüzde 15 artmasını beklediklerini belirtti. "Azerbaycan'dan 900 bine yakın bir ziyaretçi almış olacağız. Hem iki ülke arasındaki hava trafiğinin slotlarının artırılmasını ve orta ve uzun vadede yolcu potansiyelinin her yıl bu ivmeyle çıkış yakalaması için neler yapabileceğimizi konuştuk" dedi. Ayrıca bu gelişimi kültürel etkinliklerle desteklemenin önemine vurgu yaptı. Bakanlar daha sonra Özbekistan Pavilyonu’nu ziyaret ederek Özbekistan Kültür Bakanı Ozodbek Nazarbekov ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Nauru'ya Yatırım Yap, Vizeyi Kap

İSTANBUL (İHA) - Bakü’de düzenlenen 2024 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda, Nauru için geliştirilen yenilikçi bir vatandaşlık programı tanıtıldı. Dünyanın en küçük ada ülkelerinden biri olan Nauru, sürdürülebilir kalkınma projelerine yatırım yaparak ikinci vatandaşlık fırsatı sunuyor. Program sayesinde yatırımcılar, 89 ülkeye vizesiz seyahat edebilirken çevre dostu projelere de katkı sağlıyor. Henley & Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel, programın yatırımcılara üç-dört ay gibi kısa sürede vatandaşlık sunduğunu belirtti. Yatırımcılar, kişi başına 105 bin dolardan başlayan katkılarla Nauru vatandaşlığına erişebiliyor. Ayrıca program, sınırsız çifte vatandaşlık, aile üyelerini dahil etme imkanı ve küresel iklim sorunlarına katkı sunma fırsatı da sağlıyor. Nauru İklim Değişikliği ve Ulusal Dayanıklılık Bakanı Asterio Appi, programın yalnızca bireysel fayda sağlamadığını, aynı zamanda küresel çevre sorunlarının çözümüne katkıda bulunduğunu söyledi. Yükselen deniz seviyeleri ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi zorluklarla karşı karşıya kalan Nauru, bu programla hem ülkesinin hem de dünyanın geleceğini koruma hedefinde önemli bir basamak olabilir. Birleşmiş Milletler tarafından önerilen finansman modellerine uygun olarak tasarlanan bu program, özellikle Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri için sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada önemli bir örnek oluşturuyor. Henley & Partners bugüne kadar 20’den fazla ülkede benzer programlarla 15 milyar doları aşkın doğrudan yatırım topladı. Demirel, yatırım göçünün ülkeler için ekonomik güçlenme sağlarken yatırımcılar için de uzun vadeli çözümler sunduğunu vurgulayarak, “Bu programlar ev sahibi ülkelerin egemenlik haklarını ve ekonomisini de güçlendiriyor. Bir stratejik hedefe ulaşmak için bir başka stratejik hedeften ödün vermek veya onu feda etmek gerekmiyor. Yatırım göçü gerek yatırımcı gerekse devletler ve vatandaşları için, gerçek bir kazan-kazan modeli sunan, uzun vadeli, sürdürülebilir çözüm” dedi.