Hava Durumu

#Cezayir

TOURISMJOURNAL - Cezayir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cezayir haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Fuat Tosyalı: Haber

Fuat Tosyalı: "Dünyanın İlk 20 Çelik Şirketi Arasına Gireceğiz"

Anadolu 500 listesinin zirvesindeki yerini koruyan Tosçelik, üretim ve ihracattaki başarısıyla sadece Anadolu’nun değil, Avrupa’nın en büyük boru profil üreticileri arasında yer alıyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, şirketin demir-çelik sektöründeki global büyüme hedeflerini açıklayarak, "Dünyanın en büyük 20 çelik şirketinden biri olacağız" dedi. ANADOLU’NUN SANAYİ LİDERİ TOSYALI HOLDİNG Fuat Tosyalı, 2024 yılını 7 milyar dolarlık ciro ile kapatmayı planladıklarını ve yıllık 15 milyon ton sıvı çelik üretim kapasitesine ulaştıklarını ifade etti. Şirketin Türkiye, Cezayir, Libya, Senegal ve İspanya’daki yatırımlarına ek olarak Angola’da entegre bir demir-çelik tesisi kuracaklarını belirtti. Angola’nın petrol şirketi Sonangol ile iş birliği yaparak mevcut demir cevheri yatırımını genişleteceklerini vurguladı. SEKTÖRDEKİ KÜRESEL LİDERLİK HEDEFİ Tosyalı, dünyanın en hızlı büyüyen demir-çelik şirketi olduklarını vurgulayarak, Anadolu’nun lider sanayi şirketi olarak öncü konumlarını sürdürmekte kararlı olduklarını söyledi. Angola yatırımı, şirketin büyüme stratejisinin önemli bir adımı olarak öne çıkıyor. Tosyalı Holding, bu yeni yatırımlarla Türkiye ekonomisine katkıda bulunmanın yanı sıra, küresel arenada daha güçlü bir konuma ulaşmayı amaçlıyor.

Beni Hammad Kalesi: Cezayir'in Tarihi Hazinesi Haber

Beni Hammad Kalesi: Cezayir'in Tarihi Hazinesi

Beni Hammad Kalesi, 1007 yılında Hammad ibn Buluggin tarafından inşa edilmiştir. Şehir, 11. yüzyılda Hammadid Hanedanlığı'nın başkenti olarak hizmet vermiştir. Kalede yer alan yapılar, İslam mimarisinin erken dönem örneklerini yansıtırken, karmaşık su yönetim sistemleri ve savunma yapılarıyla dikkat çekiyor. Özellikle El-Manar Kulesi, kale içindeki en ikonik yapıdır ve mimari detaylarıyla göz kamaştırır. Beni Hammad Kalesi, arkeolojik açıdan büyük bir öneme sahiptir. Kalede yapılan kazılar, bölgenin tarihine ışık tutacak birçok önemli buluntuyu gün yüzüne çıkarmıştır. Bu buluntular arasında seramikler, metal eşyalar ve çeşitli süs eşyaları bulunmaktadır. Ayrıca kalede yer alan Büyük Cami kalıntıları, İslam mimarisinin ve sanatının en güzel örneklerinden birini temsil eder. Beni Hammad Kalesi, tarih severler için büyüleyici bir gezi rotası sunar. Cezayir'in tarihine ve kültürüne ilgi duyan ziyaretçiler, kalede yapılan rehberli turlar sayesinde bu antik yapının gizemlerini keşfetme fırsatı bulabilirler. Özellikle yaz aylarında düzenlenen çeşitli kültürel etkinlikler ve festivaller, ziyaretçilere unutulmaz anılar sunmaktadır. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alması, Beni Hammad Kalesi'nin korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına büyük katkı sağlamaktadır. Cezayir hükümeti ve çeşitli uluslararası kuruluşlar, kalenin korunması ve restorasyonu için çeşitli projeler yürütmektedir. Bu çalışmalar, kalenin tarihi dokusunu korurken, aynı zamanda modern ziyaretçilere uygun hale getirilmesini amaçlamaktadır. Beni Hammad Kalesi, Cezayir'in zengin tarihinin ve kültürel mirasının en önemli simgelerinden biridir. Tarihi dokusu, muhteşem mimarisi ve arkeolojik zenginlikleriyle bu kale, hem yerel halk hem de uluslararası ziyaretçiler için büyük bir değere sahiptir. Cezayir'i ziyaret eden herkesin mutlaka görmesi gereken bu tarihi mekan, geçmişin izlerini günümüzde yaşatmaya devam ediyor.

Cezayir'in Tarihi Hazinesi: Tipasa Antik Kenti Haber

Cezayir'in Tarihi Hazinesi: Tipasa Antik Kenti

Tipasa, Roma İmparatorluğu'nun izlerini taşıyan bir antik kent olarak biliniyor. Burası, Fenike ve Roma dönemlerinden kalma kalıntılarıyla dikkat çekiyor. Antik tiyatrosu, tapınakları, hamamları ve mozaikleriyle Tipasa, ziyaretçilere geçmişin büyüsünü yaşatıyor. Ancak Tipasa sadece bir arkeolojik sit alanı değil; aynı zamanda doğal güzellikleriyle de ünlü. Akdeniz'in turkuaz suları, kumsalları ve kayalık sahilleri, burayı adeta bir cennet köşesi haline getiriyor. Antik kent kalıntılarının arasında dolaşırken, gözlerinizi alamayacağınız manzaralar sizi karşılıyor. Tipasa'nın tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek, sadece birkaç saatlik bir yolculukla Cezayir'in modern yaşamından uzaklaşmak anlamına geliyor. Ziyaretçiler, antik kalıntıları gezerken tarihin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyor ve aynı zamanda sahilin huzur verici atmosferinin keyfini çıkarıyorlar. Ancak Tipasa'nın korunması da önemli bir konu. Artan turizm, antik kentin hassas yapılarını tehdit edebilir. Bu nedenle, ziyaretçilerin çevreye duyarlı olmaları ve tarihi mirası korumak için gerekli önlemleri almaları önem taşıyor. Cezayir'in tarihi hazinelerinden biri olan Tipasa Antik Kenti, hem geçmişe bir yolculuk yapmak isteyenler için bir cazibe merkezi hem de doğal güzelliklerin tadını çıkarmak isteyenler için vazgeçilmez bir destinasyon olmaya devam ediyor.

Opel 6 yıl aradan sonra yeniden Cezayir pazarında Haber

Opel 6 yıl aradan sonra yeniden Cezayir pazarında

-Opel, Avrupa'da hızla artan performansını Avrupa dışındaki pazarlarda da sergilemeye devam ediyor. Şirketten yapılan açıklamaya göre, Opel, yenilikçi modelleriyle dünya pazarındaki payını artırmayı sürdürüyor. Avrupa'da yükselen performansıyla dikkati çeken Opel, Avrupa dışındaki pazarlarda gücünü artırmak için gayret içerisinde. Bu kapsamda Opel, Cezayir pazarına üç yeni modeliyle dönüş yaptı. Opel Cezayir'de, Fiat showroomlarında farklı Stellantis markalarını tüketicilerin beğenisine sunan ithalatçı şirket Halil Commerce & Industrie aracılığıyla satışlarını gerçekleştiriyor. Marka, böylece 6 yıl aradan sonra Cezayir pazarına dönüş yapmış oldu. Opel Üst Yöneticisi (CEO) Florian Huettl, Stellantis Maghreb Genel Müdürü Hakim Boutehra ve Halil Commerce & Industrie (HCI) Genel Müdürü Nassim Benguergoura, Cezayir'de düzenlenen bir basın toplantısıyla Opel'in Mokka, Astra ve Grandland modellerini ülkede siparişe açtığını duyurdu. Açıklamada görüşlerine yer verilen Opel CEO'su Huettl, Cezayir pazarına tekrar giriş yapan Opel için önemli bir gün olduğunu belirterek, 'İleri teknolojiye sahip araçlarımızın Cezayirli müşterileri memnun edeceğine ve farklı ulaşım ihtiyaçlarını karşılayacağına inanıyorum. Opel, Alman mühendisliğini, cesur ve yalın tasarım ile verimli güç-aktarma sistemlerini temsil ediyor.' ifadelerini kullandı. - Avrupa dışında 30 pazarda faaliyet gösteriyor Opel Avrupa dışındaki toplam 30 pazarlarda büyümesini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor. Alman üretici, 2023'te buradaki satışlarda, geçen yılın aynı dönemine kıyasla, şimdiden yüzde 60'lık bir artış kaydetti. Cezayir ile birlikte MEA bölgesi (Ortadoğu ve Afrika) olarak adlandırılan bölgeye yeni bir pazar ekleyen Opel, Türkiye, Fas, Tunus, Mısır ve Güney Afrika'nın da aralarında bulunduğu 13 ülkede daha faaliyet gösteriyor.

Cezayir’in doğa harikası: Hamma Botanik Bahçesi Haber

Cezayir’in doğa harikası: Hamma Botanik Bahçesi

Fransızların, Cezayir’i sömürgeleştirmeye başladığı 1830'dan iki yıl sonra Akdeniz sahilinde bitki bilimi için deney merkezi olarak kurdukları ve bu nedenle “Jardin D'essai” (Deney Bahçesi) adını verdikleri Hamma Botanik Bahçesi, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Yaklaşık 200 yıl önce Akdeniz’den içeriye doğru uzanan 72 hektarlık alan üzerinde kurulan bu bahçe, zaman içerisinde geçirdiği çok sayıda restorasyon, çevresindeki yapılaşma ve bayındırlık çalışmalarıyla 32 hektara kadar düşmesine rağmen hala dünyanın en büyük kent parkları arasında yer alıyor. Büyüleyici yeşilliğiyle, içinde geniş yürüyüş yolları ve dinlenme alanları bulunan parkın girişinde dev bir hayvanat bahçesi yer alırken, Akdeniz’den güneye doğru uzanan alanın sonunda şık mimarisiyle Afrika’nın da en büyük güzel sanatlar müzesi sayılan Cezayir Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi bulunuyor. Başkentin Belvuzdad semtindeki kare yapısıyla Hamma Botanik Bahçesi, bir amfi tiyatro gibi boydan boya uzanan özel bitki koridorlarının yanı sıra etkileyici manzarasıyla Fransız ve İngiliz tipi iki ayrı bahçeye ev sahipliği yapıyor. AA muhabiri, Cezayir’in en önemli turistik mekanlarından Hamma Botanik Bahçesi'nin tarihçesini ve özelliklerini derledi; bahçenin iletişim sorumlusu Sena Cibali ve parkı ziyaret eden turistlerle görüştü. Fransız Bahçesi görenleri hayran bırakıyor Güzel Sanatlar Müzesi’nden Akdeniz’e doğru uzanan, etrafı devasa palmiye ağaçlarıyla çevrili, yüzlerce çiçekle süslü Fransız Bahçesi, biri daire diğeri dikdörtgen şeklindeki iki büyük havuzla görenleri hayran bırakıyor. Fransız Bahçesi'nin kalbinde yer alan ve görüntüsüyle ziyaretçileri etkileyen ve dev aynalar olarak isimlendirilen bu alan, parkın en çok ilgi çeken unsuru olarak öne çıkıyor. Her mevsimde yenilenen havuzlu bahçenin bakımı özenle yapılıyor, çok sayıda turist bu alanda hatıra fotoğrafı çektiriyor. Hamma Botanik Bahçesi İletişim Sorumlusu Cibali, "Bu geniş alanın içinde Paris'teki Versailles Sarayı'ndaki kraliyet bahçelerini andıran klasik Fransız tarzında tasarlanmış bir bahçe var." dedi. Cibali, alana yine ağaçlarla kaplı devasa koridorlardan ulaşıldığını belirterek, şöyle devam etti: "Bahçenin tasarımı Fransız peyzaj mimarları tarafından 1914’te yapıldı. Onlarca metreyi bulan palmiye ağaçlarıyla çevrili bu muhteşem peyzaj alanının ortasında iki büyük süs havuzu bulunuyor. Bizim su aynaları olarak isimlendirdiğimiz bu havuzların bakımı her daim yapılıyor, böylece gökyüzü ve çevresindeki yüksek ağaçları olduğu gibi yansıtıyor." İngiliz tarzı bahçe ziyaretçilerini keşfe davet ediyor İngiliz Bahçesi’ne de aynı şekilde etrafı tropik ağaçlarla çevrili koridorlarla ulaşılırken, Fransız tarzı bahçenin aksine bu alan daha sık ve etkileyici yapısıyla ziyaretçilerini keşfe davet ediyor. Fransız heykeltıraş Emile Gaudissard tarafından yapılan ve geleneksel Cezayirli kadınları temsil eden dört heykelin yanı sıra çok sayıda farklı bitki türüne de ev sahipliği yapan bahçe, ziyaretçilerine doğayla iç içe bir ortam sunuyor. Cibali, bahçede, yüksekliği 30 metreyi bulan ve yaklaşık 100 yaşında olan gül ağacı, yüksekliği 40 metreye ulaşabilen palmetto, mürver gibi palmiye türlerinin yanı sıra pek çok bitki türünün yer aldığına dikkati çekerek, bahçedeki kafe ve restoranlarda vakit geçiren ailelerin çocuklarının yeşillik alanlarda eğlenme fırsatı bulduğunu kaydetti. İngiliz Bahçesi'ne, okaliptüs, bambu, mabet ağacı olarak bilinen ginkgo, zekâ otu olarak adlandırılan kişniş ve ejder ağacı olarak da bilinen, yapraklı dallarının iç içe geçmesiyle gölgeli bir yol oluşturan tropik dracaena ve uzun çınar ağaçlarının oluşturduğu ayrı ayrı koridorlardan yürüyerek varıldığını anlatan Cibali, yine bahçede bulunan küçük göllerde onlarca çeşit süs balığının yetiştiğini ifade etti. İlk Tarzan filmi de İngiliz Bahçesi’nde çekildi Cibali, Cezayir’in başkentindeki bu doğa müzesinin, kültür ve sanat etkinliklerine de ev sahipliği yaptığını anlatarak 1932’de W. S. Van Dyke tarafından yönetilen ilk Tarzan sinema filminin de Hamma Botanik Bahçesi’nin İngiliz tarzıyla tasarlanan alanında çekildiğini hatırlattı. Tarzan ağacı olarak ünlenen dev kauçuk (ficus) ağacının İngiliz Bahçesi'ne olan ilgiyi artırdığına işaret eden Cibali, ağacın ve çevresinde bulunan göllerdeki süs balıklarının bahçenin güzelliğine güzellik kattığını vurguladı. Cibali, Cezayir kültür ve sanatına ilgi duyan Fransız heykeltıraş Gaudissard’ın özellikle Atlas Dağları çevresinde yaşayan Evlad Nail kabilesinin gelenek ve yaşam tarzlarına hayran kaldığını belirterek, Fransız heykeltıraşın bu kabilenin kadınlarını tasvir ettiği dört farklı heykeli de Hamma Botanik Bahçesi’ne hediye ettiğini dile getirdi. Bahçenin kendine özgü bir iklimi var Başkent Cezayir’in ortalama 6 ila 38 derece arasında değişen mevsim sıcaklıklarına rağmen Hamma Botanik Bahçesi’nin kendisine özgü bir iklim yapısı mevcut. Bahçe, Cezayir'in başkentinden farklı, kışın 15 dereceden az olmayan ve yazın 25 dereceden fazla olmayan bir sıcaklığa sahip olmasıyla benzersiz bir iklime sahipken, başkentte iklim ortalaması 6 derece ile 38 derece arasında değişiyor. Dünyanın dört bir tarafından getirilen onlarca tür ağaç ile 600 çeşidi aşkın bitkiye de ev sahipliği yapan bu alan, biyolojik çeşitlilik ve bitki zenginliği açısından dünyadaki ender doğal alanlardan sayılıyor. Cezayir Valiliği ve Başkent Parkları Vakfı tarafından restorasyon için yıllarca kapatılan bahçe, Şehit Makamı’na uzanan teleferik ile şehir merkezine ulaşan metro istasyonu, yemek ve hediyelik eşya gibi hizmetler sunan çeşitli tesis ve mağazaların eklenmesiyle daha sonra tekrar ziyaretçilere açılmış. Alman filozof Karl Marx, Fransız ressam Auguste Renoir, Fransız yazar Albert Camus gibi pek çok uluslararası düşünür, sanatçı ve yazarın uğrak noktası haline gelen bahçeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da 2020’de ziyaret etmişti. Her yıl Cezayir'in çeşitli kentlerinden on binlerce ziyaretçi çeken bahçeye, hafta sonları ve tatillerde talep artıyor. Hamma Botanik Bahçesi idaresinden yakın zamanda yapılan yazılı açıklamaya göre bahçe, yılbaşından bu yana 1 milyon 600 binden fazla ziyaretçiyi ağırladı. Cezayir’in Blida kentinden gelen Nadiya Mahazniya, AA muhabirine, Hamma Botanik Bahçesi’ni ilk defa ziyaret ettiğini ve bahçeye hayran kaldığını söyledi. Mahazniya, yaklaşık 200 yıl önce kurulan bahçedeki havuzların, heykellerin ilgisini çektiğini ifade ederek, bu doğa harikasında bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Cezayirli hukuk fakültesi öğrencisi Yusuf Zavatin ise öğrenciliği boyunca buraya gelerek ders çalıştığını, odaklanma için iyi bir ortam olduğunu ve doğayla iç içe ders çalışmaktan memnuniyet duyduğunu aktardı. Zavatin, başkentin batısındaki Mustağanım kentinden geldiğini ifade ederek, "Ne zaman başkente uğrasam buraya mutlaka gelirim. Bugün de hakimlik sınavına gireceğim ve burada ders çalışmaya geldim." dedi.

Sıcaklığı 95 dereceyi aşan sularıyla bir tabiat harikası Haber

Sıcaklığı 95 dereceyi aşan sularıyla bir tabiat harikası

Cezayir, Cezayir'in doğusundaki Kalima (Guelma) kentinin kırsalında yer alan sıcak yer altı sularının travertenlerle buluştuğu "Dıbağ Termal Kaplıcası" ya da bilinen adıyla "Lanetliler Hamamı" muhteşem güzelliği ve buharı ile görenleri büyülerken tedavi amaçlı gelen ziyaretçilerine de şifa kaynağı oluyor. Roma İmparatorluğu döneminden bu yana hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çeken bu tabiat harikası, ilginç ismiyle de birçok masal ve hikâyeye konu olmuş. Arkeologlara göre, "Lanetliler Hamamı" adı Osmanlı döneminde insanların buradaki suyu çeşitli hastalık ve ağrıları tedavi etmek için kullanmaları nedeniyle halk arasında yaygınlık kazanmış. Her ne kadar bazı Osmanlı makamları ve günümüzde Cezayir makamları bu ismi değiştirmeye çalışsa da halk arasında kullanılmaya devam etmiş. "Lanetliler Hamamı" ya da diğer adıyla "Dıbağ Termal Kaplıcası", çevresindeki tesislerle özellikle kış aylarında yerli ve yabancı turistlere hizmet veriyor. Sıcak sular, buhar, kil ve travertenler bazıları için sadece turizm, bazıları için şifa, bazıları için ise doğal güzellik kaynağı. Yerin 10 kilometre altından yüzeye çıkan 95 dereceyi aşan sıcaklıktaki sular, göğe yükselen buharlar eşliğinde kalkerli topraktan oluşan yüksek kayaların arasından harika güzellikteki şelaleler halinde aşağı iniyor. Yine bu sıcak sularla buluşan travertenlerin çevresindeki onlarca peri bacası da bu tabiat harikasının güzelliğine güzellik katıyor. Misk ve çamur banyosu Cezayirli Çevre Bilimci ve Yeşil Ekonomi Uzmanı Besma Belbecavi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lanetliler Hamamı'nın aynı zamanda bir misk ve çamur banyosu mekanı olduğunu belirterek, Kalima kentinde bulunan bu termal kaplıcanın bölgenin en önemli jeotermal su kaynaklarından biri olduğunu söyledi. Belbecavi, mineral zengini bu suların Roma döneminden bu yana tedavi alanlarından biri olduğunun bilindiğini, bazı kaynaklarda Amaziğ-Berberi kralların Romalılardan önce de tedavi veya güzellik amaçlı bu alana geldiğinin rivayet edildiğini aktardı. - İzlanda'daki gayzerlerden sonra dünyadaki en sıcak su kaynağı Lanetliler Hamamı'nın aynı zamanda mükemmel bir turizm alanı olduğunu dile getiren Belbecavi, buradan çıkan suların İzlanda'daki gayzerlerden sonra 95 dereceyi aşan sıcaklığıyla dünyadaki en sıcak su kaynağı olduğunu ifade etti. Belbecavi, hamamın çevresinde Osmanlı döneminden eserlerin de bulunduğunu, bölgenin özellikle eko turizm ve doğal kaplıca turizmi olmak üzere muazzam bir turizm potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Konik kayalardan oluşan peri bacaları Bu tabiat harikasının daha iyi turistik imkanlarla donatılabilecek yatırıma ihtiyaç duyduğunu kaydeden Belbecavi, Cezayir devletinin müteşebbislere ve yabancı şirketlere karşılıklı kazanç esasına dayalı olarak yatırım yapma konusunda çok ciddi kolaylıklar sağladığını aktardı. Belbecavi, Lanetliler Hamamı'nın jeotermal enerji açısından zengin bir bölge olan Buhamdan Vadisi'nin kıyısında yer aldığını ve çevredeki konik kayalardan (dikitlerden) oluşan peri bacalarının da bölgeye ayrı bir güzellik kattığını dile getirdi. Kaynaktan saniyede 25 litre su fışkırıyor Cezayir Turizm Bakanlığına bağlı Kaplıca ve Termal Aktiviteler Dairesi Müdürü Cemal Alili de Kalima vilayetinin başlı başına Cezayir'in en önemli kaplıcalarına ve jeotermal su kaynaklarına ev sahipliği yaptığını belirtti. Kalima kentindeki sıcak su kaynaklarının en önemlisinin de Dibağ beldesinde yer alan bu Lanetliler Hamamı olduğunu ifade eden Alili, bölgenin Kalima kentinin 25 kilometre batısında yer aldığını kaydetti. Alili, Lanetliler Hamamı'ndaki kaynaktan saniyede 25 litre su fışkırdığını ve bu suların fizik tedavi, rehabilitasyon alanında şifa kaynağı olduğunu vurguladı. Şifalı suları pek çok hastalığa iyi geliyor Bu suların daha çok cilt hastalıkları, nefes darlığı, eklem ağrısı, kemik zayıflığı, boğaz ağrısı ve sinir bozukluklarına iyi geldiğini söyleyen Alili, yıl boyunca bölgeye tedavi amacıyla binlerce insanın geldiğini aktardı. Alili, Lanetliler Hamamı alanında sıcak su, buhar ve çamur banyosu başta olmak üzere çok sayıda tesisin yer aldığını, tıbbi teknolojik imkanların da tedavi amacıyla gelen insanların hizmetine sunulduğunu kaydetti. Cezayir toplumunun genel olarak jeotermal kaynaklara ilgi gösterdiğine dikkati çeken Alili, halkın daha çok kış ve ilkbahar aylarında burayı ziyaret ettiğini söyledi. Alili, yıllık yaklaşık 10 bin kişinin tedavi amaçlı ziyaret ettiği bölgede 500 yatak kapasiteli otelin bulunduğunu ve tedavi süresinin 15 ila 21 gün sürdüğünü ifade etti. Kaplıca ve Termal Aktiviteler Dairesi Müdürü Alili ayrıca yıl boyunca yaklaşık 50 bin kişinin ise sadece ziyaret amaçlı olarak buraya geldiğini sözlerine ekledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.