Hava Durumu

#Coğrafi Tescil

TOURISMJOURNAL - Coğrafi Tescil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Coğrafi Tescil haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erzurum’da iki ürün daha coğrafi tescil yolunda Haber

Erzurum’da iki ürün daha coğrafi tescil yolunda

Erzurum’da bu güne kadar 55 ürün coğrafi işaret aldı. 15 ürün ise tescil için Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan onay bekliyor. Ülkemizde Gaziantep ve Konya’dan sonra en fazla coğrafi işaretli ürüne sahip olan Erzurum’da son yıllarda artan turizm hareketliliği ve ziyaretçi sayısı özellikle kent merkezinde gastronomiye dair olumlu gelişmeleri de beraberinde getirdi. Tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini ve ürünün söz konusu karakteristik özellikleri ile coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren ve garanti eden kalite işareti olan coğrafi işaret son yıllarda rağbet görüyor. Ülkemizde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yürütülen coğrafi işaret tescili ile kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunması sağlanıyor. Erzurum’un bu anlamda ülkemizde ilk üç şehir içinde olması kentin zengin kültürü, kadim tarihi, coğrafi konumu ve yıldızı hızla parlayan Palandöken Kayak Merkezi ile daha güçlü hale geliyor. Kelecoş ve Kaşar Peyniri tescil yolunda Ülkemizde Gaziantep 105, Konya 74 ve Erzurum 55 tescilli ürün ile listenin ilk üçünde bulunuyor. Son olarak Tortum Ekşi Pestili tescil ettiren Erzurum’da 55 ürün coğrafi işaretli oldu. Bunlardan 49’si mahreç işareti alırken, 6 ürün menşei adı aldı. Erzurum’da halen 15 ürün coğrafi işaret için sırada bekliyor. Erzurum Ticaret Borsası son olarak Erzurum Kelecoş ve Erzurum Kaşar Peyniri’nin tescillenmesi için müracaat etti. Erzurum’da coğrafi işaret tescili bekleyen diğer ürünler ise; Erzurum Kahvaltısı, Erzurum Un Helvası, Karayazı Balı, Bardız Kilimi, Erzurum İspir Gobdini, Narman Yeşil Mercimeği, Erzurum Burması/Erzurum Burma Bileziği, Erzurum Yufka Yağlaması, Hınıs Köftesi, Erzurum Babaanne Pastası (Erzurum Pastası) , Erzurum Kelecoşu, Erzurum Kuru Kayısı Kaysefesi ve Erzurum Patates Boranisi şeklinde sıralanıyor. Erzurum’da 55 ürün coğrafi işaretli Hem gastronomi hem de kültürel miraslar açısından zengin olan Erzurum’da bu güne kadar 55 ürün Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaretle tescillendi. Bunlar ; Erzurum Pekmezli Baklavası, Erzurum Ayran Aşı Çorbası, Erzurum Ayva Yahnisi / Erzurum Ayva Kalyesi, Erzurum Aşmalı Yahni, Erzurum Aşotu, Erzurum Civil Peyniri, Erzurum Cılbıra / Erzurum Çılbır, Erzurum Demir Tatlısı, Erzurum Dut Çullamas,ı Erzurum Ehram Dokuma Kumaşı, Erzurum Ekşili Dolma, Erzurum Eriştesi, Erzurum Et Kavurması, Erzurum Gliko, Erzurum Hasıta / Erzurum Hasuta, Erzurum Herle Aşı Çorbası, Erzurum Hink Yemeği, Erzurum Hurma Tatlısı, Erzurum Kadayıf Dolması, Erzurum Kara Fatma Çorbası, Erzurum Kavut Haşılı, Erzurum Kaz Lokması, Erzurum Kesme Aşı Çorbası, Erzurum Ketesi, Erzurum Küflü Civil Peyniri (Göğermiş Peynir), Erzurum Kıtlama Şekeri, Erzurum Lavaş Ekmeği / Erzurum Ecem Ekmeği / Erzurum Acem Ekmeği, Erzurum Mantısı /Erzurum Hıngeli, Erzurum Pastırması, Erzurum Pekmezli Kadayıfı, Erzurum Peynir Helvas,ı Erzurum Su Böreği, Erzurum Sucuğu ,Erzurum Tatar Böreği, Erzurum Tel Helvası, Erzurum Tereyağı, Erzurum Tuzlu Lokumu, Erzurum Yumurta Pilavı, Erzurum Çaşır Kavurması, Erzurum Çaşır Salamurası ,Erzurum Çeç Pancarı, Erzurum Çiriş Yemeği, Erzurum Çortutu Pancarı ,Erzurum Şalgam Dolması, Hasankale Lavaşı, Hınıs Fasulyesi, Karnavas Bezi, Karnavas Dut Pekmezi, Narman Şeker Fasulyesi, Oltu Cağ Kebabı, Oltu Taşı, Pasinler Yaprak Döner, Tortum Ekşi Pestili, İspir Kaymağı ve İspir Kuru Fasulyesi olarak karşımıza çıkıyor.

Mardin'in tescilli yemeği 'ırok' Haber

Mardin'in tescilli yemeği 'ırok'

Mardin'in tescilli üç yemeğinden biri olan "ırok", şefler ve yöre halkı tarafından büyüklerinin vasiyetine uyulup sürdürülüyor. Mezopotamya'nın "altın üçgeni" olarak nitelendirilen Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinden Mardin, üç tescilli ürünüyle mutfağının varlığını sürdürüyor. Daha önce "alluciye" ve "firkiye" tescillenmişti, günler öncesinde ise "ırok" yemeği tescillendi. Şef Dilek Çelebioğlu, bugüne kadar çeşitli medeniyetlere misafirlik yapan Mardin'in çok özel geleneksel yemeklerinin nesilden nesillere aktarıldığını söyledi. Çok önemli lezzetlerinden biri olan ırok yemeğinin tescillendiğini ifade eden Çelebioğlu, "Bu yüzden çok mutluyum. Daha önce alluciye ve firkiye tescillendi. Büyüklerimizin bize vasiyetini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu konuda nesilden nesle aktarmak benim için bir görevdir. Irok yemeğini misafirlerimize en iyi şekilde yapmamız gerekiyor" dedi. Yapım aşamasında Mardin’e ait olan tescilli bulguru, eti ve çeşitli baharatları kullandıklarını aktaran Çelebioğlu, "Biraz meşakkatli bir iş olsa da çok lezzetli bir yemek. Düğünlerde davetlerde sofralarda yer alan bir yemektir. Mardin; din, dil, inanç ve kültür turizm şehrinin yanı sıra şimdi de gastronomi üzerinde de çok büyük önem taşıyor. Gelen misafirlerimize en iyi şekilde bu lezzetleri aktarmak bizim için çok büyük bir mutluluktur" diye konuştu. Artuklu Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nde öğretim görevlisi Ali Alkanoğlu, Mardin'de yemek konusunda son zamanlarda güzel haberler aldıklarını dile getirerek, "İnanç ve turizm şehri olan Mardin'i artık gastronomi turizmiyle tanıtmaya önem verdik. Bunun için çeşitli çalışmalar yapmış bulunmaktayız. Çalışmalar sonucunda Türk Patent Kurumu tarafından değerlendirme sonucunda alluciye, firkiye ile birlikte Türkiye olarak coğrafi tescillenmiş ürün sayımızı üçe çıkarmayı başardık" ifadelerinde bulundu.

Gazenne kumaşı, Coğrafi İşaretli ürün olarak tescil edildi Haber

Gazenne kumaşı, Coğrafi İşaretli ürün olarak tescil edildi

Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde kadınların elinde yeniden hayat bulan Gazenne kumaşı, Coğrafi İşaretli ürün olarak tescil edildi. Gazenne kumaşı, Kemaliyeli kadınların elinde yeniden hayat buluyor. Kemaliyeli Kadınlar Derneğinin (KEKAD) hazırladığı Geleneksel Kemaliye Gazenne Dokuması Yaşatma ve Koruma Projesi çerçevesinde açılan kursta Kemaliye'ye özgü olan kumaşı dokuyarak meslek öğreniyor. 1960 yılına kadar dokunan Kemaliye yöresine özgü Gazenne kumaşının iplikleri kökboyası ile boyanıyor, yüzde 100 pamuk ve kendine özgü çizgiler bulunuyor. Projede Gazenne kumaşının yerel ürün olarak turizme kazandırılması suretiyle sosyo-ekonomik kalkınmaya katkı sağlamak ve kadınların istihdamı hedefleniyor. Açılan kursta kumaş dokuyan Saadet Erdal, “Bu dokumayı ben 5 sene önce öğrendim. Daha önceden kayınvalidelerimiz, onların anneleri falan çok dokumuşlar. Zamanla yok olmuş. Daha sonradan Kadınlar Derneği ve kaymakamlık sayesinde tekrardan gündeme geldi. Tezgahlar alındı. Projeler sunuldu. Ondan sonra bizlere öğretildi eğitmenler tarafından. Bizde öğrendik. Çokta memnunuz. Çok güzel bir uğraş. Ev ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Çocuklarımıza gelecekte bir şeyler bırakabiliyoruz. Geçmişten geleceğe güzel bir eser olsun diye. Kumaşımız peştamal olarak dokuduğumuzda her türlü kullanabiliyorsunuz. El emeği olduğu için kıyamayıp masa üstünde değerlendirenler var. Kare masa örtüsü olarak yapıyoruz. Onları kare masa örtüsü yapıyorlar. Kumaş dokuyoruz, Gazenne kumaşı o da elbise dikiliyor, gömlek dikiliyor. Onun özelliği de yazın serin tutması, kışın sıcak tutması. Yüzde yüz pamuk ve çizgisi sadece Eğin’e has bir dokuma. Bu görmüş olduğunuz peştamal olacak. 2 metre kadar dokuyoruz, 1,80. Gazenne kumaşımız da dediğim gibi gömlek, elbiselik, her türlü kullanabileceğiniz bir kumaş” dedi. Şerife Erdoğan ise, “Ben de bu kursa devam ettim unutulmaya yüz tutmuş mesleklerimizi öğrenip yaşatmak için. Gazenne buraya ait bir kumaş deseni. İsmi Gazenne. Dokuması aynı, içi dışı pamuklu. Öğrenip dokuyoruz. Devam ediyoruz. Modeli eskiden her yerde kullanmışlar. Şimdi bulunmadığı için daha çok yöresel elbisede, gömlek, istediğin şekilde kullanabilirsin. Bizim buraya ait olduğu için elbise daha güzel oluyor” diye konuştu. “Gazenne kumaşı, Coğrafi İşaretli ürün olarak tescil edildi” Kemaliye Belediye Başkanı Mehmet Karaman, Gazenne kumaşının Coğrafi İşaretli ürün olarak tescil edildiğini ifade ederek şu açıklamada bulundu: “Kemaliye Belediye Başkanlığı olarak, ilçemizin tanıtımı, marka değerini, üretim ve istihdamı artırmak için yaptığımız çalışmalarımızda, kadınlarımızın el emeği göz nuru ile nakış nakış işledikleri Gazennelerimize de Coğrafi İşaret almış bulunmaktayız. Çaltı Köyü Derneğinin destek ve katkıları ile Dışpatent firması yetkilisi Çaltı köyünden hemşehrimiz Hamza Okan ve ekibinin çalışmaları ile Kemaliye Eğin Gazenne Dokuması Coğrafi İşaretli ürün olarak tescil edildi. Emeği geçen ve destek olan herkese çok teşekkür ederiz."

Coğrafi tescilli nohutlar kumda pişiyor Haber

Coğrafi tescilli nohutlar kumda pişiyor

Elazığ’ın Ağın ilçesinde yöreye özel kumda sıcaklığı 200 dereceyi bulan meşe ateşi eşliğinde nohudun kavrulmasıyla üretilen ‘Coğrafi Tescilli’ leblebinin yapımı başladı. Ağın ilçesinde yetiştirilen tüylü nohut hasadının ardından evlerin önünde kurulan ocaklarda yöresel yöntemlerle üretimi gerçekleştirilen Ağın leblebisi, 6 yıl önce alınan "Coğrafi İşaret Tescilinin' ardından her geçen yıl daha fazla talep görüyor. Her aşaması özenli ve zahmetli olan leblebinin yapımında kullanılan yöreye has nohut, kum ve meşe ateşi üzerinde lezzet üçgeni oluşuyor. Yapımı için önce elekten geçirilen nohutlar, yabancı maddelerden ve kırık olanlardan arındırılarak leblebi yapımı için meşe külü içeren tuzlu su içerisinde haşlanıyor. Belli bir derecede haşlanan nohutlar bu arada sacda kızdırılan, sıcaklığı 200 dereceye varan yöreye has meşe odunundan elde edilen beyaz kum içerisine dökülerek nar gibi kızarana kadar kavruluyor. Kavurma işlemi bittikten sonra tekrar bir eleğe dökülen nohutlar, kabukları soyularak tüketime hazır hale getiriliyor. Eşi ile birlikte 30 yılı aşkındır leblebi ürettiğini dile getiren Songül Demir (60) , ''Leblebi sezonu eylül ile ekim aylarında başlıyor. Leblebiyi küllü su, meşe külünde ile yapıyoruz. Külü suya koyuyoruz, duruluyor. Ardından nohudun haşlamasını yapıyoruz. İki kase nohuda bir kase su koyuyoruz. Az bir şey haşladıktan sonra nohudu ateşte kızdırılan kumun içine döküyoruz. Sabah erken saatlerde kalkıp bu işi yapıyoruz. İl dışından da rağbet görüyor. Çok lezzetli tanıdıklara da yolluyoruz. 30 senedir leblebi yapıyoruz” dedi.

Tescilli "Yalova aronyası" için hasat şenliği düzenlendi Haber

Tescilli "Yalova aronyası" için hasat şenliği düzenlendi

Karadere köyünde Gönül Elitaş'a ait çiftlikte düzenlenen şenlikte, Türk Patent ve Marka Enstitüsünce "Yalova aronyası" adıyla coğrafi işaret tescil belgesi verilen meyve, hasadının ardından davetlilere ikram edildi. Yalova Valisi Hülya Kaya, programda yaptığı konuşmada, meslek hayatı boyunca bir ürün üzerine bu kadar kapsamlı bir çalışmayla karşılaşmadığını belirterek, üreticiler ile destek veren kurumları tebrik etti. 2017 yılında başlayan aronya çalışmalarının bugün 150 tonluk bir rekolteye ulaştığını vurgulayan Kaya, "Bu inanılmaz bir rakam. Bu ürünün bir yetişme süresi var. En az 3-4 yıl verim alabilmeniz için beklemeniz lazım. Bu 4 yılın sonunda biz 150 tona ulaşmışız. Yalova çok az toprağı olan bir il. Daha çok orman, yapılaşma ve özellikle de kaçak yapılaşmanın çok olduğu bir bölgede inanılmaz güzel bir çözüm. Hem çiftçi hem de ilimiz kazanıyor. Yalova'yı dışarıda tanıtabileceğimiz bir ürün ortaya çıkmış." diye konuştu. Üreticilerle kurdukları kooperatife destek sözü de veren Kaya, aronyanın, özellikle ihraç edilmesi gereken değerli bir ürün olduğuna dikkati çekti. Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş de Türkiye'nin yerli ve milli tohumlarının Yalova'da ekimi ve pazarla buluşmasının gerçekleştirildiğini ifade etti. Son dönemlerde hayata geçirdikleri atılımlardan biri olan aronyanın hem ilaçlara hem de tedavi yöntemlerine kaynak olduğunu anlatan Büyükgümüş, şunları kaydetti: "Bu mucize meyveyi 2012 yılında Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü'nde yapılan çalışmalarda orijinal türler geliştirerek Yalova'mızda yaygınlaştırdık. Geçtiğimiz dönem itibarıyla bizim için bir övünç kaynağı Yalova aronyasını organik olarak tescil ettirerek coğrafi işaret kazandı. Şimdi başarmamız gereken üçüncü bir nokta ise bu geliştirdiğimiz ürünleri son kullanıcı ile buluşturacak katma değer sağlayacak üretimi de Yalova'mızda inşa etmek." İl Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar ise ilin tarım parsellerinin yüzde 72,5'inin 5 dekar ve altında büyüklükte olması nedeniyle birim alandan katma değeri yüksek ürünlere öncelik verdiklerini hatırlattı. Aronyanın da bu ürünlerden biri olduğuna vurgu yapan Parıldar, şu an ilde 150 çiftçinin 471 dekar alanda yetiştirdiği aronyadan yaklaşık 150 ton rekolte beklediklerini söyledi. Protokol tarafından çiftçilere sertifikalarının verilmesinin ardından Vali Kaya ve programa katılan davetliler bahçede aronya hasat etti.

Mardin’in 'alluciye' ve 'firkiye' yemekleri tescillendi Haber

Mardin’in 'alluciye' ve 'firkiye' yemekleri tescillendi

Mardin’e özgü 2 yöresel yemek olan "alluciye" ve "firkiye" coğrafi işaret alarak tescillendi. Turizm şehri Mardin'in iki yöresel yemeği Türk Patent Kurumu tarafından tescillendi. Yemeklerin tarifini veren Şef Dilek Çelebioğlu, Osmanlı döneminden şimdiye kadar ataların kullandığı eski yemeklerin sürekliliğini sağlamak ve gerçek orijinal haliyle halka sunmayı hedeflediklerini söyledi. Birçok farklı yemek olduğunu belirten Çelebioğlu, "Yaptığımız yemek Mardin eriği, eti ve yeşil soğanı bütünleşerek oluşan bir yemektir. Daha önce sadece mevsiminde kullanılıyordu. Yemeği yapmak için papaz eriğinin çıkmasını bekliyorduk. Şu an çeşitli saklama metotları ile bütün mevsimlerde yapabiliyoruz. Anneannem, babaannem ve annemden olduğu gibi hiçbir özelliğini bozmadan yapıyoruz. Et çok iyi olmalı, pişerken karıştırmamak gerekir, yavaş ve kısık ateşte uzun süre pişirilir" dedi. Tescillenmesinin kendileri için büyük bir gurur olduğunu ifade eden Çelebioğlu, "Tescillendiği zaman çok önemli bir vasiyetin yerine getirildiğini hissettim. Çok mutluyuz, en azından bu yemekler unutulmayacak ve diğer nesillere aktarılacak. Başka yöresel ve önemli yemeklerimiz var. Onların da tescilini istiyoruz" diye konuştu. İkinci tescilli yemek olan firkiye hakkında bilgi veren Çelebioğlu, "Firik, Arapça badem demektir. Firkiye, çağladan yapılan bir yemeğimizdir. Bademin ilk meyve halinden yapılan bir yemektir. Geçmişte yemeklerde domates kullanılmıyordu. Mardin yemeklerinde zaten meyvelerden çok fazla yemek yapıyoruz. Eskiden domates kullanılmadığı zamanlarda devamlı meyvelerden etli yemek yapılırdı" şeklinde konuştu. Mardin Artuklu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi bölümünde öğretim görevlisi olan Yavuz Yalçın ise, bu yıl Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile GAP Bölge Kalkınma Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen proje çerçevesinde oluşturulan uygulama mutfağında olduklarını kaydetti. Mutfakta aynı adan 25-30 öğrenci eğitim alabildiğini belirten Yalçın, "Ayrıca da burada coğrafi işaret çalışmaları yaptık. Bu çerçevede coğrafi işarete başvurduğumuz 2 yemeğimiz alluciye ve firkiye yemeklerinin bugün burada yapımını gerçekleştiriyoruz. Bu yemekler yapılırken öncelikle paydaşlarla toplantılar gerçekleştirildi. Ardından bu yemeklerle ilgili bilgiler belgeler toplandı. Makale incelemeleri geçmişe dair bilgileri ve bu yemeklerin nasıl yapıldığına, günümüze kadar nasıl ulaştığına dair belgeleri çıkardıktan sonra paydaşlarla birlikte yine bir demo çalışması gerçekleştirdik" dedi. Demo çalışmasında da bu yemeklerin standart bir reçetesini oluşturmaya çalıştıklarını aktaran Yalçın, "Bu reçeteleri de oluşturduktan sonra Mardin alluciye ve firkiye yemeği için Türk Patent Kurumuna coğrafi işaret başvurusunda bulunduk. İncelemelerin ardından da coğrafi işaret başvurusunu almaya hak kazandık" ifadelerinde bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.