Hava Durumu

#Darüşşifa

TOURISMJOURNAL - Darüşşifa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Darüşşifa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

485 yıldır aynı yöntemle yapılıyor Haber

485 yıldır aynı yöntemle yapılıyor

Bu yıl 485. kez düzenlenecek olan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali'nde atılacak 8 ton mesir macununun geleneksel yöntemlerle üretimi sürüyor. İmalathanede çalışan kadınlar, üretimden paketlemeye kadar her aşamada aktif rol oynarken, 27 Nisan Pazar günü binlerce kişi bu şifalı gelenekten yararlanmak için bir araya gelecek. UNESCO'nun Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alan bu festival, 21 Mart'ta Nevruz Bayramı şenlikleriyle birlikte başladı ve 8 ton mesir macununun geleneksel yöntemlerle yine kadınların ellerinde hazırlandığı bu etkinlik devam ediyor. 21 Mart Nevruz Bayramı'nda yapılan sembolik karma töreniyle başlayan mesir macunu üretimi, geleneksel yöntemlerle aralıksız sürmekte. Manisa'yı Mesir'i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, üretimin geleneklere uygun biçimde devam ettiğini ve bu yıl 27 Nisan tarihinde gerçekleştirilecek saçım töreni için hazırlıkların sürdüğünü belirtti. "Halkımızın katılımıyla dolu dolu bir kutlama yapacağız" Başkan Tanık, "485. kez kutlanacak olan Mesir Festivali, 22-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek ve 27 Nisan Pazar günü geleneksel saçım töreniyle sona erecek. Valiliğimiz, büyükşehir ve ilçe belediyelerimiz ile turizm derneğimiz geleneğe uygun bir şekilde hazırlıklara başladı. Bu yıl 8 ton mesir macunu hazırlanıp saçılacak. Mesir, Manisa için çok önemli bir gelenek ve insanlar, bir tek mesir macunu kapabilmek için yarışıyorlar. Şifa, festivalin en önemli özelliği ve bu etkinlik, Manisa'nın ve ülkemizin tanıtımında büyük bir rol oynuyor. Bu yıl sosyal ve kültürel etkinliklerle dolu bir program hazırlayarak herkese hitap etmeye çalışacağız. Festivaller, bir şehrin kültürel, turistik ve ekonomik canlılığına katkı sağlar. Bu nedenle etkinliğimiz ilimize ciddi faydalar sağlayacaktır. Herkesi festivalimize davet ediyor ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu. Mesirin duası 25 Nisan'da yapılacak Manisa 485. Uluslararası Mesir Macunu Festivali'nin, 27 Nisan Pazar günü saçım töreniyle sona ereceğini vurgulayan Başkan Tanık, 8 ton mesir macununun her yıl olduğu gibi bu sene de şifa duasıyla saçılacağını belirtti. Başkan Tanık, "Saçım töreni 27 Nisan Pazar günü yapılacak, ancak öncesinde 25 Nisan Cuma günü, cuma namazı sonrası geleneksel duası okunacak. Bu tören, yıllar içerisinde geleneksel hale geldi. 27 Nisan'da saçımı yapılacak 8 ton mesir macununun hepsi hazırlanmış olacak ve protokolümüzün de katılımıyla mesir macunlarına dua yapılıp dağıtılacak. İnsanlar, Sultan Camiinden saçılan mesirin okunduğuna inanıyorlar. Gerçekten de bu böyle. Okunan mesir macunları, 27 Nisan günü dağıtılacak. Biz de bu geleneğin sürdürülmesine katkıda bulunuyoruz." dedi. Mesir üretimi kadınlara iş imkanı sağlıyor Mesir üretiminin kadınlara iş imkanı sunduğunu vurgulayan Başkan Tanık, derneğin imalathanesinde 20 yılı aşkın süredir çalışan kadınlar tarafından yılın her günü üretimin sürdüğünü ifade etti. Manisa'yı Mesir'i Tanıtma ve Turizm Derneğine bağlı imalathanede 20 yıldır çalışan Fatma Suna, "İlk işyerim burası ve 20 yıldır mesir üretimindeyim. Festivale yönelik hazırlıklar bizim için çok özel, şifa dağıtmak heyecan verici ve gurur dolu. Yoğun bir çalışma sürecindeyiz, mesirlerimizi sağlık niyetiyle saçacağız." dedi. Dernek imalathanesinde 21 yıldır mesir üretiminde görev alan Birgül Arda, "Çalışmaktan öte manevi boyutu önem taşıyor, halkımıza şifa sunmak güzel bir his, inşallah herkese şifa olur." dedi. 20 yıldır üretimde çalışan Fatma Arslan, geleneklere uygun şekilde ürettikleri mesir macunlarının herkese şifa olmasını temenni etti. Mesir macununun tarihçesi Mesir macunu, 41 farklı baharat ve şifalı bitkiden yapılan bir tür macundur. İlk olarak Yavuz Sultan Selim'in eşi Ayşe Hafsa Sultan hastalanınca dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi tarafından yapıldı. Zamanla halk tarafından ilgi görünce topluma da dağıtılmaya başlandı. Her yıl 21 Mart Nevruz gününde Manisa'daki Sultan Camii Darüşşifasında yapılan dua töreniyle karılmaya başlanan mesir macunu, haftayı takip eden Pazar günü Sultan Camii kubbe ve minarelerinden halka dağıtılmaktadır. Mesirin başlıca özellikleri, hoş lezzeti ve kokuya sahiptir. Vücuda kuvvet verir, kalbi ferahlatır, dikkat geliştirir, siniri yatıştırır, baş dönmesi, sırt ve bel ağrılarına iyi gelir, kanı temizler, göğsü yumuşatır, idrar zorluğunu hafifletir ve iştah açar. Mesir macununun içeriğindeki 41 çeşit baharat 485 yıldır hazırlanan mesir macununun içerdiği baharatlar: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, Hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu ve karahalile."

Masalsı Doğu Ekspresi Sivas’ta Halaylarla Karşılandı Haber

Masalsı Doğu Ekspresi Sivas’ta Halaylarla Karşılandı

SİVAS (İHA) - Kars’tan hareket eden Turistik Doğu Ekspresi, büyüleyici bir yolculuğun ardından Sivas’a ulaştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ortak projesi olan bu özel tren, Kars’tan başlayıp İliç ve Divriği ilçelerinde durduktan sonra Sivas’ta mola verdi. Sivas Tren Garı’nda davul, zurna ve halaylarla karşılanan yolculara kazan simidi ve çay ikram edildi. Etkileyici karşılama, yolcuların beğenisini topladı. "DİVRİĞİ ULU CAMİİ İNANILMAZDI" Yolculardan Emre Duru, yolculuğu unutulmaz bir deneyim olarak nitelendirerek, "Yolculuğum mükemmeldi. Özellikle tren İliç ilçesinde durdu, oradan Kemaliye’de ata topraklarına görme fırsatım oldu. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası inanılmazdı. Gördüğüm en etkileyici mimarilerden bir tanesiydi. Ayrıca Divriği ve Sivas’taki karşılamalar çok güzeldi. Benim için çok kıymetli bir seyahatti" dedi. "BU YOLCULUK YILLARIN HAYALİYDİ" Kübra Duru ise bu yolculuğun uzun zamandır hayalini kurduğunu belirterek, "Yolculuğum çok güzel geçti. Bu yolculuk yılların hayaliydi. Çok uzun zamandır bunu yapmak istiyorduk. Uygun zamanlara bilet denk getiremiyorduk. Şahane bir deneyim oluyor. Özellikle hem Divriği’de hem de Sivas’ta halk oyunları karşılaması beni çok duygulandırdı. İçimden ağlamak geldi. Her şeyin bu kadar güzel olması gerçekten çok keyifli" ifadelerini kullandı. 3 SAATLİK MOLA SONRASI ANKARA’YA DEVAM Sivas’ta 3 saat mola veren Turistik Doğu Ekspresi, bu süre sonunda Ankara’ya doğru yolculuğuna devam etti. Bu masalsı tren yolculuğu, katılımcıların hafızalarında güzel anılar bıraktı.

Haber

"Anadolu’nun El Hamrası" 150 Bin Ziyaretçiye Ulaştı

SİVAS (İHA) - Sivas'ın Divriği ilçesinde yer alan ve "Anadolu’nun El Hamrası" olarak bilinen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 2015 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla bu yıl mayıs ayında tekrar kapılarını açtı. UNESCO tarafından Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olan cami, 796 yıllık geçmişi ve üzerinde yer alan 10 bin bezemesiyle görenleri büyülüyor. Açılışından bu yana geçen altı aylık sürede, eseri 150 binden fazla kişi ziyaret etti. MENGÜCEK BEYLİĞİ’NİN MİRASI 1228 yılında Mengücekli Beyliği döneminde Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Hanım tarafından yaptırılan bu eşsiz eser, aradan geçen 8 asra rağmen görkemini koruyor. Evliya Çelebi’nin "Methinde diller kısır, kalem kırıktır" diyerek övdüğü yapı, tarihin en kapsamlı restorasyon sürecini geçirdi. Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, restorasyonun ardından caminin ibadete ve ziyarete açılmasının, eseri sadece ayakta tutmak değil, ona bir fonksiyon kazandırma amacı taşıdığını ifade etti. DARÜŞŞİFA YENİDEN HAYAT BULUYOR Eserin darüşşifa kısmında da dikkatli bir restorasyon yapıldığını belirten Karaca, bu alanın tarihte ruh ve sinir hastalarının musiki ve su sesiyle tedavi edildiği bir merkez olarak hizmet verdiğini hatırlattı. Buradaki su sisteminin tekrar işlevsel hale getirildiğini ve darüşşifa bölgesinin tedavi amacıyla yeniden hayata geçirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Ayrıca, cami ve darüşşifanın korunması için bir vakıf kurulduğu, bu vakıfla insanlara faydalı alanlar oluşturulmasının hedeflendiği ifade edildi.

Fatih Külliyesi'ndeki Karadeniz Medresesi Hayat Buluyor Haber

Fatih Külliyesi'ndeki Karadeniz Medresesi Hayat Buluyor

İSTANBUL (İHA) - Fatih Külliyesi'nin önemli yapılarından Karadeniz Medresesi'nde 2022'de başlayan restorasyon çalışmaları yüzde 90 oranında tamamlandı. Tarihi yapının altında bulunan ve Bizans dönemine ait olduğu düşünülen Karadeniz Sarnıcı, restorasyon sonrası yeniden gün yüzüne çıkarılacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün önderliğinde yürütülen çalışmalar, 2025 ortalarında sona erecek. MEDRESENİN ÖZELLİKLERİ VE TARİHİ Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan Fatih Külliyesi, Osmanlı'nın klasik mimari anlayışını yansıtan Karadeniz ve Akdeniz medreselerine ev sahipliği yapıyor. Karadeniz Medresesi, "Baş Kurşunlu, Çifte Baş Kurşunlu, Ayak Kurşunlu ve Çifte Ayak Kurşunlu" olmak üzere dört ana bölümden oluşuyor. Medrese, Osmanlı döneminde eğitimin en üst seviyesini temsil ederken, Molla Hüsrev, Zembilli Ali Efendi, Ali Kuşçu ve Ebu Suud Efendi gibi önemli isimlere ev sahipliği yaptığı biliniyor. RESTORASYON ÇALIŞMALARI 2022 yılında başlayan çalışmalar, medresenin özgün olmayan eklerinden arındırılmasıyla başladı. Kubbe güçlendirmeleri ve kurşun yenilemeleri yapılırken, zemindeki döşemeler ve sıvalar aslına uygun şekilde restore edildi. Ahşap kapı ve pencereler orijinal malzemelerine sadık kalınarak yeniden üretildi. Peyzaj ve mekanik düzenlemelerin ardından medrese, özgün niteliği korunarak eğitim yapısı olarak kullanılmaya devam edecek. GİZEMLİ SARNIÇ GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan'ın açıklamasına göre, medresenin altında bulunan ve 51 metre uzunluğunda, 35 metre genişliğinde olan Karadeniz Sarnıcı, 43 sütunla taşınan devasa bir yapı. Bizans dönemine tarihlenen sarnıcın, Fatih Camii avlusunun kuzeybatısına uzandığı biliniyor. Toprak ve molozla dolu olan bu yapının restorasyonu, medresenin tamamlanmasının ardından başlayacak. FATİH KÜLLİYESİ’NİN ÖNEMİ Medrese ile ilgili detaylı bilgi veren Fidan, "Fatih Külliyesi, İstanbul'un 7 tepesinden birinde bulunmaktadır. 1470 yılında inşa edilen Fatih Külliyesi banisi Fatih Sultan Mehmed, mimarı ise Atik Sinan'dır. Külliye tarihte birçok depremden etkilenmiş, 1766 küçük kıyamet olarak adlandırılan depremde büyük hasar görmüştür. 3. Mustafa Fatih Camii'ni yeni bir plan şemasına göre yeniden inşa ettirmiştir. Toplamda 16 medrese bulunmaktadır. Külliyede medreselerin dışında türbeler, muvakkithane tabhane, arasta, hamam, çarşı, imarethane ve darüşşifa da bulunmaktadır. Ancak külliyenin bazı parçaları günümüze ulaşamamıştır" dedi. Fatih Sultan Mehmed'in türbesinin yanı sıra Gülbahar Hatun, Nakşidil Valide Sultan ve Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa'nın türbelerinin de bu külliye içerisinde olduğu bilgisini veren Fidan, Fatih Külliyesi'nin Osmanlı'nın eğitim ve mimari alanındaki zirvesini temsil etmeye devam ettiğini ekledi. UZMANLARIN GÖRÜŞLERİ Restorasyon sürecini yöneten Feyyaz Fidan, çalışmaların detaylarını ve karşılaşılan zorlukları aktardı. Karadeniz Medresesi'nin özgün niteliklerini koruyarak gelecekte de eğitim alanı olarak hizmet vereceğini belirtti. Sarnıçla ilgili konuşan Fidan, "Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak gerek İstanbul gerek Türkiye'nin birçok yerinde restorasyonlara devam ediyoruz. Karadeniz Medresesi restorasyonunu tamamladıktan sonra sarnıcın restorasyonuna başlamayı planlıyoruz" dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.