Hava Durumu

#Denetim

TOURISMJOURNAL - Denetim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Denetim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yamankaradeniz: "Coğrafi İşaretli Ürünlerde Güçlü Denetim Şart" Haber

Yamankaradeniz: "Coğrafi İşaretli Ürünlerde Güçlü Denetim Şart"

Türkiye, zengin kültürel mirası ve tarımsal çeşitliliğiyle coğrafi işaretli ürünler açısından büyük bir potansiyele sahip. Ancak bu değerli mirasın sürdürülebilir olması için, etkin bir denetim mekanizmasıyla güvence altına alınması gerekiyor. TOBB Patent ve Marka Vekilleri Meclis Başkanı ve Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, Türkiye'de coğrafi işaret tescil süreci ve sonrasında geliştirilmesi gereken yapısal alanlara dikkat çekerek, güçlü bir denetim sistemiyle 1.600’ü aşkın coğrafi işaretli ürünün maddi değerini ve güvenilirliğini koruyabileceğimizi vurguladı. 2024 yılının Ocak-Eylül aylarında yapılan 251 coğrafi işaret başvurusuna rağmen, ülkemizdeki coğrafi işaretli ürünlerin özgünlüğünü ve kalitesini korumak için yalnızca tescilin yeterli olmadığına değinen Yamankaradeniz, denetim eksikliğinin bu ürünlerin değerini tehlikeye attığını belirtti. YAPISAL İYİLEŞTİRMELER GEREKLİ Yamankaradeniz, Türkiye'de coğrafi işaret konusunda sadece tescil sürecine odaklanıldığını, ancak yönetişim ve denetim alanlarının ihmal edildiğini belirtti. Bu üç ayaklı sürecin eş zamanlı yürütülmesinin önemi hakkında konuşan Yamankaradeniz, "Tescil süreci, sistemin ilk basamağını oluşturur. Bu aşamada ürün resmi olarak kayıt altına alınarak yasal koruma kazanır. Böylece hem ürünün özgünlüğü korunur hem de tüketiciler doğru bilgilendirilebilir. Yönetişim aşaması, tescil belgesi sahibinin sorumluluk ve yetkilerini belirler. Bu aşama, coğrafi işaretli ürünlerin ekonomik değer yaratabilmesi için kritik öneme sahiptir" dedi.  Denetim süreci konusunda ise, "Denetim mekanizması ise iç ve dış olmak üzere iki boyutlu işler ve özellikle denetim eksikliği coğrafi işaretli ürünlerin güvenilirliğini ve değerini ciddi şekilde zedelemektedir. İç denetimde üreticinin tescile uygun üretim yapması ve kendi kendini kontrol etmesi esastır. Dış denetim ise bağımsız ve yetkili kurumlar tarafından gerçekleştirilmelidir" açıklamasını yaptı. Yamankaradeniz, Avrupa Birliği ülkelerinde bağımsız ve akredite sertifikasyon kuruluşları tarafından sağlanan denetim mekanizmasının Türkiye'de yetersiz kaldığını da vurguladı. STRATEJİK ADIMLAR GELİŞTİRİLMELİ Yamankaradeniz, Türkiye’nin coğrafi işaretler açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ancak kurumsal yapının iyileştirilmesi gerektiğini belirterek bazı önerilerde bulundu: Mevcut yasal çerçeve baştan sona gözden geçirilerek eksiklikler giderilebilir. Yönetişim süreçlerinin yasal bir zemine oturtulması sağlanabilir. Bağımsız denetim ve sertifikasyon sisteminin oluşturulması için gerekli yönetmelikler hazırlanabilir. Ülke genelinde bölgesel temsilcilikleri olan merkezi bir enstitü kurulabilir. Bu enstitünün faaliyet alanı organik tarımı da kapsayacak şekilde genişletilebilir. Bu adımların atılması durumunda, Türkiye’nin coğrafi işaret tescil süreci etkin bir şekilde işleyebileceğini ve yöresel ürünlerin dünya çapında tanınır hale geleceğini belirten Yamankaradeniz, "Coğrafi işaret, yalnızca bir tescil belgesi değil, aynı zamanda kalite ve güvenin de bir göstergesidir" dedi.

Bakanlığın fiyat denetimleri sonrası 327 milyon lira ceza kesildi Haber

Bakanlığın fiyat denetimleri sonrası 327 milyon lira ceza kesildi

Ticaret Bakanlığı tarafından 15 Eylül tarihi itibarıyla fahiş fiyat denetimleri ve sektör bazlı denetimler kapsamında bin 274 gerçek ve tüzel kişiye 327 milyon 376 bin lira idari para cezası uygulandı. Ticaret Bakanlığı, fiyat istikrarının sağlanması, fahiş fiyatın engellenerek adaletli bir iç piyasa tesisi sağlanması amacıyla sektör bazlı denetimlerin yanında fahiş fiyat denetimlerini de 81 ilde yoğun şekilde sürdürdüğünü açıkladı. Denetimler kapsamında fahiş fiyat denetimlerinde 15 bin 80 gerçek ve tüzel kişi denetlendi ve aykırılık tespit edilen 646 gerçek ve tüzel kişiye 135 milyon 104 bin 257 lira idari cezası kesildi. 2024 yılının başından 15 Eylül tarihine kadar ise fahiş fiyat denetimleri kapsamında 45 bin 318 gerçek ve tüzel kişi denetlenmiş, aykırı fillerde bulunan 691 gerçek ve tüzel kişiye 197 milyon 610 bin 314,50 lira idari para cezası uygulandı. “Otomotiv sektöründe 75 milyon 13 bin 928 lira idari para uygulandı” Sektör bazlı yapılan denetimlerimiz kapsamında ise, 2024 yılında otomotiv sektöründe 202 firma denetlendi ve aykırı fiil ve eylemlerin yanında stokçuluk uygulayan 68 firmaya toplamda 75 milyon 13 bin 928 lira idari para uygulandı. “Emlak sektöründe 152 bin 253 lira idari para cezası uygulandı” Emlak sektörüne yönelik yapılan denetimlerde 2024 yılı 15 Eylül tarihi itibarıyla 538 gerçek ve tüzel kişi denetlendi ve aykırılık tespit edilen 392 gerçek ve tüzel kişiye 30 milyon 152 bin 253 lira idari para cezası uygulandı. “Kuyum sektöründe 24 milyon 600 bin lira idari para cezası uygulandı” Kuyum sektörüne yapılan denetimler kapsamında 2024 yılında 310 gerçek ve tüzel kişi denetlenmiş olup, 123 gerçek ve tüzel kişiye aykırı fillerinden dolayı 24 milyon 600 bin lira idari para cezası uygulandı. Denetimlerin yanında 24 Temmuz 2024 tarihinde yapılan 2024/3 sayılı Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Toplantısında ise 46 hal içi tüccar ve 2 tavukçuluk firmasına toplamda 30 milyon 74 bin 880 lira idari para cezası uygulandı. “Toplam 327 milyon 376 bin 495,50 lira idari para cezası uyguladı” Ticaret Bakanlığı, 2024 yılında 15 Eylül tarihine kadar sektör bazlı denetimler ve fahiş fiyat denetimleri toplamında ise 46 bin 368 gerçek ve tüzel kişiyi denetleyerek aykırı eylem ve fillerle birlikte, stokçuluk girişimlerinde bulunan bin 274 gerçek ve tüzel kişiye 327 milyon 376 bin 495,50 lira idari para cezası uyguladı.

Sürücülere denetim yapıldı, ceza yağdı Haber

Sürücülere denetim yapıldı, ceza yağdı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 29 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında 2 milyon 411 bin 916 aracın denetlendiğini ve 432 bin 299 araca veya sürücüye işlem yapıldığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre emniyet ve jandarma trafik ekipleri tarafından 29 Ağustos - 5 Eylül tarihleri arasında 2 milyon 411 bin 916 araç denetlendi. Denetimlerde, ışıklı ya da sesli uyarı işareti bulunan cihazları (çakar) mevzuatta izin verilmeyen araçlara takarak kullanan 220 sürücüye işlem yapıldı. Ayrıca hız ihlalinde bulunan 117 bin 687, periyodik muayenesi yaptırılmamış 24 bin 259, emniyet kemeri kullanmayan 15 bin 935, sürücü belgesiz araç kullanan 15 bin 475 ve zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan 9 bin 498 olmak üzere diğer işlemlerle birlikte toplam 432 bin 299 araca-sürücüye işlem yapıldı. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda aşırı hız ve emniyet kemeri kullanıma dikkati çekerek, “2024 yılının ilk 8 aylık döneminde ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarının yüzde 36’sı yasal olmayan hızlarda araç kullanımı nedeniyle meydana gelmiştir. Trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla trafik kazalarının başlıca nedenleri arasında ilk sırada yer alan ‘Aşırı Hız’ ile etkin bir mücadele yürütülmektedir. Şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüslerin karıştıkları kazalarda sürücü ve yolcuların emniyet kemeri kullanmamasına bağlı olarak kazaların sonuçlarının ağır olduğu görülmektedir. Emniyet kemeri kullanımı; trafik kazası kaynaklı can kayıplarını yüzde 45, ağır yaralanmaları ise yüzde 60 oranında azaltmaktadır. Şehirlerarası otobüsler de dahil seyahat süresince sürücü ve yolcuların emniyet kemeri kullanması yasal zorunluluktur. Lütfen trafik kurallarına harfiyen uyalım, aşırı hız yapmayalım. Araçlarımızda da otobüslerde de emniyet kemeri takmayı ihmal etmeyelim. Yolculuklar sizleri sevdiklerinize kavuşturmak için vardır, ayırmak için değil” ifadelerine yer verdi.

Aşırı hıza denetimler arttı Haber

Aşırı hıza denetimler arttı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, emniyet ve jandarma trafik ekiplerince 8-15 Ağustos tarihleri arasında 1 milyon 971 bin 985 araç denetlendi. Yapılan denetimler sonucu ışıklı ya da sesli uyarı işareti bulunan cihazları (çakar) mevzuatta izin verilmeyen araçlara takarak kullanan 275 sürücüye işlem yapıldı. Ayrıca hız ihlalinde bulunan 134 bin 588, periyodik muayenesi yaptırılmamış 26 bin 165, emniyet kemeri kullanmayan 17 bin 772, sürücü belgesiz araç kullanan 16 bin 102 ve zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan 9 bin 710 olmak üzere diğer işlemlerle birlikte toplam 447 bin 672 araca/sürücüye işlem yapıldı. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda yaşanan ölümlü ve yaralanmalı kazalarda aşırı hız faktörüne dikkati çekerek, "2024 yılının ilk 7 aylık döneminde ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarının %35’i yasal veya uygun olmayan hızlarda araç kullanımı nedeniyle meydana gelmiştir. Trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla trafik kazalarının başlıca nedenleri arasında ilk sırada yer alan 'Aşırı Hız' ile etkin bir mücadele yürütülmektedir. Bu kapsamda; ülke genelinde hem şehir içlerinde hem de otoyollar dahil tüm şehirler arası karayollarında ortalama hız tespit sistemlerine ek olarak mevcut mobil radar araçlarımızı yerli ve milli kaynaklarla geliştirilen yeni nesil “Mobil Hız Tespit Sistemleri” ile takviye yaparak güçlendirdik. Lütfen trafik kurallarına harfiyen uyalım, aşırı hız yapmayalım. Emniyet kemeri takmayı ihmal etmeyelim. Yolculuklar sizleri sevdiklerinize kavuşturmak için vardır, ayırmak için değil" ifadelerine yer verdi.

Muğla’da turizm için kiralanan konutlarda sıkı denetim Haber

Muğla’da turizm için kiralanan konutlarda sıkı denetim

MUĞLA’DA KONUT KİRALAMA BAŞVURULARI ARTIYOR Muğla’da, turizm amaçlı konut kiralamak isteyenlerin başvuruları artmaya devam ediyor. Son bilgilere göre, 16 bin kişi konutlarını turizm amaçlı kiralamak için başvuruda bulundu. Bu başvurulardan 7 bininin kabul edildiği ve kabul edilen konutların denetime tabi tutulduğu ve izinsiz kiralama yapanlara ceza kesildiği belirtildi. LÜKS VİLLALARIN KİRALAMA FİYATLARI YÜKSEK SEYREDİYOR Ünlü emlak siteleri aracılığıyla Bodrum’da aylık ve yıllık kiralanabilen lüks villaların fiyatları oldukça yüksek. Bu villaların aylık kira bedeli 250 bin liradan başlayıp yıllık 3 milyon 600 bin liraya kadar çıkabiliyor. Kiralanan villaların fiyatı, konutun özelliklerine ve sunduğu imkanlara göre değişiklik gösteriyor. YÖNETMELİKLE GETİRİLEN KURALLAR Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak 2024’te yürürlüğe girdi. Yönetmelikte, konutların turizm amaçlı kiralama süreleri, izin belgesi başvurularının nasıl yapılacağı, konut nitelikleri, izin belgesi sahiplerinin sorumlulukları ve kiracı ile izin belgesi sahibinin hak ve yükümlülükleri detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu yönetmelik kapsamında, turizm amaçlı konut kiralamaları daha düzenli bir şekilde gerçekleştirilecek ve denetime tabi tutulacaktır.

Turizmciden yurt içinde fahiş fiyat denetimi çağrısı Haber

Turizmciden yurt içinde fahiş fiyat denetimi çağrısı

Döviz getiren ve cari açı­ğın finansmanına doğru­dan katkı sağlayan turizm sektöründe yüksek enflasyon, ta­til süresinin kısılmasına neden oldu. Fiyatlardaki artışın yanı sı­ra turizmciler son dönemde sos­yal medyada yayılan bazı video ve paylaşımlarda ‘Türkiye’nin çok pahalı olduğu’ algısının yayılma­sının turizmi baltaladığı uyarısı yapıyor. Sektör yetkilileri bu para­lelde yerli ve yabancı turistin Yu­nanistan, Rodos, İspanya, İtalya gibi Akdeniz çanağındaki rakip ül­kelere kaptırıldığının altını çizdi. Ege ve Akdeniz’de yüksek enf­lasyonun getirdiği maliyet ar­tışlarına rağmen konaklama te­sislerinin, kampanyalarla fi­yatları baskılamaya ve güncel artışları yansıtmamaya çalıştığını savunan sektör temsilcileri, “İki top dondurmanın 20 pounda, bir markette bir kutu kolanın 250 TL’ye satılması turizme zarar ve­riyor. Bunu mutlaka önlemeliyiz. Turizm zabıtaları oluşturup bu esnafın çok iyi denetlenmesi, fi­yatların sürekli gözetim altında tutulması gerekiyor. Ahlaki eroz­yonun, dünyanın en güzel coğraf­yasına uzun vadede vereceği zara­rı iyi anlamalı ve ona göre politika üretmeliyiz. Bu sorunların üste­sinden gelebilmek için birlikte ha­reket etmeliyiz” çağrısı yaptı. Tatilci süreyi kısalttı Türkiye’deki yüksek enflasyon karşısında ekonomik çözüm ara­yan ve tatil süresini birkaç gün kıs­maya başlayan yerli ve yabancı tu­rist, geçen sezon her şey dahil 7 gün için harcadığı ortalama 49 bin liralık bütçesiyle, bu sezon 5 güne yaklaşık 50 bin lira ödeyerek tatil yapabiliyor. Maliyet artışı karşı­sında turistin tatilden vazgeçme­diğine işaret eden sektör temsil­cileri, “Ancak önceden 7 gece ko­naklıyorsa artık 5 gece kalıyor. 9’sa 7’ye, 3-4 günse 1,6-2 geceye düşü­yor” dedi. Otellerin de turistlerin değişen taleplerine cevap vermek için çalıştığına işaret eden sektör temsilcileri, “Beş gecenin altında satış vermeyen konaklama tesis­leri, şu anda 3-4 gecelik satış ver­meye başladı. Turistin daha faz­la kalması için turizm aktiviteleri artırılmalı ki daha çok döviz gir­disi sağlansın” çağrısı yaptı. Tu­rizm verileri de konaklamalarda­ki düşüşe işaret ediyor. Her ne ka­dar ikinci çeyrek turizm gelirleri 31 Temmuz’da açıklanacak olsa da bu yılın ilk çeyrek verilerinde or­talama geceleme sayısının 14.9 ol­duğu belirlendi. Bu sayı, geçen yıl ilk çeyrekte 15,3’tü. Yabancı turis­tin 2023 Ocak-Mart döneminde 13 olan ortalama geceleme sayısı da bu yıl ilk çeyrekte 11,1 olurken, yerli turistin ise ortalama 17,4’ten 12,9’a gerilediği görüldü. Diğer ta­raftan turistik tesislerin, maliyet artışlarını güncel fiyatlara yan­sıtmamaya çalıştığına işaret eden sektör temsilcileri, artan mali­yet karşısındaki fiyat politikasını, “Geçen yıl 4 bin lira olan bir tesis, bu yıl 6 bin -6 bin 500 lira civarın­da. Maliyet artışları dikkate alın­dığında güncel rakamlar 8 bin – 8 bin 500 lira seviyesinde. Ancak bu artışlar yansıtılmıyor” diye özetle­di. Öte yandan Akdeniz’de beş yıl­dızlı bir otelde her şey dahil orta­lama tatil fiyatı 21 bin liradan baş­larken, ultra lüks villalarda 350 bin liraları aştığı belirlendi. How To Make Travel & Ennar Cave House Yönetim Kurulu Baş­kanı Hami Koç, yerlinin yanı sıra yabancı turistin de en ekonomik şekilde tatil yapmak istediğine dikkat çekti. Koç, sözlerini şöy­le sürdürdü: “Fiyat hassasiyeti ön planda, ucuz tatil arayışı var. Ba­lona bineyim geri döneyim, eko­nomik olsun istiyorlar. Yabancı bir turist ortalama 1,6 gününü Ka­padokya’ya ayırıyor. Yani 16 saat ayırarak daha ekonomik olması­na çalışıyor. Yabancı turist önce­den 3-4 gün kalırken, şu anda 1,6 – 2 güne düştü. O nedenle Kapa­dokya’da turistlerin yapabileceği aktiviteleri fazlalaştırmalıyız. Bu sayede kalacağı gün sayısını artır­malıyız ki, daha çok döviz girdisi sağlansın. Yerli turist ise 1 güne düşüyor. Batı’dan Doğu’ya geçer­ken sabah geliyor, akşam gidiyor. Yerli turist daha çok çadır, kara­vanda konaklıyor.” Tesis olarak yüzde 85 yabancı ağırlıklı çalıştıklarını ve daha çok yabancı aileleri ağırladıklarını söyleyen Koç, “Şu anda Kapadok­ya bölge otellerinde doluluk yüzde 35-40 arasında. Geçen yıl odabaşı ortalama fiyat 70 euroydu, şu an­da 55 euroya gerilemiş durumda” dedi. Koç, yüksek maliyet ve sabit kur dolayısıyla satılan her oda için odabaşı 620 lira zararın olduğu­nu söyledi. Koç, son olarak "Bizde konaklama fiyatları çok uygun, ancak yiyecek-içecek pahalı ma­alesef. Fırsat fiyatlarına izin ve­rilmemeli" dedi. Rota değişmedi, ancak geceleme düştü Jolly Tur Yurt­dışı Turizm Di­rektörü Tolga Te­kin, enflasyonist ortamda mali­yet artışlarının iç turizmde tatilci davranışlarına etkisine yönelik, “Tatil bir ihtiyaç. Geçmişte 7 ge­ce konaklıyorsa, artık 5 gece ko­naklayabiliyor. Veya daha makul fiyatlı otelleri tercih ediyorlar” diye konuştu. Sektör ciroların­da enflasyondaki artışın etkili ol­duğunu, ancak turist sayısının da yüzde 30-35’lik bir yükseliş görül­düğüne işaret eden Tekin, “Bura­daki fiyat artışlarına göre tatilci­ler, kendi bütçesini ayarlıyor” diye konuştu. Yüksek enflasyonla satın almadaki düşüşün rota değişikli­ğine neden olup olmadığı konu­sunda Tekin, “Keskin bir değişik­lik yok. Alışkın olduğu yere yine gidiyor. Örneğin Ayvalık’ı seven yine Ayvalık’a, Çeşme’yi seven yi­ne oraya gidiyor. Ancak daha lüks segmentten A-B kategorisine yö­neliş ve daha az konaklama sayısı söz konusu” değerlendirmesi yap­tı. En çok talep gören bölgenin ne­resi olduğu sorusuna Tekin, “Her zaman Akdeniz” yanıtını verdi. Oteller satın alma gücüne cevap vermeye çalışıyor Jolly İç Turizm Oteller Direktö­rü Cihat Gür, enf­lasyonla yükselen maliyetler karşı­sında tatilcilerin de kendi bütçesi­ni otellerin konaklama şartlarına uyarlamaya çalıştığına işaret ede­rek, “Oteller de artık misafirlerin şartlarına uymaya çalışıyor. Ön­ceden en az 5 gecenin altında sa­tış vermeyen bir otel, şu anda 4 ge­ce, 3 gece veriyor. Otel tarafında da müşteri tarafında da herkes aslın­da kol kola girmiş, birbirine destek olarak ilerlemeye çalışıyor. Çün­kü satın alma gücünde düşüş söz konusu” diye konuştu. Tatilcilerin gözdesi olan Akdeniz’de Antalya Alanya’nın başı çektiğine dikkati çeken Gür, “Alanya’yı Side, Belek takip ediyor. Ege’de Bodrum başı çekiyor. Bodrum, Marmaris, Fet­hiye olarak sıralanıyor” bilgileri­ni verdi. Son dakikalar yüzde 70 arttı Akbaldan Tu­rizm Yönetim Ku­rulu Başkanı Murat Akbal, artık tatilci­lerin yılda bir de­fa dinlenmek için kendi çözümlerini geliştirdiğine işaret ederek, şun­ları söyledi: “Tatil süresini düşü­rüyorlar. Sezon başı ya da sezon sonları rezervasyon yapmaktan­sa tam sezonda gelmeyi tercih edi­yorlar. Örneğin 7 günse, 4 veya 5 gün gelmeyi tercih ediyorlar. Haf­ta içi uygun olduğu için onu tercih edenler var.” Turistin, tatil süresi­ni kısaltarak bütçesini ayarladığı­na işaret eden Akbal, “Mesela ge­çen yıl, her şey dahil bir butik otel için 7 güne 49 bin lira öderken, şu anda 5 günde 50 bin lira ödeyerek tatilini yapabiliyor.” Geçen yıl ve önceki yıllara bakıldığında son dakika rezervasyonlarının ciddi artış gösterdiğine işaret eden Ak­bal, “Dün karar veriyor, fiyatı ana­liz ediyor ve bugün tesise geliyor. Son dakikalarda 15 günden bu yana yüzde 60-70 artış var. Son dakikalarla oteller, gün içinde ya da akşam dolmuş oluyor. Boş oda stok yapılamadığı için tesisler, indirim ve kampanyalar yaparak otelleri doldurma yolunda ilerli­yorlar” diye konuştu. Geceleme sayıları düşüş trendinde Ela Hotels & Re­sorts Turizm Ko­ordinatörü Kor­han Alşan, sektör girdi maliyetleri­nin Kovid-19 son­rasında arttığını, önceden dengelenebilen mali­yetlerin kurların durağan seyret­mesi ve yüksek enflasyonun ne­gatif etkiyle fiyatlara yansıdığı­nı vurguladı. İç piyasada turist sayısının yüzde 30 artığını, an­cak gecelik tatil periyotlarındaki düşüşe işaret eden Alşan, sözle­rini şöyle sürdürdü: “Tüm dün­yadaki kaynak pazarlarda gece­leme sayıları düşüyor; kişi başı yüzde 10-15’lik bir düşüş söz ko­nusu. Önceden yabancı turistin 9 gün olan geceleme sayısı 7-8’e düştü. Bu, pazara göre farklılık gösteriyor. İç piyasada ortalama 6 gece olan konaklamalar da 5 - 5,5 gecelerde. Tüketiciler, daha uygun fiyatlı dönemlere, erken rezervasyon kampanyalarına ya da tatilin kısaltılması gibi farklı çözümlere ilgi göstermeye baş­ladı. Tüketicinin tatilini karşıla­ma ihtiyacı devam ediyor, ancak bütçe odaklı bir davranış sergi­liyor. Bu, hem yerli hem yabancı turist için geçerli. Fiyat hassa­siyeti yüksek. Global ekonomik durgunluk, jeopolitik gelişmeler, küresel belirsizliklerin tüketici­ler üzerindeki etkileri, tüm sek­törlerde olduğu gibi turizmde de hissediliyor.”  "En pahalı ürün ile B plus işletmeler karşılaştırılıyor"  Dünyanın en güzel coğrafyasında turizm yapma imkanı olsa da bu şansın iyi değerlendirildiğinin söylenemeyeceğine dikkati çeken Akbaldan Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akbal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fahiş fiyatlarla yapılan satışların sosyal medyada ve tur acentelerinde sıkça konuşulması endişe verici bir hal almış durumda. Marmaris merkezde iki top dondurmanın 20 pounda satılması, bir markette bir kutu kolanın 250 TL’ye alınması gibi olaylar, hem yerel hem de uluslararası platformlarda büyük yankı uyandırdı. Almanya ve Hollanda’da sosyal medyada bazı yabancılar çok pahalıya aldığını belirten paylaşımlar yapıyor. Bunlar mutlaka önlenmeli. Ahlaki erozyonun, uzun vadede vereceği zararı iyi anlamalı ve ona göre politika üretmeliyiz. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için birlikte hareket etmeliyiz. Özellikle turizm zabıtaları oluşturulup esnafın çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Turizm doğrudan döviz gelirimiz, o nedenle ne gerekiyorsa yapmalıyız.” Türkiye ve Yunanistan karşılaştırmasına da değinen Akbal, “Türkiye’deki en pahalı bir ürün ile Yunanistan’daki B plus işletmeler karşılaştırılıyor. Ege ve Akdeniz’de popüler yerlerde bir beach 3 bin TL, Rodos’ta 150-200 eurodan (7 bin TL) başlıyor. Oysa ülkemizde de çok güzel plajlara ücretsiz girilebiliyor. Çok farklı iki ürünün karşılaştırılması, fiyatları manipüle ediyor” diye konuştu.

Toplu gayrimenkul alan yabancıların denetlenmesi isteniyor Haber

Toplu gayrimenkul alan yabancıların denetlenmesi isteniyor

Kavaloğlu, AA muhabirine, turizm sezonunun iyi gittiğini, kente gelen turist sayısının 11 milyon 500 bini geçtiğini söyledi. Yabancılara gayrimenkul satışlarına değinen Kavaloğlu, "Kentte 108 bine yakın gayrimenkul satışı yapılmış. Yabancıların özellikle turistlerin gayrimenkul alması bizim için çok mutluluk verici. Fakat bir, iki tane değil sayılar çok yukarıda. Onların, ellilerin üzerinde satış yapılıyor. Bunun denetlenebilir olmasını çok arzu ediyoruz. Dolayısıyla bunun bir turizm şekli haline gelmesini tercih ediyorsak da hem denetlenebilir hem vergilendirilebilir olmasını arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı. Portekiz, İtalya hatta Amerika'nın, tüm dünyanın böyle bir problemi olduğuna dikkati çeken Kavaloğlu, "Onlar bir çözüm noktası kurmuşlar. Ama dünyanın hiçbir yerinde topluca bir alıma izin verilmiyor. Dolayısıyla biz de artık bu dakikadan sonra topluca bir alıma izin vermemeliyiz. Bunun gayrimenkul yatırımı amaçlı olarak satın alınmasına izin verilmesini ancak kontrol edilebilir ve denetlenebilir bir hale gelmesini istiyoruz." dedi. Günübirlik kiralamalardan küçük ve orta ölçekli otellerin daha çok mağdur olduğunu dile getiren Kavaloğlu, onların da yabancıların gayrimenkul satın alarak kiralama yapmalarını takip edip, kontrol ettiklerini vurguladı. "Ekime kadar bir kanun çıkmasını bekliyoruz" AKTOB olarak en küçük pansiyondan dört, beş yıldızlı otellere kadar hepsinin temsilcisi olduklarını bildiren Kavaloğlu, şöyle devam etti: "Yabancıların kendi aralarında günübirlik kiralamalar söz konusu. Biz deniz, kum, güneşin yanına güvenliği, güvenilirliği eklemiştik. Biz kısa süre içinde güvenlikle ilgili bir zafiyet oluşabileceğini düşünüyoruz. Valilik, kaymakamlıkların ve emniyetimizin bu konuda çalışmaları var. Bunun bir an önce kontrol altına alınması gerekiyor. 80'e yakın gayrimenkul alımı yapanlar var. 50'nin üzerinde gayrimenkul alımı yapan onlarca kişi var. Dolayısıyla bunların takip edilmesi, hangi amaçla satın aldıklarının tespit edilmesi gerekiyor. Yüzde 30'un üzerinde Ruslar satın almış. İkinci sırada Almanlar, üçüncü sırada Ukraynalılar geliyor. Bu satın almayı yapan ülke vatandaşlarının bunun hangi amaçla satın aldıklarının ve bunların kontrollerinin yapılmasını arzu ediyoruz." Antalya'nın özellikle Alanya ve Konyaaltı'ndan konut alınmasının turizm amaçlı olabileceği yönünde şüphe uyandırdığını belirten Kavaloğlu, "Bakanlığımız bu konuyla ilgili ciddi anlamda bir çalışma yapıyor. Bununla ilgili sivil toplum kuruluşlarından bütün bu işin paydaşlarından bilgi aldı. Tüm dünyadaki örneklerini inceledi. Ekime kadar bununla ilgili bir kanun çıkmasını bekliyoruz." dedi. "İyi analiz edilip, hepsi kayıt altına alınmalı" Belek Turizm Merkezi'ndeki Calista Luxury Resort Hotelin Genel Müdürü Ali Kızıldağ ise dünyada konutu, oda ya da evin bir bölümünü kiralama üzerine hizmet veren platformların olduğunu söyledi. Türkiye'de özellikle son yıllarda bunun çok geliştiğini anlatan Kızıldağ, şunları kaydetti: "Antalya'da özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve salgından sonra yabancılara çok sayıda konut ve emlak satıldı veya kiralandı. Böyle olunca bu kaçınılmazdı. Şikayet ederek bir yere gidemeyiz. Bunun yasalarla çerçevesinin belirlenip, vergisinin harcının, belgelendirilmesinin tam olarak yapılıp ülke ekonomisine kaçak olmadan kazandırılması gerekiyor. Çok iyi analiz yapılarak, tüm bunların kayıt altına alınması gerekiyor." "Kiraladıkları dairelerde de turisti konaklattırıyorlar" Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Akdeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Rıza Perçin ise günübirlik tesislerin pazarlaması için TÜRSAB üyelerinin yetkilendirilmesi gerektiğini söyledi. Yabancının satın aldığı daireyi kendi milliyetinden insanlara kiraya vermesinin doğru olmadığını anlatan Perçin, "Antalya'da daire satın almanın yanı sıra farklı milliyetlerden yabancılar, 5-6 daireyi kiralayıp oralarda kendi milliyetlerinden turisti konaklattırıyor. Bunların önüne geçilmesi elzemdir." dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.