Hava Durumu

#Destinasyon

TOURISMJOURNAL - Destinasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Destinasyon haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Corendon Airlines, 2025 yazı için 30'dan fazla destinasyon sunacak Haber

Corendon Airlines, 2025 yazı için 30'dan fazla destinasyon sunacak

Corendon Airlines, 2024 yılının Ocak-Ağustos döneminde, bir önceki yıla göre yüzde 20 artışla iki milyondan fazla yolcuya hizmet verdi. Corendon Airlines, 2024/2025 kış sezonu ve 2025 yazı için tatilcilere geniş ve istikrarlı bir uçuş programı sunmayı planlıyor. Bu kapsamda Almanya, Avusturya ve İsviçre’den gerçekleştirilecek uçuşlarla hizmet vermeye devam edecek Corendon Airlines, 2025 yılında 20’nci yılını kutlarken özel bir yılı geride bırakmaya hazırlanıyor. Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer konuyla ilgili, “Güçlü rakamlarımız ve gelecek yıl için ön gördüğümüz hedefler, stratejimizdeki başarıyı kanıtlıyor. Bu strateji doğrultusunda satış faaliyetlerimizi yoğunlaştırıyor ve Almanca konuşulan ülkelerde tatil seyahatleri için tercih edilen partner olma konumumuzu daha da güçlendiriyoruz” dedi. 2024 yazında etnik trafik artışıyla birlikte satışlar daha da güçlendi Corendon Airlines’tan yapılan yazılı açıklamaya göre; şirket, 2024 yaz sezonunda Türkiye, İspanya, Yunanistan, Fas ve Mısır’a yönelik uçuşlarda yoğun bir talep gördü, geleneksel tatilcilerin yanı sıra, Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu gibi destinasyonlara yönelik etnik uçuşlara olan ilgi de arttı. Bu talebi karşılamak için 2024 yılında bu hatların çalışma süresini uzatan Corendon Airlines, bu uygulamayı 2025 yılında da sürdürmeyi planlıyor. Bunun yanı sıra, satış ve pazarlama faaliyetlerini artırarak müşteri ve iş ortaklarıyla olan ilişkilerini güçlendirerek önümüzdeki dönemde büyüme hedefleri için sağlam bir temel oluşturdu. Haziran 2024'te göreve gelen ve Almanya ve Türkiye'deki ekiplerin desteğiyle satış stratejisine liderlik eden Corendon Airlines Satış & Pazarlama Başkanı Christian Hein, “Amacımız, tur operatörleri ve seyahat acenteleriyle olan iş birliklerimizi genişletmek. İlk adımları attık ve önümüzdeki dönemde bu çalışmaları geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. Kış sezonunda güneşli destinasyonlar 1 Kasım 2024'ten 14 Mart 2025'e kadar sürecek 2024/2025 kış tarifesi; Almanya, Avusturya ve İsviçre'deki 24 havalimanından kalkan 600 binden fazla koltukla popüler tatil destinasyonlarına uçuş imkanı sunuyor. En çok talep gören destinasyonlar arasında Kanarya Adaları'ndan Fuerteventura, Gran Canaria, Lanzarote ve Tenerife ile birlikte Mısır’ın Kızıldeniz kıyısındaki Marsa Alam ve Hurghada yer alıyor. Ayrıca Corendon Airlines, başta Antalya olmak üzere Türkiye'ye yönelik bağlantılara büyük önem veriyor. 2025 yazı için görünüm Corendon Airlines, 2025 yaz sezonu için 30'dan fazla destinasyonu kapsayan geniş bir uçuş ağı sunmaya hazırlanıyor. Yoğun sezonda haftada 500’den fazla uçuş ve iki milyondan fazla koltuk ile uçmayı hedefleyen şirket, Almanya’daki 18 havalimanına, Avusturya’daki 4 ve İsviçre’deki 2 havalimanına hizmet verecek. cOmmited.app ile sürdürülebilirlik ortaklığı Corendon Airlines, cOmmited.app platformu ile de yeni bir ortaklık yoluyla iklim koruma taahhüdünü genişletiyor. Yolcular, uçuşlarının CO2 emisyonlarını hesaplayabilir ve yenilenebilir enerji, orman koruma ve sürdürülebilir tarım odaklı projeleri finanse eden sertifikalar satın alarak bu emisyonları dengelemeyi amaçlıyor. Corendon Airlines aynı zamanda, Antalya’dan kalkan uçuşlarda Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) kullanarak sera gazı emisyonlarını yüzde 80’e kadar azaltıyor.

Rusya'da kendi gözlerinizle görmeniz gereken on yer Haber

Rusya'da kendi gözlerinizle görmeniz gereken on yer

1. Peterhof, St.Petersburg Kelimenin tam anlamıyla "Peter's Court" olarak tercüme edilen ünlü saray ve park topluluğu, St. Petersburg'a 29 km uzaklıkta yer almaktadır. Peter I, Kronstadt'ı inşa ederken, Kotlin Adası'na giderken sık sık Finlandiya Körfezi kıyısındaki bir "geçiş odasında" durmak zorunda kalıyordu. Birkaç yıl sonra beğendiği arsaya kır evi inşa etmeye karar verdi. İlk olarak kompakt Monplaisir Sarayı ortaya çıktı: büyük reformcu büyük binalardan hoşlanmadı. Monplaisir'in dekorasyonu da Peter'ın zevkine uygundu; zarif, ancak işlevsel ve elbette kraliyet standartlarına göre basit. Peterhof'taki ana yaz eğlencesi, ikisi - beyaz banklar - Peter'ın çizimlerine göre 1723 yılında inşa edilmiş olan joker çeşmelerinde bir gıcırtı ile sıçramaktadır. Aksine saatlerce kuyrukta beklememek için kışın Büyük Saray'a gitmek daha iyidir. 2. Kızıl Meydan, Moskova Herkes ülkenin ana meydanını, büyük olayların yerini biliyor ve ya burayı zaten ziyaret etmiş ya da gerçekten istiyor. Bugünkü adını 17. yüzyılda alan meydan, Kremlin duvarlarının renginden değil, güzelliğinden dolayı kırmızıdır. Rus mimarisinin bir şaheseri, Aziz Basil Katedrali, Çar kararnamelerinin açıklandığı Lobnoe Meydanı, Shukhov'un cam çatılı GUM binası, Minin ve Pozharsky anıtı - Kızıl Meydan'daki herhangi bir bina ayrı bir tartışmayı hak ediyor ve hepsi birlikte UNESCO'nun koruması altındadır. Kızıl Meydan boyunca yürüyüş yılın herhangi bir zamanında iyidir. Kışın buz patenine gidebilir ve Noel pazarında arkadaşlarınıza hediyeler arayabilirsiniz. Yaz aylarında, yorulana kadar yürüyebilir, kalabalığın azaldığı ve ışıklarla ışıldayan meydanın gerçekten şenlikli göründüğü gece geç saatlere kadar bekleyebilirsiniz. 3. Kamçatka Kamçatka'da doğa insanı yendi. Nadir şehirler ve kasabalar, vahşi, gelişmemiş güzelliğin gölgesinde çekingen bir şekilde kalabalıklaşıyor. Kamçatka sanki Dünya'da değilmiş gibi görünüyor: İlk Sovyet ay gezgininin 1969'da burada test edilmesi sebepsiz değil. Bölgeye, yerel halkın korkmadığı, onlara alışkın olan volkanlar hakimdir. Geldiğimizde ise tam tersine her şey harika: ateş püskürten dağlar, gayzerler, ayılar ve göçebe halkların korunmuş gelenekleri. Kamçatka'dan beş yıldızlı hizmet ve gelişmiş altyapı beklememelisiniz. Ancak yanardağa yürüyerek tırmanmayı veya helikopterden kalderaya bakmayı, 10 kilogramlık chinook somonunu yakalamayı, Koryaklar arasında balık çorbası içmeyi, birkaç metre mesafeden kahverengi ayıları görmeyi hayal ediyorsanız burası tam size göre. , Sannikov topraklarında. Soğuk mevsimde Kamçatka'ya gidiyor olsanız bile (ve Haziran-Ağustos aylarında burası az çok sıcaktır), yine de mayoyu unutmayın: kaplıcalarda şehir yorgunluğunu atacaksınız. 4. Suzdal, Altın Yüzük Altın Yüzük'ün en küçük şehri olan Suzdal'da sadece 10 bin kişi yaşıyor. Başkentin standartlarına göre burası bir il ama görkemli bir tarihe sahip. Şehir, kroniklere Moskova'dan yüz yıldan fazla bir süre önce girmiş, Kuzeydoğu Rusya'nın başkenti ve önemli manevi merkezlerden biriydi. Zamanla Suzdal gölgelere düştü ve 19. yüzyılda Moskova'dan Nizhny Novgorod'a giden demiryolu tarafından atlandığında tamamen rafa kaldırıldı. Suzdal'ın cazibesi budur; Kamenka Nehri boyunca yürürsünüz, çerçeveleri oymalı ahşap evlere ve eski kiliselerin parlak kubbelerine baktığınızda sanki zamanda geriye gitmişsiniz gibi görünür. Ruha dokunuyor. Tüm duyulara hitap etmek için yerel babuşkaların uzmanlaştığı turşuyu ve Suzdal imzalı bal likörünü denemeyi unutmayın. En yakın büyük havaalanları Moskova'dadır. Başkentten Suzdal'a Vladimir üzerinden otobüs veya trenle ulaşabilirsiniz. Ayrıca Moskova havaalanlarından birinde araba kiralayabilirsiniz. 5. Plyos, Volga bölgesi Dokunaklı kiliseler yüksek kıyıdan bakıyor, yeşilliklerin arasında temiz evler gizleniyor, huş ağaçları nehir yüzeyine yansıyor - Volga'daki tipik bir şehir gibi görünüyor. Ancak Plyos olağanüstü bir yer. Gezginler sıcak ve rahat atmosferden bahsediyor. Sanatçılar her iki kıyıdaki özel ışıktan ve engebeli, hacimli manzaradan bahsediyor. Plyos'ta üç yaz boyunca iki yüze yakın resim yapan Levitan'ın ardından yaratıcı insanlar buraya akın etti. Kaldığı ev artık bir müze ama asıl sergi dışarıda: Bunlar Levitan'ın zamanından bu yana neredeyse hiç değişmemiş manzaralar. Üç yüz yıllık Varsayım Katedrali'ne ilk bakıyorsunuz ve şu anda Tretyakov Galerisi'nde asılı olan "Sessiz Ev" i hemen hatırlıyorsunuz. Ancak Plyos'a gitmeye değer en önemli şey, güzel Volga manzaralarının sakinliği ve uyumudur. 6. Lena Sütunları, Yakutya Eğer Levitan Plyos yerine Lena Sütunları'na gitseydi başına neler geleceğini hayal etmek zor. Yakutsk'tan iki yüz kilometre uzakta, Lena kıyıları boyunca Kambriyen kireçtaşı kayalarından oluşan bir çit duvar gibi yükseliyor. Kayaların saygıdeğer yaşı ve belli bir gerçek dışılığı, fantastik doğası, onlara bakan herkes tarafından hissedilir: Lena Sütunları'ndan, Dünya'daki yaşamın son 500 milyon yıldaki evrimi incelenebilir. 2012 yılında tabiat parkının statüsü bir üst seviyeye yükseltildi: UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi ve bu da gezinin ertelenmemesi için bir başka neden. Yakutsk'tan bir turist teknesi Lena Sütunları'na gider, ancak buraya kendi tekneniz veya kayağınızla da yaklaşabilirsiniz. Raftinge, kıyılarında ilginç taş korumaların da bulunduğu Sinaya Nehri'nde başlayabilirsiniz. Lena Sütunları'nda gözlem güvertesine tırmanın: yukarıdan manzara her türlü çabaya değer. 7. Kazan, Tataristan Kazan'dan çok uzak olmayan Volga ve Kama, Avrupa ve Asya birleşiyor ve bu da antik kentin neredeyse tüm kaderini belirliyor. Kazan bir zamanlar Altın Orda Devleti'nin egemenliği altındaydı ve önemli ticaret yolları buradan geçiyordu. Daha sonra Rusya İmparatorluğu'na girdi (“Kazan'ın aldığını” hatırlıyor musunuz?) ve daha da çeşitlendi. Kazan'da camiler ve Ortodoks kiliseleri barış içinde bir arada yaşıyor, Tatar Sabantuy'u (Haziran ayında) ve Maslenitsa'yı kutluyor, çak-çak ve turtalar yiyorlar. 2005 yılındaki milenyum yıldönümünde Kazan daha da şık bir hal aldı ve aralarında muhteşem Milenyum Köprüsü ve Kul Şerif Camii'nin de bulunduğu pek çok yeni turistik mekana kavuştu. UNESCO'ya göre yürüyüşünüze şehrin en önemli simgesi olan eski güzel Kazan Kremlin'den başlamak daha iyi. Aynı zamanda Syuyumbike kulesinin gerçekten "düştüğünü" kontrol edin. 8. Olkhon Adası, Baykal Buryat şamanistleri her yerin kendine has bir ruhu olduğuna inanırlar. Antik çağlardan beri, Baykal'ın merkezindeki Olkhon adasına karşı özel bir batıl inanç saygısı vardı: orada müthiş Baykal ruhlarının yaşadığına inanılıyordu. Ada hala Kuzey Asya'nın her yerinden gelen şamanların ana sığınağı olmaya devam ediyor. Son zamanlarda turistler Olkhon'a seyahat etmeye başladılar - sadece enerjik titreşimler aramak için değil, aynı zamanda sadece rahatlamak için de. Baykal Gölü'nün mavi sularında yüzün. Olkhon'un ruhunun yaşadığı Şamanka Dağı'na gidin. Atın bozkırın geniş alanlarından geçmesine izin verin. Ateşte pişirilen omul'u deneyin. Bisiklet kiralayın (bu Olkhon'da olur!) ve tüm bölgeyi keşfedin. Özel bir evde veya mini otelde kalabilirsiniz - ikisinden de yeterince var. 9. Ukok Yaylası, Altay Dolambaçlı nehirler ve geniş göller, fotojenik parlak mavi gökyüzünü yansıtıyor. Bakış uçsuz bucaksız genişliklerde özgürce süzülüyor ve yalnızca ufukta dağ zirvelerine rastlıyor. Ukok Platosu tüm görünümüyle Tibet'i andırıyor ancak Rusya'da Altay Dağları'nda bulunuyor. Yer sert ama inanılmaz derecede güzel ve bir şekilde dünya dışı: yükseklik 2.200 - 2.500 metredir (ve bu bir vadi, bir sırt değil), neredeyse hiç insan yok ve kuvvetli rüzgar yalnızca mutlak sessizliği vurguluyor. Ukok'a turla gidebilirsiniz: Rehber size höyükleri, Ukok prensesini ve platodaki diğer arkeolojik buluntuları anlatacak ve en önemlisi kaybolmanıza izin vermeyecektir. Maceracılar 4x4'lere ve dağ bisikletlerine biniyor. Yanınıza ekipman ve yiyecek almanız gerekiyor. 10. Dombay Kafkasya yüksek dağlar, temiz hava ve gürleyen nehirlerden oluşur. Ve ayrıca asırlık gelenekler ve en katı Moskovalılara bile nüfuz eden olağanüstü misafirperverlik. Bir asır önce Rus dağcılar, Karaçay-Çerkesya'nın güzel bir yeri olan Dombay ile aşk yaşamaya başladı. Alp disiplininde kayak yapmanın moda olduğu 60'lı yıllarda Dombay popüler bir dağ beldesine dönüştü ve bugüne kadar da öyle kalıyor. Servis mükemmel değil, ancak pist dışı ve hayal edilemeyecek doğal güzellikler de dahil olmak üzere mükemmel kayakla her şey telafi ediliyor: Dombay Glade, sessiz dağlardan yapılmış duvarları olan bir çanak gibidir. Kayak sezonu Aralık ayından Nisan ayına kadar sürer ve yaz aylarında Dombay'ı diğer taraftan keşfedebilirsiniz: çevredeki bölgede geziler yapın, göllerde yüzün, binicilik becerilerinde ustalaşın, Mussa-Achitara Dağı'na tırmanın ve khychin yiyin ve kesinlikle donmayın sıkılmayacağım.

Alışveriş turizmi destinasyonun çekiciliğini artırıyor Haber

Alışveriş turizmi destinasyonun çekiciliğini artırıyor

Perakende turizmi, 2019'da Seyahat ve Turizm'in GSYİH'sinin %6'sını oluşturuyor 'Perakendecilik', perakende gezginler için en önemli tema olarak ortaya çıkıyor Barselona, ​​​​İspanya: Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) bugün “Küresel Perakende Turizmi: Trendler” lansmanını yaptı ve Insights ”, alışveriş turizmi hakkındaki düşüncelerimizi değiştirecek bir rapor. WTTC ile Hong Kong Politeknik Üniversitesi Otelcilik ve Turizm Araştırma Merkezi'nin The Bicester Collection işbirliğiyle ortak araştırması, 2017'de düzenlenen bir etkinlikte yayınlandı. Bicester Koleksiyonu'nun bir parçası olan La Roca Köyü, Köyün 25. yıl dönümüne denk gelecek şekilde Barselona, ​​​​İspanya'da yer alıyor. 2019'da perakende turizm, Seyahat ve Turizm sektörünün değerinin %6'sını oluşturan 178 Milyar ABD Doları tutarında önemli bir rakamı temsil etti ve bu rakamı aşıyor. Bazı destinasyonlarda . Dünya genelinde ekonomilere sağlanan bu önemli artışa rağmen, tarihsel olarak yeterince araştırılmamış olması, stratejik öngörü için kritik verilerin eksikliğine yol açmıştır. En son WTTC raporu, bu boşluğu ele alarak, seyahat edenlerin alışveriş alışkanlıklarına ilişkin öngörüler sunuyor. şehirdeki perakende satış noktalarına yer veriyor ve sürdürülebilir perakende gibi yeni ortaya çıkan trendleri öne çıkarıyor. Bu rapor, perakende turizmin hem destinasyonlar hem de işletmeler için kullanılmamış muazzam potansiyeline ışık tutuyor. Rapora göre bu segment, 2021 yılında Amerika ve Avrupa'nın öncülüğünde çoğu pazarda COVİD-19 salgınından kurtulmaya başladı. Dikkat çekici bir büyüme sergileyerek, pandemi öncesi hemen hemen tüm pazarlarda genel ekonomileri geride bırakarak dayanıklılığını ve gelecekteki büyüme beklentilerini ortaya koydu. Perakende turizmi, gelen turizm gelirlerinin %82 ​​oranında arttığı Seyahat ve Turizm sektörünün toparlanmasında önemli bir rol oynuyor. 2022'de Alışveriş artık sadece bir boş zaman etkinliği değil; seyahat kararlarını şekillendirir, destinasyonun çekiciliğini artırır, döviz kazancını artırır ve yerel markaları ve ürünleri destekler.Rapor, alışverişi teşvik etmek ve müşteri deneyimini geliştirmek için 'perakendecilik' (perakendecilik ve eğlencenin birleşimi) dahil olmak üzere ortaya çıkan temaları vurguluyor. WTTC Başkanı ve CEO'su Julia Simpson şunları söyledi: “Perakende turizmi artık sadece hediyelik eşya satın almaktan ibaret değil; bu, Seyahat ve Turizm sektörünün toparlanmasının ardındaki itici güçtür ve gelire, istihdam yaratılmasına ve genel ekonomik büyümeye önemli ölçüde katkıda bulunuyor.Bu rapor, perakende turizmin kullanılmayan potansiyelini ve Seyahat ve Turizm sektöründeki paydaşların uyum sağlama ihtiyacının altını çiziyor gezginlerin tercihlerini değiştirmeye çalışıyoruz. Gezginler, lüks bir ortamda lüks markaların yanı sıra, destinasyonlarının kültürünü ve benzersizliğini yakalayan otantik markalar arıyor.” Bicester Koleksiyon Başkanı ve Küresel Baş Tüccar Desirée Bollier şunları söyledi: “Ekonomik refahı zenginleştirici deneyimlerle birleştirmek, perakende turizmi kültürel mirası kutlarken toplulukları canlandırıyor. Perakende, seyahat ve turizm arasındaki işbirliğine dayalı bir yaklaşım, sektör büyümesini bilinçli eylemlerle dengeleyerek gezginin yolculuğunu geliştiriyor. Destinasyon bütünlüğü, teknolojik kucaklama, kamu-özel sektör işbirliği, gezginlerin bakış açısına empati kurma ve iyi düşünülmüş politikaları savunma yoluyla perakende turizmin dinamik geleceğinin yolunu çiziyoruz." Otelcilik ve Turizm Araştırma Merkezi Direktörü Hong Kong Politeknik Üniversitesi Otel ve Turizm İşletmeciliği Okulu’ndan Profesör Haiyan Song, şunları söyledi: "Seyahat ve Turizmde sürdürülebilirliğin önemi, COVİD-19 salgını sonrasında artmaya devam edecek ve perakendecilerin, alışveriş yapan ve seyahat eden kişilerden kaçının ödeme yapmaya istekli olduğunu anlaması zorunludur. Sürdürülebilir ürünler için. Rapor, günümüz alışveriş turistlerinin harcama kalıpları ve tercihleri ​​hakkında değerli bilgiler sunuyor. Deneyimsel turizmin alışverişle birleştirilmesi ve perakende turistin taleplerinin karşılanması vurgulanıyor. Cadde mağazaları popüler alışveriş destinasyonları olmayı sürdürürken, şehir dışındaki perakende de popüler olmaya devam ediyor. ankete katılanların yaklaşık üçte biri bu tür destinasyonlara ziyarette bulunduğunu bildirdiği için popülerliği de artıyor. Ayrıca, çevrimiçi alışveriş, geleneksel perakende deneyimlerinin yerine geçmekten ziyade onları tamamlıyor. Rapor ayrıca perakende turizmindeki paydaşlar için değerli tavsiyeler sunarak bu tür destinasyonlarda nasıl gezinebilecekleri konusunda rehberlik sağlıyor. başarılı bir şekilde ortaya çıkan trendler. Perakende turizminin geleceği olumlu görünse de, iş kanunlarıyla ilgili zorluklar ve vergisiz alışveriş politikalarının etkisi de dahil olmak üzere belirli engelleri kabul etmek ve ele almak önemlidir. Bu engellerin aşılması, devam eden büyüme ve sürdürülebilirlik açısından hayati önem taşıyacaktır. “

Topkapı Sarayı: Tarih ve İhtişamın Buluştuğu Özel Destinasyon Haber

Topkapı Sarayı: Tarih ve İhtişamın Buluştuğu Özel Destinasyon

İstanbul'un tarihi güzelliklerinden biri olan Topkapı Sarayı, ziyaretçilerine tarihin derinliklerinde unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar başkenti olan ve İstanbul'da yer alan bu saray zengin tarihi ve büyüleyici atmosferiyle Osmanlı İmparatorluğu'nun ihtişamını yansıtıyor.  Topkapı Sarayı’nın planı; çeşitli avlular ve bahçeler arasında devlet işlerine ayrılmış daireler, hükümdarın ikametgâhı olan bina ve köşkler ile sarayda yaşayan görevlilere mahsus binalardan oluşuyor. Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasında, İstanbul yarımadasının ucunda bulunan Sarayburnu’ndaki Bizans akropolü üzerine inşa edilen Saray, 1400 metre uzunluğundaki “Sur-ı Sultani” denilen yüksek ihata duvarları ile karadan, deniz tarafından ise Bizans surlarıyla çevrili. Saray’ın kapladığı alan ise yaklaşık 700 bin metrekare. Sarayın içinde birçok avlu, bahçe, cami, harem, kütüphane, hamam, mutfaklar ve müze bölümleri bulunuyor. Her bir yapı, zengin süslemeleri, çinileri ve işlemeleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Sarayın ana bölümleri arasında Babüssaade (Saltanat Kapısı), Enderun (Saray Eğitim Bölümü), Harem ve Divan-ı Hümayun (Devlet Dairesi) bulunuyor. İstanbul fatihi Sultan II. Mehmed tarafından 1460-1478 tarihleri arasında yaptırılmış olan ve zaman içerisinde bazı ilavelerin yapıldığı sarayda, Osmanlı padişahları ve Saray halkı 19'uncu yüzyıl ortalarına kadar ikamet etmiş, Osmanlı monarşisi 1922’de kaldırıldıktan sonra da, 3 Nisan 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle müzeye dönüştürülmüştür. Topkapı Sarayı’nın olağanüstü zenginlikteki koleksiyonları ve son derece ilgi çekici hikâyelerle örülü tarihi bu sarayı kesinlikle dünyanın en görülmeye değer saraylarından biri kılıyor. İmparatorluk Hazinesi, Avrupa Porselenleri ve Camları, Bakır ve Tombak Mutfak Eşyası, Çin ve Japon Porselenleri, Gümüşler, Hırka-i Saadet Dairesi ve Kutsal Emanetler, İstanbul Cam ve Porselenleri, Padişah Elbiseleri, Padişah portreleri ve resim koleksiyonu, Silahlar müzede sergilenen değerli koleksiyonlar arasında yer alıyor. Müzede sergilenen eserlerden biri olan Kaşıkçı Elması, altın sarısı renginde, çevresi çift sıra halindeki 49 adet iri elmas ile süslenmiş ve 86 karat ağırlığında olmasıyla dünyanın en büyük elmaslarından biri. Hayran edici güzelliği önünde çoğu zaman uzunca sıralar olur fakat tüm parıltısıyla sabırla beklemeye değer. Adını “Dört Zümrütlü Hançer” diye de duyabileceğiniz hançer, Sultan I. Mahmut tarafından İran hükümdarı Nadir Şah’a hediye etmek amacıyla yaptırılmış, fakat Nadir Şah’ın ölümü üzerine hediye Topkapı Sarayı hazinesinde muhafaza altına alınmıştır. Kabzası ve kapağının üzerinde yer alan 4 zümrüt taş ile dünyanın en değerli hançeridir. Yeni özel destinasyon konseptiyle Topkapı Sarayı, ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Artık sadece bir turistik mekan olmanın ötesine geçen Topkapı Sarayı, özel turlar, etkinlikler ve deneyimler sunarak ziyaretçilerine tarihi ve kültürel bir yolculuk vaat ediyor. Topkapı Sarayı'nda düzenlenen özel turlar, ziyaretçilere sarayın gizli odalarını, padişahların yaşam alanlarını ve sarayın en kıymetli hazinelerini keşfetme fırsatı veriyor. Ayrıca, sarayın etkileyici bahçelerinde yürüyüş yapabilirsiniz. Bu özel destinasyon deneyiminde, ziyaretçiler ayrıca geleneksel Osmanlı lezzetlerini tadabilir ve özel etkinliklere katılabilirler. Topkapı Sarayı'nda düzenlenen konserler, sergiler ve kültürel etkinlikler, tarih ve sanatseverler için eşsiz bir deneyim sunmakta. Topkapı Sarayı, İstanbul'un zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için eşsiz bir destinasyon. Bu saray, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilere Osmanlı İmparatorluğu'nun büyüleyici dünyasına adım atmaları ve geçmişin ihtişamını hissetmeleri için mükemmel bir fırsat sunuyor. İstanbul'a seyahat eden herkesin, Topkapı Sarayı'nı mutlaka ziyaret etmesi ve bu benzersiz deneyimi yaşaması önerilir. Topkapı Sarayı'nı ziyaret ederek, Osmanlı İmparatorluğu'nun görkemli geçmişine tanık olabilir ve tarihin büyüleyici dünyasına siz de adım atabilirsiniz.

Doğu Karadeniz’de turizm destinasyonları artıyor Haber

Doğu Karadeniz’de turizm destinasyonları artıyor

TÜRSAB Doğu Karadeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Volkan Kantarcı, son yıllarda özellikle Arap turistler Doğu Karadeniz bölgesine yoğun ilgi gösterdiğini belirterek bölgedeki turizm destinasyon yerlerinin giderek arttığını kaydetti. Doğu Karadeniz Bölgesinin sadece doğal güzellikleriyle değil tarihi değerlerle de öne çıktığını hatırlatan Kantarcı, özellikle son yıllarda ören yerlerine yapılan restorasyon çalışmalarına dikkat çekti. Kantarcı, Sümela’nın yanı sıra bölgede tarihi alanlarda yapılan restorasyon çalışmalarının bu sezonki ziyaretçi sayısını artıracağını ümit ettiklerini ifade ederek, “Bölgemize Arap turistlerin tercih yerleri her geçen gün biraz daha artıyor. Geçmiş dönemlerde daha az uğradıkları destinasyonlar yerlerini son yıllarda daha fazla ziyaret ediyorlar. Mesela Giresun Kuzalan Şelalesi, Mavi Göl buralara pandemi öncesine göre baktığımız zaman ziyaretçi sayısı çok azdı. Çevre düzenlemesiyle birlikte buralara ilgi daha artıyor. Gümüşhane’de çok güzel tarihi değerlerimiz var. Limni Gölü, Karaca Mağarası, Torul Seyir Terası, Tomara Şelalesi ön plandaydı. Son dönem yapılan restorasyon çalışmasıyla İmera Manastırı, Krom Vadisindeki belli kiliseler ön plana çıkıyor. Gümüşhane'deki Satala antik kentindeki çalışmalar, Bayburt Kalesi'nin restorasyon süreci tamamlandı, bölgemize ciddi katkı sağlıyor” dedi. Doğu Karadeniz sadece doğasıyla değil tarihiyle de öne çıkıyor Doğu Karadeniz Bölgesinin sadece yeşiliyle değil tarihi ören yerleriyle de öne çıktığını ifade eden Kantarcı, “Doğu Karadeniz, yeşili, şelaleleri, dereleri, gölleri, dağları, yaylalarından ziyade tarihi yapılarıyla da öne çıkıyor. Tarihi yerlere yapılan restorasyon çalışmaları sayesinde buralara tercihi artıyor. Dolayısıyla doğal güzellikler ve tarihi yapılar bölgenin cazibesini daha artırıyor. Yine bölgemizde Fırtına Vadisinde Kaçkar Dağlarında yaylalar çok ön plana çıktı. Sosyal medyada bu anlamda paylaşımlar buraları daha tanınır hale getiriyor. Bölgede seyahat acente sayısına bağlı olarak tanıtım çalışmaları artıyor. Artvin’e butik turlar önceden sadece yaz aylarında yapılıyordu artık Mayıs ayı itibariyle hareketlenmeye başladı. Bu sezon dış pazar sayısında kesinlikle artış olacaktır. DHMİ sivil havacılık uçuş planlamaları olsun seyahat acenteleri olsun şimdiden yaptırdıkları ön rezervasyonlarda bu yoğunluk gözüküyor” diye konuştu.

Sinop'ta kültür ve doğa rotaları oluşturuldu Haber

Sinop'ta kültür ve doğa rotaları oluşturuldu

Temiz sahilleri, tarihi yapıları ve denizle ormanın iç içe olduğu tabiat parklarıyla özellikle yaz aylarında ziyaretçi akınına uğrayan Türkiye'nin kuzey ucu Sinop'ta yaz sezonuna yönelik hazırlıklar devam ediyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Metin Süren, Sinop'un kültür ve doğa turizmi açısından oldukça zengin bir kent olduğunu söyledi. Deniz turizminin yanı sıra kültür ve doğa turizmi alanında da artık söz sahibi olmak istediklerini anlatan Süren, önümüzdeki yaz döneminde kültür ve doğa turizmine ağırlık vereceklerini dile getirdi. Süren, bu kapsamda kenti ziyaret edecekler için beş ayrı kültür ve doğa rotası oluşturduklarını belirterek, şunları aktardı: "Kültür ve doğa turizmi kentimiz açısından çok önem arz ediyor. Ancak bunun harekete geçirilmesi için bir planlama gerekiyordu. Biz bu planlama çalışmasını bir yıl önce başlatmıştık. Bayağı bir yol da aldık. Bu yaz dönemi için beş ayrı rotayı belirlemiş durumdayız. Bunlardan bir tanesi merkezde oluşturduğumuz kültür rotası. Tarihi Cezaevi’ni kaleleri, müzeleri ve diğer tarihi mekanları kapsayan bir rota. İkinci olarak Boyabat, Durağan ve Saraydüzü ilçelerini kapsayan kültür ve doğa rotası. Yine Dikmen ve Gerze ile Ayancık ve Türkeli ilçeleri kapsayacak şekilde hazırladığımız doğa rotası. Ayrıca merkezde de Akliman, Hamsilos ve Sarıkum'u kapsayacak şekilde bir doğa rotamız olacak." Süren, oluşturulan rotalarla ziyaretçilerin doğayla ve kültür yapılarıyla buluşmalarının sağlanacağını vurgulayarak, "Sinop'un sadece deniz ve kum dışında farklı özellikleriyle de ön plana çıkmasını arzu ediyoruz. Bu rotaları onun için çok önemsiyoruz. Yaz sezonunda ziyaretçilerimizi oluşturduğumuz söz konusu rotalara yönlendireceğiz." diye konuştu.

Meksika'nın şöhretli hapishanesi, turizm merkezine dönüşüyor Haber

Meksika'nın şöhretli hapishanesi, turizm merkezine dönüşüyor

Meksika doğası ve tarihi nedeniyle turistik açıdan cazip bir ülke. Tarih, Meksika’yı ziyaret etmek için en “geçerli” nedenlerden biri. Ülkenin her yanına serpilmiş durumda olan ve 27’si UNESCO Kültür Mirası listesinde bulunan 193 devasa arkeolojik bölgeye sahip, Chichén Itzá, Tulum, Palenque, Teotihuacan. Ülkemizde pek bilinmeyen Kolomb öncesi Mezoamerikan kültürlerinin ürettiği keşfedilmeyi bekleyen mistik mücevherler var. Dünyanın en iyileri arasında görülen müzelere de ev sahipliği yapıyor. Meksika müzik konusunda da tamamen özgün tarzını yaratabilmiş bir ülke. Tüm Meksika’da müziği, şarkıları ve dansı bulacağınız, her köşede bir mariachi grubu sizi bekliyor. Meksika çok büyük bir ülke olduğu için, çöllerden balta girmemiş jungle’lara, “sonsuzluğa açılan” çöküntü havuzlarından masmavi okyanuslara müthiş bir doğal çeşitlilik sunuyor.  Geleneksel mutfağı 2010 yılında UNESCO tarafından maddi olmayan kültürel miras ilan edilmiş. Oaxaca, ülkenin lezzet başkenti. Takolar, ençiladalar, cipsler, soslar, tamaller ve bunlara eşlik eden çikolatalı, acı biberli, yemişli moleler, bize tanıdık al pastor adı verilen döner, yerel biraları ve tekila, mezkal, pulke, tekila, mezkal, pulke gibi önemli içkileriyle turizm için cazibe merkezi. Meksika turizm gelirlerini artırmak için yeni bir hamle yaptı ve hükümet, dönemin kötü şöhretli hapishanesini, turizm merkezine haline getirmeye karar verdi. Meksika'nın batısında bulunan Islas Marias takımadaları, 1905'te diktatör Porfirio Diaz tarafından hapishane haline getirilmişti. 2019 yılına kadar da kullanıldı. Bugün Çevre ve Kültürel Eğitim Merkezi 'Muros de Agua – José Revueltas'ın genel merkezi olan Marías Adaları, az keşfedilmiş doğal cennet olarak ifade ediliyor. 2010 yılında UNESCO tarafından korumaya alınmış dört adadan oluşuyor. Isla Madre en büyük ve tek yerleşik ada, ardından María Magdalena, María Cleofas ve San Juanito adacığı. Adalar Pasifik Okyanusu'ndaki konumu nedeniyle, birçok türün yanı sıra 21 tür köpekbalığı, 10 vatoz, 3 deniz kaplumbağasından oluşan flora ve faunası sayesinde büyük bir doğal zenginlik destinasyonu. Ayrıca mercan, 24 endemik kuş alt türüne sahip, bazıları sarı başlı papağan, kırmızı kardinal, tavşanlar ve rakunlar da var. Hükümet, önümüzdeki haftadan itibaren Puerto Balleto'nun ana yerleşim yerine giden feribotlarla birlikte adalara turist paketleri açıkladı.  Bunu gerçekleştirmek için, bir taraftan farklı limanlardan erişim sağlayabilecek olan Balleto limanına ziyaretçilerin gelmesine olanak sağlamak için sokak iyileştirme çalışmaları, yol temizleme ve ev iyileştirme çalışmalarını yapıyorlar.  Ekosistemi korumak amacıyla otel ve kamp gibi turistlerin konaklaması gibi bir konaklama seçeneğinin olmayacağını, bu nedenle adaya ziyaretlerin günübirlik olacağı bildirildi. Sabahtan gün batımına kadar, kuş gözlemciliği, sörf gibi su sporları gibi, çevresel etkisi düşük faaliyetler için turistlere yeni bir destinasyon oluyor. Yasemin Arslan

Çeşme'de yılbaşı kutlamak moda oldu Haber

Çeşme'de yılbaşı kutlamak moda oldu

Yılbaşı tatili 2 gün olmasına rağmen, Çeşme’deki otel, restoran ve eğlence yerleri rezervasyonları şimdiden yüzde 80’leri aştı. Turizmciler, yılbaşındaki doluluk oranlarının yüzde 100’e ulaşmasını bekliyor. Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkanı Yakup Demir, 2 günlük tatile rağmen Çeşme’ye talebin çok yüksek olduğunu belirterek, "Özellikle Alaçatı’da yılbaşı kutlamak bir değer oldu. Alaçatı’da yılbaşı ile birlikte anıları tazelemek ve bir takım paylaşımlarda bulunmak, genel olarak İzmir ve yakın bölgedeki insanlar için çok önemli oldu. Açık olan otellerimizdeki doluluklar hızla ilerliyor. Rezervasyonlar yüzde 70-80’leri aşmış durumda. Daha 2 haftamız var. Bu demek oluyor ki otellerimizde önemli bir doluluk olacak. Bu doluluklar restoranlara da yansıyacak. İnsanlara, Çeşme’nin yaz ve kış yaşanabilir olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Yani 'Çeşme’yi kışın da yaşayın' diyoruz. Belki yaz yoğunluğunu göremiyoruz ama bu sakinlikleri de güzel bulan tatilcilerimiz var. Alaçatı’daki sörf istasyonlarımız hala çalışıyor. Alaçatı sokakları hafta sonları gayet güzel. Güzel bir kış mevsimi geçireceğimizi umut ediyoruz" diye konuştu. "Çeşme’mizi en güzel şekilde tanıttık" Çeşme’nin de katıldığı ve standının ödül aldığı Travel Turkey İzmir hakkında da bir değerlendirme yapan ÇEŞTOB Başkanı Demir, "Pandemi sonrası bu yıl da Çeşme Belediyesi ile birlikte Travel Turkey İzmir fuarındaydık. Fuar, her yıl olduğu gibi güzel geçti. Çeşme standı çok ilgi gördü. Oldukça verimli 3 gün geçirdik. Katılımcıların ve ziyaretçilerin her biri standımıza gelerek standımızı çok beğendiklerini söyledi ve bolca fotoğraf çekildi. Çeşme’mizi en güzel şekilde tanıttık. Şimdi sırada Utech Fuarı, İstanbul EMITT Fuarı, Berlin ITB Fuarı var. Hollanda’nın kurtuluş festivaline Çeşme’yi tanıtmak için gideceğiz. Şimdi onun üzerinde çalışıyoruz. Çeşme, çok popüler bir destinasyon. Çeşme ve Alaçatı deyince herkesin yüzü gülüyor. Akıllarına tatil geliyor. Bunu daha da geliştirip güzelleştireceğiz" şeklinde konuştu. "Kasıma kadar sezonu taşımalıyız" Geçtiğimiz sezonda pandemi öncesindeki 2019 sezonunu yakaladıklarını belirten Demir, "Belki sezonumuz kısa diye yakınıyor ve üzülüyoruz ama maalesef deniz, kum ve güneşe bağlı destinasyonlarda sezon bitince sakinlik başlıyor. Mayorka’da da İbiza’da da böyle. Ancak bunu bir tık ileriye götürmek için çalışmamız gerekiyor. Havalar güzel gittiği için kasım ayında bile denize girildi. En azından kasıma kadar sezonu taşımamız gerektiğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı. "Rusya’dan Japonya’ya kadar tatil kapısı Çeşme olacak" Yaz sezonuna şimdiden hazırlanmaya başladıklarını ifade eden Demir, şöyle konuştu: "Yaz aylarında daha çok yabancı turistin olacağını görüyoruz. Tabii önümüzde bir seçim var. Bu seçim nedeniyle ister istemez erken rezervasyonlarda bir bekleme süreci olacaktır ama özellikle Antalya ve Fethiye’de erken rezervasyonlarda yurt dışı piyasaya, özellikle İngiltere’ye rezervasyon durdurma mesajları çekilmeye başlandı. Bunun yansımaları Çeşme’ye de olacak. Bizim hedefimiz de özellikle Avrupa ve dünyanın diğer ülkeleri olacak. Rusya’dan Japonya’ya kadar kendi iradesi ile gelen insanlarımızın tatil kapısı Çeşme olacak." "Çeşme’de her bütçeye göre yılbaşı bütçesi ayrılabilir" Ege Turistik İşletmeciler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) ve ÇEŞTOB Başkan Yardımcısı Orhan Belge de "Yılbaşında Ayvalık, Foça, Gümüldür’deki arkadaşlarımız da yüzde 70 doluluğa ulaştığını söyledi. Çeşme’de de durum aynı. Yılbaşı rezervasyonlarına her gün üzerine koya koya gidiyoruz. Çeşme’de yüzde 100 doluluğa ulaşacağımıza inanıyorum. Çünkü talepler devam ediyor. Çeşme’de ve Alaçatı’da, yılbaşında sokak eğlenceleri çok revaçta ve herkes bunu biliyor. Çeşme’de her bütçeye göre yılbaşı bütçesi ayrılabilir. 'Çeşme pahalı' spekülasyonu var. 250-300 liradan başlayan büyük otellerde 3 bin liraya kadar varan konaklama fiyatları var. Herkes dilediği gibi konaklamayı satın alıp yılbaşı tatilini geçirebilir. Yurt dışından da 2-3 gün Noel tatilini geçirmek için gelmek isteyen misafirlerimiz var. Onlarla da görüşme halindeyiz. 2023 yılına çok renkli bir şekilde girip, Cumhuriyetimizin 100. yılında turizmin müthiş bir atağa geçeceğini, bölgemiz için de çok iyi olacağına inanıyorum" dedi. "Pandemiden sonra çok verimli bir fuar geçirdik" Turizm fuarlarının Çeşme’nin tanıtımı için çok önemli olduğunu da vurgulayan Belge, "Uzunca bir pandemi döneminden sonra İngiltere’deki fuarda turizmciler olarak acenteler ile buluştuk. İngiltere’de verimli bir turizm fuarı geçti. Ondan sonra Selanik’teki turizm fuarına geçtim. Orada, daha önce olmadığı kadar Türkiye’ye talep vardı. Bu çok dikkatimi çekti. En son olarak da Travel Turkey İzmir’de bir araya geldik. Geçen sene de bir araya gelmiştik ama maskelerin gölgesindeydi. Pandemiden sonra çok verimli bir fuar geçirdik. 2023 yılı için erken rezervasyonlarımız başladı. Misafirlerimizin bir an önce rezervasyonları kendileri için çok iyi olur" diye konuştu. "Çeşme’yi dünya markası yapmak adına adımlar atıldı" ÇEŞTOB Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Biner Tuğgan ise, "Bu sene 16.'sı düzenlenen Travel Turkey Fuarı’nda, Çeşme adına çok güzel görüşmeler yapıldı. Özellikle Çeşme’de turizm sezonunun uzatılması ve pazar çeşitliliğinin artırılması adına yurt içi ve yurt dışı acentelerle çok verimli görüşmeler yaptık. Çeşme Turistik Otelciler Birliği ve Çeşmeli otelciler olarak Çeşme destinasyonunu hem yurt içinde hem de yurt dışında tanıtmak için fuarlarda etkin olarak bir takım projeler üzerinde çalışıyoruz. Dolayısıyla Çeşme’yi bir dünya markası yapmak adına bir takım adımlar atıldı. Umarım bunun meyvelerini 2023 sezonunda ve sonraki sezonlarda topluyor olacağız" ifadelerine yer verdi. "Çeşme, 2023 yılına girerken yine çok eğlenecek ve çok kalabalık olacak" Çeşme’nin dopdolu bir yılbaşı tatiline hazırlandığını belirten Tuğgan, şöyle devam etti: "Pandemi döneminde yılbaşı eğlencelerine ara verilmişti. Dolayısıyla bu sene 2023’e girerken otellere çok talep olduğunu görüyoruz. Çeşme civarındaki otellerde doluluk yüzde 70-80’leri buldu. Bu durum Çeşme için oldukça memnuniyet verici. Eğer misafirlerimiz erken davranmazlarsa ve son dakikaya bırakırlarsa Çeşme’de yer bulamayabilir. Çeşme’de her bütçeye uygun yer alternatifi de bulunabilir. 5 yıldızlı otellerimizden küçük otellerimize kadar çok fiyat çeşitliliği, hizmet çeşitliliği de gelen misafirlerimize sunuyoruz. Çeşme, 2023 yılına girerken yine çok eğlenecek ve çok kalabalık olacak diye düşünüyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.