Hava Durumu

#Diyarbakır

TOURISMJOURNAL - Diyarbakır haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Diyarbakır haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Güneydoğu Anadolu'nun gizemli antik kentleri Haber

Güneydoğu Anadolu'nun gizemli antik kentleri

Tarihin tozlu sayfalarında saklanan uygarlıkların izlerini sürmek, binlerce yıl öncesine bir yolculuğa çıkmak demektir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. Kadim medeniyetlerin iz bıraktığı bu topraklar, günümüz turistleri için adeta açık hava müzesi niteliğinde.  Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ziyaretçilerini bu büyülü yolculuğa çıkararak, adeta bir zaman makinesi işlevi görür. Bu toprakların sahip olduğu antik kentler, sadece geçmişi değil, geleceğe dair ipuçlarını da bize sunar. Bölgedeki bu tarihi hazineler, tarihe ışık tutmanın yanı sıra, medeniyetin izlerini gün yüzüne çıkarıyor. Bu antik diyarlar, yalnızca tarih kitaplarında değil, bizatihi ayaklarımızın altında, keşfedilmeyi bekliyor. Gelin, Güneydoğu Anadolu’nun en etkileyici antik kentlerine birlikte göz atalım. NEMRUT DAĞI Adıyaman’ın Kahta ilçesinde yer alan Nemrut Dağı, Kommagene Krallığı’nın en görkemli mirasıdır. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve kendi soyuna ithaf ettiği dev heykellerin yer aldığı bu kutsal alan, M.Ö. 62 yılında yapılmıştır. Nemrut, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta ve ziyaretçilere antik kültürlerin nasıl bir araya geldiğini gösteren mükemmel bir örnek sunmaktadır. Doğu ve Batı medeniyetlerinin sentezlendiği bu antik alan, Pers ve Helenistik kültürlerin bir arada bulunduğu, mistik ve kutsal bir mekandır. Dağın zirvesinde yer alan dev heykeller, Tanrı Zeus, Apollon, Herakles ve diğer mitolojik figürleri temsil eder. Heykellerin yanı sıra, Kral Antiochos’un dev anıt mezarı da burada yer alır ve bu mezar, antik dönemin mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilir. Nemrut’un zirvesinde üç farklı terasa dağılmış olan bu dev heykeller ve kitabeler, Kommagene Krallığı’nın tanrılarla olan ilişkisini simgeler. Doğu terası, sabah güneşini selamlamak için, batı terası ise gün batımını izlemek için eşsiz bir noktadır. Antiochos, Nemrut Dağı’na gömüldüğüne inanılır, ancak mezarı bugüne kadar bulunamamıştır. Bu dağ, arkeologlar için hala bir gizem barındırmaktadır. ÇAYÖNÜ Diyarbakır yakınlarındaki Çayönü, medeniyetin doğuşuna tanıklık eden bir yerleşimdir. Dünyanın en eski yerleşik hayata geçen topluluklarından biri olan Çayönü, tarım ve hayvancılığın başladığı, insanların avcı-toplayıcı hayatı geride bıraktığı ilk yerlerden biri olarak bilinir. Bu yerleşim, M.Ö. 10.000’lere kadar gitmektedir. Çayönü, insanlık tarihinin en önemli evrimsel aşamalarından birine sahne olmuştur. Burada tarımın başladığı, hayvanların evcilleştirildiği ve toplumsal yaşamın şekillendiği keşfedilmiştir. Çayönü’nün kazılarında ortaya çıkan yapılar, dünyanın en eski taş temelli kerpiç binalarının örneklerini sunar. Bu yerleşim, Neolitik dönem mimarisi ve yaşam tarzı hakkında paha biçilmez veriler sağlamaktadır. HALFETİ Şanlıurfa’ya bağlı olan Halfeti, Fırat Nehri üzerinde baraj yapımı sonrası büyük bir kısmı sular altında kalan eski bir yerleşimdir. Tarihi M.Ö. 9. yüzyıla kadar uzanan Halfeti, Helenistik ve Roma dönemlerinde önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Günümüzde, sular altında kalan yapıları ile ziyaretçilere huzurlu bir atmosfer sunar. Halfeti, sadece su altındaki yapılarıyla değil, aynı zamanda Rumkale gibi antik kaleleriyle de tanınır. Rumkale, Fırat Nehri’nin kıyısında yer alan stratejik bir kale olup Roma döneminde büyük bir dini merkez olarak kullanılmıştır. Kaleyi ziyaret edenler, hem tarihe tanıklık eder hem de Fırat’ın muhteşem manzarası eşliğinde unutulmaz anlar yaşar. ZEUGMA Gaziantep’in Nizip ilçesinde bulunan Zeugma, Roma döneminin en zengin kentlerinden biri olarak bilinir. M.Ö. 300 yılında Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator tarafından kurulan bu şehir, Fırat Nehri kıyısında stratejik bir noktada yer alırdı. Zeugma’nın adı, köprü anlamına gelen "Zeugma" kelimesinden gelir ve bu şehir, doğu ile batıyı birbirine bağlayan bir köprü vazifesi görürdü. Zeugma’nın en büyük özelliklerinden biri, muhteşem mozaikleridir. Roma villalarının zeminlerinde bulunan bu mozaikler, antik dünyanın sanatsal zirvesi olarak kabul edilir. Çingene Kızı Mozaiği, Zeugma’nın en bilinen eseri olup, bakışlarıyla herkesi büyüleyen mistik bir figürdür.   1990’lı yıllarda başlayan kazılarda, villalar, hamamlar ve tapınaklar ortaya çıkarılmıştır. Zeugma’da çıkarılan eserler, bugün Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu müze, dünyadaki en büyük mozaik müzelerinden biri olarak kabul edilir. DARA ANTİK KENTİ Mardin’in Nusaybin ilçesine yakın bir konumda bulunan Dara, antik Mezopotamya’nın en önemli şehirlerinden biridir. Dara Güneydoğu’nun Efes’i olarak anılır. Pers İmparatorluğu döneminde stratejik bir askeri merkez olarak kullanılan Dara, Bizans döneminde surlarla çevrilmiş büyük bir metropol haline gelmiştir. Dara, devasa kaya mezarları, su sarnıçları ve yeraltı şehirleriyle dikkat çekmektedir.  Dara, antik dönemde su kaynakları açısından çok önemli bir bölgeydi. Burada yer alan devasa su sarnıçları, antik dönemin en gelişmiş su mühendisliği örneklerinden biridir. Ayrıca, kentin mezarları ve kaya oymaları, ziyaretçileri büyüleyen bir atmosfere sahiptir. HARRAN Şanlıurfa’nın güneydoğusunda yer alan Harran, antik dönemin en eski yerleşimlerinden biri olarak bilinir. M.Ö. 2000'lere kadar uzanan köklü bir tarihe sahip olan Harran, aynı zamanda bilim ve inanç merkezi olarak da dikkat çeker. Harran, İslam öncesi dönemde Pagan inançlarının merkeziyken, İslam döneminde ise felsefe, astronomi ve matematik alanında önemli bir akademik merkez haline gelmiştir. Orta Çağ'da, Harran Üniversitesi, felsefe ve astronomi başta olmak üzere birçok bilim dalında önemli çalışmaların yapıldığı bir okul olarak ün kazanmıştır. Burada Aristo'nun öğretileri de okutulmuş ve ünlü bilim insanları bu bölgede yetişmiştir. Harran'da eğitim gören bilim insanları, İslam dünyasına büyük katkılar sağlamıştır. Harran, konik biçimli kerpiç evleriyle ünlüdür. Bu evler, yörenin çöl iklimine uygun şekilde tasarlanmış olup, yazın serin, kışın ise sıcak tutma özelliğine sahiptir. Bu benzersiz mimari yapılar, Harran’ın en önemli simgelerindendir. Ayrıca, Harran Kalesi ve Emeviler Dönemi’nden kalma Ulu Cami'nin kalıntıları da tarihe ışık tutar. Harran, Sümerlerden itibaren Ay Tanrısı Sin’e adanmış bir dini merkez olarak önem kazanmıştır. Bu nedenle, Pagan dönemine ait tapınak kalıntıları hala görülebilir. Ayrıca, Harran’ın İbrahim peygamberin doğduğu yer olduğuna inanılır ve bu, Harran’ın dini açıdan kutsal kabul edilmesine sebep olmuştur. RUMKALE Rumkale, Gaziantep ve Şanlıurfa sınırında, Fırat Nehri'nin kıyısında stratejik bir konumda yer alır. Eski dönemlerde askeri ve dini bir merkez olarak kullanılan Rumkale, tarih boyunca birçok medeniyetin eline geçmiştir. Asur, Pers, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir askeri nokta olan bu kale, Haçlı Seferleri sırasında da kullanılmıştır. Rumkale, doğal savunma avantajlarıyla dikkat çeker. Fırat Nehri’nin ortasında yer alan yüksek kayalıklara inşa edilmiş olan kale, doğu ve batı dünyasını birbirine bağlayan önemli bir geçiş noktasıydı. Ayrıca, Bizans İmparatorluğu döneminde bir piskoposluk merkezi olarak dini açıdan da büyük önem taşımıştır. Bugün büyük bir kısmı baraj gölü altında kalan Rumkale, antik dönemin izlerini su altındaki yapılarıyla barındırmaktadır. Su altındaki manastır kalıntıları, mağaralar ve Roma dönemine ait su yolları, burada yapılan arkeolojik araştırmalarla gün yüzüne çıkmıştır. Ziyaretçiler, bu batık yapıları teknelerle gezebilir ve bölgenin mistik atmosferini keşfedebilirler. EDESSA (ŞANLIURFA) Bugünkü Şanlıurfa olarak bilinen Edessa, tarihin en eski şehirlerinden biri olup, “Peygamberler Şehri” olarak adlandırılır. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan Edessa, Süryani, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir merkez olmuştur. İslam’ın yayılmasıyla birlikte ise Urfa, İslam coğrafyasının önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Edessa’nın en bilinen simgelerinden biri olan Balıklı Göl, İslam inancına göre Hz. İbrahim’in Nemrut tarafından ateşe atıldığı yer olarak kabul edilir. Rivayete göre, ateş suya dönüşmüş ve Hz. İbrahim’in düştüğü yer bugün Balıklı Göl olarak bilinmektedir. Göl çevresindeki kutsal atmosfer, hem yerli hem de yabancı turistler için önemli bir cazibe merkezi oluşturur. Edessa, Süryani kültürü ve inanç sistemi açısından da büyük bir öneme sahiptir. Süryani Hristiyanlar için önemli bir dini merkez olan Urfa, ayrıca Ermeni ve Arap topluluklarının da tarihi boyunca yerleşim yeri olmuştur. Tarihi Urfa Kalesi, eski surlar, ve mağaralar Edessa’nın tarih boyunca sahip olduğu zengin kültürel mirası gözler önüne sermektedir. HASANKEYF Hasankeyf, Batman ilinde, Dicle Nehri kıyısında bulunan ve 12.000 yıllık tarihi ile dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Roma, Bizans, Artuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir yerleşim alanı olan Hasankeyf, 2019 yılında tamamlanan Ilısu Barajı nedeniyle büyük oranda sular altında kalmıştır. Hasankeyf’in en belirgin özelliği, doğal kayalıklar üzerine inşa edilen kale ve mağaralarıdır. Hasankeyf Kalesi, Roma döneminde inşa edilmiş ve bölgeyi düşman saldırılarından korumak için kullanılmıştır. Mağaralar ise insanlar tarafından binlerce yıl boyunca ev, kilise ve depo olarak kullanılmıştır. Bu mağaralar, tarihi boyunca insan yaşamının nasıl şekillendiğini gösteren önemli arkeolojik verilere sahiptir. Hasankeyf, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Artuklular döneminde bölge, bilim ve sanatın merkezi haline gelmiştir. Tarihi köprü, El-Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii ve Zeynel Bey Türbesi gibi yapılar, bu dönemin izlerini taşır. Bu yapılar, baraj yapımı sırasında koruma altına alınarak taşınmış ve Hasankeyf Kültürel Parkı’nda yeniden inşa edilmiştir. Baraj sularının yükselmesiyle birlikte Hasankeyf’in büyük bir kısmı sular altında kalmış olsa da, bölgedeki tarihi eserlerin birçoğu taşınarak koruma altına alınmıştır. Bu durum, hem yerel halk hem de tarihçiler arasında büyük bir tartışma yaratmış, Hasankeyf’in sular altında kalması büyük bir kültürel kayıp olarak nitelendirilmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, insanlık tarihinin derin izlerini taşıyan ve kültürel mirasın en önemli örneklerini barındıran bir coğrafyadır. Dara’dan, Göbeklitepe’ye, Nemrut’tan Zeugma’ya, Harran’ın bilim dünyasına katkılarından Hasankeyf’in sular altındaki tarihine, Rumkale’nin stratejik konumundan Edessa’nın dini merkez olmasına kadar bu kadim şehirler, geçmişin kapılarını aralıyor ve tarih severlere eşsiz bir yolculuk sunuyor. Bu kentler, ziyaretçilerine sadece birer turistik destinasyon değil, aynı zamanda insanlık tarihinin köklerine doğru bir keşif sunuyor. Kaynak: Güneydoğu Ekspres

Diyarbakır has been recognized by Time magazine as one of the top 100 places to visit in the world Haber

Diyarbakır has been recognized by Time magazine as one of the top 100 places to visit in the world

In its special issue listing the world's most beautiful places to visit, Time magazine included 100 destinations. Among them was the Mesopotamia Express, which began operations in April this year. Initiated by the Turkish State Railways with support from the Diyarbakır Chamber of Commerce and Industry (DTSO) and the Diyarbakır Metropolitan Municipality, the Mesopotamia Express conducted a total of eight trips between April and June. These trips primarily invited guests, YouTubers, and influencers, who were hosted in Diyarbakır with the support of DTSO and the Metropolitan Municipality. Along with tours showcasing the city's historical and cultural beauty, Diyarbakır's gastronomy was also promoted. DTSO President Mehmet Kaya stated that the inclusion of Diyarbakır among the ‘100 Places to Visit in the World’ by Time magazine would positively impact the city's tourism. Kaya said, “We have always emphasized that Mesopotamia is an undiscovered, highly significant tourism destination. There is now a trend in tourism to seek out different destinations. As an organization, we have been working on this for about seven years, and we want the Mesopotamia Express to start operations. Mesopotamia has hosted 33 civilizations and boasts a history of 12,500 years. This region is the first settlement of the world. Food and agriculture first spread from this region. We need to introduce this tourism destination to the world. Looking back, we see that we have not been able to attract enough tourists even in domestic tourism. We are particularly weak in international tourism. There are many reasons for this, but promotion and perception management are among the most important. Now, the inclusion of Diyarbakır in Time magazine's ‘100 Places to Visit in the World’ will break these negative perceptions.” Kaya explained that the Mesopotamia Express made a total of eight trips in April and June. “People will now see Mesopotamia as a tourism destination, traveling by train through the upper and lower regions of the area. Being featured in the top 100 will provide significant tourism revenue for Diyarbakır and the region. People will come comfortably and use this tour, take the train journey, and stay here. In April and June 2023, eight trips were made. We invited writers, columnists, and influencers with the support of the State Railways and the Metropolitan Municipality. These people joined the trips, shared their experiences of the tour, the scenery, and Mesopotamia. We knew they would share these experiences. We noticed it also created a significant buzz locally, with many responses.” Finally, Kaya added, “Time magazine's inclusion of Diyarbakır in the top 100 places to visit was a pinnacle achievement, which is extremely important. Locally, we need to prepare for this with the Governor's Office, the Metropolitan Municipality, our chamber, civil society organizations, and tradespeople by 2025. We believe that after this announcement, the Mesopotamia Express will attract a significant number of tourists from abroad to the region. This will further enhance the recognition of the region and make a substantial contribution to its tourism.” 4o

Diyarbakır, Time Dergisinde dünyada gezilebilecek ilk 100 yer arasına girdi Haber

Diyarbakır, Time Dergisinde dünyada gezilebilecek ilk 100 yer arasına girdi

Time Dergisi'nin dünyanın gezilebilecek en güzel yerleri özel sayısında 100 destinasyon listelendi. Listede bu yıl nisan ayında başlatılan Mezopotamya Ekspresi'ne de yer verildi. DTSO ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle Devlet Demir Yolları tarafından başlatılan turistik Mezopotamya Ekspresi nisan ve haziran ayları arasında toplam 8 sefer yaptı. Daha çok misafirlerin, YouTuberların ve influencerların davet edildiği bu seferlerde DTSO ve Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla gelen misafirler Diyarbakır'da ağırlandı. Kentin tarihi kültürel güzellikleri gezdirilmesi yanı sıra Diyarbakır'ın gastronomisi de tanıtıldı. Konuya ilişkin açıklamada bulunan DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Times Dergisi'nin ‘Dünyada Gezilebilecek 100 Yer' arasına Diyarbakır'ı koymasının kentin turizmine olumlu katkı sağlanacağını söyledi. Kaya, “Tabi biz Mezopotamya'nın keşfedilmemiş, çok önemli bir turizm destinasyonu olduğunu sürekli ifade ediyorduk. Tabi turizmde de artık farklı farklı destinasyon arayışları var. Doğrusu oda olarak yaklaşık 7 yıldır biz bu işe emek veriyoruz ve Mezopotamya Ekspresi seferinin başlamasını istiyoruz. Mezopotamya 33 tane medeniyete ev sahipliği yapmış ve 12 bin 500 yıllık bir tarihten bahsediyoruz. Dünyanın ilk yerleşim yeri bu bölge. Dünyaya gıda ve tarım ilk bu bölgeden yayılmış. Bu turizm destinasyonunu dünyaya tanıtmamız lazım. Şimdi dönüp baktığımızda, bölgemizde iç turizm konusunda bile yeterli bir turist çekemiyoruz. Hele dış turizmde oldukça zayıf noktadayız. Bunun tabii birçok nedeni olmakla birlikte tanıtım ve algı yönetmek bunların başında geliyor. Şimdi Times dergisi gibi bir derginin ‘Dünyada Gezilebilecek 100 Yer' arasına Diyarbakır'ı koyması bir kere bu algıların, olumsuz algıların tamamen yıkılmasına neden olacak” dedi. Nisan ve haziran aylarında Mezopotamya Ekspresi'nin toplam 8 sefer yaptığını açıklayan Kaya, “İnsanlar artık Mezopotamya'yı tam da böyle bir turizm destinasyonunda, bölgenin üst bölgesi ve alt bölgesini gezecekleri böyle bir tren seyahatinin ilk 100'de gösterilmesi Diyarbakır için, bölge için çok çok önemli bir turizm geliri sağlayacak. İnsanlar artık rahatlıkla gelip bu bölgede hem turu kullanacaklar, yani tren seyahati yapacaklar, hem de burada konaklayacaklar. Doğrusu 2023 yılında nisan ve haziran ayında 8 sefer yapıldı. Tabi biz bu 8 seferi Devlet Demiryollarımızla birlikte, Büyükşehir Belediyesi'nin de katkısıyla yazarları, köşe yazarları, influencerları davet ettik. O insanlar gelip katıldılar ve gördükleri o turu, o görseli, o doğayı Mezopotamya'yı tabi ki paylaştılar, biz de bunu yapacaklarını biliyorduk. Tabi bununla birlikte içeride de önemli bir hava oluşturduğunun farkındaydık, bize geri dönüşler çok fazla oldu” diye konuştu. Son olarak Kaya, şunları kaydetti: “Time dergisinin Diyarbakır'ı gezilebilecek yerlerden ilk 100'e alması bunun en uç noktası oldu ki bu çok çok önemliydi. Yerelde, Valilik, Büyükşehir Belediyesi, odamız, sivil toplum kuruluşları ve esnafımızla, 2025'te buna hazırlık yapmalıyız. Bu duyurudan sonra biz inanıyoruz ki Mezopotamya Ekspresi artık yurt dışından da bölgeye oldukça fazla miktarda turist getirecektir. O da hem bölgenin daha da çok tanınmasına sebep olacak hem de bölgenin turizmine çok önemli bir katkı sağlayacak.”

Turistik Diyarbakır Ekspresi Elazığ’da Haber

Turistik Diyarbakır Ekspresi Elazığ’da

Diyarbakır’dan yolan çıkan ‘Turistik Diyarbakır Ekspresi’ Elazığ’a ulaştı. Yolçatı İstasyonu'nda çiçeklerle karşılanan yolcular, tarihi Harput Mahallesi’ni gezdi. Önceki gün Ankara’dan yola çıkan ve dün Diyarbakır’a ulaşan ‘Turistik Diyarbakır Ekspresi’, bugün tekrar Ankara’ya doğru yola çıktı. Ekspresin ilk durağı ise Elazığ Yolçatı İstasyonu oldu. İstasyonda çiçeklerle karşılanan ziyaretçiler, otobüslerle tarihi Harput Mahallesi’ne gitti. Burada folklor ekibinin gösterisini izleyen misafirler, ardından Musiki Müzesi'ni ziyaret ederek, Kürsübaşı programına katıldı. Harput'taki tarihi mekan ve müzeleri gezen yolcular, şehir turu attı. Daha sonra trenle yollarına devam etmek üzere istasyona dönen yolcular, Elazığ'da çok güzel karşılandıklarını ve çok eğlendiklerini ifade ettiler. Bugün Elazığ adına önemli bir gün olduğunu belirten İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirdağ, “Şehrimizde bugün biz Diyarbakır-Ankara turistik tren seferini ağırladık. Misafirlerimizi karşıladık ve Harput’a götürdük. Harput bizim için çok değerli. Tarihi ve kültürel varlıklarımızı gelen misafir ve turistlerimize tanıtma gayreti içerisindeyiz. Umuyoruz ki bu geziler, şehrimize turizm destinasyonu olma noktasında önemli katkılar saklayacaktır. Çünkü artık tanıtım her şeyin önüne geçmeye başladı. Turizmde de tanıtım çok önemli bir faaliyet” dedi. Yolculuğun mükemmel olduğunu aktaran Zuhal Ünalan, “Elazığ olmak üzere memleketimizin her yeri çok güzel. Herkesin gelip görmesi ve bu güzellikleri tatması lazım. Çok eğlenceli geçti. Her şey çok güzel, barış içerisinde hep böyle olalım” diye konuştu. Geziye İstanbul’dan katıldığını dile getiren Zeynep Özsoy ise, “Beklentimizin üzerinde bir turistik gezi oldu. Özellikle Elazığ’da çok güzel karşılandık. Açıkçası bu kadarını beklemiyorduk. Çok teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.

Turistik Diyarbakır Ekspresi davul zurnayla karşılandı Haber

Turistik Diyarbakır Ekspresi davul zurnayla karşılandı

Ankara-Diyarbakır güzergahında ilk seferine başlayan Turistik Diyarbakır Ekspresi, Diyarbakır Tren Garı'nda davul zurna eşliğinde halayla karşılandı. 1051 kilometre hat uzunluğunda Ankara-Diyarbakır güzergahında işletilecek olan 180 kişi kapasiteli Ankara-Diyarbakır-Ankara Turistik Treni, Tarihi Ankara Garı’ndan dün hareket etmişti. Bu sezon ilk seferine başlayan tren, saat 16.15’te Diyarbakır’a ulaştı. Yolcular, davul zurna eşliğinde halayla karşılandı, yolculara çiçek takdim edildi. Yolcular, bir süre halaya dahil olarak oynayanlara eşlik etti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, uzun süredir üzerinde çalıştıkları bir proje olduğunu, hem Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Devlet Demir Yolları ile hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yürüttükleri ve kendileri içinde önemli bir proje olduğunu söyledi. “Mezopotamya ekspresi diyoruz. Sadece Diyarbakır değil, aynı zamanda güzergahta Malatya, Elazığ ve Kayseri’de, buralarda da 3’er, 4’er saat durarak oranın da turizmine katkı koyan bir projeden bahsediyoruz” diyen Kaya, “Buraya geldikten sonra bir gece konaklıyor. 9 vagonlu bir trenin yolcularının bir kısmı da sadece aynı gün dönmeyecek. Burada kalıp, Diyarbakır’ı tanıyıp başka ulaşım araçlarıyla da dönebilecekler. Kent turizminin tanıtılması, kent turizmine katkı anlamında çok çok önemli” dedi. Bu 3 aylık süre içerisinde yapıldıktan sonra daha sonra hangi aylar içerisinde yapılacağı, nasıl devam edeceğiyle ilgili de oda ve Devlet Demir Yolları’nın ortak çalışmaları ile belirleneceğini belirten Kaya, şöyle konuştu: “Gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz. Hem gastronomimizi gösteriyoruz, hem burada konaklamaları ile ilgili destekler veriyoruz, burayı tanımalarını istiyoruz. Bu 3 aylık deneme süreci bizler içinde önemli. İlgiye bakarsak bütün kompartımanlar dolu geldi. Gidişte de aynı şey olacak. Oraya da yoğun talep var. Bölgeden Ankara’ya, Kayseri veya Malatya’ya gidip oraları tanımak isteyen Diyarbakırlı hemşehrilerimizi de buna davet ediyoruz. Buradan Ankara’ya gidişle de yoğun bir talep var. Bu da bizi sevindiriyor.” Misafirleri; Diyarbakır Vali Yardımcısı İlyas Öztürk, TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürü Ufuk Yalçın, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, İl Kültür Turizm Müdürü Mehmet Sebahattin Genç, turizm temsilcileri ve çok sayıda davetli karşıladı.

Diyarbakır’da 2024 yılında 2 milyon turist ağırlanması hedefleniyor Haber

Diyarbakır’da 2024 yılında 2 milyon turist ağırlanması hedefleniyor

Diyarbakır'da 48. Turizm Haftası açılış programda konuşan Vali Ali İhsan Su, “2023 yılında depreme rağmen 1 milyon 253 bin turist ile kapattık. İnşallah 2024 yılındaki hedefimiz 2 milyonu aşmak. Şimdi onun için çalışmalarımız devam ediyor” dedi. Yenişehir ilçesinde bulunan Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi’nde 48. Turizm Haftası açılış programı düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşan Vali Ali İhsan Su, Diyarbakır’ın tarihi, 12 bin 500 yıl geriye kadar gittiğini, o tarihten bugüne de 33 medeniyete ev sahipliği yapan bir şehir olduğunu söyledi. 33 medeniyetin her birinin de ilde eserlerini görmek mümkün olduğunu belirten Vali Su, mevcut turizm potansiyelini iyileştirmek için çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Tarihi surların restorasyonu gerçekleştirildiğini aktaran Vali Su, “Ayakta kalan 98 burç var ve ona bağlı duvarlar; bunun 33 tanesini onarımını gerçekleştirdik, 33 tanenin onarımı devam ediyor. 32 tane iste projelendirme yaptık. Bundan sonra yapılması çalışmalarını sürdüreceğiz” dedi. “Bayramda 400 bin üzerinde misafirimiz ağırladık” 2022 yılında il genelinde 1 milyon 70 bin turist ağırlandığını hatırlatan Vali Su, şöyle konuştu: “2023 yılında malumuz 6 Şubat felaketiyle sarsıldık. Daha sonra çalışmalara başladık, burayı destinasyondan çıkartmayın dedik ve tekrar yukarıya doğru ivmeyi kazandırdık ve 2023 yılında depreme rağmen 1 milyon 253 bin turist ile kapattık. İnşallah 2024 yılındaki hedefimiz 2 milyonu aşmak. Şimdi onun için çalışmalarımız devam ediyor. Bayramda 400 bin üzerinde misafirimiz ağırladık. Bizim tescilli 48 adet ürünümüz var. 48. Turizm Haftası’nın hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.” Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Sabahattin Genç ise, 19 Nisan’da ilk seferi gerçekleştirilecek olan Mezopotamya Ekspresi ile Diyarbakır’daki turizm yoğunluğunun daha da artması öngörülmekte olduğunu ifade etti. Diyarbakır’a gelenlerin uğrak noktalarından tarihin tanığı Diyarbakır Müzesi’nin de, artık haftanın 7 günü saat 19.00’a kadar ziyaretçilere hizmet vereceği müjdesini veren Genç, “Bakanlığımız öncülüğünde konaklama tesislerinin sürdürülebilir nitelikte büyümesini temin etmek üzere Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı oluşturulmuş, bu kapsamda konaklama tesislerine sürdürülebilir turizm sertifikası alma zorunluluğu getirilmiştir. ‘Bu yıl Diyarbakır geçmiş uygarlıkların sergilendiği bir açık hava müzesidir’ sloganıyla başlattığımız 48. Turizm Haftası ve turizm sezonumuzun ülkemize, milletimize ve turizm sektöründe yer alan otel, acente ve tüm işletmeler için hayırlı, huzurlu, bereketli geçmesini dileriz” ifadelerinde bulundu. Konuşmaların ardından yarışmalarda derece elde eden öğrencilere hediyeler takdim edildi. Program, daha sonra müzik dinletisi ve fotoğraf sergisinin açılmasıyla devam etti.

Diyarbakır’da bayram bereketi: Oteller yüzde 100 doluluk Haber

Diyarbakır’da bayram bereketi: Oteller yüzde 100 doluluk

Diyarbakır’da oteller Ramazan Bayramı’nda yüzde 100 doluluk oranına ulaştı. Kente gelen ziyaretçiler, yoğunluk karşısında şaşkınlık yaşadı. 9 günlük Ramazan Bayramı tatilini fırsat bilen yerli ve yabancı turistler Diyarbakır’ın yolunu tuttu. 33 medeniyetin izlerini taşıyan kadim kent, bayramın bereketini yaşadı. Tatil öncesi kentte durgunluk yaşanırken, bayram tatiliyle birlikte otellerde doluluk oranları yüzde 100'e ulaştı. Otel işletmecisi Abdulkadir Yentürk, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, Diyarbakır’daki otellerin şimdiye kadar kan ağladığını, durgunluk olduğunu söyledi. Diyarbakır'ın tatil bölgesi olmayışından dolayı kışın durgun olduğunu belirten Yentürk, 9 günlük bayram tatilinde otellerdeki doluluk oranının yüzde 100 olduğunu kaydetti. Yentürk, "Yerli ve yabancı turistleri Diyarbakır’a bekliyoruz. Hazreti Süleyman Camisi, Ulu Camii, Diyarbakır surları, bunlar gibi sayısız eser var. İnanç turizmi için yerli ve yabancı turistleri bekliyoruz” dedi. Elazığ’dan gelen Feyzi Kurt isimli vatandaş, "Diyarbakır’ı bayramda çok farklı gördüm. Sık gelen birisiyim ama bu bayramda gördüğüm gibi görmemiştim. Mekanların doluluğu beni şaşırttı. Halkımız böyle huzurlu, mutlu olması; doğudaki illerimizi ziyaret etmesi beni gayet memnun etti” şeklinde konuştu. Kayseri’den ailesiyle gelen Mehmet Akif Pehlivan ise, sahabe kabirlerini ziyaret ettiğini ve hoşuna gittiğini dile getirdi. Özelikle Sur içini çok beğendiğini belirten Pehlivan, “Kayseri’de de böyle kale var, kalenin içi küçük. Burada adeta ayrı bir şehir var. insanlar gelip gidiyor. Bayağı kalabalık var, benim de hoşuma gitti. Diyarbakır’a ilk gelişim” ifadelerini kullandı.

Ukrayna’dan tur rehberi olarak geldiği Diyarbakır’da Müslüman oldu Haber

Ukrayna’dan tur rehberi olarak geldiği Diyarbakır’da Müslüman oldu

İlk kez 2018 yılında Türkiye'ye gelen ve 2019 yılında Diyarbakır’a düzenlediği turda İslam dininden etkilenerek araştırmaya başlayan tur rehberi Polina Andriienko, Diyarbakır'da düzenlenen ihtida töreni ile Elif ismini alarak Müslüman oldu. Ukrayna’nın Kiev şehrinde bir acentede tur rehberi olarak çalışan 57 yaşındaki Polina Andriienko, ilk kez 2018 yılında bireysel olarak Mardin’i ziyaret etti. Daha sonra Türkiye’nin doğu illerine turlar düzenleyen Andriienko, 2019 yılında Ramazan ayında bir kafileyle Diyarbakır’a geldi. Andriienko, burada Sur ilçesindeki Ulu Cami rehberi Yaser Aydın ile tanıştı. Turistlere ve Andriienko’ya İslam dininin güzellikleri ve cami ile kentin tarihini anlatan Aydın, Andriienko’yla irtibatı kesmeyip kendisine İslam dinini anlatmaya devam etti. Pandemi ve daha sonra Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Diyarbakır’a gelemeyen Andriienko, geçtiğimiz günlerde kente gelip Aydın’a Müslüman olmak istediğini söyledi. Sur Müftülüğünde düzenlenen ihtida programıyla Andriienko, Elif ismini alarak Müslüman oldu. Müslüman olmasındaki süreci anlatan Andriienko, Türkiye’nin manevi güzelliklerini ülkesinde kimsenin pek fazla bilmediğini söyledi. Andriienko, “Turizmciyim, 2019 yılında bir gezi grubumuz acente ile Diyarbakır’a geldik. Burada Yaser hocamız, Ulu Cami’de bize İslam dinini tek tek anlattı. 2019’dan önce de ilk kez Mardin’e gitmiştim. Orada karar verdim ki bizim ülkemizde kimse Türkiye’nin güzelliklerini pek fazla bilmiyor. Ülkemizdekilerin çoğu Türkiye’nin sadece deniz ve sahilleriyle meşhur olduğunu biliyor. Ama Mezopotamya hakkında kimse bir bilgi sahibi değil. Mezopotamya’nın Dicle ve Fırat arasında olduğunu sadece biliyorlar. Mardin’e gittikten sonra artık tur acentemle Mezopotamya turları yapmayı planladık. Artık turistleri doğu şehirlerine getirmeye başladım” dedi. Müslüman olması ile kendisi için yepyeni bir hayatın başladığını ifade eden Andriienko, “Diyarbakır’a 2019 yılının Ramazan ayında gelmiştim. Diyarbakır’a getirdiğim turistler İslam dinine şaşkınlıkla hayran kaldı. Çünkü Ramazan ayının bir maneviyatı vardı Diyarbakır’da. Daha sonra Yaser hocamız bize İslam dininden bahsetti. Kendisi hepimize Ukraynaca Kur'an-ı Kerim hediye etti. Daha sonra İslam dinini araştırdım ve gerçekten İslam dininin hak din olduğuna karar verdim. Benim için Müslüman olmak çok zor oldu. Çünkü benim için yepyeni bir hayatın başlangıcı oldu” ifadelerine yer verdi. Andriienko’nun Müslüman olmasında aracı olan Ulu Cami rehberi Yaser Aydın ise, şunları söyledi: “Polina arkadaşımız tur rehberi olarak birkaç yıl önce Diyarbakır’a turist getirmişti. Bu esnada kendisiyle Ulu Cami’de tanıştık. Onlara caminin tarihçesiyle ilgili güzel bir bilgilendirmede bulundum. İslam tarihi hakkında vurgulamalarda bulundum. Tabii geldikleri ay Ramazan ayıydı. Ben bu durumu Ramazan ayının bereketi olarak görüyorum. Ben de kendilerine küçük paketler içerisinde Kur'an-ı Kerim ve şeker hediye ettim. Bu hediyeler aramızda bir bağ oluşturdu.” “Aslında Polina Diyarbakır’a geldiği yılın bir sonraki yılında gelip Müslüman olacaktı” diyen Aydın, “Ancak cereyan eden savaştan dolayı kendisi buraya gelemedi. Bu süreçte zaten bağlantımı kesmedim. Kendisi bana yakın zamanda Diyarbakır’a geleceğini söyledi. Müslüman olmak için yardım etmemi istedi. Biz de bugün Polina hanımın Müslüman olması için program geçekleştirdik” dedi. Sur Müftüsü İlhan Günay, Ramazan ayında böylesine mutluluk verici duygunun tarif edilemez olduğunu söyleyerek, “Ramazan-ı Şerif'te, bereket ve rahmet mevsiminde Ukrayna’dan Polina adında bir kardeşimizin gelip Diyarbakır’da İslam dinini seçmesi bizi çok mutlu etti. Bir insanın hidayetine şahitlik etmek gibi mutluluk verici bir an yoktur. Bunu tarif etmek çok zor. Bir insanın kalkıp Müslüman olması, İslam dinini seçmesi, hele hele dünyanın bu kargaşa içerisinde olduğu dönemde İslamiyet’i seçmesi bizi çok mutlu etti” diye konuştu.

Tarihi Ali Ağa Konağı turistlerin uğrak noktası haline geldi Haber

Tarihi Ali Ağa Konağı turistlerin uğrak noktası haline geldi

Diyarbakır’ın Silvan ilçesindeki tarihi Ali Ağa Konağı, mimarisiyle ilçede kültür turizminin önde gelen yapılarından biri olarak öne çıkıyor. Silvan ilçesi Kale Mahallesi sınırları içerisinde yaklaşık olarak 2 bin 500 metrekarelik alanda yapılan tarihi Ali Ağa Konağı, 1860 yılında Hacı Reşit Ağa tarafından yapıldığı biliniyor. Konak, 2022 yılında restorasyonu tamamlandıktan sonra kafeye çevrilerek ilçeye gelen turistlerin uğrak noktası haline geldi. Konak sahibi Esat Özkan, haremlik selamlık konseptiyle 2 bin 500 metrekare alan üzerine kurulu olan konağın geçmiş tarihte çeşitli olaylara tanıklık ettiğini söyledi. Özkan, “Ali Ağa Konağı 1800’lü yılların ortasında yapılmış Silvan mimarisine uygun eski tarihi bir konak. En büyük özelliklerinden bir tanesi haremlik selamlık konseptiyle 2 bin 500 metrekare alan kurulmuş. Silvan’ın nadide konaklarından birisidir. Osmanlı’nın sonlarında ve Cumhuriyetin kuruluş aşamalarında çeşitli olaylara şahitlik etmiş bir konaktan bahsediyoruz. Atatürk burada düzenli bir ordu olmadığından bölgedeki Kürt aşiretleri örgütlemek için burada da konaklamış” dedi. Konağın bir kısmının restorasyonunun tamamlandığını diğer bir kısmının ise atıl halde olduğunu ifade eden Özkan, “Biz işletmeyi açmadan önce mevcut konak yıkık durumdaydı. Restorasyonunu yaptıktan sonra amacımız Silvan’da bir turizm rotası oluşturarak ilçede turizm faaliyetini artırmaktır. Silvan bu konuda çok zengin ve tarihi konakları olan bir ilçe. Konağımızın bir kısmını şu an yapabilmiş durumdayız. Atıl durumda olan bir kısmı daha var. Orayı da butik otel olarak turizme kazandırmak istiyoruz. Onun da projelendirme aşamasındayız. İnşallah yakın bir süreçte Silvan’a butik otel projemiz var” diye konuştu. İnce işçilik ve yalancı sütunlarla konağın süslendiğini dile getiren Özkan, “Konağımız bir dolgu üzerine konumlandırılmış durumda. Aslında Silvan’daki konakların en büyük özelliklerinden bir tanesi de eski burçların üzerine yapılmasıyla sağlandığı için sağlam bir zemin üzerine konumlandırılmış bir konaktan bahsediyoruz. Konağı incelediğimiz zaman şunu görebiliriz; birçok ince işçilik, yalancı sütunlar ve güzel kemerlerle süslenmiş bir konak. Bunlar da Silvan’daki konakların öne çıkan en önemli özelliklerinden birisidir” ifadelerine yer verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.