Hava Durumu

#Doç. Dr. Muhammet Arslan

TOURISMJOURNAL - Doç. Dr. Muhammet Arslan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doç. Dr. Muhammet Arslan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ani'nin saklı tarihi için 5 noktada kazı yapılıyor Haber

Ani'nin saklı tarihi için 5 noktada kazı yapılıyor

Kafkaslar'dan Anadolu'ya ilk giriş kapısı olma özelliği taşıyan ve 2016'da UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilen Kars'taki Ani Ören Yeri, 11. ile 12. yüzyıla ait İslam mimarisi eserlerini bünyesinde barındırıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kafkas Üniversitesi (KAÜ) işbirliğinde yürütülen kazı çalışmaları, bu yıl 5 noktada gerçekleştiriliyor. Sanat tarihçileri, arkeologlar, mimarlar ve restoratör mimarların da dahil olduğu 18 üniversiteden 40 kişilik ekiple yürütülen çalışmalarla, Ani'de yer altındaki tarihi yapı ve eserlerin gün yüzüne çıkartılması amaçlanıyor. Bu sezonki kazılarda, Orta Çağ'a ait sırlı ve sırsız seramikler, taş, cam, kemik, metal ve ahşap buluntulara rastlandı. Ani, Orta Çağ'ın en önemli kentlerinden biri Ani Ören Yeri Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, AA muhabirine, 2016 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan Ani Ören Yeri'nin, Orta Çağ'ın en önemli kentlerinden biri olduğunu söyledi. Ani'nin Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından fethedilmesiyle daha da canlandığını ifade eden Arslan, "Özellikle 1064 yılında Büyük Selçuklu Sultanı Sultan Alparslan'ın fethiyle şehirde müthiş bir ticari canlılık ve bu canlılığın getirdiği bir kentleşme söz konusu. Özellikle bu dönemde inşa edilen camiler, mescitler, hamamlar, çarşı, konut gibi hem dini hem ticari hem de sosyal ve sivil mimarisiyle Ani tam anlamıyla bir kent hüviyetine kavuştu." değerlendirmesini yaptı. Arslan, Ani'nin Türk tarihi açısından oldukça önemli olduğunu vurgulayarak, "1064 yılında Sultan Alparslan'ın Anadolu'ya ilk giriş kapısının Ani olduğu açıkça ortada. Böylelikle Ani hem Anadolu'daki Türk İslam tarihinin hem de Anadolu'daki Türk-İslam şehirciliği ve mimarisinin başlangıç noktası haline gelmiştir." dedi. 2019'dan beri kazılar devam ediyor Doç. Dr. Muhammet Arslan, 2019 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kafkas Üniversitesi ortaklığıyla kazıların devam ettiğini belirterek, "2023 sezonunda 18 üniversiteden sanat tarihçileri, arkeologlar, mimarlar ve restoratör mimarların da dahil olduğu 40 kişilik ekiple hem bilim insanları hem de lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerimizin de eşlik ettiği kalabalık bir ekiple çalışmalara devam ediyoruz." ifadelerini kullandı. Kazı çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini anlatan Arslan, sözlerini şöyle tamamladı: "Çalışmalarımız kazı olarak Selçuklu Hamamı'nda, Selçuklu Çarşısı ve Selçuklu Konutlarında devam etmektedir. Tabii bunun yanı sıra kentin korunmasına dair çalışmalarımız da bir taraftan sürüyor. Özellikle 2022 yılı sezonunda Selçuklu Çarşısı'nın konservasyonunu tamamlamıştık, bu sene ise Selçuklu konutlarının konservasyonuna da başlamış olduk. Çalışmalarımız 5 farklı noktada devam etmekte. Selçuklu Çarşısı, Selçuklu Konutları ve Selçuklu Büyük Hamamı'nda kazı çalışmaları, Selçuklu Konutları'nda devam eden konservasyon çalışmamız var. Bunun dışında da kazı evimizde çıkan buluntuların restorasyonu, konservasyonun belgelenmesi ve envanterlenmesi için çalışan başka bir ekibimiz de bulunmaktadır."

A sensitive touch to Hatay's history Haber

A sensitive touch to Hatay's history

In Hatay, which is very rich in history and culture, historical artifacts that were under the rubble due to earthquakes in Kahramanmaraş are searched by experts meticulously. In Hatay, which was most affected by the February 6 earthquakes in Kahramanmaraş, tens of thousands of settlements and historical buildings were destroyed. In Hatay, which is very rich in history and culture, work has been started to save the historical artifacts under the rubble. In the studies carried out under the coordination of the Ministry of Culture and Tourism, experts try to save the artifacts. Working in the Yeni Mosque, one of the 16th-century Ottoman mosques in Hatay's historical Uzun Bazaar, under the coordination of Associate Professor Muhammet Arslan, Head of the Department of Art History, Faculty of Arts and Sciences, Kafkas University, the teams aim to reach the quality historical artifacts under the rubble. The teams, which carry out pinpoint studies in the regions where the artifacts are located, unearth the artifacts without any damage. The excavated artifacts are kept in temporary warehouses by the Ministry of Culture and Tourism. If there is any damage, they are restored by expert teams and restored to their original form. “We are planning to unearth the epitapth, the crown gate and the qualified material belonging to the pulpit” Mosque, which is a work of the 16th century in terms of plan and decoration, Associate Professor Muhammet Arslan, Head of the Art History Department of the Faculty of Arts and Sciences of Kafkas University, stated that the mosque was repaired in the 18th and 19th centuries, and said, "We worked with our teammates in the Yeni Mosque. We aim to unearth the qualified materials of the mosque from the rubble. The mosque has two inscriptions on both the harim door and the pulpit crown door. Apart from these, there is a qualified crown door made of marble material. This door has wooden materials. Its pulpit is also beautifully crafted, made of marble. We are planning to unearth the qualified material belonging to both the inscriptions, the portal and the pulpit from the rubble." Stating that they aim to produce important materials for the mosque, Arslan said, “We need to consider the pulpit and the crown door as a whole. 30-40 pieces belonging to these will be qualified materials that we will obtain. At the same time, the fountain is very important. Because this is a social complex. In the same way, there are stones with architectural ornaments in the fountain. We aim to unearth them from the rubble." They are looking for historical artifacts with the meticulousness of a doctor. Stating that he approaches the search and rescue activities of historical monuments with sensitivity, Arslan said, “I liken this work to search and rescue activities. In the first days of the earthquake, rescue teams headed directly to the bedroom to reach the people, because the earthquake was at night. Since we know the location of qualified materials such as inscriptions, columns, column capitals, portals, altars, pulpits, wooden door wings in historical buildings, we directly head to that area and apply a different methodology, which we call debris archeology, to unearth our artifacts in a solid or sometimes broken, fragmentary way. Stating that after the cleaning and inventory procedures, the artifacts will be taken under protection and restoration will be carried out if necessary, Arslan said, “After we do the necessary documentation, cleaning and inventory work, we take them to our temporary excavation house warehouse. Our damaged artifacts are put in their original places after the necessary restoration work has been carried out by the restorators in the laboratories by the relevant units of the Ministry of Culture and Tourism." “We have 720 registered cultural assets in an area of 307 hectares in Hatay" Stating that there are many cultural assets in a wide geography in Hatay, Arslan said, “Antakya is a very important region in terms of cultural assets. It is an important urban and archaeological site with both its historical and cultural texture. We have 720 registered cultural assets in Hatay. We are talking about an area of 307 hectares in total. We have been working here for about 50 days. We continue our program here with a team of 16 scientists from 9 different universities, 21 of whom are our students, and especially art historians, archaeologists, architects and civil engineers, accompanied by our undergraduate, graduate and doctoral students.”

Hatay’ın tarihine hassas dokunuş Haber

Hatay’ın tarihine hassas dokunuş

Tarihi ve kültürel yönden oldukça zengin olan Hatay’da, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle enkaz altında kalan tarihi eserler uzmanlar tarafından adeta doktor titizliğiyle aranarak çıkarılıyor. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden en çok etkilenen Hatay’da on binlerce yerleşim yeriyle beraber tarihi binalar da enkaz oldu. Tarihi ve kültürel yönden oldukça zengin olan Hatay’da enkaz altında kalan tarihi eserlerin kurtarılmasına yönelik çalışma başlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinesinde gerçekleştirilen çalışmalarda uzmanlar doktor hassasiyetiyle eserleri kurtarmaya çalışıyor. Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan koordinesinde Hatay’ın tarihi Uzun Çarşısı içerisindeki 16. yüzyıl Osmanlı camilerinden biri olan Yeni Cami’de çalışmalarını sürdüren ekipler büyük bir hassasiyetle enkaz altındaki nitelikli tarihi eserlere ulaşmayı hedefliyor. Eserlerin bulunduğu bölgelerde nokta atışı çalışmalar yapan ekipler, eserleri zarar görmeden yeniden gün yüzüne çıkarıyor. Çıkarılan eserler ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geçici depolarda muhafaza ediliyor. Eserlerde bir hasar olması durumunda ise uzman ekipler tarafından restorasyonları tamamlanarak aslına uygun hale getiriliyor. “Hem kitabelerini hem taç kapı hem de minbere ait nitelikli malzemeyi enkazdan çıkarmayı planlıyoruz” Plan ve süsleme yönünden 16. yüzyıl eseri olan Yeni Cami üzerinde titiz bir çalışma yürüttüklerini söyleyen Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, caminin 18. ve 19. yüzyıllarda onarım gördüğünü belirterek, “Yeni Cami’de ekip arkadaşlarımızla birlikte caminin nitelikli malzemelerini enkazdan çıkarmayı hedefliyoruz. Caminin hem harim kapısında hem de minber taç kapısında iki tane kitabesi var. Bunların dışında nitelikli bir taç kapısı var mermer malzemeden. Bu kapının ahşap malzemeleri bulunmakta. Minberi de oldukça güzel işçilikli, mermerden yapılmış. Hem kitabelerini hem taç kapı hem de minbere ait nitelikli malzemeyi enkazdan çıkarmayı planlıyoruz” dedi. Caminin önemli nitelikli malzemelerini çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Arslan, “Minberi bir bütün olarak, taç kapıyı bir bütün olarak düşünmek lazım. Bunlara ait 30-40 parça elde edeceğimiz nitelikli malzeme olacak. Aynı zamanda şadırvanı da çok önemli. Çünkü burası bir külliye. Aynı şekilde şadırvanda da mimari süslemeli taşlar mevcut. Bunları da enkazdan çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Tarihi eserleri doktor titizliğinde arıyorlar Tarihi eserleri arama kurtarma faaliyetleri hassasiyetiyle yaklaştığını söyleyen Arslan, “Ben bu yaptığımız çalışmayı arama kurtarma faaliyetlerine benzetiyorum. Depremin o ilk günlerinde o arama kurtarma ekipleri canlılara ulaşmak için deprem gece olduğu için doğrudan nasıl ki yatak odasına yönlendilerse biz de tarihi yapılardaki nitelikli malzemenin yerini bildiğimiz için, yani kitabe, sütun, sütun başlığı, taç kapı, mihrap, minber, ahşap kapı kanatları gibi nitelikli malzemenin yerini bildiğimiz için tüm enkazla uğraşmak yerine doğrudan o alana yönelip, o alanda enkaz arkeolojisi adını verdiğimiz farklı bir metodoloji uygulayarak eserimizi sağlıklı, sağlam bir şekilde veya bazen de kırılmış, parçalı bir şekilde enkazdan çıkarıyoruz” ifadelerini kullandı. Temizlik ve envanter işlemlerinden sonra eserlerin koruma altına alınarak ihtiyaç gerektiği takdirde restorasyona gidileceğini belirten Arslan, “Biz gerekli belgeleme, temizlik ve envanterleme çalışmasını yaptıktan sonra bunları geçici kazı evi depomuza alıyoruz. Bizden sonra özellikle hasar görmüş eserlerimiz Kültür ve Turizm Bakanlığının ilgili birimleri tarafından laboratuvarlarda restoratörler tarafından gerekli restorasyon çalışması yapıldıktan sonra bu eserlerimiz yeniden ihya edilirken özgün yerlerine konulmuş olacak” diye konuştu. “Hatay’da 307 hektarlık alanda 720 tane tescilli kültür varlığımız mevcut” Hatay’da geniş bir coğrafyada pek çok kültürel varlığın bulunduğunu ifade eden Arslan, “Antakya kültür varlıkları yönünden oldukça önemli bir bölge. Hem tarihi hem kültürel dokusuyla birlikte önemli bir kentsel ve arkeolojik sit alanı. Hatay’da 720 tane tescilli kültür varlığımız mevcut. Toplamda 307 hektarlık bir alandan bahsediyoruz. Biz burada yaklaşık 50 gündür çalışmalarımıza devam ediyoruz. 9 farklı üniversiteden 16 bilim insanı, 21’i de öğrencimiz olmak üzere başta sanat tarihçiler, arkeologlar, mimarlar, inşaat mühendislerinin de dahil olduğu geniş katılımlı bir ekiple, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerimizin de eşlik ettiği bir çalışmayla buradaki programımıza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

Ihsaniye Mosque, destroyed in the earthquake, is being restored Haber

Ihsaniye Mosque, destroyed in the earthquake, is being restored

Hatay The single-domed historical mosque, which was built towards the end of the 16th century during the Ottoman period and has a narthex with three arches in front of it, was completely destroyed in the earthquakes in Pazarcık and Elbistan on 6 February. Columns, epitaphs, mihrab and pulpit decorations of the mosque, which also has tombs in its courtyard, were also destroyed by the impact of the disaster. The teams affiliated to the Disaster Area Excavation Department, which was established under the Ministry of Culture and Tourism, are trying to save parts of the historical structure from the rubble. It is planned to restore the mosque with meticulous work under the chairmanship of Associate Professor Muhammet Arslan, Head of the Department of Art History at the Faculty of Arts and Sciences of Kafkas University. "If it is not intact, it will be restored and made usable again" Assoc. Dr. Arslan told Anadolu Agency (AA) that the earthquakes caused great damage to the İhsaniye Mosque. Emphasizing that the mosque is one of the important historical buildings for the city, Arslan said, "There are inscriptions on the courtyard portal of İhsaniye Mosque, on the south façade and at the narthex. Here, there are columns and column capitals belonging to the Ottoman original." Arslan stated that they are making efforts to save the valuable cultural assets in the wreckage of the registered building. Stating that they will do their best to bring the İhsaniye Mosque back to its old days, Arslan said: "Unfortunately, the inscriptions, columns and column capitals, and the highly decorated mihrab and pulpit made of marble are in pieces. Our aim is to extract the historical buildings from the rubble intact.

Antakya'da depremde yıkılan İhsaniye Camisi restore ediliyor Haber

Antakya'da depremde yıkılan İhsaniye Camisi restore ediliyor

Hatay Osmanlı döneminde 16. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilen ve önünde üç kemer gözlü son cemaat yeri bulunan tek kubbeli tarihi cami, 6 Şubat'taki Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerde tamamen yıkıldı. Avlusunun içinde mezarlar da bulunan caminin sütun, kitabe, mihrap ve minber süslemeleri de afetin etkisiyle enkaza dönüştü. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Afet Bölgesi Kazı Başkanlığına bağlı ekipler, tarihi yapının parçalarını enkazdan kurtarmaya çalışıyor. Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığında titizlikle yürütülen çalışmalarla caminin yeniden ayağa kaldırılması planlanıyor. "Sağlam değilse restore edilerek tekrar kullanılabilir hale getirilecek" Doç. Dr. Arslan, AA muhabirine, depremlerin İhsaniye Camisi'nde büyük hasara yol açtığını söyledi. Caminin kent için önemli tarihi yapılardan biri olduğunu vurgulayan Arslan, "İhsaniye Camisi'nin avlu taçkapısında, güney cephesinde ve son cemaat yerinde kitabeleri var. Burada Osmanlı özgününe ait sütunlar ve sütun başlıkları bulunuyor." dedi. Arslan, tescilli yapının enkazındaki değerli kültür varlıklarını kurtarmak için çaba gösterdiklerini dile getirdi. İhsaniye Camisi'nin eski günlerine dönebilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını anlatan Arslan, şöyle konuştu: "Kitabeleri, sütun ve sütun başlıklarını, mermerden yapılmış oldukça süslemeli mihrap ve minberi maalesef parçalanmış durumda. Amacımız tarihi yapıları enkazdan sağlam olarak çıkarabilmek. Sağlam değilse parçalı halleriyle envanterlendirilecek, Kültür ve Turizm Bakanlığının ilgili birimleri tarafından restore edilerek tekrar kullanılabilir hale getirilecek."

Depremde yıkılan kiliseden çok sayıda ikona ve İncil çıkarıldı Haber

Depremde yıkılan kiliseden çok sayıda ikona ve İncil çıkarıldı

Hatay Kültür ve Turizm Bakanlığınca 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tescilli yapıların enkazındaki değerli kültür varlıklarının kurtarılması için kurulan Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı ekipleri, Hürriyet Caddesi'ndeki kilisede kurtarma çalışması başlattı. Mısır Bilad Al Şam hükümdarlığı zamanında 1833'te Mohammed Ali oğlu İbrahim Paşa'nın izniyle ilk önce ahşaptan yaptırılan, 1872 depreminde büyük hasar görerek yıkılan ve 6 Şubat'taki depremlerden aynı sonucu yine yaşayan kilisede titizlikle çalışan heyet, moloz yığınına dönüşen alanda 11 ikonaya (dini içerikli resim) ulaştı. Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığındaki ekip, aralarında el yazmasının da olduğu çok sayıda İncil ve tarihi yapıya ait bazı litürjik malzemeleri (ayinlerde sembolik anlamı olan eşya ve objeler) de kilisenin enkazından çıkardı. Belgeleme, tasnif ve envanterleme işlemi yapılan eserler, geçici olarak oluşturulan kazı evi deposunda koruma altına alındı. "Kilise önemli bir tescil varlığımız" Afet Bölgesi Kazı Başkanı Muhammet Arslan, AA muhabirine, Antakya Rum Ortodoks Kilisesi'nin depremde büyük hasar alıp enkaz haline geldiğini söyledi. Kilisenin önemine değinen Arslan, "Kilise önemli bir tescil varlığımız. İçerisinde başta ikonalar olmak üzere çok sayıda litürjik eserler bulunmaktaydı. Ekip arkadaşlarımızla bu malzemeleri güvenli bir şekilde alandan çıkardık. Envanterleme çalışmasını yaptıktan sonra eserleri kilisenin vakıf temsilcilerine iade edeceğiz." dedi. Arslan, tarihi eserlerin molozların arasından kurtarılması sırasında titizlikle çalışıldığını vurguladı. Enkazdan çıkarılan eserlerin kilise için değerli olduğuna dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti: "Çıkarılan ikonalar arasında önemli sahneler var. Hazreti Meryem'in göğe yükselişi, Kudüs'e giriş, Hazreti İsa'nın vaftiz edilişi, Pantokrator (Hazreti İsa'nın tasvir edildiği bir sahne) olmak üzere önemli sahnelere sahip ikonaları enkazdan kurtardık. Bunun yanı sıra kandiller, diğer litürjik malzemeler, başta el yazması İncil olmak üzere çok sayıda dini kitabı da enkazdan çıkardık. Bunlar bizim geçici olarak oluşturduğumuz kazı evi depomuzda gerekli temizlik ve belgeleme çalışmalarının ardından Hatay Arkeoloji Müzesi kanalıyla ilgililere yeniden teslim edilecek."

Enkaz altında kalan tarihi eserleri titizlikle inceliyorlar Haber

Enkaz altında kalan tarihi eserleri titizlikle inceliyorlar

Afet Bölgesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan: "Kitabeler eserlerin nüfus cüzdanı gibidir" "Enkaz altındaki nitelikli malzemeyi bir an önce korunaklı ve güvenli şekilde çıkarıp, envanterleyip restorasyonlarda tekrar kullanılmak üzere ilgili müzelere teslim ediyoruz." Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü ve Afet Bölgesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığındaki ekip, Hatay’da depremde yıkılan ya da zarar gören tarihi eserlerin dedektif gibi envanterini çıkarıyor. Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem, 11 kentin içinde en çok Hatay’da yıkıma neden oldu. Kentte binlerce binanın yanı sıra çok sayıda tarihi eser yıkıntılar altında kaldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı içinde cami, mescit, hamam, çeşme, kilise gibi kültürel ve tarihi eserlerin bulunduğu yapıları yeniden ayağa kaldırmak bilim kurulu oluşturuldu. Kurul çalışmaları çerçevesinde depreme maruz kalan 11 şehirdeki hasar gören tarihi yapılardaki nitelikli eserlerin envanterlenmesi ve restorasyona zemin oluşturması amacıyla çalışma yapmak için bir birim kurdu. Akademisyen ve öğrencilerden oluşan 30 kişilik ekip, Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığında çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’de ilk kez uygulanmaya başlanılan enkaz arkeolojisi uygulamasıyla uzman ekip buldukları tarihi eserleri koruma altına alıyor. Çalışmalar hakkına bilgi veren Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi ve Afet Bölgesi Kazı Başkanı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde vatandaşlar kadar, şehirlerin ve kültürel varlıkların da depremzede olduğunu kaydetti. "Nüfus cüzdanı gibi" Bu yıkımın en büyüğünün Hatay’da meydana geldiğini anlatan Arslan, “Antakya’daki tescilli kültürel varlıklarımızın büyük çoğunluğu yıkıldı, ağır hasarlı olan var, kısmi şekilde zarar gören eserlerimiz de mevcut. Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu eserleri korumak amacıyla hızlı şekilde harekete geçti. Kültür varlıklarının korunması amacıyla bir bilim kurulu oluşturuldu. Bu bilim kurulu oluşturuldu. Kurulun kararıyla ilk önce kültür varlıklarımızdaki nitelikli eserlerin, çünkü bu eserler sadece salt taşıyıcılar üstünden yükselen eserler değil. Aynı zamanda kitabeleriyle ki o kitabeler, o eserlerin nüfus cüzdanı gibidir. Aynı zamanda tarihi belgedir bunlar. Kitabeleriyle, plastik bezemeli taşlarıyla, kapı kanatlarıyla, mihrap, minber, sütun, sütün başlıklarıyla bir ruh katan unsurlar bu eserlere” diye konuştu. "50 civarında eser zarar gördü" Arslan, nitelikli malzemeyi bir an önce korunaklı ve güvenli şekilde enkazdan çıkarıp, envanterleyip restorasyonlarda tekrar kullanılmak üzere ilgili müzelere teslim ettiklerini vurguladı. Türkiye’nin farklı illerinden akademisyenler başta olmak üzere gönüllü öğrencilerle 30 kişilik bir ekiple Hatay’da olduklarını ifade eden Arslan, sadece Hatay değil depremin etkilediği diğer 10 ilde de benzer çalışmaları yapacaklarını bildirdi. Hatay’da yaklaşık 50 civarında tescilli kültür varlığının zarar gördüğünü kaydeden Arslan, "Bunların içinde cami mescit, kiliseler, hamam, çeşme çok sayıda da konut örneği hasar almış durumda" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.