Hava Durumu

#Doğal Güzellikler

TOURISMJOURNAL - Doğal Güzellikler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doğal Güzellikler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kastamonu’nun doğal güzellikleri en önemli jeolojik mirasları listesinde Haber

Kastamonu’nun doğal güzellikleri en önemli jeolojik mirasları listesinde

Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı sınırları içinde bulunan Horma Kanyonu, Ilgarini Mağarası, Valla Kanyonu, Gideros Koyu, Çatak Kanyonu, Batı Karadeniz Bölgesi Karasal Çakraz Formasyonu ve antik maden ocakları, Türkiye’nin en önemli jeolojik mirasları/jeositleri arasında gösterildi. Türkiye’nin jeoçeşitliliğini gösteren farklı unsurların listelendiği “Ulusal ve Uluslararası Görünürlük İçin Türkiye’nin En Önemli 100 Jeolojik Mirası ve Anahtar Jeolojik Alanlarının Belirlenmesi Çalıştayı”nda, Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı’ndan (JEOKAR) 7 alan listeye girdi. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu (UTMK), Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü (TVK), TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) ve Jeolojik Mirası Koruma Derneği (JEMİRKO) tarafından “Ulusal ve Uluslararası Görünürlük İçin Türkiye’nin En Önemli 100 Jeolojik Mirası ve Anahtar Jeolojik Alanlarının Belirlenmesi Çalıştayı” düzenlendi. JEOKAR’dan 7 alana listede yer verildi Türkiye’nin zengin jeolojik çeşitliliği ve büyük jeolojik mirasın seçilmesi ve ortaya çıkarılacak yerleri dünyaya tanıtmak için başvuru ölçütlerini tamamlamak amacıyla düzenlenen çalıştayda Türkiye’nin önde gelen jeolojik zenginlikleri, “jeolojik miras” ve “anahtar jeolojik alan” olarak seçilerek tercih sırasına konuldu. Yapılan değerlendirmeler sonrasında, JEOKAR sınırları içindeki Horma Kanyonu, Ilgarini Mağarası, Valla Kanyonu, Gideros Koyu, Çatak Kanyonu, Batı Karadeniz Bölgesi Karasal Çakraz Formasyonu ve antik maden ocakları Türkiye’nin en önemli jeolojik mirasları/jeositleri arasında gösterildi. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) öncülüğünde UNESCO Küresel Jeoparkları Ağına dahil olmak hedefiyle kurulan Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı (JEOKAR), Abana, Ağlı, Azdavay, Bozkurt, Cide, Çatalzeytin, Doğanyurt, İnebolu, Küre, Pınarbaşı ve Şenpazar olmak üzere toplamda 11 ilçeyi kapsıyor. 360 kilometrekare denizde, 4 bin 54 kilometrekare karada olmak üzere toplamda 4 bin 414 kilometrekare jeolojik bir alana sahip JEOKAR, Türkiye’nin önemli jeolojik miraslarına ev sahipliği yapıyor. “Kastamonu’dan jeopark alanına 7 tane unsur yer aldı” Antik madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğü sahalar ile Batı Karadeniz’in jeolojik formasyonu ve Kastamonu’nun doğal güzelliklerinin bulunduğu toplam 7 unsurun jeopark çalışmaları içerisinde yer aldığını söyleyen Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, “KUZKA olarak illerimizin ulusal ve uluslararası arenada entegrasyonu konusunu oldukça önemsiyoruz. Bu anlamda yapmış olduğumuz çalışmalardan bir tanesi de UNESCO programlarına ilimizin dahil olmasıdır. Bu noktada ilimizin hali hazırda mevcut bulunan doğal varlıklarını da kıymetlendirecek şekilde JEOKAR çalışmasına başlamıştık. İlimizde, Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkını oluşturduk. Ülkemizde halihazırda bir tane küresel jeopark alanına dahil jeoparkımız bulunmaktadır. Amacımız Kastamonu’da komşu olduğumuz jeoparkı da uluslararası alana dahil edebilmektir. Bu noktada da Kastamonu ilimizde de jeopark kurulmasıyla alakalı çok sayıda jeositlerimizi ve jeolojik alanlarımızı belirlemiş durumdayız. Yakın dönemde yapılan bir çalışmadır. Bu çalışmada ülkemizin ulusal ya da uluslararası arenada tanıtımlarını sağlamak, görünürlüğünü daha da arttırmak amacıyla yapılmış bir çalışmadır. Ülkemiz genelinde de 100 tanede jeolojik mirasın belirlenmesine yönelik çalışma gerçekleştiriliyor. Burada UNESCO Türkiye Milli Komitesi ile Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve Kültür Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yürütülen bir çalışmadır. Bu çalışma neticesinde de Kastamonu’muzda 7 tane jeolojik mirasımızı da ülkemizin 100 tane önemli jeolojik mirası arasına girmiş oldu. Bu alanlar Horma Kanyonu, Valla Kanyonu, Çatak Kanyonu, Ilgarini Mağarası, Gideros Koyu gibi unsurlarımız yine antik madencilik faaliyetlerimizin yürütüldüğü sahalar ile birde Batı Karadeniz’in jeolojik formasyonu ile alakalı toplam 7 tane olmak üzere ilimizden bu unsurlar yer aldı. Önümüzdeki dönemde de yine jeopark ile alakalı yapacağımız çalışmalarla ilgili bu alanların bu listeye girmiş olmaları adına kıymetli olmuş oldu” dedi. “Toplam 4 bin 500 kilometrekareyi bulan bir alanı jeopark olarak ilan etmiş olduk” 4 bin 500 kilometrekareyi bulan bir alanı jeopark olarak ilan ettiklerini belirten Genç, “Jeopark, UNESCO’nun bir programıdır. Burada daha yoğunluklu olarak jeolojik alanların turizme açılması ve kırsalda hareketliliğin sağlanması amaçlanıyor. Birde Kırsal Kalkınma Programı olarak ifade edebiliriz. Buradaki jeolojik unsurlarımızın insan hareketliliğiyle koruma kullanım dengesi bütünlüğü gözetilerek insan hareketliliğine açılması, burada kırsal turizm ya da yöresel üretmiş olduğumuz gıda ürünleri ya da diğer yöresel ürünlerimizi bu gelen kitle ile birlikte aslında ekonomiye kazandırılması ve bu sayede kırsalda insanların yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlaması amaçlanıyor. Kastamonu ilimiz ölçeğinde baktığımızda bu alanların çoğu da bizim doğal turizme uygun alanların içerisinde yer alıyor. Kastamonu’nun kuzeyindeki 11 ilçe ve deniz tabanında da belirlenmiş olan belli bir mesafe var. Toplam 4 bin 500 kilometrekareyi bulan bir alanı jeopark olarak ilan etmiş olduk. Amacımız burada da yine doğa turizmini başta olmak üzere kırsal alanda turistik hareketliliği sağlamak ve belirlemiş olduğumuz jeolojik alanların daha iyi tanıtılmasına aslında katkı sağlayacak bir unvanın ilimize kazandırılması yine bu bölgedeki yöresel ürünlerimizin ekonomiye kazandırılması, kırsaldaki nüfusumuzun aslında kaybını önlemek ve gelir çeşitlendirilmesini sağlamasını amaçlıyoruz” diye konuştu. Dünya genelinde 48 ülkede 95 tane jeoparkın UNESCO tarafından tescillendiğini ifade eden Genç, “Ülkemizde halihazırda bir tane Kula Salihli Jeoparkı listesi içerisinde bulunuyor. Ülkemizde Kastamonu Karadeniz Jeoparkı gibi 7-8 tane daha jeoparkın hazırlık çalışmaları yürütülüyor. Öncelikle il düzeyinde ya da bir bölge düzeyinde jeopark kurulduktan sonra uluslararası olarak bunu kabul ettirebilmek için jeopark ile ilgili bir dizi faaliyet ve yatırımları yapmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

Dünyanın en iyi parkları Haber

Dünyanın en iyi parkları

İşte dünyanın en iyi parklarından bazıları: Central Park, New York, Amerika Birleşik Devletleri: New York'un en ikonik parkı olan Central Park, dünyanın en ünlü parklarından biri. 843 dönümlük alana yayılan park, ağaçları, çiçekleri, göletleri ve heykelleri ile ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunuyor. Parkta, bisiklete binmek, koşmak, piknik yapmak, botanik bahçesini gezmek ve çeşitli etkinliklere katılmak gibi birçok aktivite yapılabiliyor. Golden Gate Park, San Francisco, Amerika Birleşik Devletleri: San Francisco'nun en büyük parkı olan Golden Gate Park, 1.017 dönümlük alana yayılan bir yeşil alan. Parkta, Japon Bahçesi, California Bilim Merkezi, De Young Sanat Müzesi ve Kaliforniya Akademisi gibi birçok önemli kurum bulunuyor. Parkta, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, piknik yapmak, botanik bahçesini gezmek ve çeşitli etkinliklere katılmak gibi birçok aktivite yapılabiliyor. Yokohama Minato Mirai 21 Parkı, Yokohama, Japonya: Yokohama'nın en yeni parkı olan Minato Mirai 21 Parkı, 120 dönümlük alana yayılan bir yeşil alan. Parkta, Yokohama Cosmo World eğlence parkı, Yokohama Landmark Tower ve Yokohama Sanat Müzesi gibi birçok önemli kurum bulunuyor. Parkta, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, piknik yapmak, botanik bahçesini gezmek ve çeşitli etkinliklere katılmak gibi birçok aktivite yapılabiliyor. The High Line, New York, Amerika Birleşik Devletleri: Eski bir tren yolu üzerinde inşa edilen The High Line, 1.453 metre uzunluğunda ve 23 metre yüksekliğinde bir park. Parkta, ağaçları, çiçekleri, heykelleri ve sanat enstalasyonları ile ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunuyor. Parkta, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, piknik yapmak ve çeşitli etkinliklere katılmak gibi birçok aktivite yapılabiliyor. Tivoli Gardens, Kopenhag, Danimarka: 1843 yılında açılan Tivoli Gardens, dünyanın en eski eğlence parklarından biri. Parkta, roller coasterlar, dönme dolaplar, su kaydırakları ve çeşitli eğlence aktiviteleri bulunuyor. Parkta, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, piknik yapmak ve çeşitli etkinliklere katılmak gibi birçok aktivite yapılabiliyor. Serengeti Milli Parkı, Tanzanya: Afrika'nın en büyük milli parklarından biri olan Serengeti Milli Parkı, 14.763 kilometrekarelik bir alana yayılan bir yaban hayatı cenneti. Parkta, aslanlar, filler, gergedanlar, zebralar ve çeşitli diğer yaban hayvanları bulunuyor. Parkta, safari yapmak, yürüyüş yapmak, kamp yapmak ve çeşitli etkinliklere katılmak gibi birçok aktivite yapılabiliyor. Amazon Ormanları, Brezilya: Dünyanın en büyük yağmur ormanı olan Amazon Ormanları, 5.5 milyon kilometrekarelik bir alana yayılan bir doğal harika. Ormanda, biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin yerlerinden biri bulunuyor. Ormanda, yürüyüş yapmak, kamp yapmak, nehirlerde tekne turu yapmak ve çeşitli etkinliklere katılmak gibi birçok aktivite yapılabiliyor. Yosemite Ulusal Parkı, Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletleri: Amerika Birleşik Devletleri'nin en popüler milli parklarından biri olan Yosemite Ulusal Parkı, 3.081 kilometrekarelik bir alana yayılan bir doğa harikası. Parkta, Yosemite Vadisi, Half Dome ve El Capitan gibi ünlü doğal oluşumlar bulunuyor. Parkta, yürüyüş yapmak, kamp yapmak, tırmanmak ve çeşitli etkinliklere katılmak gibi birçok aktivite yapılabiliyor. Bu parklar, dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri kendine çekiyor. Doğal güzellikleri, tarihi önemleri ve sundukları aktiviteler ile dünyanın en iyi parkları arasında yer alıyor.

Gilgit-Baltistan, Pakistan'ın en çok turist çeken bölgesi Haber

Gilgit-Baltistan, Pakistan'ın en çok turist çeken bölgesi

Hunza, Gilgit, Nagar, Skardu ve diğer pek çok şehri barındıran Gilgit-Baltistan'ı bu yıl 1 milyonun üzerinde turistin ziyaret etmesi bekleniyor. Kuzeyde Afganistan'ın Vakhan Koridoru'na komşu olan Gilgit-Baltistan'ın doğusunda Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne, güneydoğusunda da Hindistan'ın Cammu Keşmir ve Ladak bölgelerine sınırı bulunuyor. Hunza, doğal güzellikleri, Skardu 8 bin metreyi aşan yüksek dağları ve Gilgit de Budizm'e ait kalıntılarla ön plana çıkıyor. AA muhabiri, Gilgit-Baltistan'ın doğal güzelliklerini görüntüledi, bölgedeki halk ve yetkililerle görüşmeler yaptı. Yüksek dağlar ve buzullar Gilgit-Baltistan bölgesi, dünyada 8 bin metrenin üzerindeki 14 zirvenin 5'ine ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en yüksek ikinci dağı 8 bin 611 metre rakımlı K2, 8 bin 126 metre rakımlı Nanga Parbat, 8 bin 68 metre rakımlı Gasherbrum 1, 8 bin 47 metre rakımlı Broad Peak ve 8 bin 35 metre rakımlı Gasherbrum 2 dağları, Gilgit-Baltistan'da yer alıyor. Pakistan'da 7 bin metrenin üzerinde 100'den fazla da zirve bulunuyor. Bölge, ayrıca "Baltoro, Batura, Biafo ve Chogo" gibi kutup bölgesinin dışında 50-60 kilometreyi aşan genişlikleriyle dünyanın en uzun buzullarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Skardu Turizm Direktör Yardımcısı Sacid Hüseyin, geçen sene Gilgit-Baltistan'da 64 dağcılık seferi düzenlendiğine işaret ederek, "Rehberlerle 2 bin 150’ye yakın kişi, Gilgit-Baltistan'da tırmanışa katıldı.Bu sayıyı artırmak istiyoruz." diye konuştu. Çekyalı dağcılar Ana Sebestikova ve Ondrej Mrklovsky de Skardu'da yaklaşık bir ay kalmayı planladıklarını ifade ederek, bölgede yüksek zirvelere tırmanış gerçekleştireceklerini kaydetti. "Dünyanın çatısı Skardu" Nüfusu 75 bin civarında olan Skardu, Gilgit-Baltistan'ın en çok turist çeken bölgelerinin başında geliyor. Gilgit-Baltistan'daki iki havalimanından biri Gilgit'te, diğeri ise Skardu'da bulunuyor. Skardu Havalimanı, 2 bin 230 metre rakımda yer alıyor. Bununla birlikte bölge halkı tarafından dünyanın çatısı olarak nitelendirilen Skardu şehrinin çevresi 4 bin 500 ila 5 bin 800 metre yüksekliğindeki dağlarla çevrili. "Lower Kachura" veya bilinen adıyla Şangrila Gölü, turistlerin en çok rağbet ettiği mekanların arasında bulunuyor. Öte yandan, şehre farklı güzellik katan Katpana ve Sarfaranga soğuk çölleri, "Upper Kachura" ve Satpara Gölü de yine ziyaretçilerin uğrak noktaları arasında sayılabilir. Deosai Platosu yolu üzerinde şehrin tatlı su ihtiyacının karşılanması için kullanılan Satpara Gölü, duru bir güzelliğe sahip. Batı Himalayalar'da bulunan 4 bin 114 metre rakımdaki Deosai Platosu, Çin'in Tibet Özerk Bölgesi'ndeki Changtang’ın ardından dünyanın en yüksek platosu özelliğine sahip. Deosai Milli Parkı içindeki plato, zengin flora ve faunasıyla öne çıkıyor. Deosai Platosu'nda yer alan Şeosar Gölü'nün yanındaki küçük işletmede çalışan Furkan Ali Han, sezon açıldığında platoya geldiklerini ifade ederek, yılın 3-4 ayını burada geçirdiklerini söyledi. Han, kar nedeniyle sezonun kısa sürdüğüne işaret ederek, "Sezon boyunca burada yatıp kalkıyoruz. Yüksek rakımda turistlere Pakistan'a özgü yemekler ve sıcak içecekler sunuyoruz." dedi. Immit köyünde 9 farklı dil konuşuluyor Gilgit-Baltistan, çok sayıda dile ve yerli halka da ev sahipliği yapıyor. Buruşo, Vaki, Şina ve Pamirler, bu yerli halklardan bazıları. Burada en çok konuşulan diller ise Bruşeski, Vahi, Balti, Şina, Kovar, Domaki ve ülkenin resmi dili Urduca. Skardu'da turizm işletmeciliği yapan Şamşad Hüseyin, Gilgit-Baltistan'ın kendisine özgü kültürünün olduğunu dile getirerek, "Gizer bölgesine bağlı Işkoman Vadisi'ndeki Immit köyünde 9 farklı dil konuşuluyor. Bu durum bizim farklılıklarımızı tam anlamıyla yansıtıyor." dedi. Gilgit, Budistler için önemli ziyaret noktaları arasında Gilgit-Baltistan'ın diğer havaalanına ev sahipliği yapan Gilgit, geneli itibarıyla bölgenin idare merkezi olarak kullanılıyor. Bununla birlikte Gilgit, Budistlerin yoğun ziyaret ettiği şehirlerin başında geliyor. Gilgit şehir merkezine 10 kilometre mesafede bulunan “Kargah Buddha” arkeolojik sit alanında kaya üzerine oyulmuş Buda figürü bulunuyor. Kaya üzerine oyulan yaklaşık 15 metre yükseklikte ayakta duran Buda oymasının 7’nci yüzyıldan kaldığı düşünülüyor. Gilgit'te Karakurum kara yolunun yapımı sırasında ölen Çinlilere ait anıt mezarlık da yer alıyor. Bu anıt mezarlıkta çalışan Nusret Ali, 22 yıldır aynı görevi sürdürdüğünü belirterek, "Toplamda 110 Çinliye ait mezar var ancak 88 kişi burada yatıyor. 22 kişiyi ise bulamadılar. Bu sebeple bir anıt inşa edildi." dedi. Hunza, doğal güzellikleriyle benzersiz görünüme sahip Hunza Vadisi de Gilgit-Baltistan'ın en çok turist çeken noktaları arasında. Vadiye yüksek noktadan bakıldığında yüksek dağlar, tepelerdeki buzullar, vadideki yeşillik ve buradan akan ırmak, masalsı görünüm ortaya çıkarıyor. Baltit ve Altit kaleleri, Attabad Gölü, tarihi İpek Yolu güzergahında bulunan ve üzerinde binlerce yıllık petroglif figürlerinin yer aldığı "Kutsal Kaya (Haldeikish)", Passu konileri ve sarp geçitlerle çevrili Karakurum kara yolu, Hunza'yı benzersiz kılıyor. Pakistan’ın Gilgit-Baltistan bölgesi ile Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni birbirine bağlayan iki ülke arasındaki tek kara geçiş noktası Khunjerab Sınır Kapısı da yine Hunza sınırlarında yer alıyor. Bu sınır, 4 bin 714 metre rakımıyla dünyadaki en yüksek sınır geçiş noktası özelliğini de taşıyor. 192 metrelik asma köprü Hunza'nın Gojal kasabasında yer alan Hüseyni Asma Köprüsü, dünyanın en tehlikeli asma köprüleri arasında gösteriliyor. Uzunluğu 192 metre olan asma köprü, yöre halkının Hunza Nehri'ni güvenli şekilde geçmesi için yapılmış olsa da turistik bir noktaya dönüştürülmüş. Geçen yıl bir kişinin nehre düşerek ölmesinin ardından kapatılan ve restorasyon çalışmaları sonrası yeniden açılan köprü, maceraperestlerin uğrak noktalarından. Bu yıl 1 milyonun üzerinde turist bekleniyor Gilgit-Baltistan Bilgi Teknolojisi Sekreteri Zamir Abbas, her yıl yüz binlerce turistin bölgeye geldiğine işaret ederek, "2021’de 819 bin ve 2022’de 913 binin üzerinde yerli turisti ağırladık. 2023’te ise turist sayısının 1 milyonu geçmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı. Abbas, yurt dışından gelen yabancı turist sayısının düşük olduğuna dikkati çekerek, “2022’de 12 bin 140 yabancı turist Gilgit-Baltistan’ı ziyaret etti. Bu sayıyı artırmak istiyoruz.” diye konuştu. Abbas, Hunza’da 320, Skardu’da 255 ve Gilgit’te 151 otel olduğuna işaret ederek, tüm bölgede toplam otel sayısının 1026 olduğuna ve bu sayının yeni otellerle artacağına dikkati çekti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.