Hava Durumu

#Döner

TOURISMJOURNAL - Döner haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Döner haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Damak çatlatan lezzet: Sivas Döneri Haber

Damak çatlatan lezzet: Sivas Döneri

Gastronomi anlamındaki zenginlikleri ile bilinen Sivas’ta yaprak döner yoğun ilgi görüyor. Uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkan dönere vatandaşların ilgisi bir hayli fazla. Zengin mutfağı ve tescilli lezzetleri ile gastronomi anlamında kendini ispatlayan Sivas’ta yaprak döner de yoğun ilgi görüyor. Sivas’ın meralarında beslenen hayvanlardan yapılan yaprak döner, yaz kış yoğun ilgi görüyor. 2 günlük çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkan döner, yiyenlerin damak tadına hitap ediyor. Sivas döneri özellikle hayvanın topak kısmı, but kısmı ve bazı bölümlerinden yapılıyor. Sivas dönerinin yapılışını anlatan Hasan Sönmez, “Sivas döneri; dana ve düve etinden ortaya gelen has et dönerdir. Sivas’ın havasından, suyundan, meralarından beslenen hayvanlar kesilir ustalarımızın marifetli ellerinden meydana gelir. Satışlarımız kış aylarına göre normal oluyor, yaz aylarında aşırı yoğunluktan dolayı kilolarda değişiyor. İster istemez talebimiz fazla. Yazın yabancılar geliyor. İster istemez dönerin kilosu artıyor” ifadelerini kullandı. Kısık ateşte pişiriliyor 21 yıldır döner ustalığı yapan Tamer Acar ise “Döner ustalığı titizlik gerektiren, incelik gerektiren bir sektör. Hayvanın özellikle topak kısmından yapılıyor. But kısmından, bazı bölümlerinden yapılıyor. Kuzu kuyruğu kullanılıyor. Yaprak döner, kıymasızdır. Şişe orda takılır. Buraya forklift ile getiriyoruz. 800-900 kilo bir şiş alıyor, 1 ton aldığı da oluyor. Buraya getiriyoruz, kısık ateşte pişiriyoruz. Sonra yaprak kesimi, bıçak kesimi yapıyoruz. Sonra müşterilerimize sunuyoruz. Yiyenler memnun kalıyor. Bizi de tercih ediyorlar” ifadelerine yer verdi.

Döner, dünyanın en iyi yemekleri sıralamasının ilk 10'unda Haber

Döner, dünyanın en iyi yemekleri sıralamasının ilk 10'unda

İşte dünyanın en iyi 30 yemeğinden bazıları: Pizza (İtalya) Sushi (Japonya) Ramen (Japonya) Pad Thai (Tayland) Biryani (Hindistan) Pho (Vietnam) Tacos (Meksika) Döner Kebabı (Türkiye) Spagetti Carbonara (İtalya) Hamburger (Amerika Birleşik Devletleri) Bu yemeklerin bazıları, dünya mutfağında önemli bir yere sahip.  Örneğin, pizza, dünyanın en popüler yemeklerinden biri ve her yıl milyarlarca insan tarafından tüketilir.  Sushi, Japon mutfağının en ikonik yemeklerinden biridir ve taze deniz ürünleri, pirinç ve sirke ile yapılır.  Ramen, Japonya'nın en sevilen sokak lezzetlerinden biridir ve erişte, çorba ve çeşitli malzemelerle yapılır.  Pad Thai, Tayland'ın ulusal yemeğidir ve pirinç erişteleri, soya sosu, domates sosu ve çeşitli malzemelerle yapılır.  Biryani, Güney Asya'da popüler bir pirinç yemeğidir ve et, sebzeler ve baharatlarla yapılır.  Pho, Vietnam'ın en sevilen çorbalarından biridir ve pirinç erişteleri, et suyu, soğan ve baharatlarla yapılır.  Tacos, Meksika'nın en popüler sokak lezzetlerinden biridir ve tortillalar, et, sebzeler ve soslarla doldurulur.  Döner Kebabı, Türkiye'nin en popüler yemeklerinden biridir ve döner et, lavaş ekmeği, domates, salatalık ve soğanla yapılır.  Spagetti Carbonara, İtalyan mutfağının klasik bir yemeğidir ve makarna, domuz pastırması, yumurta ve parmesan peyniri ile yapılır.  Hamburger, Amerika Birleşik Devletleri'nin en sevilen yemeklerinden biridir ve köfte, ketçap, mayonez, turşu, soğan ve salatalıkla yapılır. Tabii ki, dünyanın en iyi 30 yemeği konusunda herkes aynı fikirde olmayacaktır. Bu listede yer alan yemekler, lezzetleri, malzemeleri, pişirme yöntemleri ve kültürel önemleri göz önünde bulundurularak seçilmiştir. Ancak, bu listede olmayan ve dünyanın en iyi yemekleri arasında yer alabilecek birçok başka yemek de vardır.

"Döner" ayrımcılığa uğrayan topluluğun başarısı haline geldi Haber

"Döner" ayrımcılığa uğrayan topluluğun başarısı haline geldi

"Türkofobiyi Avrupalılar için İslamofobiden ayrı kılan tarihi olaylar var. Bu yüzden döner ikisinden kaynaklı ön yargıların da hedefi olabiliyor. Avrupalı gençler ise fast food olarak döner yiyor ve hatta döneri Alman yiyeceği zannediyor." Kültürel ırkçılığın bir biçimi olan "gastronomik ırkçılık" ya da "mutfak ırkçılığı" Avrupa ülkelerinde yaygınlaşan döneri, Türk veya Müslümanlara yönelik ön yargıların sembolü haline getiriyor. Kolay ve hızlı tüketimi sayesinde yaygınlık kazanan döner, bu ön yargılara rağmen Avrupalılar ile Türk göçmenler arasındaki sosyal uyumda rol oynuyor. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Türk ve Dünya Mutfağı Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Nuri Özdoğan, AA muhabirine, Batı'da Müslüman ve Türk karşıtı ön yargıların simgesi haline gelen dönerin aynı zamanda çok kültürlülüğün ve Almanya ile göçmenlerin uyumunun sembolü olduğunu anlattı. Özdoğan, Almanya'da bazı yaş gruplarının kültürel olarak dönere ön yargılı yaklaştığını belirterek, "Orta yaşlı insanlarda hala dönere karşı ön yargı olsa da genç kuşak için döner artık kendi dünyalarının parçası. Türkofobiyi Avrupalılar için İslamofobiden ayrı kılan tarihi olaylar var. Bu yüzden döner ikisinden kaynaklı ön yargıların da hedefi olabiliyor. Avrupalı gençler ise fast food olarak döner yiyor ve hatta döneri Alman yiyeceği zannediyor." diye konuştu. Türk yiyecek kültürünün, Avrupa'ya Osmanlı döneminde, Rum ve Ermeni göçmenlerin açtığı restoranlarla taşındığını ancak dönerin "Türkler tarafından getirilen yiyecek" olarak ün yaptığını kaydeden Özdoğan, "Rumlar 'gyros', Araplar ise 'shawarma' kelimeleriyle ifade etse de döner Türk mutfağından çıkmıştır, Avrupa'da yaygınlaşması ise Türklerin işçi olarak yoğun şekilde göç etmeleriyle olmuştur." dedi. Özdoğan, dönerin kolay hazırlanabilir, servis edilebilir ve tüketilebilir olması sebebiyle "Türk fast food"u olarak tanımlanabileceğine dikkati çekerek, şunları dile getirdi: "Almanya'daki döner aslında melez bir form. Türkiye'de doğdu ama Alman damak tadına ve tüketim alışkanlıklarına uyum sağlayarak değişti. Almanya'da bir döner restoranında gözlem yaparken iri yapılı bir Alman polisin dükkana girip sipariş verdiğini gördüm. Polis lahmacunun arasına döner koydurarak dürüm hazırlattı ve bunu yedi. Bu iki yiyecek de esasında bizim mutfağımızın parçası ama bu şekliyle yenmesi bizim ülkemizde ikisi için de tercih edilen bir tüketim yöntemi değil." Özdoğan, gittikleri ülkelerde restoran açan göçmenlerin kendi ülkelerinden insanlara satış yapmayı hedeflediklerini aktararak, Avrupa'da da ilk dönercilerin bu amaçla açıldığını ancak dönerin daha sonra büyük başarı yakalayarak yaygın tüketilen bir yiyecek haline geldiğini anlattı. "Döner Türkler ile Almanların ortak noktası haline geldi" Türklerin ve Avrupalıların dikkatini çekmek için döner ve Türk yemeği restoranlarının tabelalarında şarkiyatçı sembollerin yoğun şekilde kullanıldığından bahseden Özdoğan, "Daha önce Türk lezzeti olarak pazarlanan döner kebap, zamanla tüketici kitlesi olarak Almanları hedeflemeye başladı ve bunda da başarılı oldu. Doğal olarak Alman tüketiciler büfe ve restoranlarda döner yerken Türkleri ve Türk kültürünü daha yakından tanıma imkanı elde etti." ifadesini kullandı. Özdoğan, dışarıda yemek yemenin sadece tüketmeye değil, sosyalleşmeye de ilişkin rolü olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti: "Farklı ülkeye ait olan bir yemek beğenilerek tüketildiğinde o ülkeye karşı sempati duyulmasını da sağlıyor. Tayland, Kore gibi Asya Pasifik ülkeleri, turist çekmek için turizm bürosu kurmuyor. Kendi mutfaklarının sergilendiği restoranlar açarak ülkelerine karşı ilgiyi artırıyor. Türk restoranları da aynı işlevi görüyor. Şark köşesi gibi kültürel unsurların yer aldığı dükkanlar var ve bu dükkanlarda insanlar sosyalleşiyor. Buralar bir Türk ve bir Alman için ortak nokta haline geliyor. Bu tür restoranlar, ırkçı ön yargıların kırılmasını sağlamanın yanı sıra ülkelerin tanıtımında da önemli işlev görüyor." "Döner endüstrisi" ayrımcılığa uğrayan topluluğun büyük başarısı Özdoğan, Avrupa'da dönerin yaygınlık kazanmasının ırkçıları rahatsız ettiğine değinerek, restoran tabelalarının görünür ve yaygın olmasının "istila" söylemini desteklemek için kullanıldığını söyledi. Alman medyasının, ülkede 2000-2007 arasında 8'i Türk 10 kişiyi katleden Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün cinayetlerini, 2 kurban dönerci olduğu için "döner cinayetleri" (döner-morde) olarak adlandırdığını anımsatan Özdoğan, dönerle hiç alakası olmayan bu terör saldırısındaki adlandırma ve "istila" söylemiyle aşırı sağcı siyasilerin oylarını artırmayı hedeflediğini belirtti. Özdoğan, Avrupa'da helal gıdanın yaygınlık kazanmasının Müslüman karşıtlığını artırdığına dikkati çekerek, dönerin buna ek olarak Türk düşmanı yönünün de bulunduğunu ifade etti. Özdoğan "Döner bağlamında kullanılan istila söyleminde Osmanlı'nın Avrupa'da yaptığı fetihlere dair tarihi ve psikolojik arka planının olduğunu düşünüyorum." görüşünü paylaştı. Avrupa'da "döner endüstrisinin" kendisine ait bültenleri olan büyük bir endüstri haline geldiği bilgisini paylaşan Özdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Döner artık çok yaygın ve büyük bir endüstri haline geldi. Batı'ya iş bulma umuduyla giden göçmenler artık bu yiyecek sayesinde istihdam sağlar pozisyona geçti. Ülkenin kültür dünyasının yanı sıra ekonomik dünyasına da ciddi katkılar sağlıyorlar. İşçi göçleriyle Almanya'da Türklere karşı ırkçılık yaygınlık kazanmıştı. Bugün döner sayesinde bir Türk, bir Almanı istihdam edebiliyor. Bu bir yönüyle ayrımcılığa uğrayan bir topluluğun, etnik grubun büyük başarısı."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.