Hava Durumu

#Efes Antik Kenti

TOURISMJOURNAL - Efes Antik Kenti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Efes Antik Kenti haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Müze ve ören yerleri bayram tatilinde doldu taştı Haber

Müze ve ören yerleri bayram tatilinde doldu taştı

Türkiye'deki müze ve ören yerleri bayram tatilinde doldu taştı. En çok ziyaret edilen ören yeri, 129 bin 987 ziyaretçiyle Efes Antik Kenti oldu. Geçtiğimiz bayram tatilinde, Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasını barındıran müze ve ören yerleri ziyaretçi akınına uğradı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, ilk 10 müze ve ören yerinin toplam ziyaretçi sayısı 482 bin 292’ye ulaşırken, diğer müze ve ören yerlerinin de dahil edilmesiyle toplam ziyaretçi sayısı 1 milyon 111 bin 957’ye yükseldi. İzmir'in gözde turistik mekanı Efes Ören Yeri 129 bin 987 ziyaretçi ile listenin başında bulunurken, su ve inancın kenti Hierapolis Ören Yeri 111 bin 27 ziyaretçi ile ikinci, Kapadokya'nın büyülü atmosferiyle bilinen Göreme Ören Yeri ise 36 bin 661 ziyaretçi ile üçüncü sırada yer aldı. Diğer öne çıkan yerler arasında, Antalya Olympos Ören Yeri 32 bin 540, İstanbul'un tarihi simgesi Galata Kulesi 30 bin 483, Nevşehir Paşabağlar Örenyeri 29 bin 788, Trabzon Sümela Manastırı 28 bin 528, Antalya Patara Ören Yeri 28 bin 497, Şanlıurfa'nın mistik Göbeklitepe Ören Yeri 27 bin 736 ve Antalya Phaselis Ören Yeri de 27 bin 45 ziyaretçi sayısına ulaştı. Toplamda, ilk 10 müze ve ören yerinin ziyaretçi sayısı 482 bin 292 olurken, diğer 166 müze ve ören yerleri de 629 bin 665 ziyaretçi ağırladı. Böylece genel toplamda 1 milyon 111 bin 957 kişi bayram tatilinde Türkiye'nin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetme fırsatı buldu.

Efes Antik Kenti’ndeki ‘gece müzeciliği’ lansmanına yoğun katılım Haber

Efes Antik Kenti’ndeki ‘gece müzeciliği’ lansmanına yoğun katılım

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Efes Antik Kenti’nin turistler tarafından gece de ziyaret edilebilmesi için ışıklandırılmasının ardından "gece müzeciliği" lansmanı gerçekleştirildi. Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinden taşıdığı izlerle Anadolu'nun eşsiz zenginliğini gözler önüne seren İzmir’in Selçuk ilçesindeki Efes Antik Kenti, Kültür ve Turizm Bakanlığının ‘gece müzeciliği’ uygulaması kapsamında ışıklandırılmıştı. Türkiye’de ilk kez Efes’te uygulanan ışıklandırma çalışmalarının ardından ‘gece müzeciliği’ tanıtım toplantısı düzenlendi. Yenilenen ışıklandırma çalışmalarıyla yerli ve yabancı binlerce ziyaretçi, 2 bin 300 yıllık Efes Antik Kenti'ni gün batımından sonra da ziyaret edebiliyor. Uygulama ilk kez ‘Efes Antik Kenti’nde hayata geçirildi Tanıtım toplantısında konuşan İzmir Valisi Süleyman Elban, ‘gece müzeciliği’nin ören yerlerinde ve tarihi kentlerde bu yıl ilk kez uygulamaya konulduğunu belirterek, “Bugün ülkemiz turizmciliğiyle ilgili çok farklı ama çok özel bir programı başlatmak üzere buradayız. İlk başlanan lokasyon da Efes'imiz oldu. Efes gibi bazı tarihi alanlarımızda çok fazla talep var. Hem ülkemizden hem de yurt dışından birçok insan bu alanları görmek istiyor. Fakat bu alanların da maalesef kapasitesi sınırlı. Dolayısıyla buradaki ziyaret saatlerini daha da ileri saatlere almak gerekiyor ancak gün ışığı yetersizdi. Kültür Turizm Bakanlığımız burada ciddi bir aydınlatma projesi hazırladı. Artık 00.00’a kadar da Efes’imizde gece müzeciliği şeklinde tabir ettiğimiz ziyaret saatlerini uzatmış olduk” dedi. “Gece deneyimi yaşamak farklı duygu oluşturacak” Tarihi kentlerin bulunduğu alanların Ege ve Akdeniz’de özellikle yılın 6 ayında çok sıcak dönemlere denk geldiğini belirten Vali Elban, sıcak dönemlerde insanların gündüz bu alanları gezmekte ciddi anlamda zorlandığını aktardı. İnsanların sıcaktan etkilenmemesi ve tarihi alanları daha kolay gezebilmeleri adına gece serin saatlerde ziyarete açılmasının konfor sağladığını vurgulayan Elban, şunları kaydetti: “Ayrıca bir diğer faydası da gündüz görünüyor ama gece deneyimini de yaşamanın farklı bir duygu oluşturacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla inşallah gece deneyimi de tarihi alanlarda insanlara ayrı bir haz, ayrı bir keyif verir diye düşünüyorum. Ülkemiz turizmine, kültür hayatına, dünya kültür hayatına ve bakanlığımızın bundan sonra yapacağı projelere de katkı sağlamasını diliyorum. Bu projenin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. İnşallah hem ülkemiz hem dünya turizminin hizmetine de yeni yeni projelerin gireceğini düşünüyorum.” “Gece ilk kez geldim, çok etkileyici” Antik kenti görmeye 80 kişilik kafileyle birlikte geldiğini belirten ziyaretçi Elif Toy, atmosferi çok beğendiğini söyledi. Toy, “Tiyatro gibi etkinliklerle Bergama'da ve daha farklı yerlerde bu şekilde etkinlikler oluyordu. Fakat bu düzenli bir şekilde halka açılan bir şey değildi. Daha önce gündüz de birkaç kere gelmiştik Efes'e. Bu şekilde daha güzel olmuş. Gece ilk kez geldim, bizim için çok etkileyici" dedi. Antik kenti görmek isteyenlere gelmeleri tavsiyesinde bulunan Toy, buradaki atmosferi daha fazla kişiye ulaştırabilmek amacıyla daha büyük etkinliklerin yapılması gerektiğini söyledi. “Ülkemizde antik kentlere değer vermemiz gerekiyor” Selçuk’ta yaşayan, antik kenti görmeye eşi ve arkadaşlarıyla birlikte gelen Gürbüz Gök ise, “Gündüz gelmiştik ama gece açılması aslında iyi olmuş. Dışarıdan çok fazla kişinin geldiğini gördük. Talep ve yoğunluk var. Güzel bir uygulama olmuş. Işık, ambiyans Efes'e çok fark katmış. Bayağı bir sevindik. Ülkemizde tarihi eserlere değer vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu. “En çok kütüphane ilgimi çekti” İzmir’de hemşirelik bölümünde okuyan Merve Nur Tekin de daha önce hiç Efes’e gelmediğini belirterek, “Akşam ışıklandırmasını duyunca arkadaşlarımızla gelmek istedik. Gerçekten geldiğim için çok mutluyum. En çok ilgimi çeken kütüphanesi ve tiyatro alanı oldu. Gayet hoş bir ortam var. Işıklandırması çok güzel olmuş. Kesinlikle herkes gelmeli” dedi. Tanıtım toplantısına İzmir Valisi Süleyman Elban, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kemal Yeni, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, protokol üyeleri, turizm sektöründeki paydaşlar ve birçok vatandaş katıldı.

Turistlerin akınına uğrayan Selçuk, sezona hazır Haber

Turistlerin akınına uğrayan Selçuk, sezona hazır

Türkiye'nin önemli turizm kentlerinden biri olan ve her yıl yerli-yabancı binlerce kişinin ziyaretçi akınına uğrayan İzmir Selçuk'ta, yaz sezonu hazırlıkları tamamlandı. Belediye ekipleri, tüm cadde, sokak ve tarihi alanlarda titiz bir çalışma yürüterek kenti sezona hazırlıyor. İzmir'in Selçuk ilçesi, Türkiye'nin en önemli turizm kentlerinden biri olarak her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlıyor. Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi, Artemis Tapınağı, Şirince, İsabey Cami gibi tarihi yapılarla ünlü olan kent, ziyaretçilerin akınına uğruyor. Selçuk Belediyesi ekipleri de, ilçeyi turizm sezonuna hazırlıyor. Temiz ve huzurlu bir ortam için hummalı bir çalışma başlatan ekipler, tüm cadde ve sokaklardaki çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Birleşmiş Milletler tarafından geçtiğimiz yılı “2023 Dünyanın En İyi Turizm Köyü” seçilen Şirince’deki çalışmalarını da bitiren ekipler, ilçede yol bakım ve düzenleme çalışmaları da yaptı. Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, hazırlıklara ilişkin şunları söyledi: "Turizm Haftasını kutladığımız bu günlerde, Efes Selçuk olarak kentin tüm hazırlıklarını tamamladık. Temizlik, yol bakımı ve düzenleme çalışmalarımızı titizlikle yürüttük. Kentimizi ziyaret edecek olan misafirlerimizi temiz ve huzurlu bir ortamda ağırlamaya hazırız. Efes Selçuk, her mevsim güzellikleriyle büyüleyen bir kent. Bu yaz sezonunda da misafirlerimizin burada baharın ve yazın keyfini çıkaracaklarına ve ilham bulacaklarına inanıyoruz."

Efes Antik Kenti: Tarih ve Kültürün İzinde Haber

Efes Antik Kenti: Tarih ve Kültürün İzinde

Anadolu'nun batısında, Türkiye'nin İzmir iline bağlı Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik Kenti, tarihin derinliklerinden günümüze ulaşan bir hazine. MÖ 10. yüzyılda kurulan bu antik kent, bir zamanlar Ege'nin en önemli liman kentlerinden biri olarak sayılıyormuş ve antik dünyanın en büyük metropollerinden biri olarak kabul ediliyormuş. Efes'in tarih sahnesine çıkışı, Lidyalılar tarafından kurulmasıyla başlıyor. Ancak Efes'in asıl parlak dönemi, MÖ 6. yüzyılda İyonyalılar döneminde yaşanmış. Bu dönemde, Efes ticaret ve kültürün merkezi haline gelmiş, Artemis Tapınağı'nın yapımı da dahil olmak üzere birçok önemli yapı inşa edilmiş. Artemis Tapınağı ise, yedi kez yeniden inşa edilen ve Antik Dünya'nın Yedi Harikası'ndan biri olarak kabul edilen devasa bir yapı. Efes, Roma İmparatorluğu döneminde de büyük bir öneme sahipmiş. Roma İmparatoru Augustus döneminde, Efes Roma eyaletinin başkenti olmuş ve bu dönemde kent, mimari açıdan büyük bir gelişim göstermiş. Ünlü Celsus Kütüphanesi gibi birçok önemli yapı bu dönemde inşa edilmiş. Ayrıca, Hristiyanlığın önemli figürlerinden Aziz Pavlus'un Efes'e gelerek burada vaazlar verdiği ve İsa'nın annesi Meryem'in son yıllarını burada geçirdiği rivayet ediliyor. Ancak, zamanla Efes'in önemi azalmış ve kent terk edilmiş. Günümüzde Efes, ziyaretçilerine antik dönemin ihtişamını yaşatan önemli bir arkeolojik alan haline gelmiş. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Efes Antik Kenti, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlamakta. Efes'in en dikkat çeken yapıları arasında Celsus Kütüphanesi, Büyük Tiyatro, Yamaç Evleri, Agora ve Artemis Tapınağı bulunmakta. Bu yapılar, antik dönemin mühendislik ve mimari yeteneklerinin birer şaheseri olarak günümüze ulaşmış. Ancak, Efes'in zengin tarihi mirası sadece yapılarla sınırlı değil. Kentte yapılan arkeolojik kazılarda, günlük yaşamın izlerine de rastlanıyor. Antik döneme ait ev eşyaları, heykeller, mozaikler ve yazılı belgeler gibi birçok eser, Efes'in geçmişine dair önemli ipuçları sunuyor. Bugün, Efes Antik Kenti sadece bir turistik mekan değil, aynı zamanda arkeologlar için de önemli bir çalışma alanı. Her yıl yapılan kazılar, antik kentin sırlarını gün yüzüne çıkarmaya devam etmekte. Efes Antik Kenti, tarih tutkunları için bir açık hava müzesi niteliğinde. Antik çağın izlerini sürmek, tarihin derinliklerine yolculuk yapmak isteyen herkes için unutulmaz bir deneyim sunuyor.

"Yedi Uyuyanlar" ve "Zeus" mağaraları turizme katkı sağlıyor Haber

"Yedi Uyuyanlar" ve "Zeus" mağaraları turizme katkı sağlıyor

Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin 15'inci bölümünde Selçuk'taki Yedi Uyuyanlar Mağarası ile Kuşadası'ndaki Zeus Mağarası anlatıldı. Selçuk'taki Efes Antik Kenti yakınlarında Panayır Dağı eteklerinde bulunan "Yedi Uyuyanlar Mağarası", Meryem Ana Evi ile bölgedeki inanç turizmi noktaları arasında yer alıyor. Restorasyon, koruma ve çevre düzenlemesi çalışmaları nedeniyle mağaranın içine bir süredir ziyaretçi kabul edilmiyor. Ziyaretçiler mağarayı, 8-10 metre uzaktan görebiliyor. Selçuk Efes Müzesi Müdürü Cengiz Topal, AA muhabirine, dünyada 40'ın üzerinde mekanın Müslümanlık ve Hristiyanlıkta geçen "Yedi Uyuyanlar" inanışına atfedildiğini, bunlardan üçünün Türkiye'de olduğunu belirtti. Hristiyanlarca en çok Selçuk'taki mağaranın olayın yaşandığı yer olarak kabul gördüğünü aktaran Topal, şunları kaydetti: "Roma imparatorlarından Decius yaklaşık 250 yıllarında Hristiyanlığı yasaklıyor ve Efes'te bir tapınak yaptırıyor. Bu tapınakla insanları tapınmaya ve kurban adamaya zorluyor. 7 genç bunu kabul etmiyor. Bunu duyan Decius gençleri çağırarak onlara bu yaklaşımı kabul etmeleri için zaman tanıyor. Gençler de Efes'i terk ederek bu alana geliyor. İmparator bu mağaraya sığındıklarını haber alınca mağaranın ağzını kapattırıyor. Mağaranın ağzı kapanınca gençler burada ibadetleriyle ve sohbetleriyle günlerini geçirirlerken uzun süreli bir uykuya dalıyorlar. Uyandıklarında sanki bir gün geçmiş gibi uyanıyorlar ve içlerinden birini Efes'e ekmek ve erzak almak için gönderiyorlar. Giden genç Efes'e girerken kapının üzerinde haç görünce, Hristiyanlıkla ilgili bir şeylerin olduğunu anlıyor ama tam bilemiyor. Malzeme almak için verdiği paranın yaklaşık 200 yıl öncesine ait olduğu anlaşılınca konu dönemin yöneticilerine kadar intikal ediyor. O zamanın yöneticisi 2. Theodosius'tur. Gençlerin 200 yıl uyudukları anlaşılıyor. Sonra bu gençlerin mezarlarının üzerinde bir kilise yaptırıyor. Aslında alanın hikayesi böyle." Bölgenin şu an ziyaret için uygun olmadığını ve mezarları, yapıları korumak için kapalı alanlara ziyaretçi kabul edilmediğini belirten Topal, "Şu anda ziyaretçileri mezarların üzerinde dolaştırmamak için içeriye almıyoruz. Koruma bakımından hem alan çok müsait değil. Süratle aşınıyor ve dökülüyor. Ziyarete hazır hale getirdikten sonra çevre düzenleme projesi yapıldıktan sonra uygulandıktan sonra ziyaretçilerimizi içeriye de alabiliriz." dedi. Bölgenin düzenlenmediği halde bir cazibe merkezi olduğunu anlatan Topal, şöyle konuştu: "Efes ziyaretçisi bu yıl itibarıyla 2 milyona yaklaşıyor. Muhtemelen yıl sonuna kadar 2 milyonu bulacağız. Bunun yüzde 20'si buraya gelse 400 bin insan ediyor. Bölgenin ciddi bir cazibe merkezi potansiyeli var. Yani Efes'in hemen yanında yer alıyor olması, Efes'in ziyaretçi sayısının çok olması, aynı zamanda inanç gereği yani hem Müslümanlık hem Hristiyanlık hem de diğer inançlarda alanın kutsiyetinden kaynaklı oldukça yoğun ziyaretçi potansiyeli var." Zeus Mağarası Kuşadası ilçesindeki Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı'nın hemen girişinde yer alan 60 metre uzunluğunda, 20 metre genişliğinde Zeus Mağarası'na yaklaşık 1 kilometrelik yürüyüşün ardından ulaşılabiliyor. Mağaranın içinde kayalardaki su sızıntısıyla oluşan gölet, yazın soğuk, kış aylarında ise ılık denebilecek su sıcaklığına sahip. Kayaçların mineral yapısı ve su sirkülasyonundan dolayı her zaman temiz olan su, turkuaz rengiyle görenleri büyülüyor. Mağarayı ziyaret edenler, özel olarak kurulan platformdan mağarayı izleyip fotoğraflayabiliyor. Büyük Menderes Deltası Milli Parkı Müdürü Özcan Mersin, milli parkı ziyaret edenlerin büyük çoğunluğunun mağarayı da ziyaret ettiğini ifade etti. Mağara için birçok hikayenin anlatıldığını aktaran Özcan Mersin, "Mitolojide göklerin kralı Zeus, denizler kralı Poseidon'dan korkarak buraya saklanmış. Bu nedenle burası 'Zeus Mağarası' olarak adlandırılmış. Hazreti İsa'nın annesi Meryem Ana da Efes'e giderken Samos Adası'ndan geçip burada dinlenmiş." dedi. Mağaradaki suda yüzmenin yasak olduğunu belirten Mersin, "Her yıl boğulma ve ölüm vakalarıyla karşılaşmaktayız. Ziyaretçilerimizden bu konuda hassasiyet göstermelerini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin antik değerleri dev bütçelerle ayağa kaldırılacak Haber

Türkiye'nin antik değerleri dev bütçelerle ayağa kaldırılacak

Antalya Kültür Yolu Festivali için kentte bulunan Ersoy, AA muhabirine, Türkiye'de turizmin çok sayıda destinasyona sahip olduğunu ve Bakanlık olarak her bir kolunu ayrı ayrı işlediklerini söyledi. Ülkede turizmi 12 aya yaymak ve her ili turizme dahil etmek için önemli projeler yürüttüklerini dile getiren Ersoy, antik kentlere yönelik de ciddi yatırımlar yaptıklarını anlattı. Türkiye'de 144 yerli, 31 yabancı kazı başkanlığı bulunduğunu belirten Ersoy, ilk etapta kazı sürelerini 45-60 günlükten 12 aya çıkardıklarını kaydetti. Bu şekilde daha yavaş ilerleyen süreci hızlandırdıklarına dikkati çeken Ersoy, şöyle devam etti: "Geçtiğimiz dönemde 12 aylık kazı başkanlığı sürecini tamamladık, şimdi ikinci aşamaya geldik. İkinci aşamada da yabancı kazı başkanlıklarını bu sürece dahil etmek istiyoruz. 31 kazı başkanlığının 18'i önemli. Bu kazı başkanlıklarına koordinatör Türk hoca atamaya başladık. İlk atamalar yapılmaya başlandı, yıl sonuna kadar tamamlayacağız. Sadece Türk hoca atamakla kalmıyoruz, ekip, ekipman ve finansman desteği de sağlıyoruz. Bu da oradaki kazı çalışmalarını hızlandıracak ve kazılar Türk hocalar tarafından yapılıyor olacak." Antalya'daki kazılara gelecek yıl için 600 milyon liralık bütçe Kazı çalışmalarını kurtarma, ayağa kaldırma ve tanıtma olmak üzere 3 program dahilinde yürüttüklerini aktaran Ersoy, her aşama için de çok ciddi finansman desteği sağladıklarını vurguladı. Sadece Antalya'da bu yıl kazılar için 115 milyon lira ödenek aktardıklarını dile getiren Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Antalya'da 19 kazı başkanlığımız var, bunun 14'ü 12 aylık kazı başkanlığı. İlk etapta 115 milyon lira ödenek sağladık, yıl sonuna kadar 150 milyon lira daha ek kazı kaynağı aktaracağız. Restorasyon kaynaklarıyla bu sene sadece Antalya bölgesindeki 14 noktaya aktardığımız bütçe 400 milyon lirayı geçecek. Önümüzdeki yıl için de şu an itibarıyla 600 milyon liralık bir bütçe ayrıldı. İnşallah gelen projelerle bunu daha ileriye taşıyacağız. Biz bir kısıtlama koymuyoruz, hocalarımıza 'Siz kabul edebileceğimiz projelerinizi gönderin, biz hızlı bir şekilde onaylayıp onları hayata geçirmek için gerekli desteği vereceğiz' diyoruz." Efes Antik Kenti'ne yönelik "Geleceğe Miras Sonsuz Efes" projesinden de bahseden Ersoy, Efes'teki kazıların 1860'lı yıllarda başladığını hatırlattı. Bölgede yabancı bilim heyetlerinin çalışma yürüttüğünü anımsatan Ersoy, ilk Türk bilim insanlarından birer koordinatör atama çalışmasının da Efes'te yapıldığını bildirdi. Efes'teki çalışmaların hızlanacağını vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti: "Efes, 1860'lı yıllardan beri kazılıyor. Şu ana kadar yüzde 25'i gün yüzüne çıkarılmış, Yeni program başlattık, koordinatör hocayı da atadık. Yeni program dahilinde son 60 yılda yapılmış kazı kadar çalışmayı, gelecek 4 yılda gerçekleştireceğiz. Başlangıçta 1 milyar liralık bir bütçe ayırdık. Bununla da sınırlı değiliz, projeler geldikçe bu bütçeyi de artıracağız. Oradaki kazı yapılma oranını yüzde 25'ten yüzde 45 seviyelerine kadar çıkaracağız." Bakan Ersoy, Anadolu'nun her bir noktasında turizm trafiğini artırabilmek için arkeoloji çalışmalarına da ağırlık vereceklerini söyledi. Türkiye, ABD'den sonra en çok dizi film ihraç eden ülke Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Türkiye'nin film sektöründe de önemli aşama kaydettiğine işaret etti. Türkiye'nin 4 mevsimin aynı anda yaşanabildiği noktalarının bulunduğunu dile getiren Ersoy, İstanbul ve Antalya'nın doğal bir platoya dönüştüğünü ifade etti. Ülkenin bu açıdan da çok amaçlı olduğunun altını çizen Ersoy, "Türkiye Amerika'dan sonra dünyada en çok dizi film ihraç eden ülke. Bu amaçla da bir çalışma yürütüyoruz. Dünyada en çok dizi film ihraç eden ülke olma konumundan pazarlamanın da yapıldığı ülke konumuna getiriyoruz." diye konuştu. En son Cannes Film Festivali'ne üst düzey Bakanlık bürokratlarını gönderdiklerini belirten Ersoy, "Sektörle birlikte el ele verdik, inşallah 2025 yılında pazarlama fuarının da Türkiye'de gerçekleşmesini sağlayacağız. Sadece filmlerin üretildiği değil, pazarlandığı pazar yeri noktasına da Türkiye'yi getireceğiz." ifadelerini kullandı.

Ekim ayına en çok yakışan 5 rota Haber

Ekim ayına en çok yakışan 5 rota

Abant- Bolu Sonbahar ve muhteşem manzaralar denildiği zaman, şüphesiz akla ilk gelen yerlerden biri Bolu’da bulunan Abant Gölü. Bir krater ve birikinti gölü olan Abant, sık ormanlarla çevrili olması nedeniyle doğa yürüyüşleri için ideal bir nokta. Göl çevresinde her biri farklı zorluk seviyelerine sahip çok sayıda yürüyüş parkuru bulunuyor. Ciddi bir alabalık popülasyonuna sahip olan göl balık tutkunlarının da uğrak noktalarından biri. Ayrıca Abant Gölü üzerinde tekne turlarına katılmak ya da sandalla sakin bir gezintiye çıkmak mümkün. Abant gölüne ailenizle ya da arkadaşlarınızla gittiğiniz zaman, göl kenarında piknik yapabileceğiniz çok sayıda alan bulabilirsiniz. Konaklama seçenekleri için de benzer şeyleri söylemek mümkün. Şirince- İzmir İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı küçük bir köy olan Şirince, birbirinden güzel meyve şarapları, çiçeklerle kaplı dar sokakları ve kendine has mimarisi ile keyifli bir rota olabilir. 19. yüzyılda inşa edilen ve Osmanlı/Yunan mimari tarzlarını yansıtan Vaftizci Yahya Kilisesi de burada yer alır. Ayrıca Şirince Meryem Ana Kilisesi de her yıl binlerce turisti ağırlar. Şirince’ye doğru bir rota çizmenin en güzel taraflarından biri, Efes Antik Kenti’ne uğrama imkânı bulunması. Hatta yeterince vaktiniz varsa bölgeye oldukça yakın bir lokasyonda bulunan Claros ve Notion antik kentlerini de ziyaret edebilirsiniz. Burgazada- İstanbul Yazın başka, sonbaharda başka güzel olan Burgazada, İstanbul’dan ayrılmadan bir sonbahar rotası çizmek isteyenler için şahane bir fırsat. Yazın yüzmek için ideal lokasyonlardan biri olan Madam Martha koyu, sonbaharda ise İstanbul’a karşı harika manzaralar sunuyor. Kalpazankaya için de benzer şeyleri söylemek mümkün. Burgazada yolculuğunuz sırasında hayatının büyük kısmını adada geçirmiş Sait Faik Abasıyanık’ın el yazmalarının ve eşyalarının sergilendiği Sait Faik Müzesi’ni görebilir, Aya Yani Kilisesi, Hristo Manastırı ve Burgazada Camii’ni ziyaret edebilirsiniz. Kapadokya- Nevşehir Kapadokya, özellikle sonbahar aylarında bu kısacık alanda anlatılamayacak kadar mükemmel bir coğrafya. Burada yapabileceğiniz en güzel etkinlik elbette gündoğumunda balona binmek ve Kapadokya’nın muhteşem manzarasının tadını çıkarmak olacaktır. İkinci etkinliğiniz ise UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de bulunan Göreme Açık Hava Müzesi’ni ziyaret etmek olmalı! Eğer daha fazla yer görmek isterseniz Uçhisar Kalesi, Keşişler Vadisi, Kaymaklı Yeraltı Şehri ve Avanos gibi civarda bulunan popüler lokasyonları ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca Kapadokya’nın profesyonel fotoğrafçılar için bir cennet olduğunu da aklınızdan çıkarmayın! Safranbolu- Karabük Ahşabın ve taşın birlikteliği ile inşa edilmiş, ağaçların arasında gizlenmiş Osmanlı’dan kalma Safranbolu evleri, sonbahar aylarında kartpostalı andıran manzaralar yaratır. Safranbolu size mükemmel fotoğrafların yanı sıra muhteşem lezzetler sunar. Üstelik günümüzde butik otel olarak hizmet veren Safranbolu evlerinde de konaklamak mümkün. Eğer bölgeyi yukarıdan görmek isterseniz Safranbolu Kalesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Doğayla iç içe kalmak için Hıdırlık tepesine doğru yürüyebilirsiniz. 17. yüzyıldan kalma bir kervansaray olan Cinci Hanı ve İncekaya Su Kemeri’ni görebilir, Safranbolu Çarşısı’nda alışveriş yapabilirsiniz. Bölgenin kültürünü tanımak içinse Safranbolu Kent Müzesi’ne uğrayabilirsiniz.

Ekim ayına en çok yakışan 5 rota Haber

Ekim ayına en çok yakışan 5 rota

Abant- Bolu Sonbahar ve muhteşem manzaralar denildiği zaman, şüphesiz akla ilk gelen yerlerden biri Bolu’da bulunan Abant Gölü. Bir krater ve birikinti gölü olan Abant, sık ormanlarla çevrili olması nedeniyle doğa yürüyüşleri için ideal bir nokta. Göl çevresinde her biri farklı zorluk seviyelerine sahip çok sayıda yürüyüş parkuru bulunuyor. Ciddi bir alabalık popülasyonuna sahip olan göl balık tutkunlarının da uğrak noktalarından biri. Ayrıca Abant Gölü üzerinde tekne turlarına katılmak ya da sandalla sakin bir gezintiye çıkmak mümkün. Abant gölüne ailenizle ya da arkadaşlarınızla gittiğiniz zaman, göl kenarında piknik yapabileceğiniz çok sayıda alan bulabilirsiniz. Konaklama seçenekleri için de benzer şeyleri söylemek mümkün. Şirince- İzmir İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı küçük bir köy olan Şirince, birbirinden güzel meyve şarapları, çiçeklerle kaplı dar sokakları ve kendine has mimarisi ile keyifli bir rota olabilir. 19. yüzyılda inşa edilen ve Osmanlı/Yunan mimari tarzlarını yansıtan Vaftizci Yahya Kilisesi de burada yer alır. Ayrıca Şirince Meryem Ana Kilisesi de her yıl binlerce turisti ağırlar. Şirince’ye doğru bir rota çizmenin en güzel taraflarından biri, Efes Antik Kenti’ne uğrama imkânı bulunması. Hatta yeterince vaktiniz varsa bölgeye oldukça yakın bir lokasyonda bulunan Claros ve Notion antik kentlerini de ziyaret edebilirsiniz. Burgazada- İstanbul Yazın başka, sonbaharda başka güzel olan Burgazada, İstanbul’dan ayrılmadan bir sonbahar rotası çizmek isteyenler için şahane bir fırsat. Yazın yüzmek için ideal lokasyonlardan biri olan Madam Martha koyu, sonbaharda ise İstanbul’a karşı harika manzaralar sunuyor. Kalpazankaya için de benzer şeyleri söylemek mümkün. Burgazada yolculuğunuz sırasında hayatının büyük kısmını adada geçirmiş Sait Faik Abasıyanık’ın el yazmalarının ve eşyalarının sergilendiği Sait Faik Müzesi’ni görebilir, Aya Yani Kilisesi, Hristo Manastırı ve Burgazada Camii’ni ziyaret edebilirsiniz. Kapadokya- Nevşehir Kapadokya, özellikle sonbahar aylarında bu kısacık alanda anlatılamayacak kadar mükemmel bir coğrafya. Burada yapabileceğiniz en güzel etkinlik elbette gündoğumunda balona binmek ve Kapadokya’nın muhteşem manzarasının tadını çıkarmak olacaktır. İkinci etkinliğiniz ise UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de bulunan Göreme Açık Hava Müzesi’ni ziyaret etmek olmalı! Eğer daha fazla yer görmek isterseniz Uçhisar Kalesi, Keşişler Vadisi, Kaymaklı Yeraltı Şehri ve Avanos gibi civarda bulunan popüler lokasyonları ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca Kapadokya’nın profesyonel fotoğrafçılar için bir cennet olduğunu da aklınızdan çıkarmayın! Safranbolu- Karabük Ahşabın ve taşın birlikteliği ile inşa edilmiş, ağaçların arasında gizlenmiş Osmanlı’dan kalma Safranbolu evleri, sonbahar aylarında kartpostalı andıran manzaralar yaratır. Safranbolu size mükemmel fotoğrafların yanı sıra muhteşem lezzetler sunar. Üstelik günümüzde butik otel olarak hizmet veren Safranbolu evlerinde de konaklamak mümkün. Eğer bölgeyi yukarıdan görmek isterseniz Safranbolu Kalesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Doğayla iç içe kalmak için Hıdırlık tepesine doğru yürüyebilirsiniz. 17. yüzyıldan kalma bir kervansaray olan Cinci Hanı ve İncekaya Su Kemeri’ni görebilir, Safranbolu Çarşısı’nda alışveriş yapabilirsiniz. Bölgenin kültürünü tanımak içinse Safranbolu Kent Müzesi’ne uğrayabilirsiniz.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.