Hava Durumu

#Elazığ

TOURISMJOURNAL - Elazığ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Elazığ haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

That mountain in Elazığ has preserved its mystery for years Haber

That mountain in Elazığ has preserved its mystery for years

The tunnels on Nimri Mountain in Elazığ, which were allegedly opened to extract gold and could only be entered and worked in by dwarves, have remained shrouded in mystery for years. These tunnels, which attract significant interest from the public, continue to astonish those who see them. Located in Keban district, the tunnels on Nimri Mountain, accessible only to dwarves, have preserved their mystery for many years. According to legend, these tunnels were opened by Armenians many years ago, and only dwarves worked there to extract gold. It is said that orphaned children were struck on the nape of the neck to ensure they remained dwarves and were then made to work in the tunnels. This tale has been passed down through generations. Curious about the legend, people come to Nimri Mountain to see these tunnels. The local community hopes for initiatives to develop these sites for tourism. "The interior of the caves branches out" Fethi Oruç, who provided information about the legend, said, "During the period when Armenians lived here, many tunnels were opened. The unique feature of these galleries is their narrowness. According to the legend, gold was extracted here during the Armenian era, and this story has been passed down to our times. The most notable feature is that, as they say, dwarves worked here. We don't know how much of this is true or false. These caves are spread over a very large area. They are interesting caves. It would be nice to develop these caves for tourism. We want people to come and see these caves. According to the legends, orphans had procedures done on their skulls, which hindered their development, and these children were then made to work in the mines." Oruç mentioned that many people are eager to visit the region to see the caves. He added, "In previous years, there was some economic benefit from mining, but it could also be developed for tourism in the future. We entered one of the caves here. The interior branches out, and they only followed the gold veins. There is probably a similar cave above, which might be for ventilation. It is a narrow and interesting place. It is very different from the mines where our fathers and grandfathers worked. Inside, you have to bend down or even crawl in some areas."

Elazığ'daki o dağ yıllardır gizemini koruyor Haber

Elazığ'daki o dağ yıllardır gizemini koruyor

Elazığ'ın Nimri Dağında altın çıkarmak için açılan ve sadece cücelerin girip çalışabildiği iddia edilerek efsanelere konu olan tüneller, halen gizemini koruyor. Vatandaşlar tarafından büyük ilgi gören tüneller, görenleri şaşırtıyor. Keban ilçesindeki Nimri Dağında bulunan ve sadece cücelerin girebildiği tüneller yıllardır gizemini korumaya devam ediyor. Rivayete göre yıllar önce Ermeniler tarafından açılan bu tünellerde sadece cüceler çalışarak altın çıkarıyordu. Kimsesiz çocukların ense köklerine vurularak cüce kalması sağlandığı ve bu şekilde tünellerde çalıştırıldığı rivayeti, kulaktan kulağa aktarılarak günümüze kadar ulaştı. Efsaneyi merak edenler ise Nimri Dağına çıkarak bu tünelleri görmeye geliyor. Bölge halkı bu alanların turizme kazandırılması için çalışma yapılması istiyor. ''Mağaraların içerisi kollara ayrılıyor'' Rivayet hakkında bilgi veren Fethi Oruç, ''Burada Ermenilerin yaşadığı dönemde birçok tünel açılmış. Bu galerilerin özelliği dar olmalarıdır. Rivayete göre, Ermenilerin yaşadığı dönemde burada altın çıkarılıyormuş. Bu da kulaktan kulağa bizim zamanımıza kadar geldi. En büyük özelliği dediklerine göre burada cüceler çalıştırılıyormuş. Ne kadar doğru ne kadar yanlış o kadarını bilemiyoruz. Bu mağaralar çok geniş bir alana yayılmış durumda. İlginç mağaralar. Bu mağaraların turizme kazandırılması güzel olur. Vatandaşların bu mağaraları gelip görmelerini istiyoruz. Hakikaten çok ilginç efsanelere göre, o dönemlerde kimsesiz çocukların kafataslarına bir işlem yapılıyormuş bundan dolayı da gelişimleri engelleniyormuş. O çocuklar da bundan dolayı maden ocaklarında çalıştırılıyormuş” dedi. Duyanların bölgeye giderek görmek istediğini aktaran Oruç, “Bundan önceki yıllarda maden anlamında ekonomik olarak bir şeyler kazanılmış ama bundan sonra da turizme kazandırılabilir. Burada bulunan mağaranın içerisine girdik. İçeri de kollara ayrılıyor. Bunlar sadece altın damarını takip etmişler. Yukarısında da aynı mağaradan var muhtemelen o kısım da havalandırmasıdır. Dar ve ilginç bir yer. Babalarımızın ve dedelerimizin çalıştığı maden ocaklarından çok farklı bir yer. Buranın içerisinde ise eğilerek bazı yerlerde ise sürünerek hareket ediyorsun” diye konuştu.

Zamana direnen 750 yıllık kervansaray restore edilmeyi bekliyor Haber

Zamana direnen 750 yıllık kervansaray restore edilmeyi bekliyor

Elazığ'da Selçuklu döneminden kalma 750 yıllık kervansaray, adeta zamana direniyor. Dışarıdan birçok noktasının yıkılmasına rağmen yıllara meydan okuyarak ayakta kalmayı başaran kervansaray, restore edilip turizme kazandırılmayı bekliyor. Keban ilçesine bağlı Denizli köyü sınırlarında bulunan Selçuklu dönemine ait yaklaşık 750 yıllık kervansaray, adeta zamana karşı direniyor. İpek Yolu üzerinde 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başlarında inşa edildiği tahmin edilen kervansaray, ayakta kalmaya çalışıyor. Dışarıdan birçok noktasında yıkımlar başlayan kervansarayın içi, halen ihtişamını koruyor. Kervansaray, dış kapıdan girildiğinde ortada büyük bir salon şeklinde sağda ve solda iki oda, 6 bölmeden oluşuyor. Köy sakinleri eşine az rastlanan ve yıllara meydan okuyan kervansarayın restore edilip turizm kazandırılmasını istiyor. ''Eserlerimizi korumamız lazım'' Kervansarayın 750 yıllık olduğunu belirten köy muhtarı Cafer Çağlar, ''Selçuklular döneminde yapılan bir handır. Bu kervansaray ticaret yolu üzerinde bulunuyor. Burayı korumaya bizim gücümüz yetmiyor. Tarihi eserlerimizi korumamız lazım. Bu bizim kültürümüzdür. Bunları kaybetmememiz lazım. 2000'li yıllardan itibaren takip ediyorum ama buraya bir türlü bakım yapılmadı. Halen ayakta ve çok güzel duruyor ama zamanla yıpranması devam ediyor. Kervansarayın içerisinde bulunan kabartmalar zaman aşımından dolayı hep döküldü. Şu anda bu kervansaray zamana direniyor. Taş bile zaman karşı ne kadar yıpranmış. Bunları korumamız lazım ama bu yönde biraz zayıf kalıyoruz'' dedi. Bölge halkı olarak kervansarayın restore edilmesi talep ettiklerini dile getiren Çağlar, ''İnsanlar buraya geldiğinde oturacak yerleri olsun. Burada yöresel ürünlerimizi gösterebileceğimiz bir yer olursa gelen vatandaşlar da rahat eder. Buranın restore edilmesi lazım ve zaten bu yapı bölgede tektir. Bu çevrede bu şekilde bir tarihi eser yok. Kervansarayın girişinde 2 oda var. Bunlar insanların konaklama odasıdır. Burası aslında 40 dönümlük bir alana sahip. Bu kadar büyük olmasının sebebi hayvanları dışarıda da barındırabiliyormuş. Zaman içerisinde işgal edilmiş ve kervansarayın dibine kadar evler yapılmış. Devletimiz bu konuda bizlere yardımcı olursa çok seviniriz. Burası aynı zamanda çok serin. Serin olmasının sebebi de taş yapı olmasından kaynaklıdır. Dışarı ne kadar sıcak olursa olsun sıcaklığı buranın içerisinde hissetmezsin” diye konuştu.

Su üzerinde 9 saatte 200 kilometre yol yaptılar Haber

Su üzerinde 9 saatte 200 kilometre yol yaptılar

Elazığ’da iki gezgin Fırat Nehri üzerinde yer alan Türkiye'nin en büyük baraj gölü olan aynı zamanda sulama, elektrik üretimi ve turizm gibi alanlarda önemli bir role sahip olan Keban Baraj Gölü üzerinde 9 saatte yaklaşık 200 kilometre seyahat ederek hem tarihi yapıları ve su üzerinde ve çevresindeki yaban hayatını görüntüledi hem de Elazığ ve çevresi için ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan önemli olan göl üzerindeki dikkat çekti. Elazığ’da araştırmacı yazar Aygün Çam ve su sporları ile ilgilenen gezgin Vahit Dartay, Keban Baraj Gölünün potansiyelini göstermek amacıyla Elazığ’ın Palu ilçesinden Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde tekne ile su üzerinde yolculuk yaptı. Palu’nun Baltaşı köyünden başlayan yolculuk yaklaşık 200 kilometre ile 9 saat sürdü. Baraj Gölünün başta Elazığ olmak üzere çevre iller için özellikle ekonomik ve turizm açıdan önemine dikkat çekmek isteyen gezginler, sırasıyla Baltaşı, İçme köyü, Yurtbaşı ve oradan da Tunceli’nin Pertek ve Çemişgezek ilçe sınırlarından su üzerinde yolculuk etti. Seyahat süresi boyunca dağ keçileri, keklik ve yılkı atları gibi birçok yaban hayatını görüntüleyen gezginler, Elazığ’ın Palu ilçesinde sabah saat 09.00’da başlattıkları yolculuklarını Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde sonlandırdı. Bu seyahat ile daha önce hiç gidilmemiş tarihi yapılar olan başta Rabat Kilisesi ve batık köyler olmak üzere birçok alan da görüntülendi. ''9 saat süren yolculuğumuz boyunca su üzerinde 180 kilometre yol kat ettik'' Hayatının en özel yolculuklarından birini gerçekleştirdiğini dile getiren Çam, ''Farkındalık oluşturmak için Palu ilçe merkezinden başlayan Keban Baraj Gölü, gezimiz, Palu Baltaşı köyünden başladık ve Kemaliye ilçe sınırlarına kadar geldik. Yaklaşık 9 saat süren yolculuğumuz boyunca su üzerinde 180 kilometre yol kat ettik. Bizler, Keban Baraj Gölü üzerinde yolculuk yapan en uzun yolculuğu gerçekleştirdik. Bu yolculuk esnasında birçok zorluklarla karşılaştık. Çok meşakkatli bir yol olmasına rağmen inanılmaz bir coğrafya ile karşılaştık. Dağ keçileri, yılkı atları, ayılar, türlü kuşlar, balık türleri ve tarihi yapılar gibi birçok yapıyı da gördük. Bunu gerçekleştirmemizdeki amaç ise özellikle Elazığ’ın sahip olduğu Keban Baraj Gölü ve üzerindeki potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu bundan mütevellit potansiyeli olan baraj gölünün üzerinde su sporlarının da bir o kadar eksik olduğuna dikkat çekmek istedik” dedi. Su sporları ile uğraşan aynı zamanda gezgin olan tekne kaptanı Vahit Dartay ise ''9 saattir suyun üzerindeyiz. Çok yandık ve hava da kararmak üzere. Bu kadar büyük bir su havzasının olduğu alanda su sporlarının yapılmaması ve bu suyun değerlendirilmemesi bizleri üzüyor. Bunu da gündeme getirmek için bir yolculuk gerçekleştirdik. Daha güzel yerleri gezip görmek ümidiyle görüşmek üzere” diye konuştu.

The Touristic Diyarbakır Express in Elazığ Haber

The Touristic Diyarbakır Express in Elazığ

The 'Touristic Diyarbakır Express', which set off from Ankara the day before yesterday and reached Diyarbakır yesterday, departed again today towards Ankara. The first stop of the express was Elazığ Yolçatı Station. Visitors, welcomed with flowers at the station, went to the historic Harput District by buses. Here, the guests watched a performance by a folklore team, then visited the Music Museum and participated in the Kürsübaşı program. Travelers who explored the historical sites and museums in Harput took a city tour. Later, passengers returned to the station to continue their journey by train, expressing that they were warmly welcomed in Elazığ and had a lot of fun. Ahmet Demirdağ, the Director of Culture and Tourism of Elazığ, stated that today is an important day for Elazığ, saying, "Today, we hosted the Diyarbakır-Ankara touristic train service in our city. We welcomed our guests and took them to Harput. Harput is very valuable to us. We are striving to introduce our historical and cultural assets to our guests and tourists. We hope that these trips will contribute significantly to our city becoming a tourism destination. Because now, promotion has started to overshadow everything. Promotion is also a very important activity in tourism." Zuhal Ünalan, expressing that the journey was excellent, said, "Everywhere in our country, including Elazığ, is very beautiful. Everyone should come and see these beauties. It was a lot of fun. Everything was very nice; let's always be in peace." Zeynep Özsoy, who joined the trip from Istanbul, said, "It was a tourist trip beyond our expectations. We were especially welcomed very nicely in Elazığ. Frankly, we didn't expect this much. Thank you very much."

Turistik Diyarbakır Ekspresi Elazığ’da Haber

Turistik Diyarbakır Ekspresi Elazığ’da

Diyarbakır’dan yolan çıkan ‘Turistik Diyarbakır Ekspresi’ Elazığ’a ulaştı. Yolçatı İstasyonu'nda çiçeklerle karşılanan yolcular, tarihi Harput Mahallesi’ni gezdi. Önceki gün Ankara’dan yola çıkan ve dün Diyarbakır’a ulaşan ‘Turistik Diyarbakır Ekspresi’, bugün tekrar Ankara’ya doğru yola çıktı. Ekspresin ilk durağı ise Elazığ Yolçatı İstasyonu oldu. İstasyonda çiçeklerle karşılanan ziyaretçiler, otobüslerle tarihi Harput Mahallesi’ne gitti. Burada folklor ekibinin gösterisini izleyen misafirler, ardından Musiki Müzesi'ni ziyaret ederek, Kürsübaşı programına katıldı. Harput'taki tarihi mekan ve müzeleri gezen yolcular, şehir turu attı. Daha sonra trenle yollarına devam etmek üzere istasyona dönen yolcular, Elazığ'da çok güzel karşılandıklarını ve çok eğlendiklerini ifade ettiler. Bugün Elazığ adına önemli bir gün olduğunu belirten İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirdağ, “Şehrimizde bugün biz Diyarbakır-Ankara turistik tren seferini ağırladık. Misafirlerimizi karşıladık ve Harput’a götürdük. Harput bizim için çok değerli. Tarihi ve kültürel varlıklarımızı gelen misafir ve turistlerimize tanıtma gayreti içerisindeyiz. Umuyoruz ki bu geziler, şehrimize turizm destinasyonu olma noktasında önemli katkılar saklayacaktır. Çünkü artık tanıtım her şeyin önüne geçmeye başladı. Turizmde de tanıtım çok önemli bir faaliyet” dedi. Yolculuğun mükemmel olduğunu aktaran Zuhal Ünalan, “Elazığ olmak üzere memleketimizin her yeri çok güzel. Herkesin gelip görmesi ve bu güzellikleri tatması lazım. Çok eğlenceli geçti. Her şey çok güzel, barış içerisinde hep böyle olalım” diye konuştu. Geziye İstanbul’dan katıldığını dile getiren Zeynep Özsoy ise, “Beklentimizin üzerinde bir turistik gezi oldu. Özellikle Elazığ’da çok güzel karşılandık. Açıkçası bu kadarını beklemiyorduk. Çok teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.