Hava Durumu

#Enflasyon

TOURISMJOURNAL - Enflasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enflasyon haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Morgan Stanley’den Türkiye Ekonomisi Tahminleri Haber

Morgan Stanley’den Türkiye Ekonomisi Tahminleri

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, gelişmekte olan piyasalarla ilgili hazırladığı raporunda, Türkiye ekonomisi için detaylı tahminlerde bulundu. Raporda, Türkiye'nin "bir dönemecin başında" olduğuna dikkat çekildi.   Morgan Stanley, Mayıs 2023’ten itibaren uygulanan politika değişikliklerinin, parasal ve finansal koşullarda sıkılaşmayı sağladığını ve makroekonomik dengesizlikleri azalttığını belirtti. Raporda, "Bu da makro dengesizlikleri azalttı ve hem yurt içinde hem de yurt dışında güveni artırdı" yorumlarına yer verildi.   DÖVİZ VE REZERVLERDEKİ GELİŞMELER   Raporda, mevduat dolarizasyonunun belirgin şekilde azaldığı ve döviz korumalı mevduatların (KKM) zirve noktasından önemli ölçüde gerileyerek 38 milyar dolara düştüğü ifade edildi. Türk lirası mevduatlarının payı ise yıl başından bu yana 13,6 puan artarak toplamda yüzde 56'ya ulaştı. Net portföy girişlerinin 17 milyar dolara çıktığı ve 12 aylık cari açığın GSYİH’nin yüzde 0,8’ine düştüğü de vurgulandı. Bu gelişmeler sonucunda Türkiye'nin brüt ve net döviz rezervlerinde önemli artış yaşandığı kaydedildi.   KREDİ NOTLARINDA ARTIŞ   Türkiye’nin artan dışsal dayanıklılığını vurgulayan Morgan Stanley, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun bu yıl içinde Türkiye’nin kredi notlarını iki kademe artırdığını hatırlattı.   EKONOMİK YAVAŞLAMA   Raporda, Türkiye'nin reel GSYİH büyümesinin 2023'ün ilk çeyreğinde yüzde 5,3’ten ikinci çeyrekte yüzde 2,5’e gerilediği ifade edildi. Morgan Stanley, ekonomik faaliyetteki yavaşlamanın üçüncü çeyrekte de sürdüğünü ve sanayi üretiminde daralmalar yaşandığını belirtti. Ancak perakende satışların üçüncü çeyrekte toparlandığı ve tüketici güveninde bir miktar artış görüldüğü de raporda yer aldı.   ENFLASYONDA DÖNÜM NOKTASI   Raporda, çekirdek enflasyonun sıkılaşmaya olumlu tepki verdiği, ancak hizmet enflasyonunun sabit kaldığı belirtildi. Hizmet enflasyonundaki artışın, fiyat kontrollerinin kaldırılması ve dirençli iç talep gibi etkenlerden kaynaklandığı ifade edildi. Morgan Stanley, enflasyonda bir dönüm noktasına yaklaşıldığını vurguladı.   ASGARİ ÜCRETE ZAM TAHMİNİ   Morgan Stanley, ocak ayından itibaren asgari ücrete yüzde 30 oranında bir zam yapılacağını ve elektrik ile doğal gaz fiyatlarında yüzde 25 artış öngörüldüğünü belirtti. Banka, manşet enflasyonun Aralık 2024'te yüzde 44,5'ten Aralık 2025'te yüzde 26’ya düşmesini bekliyor.   KADEMELİ FAİZ İNDİRİMİ   Raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) kademeli bir faiz indirimi döngüsüne yaklaşmakta olduğu belirtildi. TCMB’nin 2025 sonu için enflasyon tahminini yüzde 21, 2026 sonu için ise yüzde 12 olarak revize ettiği hatırlatıldı. Merkez Bankası'nın, temel enflasyon eğilimindeki düşüşle birlikte faizleri kademeli olarak indirmesi ve makro ihtiyati tedbirlerin büyük ölçüde yürürlükte kalması bekleniyor.  

Ekim Ayında Enflasyon Beklentilerin Üzerinde Gerçekleşti Haber

Ekim Ayında Enflasyon Beklentilerin Üzerinde Gerçekleşti

Ekim ayında enflasyon, aylık bazda %2,88 artarken, yıllık bazda %48,58 seviyesine ulaştı. Ekonomistlerin tahminleri, aylık enflasyonun %2,46, yıllık enflasyonun ise %47,98 seviyesinde olacağı yönündeydi.  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında tüketici fiyatlarının %62,02, yurt içi üretici fiyatlarının (Yİ-ÜFE) ise %43,93 arttığını gösterdi. Aylık bazda TÜFE %2,88, Yİ-ÜFE ise %1,29 oranında yükseldi.  TÜFE, Aralık 2023’e kıyasla %39,77, geçen yılın ekim ayına göre %48,58 oranında artarken, Yİ-ÜFE Aralık 2023’e göre %27,17, geçen yılın ekim ayına kıyasla %32,24 oranında arttı. TÜFE, yıllık bazda Temmuz 2023’ten bu yana en düşük orana ulaştı; Temmuz 2023'te bu oran %47,83 iken, Yİ-ÜFE Mart 2021’de %31,2 seviyesindeydi.  Ayrıca, yeniden değerleme oranını belirleyen Yİ-ÜFE, ekim sonunda 12 aylık ortalamalara göre %43,93 artış gösterdi. Bu oran, vergi ve harçların ücret artışında esas alınıyor.  SANAYİ SEKTÖRLERİNDEKİ DEĞİŞİM Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE), yıllık bazda sanayinin çeşitli sektörlerinde değişiklik gösterdi. Ekim ayında madencilik ve taş ocakçılığında %40,11, imalatta %32,85, elektrik ve gaz üretim ve dağıtımında %20,47, su temininde ise %43,19 artış kaydedildi.  Ana sanayi gruplarına bakıldığında, ara malları %31,79, dayanıklı tüketim malları %39,17, dayanıksız tüketim malları %41,48, enerji ,54 ve sermaye malları %33,84 oranında yükseldi. Aylık değişimlere göre, madencilik ve taş ocakçılığı %0,85, imalat %1,61, su temini %1,55 artış gösterirken, elektrik ve gaz üretim ve dağıtımında %1,56 oranında düşüş yaşandı. Ana sanayi gruplarında ise ara malları %1,52, dayanıklı tüketim malları %2,82, dayanıksız tüketim malları %1,9, sermaye malları %0,67 oranında artarken, enerjide %0,56 oranında düşüş kaydedildi.

Antalya'da Şirket Sayısında Düşüş, Kapanmalarda Artış Var Haber

Antalya'da Şirket Sayısında Düşüş, Kapanmalarda Artış Var

ANTALYA (İHA) - Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, Antalya'da kurulan şirket sayısının geçen ay yıllıklandırılmış verilerle yüzde 26 azaldığını, kapanan şirket sayısının ise yüzde 46 arttığını bildirdi. Ülke genelinde ise kurulan şirket sayısındaki düşüş yüzde 13, kapanan şirket sayısındaki artış ise yüzde 23 olarak kaydedildi. Çandır, bu verilerin Antalya'nın kurulan ve kapanan şirket hareketliliğinde ülke ortalamasının iki kat gerisinde kaldığını vurguladı. ATB'nin Ekim ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci'nin başkanlığında gerçekleşti. Ekinci, toplantıda TUSAŞ saldırısını kınadıktan sonra ekonomik durumu değerlendirdi. Çandır ise tarım ve ekonomi üzerine yaptığı değerlendirmelerde, 2024 yılının ilk üç çeyreğinin zorlu geçtiğini belirterek, sıkılaşan para politikalarının ve artan maliyetlerin iş dünyasını zorladığını ifade etti. İç ve dış pazar koşullarının daralmasının da şirket kapanmalarını artırdığını vurgulayan Çandır, "Yıl boyunca giderek ağırlaşan bu zorluklara dayanamayan işletmelerimizin kapanma hızları görülmedik düzeyde artmıştır. Sizlerle her ay paylaştığım güncel kurulan/kapanan şirket sayılarının eğiliminde sürekli bozulmalar yaşanmaktadır. Fakat bizim açımızdan daha dikkat çekici durum, kentimizdeki eğilimin yıl başından beri ülkemiz genelinden olumsuz ayrışmasıdır" dedi. "KREDİ KULLANIMI VE TİCARET GÖSTERGELERİNDE GERİDEYİZ" Çandır, Antalya'daki ticari kredilerin kullanımının yüzde 37, tarım kredilerinin ise yüzde 33 arttığını belirtti. Ancak, çek ile işlem hacminin ülke ortalamasının gerisinde kaldığına dikkat çekti. Yıllıklandırılmış verilere göre, toplam ihracatın Antalya'da yüzde 2.3, tarım ve gıda ürünleri ihracatının ise değişmediği, yaş meyve sebze ihracatında ise yüzde 5.5'lik bir azalma yaşandığı belirtildi. TARIM SEKTÖRÜNDE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI Tarım sektöründeki iş gücü sorununa da değinen Çandır, TÜİK verilerine göre 2023 yılında yaşlı nüfusun yüzde 57,7'sinin, genç nüfusun ise yüzde 13,6'sının tarımda çalıştığını açıklarken, gençlerin tarım yerine diğer sektörleri tercih ettiğini ifade etti. Tarımda çalışmayı teşvik edecek kamu politikalarına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Çandır, gençleri tarıma yönlendirmek için mesleki eğitim ve girişimci teşvikleri gibi önerilerde bulundu. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TARIMDAKİ EĞİLİMLERİ DEĞİŞTİRDİ Çandır, iklim değişikliği ve su yetersizliğinin tarım üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dikkat çekti. Bu yıl arpa ve buğday verimlerinde ciddi düşüş yaşandığını kaydeden Çandır, çiftçilerin hububat üretiminden mısır, meyve ve sebze üretimine yöneldiğini belirtti. Desteklerin zamanında yapılmamasının da üretimi olumsuz etkilediğini ifade etti. GELECEK İÇİN SORUMLULUK BİLİNCİ Son olarak, Antalya'nın tarihi ve doğal zenginliklerine dikkat çeken Çandır, kentin taşına, toprağına sahip çıkmanın herkesin sorumluluğu olduğunu belirtti. İklim değişikliği ve çevresel sorunlarla mücadele etmenin önemini vurgulayan Çandır, doğaya verilen tahribatın gelecek nesiller için büyük riskler barındırdığını söyledi. Meclis toplantısında, sektör temsilcileri de kendi alanlarındaki değerlendirmelerini paylaştı.

126 Akademisyenden Ekonomi Yönetimine Acil Çağrı Haber

126 Akademisyenden Ekonomi Yönetimine Acil Çağrı

2024 yılı sonunda belirlenmesi beklenen ve 2025'te uygulanacak asgari ücrete dair tartışmalar şimdiden başladı. Mevcut asgari ücret 17 bin 2 lira olarak belirlenmişken, 2024 yılında 2023'teki gibi bir ara zam yapılmadı. Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye misyonu başkanı Jim Walsh, Türkiye'nin asgari ücrette geçen yılki gibi yüksek bir artış yapmaması gerektiğini ifade etti. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ise, asgari ücret artışının enflasyonla uyumlu olması gerektiğini belirterek, yaklaşık yüzde 25'lik bir artışın uygun olabileceğini söyledi. Bu durum ekonomistler tarafından “asgari ücreti düşük tutma lobiciliği” olarak değerlendirildi. 126 akademisyen, yayımladıkları bildiride aşağıdaki mesajlara yer verdi:  “Türkiye ekonomisinde uzun süredir devam eden yüksek enflasyon sorunu, dar gelirli vatandaşlarımız ve asgari ücretle çalışanları ekonomik olarak daha kırılgan hale getirmiş ve yaşam standartlarını ciddi ölçüde düşürmüştür. Son dönemde uygulanan para ve maliye politikaları, enflasyonla mücadele hedefi doğrultusunda şekillendirilmektedir. Ancak 2024 Temmuz’da asgari ücret artışından kaçınılması ve 2025 Ocak için öngörülen artışın gerçekleşen enflasyon yerine beklenen enflasyon oranı (yüzde 25) baz alınarak belirlenmesi planı, bilimsel ve sosyal açıdan kaygı vericidir. Biz iktisatçılar ve akademisyenler olarak: Enflasyonla mücadelenin toplumsal maliyetinin adil dağıtılması gerektiğini Asgari ücretlilerin alım gücünün korunmasının sosyal devletin bir gerekliliği olduğunu Gerçekleşen enflasyon oranının altında yapılacak ücret artışlarının gelir dağılımını daha da bozacağını Enflasyonla mücadelenin başarısının dar gelirlilerin yaşam standartlarının düşürülmesi pahasına sağlanamayacağını vurgulama ihtiyacı duyuyoruz. Bu bağlamda ekonomi politikasını yönetenleri: Asgari ücret artışlarında gerçekleşen enflasyon oranının dikkate alınması Gelir dağılımını da gözeten bütüncül bir ekonomi politikası izlenmesi konularında acilen adım atmaya davet ediyoruz."

HSBC, Türkiye'nin Enflasyon Riski Konusunda Uyarıda Bulundu Haber

HSBC, Türkiye'nin Enflasyon Riski Konusunda Uyarıda Bulundu

HSBC raporunda, sermaye girişlerinin arttığı ve Merkez Bankası rezervlerinin yükseldiği belirtilirken, küresel risklere karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulandı. Raporun devamında Türkiye'deki ekonomik durumun geleceği konusunda tahmin ve analizlere yer verildi. Türkiye’nin makroekonomik uyum sürecinin üzerinden bir yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen, yakın dönem görünümü konusunda olumlu bir bakış açısının korunduğu belirtildi. Ancak, politikacıların Türkiye’nin yaşadığı gibi daha kademeli bir yeniden dengelenmeyle ilgili riskler konusunda temkinli olmaları gerektiğine işaret edildi. Enflasyonun uzun süre yüksek kalmasının, yerleşik hale gelme olasılığını artırması bir risk faktörü olarak vurgulandı. Türkiye'de enflasyonun, 2019'un 4. çeyreğinden beri tek haneli rakamlara düşmediği belirtilen raporda, "İkinci çeyrekteki bir miktar yavaşlamanın ardından, enflasyon dinamiklerinde üçüncü çeyrekte sınırlı bir iyileşme görülmüştür. Ağustos ayında Merkez Bankası Başkanı, faiz indirimlerini değerlendirmek için 4. çeyrekte aylık enflasyonun yüzde 1.5'in altında olması ve enflasyon beklentilerinin bankanın tahminlerine doğru ilerlemesi gerektiğini söylemiştir. Eylül ayında enflasyon ivmesi aylık bazda yüzde 3'e yaklaştı ve enflasyon beklentilerinde daha da az iyileşme görüldü. Bu nedenle, gevşemenin ancak gelecek yıl rahat bir şekilde başlayabileceğine inanmaya devam ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Akbank’tan Türk Ekonomisine 1,6 Trilyon TL Kredi Desteği Haber

Akbank’tan Türk Ekonomisine 1,6 Trilyon TL Kredi Desteği

İSTANBUL (İHA) - Akbank, 2024 yılının ilk dokuz ayında Türk ekonomisine sağladığı finansal katkıyı açıkladı. Banka, bu dönemde toplam 1 trilyon 591 milyar TL tutarında kredi desteği sağladığını duyurdu. Akbank’ın ayrıca 6 milyar 784 milyon TL vergi karşılığı ayırdığı ve 33 milyar 135 milyon TL konsolide net kâr elde ettiği belirtildi. Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, 2024’ün üçüncü çeyrek finansal sonuçları üzerine yaptığı değerlendirmede, global ekonomik koşullarda enflasyon oranlarındaki düşüşe bağlı olarak gelişmiş ülkelerde faiz indirimlerinin başladığını belirtti. Gür, bu gelişmenin küresel finansal ortamın gevşemesine katkı sağladığını ifade ederken, jeopolitik riskler ve faiz oranlarındaki belirsizliklerin hala devam ettiğine dikkat çekti. Türkiye’de ise ekonomi yönetiminin attığı adımların makroekonomik dengelere pozitif etkiler yarattığını ve önümüzdeki dönemde faiz indirimleri için uygun zeminin oluşmaya başladığını belirtti. Akbank’ın, bu süreçte güçlü finansal yapısını koruyarak Türkiye ekonomisine ve reel sektöre kaynak sağlamaya devam ettiğini vurgulayan Gür, önümüzdeki dönemde de bu desteğin süreceğini belirtti. KREDİ DESTEĞİ VE FİNANSAL PERFORMANS RAKAMLARI Gür, 2024 yılının ilk dokuz ayında Akbank’ın sağladığı kredi desteğinin detaylarını paylaşarak açıklamalarına devam etti. Bankanın, bu dönemde ekonomiye sağladığı toplam kredi desteğinin 1 trilyon 292 milyar TL’sinin nakdi kredi olarak sunulduğunu, toplam kredi desteğinin ise 1 trilyon 591 milyar TL seviyesine ulaştığını ifade etti. Gür ayrıca, Akbank’ın toplam mevduat miktarının 1 trilyon 575 milyar TL’ye, aktif büyüklüğünün ise 2 trilyon 404 milyar TL’ye ulaştığını belirtti. Bankanın sermaye yeterlilik oranının yüzde 19,6 düzeyinde gerçekleştiğini ifade eden Gür, Akbank’ın reel sektörün büyümesine katkıda bulunma konusunda kararlılıkla ilerlediğini söyledi. 2024 yılının ilk dokuz ayında elde edilen 33 milyar 135 milyon TL net kâr ile bankanın güçlü finansal performansını sürdürdüğünü belirten Gür, başarılı sonuçların Akbank çalışanlarının özverili çalışmaları ve müşterilerin bankaya duyduğu güven sayesinde elde edildiğini ifade etti.

TCMB Eylül Raporu: Okula Dönüş ve Kira Artışlarının Enflasyona Etkisi Haber

TCMB Eylül Raporu: Okula Dönüş ve Kira Artışlarının Enflasyona Etkisi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Eylül ayında gerçekleşen enflasyon gelişmeleri üzerine kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Merkez Bankası, Eylül ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özetini yayımlayarak, hizmet sektöründeki enflasyon dinamiklerine ve kira maliyetlerinin enflasyona etkilerine dikkat çekti. Toplantı özetine göre, Eylül ayında hizmet aylık enflasyonu üzerinde belirgin bir "okula dönüş" etkisi görüldü. Bu durum, özellikle eğitim giderlerinin artışıyla ilişkilendirildi. Kira kaleminin de bu dönemde öne çıktığı vurgulandı. Merkez Bankası’nın verileri, Ekim ayı enflasyonunun gıda fiyatlarının etkisiyle şekilleneceğine işaret ediyor. Öncü göstergeler, Ekim ayındaki enflasyon oranının artış gösterebileceğini, bu artışın da büyük ölçüde gıda fiyatlarındaki dalgalanmalara bağlı olabileceğini öngörüyor. Bu bilgiler, Eylül ayında gıda fiyatlarındaki değişikliklerin, Ekim ayında beklenen enflasyon üzerinde önemli bir rol oynayacağını ortaya koyuyor. KÜRESEL EKONOMİDE DURUM Küresel ekonomi, 2024 yılı itibarıyla sınırlı bir büyüme beklentisiyle dikkat çekmektedir. Yılın ikinci çeyreğinde, işgücü piyasalarında arz ve talep dengesindeki normalleşme eğilimi devam ederken, Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin %2,0 artacağı, 2023’teki %1,8’lik büyümenin üzerinde bir performans sergileyeceği tahmin edilmektedir. Ancak, küresel iktisadi faaliyetin genel olarak zayıf seyrini sürdürmesi beklenmektedir. Hizmet sektöründeki olumlu gelişmelere karşın, imalat sanayindeki zayıflık devam etmektedir. ABD ekonomisi, diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışırken, Çin’in teşvik adımları ve jeopolitik gelişmeler emtia fiyatlarında genel bir artışa yol açmıştır. Enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi amacıyla faiz indirim süreçlerinin temkinli bir şekilde ilerlemesi, jeopolitik belirsizlikler ise küresel iktisadi faaliyet üzerindeki risk faktörleri arasında yer almaktadır. Küresel enflasyondaki düşüş devam ederken, hizmet sektöründeki enflasyon katılığı da azalmaktadır. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke merkez bankalarının, enflasyon görünümündeki olumlu eğilimi koruyacak şekilde faiz indirimlerine temkinli yaklaşmaları beklenmektedir. Küresel belirsizliklerin etkisiyle risk iştahı ve gelişmekte olan ülke (GOÜ) hisse senedi piyasalarına yönelik portföy akımları dalgalı bir seyir izlemektedir. FAİZ DÜZENLEMELERİ Son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, gecelik faiz oranlarının politika faizi etrafında oluşması ve zorunlu karşılık düzenlemelerindeki değişiklikler neticesinde, mevduat faizleri 20 Eylül’den bu yana 31 baz puan düşerek %55,9 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri %55,8’e yükselmiş, bireysel ihtiyaç kredisi faizleri %71,7’ye çıkarken, konut kredisi faizleri %41,6 seviyesine düşmüştür. Taşıt kredisi faizleri ise dalgalı bir seyir izleyerek %43,3 seviyesine ulaşmıştır. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranları, %3,3’ten %2,0’ye gerilerken, TL ticari kredilerde ise %2,3 olarak gerçekleşmiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranı %1,5 seviyesine düşmüştür. Makrofinansal istikrarı sağlamak amacıyla bazı makroihtiyati düzenlemeler yapılmıştır. 21 Eylül 2024 tarihli duyuruda, TL mevduat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları vadesiz ve kısa vadeli mevduatta ’den ’e, daha uzun vadeli mevduatta ise %8’den ’a çıkarılmıştır. Yabancı para mevduat için gerekli zorunlu karşılık oranı ise %8’den %5’e indirilmiştir. Ayrıca, kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranları da değişmiştir. İhracatın finansmanı için kullanılan reeskont kredilerinin günlük limiti 4 milyar TL’ye yükseltilmiştir. Yeni uygulama ile firmaların ihracatçı skorları, ihraç edilen ürünlerin teknolojik düzeyi ve firma ölçeği gibi kriterlere göre hesaplanacaktır. TALEP, ÜRETİM VE İŞGÜCÜ KATILIMI Ağustos ayında perakende ve ticaret satış hacim endeksleri aylık ve çeyreklik bazda artış göstermiştir. Hizmet üretiminin yanı sıra hizmet üretim endeksi, temmuzdan sonra ağustosta da sınırlı bir düşüş kaydetmiş ve çeyreklik bazda azalmayı sürdürmüştür. Eylül ayında kartla yapılan harcamaların artması, ekim ayının ilk haftasına ilişkin verilerin normalleşme sinyalleri vermesi, tüketim harcamalarının arttığını göstermektedir. Ancak, otomobil ve beyaz eşya satışları, üçüncü çeyrekte iç talepte kademeli bir yavaşlamaya işaret etmiştir. Sanayi üretim endeksi ise mevsim ve takvim etkilerinden arındırılarak %1,6 azalmıştır. İstihdam durumu da dikkat çekici bir şekilde iyileşmiştir. Ağustos ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam, çeyreklik bazda %0,3 artarak 32,8 milyon kişi olmuştur. İşgücüne katılım oranı sınırlı bir artış göstermiş, işsizlik oranı ise %8,6’ya düşmüştür. Cari işlemler dengesi, ağustosta 4,3 milyar ABD doları fazla vermiştir. Yıllıklandırılmış cari açık ise 11,3 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Eylül ayında ise ihracatta sınırlı bir azalma, ithalatta ise ılımlı bir artış gözlemlenmiştir. Bu çerçevede, cari açıktaki düşük seviyenin seyahat gelirlerinin katkısıyla korunacağı öngörülmektedir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.