Hava Durumu

#Enflasyon

TOURISMJOURNAL - Enflasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enflasyon haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Demiray: Haber

Demiray: "Turizmde Kurtuluş Doların Enflasyonla Uyumu"

Dedeman Hotels & Resorts International (DHRI) Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Demiray, turizm sektöründe 2024'te sıkı para politikaları nedeniyle kârdan feragat ettiklerini söyledi. "2025 yılında yüzde 30 enflasyon hedefleniyorsa dolar da yüzde 30 realize olmalı. Bugün geldiğimiz noktada dolar 35 TL’lere dayanmış durumda. Önümüzdeki yıl 42 TL civarına gelmesi gerekiyor. Turizm sektörü başka türlü ayağa kalkamaz, ayakta da kalamaz" dedi. 2024 yılı turizm için zor geçerken, artan girdi maliyetleri ile döviz kuru arasındaki fark, sektörün kârlılığını düşürdü. Demiray, "2024 yılında kârdan fedakarlık ettik. Yüzde 10 ile 15 arasında kârlılıklarımız eridi. Bu durum para sıkılaştırma politikasından kaynaklı. Özellikle bizim birlikte çalıştığımız tekstil sektörü dolar ve eurodan dolayı büyük darbe yedi. Yurt dışına döndüler. İnsanlar toplantılarını, eğitimlerini, ötelediler. Öteleyince turizm sektöründe iptaller çok yaşandı. Bununla birlikte kamu da sıkılaştırmaya gitti. Devlet de ihaleleri iptal etti. Tüm bunlar turizmcileri olumsuz etkiledi" dedi. "DOLAR ENFLASYON ORANINDA ARTIŞ GÖSTERMELİ" Demiray, doların enflasyona paralel artması gerektiğini vurgularken, "Eğer Türkiye'de 2025 yılında yüzde 30 enflasyon hedefliyorsak doların da yüzde 30 realize olması, devalüe edilmesi gerekiyor. Bugün geldiğimiz noktada dolar 35 TL’ye dayanmış durumda. Önümüzdeki yıl yüzde 30 enflasyon mu öngörüyoruz o zaman doların 42 TL civarına gelmesi gerekiyor. Bunun da kademeli olarak gerçekleşmesi lazım" dedi. Kademeli artış olmadığında, çalışan ve enerji maliyetlerinin hızla yükseldiğini vurguladı. Turizmci, fiyatları bir anda yüzde 30-40 oranında artıramadığından kârlılık oranını düşürünce birçok otelin bu durumla başa çıkamadığını savundu. "2025’İN İLK YARISINDA HER ŞEYİ DUYABİLİRİZ" Demiray, 2024'te 270’e yakın otelin konkordato ilan ettiğine işaret ederek, 2025’in ilk 6 ayında daha fazlasının olabileceğine dikkat çekti. "Bunun nedeni de plansızlık ve yanlış yönetim şekli. Biz sistem yapmıyoruz, sistemin bir parçası olamıyoruz. Sistem olmadığı için de maliyet yönetimi doğru fiyatlamayla pekişmiyor. Bizim önce neyi sattığımızın maliyetini bulup sonra fiyatları belirlememiz gerekiyor. Eski bakkal usulü yapıyor çoğu işletme. Hala bütçesi olmayan oteller var" yorumunda bulundu. "BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET ŞART" Demiray, asgari ücretin yüzde 30’un üzerine çıkmaması gerektiğini savunarak, Turizm sektörünün bu artışı yönetemeyeceğini söyleyen Demiray, asgari ücret artışı yüzde 45 olursa, otel maliyetlerinin 2.200 TL’yi aşacağını belirtti. Oda fiyatının en az 5.000 TL’ye çıktığı durumda da konaklayacak misafir bulunamayacağını ekledi. Demiray, bölgesel ücret sistemine geçilmesini önerdi. "BODRUM’DA BİR TOP DONDURMA 1500 TL" Demiray, turizmdeki "fahiş fiyat" tartışmalarına da değindi. "Fırsatçılık her sektörde var. Bodrum’da bir top dondurma 1500 TL. Bu artık ayıp. Devlet denetimlerini, işini bilen liyakatli insanlarla sıklaştırırsa bu iş çözülür" dedi.

Yeni Yatırımlarla Büyüyen Şahinler Holding Haber

Yeni Yatırımlarla Büyüyen Şahinler Holding

Şahinler Holding, tekstil, turizm ve ambalaj alanında yeni yatırımlarla atılım yapmaya hazırlanıyor. Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, "Elazığ’da ve Mısır’da tekstil fabrikası yatırımlarımız var. Turizmde de Kapadokya’da yeni bir otel yatırımı için çalışmalarımız sürüyor. Ambalaj sektöründe de yeni fabrika için çalışıyoruz" dedi. Şahinler Holding, tekstil, giyim, inşaat-gayrimenkul, serbest bölge işletmeciliği, catering, spor, ambalaj ve turizm gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteriyor. Şirket, yeni yatırım planlarını, Şahin’in "Sıfırdan Zirveye" adlı kitabının tanıtım toplantısında paylaştı. Toplantıda Şahin, gelecek dönemde planlanan projelerden bahsetti. Antalya’da düzenlenen tanıtım toplantısında Şahin, toplamda 8 sektörde faaliyet gösteren Şahinler Holding’in yeni yatırım hedeflerinden bahsetti. 10 bin kişiye istihdam sağlayan holdingin, tekstil, turizm ve ambalaj alanında yeni yatırımlar için çalışmalara başladığı bildirildi. TEKSTİL ALANINDA YATIRIM ATAĞI Elazığ’da kurulacak tekstil fabrikası 1000 kişiye iş imkânı sağlayacak. Bu fabrika ile daha uygun maliyetle üretim yapılıp, Avrupalı müşterilere daha rekabetçi fiyatlarla üi fiyatlarla xfcrün sunulacak. Trakya’daki mevcut fabrika da faaliyetlerine devam edecek. Şahin, Türkiye’deki ekonomik şartlar nedeniyle çok sayıda tekstil şirketinin yurt dışında üretime yöneldiğine dikkat çekti. Şahinler Holding, Mısır’da 60 milyon dolarlık ciro hedefiyle yeni bir işletme kurdu. Burada 20 milyon adetlik üretim kapasitesine ulaşılacak ve 3 bin kişiye istihdam sağlanacak. Şahin, "Yurt içinde de yurt dışında da yatırım yapıyoruz. Şirket olarak yumurtaları farklı sepetlere koyuyoruz. Firmalarımızın da bunu yapması gerekiyor" dedi. KAPADOKYA’YA YENİ OTEL GELİYOR Turizm alanındaki büyük projelerden biri de Kapadokya’da yeni bir otel açılışı olacak. Şahinler Holding, 4 bin yatak kapasitesine sahip beş otelle 12 ay boyunca kesintisiz hizmet veriyor. Yeni otel ile birlikte yatak kapasitesinin ve istihdam sayısının artması planlanıyor. AMBALAJDA GERİ DÖNÜŞÜM YATIRIMI Ambalaj sektöründe de yeni bir fabrika kurma çalışmaları devam ediyor. Fabrikada geri dönüşümle köpük tabak, çatal-bıçak ve streç film üretilecek. Bu tesis, 10 bin metrekarelik kapalı alanda faaliyet gösterecek ve aylık 350 ton üretim kapasitesine sahip olacak. YENİLENEBİLİR ENERJİ VE SÜREKLİ BÜYÜYEN HEDEFLER Şahinler Holding, yenilenebilir enerji alanında da yatırımlar yapıyor. GES projeleri ile toplam 6,2 milyon dolar yatırım yaptıklarını belirten Şahin, 2025 yılına kadar 21 milyon kWh elektrik üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Bu projelerle 5 bin 200 ton karbondioksit salınımını önlediklerini de sözlerine ekledi. ASGARİ ÜCRET DEĞERLENDİRMESİ Şahin, Türkiye’deki ekonomik görünümle ilgili de görüşlerini paylaştı. Şahin, "Birçok yerde işten çıkarmalar var. Asgari ücret konusu da tartışılıyor. Yüksek bir zam verilirse şirketler zorlanacak, düşük verilirse insanlar sıkıntıya düşecek. Bu durumda da teşvik verilerek yüksek zam yapılması doğru olacaktır. İhracat yapan firmaların da çok sıkılmaması gerekiyor. Enflasyonu kışkırtmayacak projeler geliştirilerek ilerlenmesi şart" yorumunda bulundu.

Küresel Turizm Sektörü Pandemi Sonrası Canlanıyor Haber

Küresel Turizm Sektörü Pandemi Sonrası Canlanıyor

COVID-19 pandemisinin neden olduğu büyük aksaklıkların ardından, küresel turizm sektörü istikrarlı bir şekilde toparlanıyor. Son eğilimler, gezginlerin popüler destinasyonlara geri döndüğünü ve turizme büyük ölçüde bağımlı ekonomilere yeniden hayat verdiğini gösteriyor. Daha az kısıtlaması olan ülkeler, ziyaretçi sayısında büyük artışlar yaşadı. Örneğin, İspanya ve Fransa gibi destinasyonlar pandemi sonrası turizmde önemli bir yükseliş gördü. İspanya, yalnızca 2023'ün ilk aylarında yaklaşık 8 milyon uluslararası ziyaretçi bildirdi. Bu rakam, ülkenin pandemi öncesi ziyaretçi seviyelerine oldukça yakındı. Fransa ise özellikle kısa mesafeli pazarlardan gelen turistlerin yoğun ilgisini çekti. Süreçte aşılama çabalarının olumlu sonuçlar vermeye devam ettiği gözlemlendi. Seyahat alışkanlıkları değişirken giderek daha fazla gezgin, tatil için açık hava ve daha az kalabalık yerleri tercih ediyor. Uzmanlar, bu eğilimin sürdürülebilir turizm uygulamalarının kök saldığına işaret ettiğini belirtiyor. Gezginler, doğayı koruma ve çevresel sorumluluğa odaklanan destinasyonları tercih ederken, bu değişim sektörde uzun vadeli bir dönüşüm başlatabilir. Kalabalıktan uzak ve doğayla iç içe deneyimlerin avantajlarını fark edenlerin sayısı günden güne artıyor. Pandemi sırasında en çok zarar gören alanlardan biri olan hava yolculuğu da toparlanıyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'ne (IATA) göre, küresel hava yolculuğunun 2023'ün sonlarında pandemi öncesi seviyelerin yaklaşık yüzde 60'ına ulaşması bekleniyordu. Özellikle yurt içi uçuşların toparlanmanın büyük bir kısmını oluşturması, gezginlerin uluslararası seyahatlerden ziyade yerel tatilleri önceliklendirdiğini gösteriyor. Düşük maliyetli havayolları, pazar payını ele geçirmek için kıyasıya rekabet ediyor. Ryanair ve easyJet gibi şirketler cazip fiyatlar sunarak birçok kişinin seyahat etme tutkusunu yeniden keşfetmesini sağladı. Bu rekabetçi fiyatlar sayesinde gezginler, daha önce erteledikleri uzak yerleri keşfetme fırsatını değerlendirme eğiliminde oluyor. Pandemi, gezginlerin seyahat önceliklerini değiştirdi. Artık birçok kişi sadece eğlence değil, anlamlı deneyimler de arıyor. Bu talep, yerel halkla etkileşimde bulunulan ve kültür alışverişini teşvik eden etkinliklerin yer aldığı deneyimsel seyahatin yükselişine neden oldu. Yerel deneyimlere vurgu yapan programlar, turistlerin kendilerini tam anlamıyla ve otantik bir şekilde keşfetmelerine olanak tanıdığı için ilgi görüyor. Turizmin yerel ekonomilere olan etkisi yadsınamaz bir gerçek. Yunanistan ve İtalya gibi turist akınına büyük ölçüde bağımlı ülkeler umut verici işaretler bildiriyor. Pandeminin ekonomik etkileriyle sarsılan topluluklar, şimdi güneşli plajlara, gurme mutfağa ve kültürel keşiflere aç gezginler sayesinde yeniden canlanıyor. Yerel işletmeler yeniden açılıyor, personel işe alıyor ve moraller yükseliyor. Ancak toparlanma her yerde eşit ve somut olarak görülebilir değil. Enflasyon ve jeopolitik gerilimler gibi faktörler, gezgin davranışlarını ve genel pazar büyümesini etkileyebiliyor. Artan otel fiyatları ve yaşam maliyeti, potansiyel gezginlerin seçeneklerini dikkatlice tartmasını gerektiriyor. Bölgelere göre dinamikler büyük farklılıklar gösteriyor. Örneğin, Asya-Pasifik turizm için önemli bir bölge olmasına rağmen, birçok ülkenin turist akışını etkileyen sıkı önlemleri devam ediyor. Tayland ve Endonezya gibi destinasyonlar kademeli olarak açılarak turizm fırsatlarını artırıyor. Bali, son raporlara göre ziyaretçi sayısında belirgin artışlar yaşarken, bu durum canlanma umutlarını pekiştiriyor. Bu toparlanma sürecinde teknoloji merkezi bir rol oynamaya devam ediyor. Temassız ödemeler ve kolay planlama ile gezinmeyi sağlayan uygulamalar gibi dijital araçlar, gezgin deneyiminin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Gezginler giderek daha sorunsuz operasyonlar ve geliştirilmiş güvenlik önlemleri bekliyor, bu da sağlayıcıların hızla uyum sağlamasını zorunlu kılıyor. Uzmanlar, pandeminin seyahat sektörünü tüketici davranışından iş operasyonlarına kadar kalıcı olarak değiştirdiği konusunda hemfikir. Değişen gezgin beklentileri ve sağlık-güvenlik konularına ilişkin artan farkındalık, sektör uygulamalarında sürekli bir evrime yol açacak. Turizm sektöründe belirsizlik sürse de mevcut tahminler umut verici. Bu yıl gözlemlenen toparlanma, gelecek yıllar için iyimserlik yaratıyor. Gezginler keşif ve deneyim tutkusunu yeniden kazanırken, sürdürülebilirlik ve uyarlanabilirlik önemli temalar olmaya devam ediyor. Bu canlanma, sadece eski güzel günleri geri getirmekle kalmayıp, geleceğin turizmini şekillendirmeyi hedefliyor.

Martı Otel İşletmeleri 2024'te Rekor Büyüme Sağladı Haber

Martı Otel İşletmeleri 2024'te Rekor Büyüme Sağladı

Martı Otel İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Narin, 2024 ve 2025 turizm sezonuna ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. 2024’ün şirket için başarılı geçtiğini vurgulayan Narin, özellikle ciro, kârlılık ve müşteri konaklamalarında büyük artışlar kaydettiklerini söyledi. Emre Narin, "Sektör iyi bir yılı geçirdi. Martı Otel İşletmeleri özelinde ise bu dönem ciromuz Euro bazında yüzde 35 artış gösterdi. Gecelemelerde ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 22 artış kaydettik. Bu artışları da turizm hareketlerinin yükselmesine, tesislerimizde yaptığımız yenileme yatırımlarına ve dış pazarlarda yaptığımız pazarlama çalışmalarına bağlıyoruz" açıklamasında bulundu. 2024’TE ZORLUKLAR: MALİYET ARTIŞI VE KÂRLILIK DARALMASI 2024 yılı, yüksek hacimli bir turizm sezonu olmasına rağmen sektör genelinde kârlılıkta daralma, kritik bir sorun olarak öne çıktı. Narin, bu sorunun kökeninde artan maliyetlerin olduğunu belirtti. Narin'e göre maliyetler, 2022 Haziran’dan bu yana euro cinsinden yüzde 70 arttı, fakat artan maliyetleri yabancı müşteriye yansıtmak zorlaştı. Narin, bu sorunun çözümü için enflasyonun düşmesini umut ettiklerini ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in TIF 2024 konferansında belirttiği enflasyon düşüş trendinin sektöre olumlu yansıyacağını ifade etti. YENİLEME VE FİNANSMAN DESTEĞİ İHTİYACI Emre Narin, turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesi için yenileme yatırımlarının şart olduğunu dile getirdi. Otellerin, 10 yılda bir yenilenmesi gerektiğini ve bu yenileme sürecinin maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten Narin, sektördeki özkaynak sıkıntısına dikkat çekti. Pandemi sonrası özkaynak sıkıntısı yaşayan sektörün, devlet destekli finansman modellerine ihtiyaç duyduğunu ifade eden Narin, "Dünyada özellikle de Orta Doğu’da ve Suudi Arabistan özelinde çok ciddi turizm yatırımı yapılıyor. Yeni ürünler ve destinasyonlar piyasaya giriyor. Bizim de bu yeni yatırımlarla rekabet edebilmemiz için yenileme çalışmaları yapmamız gerekiyor ki, hem elimizdeki müşterileri muhafaza edebilelim hem de yenileri için çekici olalım" dedi. 2025, DAHA İYİ BİR YIL OLACAK 2025 yılı için olumlu beklentilerini dile getiren Narin, jeopolitik bir sorun yaşanmazsa 2025’in 2024’ten daha iyi geçeceğini tahmin ediyor. Bu kapsamda, enflasyonun düşmesini ve daha stabil bir finansal ortamını, turizm sektörünün performansını artırabilecek unsurlar arasında görüyor. Narin, erken satın alma stratejisi ile maliyetleri kontrol altına almayı planladıklarını ve önceden yapılan planlamalarla maliyet baskısının etkisini azaltacaklarını ifade etti. Bu adımlar, 2025'te kârlılık açısından daha güçlü bir yıl geçirilmesini sağlayabilir. DOĞRUDAN SATIŞ ARTACAK, DİNAMİK SATIŞ MODELİ ÖNE ÇIKACAK Martı Otel İşletmeleri, 2024'te doğrudan satışlarının toplam satış içindeki oranını artırmayı başardı. Dinamik satış modeli ile doğrudan satışların daha fazla önem kazandığını belirten Narin, Rusya, İngiltere ve Almanya'nın ana kaynak pazarları olmaya devam ettiğini söyledi. Narin, "Otelciler ve tur operatörleri her zaman aynı gemideyiz. Sektörün bu hale gelmesinde tur operatörlerinin katkısı çok büyük. Fakat gelinen noktada dünyadaki dijitalleşme alanındaki gelişmelerle 'dinamik satış' olgusu çok öne çıktı. Artık müşteriler çevrim içi olarak hem otelini hem ulaşımını satın almak istiyor" dedi. Bu değişen müşteri alışkanlıkları, otellerin dijital dönüşümlerini hızlandırmasını gerektiriyor. HER ŞEY DAHİL SİSTEMİ KALDIRILAMAZ, AMA "HER ŞEY DAHİL 2.0" GEREKİYOR Emre Narin, Her Şey Dahil sisteminin Türkiye turizmi için vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Bu sistemin, Türkiye'nin dünyada lider ülkeler arasında yer almasını sağladığını belirten Narin, "Bu sistemi uygulamaya başlayalı 30 sene oldu. Bu geçen zamanda dünyada müşteri algısı da çok değişti. Günümüzde kendimiz ve gelecek nesiller için sürdürülebilirlik kavramı en önemli konu. Bilindiği gibi "Her Şey Dahil"de çok fazla israf olabiliyor. Bunu artık müşteri de görüyor ve değişmesini istiyor" diyerek sisteme "Her Şey Dahil 2.0" adıyla adeta format atılması gerektiğini belirtti. Daha az yemek çeşidi, daha sade menüler ve sürdürülebilir bir hizmet anlayışı ile bu sistemin yenilenmesini önerdi. HER ŞEY DAHİL İLE TÜRK MARKALARI YURTDIŞINA AÇILMALI Emre Narin, Türk otel zincirlerinin dünyada büyüme stratejisini de ele aldı. Narin'e göre, Türkiye'nin "Her Şey Dahil" modeli, yurt dışında otel zincirleri tarafından işletme modeli olarak yaygınlaştırılabilir. Narin, "Dünyadaki en büyük 5 otel zincirinin geldikleri büyüklüğün arkasında, işletme alarak ve franchise vererek büyümek yatıyor. Bu zincirler, otellerin bina ve arsalarına sahip olarak büyümediler. Başka ülkelere gidip başkasının malını işleterek ya da son dönemde artan bir şekilde franchise vererek büyüdüler" diye ekledi. Bu kapsamda, özellikle Suudi Arabistan’ın 800 milyar dolarlık turizm yatırımı planladığı bölgeye dikkat çeken Narin, Türk otel zincirlerinin bu bölgeye hizmet ihraç etmesinin büyük bir fırsat olduğunu söyledi.

Körfez Turizmi Bitince Trabzon'da Oteller Satışa Çıkarıldı Haber

Körfez Turizmi Bitince Trabzon'da Oteller Satışa Çıkarıldı

Trabzon'da 2010'lu yıllarda Körfez ülkelerinden gelen turistlerle başlayan "Arap turizmi" yükselişi, pandemi sonrası yerini hayal kırıklığına bıraktı. 2022'de turizmin zirve yaptığı kentte, bu yaz sezonunda kayıt dışı işletmelerin kontrolsüz artışı ve enflasyonun etkisiyle oteller birer birer satışa çıkarıldı. Sahibinden.com'da 12 otelin satışta olduğu görülürken, otel sahipleri talepleri değerlendirmeye hazır olduklarını belirtti. KAYIT DIŞI TESİSLER RESMİ OTELLERİ VURDU 2010'lu yıllarda Körfez ülkelerinden gelen turistlerle başlayan turizm hareketliliği, pandemi sonrası 2022’de zirve yapmıştı. Bu yoğunluk yatırımcıları daha fazla otel açmaya teşvik ederken, kayıt dışı konaklama tesisleri de hızla arttı. Arzın talebi geçmesiyle birlikte sektör krize sürüklendi. Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün verilerine göre, ocak-eylül döneminde Trabzon’a gelen yabancı turist sayısı 648 bin 510 oldu. Bu, geçen yılki turist sayısına oranla sadece yüzde 0,64’lük bir düşüşe işaret etse de, kayıt dışı tesislerin artışı, otel işletmecilerini olumsuz etkiledi. Bu durumu yorumlayan Trabzon Oteller Birliği Başkanı Mustafa Aksu, sektördeki kayıt dışı işletmelerin artışına dikkat çekerek, birçok otelin satışa hazır durumda olduğunu belirtti. Aksu, "Marka sayılabilecek oteller satış için fiyat vermeye başladı. İşletmeciler sorunların çözülmemesinden dolayı bıktı. Trabzon'da turizm sektörünü el birliğiyle bitirdiler. Şu anda halinden memnun olan otel yok. Sadece gayri resmi olanlar memnun. Çünkü giderleri olmadığı için kar oranları yüksek. Yazın işletmelerini doldurup ekim ayında kapatıyorlar" ifadelerini kullandı. "YAZ SEZONU 1 AYA SIKIŞTI" Yatak kapasitesinin, kayıt dışı işletmelerle birlikte kontrolsüz şekilde artması, turizm sezonunun daralmasına neden oldu. Aksu, bu durumu, "Kapasite bölge standardında kalsaydı temmuz ve ağustos aylarında yer bulamayan eylül, ekim aylarını tercih edecekti. Bu şekilde turizm sezonu daha geniş bir süreyi kapsayacaktı ve esnaf da bundan fayda sağlayacaktı. Fakat böyle bir durum olmadığı için herkes temmuz ve ağustos arasındaki 2 haftalık dönemde bölgemizi tercih ediyor. Şu anda turizm Trabzon'da en geniş haliyle 1 aya sıkıştı. Yıllık doluluk oranı yüzde 25'lerden yüzde 17'lere geriledi. Yaz ortalamamız yüzde 100'e yakınken bu yazı yüzde 65'le kapattık" sözleriyle özetledi. Resmi yatak kapasitesinin 30 bin civarında olduğu Trabzon’da, kayıt dışı tesislerin bu kapasitenin iki katına ulaştığı belirtiliyor. Bu durum, turizmin sadece yaz dönemine sıkışmasına ve otellerin büyük kısmının kışın kapanma planları yapmasına neden oldu. Aksu, derneklerine kayıtlı 70 otelin yarısının kış döneminde kapatılacağını bildirdi. "TRABZON’DA TALİPLİSİ OLAN HER OTEL SATIŞA HAZIR" Trabzon Oteller Birliği Başkanı Mustafa Aksu, "Trabzon’da taliplisi olan her otel satışa hazır" diyerek, 20 yıldır hizmet veren otellerin bile satılık olduğunu vurguladı. "5 yıldızlı oteller de satmaya hazır. Talibi çıkarsa hiçbir otel sahibi ‘Hayır’ demez" ifadelerini kullandı. "EGE’DE, AKDENİZ’DE UYGULANAN KANUN TRABZON’DA UYGULANMIYOR" Aksu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çıkardığı kanunların Trabzon'da yeterince uygulanmadığını savunarak, "Ege'de, Akdeniz'de uygulanan kanun Trabzon'da uygulanmıyor. Bölgemizde siyasi baskı maalesef fazla. Arabayı ruhsatsız kullansan polis sizi çevirdiğinde 'Ben bu arabaya yatırım yaptım, iki ay müsaade et' diyemiyorsunuz. Ama koca ruhsatsız otel yapılıp işletiliyor, onlara izin veriliyor" dedi. Aksu, denetimlerin yetersiz olmasından dolayı şehirdeki otel işletmecilerinin Trabzon’dan kaçtığını ve kış aylarında birçok otelin kapılarına kilit vuracağını söyledi. TURİZMCİ ERASLAN: "TURİST SAYISI DEĞİL, HARCAMASI DÜŞTÜ" 2016 yılından bu yana Trabzon’da hizmet veren Kuhla Otel’in sahibi Muhammed Eraslan ise, enflasyon nedeniyle turistlerin harcama gücünün düştüğünü belirtti. Eraslan, oda fiyatlarının düşük kalması ve alışveriş harcamalarının artmasıyla bölgedeki kârlılığın azaldığını ifade etti. Eraslan, "Konaklama dışındaki tüm harcamalar bizim rakibimiz olan destinasyonlara göre çok daha pahalı hale geldi. Alışveriş bölgemizdeki turizm için çok önemli bir dinamikti fakat enflasyonla birlikte o da değişti. Boş valizle gelen Arap turistlere bölgemizde alışveriş yapmak artık pahalı hale geldi" diye ekledi. Eraslan, bu durumun turizm gelirlerinin düşmesine neden olduğunu belirterek, resmi işletmelerin zor durumda olduğunu ifade etti. "PASTANIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ KAYIT DIŞI TESİSLER ALIYOR" Eraslan, kayıt dışı tesislerin hızla artmasıyla birlikte pastanın büyük bölümünün bu işletmelere gittiğini söyledi. Bu durumun bölgedeki yasal otellerin doluluk oranlarına doğrudan etki ettiğini belirten Eraslan, 3 yıl öncesine kadar yaz aylarında 75 günlük bir hareketlilik yaşanırken, bu sürenin 2023 yazında 1 aya düştüğünü ifade etti. "Gelen turist sayısı resmi kurumların verilerine göre çok düşmedi ama kayıt dışı işletmelerin resmi işletme kapasitesinin üstüne çıkması pastanın dilimlerini oldukça küçülttü. Trabzon'da kaçak işletme sayısı ülke genelinin oldukça üzerinde. Pastanın büyük bölümü kaçak işletmelere gidiyor" dedi. BALKANLAR VE GÜRCİSTAN’A KAYIŞ VAR Eraslan, Trabzon'un turizm tanıtımı konusunda da rakipleriyle yarışamadığını belirtti. Ege ve Akdeniz'de uygulanan turizm teşviklerinin Trabzon’da uygulanmadığını vurgulayan Eraslan, Trabzon’un tanıtımı için fuarlara katılımın azalmasının da turistlerin alternatif destinasyonlara yönelmesine neden olduğunu söyledi. Balkanlara ve Gürcistan’a doğru bir kayış yaşandığını söyleyen Eraslan, yurt dışı fuarlarında rakip destinasyonlar büyük tanıtımlar yaparken, Trabzon'un artık bu etkinliklere katılmadığını belirtti. 

Ticaret Bakanlığı, Fahiş Fiyat Artışlarına Karşı Denetim Başlattı Haber

Ticaret Bakanlığı, Fahiş Fiyat Artışlarına Karşı Denetim Başlattı

İSTANBUL (İHA) - Ticaret Bakanlığı, İstanbul'da 25 ilçede 45 ekiple, temel gıda ve ihtiyaç ürünlerine yönelik fahiş fiyat ve etiket denetimi gerçekleştirdi. Bu denetimlerde, işletmelerin etiket, gramaj ve fiyat bilgileri incelendi. Ayrıca, asgari ücrete yapılacak zamdan dolayı fiyatlarda artış yapmaya çalışan işletmelere cezai işlem uygulandı. DENETİMLERDE TEMEL GIDA ÜRÜNLERİ ÖN PLANDA İstanbul Ticaret İl Müdürü İsmail Menteşe, "İstanbul'da 25 ilçede 45 ekiple denetimler yapıyoruz. Bazı işletmelerin ürünlerine asgari ücret zammının yılbaşından önce yansıtılması olasılığına imkan vermemek için bugün özellikle işletmelerimizi denetliyoruz. Temel gıdalardan olan su, ekmek, sebze, kırmızı ve beyaz et başta olmak üzere 47 ana başlıktaki ürünü rutin olarak inceliyoruz. Bu incelemelerimizde ürünlerin o günkü fiyatlarını not ediyoruz, bir sonraki denetimde de arada ne kadar fark var görebiliyoruz. Bugün yaptığımız denetimlerde baktığımız ürünlerin fiyatlarını aldık, not ettik. Ocak ayında da buralara tekrar gelip tekrar bakacağız" dedi. CEZAİ İŞLEM UYGULANDI Denetimlerde, fiyat etiketlerinde zorunlu düzenlemelere uymayan işletmelere 2 bin 200 TL idari ceza kesildi. Menteşe, Kasım ayında yaklaşık 9 bin 207 işletmenin denetlendiğini ve bu çalışmaların tüm Türkiye genelinde devam edeceğini söyledi.

Deutsche Bank: Haber

Deutsche Bank: "Türkiye Ekonomisi Yumuşak İnişte"

Deutsche Bank, "Gelişmekte Olan Piyasalar 2025 Görünümü" raporunda, Türkiye ekonomisinin yumuşak iniş sürecinde olduğunu belirtti. Rapora göre, bu yıl yüzde 2,9 olarak öngörülen ekonomik büyümenin, 2025'te yüzde 2,8'e gerileyeceği tahmin edildi. Gelişmekte olan piyasalarda, özellikle ABD’nin politika değişiklikleri kaynaklı olumsuz etkiler ve artan gümrük tarifeleri gibi faktörlerin belirsizliklere yol açacağı ifade edildi. EKONOMİDE YUMUŞAK İNİŞ VE ENFLASYONLA MÜCADELE Türkiye'nin ekonomik durumu, "Türkiye: İstikrara Giden Kademeli Yol" başlığı altında değerlendirildi. Banka, sıkı parasal koşulların tüketim ve yatırım talebini sınırlaması nedeniyle Türkiye’nin 2025’in ikinci yarısına kadar potansiyelinin altında büyüyeceğini öngörüyor. Bununla birlikte, 2026’da iç talepte toparlanma ve büyümenin uzun vadeli eğilimine yaklaşması bekleniyor. Deutsche Bank, büyüme tahminlerini, ortodoks ekonomi politikalarının devam edeceği varsayımıyla hazırladı. Ancak politikaların daha destekleyici bir duruşa geçmesi durumunda büyümenin hızlanabileceği vurgulandı. DEZENFLASYON DEVAM EDECEK Raporda, iç talepteki zayıflama, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve Türk lirasının reel değerlenmesinin dezenflasyonu destekleyeceği kaydedildi. 2024 yılı sonunda enflasyonun yüzde 45’e, 2025 sonunda ise yüzde 25,4’e gerilemesi bekleniyor. Bununla birlikte, mali politikaların etkisi ve asgari ücretteki olası değişikliklerin enflasyon üzerinde yukarı yönlü riskler oluşturabileceği belirtildi. Raporda, "Mevcut politika çerçevesinin sürdürülmesi halinde, enflasyonun 2026 yılı sonuna kadar yüzde 20'nin altındaki seviyelere gerileyebileceğine inanıyoruz" ifadelerine yer verildi. FAİZ POLİTİKASINDA KADEMELİ GEVŞEME BEKLENTİSİ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Aralık 2024’te 250 baz puan faiz indirimi yapmasının beklendiği belirtildi. Rapora göre, 2025 yılı boyunca TCMB’nin kademeli ve temkinli bir faiz indirimi politikası izlemesi bekleniyor. Faiz oranlarının 2025’in ilk yarısında yüzde 37,5’e, yıl sonunda ise yüzde 30’a düşmesi tahmin edildi. Ayrıca, TL mevduat hedefleri ve kredi tavanları gibi makro ihtiyati politikaların gevşeme döngüsünü desteklemeye devam edeceği ifade edildi. Deutsche Bank’ın bu öngörüleri, 2025’in Türkiye ve diğer gelişmekte olan piyasalar için zorlu ancak dengeli bir geçiş dönemi olacağını işaret ediyor.

Koç Topluluğu Anadolu Buluşmaları'nda Bir Araya Geldi Haber

Koç Topluluğu Anadolu Buluşmaları'nda Bir Araya Geldi

Koç Topluluğu, Çanakkale'de düzenlenen 32. Anadolu Buluşmaları'nda bölgedeki bayi temsilcileriyle bir araya geldi. Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'dan yaklaşık 500 bayi temsilcisi, etkinlikte Koç Topluluğu’nun gelecek hedeflerini ve sektördeki gelişmeleri değerlendirdi. KOÇ: "CUMHURİYET KURUMU OLMAKTAN GURUR DUYUYORUZ" Etkinliğin açılış konuşmalarını Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve CEO Levent Çakıroğlu yaptı. Ömer M. Koç, topluluğun 2026 yılında 100. yaşını kutlayacak bir Cumhuriyet kurumu olduğunu hatırlatarak, "Merhum Vehbi Koç'un 'Ülkem varsa ben de varım, demokrasi varsa hepimiz varız' sözleriyle istikametimizi tayin ettiği bu yolda, geçmişte olduğu gibi ikinci asrımızda da siz kıymetli bayi ve servis teşkilatımızla kol kola yürüyeceğiz" dedi. Koç, 2024 yılında dünya genelinde enflasyonun düşmeye devam edeceğini ve faiz indirimlerinin başladığını belirtti. 2025 yılı için ise jeopolitik gerilimler, korumacı ticaret tedbirleri ve tedarik zinciri sorunlarının öne çıkan riskler arasında olduğunu vurguladı. ÇAKIROĞLU: "ÇOK ULUSLU BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜK" CEO Levent Çakıroğlu, Koç Topluluğu’nun büyüme vizyonunu aktararak, "Halihazırda çok uluslu bir topluluk haline geldik. 42 bini yurt dışında olmak üzere 132 bin çalışma arkadaşımızla, 60 ülkede üretim ve satış şirketlerimizle faaliyet gösteriyoruz. Ofislerimizde 45 dil konuşuluyor, 45 farklı para birimi yönetiliyor" dedi. Çakıroğlu, dijitalleşme, çevik yönetim ve karbon dönüşüm programlarının başarıyla sürdüğünü ifade etti. Koç Topluluğu’nun uzun vadeli yatırımlarına devam edeceğini belirterek, "İçinden geçilen tüm zorluklara rağmen, Koç Topluluğu olarak ülkemizin geleceğine güveniyor ve uzun vadeli perspektifle yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Faaliyette bulunduğumuz tüm sektörlerde işlerimizi büyütmeye ve yeni ürünlere yatırım yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz" dedi. EKONOMİK DEĞERLENDİRMELERLE GELECEK PERSPEKTİFİ Etkinlikte ayrıca Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç ve Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, ekonomik gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Koç Topluluğu, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına adım atarken hem ulusal hem de uluslararası alandaki varlığını daha da güçlendirmeyi hedefliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.