Hava Durumu

#Eser

TOURISMJOURNAL - Eser haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eser haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Müzelerdeki eser sayısı 3 milyon 900 bin 331 oldu Haber

Müzelerdeki eser sayısı 3 milyon 900 bin 331 oldu

Müze sayısı 2023 yılında önceki yıla göre yüzde 7,1 artarak 606 oldu. Müzelerdeki eser sayısı önceki yıla göre yüzde 2,9 azalarak 3 milyon 900 bin 331 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılına ilişkin Kültürel Miras İstatistikleri’ni açıkladı. Milli Saraylara ait istatistikler, Cumhurbaşkanlığına bağlı Milli Saraylar Başkanlığı’ndan 2023 yılından itibaren derlenmeye ve yayımlanmaya başlandı. Buna göre, müze sayısı 2023 yılında önceki yıla göre yüzde 7,1 artarak 606 oldu. Müzelerin 212 tanesi Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde, 376 tanesi özel müze kategorisinde yer alırken Milli Saraylar Başkanlığına bağlı 18 müze faaliyet gösterdi. Ören yeri sayısı 144 oldu. Müzelerdeki eser sayısı 3 milyon 900 bin 331 oldu Müzelerdeki eser sayısı önceki yıla göre yüzde 2,9 azalarak 3 milyon 900 bin 331 oldu. Bakanlığa bağlı müzelerdeki eser sayısı geçen yıla göre yüzde 0,5 artarak 3 milyon 341 bin 162 olurken özel müzelerdeki eser sayısı yüzde 32,5 azalarak 286 bin 334, Milli Saraylar Başkanlığına bağlı müzelerdeki eser sayısı yüzde 2,2 artarak 272 bin 835 oldu. Bakanlığa bağlı müzelerdeki eserlerin yüzde 60,1'i sikke, yüzde 27,6'sı arkeolojik materyal, yüzde 6,6'sı etnografik materyal, yüzde 3,6'sı tablet oldu. Müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı yüzde 6,2 arttı Müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı, 2023 yılında yüzde 6,2 artarak 55 milyon 752 bin 208 oldu. Ziyaretçilerin yüzde 54,7'si Bakanlığa bağlı müze ve ören yerlerini ziyaret etti. Bakanlığa bağlı ücretli müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısı 17 milyon 673 bin 661 ve toplam ziyaretçiler içindeki payı yüzde 31,7 oldu. Özel müze ziyaretçi sayısı yüzde 22,5 artarak 18 milyon 236 bin 130 olurken Milli Saraylar Başkanlığına bağlı müze ziyaretçi sayısı yüzde 5,0 artarak 7 milyon 27 bin 103 oldu. Bakanlığa bağlı ücretli müze ve ören yerleri ziyaretlerinden 2 milyar 666 milyon 691 bin 663 TL gelir elde edildi. Bakanlık tarafından satılan müze kartı sayısı 4 milyon 214 bin 303 oldu. Taşınmaz kültür varlıklarının sayısı yüzde 2,1 arttı Taşınmaz kültür varlıklarının sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,1 artarak 124 bin 671 oldu. Taşınmaz kültür varlıklarının en çok bulunduğu il 33 bin 869 ile İstanbul olurken, 7 bin 976 ile İzmir ve 4 bin 948 ile Muğla takip eden iller oldu. Toplam sit alanı sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4,9 artarak 24 bin 786 oldu. Sit alanlarının yüzde 97,0'sini arkeolojik sit alanları oluşturdu. Tabiat parkı sayısı yüzde 1,9 arttı Milli parkların sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre değişmeyerek 48 oldu, milli park alanı yüzde 0,2 azalarak 909 bin 158 oldu. Tabiat parkı sayısı yüzde 1,9 artarak 266'ya yükselirken, tabiat parkı alanı yüzde 0,3 azalarak 108 bin 36 hektar oldu. Tabiatı koruma alanı sayısı önceki yıla göre değişim göstermeyerek 31 olurken, tabiat anıtı sayısı yüzde 2,7 azalarak 110 oldu.

Müzelerdeki eser sayısı 3 milyon 900 bin 331 oldu Haber

Müzelerdeki eser sayısı 3 milyon 900 bin 331 oldu

Müze sayısı 2023 yılında önceki yıla göre yüzde 7,1 artarak 606 oldu. Müzelerdeki eser sayısı önceki yıla göre yüzde 2,9 azalarak 3 milyon 900 bin 331 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılına ilişkin Kültürel Miras İstatistikleri’ni açıkladı. Milli Saraylara ait istatistikler, Cumhurbaşkanlığına bağlı Milli Saraylar Başkanlığı’ndan 2023 yılından itibaren derlenmeye ve yayımlanmaya başlandı. Buna göre, müze sayısı 2023 yılında önceki yıla göre yüzde 7,1 artarak 606 oldu. Müzelerin 212 tanesi Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde, 376 tanesi özel müze kategorisinde yer alırken Milli Saraylar Başkanlığına bağlı 18 müze faaliyet gösterdi. Ören yeri sayısı 144 oldu. Müzelerdeki eser sayısı 3 milyon 900 bin 331 oldu Müzelerdeki eser sayısı önceki yıla göre yüzde 2,9 azalarak 3 milyon 900 bin 331 oldu. Bakanlığa bağlı müzelerdeki eser sayısı geçen yıla göre yüzde 0,5 artarak 3 milyon 341 bin 162 olurken özel müzelerdeki eser sayısı yüzde 32,5 azalarak 286 bin 334, Milli Saraylar Başkanlığına bağlı müzelerdeki eser sayısı yüzde 2,2 artarak 272 bin 835 oldu. Bakanlığa bağlı müzelerdeki eserlerin yüzde 60,1'i sikke, yüzde 27,6'sı arkeolojik materyal, yüzde 6,6'sı etnografik materyal, yüzde 3,6'sı tablet oldu. Müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı yüzde 6,2 arttı Müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı, 2023 yılında yüzde 6,2 artarak 55 milyon 752 bin 208 oldu. Ziyaretçilerin yüzde 54,7'si Bakanlığa bağlı müze ve ören yerlerini ziyaret etti. Bakanlığa bağlı ücretli müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısı 17 milyon 673 bin 661 ve toplam ziyaretçiler içindeki payı yüzde 31,7 oldu. Özel müze ziyaretçi sayısı yüzde 22,5 artarak 18 milyon 236 bin 130 olurken Milli Saraylar Başkanlığına bağlı müze ziyaretçi sayısı yüzde 5,0 artarak 7 milyon 27 bin 103 oldu. Bakanlığa bağlı ücretli müze ve ören yerleri ziyaretlerinden 2 milyar 666 milyon 691 bin 663 TL gelir elde edildi. Bakanlık tarafından satılan müze kartı sayısı 4 milyon 214 bin 303 oldu. Taşınmaz kültür varlıklarının sayısı yüzde 2,1 arttı Taşınmaz kültür varlıklarının sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,1 artarak 124 bin 671 oldu. Taşınmaz kültür varlıklarının en çok bulunduğu il 33 bin 869 ile İstanbul olurken, 7 bin 976 ile İzmir ve 4 bin 948 ile Muğla takip eden iller oldu. Toplam sit alanı sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4,9 artarak 24 bin 786 oldu. Sit alanlarının yüzde 97,0'sini arkeolojik sit alanları oluşturdu. Tabiat parkı sayısı yüzde 1,9 arttı Milli parkların sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre değişmeyerek 48 oldu, milli park alanı yüzde 0,2 azalarak 909 bin 158 oldu. Tabiat parkı sayısı yüzde 1,9 artarak 266'ya yükselirken, tabiat parkı alanı yüzde 0,3 azalarak 108 bin 36 hektar oldu. Tabiatı koruma alanı sayısı önceki yıla göre değişim göstermeyerek 31 olurken, tabiat anıtı sayısı yüzde 2,7 azalarak 110 oldu.

Anadolu kökenli 41 eser Türkiye’ye dönüyor Haber

Anadolu kökenli 41 eser Türkiye’ye dönüyor

Türkiye’den yasa dışı yollarla çıkarılmış Anadolu kökenli 41 tarihi eser Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye dönüyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, “Gururluyuz. Cumhuriyetimizin 100. yılında iadesini sağladığımız eser sayımız 3 bin 59'a ulaştı” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ABD Manhattan Bölge Savcılığı arasında son 5 yıldır geliştirilen iş birliği ve ortak çalışmalarla Türkiye’ye 2021 yılından bu yana iadesi sağlanan kültür varlıklarına yenileri eklendi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ile beraberindeki heyet Türkiye’ye iadesi sağlanan eserleri New York’ta bulunan Türk Evi’nde teslim aldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ise teslim töreninin ardından yaptığı sosyal medya paylaşımında, “Gururluyuz. Ülkemizden yasa dışı yollarla çıkarılmış bir grup eserimizi daha New York'da bulunan Türk Evi'nde teslim aldık. Manhattan Bölge Savcılığı ve İç Güvenlik Soruşturma Birimi ile gerçekleştirdiğimiz başarılı çalışmalar sonucunda bronz başlar, büst ve gümüş heykelciklerin de aralarında bulunduğu toplam 41 kültür varlığımız daha evine dönüyor. Cumhuriyetimizin 100. yılında iadesini sağladığımız eser sayımız 3 bin 59'a ulaştı. Bu toprakların miraslarına sahip çıkmak üzere çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerine yer verdi. Anadolu’da Roma Dönemi heykeltraşlığının önemli eserleri geliyor Türkiye’ye iadesi sağlanan, Burdur ili, Gölhisar ilçesinin İbecik Köyü’nde yer alan Boubon Antik Kenti kökenli 3 adet bronz heykel başı, 1 adet bronz kadın büstü ve 4 adet bronz heykellere ait vücut parçaları Anadolu’da Roma Dönemi heykeltıraşlığının önemli eserleri arasında gösteriliyor. Boubon Antik Kenti’nde 1960’lı yıllarda gerçekleşen kaçak kazılar sonucu yurt dışına kaçırılan eser grubundan özellikle Genç Caracalla ve Olgun Caracalla başları antik kentin tanrılaştırılan imparatorların heykellerinin dikildiği kutsal alanda (Sebasteion) yer alan heykellere ait olması bakımından ayrı bir önem taşıyor. Sebasteion yapısına ait 2 adet bronz heykel olan Lucius Verus ile Septimius Severus da 2022 ve 2023 yıllarında Türkiye’ye iade edilmişti. Eserler Aralık Sonunda Türkiye’de Olacak ABD’den iadesi sağlanan diğer heykeltıraşlık eserleri arasında Milattan önce 6’ncı yüzyıla tarihlenen 1 adet pişmiş toprak kadın başı, 1 adet Roma Dönemi’ne tarihlenen Minerva biçimli bronz ağırlık, 1 adet yine Roma Dönemi’ne tarihlenen mermer Minerva başı, 1 adet pişmiş toprak ve 1 adet gümüş Kybele heykelciği ve 1 adet bronz Satyr heykelciği ile 1 adet gümüş kadın heykelciği bulunuyor. İadesi sağlanan eserlerden Frig başlığı tipinde 2 adet de bronz miğfer yer alıyor. Trakyalıların ve Frigyalıların giydiği kendine özgü deri şapka esas alınarak türetilen ve özellikle de piyade mensuplarının giydiği miğferler milattan önce 4’üncü yüzyıla tarihleniyor. Türkiye’ye ABD’den iadesi sağlanan önemli eser grupları arasında ayrıca 22 adet Kilia tipi heykelcik başı da bulunuyor. Kilia (Gelibolu) tipi heykelcik olarak anılan eserlerin tek üretim merkezi (atölyesi) olarak Manisa-Akhisar ilçesinin Kulaksızlar Köyü biliniyor. Çanakkale’den başlayıp Batı Anadolu’nun en güney batı köşesinden Antalya’ya kadar olan geniş bir coğrafyada görülen Kilia heykelcikleri, genellikle Geç Kalkolitik Dönem (M.Ö. 5 bin) ile Erken Tunç Çağı (M.Ö. 3 bin) yerleşimlerinde bulunan Anadolu’ya özgü bir heykelcik tipi olarak günümüze ulaşıyor. Yaban keçisi stilinde, milattan önce 7 ve 6. yüzyılda Batı Anadolu’da hakim olmuş seramik yapım üslubuna sahip pişmiş toprak vazo ve siyah figür tekniğinde yapılan 1 adet Olpe’nin ise form açısından en eski örneklerden biri olması eseri öne çıkıyor. Antik çağda içecek servis etmek için kullanılan ve kırmızı figürlü örneklerinin de bulunduğu bu kap formunun üzerinde dans eden satryler yer alıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nden teslim alınan eserler aralık ayı sonunda Türkiye’de olacak.

Anadolu kökenli 41 eser ABD'den Türkiye'ye dönüyor Haber

Anadolu kökenli 41 eser ABD'den Türkiye'ye dönüyor

Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, bakanlık ile ABD Manhattan Bölge Savcılığı arasında son beş yıldır geliştirilen işbirliği ve ortak çalışmalarla Türkiye'ye 2021 yılından bu yana iadesi sağlanan kültür varlıklarına yenileri eklendi. Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ile beraberindeki heyet, Türkiye'ye iadesi sağlanan eserleri New York'ta bulunan Türkevi'nde teslim aldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy da teslim töreninin ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: "Gururluyuz. Ülkemizden yasa dışı yollarla çıkarılmış bir grup eserimizi daha New York'ta bulunan Türkevi'nde teslim aldık. Manhattan Bölge Savcılığı ve İç Güvenlik Soruşturma Birimi ile gerçekleştirdiğimiz başarılı çalışmalar sonucunda bronz başlar, büst ve gümüş heykelciklerin de aralarında bulunduğu toplam 41 kültür varlığımız daha evine dönüyor. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında iadesini sağladığımız eser sayımız 30 bin 59'a ulaştı. Bu toprakların miraslarına sahip çıkmak üzere çalışmalarımız devam ediyor." Eserlerin ay sonunda Türkiye'de getirilmesi planlanıyor. Roma Dönemi heykeltıraşlığının önemli eserleri İadesi sağlanan eserlerden Boubon Antik Kenti kökenli 3 bronz heykel başı, bronz kadın büstü ve bronz heykellere ait vücut parçaları Anadolu'da Roma Dönemi heykeltıraşlığının önemli örnekleri arasında gösteriliyor. Boubon Antik Kenti'nde 1960'lı yıllarda gerçekleşen kaçak kazılar sonucu yurt dışına kaçırılan eser grubundan özellikle Genç Caracalla ve Olgun Caracalla başları antik kentin tanrılaştırılan imparatorların heykellerinin dikildiği kutsal alanda (Sebasteion) yer alan heykellere ait olması bakımından ayrı bir önem taşıyor. Sebasteion yapısına ait 2 bronz heykel olan Lucius Verus ile Septimius Severus da son iki yılda Türkiye'ye iade edilmişti. Roma dönemine tarihlenen eserler bulunuyor ABD'den iadesi sağlanan diğer heykeltıraşlık eserleri arasında M.Ö. 6'ncı yüzyıla tarihlenen pişmiş toprak kadın başı, Roma dönemine tarihlenen Minerva biçimli bronz ağırlık, mermer Minerva başı, pişmiş toprak ve gümüş Kybele heykelciği, bronz Satyr heykelciği ile gümüş kadın heykelciği bulunuyor. İadesi sağlanan eserlerden Frig başlığı tipinde 2 bronz miğfer de yer alıyor. Trakyalıların ve Frigyalıların giydiği kendine özgü deri şapka esas alınarak türetilen ve özellikle de piyade mensuplarının giydiği miğferler M.Ö. 4'üncü yüzyıla tarihleniyor. Türkiye'ye ABD'den iadesi sağlanan önemli eser grupları arasında ayrıca 22 Kilia tipi idol başı da bulunuyor. Kilia (Gelibolu) tipi idol olarak anılan eserlerin tek üretim merkezi olarak Manisa-Akhisar ilçesinin Kulaksızlar Köyü biliniyor. Anadolu'ya özgü idol tipi Çanakkale'den başlayıp Batı Anadolu'nun en güneybatı köşesinden Antalya'ya kadar geniş bir coğrafyada görülen Kilia idolleri, genellikle Geç Kalkolitik Dönem (M.Ö. 5 bin) ile Erken Tunç Çağı (M.Ö. 3 bin) yerleşimlerinde bulunan, Anadolu'ya özgü bir idol tipi olarak günümüze ulaşıyor. Yaban keçisi stilinde, M.Ö. 7. ve 6. yüzyılda Batı Anadolu'da hakim olmuş seramik yapım üslubundaki pişmiş toprak vazo ve siyah figür tekniğinde yapılan Olpe ise formunun en eski örneklerden biri olmasıyla öne çıkıyor. Antik çağda içecek servis etmek için kullanılan ve kırmızı figürlü örneklerinin de bulunduğu bu kap formunun üzerinde, dans eden satyrler yer alıyor. 41 tarihi eser New York'ta Türk yetkililere teslim edildi ABD'de ele geçirilen Anadolu'ya ait 41 tarihi eser, Kültür ve Turizm Bakanlığının ABD'li yetkililerle ortak yürüttüğü çalışmalar sonucu New York'ta Türk yetkililere teslim edildi. Uzun süren davalar sonucu Türkiye'ye verilmesi kararlaştırılan eserlerin teslimi dolayısıyla Türkiye'nin New York Başkonsolosluğu'nda tören düzenlendi. ABD'deki bazı müzelerin temsilcileri ile bir grup ABD'li akademisyenin de hazır bulunduğu törende, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, Manhattan Bölge Savcılığı ile yapılan ortak çalışma sonucu ele geçirilen Anadolu'ya ait 41 parça kültür varlığını teslim aldı. New York Türkevi'nde sergilenen eserler arasında, Anadolu'nun Roma Dönemine ait heykeller, pişmiş toprak kap ve figürinler, bazı bronz başlıklar ile Geç Kalkolitik Döneme ait 22 Kiliya tipi idol başı da bulunuyor. Tarihi eserler, MÖ 7. yüzyıldan MS 7. yüzyıla uzanan geniş bir döneme ait. ABD ve Türkiye'nin tarihi eser kaçakçılığıyla ortak mücadelesine vurgu Devir teslim töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, eserlerin ele geçirilmesinde Türk kurumlarıyla işbirliği yapan Manhattan Bölge Savcılığı ve ekibine teşekkür etti. İki ülkenin ilgili kurumları bünyesinde "çalışkan ve adanmış bir ekibin" 5 yıldır kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi adına sürekli dirsek temasında bulunduğunu vurgulayan Yazgı, "Bu ekip, hem yasa dışı yollarla ülkelerinin bağrından koparılarak kaçırılmış eserlerin iadelerini sağlayarak zamanında yapılan hataları düzeltmekte hem de ABD'nin bu alandaki uluslararası imajına olumlu katkı sağlamaktadır." dedi. İadesi yapılan tarihi eserlerin, 60 yıl kadar önce Türkiye'de bulunan "Boubon Antik Kenti'nin yağmalanması sonucunda ABD'ye kaçırılarak çeşitli müze ve koleksiyonlara satılan bazı parçaları da" barındırdığını söyleyen Yazgı, şunları söyledi: "Cumhuriyet'imizin 100. yılını kutladığımız bu günlerde Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözünü sizlerle paylaşmak isterim: 'Bir vatanın sahibi olmanın yolu, o topraklarda yaşanmış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanımak ve sahibi olmaktan geçer.' Biz Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, korumakla mükellef olduğumuz kültür varlıklarını işte bu anlayışla ele almaktayız. Yanlışları düzeltmek için gereken her cesur adımı kararlılıkla atan tüm kahramanlara selam olsun." Yazgı, New York Başkonsolosluğuna ve Kültür Tanıtma Ataşeliği çalışanlarına da konuya gösterdikleri hassasiyet, özen ve ev sahiplikleri için teşekkür etti. New Yor Başkonsolosu Özgür'den teşekkür Türkiye'nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür de, Manhattan Bölge Savcılığı İç Güvenlik Soruşturma Bürosu çalışanları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerine bu önemli eserlerin iadesi için ortaya koydukları "olağanüstü çaba" için şükranlarını sundu. "Kaçak olarak getirilen bu tarihi eserlerin iadesi, geçmişte yapılan yanlışların düzeltilmesinin önemini simgelemektedir." diyen Özgür, bu teslim töreninin tüm kaçakçılara ve koleksiyonculara "kültürel eserlerin yasa dışı alım, bulundurma ve satışının cezasız kalmayacağına dair açık bir mesaj" niteliği taşıdığını ifade etti. Özgür, "Onları hak ettikleri yuvaya geri döndürerek, yalnızca ortak tarihimizi onurlandırmakla kalmıyoruz. Aynı zamanda gelecek nesillerin, kolektif geçmişimizin bu olağanüstü parçalarından ders almasını ve onlardan ilham almasını da sağlıyoruz." dedi. Manhattan Bölge Savcılığı Eski Eserler Kaçakçılığı Birimi Şefi Matthew Bogdanos da, bugünün "uzun süren bir çalışmanın neticesinin alındığı bir gün" olarak kutlanmayı hak ettiğini, devir törenine katılmaktan onur duyduğunu dile getirdi. "Her kültürün eseri kendine ait olmalı." diyen Bogdanos, tarihi eser kaçakçılığına artık "dur" demenin vaktinin geldiğini söyledi. Türkiye ve ABD'nin kültür miraslarının korunması bağlamındaki işbirliğine atıfta bulunan Bogdanos, "Olağanüstü ortağımızla birlikte tüm bunları mümkün kıldık." ifadesini kullandı. Bogdanos, "Yağmayı durdurmak ve daha önce yağmalanan yasa dışı antikaları geri döndürmek için gerekli olan her şeyi yapmaya devam edeceğimize söz verelim." diye konuştu. Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Yazgı ve Bogdanos tarafından atılan imzalarla devir teslim işlemleri tamamlandı.

Miniatürk Müzesi: Tarihin İzinde Küçük Bir Dünya Haber

Miniatürk Müzesi: Tarihin İzinde Küçük Bir Dünya

İstanbul şehrinde bulunan etkileyici bir açık hava müzesi olan Miniatürk Müzesi, Türkiye'nin önemli tarihî ve kültürel yapılarını minyatür şekilde sunuyor.  2003 yılında Türkiye'nin önde gelen minyatür sanatçıları tarafından oluşturulan bir proje olarak hayata geçirilen bu mekanda yer alan minyatürlerin her biri inanılmaz detaylara sahip, gerçek binaların küçültülmüş birebir kopyalarını oluşturmakta.  Bu ilginç müze, ülkemizin zengin tarihini ve mimari mirasını keşfetmek isteyen herkes için muhteşem bir fırsat. Türkiye'nin dört bir yanından seçilmiş 105 adet oldukça detaylı eserlerin sergilendiği bu minyatür müze, toplamda 15,000 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olup, dünyanın en geniş alana kurulu minyatür parkı olma özelliğine sahip. Miniatürk Müzesi'nde, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Selimiye Camii gibi ünlü tarihî yapılardan, Anıtkabir, Nemrut Dağı Heykelleri gibi önemli anıtlara kadar birçok önemli eserin minyatür versiyonları bulunuyor.  Ziyaretçiler, sesli rehber sisteminin ilk kez uygulandığı bu müzede her bir minyatür eserin hikayesini öğrenme ve her bir modelin yanında bulunan bilgilendirme kartları ile Türkiye'nin zengin kültürel geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinme şansına sahip oluyor. Üstelik mobil uygulama sayesinde ziyaretçiler eser hakkında dokuz dilde (Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Rusça, Arapça, Farsça, Japonca) bilgi edinebilme şansına da sahip. Bu mini müze, hem yerli hem de uluslararası turistler için popüler bir turistik destinasyon olarak biliniyor. Üstelik müzenin bahçesinde eğlence alanları, dinlenme noktaları ve restoranlar gibi yerler de mevcut. Gelen ziyaretçiler, bu müze sayesinde Türkiye'nin farklı bölgelerinden ve dönemlerinden eserleri tek bir çatı altında görebilme fırsatını yakalıyor.  Her gün ziyaretçilerine Türkiye'nin tarihini ve kültürünü daha da yakından tanıma fırsatını sunan müze, öğretici ve eğlenceli bir gezi isteyenler ve Türkiye'nin kültürel çeşitliliğini ve zenginliğini keşfetmek isteyenler için kesinlikle ideal bir mekan. 

Selçuklu'nun görkemli sanatı Keçiören'de ziyarete açıldı Haber

Selçuklu'nun görkemli sanatı Keçiören'de ziyarete açıldı

Selçuklu dönemine ait sanat dallarından esinlenilerek ortaya çıkarılan eserler, 'Kubadâbat' isimli sergiyle Keçiören Sanat Galerisi'nde ziyarete açıldı. Keçiören Belediyesi açıklamasına göre, serginin açılışı AK Parti Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Fatih Ünal, AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Zafer Çoktan, eserleri icra eden sanatçılar ve sanatseverlerin katılımıyla yapıldı. Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, açılışta yaptığı konuşmada, sanat ve kültürün milletlerin derinliğini ve büyüklüğünü gösterdiğini aktararak, şunları kaydetti: 'Zengin, derin bir tarihe, kültüre ve sanata sahibiz. Büyük bir coğrafyada hüküm sürmüş olmamız da bu zenginliği artırmıştır. Şimdi Selçuklu dönemi çalışmalarını sergimizde görüyoruz. Selçuklu öncesi de kadim bir sanat tarihimiz var. Özbekistan Semerkant'ta, Buhara'da bu eserlerin dimdik ayakta durduğunu görüyoruz. Ecdadımız her alanda dünyaya medeniyet bıraktı. Bize bırakılan eserlerin üzerine ne yazık ki bu yüzyılda bizler pek bir şey ilave edemedik. Tarihimize baktığımızda devlet adamlarımız aynı zamanda birer sanatçıydı. Birikimleri had safhadaydı. Aksakallar vardı. Hükümdarın, hakanın üstündeydi. Bu aynı zamanda bilim ve sanatta da istişare heyetiydi. Hal böyle olunca muhteşem eserler ortaya çıkmıştır. İnşallah Cumhuriyet Kulemizi bitiriyoruz. İçinde uluslararası ölçekte bir sergi salonu ve sanat galerisi olacak. Eserlerimizi burada da sergileyeceğiz.' AK Parti Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam da Türklerin kadim bir sanat tarihine sahip olduğunu belirtti. Çam, coğrafya, tarih ve kültürlerin önemli kesişim noktasının 'sanat' olduğuna işaret ederek, 'Bugün Selçuklu İmparatorluğu'na özgü, gelenekten geleceğe eserler bırakan sanatçılarımızın çalışmalarını görüyoruz. Selçuklu'nun eserlerini günümüze taşımak önemli. Siz sanatçılarımızın emekleriyle yetişecek yeni sanatçılar ve yerel yönetimlerin buna destek vermesi oldukça önemli.' değerlendirmesinde bulundu.

Hatay'ın tarihi yapıları enkazından 300'e yakın eser kurtarıldı Haber

Hatay'ın tarihi yapıları enkazından 300'e yakın eser kurtarıldı

Hatay Kültür ve Turizm Bakanlığınca Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından değerli kültür varlıklarının kurtarılması için kurulan Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı ekiplerinin tescilli yapıların enkazında başlattığı çalışmalar sürüyor. Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığında, 9 üniversiteden 16 bilim insanı ve 21 öğrenci, cami, kilise, türbe, çeşme, hamam, mescit, kamu binası ve konutun da aralarında yer aldığı tarihi yapıların moloz yığınına dönüşen alanlarında titizlikle çalışıyor. Sanat tarihçileri, şimdiye kadar 21 kitabe, 13 ikona (dini içerikli resim), 185 dini kitap, 18 litürjik malzeme (ayinlerde sembolik anlamı olan eşya), yedişer el yazması mukaddes kitap ve süslemeli mimari parça, 6 seramik, ikişer kandil ve kapı tokmağı ile Osmanlı arması, haç, sikke ve ahşap kapı kanadının yer aldığı 300'e yakın nitelikli eseri enkazdan çıkarmayı başardı. Belgeleme, tasnif ve envanterleme işlemi yapılan eserler, geçici olarak oluşturulan kazı evi deposunda koruma altına alındı. Heyet, diğer tarihi yapıların enkazındaki eserleri kurtarmak için çalışmaya devam ediyor. "63 tescilli kültür varlığındaki çalışmalarımızı tamamladık" Afet Bölgesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, AA muhabirine, Hatay'daki çok sayıda tarihi yapının depremler nedeniyle yıkıldığını anlattı. Tescilli kültür varlıklarındaki hasar durumuna ilişkin bilgi veren Arslan, "Yaklaşık 180 civarındaki tarihi yapıda maalesef hem tamamen enkaz haline gelmiş olanlar hem ağır hasar almış olanlar var. Bunların dışında orta hasarlı yapılar da bulunuyor. Hasar durumuna bakmaksızın tüm eserlerde çalışmamızı sürdürdük. Bugüne kadar 63 tescilli kültür varlığındaki çalışmalarımızı tamamladık. Nihayetinde 300'e yakın taşınabilir vaziyetteki kültür varlığı eserini enkazlardan çıkarmış olduk." diye konuştu. Arslan, tarihi yapıların enkazındaki tüm nitelikli malzemeleri kurtarmaya çalıştıklarını vurguladı. Hatay'ın eski günlerine kavuşması için ellerinden geleni yaptıklarını aktaran Arslan, şunları kaydetti: "Hedeflediğimiz ilk eserler arasında doğal olarak kitabeler var çünkü onlar hem bulundukları yapının nüfus cüzdanı hem de Hatay ve Antakya tarihi için önemli tarihi vesikalar. O yüzden her zaman ilk odak noktamız, yapıların giriş kapıları, taç kapıları, minareleri ve minberlerinde yer alan kitabeler oluyor. Bunun dışında sütun ve sütun başlıkları, ahşap kapılar, kapı kanatları ve tokmakları, litürjik malzeme ve kiliselerdeki ikonalar gibi her türlü eser bizim için kıymetli. Enkaz haline dönüşmüş kültür varlıklarımızdaki nitelikli malzemeleri teker teker çıkarıyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.