Hava Durumu

#Faiz

TOURISMJOURNAL - Faiz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Faiz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

2025’te Turizmde İç Pazar Artışı ve Yeni Pazarlar Hedefte Haber

2025’te Turizmde İç Pazar Artışı ve Yeni Pazarlar Hedefte

2025 yılı için turist sayısındaki artış beklentisine ilişkin yapılan ankette, turizmcilerin yüzde 54’ü bu yıla kıyasla "yüzde 5-10 artış" öngörürken, yüzde 17’si "aynı kalır", yüzde 16’sı ise "yüzde 10-20 artar" tahmininde bulundu. Daha iyimser olan yüzde 6’lık bir kesim, artışın "yüzde 20-30" arasında olacağını belirtti. Turist sayısında azalış bekleyen turizmcilerin oranı ise yalnızca yüzde 2-3 seviyesinde kaldı. Anket sonuçları, erken rezervasyon oranlarında da yükseliş sinyalleri verdi. Katılımcıların yüzde 42’si erken rezervasyonların yüzde 5-10 oranında artmasını beklerken, yüzde 19’u bu artışın yüzde 10-20 arasında olacağını tahmin ediyor. Bununla birlikte, katılımcıların yüzde 27’si oranların 2024 ile aynı seviyede kalacağını düşünüyor. Turizmcilerin yüzde 60’ı, 2025 yılında online satışların yüzde 5-10 arasında artacağını tahmin ediyor. Daha iyimser bir görüşe sahip olan yüzde 30’luk kesim ise online satışlarda yüzde 20 ve üzeri bir büyüme bekliyor. ONLİNE SATIŞ VE AVRUPA PAZARINDA ARTIŞ TAHMİNLERİ Avrupa pazarına dair öngörüler de olumlu yönde. Ankete katılan turizmcilerin yarısından fazlası, 2025’te Avrupa’dan Türkiye’ye yönelik turist hareketinin yüzde 5-10 oranında artacağını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 22’si Avrupa pazarının aynı seviyede kalacağını tahmin ederken, yüzde 16’lık bir kesim bu artışın yüzde 10-20 düzeyinde olacağını öngörüyor. Avrupa pazarında düşüş bekleyenlerin oranı ise oldukça düşük; yalnızca yüzde 2-3 seviyesinde kalıyor. RUSYA VE İÇ PAZARDAN BÜYÜK TURİST BEKLENTİSİ Anket sonuçları, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) pazarında, özellikle Rusya, Ukrayna, Belarus, Letonya ve Moldova gibi ülkelerden gelen turist sayısında artış öngörüyor. Katılımcıların yüzde 46’sı bu pazardan gelecek turist hareketinde yüzde 5-10 artış beklerken, yüzde 31’i mevcut seviyenin korunacağını düşünüyor. Yüzde 14’lük bir kesim ise bu artışın yüzde 10-20 arasında olacağına inanıyor. Düşüş bekleyenlerin oranı ise oldukça düşük görünüyor. 2025 için iç pazar da olumlu beklentilere sahip. Turizmcilerin yüzde 37’si, yerli turist sayısında yüzde 5-10’luk bir artış öngörüyor. Yüzde 29’u iç turizm akışının aynı düzeyde kalacağını belirtirken, yüzde 14’lük bir kesim ise yerli turist sayısında yüzde 5-10 oranında bir azalma bekliyor. YÜKSEK FAİZLER TURİZM SEKTÖRÜNÜ ZORLUYOR Anket sonuçlarına göre, 2024 yılındaki yüksek faiz oranları turizm sektörünü ciddi şekilde etkiledi. Katılımcıların yüzde 46’sı, bu dönemde kredi kullanamadığını ifade ederken, yüzde 24’ü krediye erişimde zorluk yaşadığını belirtti. Borçlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalanların oranı ise yüzde 9 olarak kaydedildi. TURİZMCİLERİN TGA’DAN BEKLENTİSİ: 12 AY AKTİF TANITIM Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’ndan (TGA) turizmcilerin yüzde 50’si, turizmin 12 ay boyunca hareketliliğini sağlamak için spor, kongre, sağlık ve doğa sporları gibi alternatif turizm çeşitlerinin daha fazla tanıtılmasını talep ediyor. Bu çeşitliliğin, sektörün sürdürülebilirliği ve yıl geneline yayılması açısından kritik önemde olduğu vurgulanıyor. Anket sonuçları, Türkiye’de turizmin sürdürülebilir bir geleceğe odaklandığını ortaya koyuyor. Sektör temsilcilerinin öncelikli gördüğü ihtiyaçlar arasında kişi başı turizm gelirinin artırılması, yeni pazarlara erişim sağlanması, destinasyonlarda kalite artışı ve turistik bölgelerin korunması yer alıyor. Ayrıca, algı yönetimi, lobi faaliyetlerinin güçlendirilmesi ve finansa erişimin kolaylaştırılması da öne çıkan diğer beklentiler arasında. İKLİM KRİZİ TURİZMİ ETKİLİYOR Katılımcıların yüzde 33’ü iklim değişikliğinin kısa ve orta vadede turizme etkisinin hissedileceğini öngörürken, yüzde 30’u bu etkinin uzun vadede ortaya çıkacağını düşünüyor. Yüzde 28’lik bir kesim ise iklim krizinin etkilerinin şimdiden görülmeye başladığını ifade ediyor. SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELLER ÖNEM KAZANIYOR Ankete katılanların yüzde 61’i sürdürülebilir turizm modellerine büyük önem verdiklerini ve uygulamaya geçirdiklerini belirtiyor. Ancak yüzde 17’lik bir kesim, mecburi kriterlerin ötesinde adım atmayı düşünmediğini ifade ederek daha sınırlı bir yaklaşım sergiliyor.

Morgan Stanley’den Türkiye Ekonomisi Tahminleri Haber

Morgan Stanley’den Türkiye Ekonomisi Tahminleri

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, gelişmekte olan piyasalarla ilgili hazırladığı raporunda, Türkiye ekonomisi için detaylı tahminlerde bulundu. Raporda, Türkiye'nin "bir dönemecin başında" olduğuna dikkat çekildi.   Morgan Stanley, Mayıs 2023’ten itibaren uygulanan politika değişikliklerinin, parasal ve finansal koşullarda sıkılaşmayı sağladığını ve makroekonomik dengesizlikleri azalttığını belirtti. Raporda, "Bu da makro dengesizlikleri azalttı ve hem yurt içinde hem de yurt dışında güveni artırdı" yorumlarına yer verildi.   DÖVİZ VE REZERVLERDEKİ GELİŞMELER   Raporda, mevduat dolarizasyonunun belirgin şekilde azaldığı ve döviz korumalı mevduatların (KKM) zirve noktasından önemli ölçüde gerileyerek 38 milyar dolara düştüğü ifade edildi. Türk lirası mevduatlarının payı ise yıl başından bu yana 13,6 puan artarak toplamda yüzde 56'ya ulaştı. Net portföy girişlerinin 17 milyar dolara çıktığı ve 12 aylık cari açığın GSYİH’nin yüzde 0,8’ine düştüğü de vurgulandı. Bu gelişmeler sonucunda Türkiye'nin brüt ve net döviz rezervlerinde önemli artış yaşandığı kaydedildi.   KREDİ NOTLARINDA ARTIŞ   Türkiye’nin artan dışsal dayanıklılığını vurgulayan Morgan Stanley, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun bu yıl içinde Türkiye’nin kredi notlarını iki kademe artırdığını hatırlattı.   EKONOMİK YAVAŞLAMA   Raporda, Türkiye'nin reel GSYİH büyümesinin 2023'ün ilk çeyreğinde yüzde 5,3’ten ikinci çeyrekte yüzde 2,5’e gerilediği ifade edildi. Morgan Stanley, ekonomik faaliyetteki yavaşlamanın üçüncü çeyrekte de sürdüğünü ve sanayi üretiminde daralmalar yaşandığını belirtti. Ancak perakende satışların üçüncü çeyrekte toparlandığı ve tüketici güveninde bir miktar artış görüldüğü de raporda yer aldı.   ENFLASYONDA DÖNÜM NOKTASI   Raporda, çekirdek enflasyonun sıkılaşmaya olumlu tepki verdiği, ancak hizmet enflasyonunun sabit kaldığı belirtildi. Hizmet enflasyonundaki artışın, fiyat kontrollerinin kaldırılması ve dirençli iç talep gibi etkenlerden kaynaklandığı ifade edildi. Morgan Stanley, enflasyonda bir dönüm noktasına yaklaşıldığını vurguladı.   ASGARİ ÜCRETE ZAM TAHMİNİ   Morgan Stanley, ocak ayından itibaren asgari ücrete yüzde 30 oranında bir zam yapılacağını ve elektrik ile doğal gaz fiyatlarında yüzde 25 artış öngörüldüğünü belirtti. Banka, manşet enflasyonun Aralık 2024'te yüzde 44,5'ten Aralık 2025'te yüzde 26’ya düşmesini bekliyor.   KADEMELİ FAİZ İNDİRİMİ   Raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) kademeli bir faiz indirimi döngüsüne yaklaşmakta olduğu belirtildi. TCMB’nin 2025 sonu için enflasyon tahminini yüzde 21, 2026 sonu için ise yüzde 12 olarak revize ettiği hatırlatıldı. Merkez Bankası'nın, temel enflasyon eğilimindeki düşüşle birlikte faizleri kademeli olarak indirmesi ve makro ihtiyati tedbirlerin büyük ölçüde yürürlükte kalması bekleniyor.  

HSBC, Türkiye'nin Enflasyon Riski Konusunda Uyarıda Bulundu Haber

HSBC, Türkiye'nin Enflasyon Riski Konusunda Uyarıda Bulundu

HSBC raporunda, sermaye girişlerinin arttığı ve Merkez Bankası rezervlerinin yükseldiği belirtilirken, küresel risklere karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulandı. Raporun devamında Türkiye'deki ekonomik durumun geleceği konusunda tahmin ve analizlere yer verildi. Türkiye’nin makroekonomik uyum sürecinin üzerinden bir yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen, yakın dönem görünümü konusunda olumlu bir bakış açısının korunduğu belirtildi. Ancak, politikacıların Türkiye’nin yaşadığı gibi daha kademeli bir yeniden dengelenmeyle ilgili riskler konusunda temkinli olmaları gerektiğine işaret edildi. Enflasyonun uzun süre yüksek kalmasının, yerleşik hale gelme olasılığını artırması bir risk faktörü olarak vurgulandı. Türkiye'de enflasyonun, 2019'un 4. çeyreğinden beri tek haneli rakamlara düşmediği belirtilen raporda, "İkinci çeyrekteki bir miktar yavaşlamanın ardından, enflasyon dinamiklerinde üçüncü çeyrekte sınırlı bir iyileşme görülmüştür. Ağustos ayında Merkez Bankası Başkanı, faiz indirimlerini değerlendirmek için 4. çeyrekte aylık enflasyonun yüzde 1.5'in altında olması ve enflasyon beklentilerinin bankanın tahminlerine doğru ilerlemesi gerektiğini söylemiştir. Eylül ayında enflasyon ivmesi aylık bazda yüzde 3'e yaklaştı ve enflasyon beklentilerinde daha da az iyileşme görüldü. Bu nedenle, gevşemenin ancak gelecek yıl rahat bir şekilde başlayabileceğine inanmaya devam ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

TCMB Eylül Raporu: Okula Dönüş ve Kira Artışlarının Enflasyona Etkisi Haber

TCMB Eylül Raporu: Okula Dönüş ve Kira Artışlarının Enflasyona Etkisi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Eylül ayında gerçekleşen enflasyon gelişmeleri üzerine kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Merkez Bankası, Eylül ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özetini yayımlayarak, hizmet sektöründeki enflasyon dinamiklerine ve kira maliyetlerinin enflasyona etkilerine dikkat çekti. Toplantı özetine göre, Eylül ayında hizmet aylık enflasyonu üzerinde belirgin bir "okula dönüş" etkisi görüldü. Bu durum, özellikle eğitim giderlerinin artışıyla ilişkilendirildi. Kira kaleminin de bu dönemde öne çıktığı vurgulandı. Merkez Bankası’nın verileri, Ekim ayı enflasyonunun gıda fiyatlarının etkisiyle şekilleneceğine işaret ediyor. Öncü göstergeler, Ekim ayındaki enflasyon oranının artış gösterebileceğini, bu artışın da büyük ölçüde gıda fiyatlarındaki dalgalanmalara bağlı olabileceğini öngörüyor. Bu bilgiler, Eylül ayında gıda fiyatlarındaki değişikliklerin, Ekim ayında beklenen enflasyon üzerinde önemli bir rol oynayacağını ortaya koyuyor. KÜRESEL EKONOMİDE DURUM Küresel ekonomi, 2024 yılı itibarıyla sınırlı bir büyüme beklentisiyle dikkat çekmektedir. Yılın ikinci çeyreğinde, işgücü piyasalarında arz ve talep dengesindeki normalleşme eğilimi devam ederken, Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin %2,0 artacağı, 2023’teki %1,8’lik büyümenin üzerinde bir performans sergileyeceği tahmin edilmektedir. Ancak, küresel iktisadi faaliyetin genel olarak zayıf seyrini sürdürmesi beklenmektedir. Hizmet sektöründeki olumlu gelişmelere karşın, imalat sanayindeki zayıflık devam etmektedir. ABD ekonomisi, diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışırken, Çin’in teşvik adımları ve jeopolitik gelişmeler emtia fiyatlarında genel bir artışa yol açmıştır. Enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi amacıyla faiz indirim süreçlerinin temkinli bir şekilde ilerlemesi, jeopolitik belirsizlikler ise küresel iktisadi faaliyet üzerindeki risk faktörleri arasında yer almaktadır. Küresel enflasyondaki düşüş devam ederken, hizmet sektöründeki enflasyon katılığı da azalmaktadır. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke merkez bankalarının, enflasyon görünümündeki olumlu eğilimi koruyacak şekilde faiz indirimlerine temkinli yaklaşmaları beklenmektedir. Küresel belirsizliklerin etkisiyle risk iştahı ve gelişmekte olan ülke (GOÜ) hisse senedi piyasalarına yönelik portföy akımları dalgalı bir seyir izlemektedir. FAİZ DÜZENLEMELERİ Son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, gecelik faiz oranlarının politika faizi etrafında oluşması ve zorunlu karşılık düzenlemelerindeki değişiklikler neticesinde, mevduat faizleri 20 Eylül’den bu yana 31 baz puan düşerek %55,9 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri %55,8’e yükselmiş, bireysel ihtiyaç kredisi faizleri %71,7’ye çıkarken, konut kredisi faizleri %41,6 seviyesine düşmüştür. Taşıt kredisi faizleri ise dalgalı bir seyir izleyerek %43,3 seviyesine ulaşmıştır. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranları, %3,3’ten %2,0’ye gerilerken, TL ticari kredilerde ise %2,3 olarak gerçekleşmiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranı %1,5 seviyesine düşmüştür. Makrofinansal istikrarı sağlamak amacıyla bazı makroihtiyati düzenlemeler yapılmıştır. 21 Eylül 2024 tarihli duyuruda, TL mevduat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları vadesiz ve kısa vadeli mevduatta ’den ’e, daha uzun vadeli mevduatta ise %8’den ’a çıkarılmıştır. Yabancı para mevduat için gerekli zorunlu karşılık oranı ise %8’den %5’e indirilmiştir. Ayrıca, kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranları da değişmiştir. İhracatın finansmanı için kullanılan reeskont kredilerinin günlük limiti 4 milyar TL’ye yükseltilmiştir. Yeni uygulama ile firmaların ihracatçı skorları, ihraç edilen ürünlerin teknolojik düzeyi ve firma ölçeği gibi kriterlere göre hesaplanacaktır. TALEP, ÜRETİM VE İŞGÜCÜ KATILIMI Ağustos ayında perakende ve ticaret satış hacim endeksleri aylık ve çeyreklik bazda artış göstermiştir. Hizmet üretiminin yanı sıra hizmet üretim endeksi, temmuzdan sonra ağustosta da sınırlı bir düşüş kaydetmiş ve çeyreklik bazda azalmayı sürdürmüştür. Eylül ayında kartla yapılan harcamaların artması, ekim ayının ilk haftasına ilişkin verilerin normalleşme sinyalleri vermesi, tüketim harcamalarının arttığını göstermektedir. Ancak, otomobil ve beyaz eşya satışları, üçüncü çeyrekte iç talepte kademeli bir yavaşlamaya işaret etmiştir. Sanayi üretim endeksi ise mevsim ve takvim etkilerinden arındırılarak %1,6 azalmıştır. İstihdam durumu da dikkat çekici bir şekilde iyileşmiştir. Ağustos ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam, çeyreklik bazda %0,3 artarak 32,8 milyon kişi olmuştur. İşgücüne katılım oranı sınırlı bir artış göstermiş, işsizlik oranı ise %8,6’ya düşmüştür. Cari işlemler dengesi, ağustosta 4,3 milyar ABD doları fazla vermiştir. Yıllıklandırılmış cari açık ise 11,3 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Eylül ayında ise ihracatta sınırlı bir azalma, ithalatta ise ılımlı bir artış gözlemlenmiştir. Bu çerçevede, cari açıktaki düşük seviyenin seyahat gelirlerinin katkısıyla korunacağı öngörülmektedir.

Faiz, kampanya ve fahiş fiyat etkisi: İkinci el satışında yüzde 40 düşüş Haber

Faiz, kampanya ve fahiş fiyat etkisi: İkinci el satışında yüzde 40 düşüş

İstanbul’da geçen yıl yoğunluk oluştuğu görülen noterlerde bugünlerde sessizlik hakim. Araç satışlarının az olması İstanbul İstoç Oto Ticaret Merkezi’ndeki noterlere yansıdı. Araç satışı işlem sayısında geçen yıla göre yüzde 40’a yakın düşüş olduğu öğrenildi. Geçen yıl yatırım amaçlı otomobil alan vatandaşlar da bu yıl görülmezken noterlerdeki sessizlik dikkat çekti. Otomobil satışı yapan bayilerin sıfır araç fiyatlarını kampanyalarla düşürmesi de ikinci el otomobil satışlarını düşüren etken olarak göze çarptı. Buna ek olarak halen bazı galericilerin ikinci el ve görece yüksek kilometre araçları sıfır fiyatına yakın satması da dikkat çekiyor.  Bakırköy 24’üncü Noterliği Başkatibi Ahmet Turan, ikinci el otomobil piyasasında durgunluk yaşandığını belirterek şunları söyledi: “Geçen yıla göre bu yıl ortalama yüzde 40 ikinci el otomobil satışında bir düşüş var. Bunun farklı nedenleri var. Şu anda 7 Temmuz itibariyle ‘Güvenlik Paketi’ ile ilgili bayilerin yapmış olduğu sıfır araçlarda kampanyanlar var. Bu nedenle vatandaş sıfır araca yönelmiş durumda. Dolayısıyla bu da ikinci el otomobil satışını olumsuz etkiliyor. Bu durum noter işlemlerini olumsuz etkiledi. Geçen sene sadece bizim bulunduğumuz oto galericiler sitesinde günlük 400 araç satışı yapılıyordu. Bu rakam bu sene 150’ye düşmüş durumda. Vatandaş artık aracı yatırım aracı olarak görmüyor. Şu anda vatandaşlar nakit parasını faizde kullanıyor. Dolayısıyla otomobil satışı eskiye göre azalmış durumda. Bu da noter işlemlerini olumsuz etki ediyor."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.