#Finansman

TOURISMJOURNAL - Finansman haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Finansman haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Turizmde Büyümeye Rağmen Durgunluk Alarmı Haber

Turizmde Büyümeye Rağmen Durgunluk Alarmı

Antalya’da düzenlenen 3. Turizm Kongresi’nde konuşan Prof. Dr. Hakan Kara, Türkiye’nin güçlü turizm gelirlerine rağmen, TL’nin değerlenmesi nedeniyle son dönemde büyümenin yavaşladığını belirtti. Pandemi sonrası dünya genelinde turizm sektörü toparlanmaya çalışırken, Türkiye gelirlerini pandemi öncesine kıyasla yüzde 41 artırmayı başardı. Ancak kişi başı harcamaların dolar bazında gerilediğini vurgulayan Kara, son altı aydır bir duraksama yaşandığını ifade etti. Türkiye'nin pahalı bir destinasyon haline gelmesi, turizmdeki büyümenin yavaşlamasının temel nedenlerinden biri olarak görülüyor. EKONOMİK PROGRAM DEVAM EDECEK Ekonomi politikalarına da değinen Kara, mevcut ekonomik programın panik durumu yaşanmadığı sürece sürdürüleceğini söyledi. Enflasyonun henüz tam olarak kontrol altına alınamadığını belirterek, tünelin ucunda görünen ışığın güneş ışığı olup olmadığına ikna olmaları gerektiğini ekledi. TURİZM, EKONOMİNİN GÜÇLÜ DESTEKÇİSİ Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin ise turizmin cari açığın finansmanına 40 milyar doların üzerinde katkı sağladığını vurguladı. 2025’te turizm gelirlerinin 64 milyar dolara, 2027’de ise 74 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini belirtti. Ancak bunun için turizmin çeşitlendirilmesi, sezonun 12 aya yayılması ve yeni pazarlara açılmanın kritik olduğunu dile getirdi. YENİ PLANLAMA ŞART Türk turizminin global rekabet gücünü koruyabilmesi için yeni bir yol haritasına ihtiyaç duyulduğunu belirten Narin, özellikle yatak kapasitesinin artırılması, sağlık turizminin geliştirilmesi ve turizm alanında yeni cazibe merkezleri oluşturulması gerektiğini söyledi. Dünya turizm sektörünün 2032'de 15 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşacağını hatırlatarak, Türkiye’nin bu süreçte mutlaka bir planlama yapması gerektiğini vurguladı. SEYAHAT ACENTELERİ HIZLA ARTIYOR Küresel seyahat acentesi hizmetlerinin 2034’te 1 trilyon doları aşması beklenirken, Türkiye bu alanda büyümeye devam ediyor. 2005’te 4 bin 825 olan seyahat acentesi sayısı, 2023’te 15 bin 700’e ulaştı. Avrupa genelinde ise seyahat acentesi sektörünün yüzde 8 büyümesi öngörülüyor. KURDA YAVAŞ ARTIŞ BEKLENTİSİ Kur hareketleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Hakan Kara, yılın ikinci yarısında enflasyonla başa baş veya biraz üzerinde bir kur artışı beklediğini ifade etti. Aylık yüzde 1.5-2 civarında bir artışın öngörüldüğünü ancak faiz getirilerinin üzerinde bir yükseliş olmayacağını belirtti.

İTO Başkanı Avdagiç: Haber

İTO Başkanı Avdagiç: "Yatırımcının Önünü Açmalıyız"

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, sanayinin rekabet gücünü koruması için teknolojik yenilenmenin şart olduğunu vurguladı. Ancak finansmana erişimde ciddi zorluklar yaşandığını belirterek, "Şu anda böyle bir kaynağa ulaşmak mümkün değil. Bu kaynaklara erişim maliyeti, bilahare yapacağınız yatırımın size sağlayacağı katma değerden daha yüksek olduğu için iş adamları için bir cazibesi, rasyonalitesi yok. Yatırımı tekrar cazip hale getirecek önlemler iş dünyasının önünü açacaktır" dedi. 2025 beklentilerini dile getiren Avdagiç, "Bir kere hepimizin enflasyonun bu yıl Merkez Bankasının koyduğu hedeflere uygun olarak belirlenen patikanın içinde kalmasıyla ilgili beklentimiz var. Diğer tarafta Türkiye'nin kredibilitesiyle ilgili sağlanan iyileştirmelerin en azından aynı kalması, mümkünse daha iyi bir noktaya taşınması hedefimiz var. CDS'lerin azalmasına bağlı olarak hem özel sektörün hem de kamunun döviz bazlı borçlanma maliyetinin düşürülmesiyle ilgili beklentimiz var. Buna bağlı olarak son 1,5 senede yaşanan kur makasının üretici ve ihracatçı tarafından yönetilebilme noktasına gelmesi için politikaların mutlaka öncelikli olarak gözden geçirilmesinin çok net beklentisi içerisindeyiz" ifadelerini kullandı. BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET TARTIŞMASI Avdagiç, bölgesel asgari ücretin daha önce İTO tarafından gündeme getirildiğini hatırlatarak, "Anayasaya aykırıdır, insan haklarına aykırıdır diye eleştiri getirenler oldu, şimdi onları biz izliyoruz. Şu anda onlar bunu gündeme getiriyorlar. Halbuki eğer bu anayasaya, insan haklarına, eşitliğe aykırıysa, o zaman teşviklerde uygulan farklılıklar, 1'inci bölgeden 6'ncı bölgeye kadar farklılıklar aykırı olmuyor mu? Yani ben İstanbullu yatırımcı olarak sıfır teşvik alıyorum, İstanbul'da hiçbir sektörün teşviki yok. Ama teşvik alan bölgeler var. O zaman bu da İstanbullu yatırımcıya karşı bir eşitsizlik değil mi? Bunu böyle dar kalıplarla, sloganik yaklaşımlarla ele almak asla doğru değil. Türkiye'nin gerçeklerini dikkate almak lazım" dedi. Geleneksel sektörlerde istihdamın korunmasının kritik olduğunu ve bölgesel ücret farklarının sosyal dengeler açısından da önemli bir rol oynayabileceğini vurguladı. ÇİN VE SURİYE İLE EKONOMİK İŞ BİRLİĞİ Türkiye’ye yönelen Çin yatırımlarına da değinen Avdagiç, "Yatırımın Çin'den geleni için de Avrupa ve Amerika'dan geleni için de aynı şeyi söylüyoruz. Burada önemli olan; yeni yatırım yapacak firmaların Türkiye'yi sadece bir ‘ara istasyon' olarak değil, gerçekten belli somut üretimlerini yaptıkları ve üretim kabiliyetlerini gerçek anlamda kullandıkları, Türkiye'de onlara hizmet verecek tedarik sanayinin kapsamlı bir şekilde devreye alınacağı bir politikanın devreye girmesi. Ve bu yatırımlara teşvik verilirken Türkiye'de faaliyet gösteren firmaların bu süreçten zarar görmemesine özen göstermek doğru olacaktır" diye ekledi. Suriye ile ekonomik ilişkilerin gelişimine de dikkat çeken Avdagiç, Türkiye’de faaliyet gösteren Suriyeli girişimcilerin ticari bağlantılarının bu süreçte önemli bir rol oynayacağını ifade etti. "İstanbul ve diğer illerdeki Suriyeli iş insanlarının kurduğu firmalar, sahip olduğu ticari bağlantılar önümüzdeki dönemde Suriye ile ilişkilerimizin geliştirilmesinde çok ciddi bir katma değer sağlayacaktır. Onların bir kısmı Türkiye'deki üretim araçlarını, üretim kabiliyetlerini Suriye'ye taşıyacaklardır. Ülkemizdeki Suriyeli müteşebbisler Suriye'de Türkiye'nin gücü ve güvenilir partnerleri olacaklardır" dedi.

Geleneksel Çin Tıbbı, Medikal Turizmin Geleceği Olabilir Haber

Geleneksel Çin Tıbbı, Medikal Turizmin Geleceği Olabilir

Pekin, Macau’yu ekonomik çeşitlilik için medikal turizmi benimsemeye teşvik ederken bu konsept giderek ilgi görüyor. Araştırmalar, Geleneksel Çin Tıbbı’nın (TCM) bu çabalarda önemli bir rol oynayabileceğini ortaya koyuyor. Macau Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden Profesör Glenn McCartney liderliğindeki bir araştırma ekibi, Geleneksel Çin Tıbbı'nın Macau’daki medikal turizmi geliştirme potansiyelini inceledi. Araştırmada, Profesör McCartney, Uluslararası Entegre Tatil Yönetimi alanında doktora adayı Chu Feng Wang ve Geleneksel Çin Tıbbı ile klinik onkoloji alanında uzman bir tıp doktoru olan Yue Peng, Geleneksel Çin Tıbbı'nın Macau’nun turizm ekonomisini oyun sektörünün ötesinde çeşitlendirmek için Çin Merkez Hükümeti tarafından desteklenen bir strateji olduğunu belirtildi. Araştırma, Geleneksel Çin Tıbbı'nın ulusal ve uluslararası düzeyde önemini artırmak için Çinli yetkililer tarafından giderek daha fazla desteklenen bir kültürel miras olduğunu vurguladı. Makale, bu kültürel mirasın Macau’nun medikal turizm hedefleriyle birleştirilmesindeki zorlukları ve bu çabaların sürdürülebilir ve özgün bir turizm stratejisi olarak nasıl sunulabileceğini de ele aldı. Bununla birlikte, yazarlar bu hedeflere ulaşmadaki zorluklara da dikkat çekti. Özellikle Geleneksel Çin Tıbbı profesyonellerinin eksikliği, yetersiz finansman, Geleneksel Çin Tıbbı'nın etkinliği konusundaki endişeler ve geleneksel sistemlerin standartlaşmamış olması gibi sorunlar öne çıkarıldı. Bölgedeki medikal turizm rekabetinin artmasının da zorlukları daha karmaşık hale getirdiği belirtildi. Özellikle Çin ana karasında, bütünsel tedavi ve alternatif tıp destinasyonlarının önemli bir rekabet oluşturduğu vurgulandı. Araştırmacılar, Geleneksel Çin Tıbbı'nın geliştirilmesinin, geleneksel sistemler ve alternatif tıp uygulayıcıları arasındaki sınırlı iş birliği nedeniyle engellendiğini de belirtti. "Macau’da Medikal Turizm Geliştirmede Geleneksel Çin Tıbbı Üzerine Bahis" başlıklı araştırma, sektör uzmanlarıyla yapılan görüşmelerden elde edilen içgörülerle şekillendirildi. Araştırma, Geleneksel Çin Tıbbı'nın medikal turizm ile entegrasyonunu ilerletmek için daha fazla düzenleme ve uyum sağlanması gerektiğini vurguladı. Bununla birlikte, hükümet desteğinin, hem Geleneksel Çin Tıbbı hem de medikal turizmin ilerlemesi için kritik öneme sahip olduğu belirtildi. Araştırmacılar, Macau yetkililerinin Geleneksel Çin Tıbbı'nın hem yerel hem uluslararası alanda tanıtma konusunda aktif bir rol üstlenmesi gerektiğine işaret etti. Sonuç olarak, araştırmada, Macau'nun Geleneksel Çin Tıbbı ve medikal turizm entegrasyonunda karşı karşıya olduğu yüksek düzeydeki zorluklarla başa çıkması gerektiği ifade edilerek üç ana öneri sunuldu: Geleneksel Çin Tıbbı standartlarının, Macau ve Büyük Körfez Bölgesi'nde bölgesel ve uluslararası düzenlemelere uyumlu hale getirilmesi. Kaynak yönetiminin sürdürülebilir şekilde planlanması. Yetkililerle iş birliği yaparak eğitim, finansal destek ve politika rehberliği sağlayacak bir Geleneksel Çin Tıbbı Ağı kurulması. Araştırma, medikal turizmin Macau’da henüz başlangıç aşamasında olan bir sektör olarak daha fazla araştırılması gerektiğini ve bu sürece Geleneksel Çin Tıbbı profesyonellerinin dahil edilmesinin önemini vurguladı.

Martı Otel İşletmeleri 2024'te Rekor Büyüme Sağladı Haber

Martı Otel İşletmeleri 2024'te Rekor Büyüme Sağladı

Martı Otel İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Narin, 2024 ve 2025 turizm sezonuna ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. 2024’ün şirket için başarılı geçtiğini vurgulayan Narin, özellikle ciro, kârlılık ve müşteri konaklamalarında büyük artışlar kaydettiklerini söyledi. Emre Narin, "Sektör iyi bir yılı geçirdi. Martı Otel İşletmeleri özelinde ise bu dönem ciromuz Euro bazında yüzde 35 artış gösterdi. Gecelemelerde ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 22 artış kaydettik. Bu artışları da turizm hareketlerinin yükselmesine, tesislerimizde yaptığımız yenileme yatırımlarına ve dış pazarlarda yaptığımız pazarlama çalışmalarına bağlıyoruz" açıklamasında bulundu. 2024’TE ZORLUKLAR: MALİYET ARTIŞI VE KÂRLILIK DARALMASI 2024 yılı, yüksek hacimli bir turizm sezonu olmasına rağmen sektör genelinde kârlılıkta daralma, kritik bir sorun olarak öne çıktı. Narin, bu sorunun kökeninde artan maliyetlerin olduğunu belirtti. Narin'e göre maliyetler, 2022 Haziran’dan bu yana euro cinsinden yüzde 70 arttı, fakat artan maliyetleri yabancı müşteriye yansıtmak zorlaştı. Narin, bu sorunun çözümü için enflasyonun düşmesini umut ettiklerini ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in TIF 2024 konferansında belirttiği enflasyon düşüş trendinin sektöre olumlu yansıyacağını ifade etti. YENİLEME VE FİNANSMAN DESTEĞİ İHTİYACI Emre Narin, turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesi için yenileme yatırımlarının şart olduğunu dile getirdi. Otellerin, 10 yılda bir yenilenmesi gerektiğini ve bu yenileme sürecinin maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten Narin, sektördeki özkaynak sıkıntısına dikkat çekti. Pandemi sonrası özkaynak sıkıntısı yaşayan sektörün, devlet destekli finansman modellerine ihtiyaç duyduğunu ifade eden Narin, "Dünyada özellikle de Orta Doğu’da ve Suudi Arabistan özelinde çok ciddi turizm yatırımı yapılıyor. Yeni ürünler ve destinasyonlar piyasaya giriyor. Bizim de bu yeni yatırımlarla rekabet edebilmemiz için yenileme çalışmaları yapmamız gerekiyor ki, hem elimizdeki müşterileri muhafaza edebilelim hem de yenileri için çekici olalım" dedi. 2025, DAHA İYİ BİR YIL OLACAK 2025 yılı için olumlu beklentilerini dile getiren Narin, jeopolitik bir sorun yaşanmazsa 2025’in 2024’ten daha iyi geçeceğini tahmin ediyor. Bu kapsamda, enflasyonun düşmesini ve daha stabil bir finansal ortamını, turizm sektörünün performansını artırabilecek unsurlar arasında görüyor. Narin, erken satın alma stratejisi ile maliyetleri kontrol altına almayı planladıklarını ve önceden yapılan planlamalarla maliyet baskısının etkisini azaltacaklarını ifade etti. Bu adımlar, 2025'te kârlılık açısından daha güçlü bir yıl geçirilmesini sağlayabilir. DOĞRUDAN SATIŞ ARTACAK, DİNAMİK SATIŞ MODELİ ÖNE ÇIKACAK Martı Otel İşletmeleri, 2024'te doğrudan satışlarının toplam satış içindeki oranını artırmayı başardı. Dinamik satış modeli ile doğrudan satışların daha fazla önem kazandığını belirten Narin, Rusya, İngiltere ve Almanya'nın ana kaynak pazarları olmaya devam ettiğini söyledi. Narin, "Otelciler ve tur operatörleri her zaman aynı gemideyiz. Sektörün bu hale gelmesinde tur operatörlerinin katkısı çok büyük. Fakat gelinen noktada dünyadaki dijitalleşme alanındaki gelişmelerle 'dinamik satış' olgusu çok öne çıktı. Artık müşteriler çevrim içi olarak hem otelini hem ulaşımını satın almak istiyor" dedi. Bu değişen müşteri alışkanlıkları, otellerin dijital dönüşümlerini hızlandırmasını gerektiriyor. HER ŞEY DAHİL SİSTEMİ KALDIRILAMAZ, AMA "HER ŞEY DAHİL 2.0" GEREKİYOR Emre Narin, Her Şey Dahil sisteminin Türkiye turizmi için vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Bu sistemin, Türkiye'nin dünyada lider ülkeler arasında yer almasını sağladığını belirten Narin, "Bu sistemi uygulamaya başlayalı 30 sene oldu. Bu geçen zamanda dünyada müşteri algısı da çok değişti. Günümüzde kendimiz ve gelecek nesiller için sürdürülebilirlik kavramı en önemli konu. Bilindiği gibi "Her Şey Dahil"de çok fazla israf olabiliyor. Bunu artık müşteri de görüyor ve değişmesini istiyor" diyerek sisteme "Her Şey Dahil 2.0" adıyla adeta format atılması gerektiğini belirtti. Daha az yemek çeşidi, daha sade menüler ve sürdürülebilir bir hizmet anlayışı ile bu sistemin yenilenmesini önerdi. HER ŞEY DAHİL İLE TÜRK MARKALARI YURTDIŞINA AÇILMALI Emre Narin, Türk otel zincirlerinin dünyada büyüme stratejisini de ele aldı. Narin'e göre, Türkiye'nin "Her Şey Dahil" modeli, yurt dışında otel zincirleri tarafından işletme modeli olarak yaygınlaştırılabilir. Narin, "Dünyadaki en büyük 5 otel zincirinin geldikleri büyüklüğün arkasında, işletme alarak ve franchise vererek büyümek yatıyor. Bu zincirler, otellerin bina ve arsalarına sahip olarak büyümediler. Başka ülkelere gidip başkasının malını işleterek ya da son dönemde artan bir şekilde franchise vererek büyüdüler" diye ekledi. Bu kapsamda, özellikle Suudi Arabistan’ın 800 milyar dolarlık turizm yatırımı planladığı bölgeye dikkat çeken Narin, Türk otel zincirlerinin bu bölgeye hizmet ihraç etmesinin büyük bir fırsat olduğunu söyledi.

Ahu Serter: Haber

Ahu Serter: "Finansman Zor Bulunuyor, Kâr Marjları Daralıyor"

Sanayici ve girişimcilerin mevcut durumu değerlendiren Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Serter, şirketlerin öz kaynak yaratmakta zorlandığını ve kâr marjlarının ciddi şekilde daraldığını ifade etti. Bu durumun sanayi sektörünü zora soktuğunu belirten Serter, bu sarmalın yalnızca sanayici veya girişimciler tarafından çözülemeyeceğini vurguladı. SANAYİ VE İHRACATTA ZORLUKLAR Serter, özellikle ihracat yapan sanayicilerin 2024 yılında büyük zorluklarla karşılaştığını söyledi. İşçilik maliyetlerindeki artış ve kur baskısının Türkiye’nin rekabet gücünü düşürdüğüne dikkat çekerek, “Global pazarda Türkiye’nin, rakipleri arasında arka sıralara düştüğünü görüyoruz. Bu durum hem üzücü hem de endişe verici" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yakın çalıştıklarını belirten Serter, Türkiye’nin geleceğine yönelik teknoloji odaklı stratejilerin geliştirilmesinin önemine değindi. Avrupa’daki durgunluğa dikkat çekerek, Türkiye’nin yalnızca Avrupa’ya bağlı kalmadan farklı pazarlarda etkin olması gerektiğini vurguladı. TOGG, BİR DÖNÜM NOKTASI TOGG’un Türk sanayisi için önemli bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Serter, bu projeyi "risk sermayesinin en önemli örneklerinden biri" olarak tanımladı. TOGG’un oluşturduğu elektrifikasyon tedarik sistemi sayesinde, Türk şirketlerinin global pazarda kendine yer açabildiğini belirtti. Serter, "Katma değerli üretime geçmek istiyorsak, bu ekosistemi kurmak ve risk sermayesiyle desteklemek zorundayız" dedi. FON YATIRIMLARI VE FİNANSMAN SIKINTISI Serter, yatırımcıların Türkiye'deki fırsatları globalleştirerek daha yüksek kazançlar sağladığını söyledi. Elektrifikasyon, malzeme teknolojileri ve sürdürülebilir sanayi teknolojileri gibi alanlarda 100 milyon dolara ulaşabilecek bir fon planladıklarını ifade etti. Şirketlerin büyüme finansmanına erişimde yaşadığı sıkıntıları dile getiren Serter, teminat yükümlülüklerinin krediye erişimi zorlaştırdığını ve sanayi şirketlerinin dijitalleşme gibi alanlarda yatırım yapabilmesi için özel finansman imkanlarının sağlanması gerektiğini belirtti. Son olarak, sanayi ve girişimcilik ekosisteminin gelecekteki büyüme potansiyelini ortaya çıkarabilmesi için ortak bir finansal ve stratejik çaba gerektiğini vurguladı.

Sürdürülebilir Turizme Faizsiz Kredi Desteği Haber

Sürdürülebilir Turizme Faizsiz Kredi Desteği

ANTALYA (İHA) - Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) ile Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) iş birliğinde düzenlenen "Sürdürülebilir Turizmin Geliştirilmesi Faizsiz Kredi Destek Programı Bilgilendirme Toplantısı", yoğun katılıma sahne oldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan ALTSO Başkanı Eray Erdem, BAKA ve KOSGEB gibi kurumlarla iş birliği yaparak açıklanan destek programları hakkında bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini belirtti. Erdem, "Sürdürülebilir turizm, bölgemizin doğal ve kültürel zenginliklerini koruyarak turizm sektörünü daha güçlü bir yapıya kavuşturmayı hedefliyor. Bu program, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin çevre dostu projelerine faizsiz finansman desteği sağlamakla kalmayıp aynı zamanda sektörümüzün uzun vadeli rekabet gücünü arttırmayı amaçlıyor. Turizm sektörü için yararlı geçen toplantının Alanya’mız adına hayırlara vesile olmasını temenni eder; yoğun katılımla gerçekleşen toplantımıza ilgi gösteren tüm üyelerimize teşekkür ederiz" dedi. Toplantıda söz alan BAKA Temsilcisi Oğuzhan Ataman, programın amacını, önceliklerini ve genel şartlarını detaylarıyla anlattı. Ataman, programın kıyı şeridine sıkışmış turizm faaliyetlerini bölge geneline yaymayı, turizm ürünlerini çeşitlendirmeyi ve mevcut faaliyetlere yeşil dönüşüm entegrasyonu sağlamayı hedeflediğini belirtti. Ataman, program ile sürdürülebilir turizmi destekleyen projelere finansman sağlarken, bölgenin doğal ve kültürel zenginliklerini koruma ve sektörün uzun vadeli rekabet gücünü artırma misyonunu taşıdığını ekledi. Ataman, "Toplantımıza teşrif eden tüm katılımcılarımıza ve iş birliği için ALTSO Başkanımız Eray beye teşekkür ederim" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Türkiye ve İngiltere'den Enerjide Büyük İş Birliği Haber

Türkiye ve İngiltere'den Enerjide Büyük İş Birliği

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İngiltere'de gerçekleştirdiği temaslarda iki ülke arasındaki enerji iş birliğini güçlendirmek için önemli açıklamalarda bulundu. Bayraktar, Londra’da Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Bakanı Ed Miliband ile yaptığı görüşmenin verimli geçtiğini ve enerji alanında bir mutabakat zaptı imzalandığını duyurdu. YENİLENEBİLİR ENERJİYE BÜYÜK İLGİ Türkiye’nin enerji dönüşümü hedefleri kapsamında güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini 30 gigavattan 120 gigavata çıkarma planı, İngiliz yatırımcıların dikkatini çekti. Bayraktar, yenilenebilir enerji projelerinde Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılda 108 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç duyduğunu ve Birleşik Krallık İhracat Finansmanı Dairesi’nin (UK Export Finance/UKEF) bu projeler için 2 milyar sterlinlik finansman sağlamayı planladığını belirtti. Bu kapsamda önerilen projeler arasında deniz üstü rüzgar enerjisi, sanayi kaynaklı yenilenebilir enerji kapasitesi ve YEKA projeleri öne çıkıyor. KÜÇÜK MODÜLER NÜKLEER REAKTÖRLER GÜNDEMDE Bayraktar, Türkiye'nin 20 bin megavatlık nükleer enerji programı üzerinde çalıştığını ve bunun 5 bin megavatını küçük modüler nükleer reaktörlerden sağlamayı hedeflediğini aktardı. Bu alanda hukuki çerçevenin ise önümüzdeki yıl oluşturulması planlanıyor. "GAZPROMBANK YAPTIRIMLARINA KARŞIYIZ" ABD'nin Gazprombank’ı yaptırım listesine almasına değinen Bayraktar, "Rusya'dan gaz akışını etkileyecek her türlü karara karşıyız. Eğer bu yaptırımlar, bu noktaya gelecekse biz Türkiye'nin ekonomisine, hane halkına, 85 milyona zarar vereceğini söylüyoruz" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin gaz ticaretinde herhangi bir aksama yaşanmaması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, Rusya’nın Türkiye için önemli bir gaz tedarikçisi olduğunu, bu kaynakların kısa vadede ikame edilemeyeceğini söyledi. AVRUPA İÇİN KRİTİK GAZ ANLAŞMASI 2024 sonunda sona erecek olan Ukrayna üzerinden Avrupa’ya gaz taşıyan transit anlaşmaya ilişkin olarak Bayraktar, bu anlaşmanın uzatılmasının Avrupa ve piyasa fiyatları açısından olumlu olacağını belirtti. Gazın ödemesi konusunda yaşanabilecek sorunların çözümü için Türkiye’nin elinden geleni yapmaya hazır olduğunu dile getirdi. TÜRKİYE’NİN ARZ GÜVENLİĞİNDEKİ ROLÜ Bayraktar, Türkiye’nin doğal gaz altyapı projeleriyle bölgedeki enerji arz güvenliğine katkı sağladığını sözlerine ekledi. İngiltere ile yenilenebilir enerji ve nükleer iş birliği kapsamında yapılan temaslar, Türkiye’nin enerji alanındaki uluslararası rolünü daha da güçlendirecek.

İş Bankası'ndan Turizme Özel İlk Şube Antalya'da Açıldı Haber

İş Bankası'ndan Turizme Özel İlk Şube Antalya'da Açıldı

ANTALYA (İHA) - Türkiye İş Bankası, kuruluşunun 100. yılında farklı sektörlerde uzmanlaşmış ihtisas şubeleri açma hedefini sürdürüyor. Daha önce tarım ve girişimcilik alanlarında özelleşmiş şubeler açan banka, bu kez turizm sektörüne odaklandı. İlk Turizm İhtisas Şubesi, Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde, Antalya Valisi Hulusi Şahin, İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran ve sektör temsilcilerinin katılımıyla açıldı. TURİZM SEKTÖRÜNE 1 MİLYAR DOLAR EK KAYNAK Açılışta konuşan Hakan Aran, İş Bankası’nın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonuyla kurulduğunu ve ülkenin ekonomik kalkınmasında önemli sektörleri desteklemeye devam ettiğini söyledi. Tarım, sanayi ve girişimciliğin yanı sıra turizmi de stratejik öncelikleri arasına aldıklarını belirten Aran, 2024-2025 yılları içinde turizm sektörüne 1 milyar dolar ek kaynak aktarıldığını duyurdu. Bu kaynağın 500 milyon doları halihazırda kullanılmış durumda.   Aran, Banka’nın turizm sektörüne kullandırdığı kredi bakiyesinin 1,5 milyar doları aştığını ifade ederek, finansal ve sektörel çözümlerle turizmin yanında olmaya devam edeceklerini vurguladı. Ayrıca, sürdürülebilirlik odaklı projelerle sektörü destekleme kararlılıklarını dile getirdi.   TURİZM, EKONOMİK DENGELENMENİN ANAHTARI Hakan Aran, turizm gelirlerinin dış ticaret açığını kapatmadaki rolüne dikkat çekerek, geçen yıl yüzde 51 olan oranının bu yıl yüzde 60’a çıktığını belirtti. Aran, önümüzdeki iki yıl içinde Türkiye’ye 2,6 milyar dolarlık yatırım yapılmasının planlandığını ve bu yatırımların finansmanını sağlayabilecek güçte olduklarını ifade etti.   "Hem dış ticaret açığının azalması hem de turizm gelirlerinin artmasıyla oluşan tablo, turizmin ekonomimizdeki dengelenme için öneminin arttığını gösteriyor. Önümüzdeki iki yıl içerisinde turizme olan yatırımların yerini bulacağına ve geri dönüşünü alacağımıza inanıyoruz. Turizm sektöründe düşündüğümüz, hayal ettiğimiz 60 milyar dolarlık yıllık gelir hedefini aşarak, 100 milyar dolar seviyesine doğru bir yolculuğu gerçekleştirebileceğini umuyoruz" diyen Aran, turizmin ekonomideki dengeyi sağlamadaki önemine vurgu yaptı.   YENİ ŞUBELER YOLDA İş Bankası, turizm sektörünü desteklemek adına ihtisas şubelerini artırma hedefini sürdürüyor. Hakan Aran, Antalya’nın ardından İstanbul, İzmir ve Muğla’da da Turizm İhtisas Şubeleri açmayı planladıklarını belirtti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.