Hava Durumu

#Fiyat

TOURISMJOURNAL - Fiyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fiyat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Turizmde karlılık sorunu var Haber

Turizmde karlılık sorunu var

Bu yıl turizm sektörü, yüksek fiyatlar nedeniyle sezona kötü bir başlangıç yaptı. Ancak eylül ayı itibarıyla fiyatlar %80'e varan oranlarda indirildi ve turistler yeniden otellere gelmeye başladı. Bu kez de kârlılık sorunu baş gösterdi. Maliyetler ve döviz kuru arasındaki dengesizlikten şikayetçi olan turizmciler, maliyetlerin durması ya da kurun bu duruma uygun şekilde ayarlanması gerektiğini savunuyor. Sezonun uzama olasılığını gören turizm sektörü, oda fiyatlarında ek indirimler yapma yoluna gitti. Antalya'daki oteller, temmuz ayında talep azaldığında iki kişilik üç gecelik konaklama bedelini 62 bin 400 TL'den 29 bin 952 TL'ye indirdi, şu an ise aynı oda 22 bin TL'ye satılıyor. Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği'nin kurucusu Serdar Karcılıoğlu, otellerin dolu olmasına rağmen fiyatların çok düşük olmasının bütçeleri zorladığını belirtiyor. Karcılıoğlu, otellerin neredeyse maliyetin altında fiyatlarla hizmet verdiği bu dönemin kazanç açısından ne kadar sürdürülebilir olduğunun sorgulanması gerektiğini ifade ediyor. Bodrum'da otellerin %70-80 dolu olduğunu, ancak piyasada %50'ye varan indirimlerin dolaştığını vurguluyor. Alanya Turistik İşletmeciler Derneği Başkanı Burhanettin Şili, turist sayısında geçen yıla oranla -15 artış olduğunu belirterek, maliyet ve döviz kuru arasındaki farkın kârlılığı önemli ölçüde düşürdüğünü dile getiriyor. Girdi maliyetlerinin geçen yıla göre %85 arttığını, ancak döviz kurunun sadece %25 arttığını ifade eden Şili, sektörün borçlarını ödeyebilmek için sıkıntılar yaşasa da hala dönen bir çark olduğunu, bu durumu sürdürmek istediklerini söylüyor. Kış sezonunun beklenenden düşük geçeceğini de belirten Şili, Avrupa'dan Türkiye'ye kış turisti getiren en büyük tur şirketlerinden birinin iflas ettiğini hatırlatıyor. NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür de güneydeki otellerin 15 Kasım’a kadar hizmet vermeye devam edeceklerini, doluluk oranlarının arttığını belirtiyor, ancak kârlılık konusunda benzer sıkıntıların yaşandığını ekliyor. Güral, artan maliyetler ve döviz kuru dengesizliğinin, geçen yılın bütçelerinin çok ötesine geçmelerine neden olduğunu söylüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısı Temmuz 2024'te, geçen yılın aynı dönemine göre %2.6 artarak 7 milyon 334 bin kişiye ulaştı. İlk yedi ayda ise %8.3 artışla 28 milyon 978 bin turist geldi. Ancak özellikle haziran (%4.95) ve temmuz aylarındaki artışların tek haneli seviyelerde kalması dikkat çekiyor. Yedi aylık dönemde en çok turist çeken ülke, 3 milyon 611 bin kişiyle Rusya olurken, Almanya'dan da 3 milyon 503 bin turist geldi.

En düşük tekne fiyatı 450 bin TL Haber

En düşük tekne fiyatı 450 bin TL

Pandemi süreciyle kalabalık ortamlarda tatil yerine, doğa içinde alternatif turizme ve denize ilgi arttı. Antalya'da Kepez ilçesinde tekne üretim tesisi bulunan Burak Yertüm, pandemiyle birlikte artan ilgiden dolayı taleplere yetişemediklerini aktardı. Gemi inşa mühendisi Yertüm, 8 yıldır tekne imalatı yaptığını belirterek, geçtiğimiz yıllarda ayda 10 civarında olan talebin, bu yıl yaklaşık iki katına çıktığını ifade etti. Ayda 18 tekne siparişi alıyor Burak Yertüm, şu ifadelere yer verdi: “Antalya'da 4-5-6 metre boyunda küçük teknelerin imalatını yapıyoruz, sekiz yıllık bir geçmişimiz bulunuyor. Pandemiden önce de talep vardı ama pandemi ile birlikte talep oldukça yükseldi, insanların yalnız şekilde ya da aileleriyle beraber tatil yapma arayışları arttı. Bunlar arttıkça müşterilerimiz tekneye yöneldi, imalatımız çok yoğun bir şekilde devam ediyor. Teminat süremiz 6-8 hafta arasında gerçekleşiyor, küçük teknelere talep oldukça yoğun. Aylık bazda bakacak olursak geçen yıllarda tekne kapasitemiz 10 tekne civarındaydı, ful kapasite imal ettik. Bu sene kapasitemizi iki katına çıkarmamıza rağmen hala talebe yetişememe durumundayız, ortalama 17-18 tekne aylık kapasiteyle imalat yapıyoruz. Gelen talebe göre müşterilerimizi sıraya alıp bir liste oluşturuyoruz, şu an 7-8 hafta sonrası için randevu verdiğimiz müşterilerimiz var. Ortalama 30-40 kişilik bir listemiz bulunmakta.” “Siirt'ten de denizi olmayan bölgelerden de talep var” Türkiye'nin her yerinden tekne siparişi aldıklarını kaydeden Burak Yertüm, küçük teknelerin taşınmasının kolaylığı sebebiyle daha çok ilgi gördüğünü söyledi. Antalya'da denize açıldıkça kendi yaptıkları teknelerle karşılaşınca heyecanlandığını ve mutlu olduğunu belirten Yertüm, “Siirt'ten de denizi olmayan bölgelerden de talep var. Bu küçük teknelerin avantajı, bir küçük römork ile istediğiniz yere götürüp, istediğiniz yerde teknenizi kullanabiliyorsunuz. Maliyeti çok düşük olan tekne grubu içerisinde yer alıyor. Dolayısıyla hem maliyetinin ucuz olması hem istediğiniz zaman bir garaja teknenizi koyup, hiçbir şekilde maliyet oluşturmamasından dolayı şu an ciddi bir şekilde denize aşık inanlar bu şekilde tekneye yöneliyorlar. Şu an için 6 metreye kadar tekneleri yapıyoruz, normalde 24 metreye kadar tüm tekneleri yapacak kapasitemiz mevcut. İlerleyen dönemlerde büyük teknelere başlayacağız ama talep oldukça yoğun olduğu için büyük tekneleri ilerleyen zamanlara ötelemek zorunda kaldık” ifadelerini kullandı. En düşük tekne fiyatı 450 bin TL Burak Yertüm, tekne fiyatlarının 450 bin TL'den başlayıp 1 buçuk milyon TL'ye çıktığını aktararak, tüm dünyaya gemi ihracatı yapmak istediklerini dile getirdi. Yertüm, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “İleriye dönük hedeflerimiz çok büyük. Tüm dünyaya tekne satmayı planlıyoruz. Aslında şu an da Hollanda, Polonya, İsrail, Malta, KKTC ve Katar'a tekne gönderdik, bu ülkelerde teknelerimiz bulunmakta. Hedefimiz dünya. En uygun teknemizin fiyatı motorlu bir şekilde 450 bin TL'den başlıyor, bu ücret bir buçuk milyon TL'ye kadar çıkıyor, müşterimizin istediği donanımlara göre fiyatlar artmakta.”

Türkiye’de Otel Fiyatları Avrupayı Geçti! Oteller Geri Adım Attı Haber

Türkiye’de Otel Fiyatları Avrupayı Geçti! Oteller Geri Adım Attı

Tatil sezonunun yoğun geçtiği bölgelerdeki oteller bu yıl umduklarını bulamadı. İstedikleri doluluk seviyelere ulaşamayan oteller çareyi indirim yapmakta buldu. Öyle ki, fiyatlar erken rezervasyon fiyatlarının bile altına indi. Pahalılıktan şikayet eden yerli ve yabancı turistler, rotalarını başka yerlere çevirirken ilçedeki oteller yüzde 50 yakın indirim yapmıştı. Müşteri trafiği yüzde 50 düştü Öte yandan tatil beldelerinde yüksek sezonda müşteri trafiği yüzde 50 düşen restoranlarda masalar boş kaldı. Otellerin ardından restoranlar da indirim başlattı. Bazı restoranlar servis ücretini kaldırırken, bazıları da yüzde 10-20 indirim yaptı. “Temmuz ayı beklediğimiz gibi geçmedi” Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) İzmir Bölge Temsil Kurulu (BTK) Başkanı Kıvanç Meriç, turizmcilerin 2024 yılına umutla başladığını belirtip özellikle bayram dönemlerinin oldukça yoğun geçtiğini kaydetti. Ramazan ve Kurban bayramlarındaki doluluğun kendilerine umut verdiğini anlatan Meriç, “Temmuz ve ağustos ayları turizmcinin en önem verdiği aylardır. Para kazanılan aylar, bu aylardır. Temmuz ayı beklediğimiz gibi geçmedi. Türkiye’nin fiyat avantajını kaybettiği bir dönem oldu. Yurt dışından gelenlerde azalmalarla vatandaşlarımız da dış pazara yöneldi. Yunan adalarında doluluk oldu. Önümüzde daha 5 ay var. Ağustos ayı da çok önemli. Umarım son dönemi iyi geçirip istediğimiz hedeflere yaklaşırız” diye konuştu. Eskiden yurt dışı daha pahalıydı Kapıda vizenin Schengen’e göre daha kolay alındığını ifade eden Meriç, bu durumun dış pazara yönelinmesinde etkili olduğunu dile getirdi. Kapıda vize alınmasının da ciddi bir maliyete sebep olduğunu anlatan Meriç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dört kişilik bir aile, Yunan adaları ile aynı fiyata burada tatil yapılabilir. Tercih de burada başlıyor. ‘Aynı fiyata, yurt dışında tatil yapmak istiyorum’ diyenler orayı tercih ediyor. Eskiden bu makas daha açıktı. Yurt içi daha ucuza geliyordu, yurt dışı pahalıydı. Ama şu an fiyatlar kafa kafaya. Bu durum 2025 sezonu için tabloyu bizim açımızdan karamsar hale getiriyor. Şu anki gidişat önümüzdeki yılı sürdürebilecek bir tablo değil. 2025 yılı hedeflerin şaşacağı bir yıl olabilir. Şimdiden önlemlerin alınması gerekiyor. Çünkü Avrupa pazarında erken rezervasyonlar başladı. Ekim ve kasım aylarında bu daha da hızlanacak. Dövizi baskılamaya devam edersek, 2025 yılı sürdürülebilir olmayacak. Bizim beklentimiz makasın açılmaması.” “2025’e umutla girmek istiyoruz” Otellerde fiyatların yavaş yavaş düşmeye başlayacağının altını çizen Meriç, henüz tatil planı yapmamış tatilcilerin bu fırsatı değerlendirebileceğini dile getirerek, “Eylül ayı da muhteşem bir dönem. Sezon kaydı. Ekime kadar yazı yaşıyoruz. Eylül ve ekim aylarında fiyatlar düşer. Ağustos ayının da temmuz gibi geçmemesi için fiyatlarda oynama yapılacaktır. Tatilciler bu fırsatları değerlendirebilirler. Eylül ayıyla sezonsal fiyatlarda minimum yüzde 15-20 düşüş yaşanacaktır. Ekim ayında temmuz-ağustosa göre yüzde 30-35 düşüş yaşanacaktır. Çünkü en yüksek sezon temmuz ve ağustos aylarıdır. 2025’e umutla girmek istiyoruz” diye konuştu.

Yüzde 25 sınırlaması kalktı; kira fiyatları yükselişe geçti Haber

Yüzde 25 sınırlaması kalktı; kira fiyatları yükselişe geçti

Temmuz ayı kira artış oranının TÜİK tarafından yüzde 65 civarında açıklandığını kaydeden Yalaza son iki yıldır yüzde 25 ile sınırlanan zam oranlarının artık yeni dönemde 12 aylık TÜFE oranına göre belirleneceğini dile getirdi. Kira zammının enflasyonun çok gerisinde kalması nedeniyle ev sahiplerinin mecburen ötelediği zamların artık uygulanacağını belirten Özkan Yalaza, “Bugüne dek ev sahibi ve kiracılar arasında tahliye konusunda sıkıntılar yaşanıyordu. Artık kira üst sınırı TÜFE oranına göre belirlenecek. Bu durum kiracı ve ev sahiplerini karşı karşıya getirecek. Çünkü kimsenin maaşında yüzde 65'lik bir artış olmadı. Bundan sonra insanlar kira ödeme konusunda sıkıntı yaşayacaklar. Artık, alacak davalarında da artış gözlenecek” dedi. KONUT YOK, KİRA ARTIŞI ÇOK Kira fiyatlarının yüksek olmasının sebebini yeni konut arzının düşük olmasına bağlayan Yalaza, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnşaat malzemelerinde ve arsa bedellerinde sürekli yaşanan artış konut üretimini de sıkıntıya soktu. Birçok yapı firması bu maliyetlerin altına girmek istemiyor. Zaten vatandaş da finansmana erişmekte zorlanıyor. Konut satışları durma noktasına geldi. Ev alamayan insanlar kiralama yoluna gidiyor. Kiralık eve talep oldukça ve yeni konut üretilmedikçe bu fiyatlar da yükselmeye devam edecektir. Kira artış sınırı kiracıların başta lehine gözükse de, piyasada dengeler bozuldu. Yüksek giden enflasyon nedeniyle aynı sitede bir ev 10 bin TL., diğeri 25 bin TL olabiliyor. Bu durum ev sahipleri açısından sorun yaratıyordu. Ev sahipleri yüzde 25 sınırından etkilenmemek için evlerini daha yüksek fiyatlarla kiralıyordu. Bu dengesizlik bir müddet daha devam edecektir. Kiracılar ya bulabilirse daha düşük kiralı ev arayacak; ya da yüksek kiraya katlanmak durumunda kalacak” İzmir'de konut ihtiyacının devam ettiğine dikkat çeken GHO Genel Müdürü Özkan Yalaza son olarak şunları söyledi: “İzmir göç almayı sürdürüyor. Memur emekli ve öğrenciler konut talep ediyor. Bu nedenle, ev sahiplerinin, kiracı bulmak gibi dertleri yok. Kira fiyatları artmaya devam edecek. İkinci ve üçüncü konutu bulunanlara uygulanması planlanan ek vergiler de kira fiyatlarının yükselmesini tetikleyecektir”

Konutta son 4 yılda illere göre fiyat artış oranları Haber

Konutta son 4 yılda illere göre fiyat artış oranları

Kira fiyatlarına yüzde 25 sınırlamasının uygulandığı son iki yılda piyasanın dengesi iyice bozuldu ve mağduriyetler oluştu. Piyasanın dengesin bozulmasında, enflasyonist ortamda artan inşaat maliyetleri, konut arzının azalması, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan konutlar nedeniyle oluşan talep, artan deprem korkusu sonrası artan yeni konut talebi, kentsel dönüşüm sürecinde yıkılan binalardan kiraya çıkanların oluşturduğu talep gibi faktörler etkili oluyor. Endeksa.com’un Ekonomist Dergisi’ne özel yaptığı çalışmayla Türkiye genelindeki konut m2 satış fiyatları ile kiralarının son dört yıllık değişimini mercek altına aldık. Ekonomist Arşivinden Son yıllarda Türkiye’de konut satış fiyatları ve kiralar zirve yıllarını yaşıyor. Pandemide başlayan konut arzının talebin gerisinde kalma eğilimi, artan inşaat maliyetleri ve ekonomideki daralma nedeniyle hala etkisini devam ettiriyor. Kahramanmaraş merkezli deprem felaketiyle 11 ilimizdeki konut stokunu yok etmesi ülkemizin yıllık 800 bini aşan standart konut talebi kadar yeni bir talep artışına sebep oldu. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ülkemize yerleşen Rus ve Ukraynalılar ile başka ülkelerden gelen mültecilerin talebi de eklenince, gayrimenkul piyasasının dengeleri iyice şaştı. İnsanların tetiklenen deprem korkusu nedeniyle evlerin kentsel dönüşüme girmesine yönelik girişimler de yeni konut talebini artıran faktörlerden biri oluyor. Dijital değerleme platformu Endeksa.com’un Ekonomist Dergisi’ne özel yaptığı “Türkiye Genelinde Konut Satış Fiyatları ve Kiralar” konulu araştırmasıyla, Türkiye genelinde konut metrekare satış fiyatları ile kiraların son dört yıllık değişimini mercek altına aldık. EN BÜYÜK ARTIŞ AYDIN’DA Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak elde edilen Endeksa verilerine göre, Türkiye genelindeki satılık konut değer değişiminin son dört yıllık analizinde Ege ve Akdeniz kentleri zirvede oturdu. 2020-2024 döneminde en yüksek satılık konut değer artışı yüzde 1208,2 ile Aydın’da görüldü. Kentte 2020 yılında birim satış fiyatı 2 bin 851 TL/m2 olurken, bu rakam günümüzde 37 bin 297 TL/m2 seviyesine kadar çıktı. İkinci sırada ise Hatay yer aldı. Şubat 2023’te yaşanan deprem felaketinden en fazla etkilenen ilimiz olan Hatay’da satılık konut değer değişimi son 4 yılda yüzde 1147,8 olarak gerçekleşti ve güncel birim fiyatı 19 bin 865 TL/m2 oldu.  Yine Akdeniz bölgesinde, deprem nedeniyle yoğun göç alan illerden olan Mersin, dört yıl içerisinde satılık konut değer artışının en fazla olduğu üçüncü kent olarak öne çıktı. Mersin’de 2020-2024 döneminde satılık konut değer artışı yüzde 1126,6 oldu. ÜÇ BÜYÜK ŞEHİR Türkiye’nin üç büyük ili İstanbul, Ankara ve İzmir’deki konutların bir yıllık değer artışlarına baktığımızda ise; Ankara yüzde 55,3 artış ile birinci sırada yer alıyor. Ankara’da ortalama konut m2 satış fiyatı 21 bin 504 TL. İstanbul’da konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 48,2; ortalama konut metrekare satış fiyatı 39 bin 852 TL. Yıllık satılık değer artış oranında İstanbul’u takip eden İzmir’de ise yıllık değer artışı yüzde 46, ortalama konut m2 satış fiyatı 33 bin 570 TL olarak gerçekleşiyor. Bu üç il arasında 2020-2024 dönemleri arasında en fazla değer artışının ise İzmir’de yaşandığı görülüyor. Buna göre İzmir’de son dörtyılda satılık konut fiyatları yüzde 930 oranında artış gösterdi. Son dört yılda kiralık fiyat değişiminde yüzde 1.646,89 ile Niğde ilk sırayı alırken, 2020’de 5,63 TL/m2 olan kira fiyatı 2024’te 98,35 TL/ m2 oldu. Bilecik, yüzde 1.472,59 ile ikinci sıraya yerleşirken, 2020’de 7,26 TL/m2 olan kira birim fiyatı 2024’te 114,17 TL/m2’ye ulaştı. Üçüncü sırayı alan Aksaray’da kira artış oranı yüzde 1.432,25 olarak gerçekleşirken 2020’de 6,14 TL/m2 olan kira fiyatı 2024’te 94,08’e yükseldi. FİYATLAR GERİLER Mİ? Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, araştırma sonuçlarına göre Türkiye genelinde mayıs ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışının yüzde 60,8 olduğunu belirtiyor. Öğüt, 2020-2024 arasındaki dört yıllık süreçte ise değer artışının yüzde 915 olduğuna dikkat çekiyor. Öğüt’ün verdiği bilgilere göre, mayıs ayı itibarıyla Türkiye genelinde ortalama konut m2 satış fiyatı 20 bin 563 TL’ye yükselmiş durumda. YILLIK ARTIŞDA ERZURUM ÖNDE Mayıs ayında yıllık değer artışı en yüksek olan iller arasında ilk sıralarda Erzurum, Elazığ ve Ordu yer aldı. Bu iller, nisan ayında TÜİK verilerine göre en çok konut satışının olduğu ilk 30 il arasında değerlendirilmişti. Erzurum’da konut fiyatları geçen yıl boyunca yüzde 78 oranında artış gösterdi. Ortalama konut m2 satış fiyatı 12 bin 937 TL’ye ulaşırken, ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 31 bin 109 TL oldu. İkinci sıradaki Elazığ’da konut fiyatları yüzde 70 oranında yükselirken, ortalama konut m satış fiyatı 13 bin 953 TL ve ortalama konut fiyatı 2 milyon 252 bin 745. Listenin Karadeniz temsilcisi Ordu’da ise, konut fiyatları yüzde 67 oranında arttı ve ortalama konut m2 satış fiyatı 22 bin 757 TL oldu. Ordu’da bir konuta sahip olmak için ortalama 2 milyon 981 bin 167 TL’yi gözden çıkarmak gerekiyor. FİYATLAR HALA YÜKSELİYOR Görkem Öğüt, veriler ışığında, nisan ayında son iki yılın en düşük konut satış adetlerini görmemize rağmen, satılık konut fiyatlarının nominal olarak hala yükselişte olduğunu söylüyor. Değer artışının enflasyon etkisinden ayırdığımızda reel olarak düşüşün başladığı bir döneme girildiğine işaret eden Öğüt, kısa vadede konut fiyatlarında önemli bir düşüş beklemediğini, konut artış hızındaki reel gerilemenin nominal değerlere yansımasının orta vadede, iki yıI içinde gerçekleşebileceğine vurgu yapıyor. Konut fiyatlarının normalleşmesi için, gayrimenkulün yatırım aracı olmaktan çok barınma ihtiyacını karşılamaya yönelik bir araç olmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bu noktada da yakın zamanda meclise sunulması beklenen iki ve üzeri konutlardan daha yüksek vergi alınması, proje gayrimenkul yatırım fonu kurulması gibi düzenlemeleri içeren yeni yasa teklifinin de piyasayı düzenlemesi bekleniyor. SINIRLAMA İŞE YARAMADI Türkiye genelindeki kiralık konut piyasasına genel olarak bakıldığında, 2022 yılında kira artış oranlarına getirilen yüzde 25’lik zam sınırlamasının gerçek piyasa değerlerine yansımadığını belirten Öğüt, “Endeksa verileri, temmuz ayında kaldırılması beklenen bu uygulamanın iki yıllık bilançosun Türkiye genelindeki kiralık evlerin değerinin nominal olarak yüzde 265 oranında arttığını gösteriyor. Kiralara yönelik yüzde25 sınırlamasına rağmen kira değerlerindeki reel artış durdurulamadı. Uygulamanın kaldırılmasının piyasayı pozitif etkileyeceği görüşündeyim” diyor. Dengeleri bozulmuş gayrimenkul piyasasından hemen herkesin aklında, “Türkiye’de gayrimenkul sektöründe kiralar ve konut fiyatları düşer mi?” sorusu var. Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkan Yardımcısı Mimar Ahmet Erkurtoğlu, ana gündemi deprem olan ülkemizde, riskli binaların yaklaşık yüzde 70’inin yapılmadığı İstanbul’da kira ve konut satış fiyatlarının düşeceğini düşünmenin hayal olduğunu söylüyor. MEVDUAT ETKİSİ Mevduat faizlerinin yüksek olduğu bu dönemde konut satışları biraz yavaşlasa da konut alanların uzun vadede her zaman daha kârlı çıkacağına vurgu yapılıyor. Konutun ülkemizde her zaman yatırım aracı olduğunu hatırlatan Erkurtoğlu, “Bugün mevduat faizlerini yüksek olması konut satışlarını yavaşlatsa da bu suni bir yavaşlama olup, konut fiyatlarını biraz düşürse de gayrimenkul ve arsa ülkemizde her zaman ilerisi için garantili bir yatırım aracıdır” diyor. 2017-2019 döneminde kentsel dönüşümde sat-yap’cı müteahhitlerin yarattığı kriz, yarım kalan binalar, yıkılıp inşaatına başlanamayan binalar, kaçan müteahhitler yüzünden fiyatlar düşmüştü. Erkurtoğlu, “Bu dönemde de özellikle Anadolu’dan gelen sat-yap’cı müteahhit firmaların da satışların yavaşlaması yüzünden inşaatı bitirmeleri için fiyatlarını düşürmesi suni bir düşme yaşatacaktır. Bunun için vatandaşlarımız daire alırken dikkatli olmalı” uyarısında bulunuyor. Ülkemizde barınma sorunu çözümü için ekonominin düzelmesi, devletin ucuz faizli konut kredisi vermesi, TOKİ, Emla Konut, KİPTAŞ gibi kurumların pahalı konut üretmeyi bırakıp konuta erişemeyen vatandaşlara ucuz konut üretmeleri gerekiyor. HANGİ ADIMLAR ATILMALI? Eva Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, Türkiye’deki barınma sorununun çözümü için bazı kurumsal yapılar kurulup bunların kiralama amaçlı konut inşa etmeleri gerektiğini dile getiriyor. Orta ve dar gelirli vatandaşa belli sürelerle kiralık mülk sağlayacak projeler oluşturulmasının, köy evlerinin renove edilmesinin önemine değinen Yazıcı, “Köylerimiz boş dururken, insanımız mecburen şehre göç etti. İş ve okul olanaklarını köylere yakın alanlarda artırmak barınma sorununa orta vadede kalıcı çözümler yaratacaktır. Uzaktan çalışma birçok iş kolunda var, okul sorununun da çözülmesi birçok hayatı değiştirebilir” diye konuşuyor. “PROJELERİ ZAMANA YAYDIK” Şu anda sektörde daha çok ihtiyaca yönelik konut yapıldığını aktaran Beyaz Group Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Beyaz, “Ekonomideki gelişmeleri biz de takip ediyoruz. Bu yıl beş proje yapmayı planlarken öz kaynaklarımızla proje yaptığımız için bu projeleri dört yıla yaymaya karar verdik” diyor. Maliyetlerin yüksek olmasına rağmen müteahhitlerin kredi ve çek akışını sağlamak için fiyat yükseltmediklerini dile getiren Beyaz, “Ama önümüzdeki dönemde gayrimenkul fiyatlarının yükselmesi lazım. Şu anda inşaatta stok var ama bunlar eriyor. Lokomotifini çevirmek için 5 milyonluk evi 3 milyona satıyorlar. Bir yıl sonra dairelerin fiyatları tavan yapacak. O nedenle şu an konut almak için en uygun zaman” diye konuşuyor. EYLÜL-EKİM’DE HAREKETLENECEK Son birkaç aydır konut satışlarında durgunluk gözlemlendiğine dikkat çeken Nexonya Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koray Vural da “Eylül-ekim ile birlikte biraz hareketlilik bekliyoruz. Fiyatların artmayacağını hatta biraz gevşeyeceğini düşünüyoruz” diyor. Kira getirilerinin mevduattaki faizden düşük kalması nedeniyle konutun yatırım aracı olmaktan çıktığı ya da çıkacağı görüşünün doğru olmadığını kaydeden Vural, şu görüşleri dile getiriyor: “Konut uzun vadede hep kazandırır. Türkiye’de konut her zaman olduğu gibi bugün ve gelecekte de yatırım aracı olacak. Barınma sorununun çözümü için her ihtiyaca yönelik konut projeleri geliştirilmeli, maliyetlerdeki baskıyı oluşturan enflasyonist ortam çözülmeli ve insanlarımızın bir nevi açgözlülükleri dizginlemeli.” “DENGELENME ZAMAN ALACAK” As Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sert de piyasada hareketlenme bekleyen isimlerden biri. “Konut piyasasının özellikle yaz aylarında hareketlenmesini bekliyoruz. Ancak düşük faizli konut kredileri pek mümkün görünmüyor” diye konuşan Sert, piyasanın canlanması için enflasyonunun düşmesi ve dolarizasyonun azalması gerektiğine vurgu yapıyor. Kiralardaki yüzde25 artış sınırının temmuzda kalkması ile birlikte kira fiyatlarının artmaya başlayacağına da işaret eden Sert, “Ertelenen talep ve üretim eksikliği gibi faktörler de fiyatların uzun vadede yukarı taşıyabilir. Piyasanın normale dönmesi, ekonomik istikrar ve tüketici güvenine bağlı olarak 2024 yılı içinde gerçekleşebilir. Bu faktörler göz önüne alındığında, konut ve kira fiyatlarının yeniden dengelenmesi biraz zaman alacak gibi görünüyor” şeklinde konuşuyor. “İKİNCİ YARI ZOR GEÇECEK” Yılın ikinci yarısı için konut piyasasında olumlu beklentileri olanların yanında, mevcut enflasyonist ortam nedeni ile durgunluğun devam edeceğini düşünenler de var. CVS Hava Kent Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çavuş’a göre, 2024’ün ilk yarısı gibi ikinci yarısı da zor geçecek. TÜİK verilerinde enflasyon yüzde 75’lerde iken, konut üretim maliyetinin yüzde 100’ün üzerinde arttığını dile getiren Çavuş, şu değerlendirmeleri yapıyor: “Faizin yüksekliği konut alımı ve satışına engel oluyor. İkinci sebep ise, faizlerin psikolojik sınırın üstünde olması, konut satışlarını yavaşlattı. Satış fiyatları kira fiyatlarına da yansıyor. Çünkü geçtiğimiz yıllarda arzda ciddi bir daralma oldu. Az olan şey de pahalılaşıyor. Temmuzda yüzde 25 zam sınırı kalkınca kiralamak istemeyen yatırımcı veya ev sahipleri, konutlarını kiralamaya açacaktır, kiralık konut portföyü genişleyecektir.” “Kısa vadede konut fiyatları düşmez” GÖRKEM ÖĞÜT / ENDEKSA KURUCU ORTAĞI “Nisan ayında son iki yılın en düşük konut satış adetlerini görmemize rağmen, satılık konutlarda fiyatların nominal olarak hala yükselişte olduğunu söyleyebiliriz. Elbette son aylarda değer artışını enflasyon etkisinden ayırdığımızda reel olarak düşüşün başladığı bir döneme girdik. 2022-2023 döneminde satılık konut fiyatlarında yaşanan yüksek değer artışı sonrası fiyatların düşüp düşmeyeceği merak konusu. Ben kısa vadede konut fiyatlarında önemli bir düşüş beklemiyorum. Konut artış hızındaki reel gerilemenin nominal değerlere yansıması, orta vadede iki yıI içerisinde gerçekleşebilir. Ancak konut fiyatlarında normalleşmeden bahsedebilmek için gayrimenkulün önemli yatırım araçlarından biri olmasından ziyade barınma ihtiyacını karşılamasına yönelik düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Yakın zamanda meclise sunulması beklenen yeni yasa teklifinde de bu amaca yönelik önemli düzenlemeler olduğunu görüyoruz. Kiralara yönelik yüzde 25 sınırlamasına rağmen kira değerlerindeki reel artış durdurulamadı. Bu uygulamanın kaldırılmasının piyasayı pozitif etkileyeceği görüşündeyim. Zira uygulamanın ilk yılında, piyasada büyük dengesizlikler oldu. Bu dönemde ev sahipleri ve kiracılar arasında büyük anlaşmazlıklar yaşandı, kiracılar evden çıkmaktan imtina ederken birçok ev sahibi de fiyat artıramadığı için kiracılı evlerini elden çıkarmaya yöneldi. Uygulamanın ikinci yılında durum biraz daha dengelenmiş, artış hızı yavaşlamış görünüyor. Temmuz ayı itibarıyla, pandemi öncesindeki dönemdeki kuralların yeniden geçerli olması halinde, ev sahipleri ve kiracılar için piyasa pozitif etkilenecektir. Merak edilen bölgedeki konutların gerçek kira değerlerini öğrenmek isteyenlere endeksa.com güvenilir bir rehberlik hizmeti sunmaktadır.” “Barınma sorunu çözülebilir” AHMET ERKURTOĞLU / AYİDER BAŞKAN YARDIMCISI “Ülkemizde barınma sorunu çözümü için ekonomimizin düzelmesi öncelik olmalıdır. Bundan 30 yıl önce bir memur emekli olduğunda araba veya ev alabilirken bugün emekli parasıyla hiçbir şey alamıyor. Devletimizin ucuz faizli konut kredisi vermesi, TOKİ, Emla Konut, KİPTAŞ gibi kurumlar piyasa müteahhitlerinin rakibi olarak pahalı konut üretmekten çıkıp ihtiyacı olan vatandaşlara ucuz konut üretmeliler. Bu kuruluşların arsa maliyetleri yok denilecek kadara az ve arsa maliyeti olmadığı için çok ucuza, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza konut verebilir. Ayrıca devletimizin barınma sorununu çözmek için özel müteahhit firmalarını desteklemesi (KDV indirimi, vergi muafiyeti gibi) halinde vatandaşlarımıza daha ucuza daire alma imkanı doğacaktır. Kamu ve özel bankaların ilk konut sahibi olacak vatandaşlarımıza da çok düşük vadeli ve uzun ödemeli krediler vermesi de barınma sorununu çözecektir.” “Kiralar durağanlaşacak” MAKBULE YÖNEL MAYA / TSKB GAYRİMENKUL DEĞERLEME GM “2024’e fiyat artış hızında yavaşlama ile başlamıştık. 2024 Şubat’ında Aralık 2019’dan bu yana ilk defa yıllık bazda enflasyonun altında kalan bir konut fiyat endeksi ile karşılaştık. Geçtiğimiz 1,5 yılda konut fiyatlarındaki çok hızlı ve yüksek oranda artış Temmuz 2023’ten itibaren yavaşlamıştı. Bu seyrin 2024’ün ikinci yarısında da devam edeceğini öngörüyorum. Çünkü, konut ediniminde finansmana erişimdeki kısıtlar devam edecek, ortalama konut birim fiyatının çok yükselmesi nedeniyle nakitle konut satın alacak kitle oldukça daraldı, inşaat maliyetleri geçtiğimiz iki yıla göre daha yatay bir seyir izliyor, Türkiye’ye yabancı ilgisi azaldı. Kiralarda ise önemli bir düzeltme geçtiğimiz yıl iyice hissedildi, bu yıl da bu düzeltme devam etti. Satış fiyatlarındaki durağanlaşma kiralara da yansıyacaktır. Satış fiyatlarındaki artış her zaman kiraya gecikmeli olarak yansır. Bunu 2023’teki kira artışlarında gördük. 2024’teki kira artışları da bunun devamı niteliğinde başlamıştı. Artık bir durağanlaşmadan bahsedilebilir. Özelikle kısa dönemli kiralamaların ağırlıkta olduğu bazı bölgeler ve merkezi semtler, 1 Ocak’ta yürürlüğe giren konutların turizm amaçlı kullanılması ile ilgili yasal düzenlemeden de etkilendi.” “Finansman kaynakları oluşturulmalı” VEDAT ARSLAN / AREMAS GROUP YKB “Konuta erişimde yaşanan zorluklar, üretici ve konut alıcısına kredi musluklarının kapanması gibi sebeplerden konut arzı minimuma indi. Konut arzının bu kadar yavaşladığı bir ortamda fiyat düşüşlerinden bahsetmek gerçekçi değil. Piyasanın normalleşmesini beklediğimiz 2025 yılı ortaları ve sonrasında, talebin karşılanamaması nedeniyle konut fiyatlarında çok ciddi bir artış riski olabilir. Konut arzını artırmanın yolu finansmandan geçiyor, bu finansmanı sağlamak için ya satış yapılmalı ya da alternatif finans kaynakları devreye alınmalı. Bu noktada Proje GYF’leri (Gayrimenkul Yatırım Fonları) günümüzde kullanılabilecek en önemli alternatif finans kaynaklarından biri. Proje GYF’lerinin hızla hayata geçirilmesi, piyasada yeni konut projelerinin kısa sürede tekrar faaliyete geçmesine olanak sağlayacaktır.” “Konut alımı erteleniyor” HAKAN BUCAK / MARS INTERNATIONAL KURUCUSU VE CEO’SU “Türkiye’de gayrimenkul sektörünün küresel ölçekte olduğu gibi kurumsallaşması gerekiyor. Sektörde yüksek faizlerden kaynaklı bir durgunluk var ama sahada alıcılar da var. Bana göre gayrimenkul şu anda alınır. Daha önce gördük, faizler düşmeye başlayınca fiyatlar arttı. Bugün alıcı sayısının, görece düşük olduğu bir pazar var. Konut alımında bir erteleme var ama bu ertelemenin getirdiği bir stres de söz konusu. Çocuğunuzu evlendiriyorsunuz, deprem nedeniyle yeni konuta geçmeye çalışıyorsunuz ama fiyatların düşmediğini görüyorsunuz. Dolar bazlı ülke genelinde düşüş olabilir ama fiyatlarda büyük bir gerileme olmaz. Hatta faiz oranları dengelendiğinde, bugünkü fiyatları arıyor olacağız. Gayrimenkulde ekim ayından itibaren satış rakamları artmaya başlayacak.” “Piyasa şeffaflaşmalı” CANSEL TURGUT YAZICI / EVA GAYRİMENKUL DEĞERLEME GM “Ekonomik politikalar bu şekilde devam ederse, konut kredi faizleri düşmez, yabancı ilgisi azalır ve fiyatlar enflasyon bazında geri gider. Son birkaç aydır yıllardan sonra ilk defa enflasyondan daha az artan konut fiyatları görüyoruz. Ayrıca gayrimenkul değer artış kazançları üzerinden doğru vergi alınması konusunda çalışmalar var. Bunlar devam ederse gayrimenkul piyasası şeffaflaşır ve fiyatları bu durumda aşağı çeker. Türk halkı için konut her zaman psikolojik olarak bir yatırım aracı olacaktır. Ama alternatiflerine göre doğru bir yatırım aracı mı olacaktır düşünmek lazım. Çoğu yaşı belli bir seviyede olan vatandaşımız konutu yatırım görüyor, bu psikolojinin değişmesi çok zor ama alternatif yatırım araçlarına hakim bir kesim var, o kesim için konut yeni gelişen önlemlerle yatırım aracı olmaktan çıkacaktır. Konut değer artışında vergi alınması al-sat yapan ve bu şekilde para kazanan kesimi azaltacağından piyasada az da olsa rahatlayacaktır.” “Talebi karşılayamıyor” AV. ELVAN KAKICI ŞİMŞEK / KAKICI HUKUK BÜROSU ORTAĞI  “Ülkemizde kiralık konut rakamları içinden çıkılmaz bir hal almış durumda. Satılık veya kiralık konutlar şu an iç pazardaki talebi karşılayamıyor. Ülkemizde yaşanan enflasyon bazlı inşaat maliyetleri ve konut maliyetleri de oldukça yüksek. Bu süre zarfı içinde alınması gereken önlemlerden biri de yabancı uyruklu gerçek kişilere konut satışının durdurulması yoluyla iç piyasadaki konut arzıyla konut talebi arasında uçurumu kapatmaya çalışmaktır. Türkiye’de 5 milyon konut kentsel dönüşüm için beklerken, öğrencisi, emeklisi, işçisi, memuru milyonlarca vatandaşımız barınma sorunu yaşıyor.” “Maliyet artışı çok yüksek” AHMET AKBALIK / ÖZAK GLOBAL HOLDİNG YKB “İnşaat sektöründe şu anda korkunç bir maliyet artışı var. Depremin yarattığı yıkım sonrası taşeronların, inşaat sektörü çalışanlarının o bölgeye gitmesi ve yurt dışına çıkması maliyetleri şişirdi. Burada doğru iş modelleri tanımlanmalı. Her sektörün kendi içinde problemleri irdelenip kök sebeplere inerek bunlar çözümlenirse hepsi bir ekosistem içerisinde düzelir. Günümüzde girdi maliyetleri şişmiş, gayrimenkul fiyatları da baskılanmış durumda. Şu anda arz var ama talep yok, finansa erişim zor. Kentsel dönüşüm de önemli. Dönüşüm sürecine en uygun şirketler GYO’lar çünkü finansalları, gelecek stratejileri belli, mal sahibi neyi kime emanet ettiğini görüyor. Dönüşümün dört ayağı var; kamu, STK’lar, müteahhit ve mal sahibi. Lokomotifliği yapacak olan kamu iradesi. Kamu iradesi eğer gerçekten kentsel dönüşüm yapmak istiyorsa önce bir plan yapacak ve bu planı gerçek manada sürdürülebilir yapabilecek paydaşlarla el sıkışıp hayata geçirecek. Bunun için ekstra kaynak ihtiyacı yok mevcut kullandığı kaynakları buraya empoze edecek, buna göre formatlayacak.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.