Hava Durumu

#Fiyat Artışı

TOURISMJOURNAL - Fiyat Artışı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fiyat Artışı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ayhan Taflan: Haber

Ayhan Taflan: "Arap Turistlerin Trabzon'a İlgisi Azalıyor"

TRABZON (İHA) - Doğu Karadeniz’in gözde turistik şehri Trabzon, son 10 yılda Körfez ülkelerinden gelen Arap turistlerin yoğun ilgisiyle öne çıktı. Ancak bu ilgide düşüş yaşanıyor. Arap turistler, geçmişte aldıkları konutları satmaya başladı. Trabzon'un doğa, yayla ve tarihi değerleriyle cazibe merkezi olduğu yıllarda, özellikle Körfez ülkelerinden gelen turistler, durgun olan konut piyasasını hareketlendirmişti. 2014’ten itibaren hızla artan gayrimenkul yatırımları, 2024 itibarıyla tersine dönmüş durumda. Özellikle Akçaabat ve Yomra gibi turistlerin tercih ettiği ilçelerde, satışlar dikkat çekici şekilde artış gösteriyor. "KONUT SATIŞINDA KUM SAATİNİ TERSİNE ÇEVİRDİK" Trabzon İnşaatçılar ve Emlakçılar Odası Başkanı Ayhan Taflan, bu durumu "Geçmiş yıllarda Körfez ülkelerinden gelenler bayağı buradan konut aldılar. Ama şimdi kum saatini tersine çeviriyoruz. Şuan o konutları alan yabancılar artık yoğun bir şekilde satışa geçti. Bölgemizde maalesef yabancı vatandaşların konut alma gibi bir eğilimi de kalmadı. Bunu net olarak söyleyebilirim. Bu süreç ne kadar sürecek ne boyutta olacak onu da şimdiden kestirmek zor. Çünkü fiyatların artışları çok enteresan bir durum. Burada konut fiyatlarının çok yüksek olması yabancı yatırımcıları da satış konusunda etkiledi. Yabancılar bu fiyatlardan konut almadığı gibi elinde konut bulunanlar da yüksek fiyatları fırsat görerek satmaya çalışıyor" sözleriyle özetledi.  Güncel durum hakkında bilgi veren Taflan, "Artık buradan doydular. Geçmişte yabancı yatırımcılar çok iyi bir dönemde piyasaya girdiler. Fiyatların yükselmesinin tek nedenini, Trabzon veya bölgemiz için ifade etmek istersem, arazi yapısının kısıtlı oluşuna bağlıyorum. Arap turistler bölgemizden gidiyor, eskisi gibi gelmiyorlar. 10 yıldır bu şehre gelen insan bunca yıl aynı yeri gördüğü zaman bıkkınlık yaşayabiliyor. Bunlar ekonomik anlamda güçlü insanlar. Finansal anlamda bir sıkıntıları yok. Yarın Türkiye'nin başka bir iline ilgi gösterebilirler. Sonra bir bakmışsın dünyanın başka bir yerine ilgi gösteriyorlar" dedi.

Ağustosta markette 37 ürünün 28'inde fiyatlar arttı Haber

Ağustosta markette 37 ürünün 28'inde fiyatlar arttı

Bayraktar, yaptığı açıklamada, ağustos ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, açıklanan mısır fiyatına üreticilerin tepkisini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlerini değerlendirdi. Söz konusu ayda üretici ve market arasındaki en fazla fiyat farkının yüzde 450 ile elmada görüldüğünü bildiren Bayraktar, elmadaki fiyat farkını yüzde 437,8 ile kuru üzümün, yüzde 325,6 ile havucun, yüzde 312 ile kuru soğanın, yüzde 218,6 ile kuru incirin ve yüzde 200,6 ile maydanozun takip ettiğini belirtti. Bayraktar,  "Üreticide 5 lira olan elma 27 lira 50 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 134 lira 46 kuruşa, 6 lira olan havuç 25 lira 54 kuruşa, 3 lira 70 kuruş olan kuru soğan 15 lira 24 kuruşa, 55 lira olan kuru incir 175 lira 22 kuruşa, 3 lira 63 kuruş olan maydanoz 10 lira 91 kuruşa markette satılıyor." ifadelerini kullandı. Ağustosta markette 37 ürünün 28'inde fiyat artışı, 9'unda ise fiyat azalışı görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: "Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 45,9 ile kuru üzüm oldu. Kuru üzümdeki fiyat artışını yüzde 37,3 ile maydanoz, yüzde 27 ile yeşil fasulye, yüzde 24,6 ile kuru kayısı takip etti. Fiyatı en çok düşen ürün yüzde 20,1 ile havuç oldu. Havuçtaki fiyat düşüşünü yüzde 17,1 ile kuru soğan, yüzde 14 ile sivri biber, yüzde 13,3 ile salatalık izledi." Bayraktar, üreticide ise 29 ürününün 15'inde fiyat artışı, 8'inde fiyat düşüşü görüldüğünü, 6 üründe ise fiyat değişimi olmadığını bildirdi. Üreticide en çok fiyat düşüşünün yüzde 43,1 ile kuru soğanda olduğunu belirten Bayraktar, "Bunu yüzde 40 ile havuç, yüzde 15,6 ile sivri biber, yüzde 9,8 ile kabak izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 47,1 ile domateste görüldü. Domatesteki fiyat artışını yüzde 41,5 ile yeşil soğan, yüzde 36,3 ile maydanoz, yüzde 31,2 ile marul, yüzde 28,3 ile yeşil fasulye takip etti." bilgisini paylaştı. Bayraktar, üretici fiyat değişiminin nedenlerine ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Kuru soğan ihracatındaki kısıtlama ve arzdaki artış, kuru soğan fiyatlarında gerilemeye sebep oldu. Havuçta yazlık ürün hasadının yoğunlaşması ile yaz aylarında görülen talepteki azalma fiyatların düşmesine neden oldu. Sivri biber, kabak ve patlıcandaki fiyat düşüşü bu ürünlerde arzın artmasından kaynaklandı. Domateste dış talep ve özellikle kışlık kullanım için tüketicinin artan talebi etkili oldu. Fasulye, yeşil soğan, maydanoz ve marulda arz talebi karşılamadı. Fındık fiyatı, Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) alım fiyatı açıklamasından sonra yükseldi. Limondaki fiyat artışı, erkenci limon çeşidinin hasadının başlamamış olmasıyla arzda görülen azalmadan kaynaklandı. Patateste de yine arzdaki azalma fiyatları yükseltti. Antep fıstığında yok yılı olması yeni ürünün hasadıyla birlikte fiyatı artırdı." Bayraktar, geçen günlerde açıklanan mısır fiyatına ilişkin de görüşlerini paylaşarak, geçen yıl mısır alım fiyatının ton başına 5 bin 700 lira olduğunu, fiyatın bu yıl yüzde 5,3 artışla 6 bin lira olarak açıklandığını, bu fiyatın üreticilerin maliyetinin altında kalmasına neden olduğunu bildirdi. Bayraktar, Birliğe bağlı odalar aracılığıyla girdi piyasalarından alınan fiyat verilerine göre ağustosta, temmuza göre, 20.20.0 kompoze gübresinin yüzde 16,2, DAP gübresinin yüzde 14,8, amonyum sülfat gübresinin yüzde 13,5, üre gübresinin yüzde 9,6 ve kalsiyum amonyum nitrat gübresinin ise yüzde 3,7 arttığını da kaydetti. Mazot fiyatının aylık yüzde 4,1, son bir yıla göre ise yüzde 42,7 arttığına da dikkati çeken Bayraktar, gübre ve mazotta fiyat artışlarının devam ettiğini vurguladı. Bayraktar, üreticilerin mağdur olmaması için mazot ve gübre başta olmak üzere tüm girdi fiyatlarının makul seviyelerde tutulması, mazot ve gübre desteklerinin artırılarak bir an önce üreticiye ulaştırılması gerektiğini belirtti.

Türkiye'de tatil çok mu pahalı? Haber

Türkiye'de tatil çok mu pahalı?

Turizmde yerli turist için en hareketli dönem olan bayram tatili geride kaldı. Tatilciler, enflasyonla birlikte pahalılaşan konaklama, yeme-içme ve eğlence sektörleriyle karşı karşıya. Özellikle deniz tatilinde fiyatlarda olağan dışı artış olduğunu savunanlar oldu. Beyaz yakalı olarak adlandırılan kesimden birçok kişinin de tatilini fiyatlar sebebiyle yurt dışında geçirdiği gözlemlendi. Fiyat artışlarının yabancı turist akışını nasıl etkilediği de merak konusu oldu. Gündemdeki tüm bu soruları turizmcileri yönelttik. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Akdeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Rıza Perçin ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Bodrum Bölge Temsil Kurulu Başkanı Yüksel Aslan, turizmdeki son durumu değerlendirdi. Yerli turistler için yaz döneminin en hareketli bölümü olan 9 günlük bayram tatili sona erdi. Enflasyonun etkisi turizmde de görüldü. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre fiyat artışları ortaya çıktı. Türkiye'de tatilin fazla pahalandığını savunup bu dönemi yurtdışında geçirenler de oldu. Döviz kurundaki artışla birlikte yabancı turistlerin ülkemize gelişini nasıl etkileyeceği sorusu da akıllara geldi. Turizmdeki son durumu sektörün içindekilere sorduk. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Akdeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Rıza Perçin ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Bodrum Bölge Temsil Kurulu Başkanı Yüksel Aslan, merak edilenleri yanıtladı. "TURİZMDE FİYATLARIN ARTMASI KADAR DOĞAL BİR ŞEY YOK" FİYATLARIN ENFLASYONA GÖRE ÇOK ARTTIĞI YÖNÜNDE TEPKİLER VAR. BUNA KATILIYOR MUSUNUZ? TURİZMDE SON DURUM NE? Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu: Fiyatların enflasyondan fazla arttığını düşünmüyorum. Ortalama fiyatlara bakıldığında; biliyorsunuz ihracatçı ve turizmcilerin gelirlerinin büyük bir kısmı döviz geliri. Dolayısıyla 6 aydaki döviz politikası gereği kurda büyük bir artış olmaması nedeniyle otelciler sabit maliyetlerini karşılayamayacak duruma geldiler. Enerji, istihdam ve yiyecek-içecek harcamalarını karşılayamayacak hale geldiler. Kur 28 lirayı bulduğunda bir parça karşılanabilir hale geldi. Gelirlerinin yüzde 90'ı döviz olan bir sektörde dövizin belli seviyede gitmesi turizmciyi kötü etkilemişti. Yerli turist kısmında da erken rezervasyon yapanlara, ilk fiyatlar kasım-aralıkta çıkıyor, çıkan fiyatlara bakınca ne kadar indirimli olduğunu görüyorsunuz. Yerli turistler de İngilizler, Almanlar gibi erken rezervasyon yapmaya başladı. Bununla ilgili öngörüsü olanların hepsi en indirimli fiyatlarla tatil yapıyorlar. Fiyatlar peyderpey yükseliyor. Erken rezervasyonun ne kadar önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Akdeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Rıza Perçin: Turizm aslında kötü gidiyor. Bunda fiyatların etkisi var mı? Tabii ki var. Enflasyon karşısında daha fazla arttı mı? Böyle bir şey yok. Turizm fiyatları en fazla yüzde 50-60 arttı. 20 gün önce kötü gidiyordu. Neden? Dolar artmadı. Biraz artış olunca bunu telafi etmiş oldu. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Bodrum Bölge Temsil Kurulu Başkanı Yüksel Aslan: Her şeyin fiyatı arttı. Turizm 52 sektörü besliyor. En büyük maliyeti personel ve enerji. Artması kadar doğal bir şey yok. Asgari ücret yüzde 400 artmış. Biz de personel çalıştırıyoruz. Hizmet sektörü olduğu için en büyük gider kalemi personel. Enerji ve gıda diğer büyük kalemler. Bunlara bakınca 1 senede zaten artış var. Turizmde fiyatların artması kadar doğal bir şey yok. Tatil alım gücü düştü bence de enflasyon nedeniyle. Yüzde 100'e yakın fiyat artışı vardır geçen yılla kıyaslayınca. "YABANCI TURİSTLERİN KENDİ ÜLKELERİNDE DE ENFLASYON VAR" FİYAT ARTIŞI YERLİ TURİSTLERİ ETKİLEDİ, YABANCI TURİSTLERİN TEPKİSİ NASIL? KAVALOĞLU: Yabancı turistlerin de kendi ülkelerinde enflasyonları var. Biz eskiden yüzde 5-yüzde 10 zam yapmak için çok uğraşırdık. Tur operatörleriyle görüşmelerimiz olurdu. Şimdi euro bazında da yüzde 15 ila yüzde 25 fiyat artırmak zorundayız. PERÇİN: Önceden bir paket satıyorduk bin dolara. Şu anda bin 600, bin 700 dolara satmak zorundayız. Çünkü fiyatlar arttı. Örnek veriyorum bir ürün 100 TL ise 300 TL oldu, 10 TL ise 30 TL oldu. Bazı ürünlerin fiyatları yüzde 150, yüzde 200 arttı. O yüzden otelciler de fiyat artırmak zorunda kaldı. Kesinlikle ekonominin üzerinde bir artış olmadı. ASLAN: Yerli turistten de şikayet var, yabancıdan da var. Rublenin dolar karşısında yüzde 50 değer kaybı var, Türkiye'de de dolar bazında artış oldu. Yüzde 20-30 minimum artış var dolar bazında. Yabancı turistin de alım gücü düştü. Sadece yerliyi etkilemedi fiyatlar. Talep azalmasını temmuz ayında görüyoruz özellikle. Temmuz-ağustos fiyatların en yüksek olduğu dönemdir, burada da fiyat dolayısıyla talep düşüş görüyoruz. "TÜRKİYE YERİNE AYNI PARAYA SEYŞELLER'E GİDEBİLİYORLAR" REKABET İÇİNDE OLDUĞUMUZ ÜLKELERDE DURUM NASIL? KAVALOĞLU: En önemli konu rekabet ettiğimiz ülkeler. Sadece pandemi döneminde fiyatlarımız bin doları geçti. Onda da fiyatların indirimli olduğu yerde turizm yoktu, o yüzden öyle göründü. 860-880 dolar civarındayız paket tur fiyatlarında. Artık günlük geceleme fiyatlarına bakıyoruz. İlk defa geçen sene 85 doları gördük. Rakibimiz olan ülkelerde gecelik fiyatlar 110 dolar civarında. İspanya, Fransa gibi ülkelerde... Biz bu sene 90 doları geçeceğiz gibi görünüyor. Fiyatlara da o şekil bakmak lazım. Mısır'la sadece sezonsal, çok az değiyoruz birbirimize. Mısır'la doğrudan rekabetimiz yok. Esas rakiplerimiz İspanya ve Yunanistan resort hotel olarak. Fransa'yı da Güney Fransa'dan dolayı örnek rakip olarak görüyoruz. Ulaşılması gereken hedef olarak görüyorum. PERÇİN: Sıkıntı diğer ülkelerle rekabette. Rusya'dan örnek vereyim; geçen sene bir otele bin dolara geliyordu, bu sene 1700 dolara geliyor. Ambargo yokken 2 saatte geliyordu, şimdi 4.5 saatte geliyor. Aynı paraya Dubai'de bir otele gidebiliyor, hiç gitmediği bir ülkeye gidebiliyor. Hatta Seyşeller'e gidebiliyor. O yüzden bizim rekabet ettiğimiz yerlerin avantajı oldu Türkiye'deki fiyatların yükselmesi. O yüzden birkaç ay çok zorlandık, hala da zorlanıyoruz. ASLAN: Yabancıların kendi içlerinde bir talep azalması olduğunu düşünmüyorum. Bizde talebi düşürdü. Bizim de farklı avantajlarımız var. Biz bu işi daha iyi yapıyoruz, daha iyi hizmet veriyoruz. Fiyat-fayda dengesi var, müşteri fiyatı bulduğu anda kayıyor. Yunan Adaları'nda şu anda Avrupalı turist çok fazla. Bizde o kadar Avrupalı yok, talep düşüklüğü var. Buna rağmen biz, bunun üstesinden gelebileceğine inanıyoruz. Biz çok badireler atlattık. "KURDAKİ ARTIŞ TURİZM İÇİN POZİTİF" DÖVİZ KURUNDAKİ ARTIŞ TURİZMİ NASIL ETKİLEDİ? KAVALOĞLU: İhracatçılar ve turizmciler kurun belli bir seviyenin üstünde olmasını ister. Bazı sabit maliyetlerini o kur artışıyla karşılamaya çalışırlar. Şu anda kurun geldiği nokta yeterli bizim için. Biz bu ülkenin vatandaşlarıyız, kendi paramızın değerinin ne demek olduğunu da biliyoruz. Şu anki seviye yeterli bir seviye. PERÇİN: Kur artması konusunda bir gerçek var; kur ne kadar artarsa turizm o kadar iyi oluyor. Örneğin 10 dolarla 10 gram bir şey alabiyorken, şimdi 16-17 gram bir şey almaya başladık. Maliyetleri düşürdü yani. Turizm için şu anki kur pozitif etki ediyor. ASLAN: Kurun artmasını turizmci bekliyordu. Giderler artıyor, birçok kalem dövize bağlı. Gelir artışında da döviz artışı bekliyoruz. Bence henüz yeterli seviyede değil döviz kuru. Daha da artmasını bekliyoruz. "500 TL'YE DE LAHMACUN VAR, 20 TL'YE DE VAR" OTELLER DIŞINDA RESTORAN, KAFE, HEDİYELİK EŞYA SATAN DÜKKANLARDA OLAĞAN DIŞI ARTIŞLAR YAŞANDIĞI VE BİR 'FIRSATÇILIK' YAPILDIĞI YÖNÜNDE ELEŞTİRİLER VAR. BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? KAVALOĞLU: Fiyatlar konusunda bir fırsatçılık olduğunu düşünmüyorum. PERÇİN: Fırsatçılık yok. İnsanlar hem ülkesini düşündüğü için, turizmde geleceği düşündüğü için makul seviyelerde artış oldu. ASLAN: Bodrum özelinde; burada 12 ay açık olan mekanlar var, 3 ay açıp kapatıp gidenler var. Bu 3 ay çalışanlar, Bodrum ekonomisine bir yararı yok. Vergisini de Bodrum'a ödemiyor. Bunların arasında fırsatçılar diyebileceğimiz kişiler olabiliyor. Ne koparırsam kardır diye bakanlar olabiliyor. Bir şişe suyu 10 TL'ye de alabiliyorsunuz, 50 TL'ye de alabiliyorsunuz. 50 TL'ye satana sorunca 'kiram yüksek, giderim yüksek' gibi şeyler söylüyorlar. Bunu fırsatçılık olarak nitelendiriyorsak bu bir fırsatçılık. Tüketicinin de elinde bu. Lahmacun 500 TL gibi haberler çıkıyor, istersen var 500 TL'ye ama Bodrum'da 20 TL'ye de var. Fırsatçılara imkan tanımamak lazım. "VİZESİZ ÜLKELERE GİDENLERDE ARTIŞ OLDU" BEYAZ YAKALI OLARAK ADLANDIRILAN KESİMİN TÜRKİYE'Yİ PAHALI BULARAK YURTDIŞINA KAYDIĞI YÖNÜNDE YORUMLAR VAR. BU DOĞRU MU? KAVALOĞLU: Yunanistan'a gidenler hep vardı. Talebin arza ikazıdır bu. Yunan adalarına gitmeyin, KKTC'ye gidin diyorum ben. Hem kendi paranla gidiyorsun. Oda-kahvaltı kalıyorsun, dışarıdaki harcamaların daha düşük olduğunu savunuyorlar. Bazı adalar için doğru, bazı adalar için doğru değil bu. O Adalara gitme fırsatı olanlar zaten gidiyordu. Avrupa Birliği ülkeleri pandemi döneminde iyi bir sınav veremedi. Birbirlerine tam anlamıyla destek olamadılar. Pandemis sonrasında özellikle turizmde iç turizm gibi görüyorlar AB içindeki turizmi. Bu konuda Yunanistan'ı öne çıkarıyorlar. PERÇİN: Bence artış yok. Vize sorunu var, Türkiye'ye uygulanan bir ambargo var özellikle 2-3 ayda. Her zaman konser veren bazı sanatçılar bile vize alamadı. Yurtdışında tatile giden yeni bir dalga yok. Mevcut vizeliler gidebiliyor tabii. Vize istemeyen Balkan ülkeleri var, oralara gidiş biraz arttı. Biz hep çağrı yapıyoruz, tatilinizi lütfen Türkiye'de geçirin diye. Keşfedilmemiş çok güzel yerler var, vizesiz gidilen ülkelerden çok daha güzel destinasyonlarımız var. Örneğin Demre gibi, Kaş gibi yerler var. En azından gitmediğimiz yerlere gidelim diyoruz. ASLAN: Bayramda vizesiz ülkelere; Gürcistan gibi Karadağ gibi ülkelere gidenlerde bir artış oldu. Bayramda iç pazarda fiyatlar çok yüksek dışarıya göre. İnsanlar hem farklı bir yer görelim hem de fiyat olarak daha az ödeyelim diye gidenler oldu. Turlar full çekti. İç pazarda ortalama konaklama 4-5 gece iken şu an 3 geceye düştü. TÜİK'E GÖRE FİYATLAR NE KADAR ARTTI? Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı 'Tüketici Fiyat Endeksi, Haziran 2023' verilerine göre; 'Paket Turlar' kaleminde geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 42.64, 'Konaklama'da yüzde 44.02, 'Oteller, Pansiyonlar ve Diğerleri'nde ise yüzde 58.87 artış yaşandı. OTELLERİN MALİYETİ NE KADAR YÜKSELDİ? Turizm Databank'ın TÜİK verilerinden hareketle yaptığı tahmine göre, otellerde yiyecek-içecek maliyetleri reel olarak yüzde 59,6 yükseldi. Yiyecek-içecek+enerji maliyetleri reel olarak yüzde 74,56 yükseldi. Artış F&B+Enerji+parsonelde de yüzde 67,3 oldu. En yüksek artış da yüzde 104 ile enerjide. İNGİLİZLER FİYATLARDAN ŞİKAYETÇİ: GİRİT'TE YÜZDE 25, MALLORCA'DA YÜZDE 21 FİYAT ARTIŞI VAR İngiliz basınından Daily Mail, geçtiğimiz günlerde Avrupa'da tatil yapmanın maliyetinin artışıyla ilgili bir haber yayınladı. Haberde Yunanistan'da Girit Adası'nda yüzde 25, İspanya'da bulunan Mallorca'da yüzde 21, Tenerife'de ise yüzde 22 fiyat artışı yaşandığı belirtildi. Bir tur pazarlama platformunun verilerinden yararlanılan haberde; her şey dahil tatil paketleri üzerinden rakamlara yer verildi. İngilizler için en popüler destinasyonlar olan İspanya, Türkiye, Yunanistan, Portekiz ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki fiyatlar okuyuculara sunuldu. Bu 5 destinasyonda ortalama yüzde 12 fiyat artışı yaşandığı kaydedildi. Yaz tatillerinin artan maliyetinin, artan enerji maliyetleri, mortgage oranları ve gıda alışverişi nedeniyle yükselen enflasyonun vurduğu nakit sıkıntısı çeken Britanyalılar için daha fazla acıya işaret ettiği belirtildi. 'Beş destinasyondaki ortalama fiyat, salgın öncesi seviyelere kıyasla yüzde 30'dan fazla artarak 2019'dan bu yana genel enflasyon oranının çok üzerinde seyrediyor' denildi. HANGİ NOKTADA NE KADAR ARTIŞ OLDU? Daily Mail'in haberinde yer verilen fiyat artışları şöyle: İspanya'da Ağustos 2023 için ortalama tatil ücreti kişi başı 926 sterlin oldu, geçen Ağustos ayındaki 808 sterline kıyasla 118 sterlinlik bir artış söz konusu. Türkiye'de bu rakam 89 sterlinlik bir artışla 902 sterlinden 991 sterline yükseldi. Yunanistan'da kişi başı ortalama tatil maliyeti 124 sterlin artarak 974 sterlinden 1.098 sterline, Portekiz'de ise 51 sterlin artarak 949 sterlinden 1.000 sterline yükseldi. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde ise bu rakam 93 sterlin artışla 1,060 sterlinden 1,153 sterline yükseldi. Meksika tatilleri kişi başı 126 sterlin artışla 1,656 sterlinden 1,782 sterline; Mısır tatilleri ise 100 sterlin artışla 1,135 sterlinden 1,235 sterline yükseldi. Bulgaristan, analiz edilen on destinasyon arasında en ucuz seçenek olmaya devam ediyor, ancak bu seçenek de 96 sterlin artarak 746 sterlinden 842 sterline yükseldi. Bu arada Birleşik Arap Emirlikleri, 260 sterlinlik artışla 1,426 sterlinden 1,686 sterline yükselerek on yer arasında parasal olarak en fazla artış gösteren ülke oldu. Fas da 204 sterlinlik keskin bir artışla 755 sterlinden 959 sterline yükseldi. Kaynak : Habertürk

81 ilde konut fiyatları zirve yaptı Haber

81 ilde konut fiyatları zirve yaptı

İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde konut metrekare satış fiyatları ve kira bedelleri zirve yıllarım yaşıyor. Bunda artan inşaat maliyetleri, konut arzının azalması, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan konutlar nedeniyle oluşan talep, artan deprem korkusu sonrası artan yeni konut talebi, kentsel dönüşüm çalışmaları nedeniyle yıkılan binalardan kiraya çıkanların oluşturduğu talep gibi pek çok faktör etkili oluyor.  11 - 24 Haziran 2023 tarihli sayıdan Endeksa.com'un Ekonomist Dergisi'ne özel yaptığı çalışmayla Türkiye'nin 81 ilindeki konut metrekare satış fiyatları ile kiralarının son üç yıllık değişimini mercek altına aldık. Ükemizde ve dünyada gayrimenkul piyasasında konut satış fiyatları ve kiralar zirve yıllarım yaşıyor.  Pandemi döneminde başlayan konut arzının talebin gerisinde kalma eğilimi artan inşaat maliyetleri ve ekonomideki daralma nedeniyle günümüzde de devam ediyor. Üstüne 6 Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketlerinde 11 ilimizdeki konut stokunun yok olması ülkemizdeki yıllık 800 binlik standart konut talebi kadar yeni bir talep artışına neden oldu.  Rusya-Ukrayna savaşı sonrası ülkemize yoğun talep gösteren Rus ve Ukraynalıların ve başka ülkelerden gelen mültecilerin talebi de eklenince gayrimenkul piyasasının dengeleri iyice bozuldu. Deprem korkusu nedeniyle insanların evlerinin kentsel dönüşüme girmesine yönelik girişimleri de yeni konut talebini artırıyor. Böyle bir dönemde konut satış fiyatlarında ve kira fiyatlarında kısa vadede bir düşüş beklenmiyor. Dijital değerleme platformu Endeksa.com'un Ekonomist Dergisi'ne özel yaptığı Türkiye'nin 81 İlinde Konut Satış Fiyatları ve Kiralar konulu araştırmasıyla, Türkiye genelinde konut metrekare satış fiyatları ile kiraların son üç yıllık değişimini mercek altına aldık.  Yapay zekâ ve büyük veri analizi yöntemlerini kullanarak elde edilen Endeksa verilerine göre, Türkiye genelinde Nisan 2023 itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 132 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama konut satış fiyatı 18 bin 140 TL /m2, ortalama konut fiyatı 2 milyon 358 bin 200 TL oldu. Satın alınan bir konut yatırımının ortalama geri dönüş süresi ise 16 yıl olarak ölçüldü. AKDENİZ BÖLGESİ ZİRVEDE Türkiye genelindeki satılık konut değer değişiminin son üç yıllık analizinde ise Akdeniz bölgesi zirveye oturdu. 2020-2023 döneminde en yüksek satılık konut değer artışı yüzde 859,3 ile Antalya'da görülüyor. Son bir yılda yüzde 140 oranında bir değer artışına sahip olan Antalya'da 2020'de konut satış fiyatı 2 bin 689 TL/ m2 olurken, bu rakam günümüzde 25 bin 796 TL/m2 seviyesine yükseldi.  Aydın son üç yıl içerisinde yüzde 742'lik artışla ikinci sırayı alırken, güncel konut satış fiyatı 22 bin 927 TL/m2 oldu. Üçüncü sırayı alan Mersin'de satılık konut değer değişimi son üç yılda yüzde 713,2, son bir yıllık değişim 121,3 olurken güncel birim fiyatı 15 bin 213 TL/m2'ye ulaştı. Ancak Aydın'ın son bir yıldaki artış oranı Antalya ve Mersin'den daha düşük, yüzde 87,5 oranında seyrediyor. Endeksa CEO'su Görkem Öğüt, Türkiye genelinde son üç yıllık dönem satılık konut fiyatları analiz edildiğinde sırasıyla Antalya, Aydın ve Mersin'de en yüksek değer artışlarının yaşandığını vurguluyor. Öğüt, geçtiğimiz yıl yaptığı değerlendirmelerde Akdeniz kıyı şeridinde 'nispeten ulaşılabilir' olarak ifade ettiği Mersin'i son dönemdeki artışlarla 'ulaşılması zor' hale geldiğini söylüyor. ÜÇ BÜYÜK İLDE SON DURUM Endeksa verilerine göre, Türkiye'nin üç büyük ili Ankara, İstanbul ve İzmir'deki konutların bir yıllık değer artışlarına baktığımızda, Ankara yüzde 138 artış ile birinci sırada yer alıyor. Ankara'da ortalama konut satış fiyatı 13 bin 622 TL/m2, ortalama konut fiyatı 1 milyon 770 bin 860 TL.  İstanbul'da konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 120, ortalama konut satış fiyatı 28 bin 57 TL/m2, ortalama konut fiyatı 3 milyon 252 bin 906 TL seviyesinde. Yıllık satılık değer artış oranında İstanbul'u geride bırakan İzmir'de ise yıllık değer artışı yüzde 127, ortalama konut satış fiyatı 23 bin 306 TL/m2, ortalama konut fiyatı 2 milyon 897 bin 750 TL oldu. Konut satışlarının önemli bölümünün yabancılara yapıldığı Antalya'da geçtiğimiz yıl da görülen yüksek ilgi bu yıl da artarak devam ediyor. Güncel verilere göre, Antalya yabancıya satışta bin 24 konut ile birinci sırada.  Antalya'yı 792 konut satışı ile İstanbul, 186 konut satışı ile Mersin izliyor. Yabancıya satışların yanı sıra yaşanan deprem felaketi sonrası özellikle Mersin'e deprem bölgesinden yoğun bir akış oldu. Mersin'de yazlığı ya da ikinci evi olan vatandaşlar da bu dönemdeki ilgi sebebiyle konutlarını satma eğiliminde. KİRALAR ARTIYOR Öğüt, Türkiye genelindeki kiralık konut piyasasına bakıldığında ev sahiplerine kiracılarına yönelik getirilen yüzde 25'lik kira zammı üst sınırının gerçek piyasa değerlerine yansımadığına dikkat çekiyor. Öğüt, "Kira verilerini bölge bazlı incelemek daha sağlıklı olabilir.  Bu noktada deprem bölgesi ve diğer büyük şehirler gibi bir ayrım ile yaklaşabiliriz. Deprem ve depremden etkilenen bölgelerde kiralık konut stok oranının da düşmesinin etkisiyle kira değerleri kendi normallerinden yüksek seviyelerde gözleniyor" diyor. Endeksa, değerleme yaparken geçmişteki emsalleri günümüze getirerek değerlemeye dahil ediyor, bölgedeki değer artışına göre eski emsaller günümüz fiyatlarına getirilerek değerleme yapılıyor.  Trend gibi güncel verilerin kullanıldığı bölümlerde ise var olan emsallere göre daha az emsalle işlem yapılıyor, gerekli filtreler uygulanarak tutarsız veriler eleniyor, Endeksa sonuca güvenmediği takdirde trendi göstermiyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde 11 kentte bazı bölgelerde stoklar azaldığı için sonuç üretiminde zorlanılan yerler var. Endeksa deprem sonrası bu bölgeler için özel bir değerleme yaptı. Endeksa verilerine göre son bir yılda en çok kiralık değer artışı görülen ilk altı ilimiz sırası ile; yüzde 317 ile Malatya, yüzde 284 ile Hatay, yüzde 241 ile Adıyaman, yüzde 239 ile Erzincan, yüzde 236 ile Kırşehir ve son olarak yüzde 221 ile Kahramanmaraş oldu.  Kiralık konut piyasasında beş büyük ilimizi incelendiğinde, başkent Ankara'da son bir yıldaki kira artış oranı yüzde 215, son üç yılda yüzde 641 olarak ölçüldü. Güncel kira birim değeri 88,33 TL/m2 olan Ankara'yı; Bursa yüzde 185, İzmir yüzde 128, İstanbul yüzde 124 ve Antalya yüzde 77 seviyelerindeki yıllık kira artış değeri ile takip etti. FİYAT ARTIŞLARI SÜRECEK Türkiye gayrimenkul piyasasında kiralık ve satılık konutlarda değer artışının devam ettiğine dikkat çeken Öğüt, "Burada yakın dönemdeki artışın da sebebi olan baş aktör; inşaat maliyetlerinin artmasıyla oluşan arz eksikliği, yani konut üretiminin yetersiz kalması. Ek olarak enflasyon sebepli alım gücü düşüşünün etkileri de belirgin olarak görülmeye devam ediyor" diyor. Öğüt'e göre, konut piyasasındaki arz talep dengesini sağlayabilmek ve fiyatların seyrinin normalde dönebilmesi için atılması gereken ek adımlar şöyle: "Düzenlemelerle gayrimenkul bir yatırım aracı olmaktan çıkarılmalı. Kredi sınırı ile ikinci, üçüncü, dördüncü konutta daha yüksek tapu vergileri gibi uygulamalar yapılabilir. Dünya'da da birçok örneğinin görüldüğü bu uygulama yatırımcıların farklı alanlara yönelmesini sağlayacaktır.  Örneğin 2019 başından bugüne İstanbul'da gayrimenkul fiyatları yaklaşık yüzde 585'e yakın arttı. Ancak dövizde bu rakam yüzde 262. Yine İstanbul'da son bir yıldaki satılık konut değerlerindeki artış oranı yüzde 120. Rakamlar da artık insanların dövizden ziyade gayri-menkule yöneldiğini gösteriyor. Bu yatırım dalgası da gayrimenkul fiyatlarını artırıyor." DEPREM SATIŞLARI ETKİLEDİ Konut satışlarında bir durgunluk söz konusu. Satılıklara ulaşamayan vatandaşların kiralıklara yönelmesi bir etken. Bu da fiyatları yukarı doğru çeken parametrelerden biri. Bu durumu fırsatçılığa çeviren, faiz, enflasyon, döviz artış oranıyla kirayı aydan aya artıran ev sahipleri de burada etkin.  Yüzde 25'lik artışı korumak isteyen kiracılar da evlerden çıkmak istemiyor, bundan dolayı da kiralık konut bulmak zorlaşıyor ve kira değerleri de yükseliyor. İlk konutun ardından alınacak diğer konutlar için kredi alımını zorlaştırılması öneriliyor. Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketi 11 ilimizde yıkıma ve can kayıplarına neden olurken tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Ülke çapında seferberlik ilan edildi, güneydoğudan kuzeye, batıya kadar ülkenin çeşitli kentlerine doğru göç yaşandı.  Depremin ve sonrasında gerçekleşen göçün uzun dönemli etkileri yaşanarak öğrenileceğine dikkat çeken Eva Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, Türkiye genelinde deprem sonrasındaki bir ayda kiralık konut stokunun yüzde 30 eridiğini, bir ayda yaklaşık 30 bin konut kiralandığını söylüyor. Yazıcı, "Normalde kiralıkta kış dönemi konut stoku erimez az da olsa bir miktar artardı, ayrıca deprem öncesindeki altı ayda kiralama hızı fiyatlar nedeni ile durağanlaşmıştı. 6 Şubat'ta yaşadığımız felaketten sonra büyük göç dalgası bu konudaki dinamikleri değiştirdi. Göçün en fazla hareketlendirdiği iller ise; Ankara, Antalya, Mersin olurken, sonraki aşamada Elazığ, Kayseri ve Muğla oldu" diyor. GÜVENLİK ENDİŞESİ Deprem sonrası insanlar oturduğu binaların güvenliğinden ciddi şekilde endişe ediyor. Ancak yüksek kiralar nedeniyle eylemde bulunamayan yüzbinler var. Acilen önlemler alınması gerekli. Kira artışlarına sınırlama getirildi ancak uyan yok, taciz usulü artış kavgaları devam ediyor.  Kiracılar bu sınırlamalara rağmen evlerinden çıkmaya mecbur bırakılırken, ev sahibi kiracı ilişkilerinde gerginlikler hatta ağır şiddete varan gelişmeler yaşanıyor. Sektör temsilcileri, artık bu sorunların hızla çözümlenmesi gerektiğini belirtirken, gayrimenkul ihtisas mahkemelerinin kurulması ve kira davalarının çözümleme sürelerinin acilen 2-3 aya çekilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2022'de yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 24 bin 953 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul'u sırasıyla 21 bin 860 konut satışı ile Antalya, 4 bin 316 konut satışıyla Mersin izledi. En çok satış Rusya vatandaşlarına yapıldı. YABANCIYA SINIR Yabancıya konut satışının toplam satış içindeki payı 2018'de yüzde 2,88 iken günümüzde yüzde 5'e yaklaştı. Yılda 67 bin adet yabancı satışı var ve bu rakamın artış hızının artık azalması gerektiğine vurgu yapılıyor. Körfez bölgelerinden gelen aileler ortalama 5 kişiden oluşuyor.  400 bin dolara mülk alan 5 nüfuslu bir aileye kişi başı ortalama 80 bin dolara Türk vatandaşlığı verilebiliyor. Yabancı alımları piyasa fiyatlarını yükseltirken, piyasa fiyatına ilave edilen komisyon bedeli ile fiyatların daha da yukarı çekildiği ve bu rakamların çevre mülklere emsal olduğu ifade ediliyor. Yabancıya satışta tekrar 1 milyon dolar sınırının getirilmesi gerektiğini vurgulayan Cansel Turgut Yazıcı, "Gelmek isteyen ve parası olanlar gelir ve yine toplam rakama az kişi ile toplanır ama nüfus içindeki sayıları bu kadar artmaz.  Yabancılara yapılan satışlar nedeniyle gayrimenkul ve kira fiyatlarının olması gerekenin üstünde ivmelendiğini görüyoruz, bu sonuç asla göz ardı edilmemeli" uyarısında bulunuyor. Öte yandan kentsel dönüşüm sürecinden bina yıkılmadan ruhsat prosedürü başlayamıyor ve bu da 8-9 ay sürüyor. Bu sürede ev sahipleri bina yıkılsın diye kiraya taşınmış oluyor.  Prosedürler iyileştirilip bina yıkılır yıkılmaz inşaatın başlanmasını sağlayacak bir metot geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Yazıcı, "Böylece kiralık ev ihtiyacında biraz rahatlık sağlanıp kira yardım desteği ve yükü azaltılabilir" diyor. EZBERLER BOZULDU Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeler gayrimenkulde ezberleri bozdu. Önce Suriye'de daha sonra Ukrayna'da yaşanan savaş göç dalgasını başlattı, deprem felaketi ise ülke içinde ayrı bir göç hareketliliğine sebep oldu.  Fiyatlar bazı bölgelerde astronomik derecede artarken bazılarında düşüşe geçti, kiracı ev sahibi anlaşmazlıkları zirve yaptı, arsalara yönelik talepler arttı, yatırım amaçlı gayrimenkul alımları farklı yatırım araçlarına yöneldi. Emart Gayrimenkul Kurucusu Arzu Turan, "Gay-rimenkulde özellikle deprem sonrası öyle hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz ki artık sektörün tek bir doğrusu yok" görüşünü dile getiriyor.  Turan'a göre kiracılarla yaşanan problemler, bankaların faiz oranları, döviz kuru ve hatta aidatlardaki artışlar bile gayrimenkul sahiplerinin ve bu alandaki yatırımcıların alışkanlıklarını değiştirdi.  Eskiden konut alıp kira geliri elde etmeyi düşünenlerin şimdilerde arsaya yöneldiğini ifade eden Turan, "Bazı bölgelerde yüksek katlı binalarda fiyatlar düşüyor, bazılarında artıyor.  Boş evi olan kiraya vermezken, evini kiraya vermek isteyen kiracı bulamayabiliyor. Ev sahipleri kiracılardan, kiracılar ev sahiplerinden dert yanıyor" diye konuşuyor.   TSKB GAYRİMENKUL DEGERLEME GM. MAKBULE YÖNEL MAYA “FİYAT ARTIŞ HIZI DÜŞECEK” “Önümüzdeki dönemde satis ve kira rakamlarinda artis hizinin düsmesini bekliyorum. Her ne kadar yeni konut üretiminde önemli miktarda azalma görsek de konut satis rakamlarinin geldigi seviye itibariyla ortalama hane halki gelirinin de artmadigi bir ortamda konuta erisilebilirlik zorlasacaktir. Kiralamada ise yüzde 25’lik kira sinirinin devam etmesi özelikle yatirim amaçli konut alimlarinda yavaslatici etki yapacaktir.” ANT YAPI YKB. MEHMET OKAY “KONUTA ULAŞIM KOLAYLAŞTIRILMALI” “Pandemide baslayan süreç ve sonrasindaki ekonomik gelismeler nedeniyle insanlarin tasarruflari azaldi ve satin alma güçleri zayifladi. Konut tarafinda da yükselen konut üretim maliyetleri, yüksek arsa fiyatlari gibi çesitli nedenlerle arzin azalmasiyla konut fiyatlari yükselise geçti. Piyasada arz-talep dengesi bozuldu. Insanlarin alim gücü azalmasi nedeniyle su anda lüks konutlar satiliyor.  Devlet ve belediyelerin eli olmayinca, müteahhitlerin ürettigi konutlar ne yazik ki orta ve dar gelir grubuna ulasamiyor. Arsa sübvansesi, insaat maliyetlerinin enflasyonla düsürülmesi ve uzun vadeli düsük faizli kredi sunulmasi ve gelirinin artmasiyla konuta ulasim kolaylasacaktir. Kentsel dönüsüm konusunda devletin açikladigi yarisi bizden dönüsüm kampanyasi da önemli bir ihtiyaca yanit verecek bir uygulama olacak.” TAHİNCİOĞLU GAYRİMENKUL YKB. ÖZCAN TAHİNCİOĞLU  “ARZ VE TALEP DENGELENMELİ” “Türkiye’de son yillarda konut fiyatlarinda hizli bir artis gözlemliyoruz. Türkiye genelinde konut piyasasinda önümüzdeki dönemde kiralik/satilik fiyatlarinda yükselisin sürmesi beklenebilir. Ancak talep ve kredi kullanim rahatliginin kaybedilmesi nedeniyle, konut fiyatlardaki artis hizi yavasladi. Burada alti çizilecek husus ise fiyatlarin düsmedigi, sadece artisin/büyümenin yavasladigidir.  Gayrimenkul piyasasinin dengelenmesi için arz talep dengesinin yerine oturmasi ve ekonomik istikrarin saglanmasi gerekir. Gayrimenkul piyasasini etkileyen faktörlerin olumlu yönde gelismesini saglayacak regülasyonlar ve devletin açikladigi sosyal konut projeler, konut arzini artirarak konut piyasasina bir dengeleme süreci yasatabilir.” EVA GAYRİMENKUL DEGERLEME GM. CANSEL TURGUT YAZICI “HIZLI ÇÖZÜM BİLE YILLAR SÜRECEK” “Kira degerleri barinma sorunu büyüdükçe daha da artiyor. Barinma artarak devam eden bir sorun olurken, en hizli çözümlerin bile gerçeklestirilmesi 2-3 yil sürecek. Ev sahipleri de haksiz degil. Birçogu kira geliri ile geçiniyor, her iki taraf için de denge unsuru olusturulmali.  Gayrimenkul Piyasalari Kurulu kurulmali, bu kurul tüm düzenlemeleri organize etmeli, yakin orta ve uzun vadeli sektörel planlamalar yaparak ilgili kurumlarla direkt koordinasyon saglamali. Örnegin; Adalet Bakanligi ile gayrimenkul davalarini çözerken, bankalarla kredilendirme sistemini, Maliye Bakanligi ile kira iratlarin alinacak vergilendirme sistemini gelistirmeli. Yabancilara satis ve kiralamada gelismeleri yöneterek, kiralanan her mülkün kime ne kadar süre ile kiralandigi kayit altinda olmali ve sebepsiz artislarin önüne geçilmeli.” PASİFİK GYO YKB. FATİH ERDOĞAN “BEKLEME DÖNEMI BİTTİ” “Piyasada denge bozuklugunun artik dengeye oturdugunu düsünüyorum. Satis tarafinda bekleme dönemi bitti. Piyasada önümüzdeki dönemde dalgalanmalar olsa da piyasa bu seviyelerde devam edecektir. Tüketici deprem felaketi sonrasinda zemini saglam bölgelerde güvenilir firmalarin yaptigi projelere yöneliyor.  Etiler girisindeki Next Level Istanbul, Kemerburgaz bölgesindeki Next Level Kemer ve Next Level Country projelerimiz zemini saglam bölgelerde olmalari nedeniyle tercih ediliyor. Tüm projelerimizde beton kalitesine çok dikkat ediyoruz. Deprem sonrasi sektör tarafindan beton ve demir kalitesi daha yukarilara çekilmis durumda.” KENTSEL DÖNÜŞÜM UZMANI MİMAR DR. NİHAT SEN “GÜVEN ORTAMI OLUŞMALI” “Türkiye’de piyasa sartlarindan, insaat maliyetlerini yükselmesi ve arzin talebi karsilayamamasi nedeniyle konut fiyatlarinda sagliksiz bir ortam söz konusu. Konut fiyatlarinin yükselebilecegini düsünüyorum. Kiralik konutta da arz talebi karsilamiyor.  Bu nedenle Türkiye’de özellikle gayrimenkul sektöründe yeni bir is anlayisinin ve modelinin hayata geçirilmesi lazim. Kira fiyatlarinin ve gayrimenkul fiyatlarinin düsmesi için gayrimenkul üretimi yapan firmalara tesvikler, muafiyetler getirilmeli. Uzun vadeli kiralama yapabilecek insaat modellerine yönelik tesvikler olabilir. Böylece bir süre sonra fiyatlar dengeye oturacaktir. Ama her seyden önce güven verici bir ortam olusmali.” AE MİMARLIK YKB. AHMET ERKURTOĞLU “KİRA BEDELLERİNDE DÜŞÜŞ BEKLEMEYİN” “Fahis bir sekilde artan konut kiralarinin en büyük nedenlerinden biri kentsel dönüsüme giren binalardaki mal sahiplerinin yeni binalara tasinmasi ve vatandaslik için ülkemizden konut satin alan yabancilarin konutlarini kiraya vermesi. Özellikle Istanbul’da kentsel dönüsüm devam ettigi sürece konutlarda kira bedelleri su anki noktadan geriye dönmeyecektir.  Ekonomimiz düzelirse konut fiyatlari su anki konumunu korur ancak semtlere göre bir rayiç oturdugundan kira bedellerinin düsmesini beklemek bir hayal olur. Insaat maliyetleri genellikle dövize endeksli oldugundan dolayi ekonomimiz düzelir ve döviz sabit durursa konut fiyatlarinda yükselme olmayabilir ancak fiyat düsüsü beklenmemeli.” VESEN YKB. MUHİTTİN PALAZOĞLU “FİYATLAR YÜZDE 40 ARTACAK” “Yüksek faizler nedeniyle bir durgunluk olsa da artan kiralar ve düzenlenen kampanyalardan dolayi satislar artacaktir. Artan malzeme ve isçilik maliyetlerden dolayi fiyatlarda ortalama yüzde 40 seviyelerinde bir artis öngörüyoruz. Konut ihtiyacinin sürmesi sebebiyle seçimin ardindan bir ivmelenme yasanacaktir.  Ertelenmis satin alma talepleri artacak. Yatirimlarini dolar ve altinda degerlendirenler gayrimenkul alacaktir. Seçim sonrasinda, okullarin kapanis dönemi, sezon olarak yaz dönemine giris olmasi nedeniyle, satis sezonu anlaminda ilk aylarda bu yükselisi hizli ivmeyle göstermeyecektir. Yilin devaminda olusturulacak banka seçenekleri, ödeme plani kampanyalari vs. bu süreci belirleyecektir.” PROJEKSPERT GAYRİMENKUL KURUCUSU EMEL AKBAŞ “EKSPERTİZ RAPORU ZORUNLU OLMALI” “Konut fiyatlarinin dengelenmesi için öncelikle arz talep dengesi yakalanmali. Arzdaki azalma nedeniyle mevcut gayrimenkullerin fiyatlari -her ne kadar son 3 ayda resesyon yasansa da- hizla artmaya devam ediyor. Fiyati dengelemek için arza hiz verip gayrimenkul ediniminde kredilendirmenin önü açilmali. Fiyatlari dengelemenin bir diger yolu denetim.  Yabancilarda oldugu gibi Türk vatandaslarinin satislarinda da ekspertiz raporunun zorunlu tutulmasi ve satis fiyatlarinin eksperiz raporuna göre +- %20-25 bandina göre sinirlanmasi da fiyat balonunun önüne geçecektir. 2023’ün ikinci yarisinda fiyatlardaki artisin TL bazinda devam edecegini, döviz bazinda geri gelecegini düsünüyorum.” ENDEKSA CEO’SU GÖRKEM ÖGÜT YÜZDE 25 SARTI PİYASAYA YANSIMADI” “Türkiye genelindeki kiralik konut piyasasina genel bir bakis attigimizda, ev sahiplerine kiracilarina yönelik getirilen yüzde 25 oranindaki kira zammi üst sinirinin gerçek piyasa degerlerine yansimadigini görüyoruz. Deprem ve depremden etkilenen bölgelerde kiralik konut stok oraninin da düsmesinin etkisi ile kira degerleri kendi normallerinden yüksek seviyelerde gözleniyor.  Endeksa verilerine göre, son bir yilda en çok kiralik deger artisi görülen ilk üç ilimiz sirasiyla Malatya yüzde 317 Hatay yüzde 284, Adiyaman yüzde 241 oldu. Kiralik konut piyasasinda Ankara hem bir yillik hem de üç yillik kiralik deger artis oranlarinda birinci olarak göze çarpiyor. Yakin dönemde Türkiye konut piyasasi için hazirladigimiz Endeksa Konut Satin Alinabilirlik Endeksi çalismamizi da sundugumuzda daha detayli olarak bu seviyelerdeki degisimi gözlemleyebilecegiz. Yine de bu etkenlerden bagimsiz olarak konut piyasasindaki arz talep dengesini saglayabilmek ve fiyatlarin seyrinin normale dönebilmesi için atilacak ek adimlarin oldugunu düsünüyorum.” Kaynak : Ekonomist

Sayfiyelere kaçış hızlandı: Son 3 yıldaki fiyat değişimleri Haber

Sayfiyelere kaçış hızlandı: Son 3 yıldaki fiyat değişimleri

Kahramanmaraş depremleri sonrasında tetiklenen deprem korkusu sayfiyelere olan ilgiyi artırdı. Pandemiyle hayatımıza giren uzaktan çalışma modelinin devam etmesi, köprüler ve otoyollarla ulaşımın kolaylaşması sayfiyelere olan göçü hızlandırdı ve birçok insan sayfiyelerde yazlık kiralıyor ya da satın alıyor. Bu durum da sayfiyelerin altın çağını yaşamasına neden oluyor. Endeksa.com'un Ekonomist Dergisi'ne özel olarak yaptığı Yazlık Bölgeler Araştırması ile 2020-2023 döneminde sayfiyelerdeki kiralık ve satılık fiyatlarında yaşanan değişime mercek tuttuk. 14 - 27 Mayıs 2023 tarihli sayıdan Dünyamız ciddi bir değişim, dönüşüm sürecinde. Pandemideki kapanmalar ve sonrasında yaşanan deprem, sel gibi felaketler insanların hayatlarını sorgulamalarına neden oluyor.  Özellikle İstanbul gibi deprem riski yüksek, konut stoku çürük olan büyük kentlerde yaşayanlar esnek çalışmanın sunduğu fırsattan yararlanıp sayfiyelere göç ediyorlar. Yaşanan yoğun göç nedeniyle sayfiyelerde gayrimenkul fiyatları ve kiraları hızla yükseliyor. Yaz mevsiminin yaklaştığı şu dönemde Ege ve Akdeniz kıyıları başta olmak üzere yazlık bölgelere olan talepte ciddi bir artış gözleniyor.  Gelişmiş altyapıları, ulaşım olanakları, pandemide oluşan yoğun göçe karşı hızlı uyum sağlayabilme kapasiteleriyle öne çıkan Bodrum, Çeşme, Alanya ile Mersin, Balıkesir'de Edremit ve İstanbul'da Şile gibi sayfiyelere yönelik bir hareket söz konusu.  Bu hareketlilikten yola çıkarak teknoloji odaklı değerleme platformu Endeksa. com'un Ekonomist Dergisi'ne özel olarak yaptığı Yazlık Bölgeler Araştırması ile sayfiye bölgelerinde 2020-2023 döneminde kiralık ve satılık fiyatlarında yaşanan değişime mercek tuttuk. ÜÇ YILLIK DEĞİŞİM Araştırmaya göre, Mart 2020 ile Mart 2023 döneminde satılık TL/m2 fiyatlarında en yüksek artış yüzde 851 ile Antalya merkezde gerçekleşti; 2020'de 2 bin 603 TL/m2 olan fiyat 2023'te 24 bin 768'e yükseldi.  Antalya-Alanya yüzde 847'lik artışla ikinci sırayı alırken yüzde 813'lük artışla İstanbul Şile üçüncü sıraya yerleşti. Antalya-Alanya 2020'de 3 bin 497 TL/m2 olan fiyat 2023'te 33 bin 121'e yükselirken İstanbul Şile'de 2020'de 3 bin 845 TL/m2 olan fiyat 2023'te 35 bin 093'e yükseldi.  Muğla-Bodrum Çarşı yüzde 731, Bodrum Gümüşlük yüzde 728'lik artış oranı ile dikkat çekiyor. Kiralıklarda TL/m2 fiyatlarındaki değişim incelendiğinde Mart 2020 ile Mart 2023 döneminde, yüzde 735'lik artışla Antalya-Alanya birinci sıraya yerleşirken 2020'de 17,11 TL/m2 olan kiralık fiyatları 2023'te 142,84 TL/m2'ye yükseldi.  Alanya'yı yüzde 692'lik artışla Mersin, yüzde 654'lük kira artışı ile Muğla Fethiye izledi. Mersin'de 2020 yılında 9,25 TL/m2 olan kira fiyatları 2023'te 73, 22 TL/m2'ye yıkselirken Fethiye'de 2020'de 16,55 TL/ m2 olan kira fiyatları 2023'te 124,95 TL/m2'ye yükseldi. Endeksa CEO'su Görkem Öğüt, pandemide başlayıp deprem felaketi sonrasında devam eden kıyı ve yazlık bölgelere olan yoğun göçün, gayrimenkul fiyatlarındaki artışın devam etmesindeki ana etmenlerden biri olduğunu söylüyor.  Yazlık bölgelerdeki az katlı ya da müstakil evlere yönelik talep artışının fiyatları yukarı yönlü harekete ittiğine dikkat çeken Öğüt, uzaktan çalışmanın kalıcı hale gelmesinin özellikle beyaz yakalı çalışanların bu bölgeleri tercih etmesine sebep olduğunu da vurguluyor. FİYATLAR YÜKSELİYOR İstanbul için deprem beklentisi, pandemi ve sonrasında gelen uzaktan çalışmanın oluşturduğu fiyat artışına çarpan etkisi yarattı.  İstanbul'dan tamamen ayrılamayan ancak merkezinde de yaşamayı tercih etmeyen büyük bir kesim, Silivri ve Şile gibi bölgelerdeki müstakil ya da az katlı konutlara yöneldi. Endeksa'nın yapay zekâ ve büyük veri analizi kullanarak yaptığı çalışmanın sonuçları, sayfiyelere olan talebin fiyatlarda artışa sebep olduğunu gösteriyor.  Silivri'de 2020-2023 döneminde TL/m2 konut satış fiyatı değer artışı yüzde 608 seviyesini bulurken, bu rakam son bir yılda yüzde 142 oldu.  Şile'de 2020-2023 döneminde TL/m2 konut satış fiyatı yüzde 813 ortarken, son bir yılda artış oranı yüzde 136. Satılık piyasasında güncel değerler Şile'de 35.093 TL/m2, Silivri'de ise 18.227 TL/m2. KİRA ARTIŞLARI Gündemden düşmeyen kira artışlarının etkisinin sayfiyelerde de belirgin olarak gözlemlendiğini belirten Öğüt, "Endeksa verilerine göre Silivri'de konut kiraları son bir yılda yüzde 121, son üç yılda yüzde 376 arttı.  Şile'de ise bu rakamlar son bir yıl için yüzde 154, son üç yılda yüzde 564'lük bir artış gösterdi" diyor. Türkiye'nin en popüler sayfiyesi olan Bodrum, sosyal olanakları, geniş ve kaliteli hizmet sağlayabilen altyapıları ve ulaşım kolaylığı avantajlarıyla yazlık bölgeler içinde ilk tercih oluyor.  Endeksa verilerine göre, Bodrum genelinde satılık konut fiyat artışı son bir yılda yüzde 98 olurken, satış fiyatı 56.101 TL/m2 seviyelerini buldu.  Bodrum'u daha detaylı incelediğimizde, son bir yılda en yüksek satılık değer artışı yüzde 136 ile Gümbet'te görülürken, satış fiyatında 74.518 TL/m2 ile Yalıkavak bölgesi birinci sırada görülüyor. Bodrum genelinde son üç yılda satış fiyatlardaki değer artışı yüzde 665 ile ortalamanın oldukça üzerinde seyrediyor. DEPREM ETKİSİ Yazlık bölgelerdeki kiralık konut piyasasındaki artış satılık piyasasıyla benzer bir şekilde ilerliyor. Mersin, depremden etkilenen vatandaşların öncelikli tercih ettiği illerden biri olması ve yazlık bölge niteliğiyle Türkiye genelindeki kiralık konut piyasasındaki yükselişin oldukça üstünde yükseliş yaşadı.  Mersin'de kiralık konut fiyatları son bir yılda yüzde 228 artarken, kiralık evlerin aylık fiyatı 73,22 TL/m2 oldu. Kıyı şeridi illeri arasında, son bir yıldaki en yüksek kira artışı oranıyla Mersin ilk sırayı alırken Kuşadası yüzde 166, Çanakkale yüzde 159, Fethiye yüzde 148'lik artışla takip eden iller oldu. Son üç yılda yüzde 735 kira artışı yaşayan Alanya'da son bir yılda kiralar yüzde 123 arttı. Satılık piyasasında ise Alanya'da son üç yıldaki artış yüzde 847 ile Türkiye'de ilk sırada yer alırken son bir yılda değer artışı yüzde 149 oldu. Alanya'da gerçekleşen bu artış yabancı nüfustaki artıştan kaynaklanıyor. Eva Gayrimenkul Değerleme Direktörü Filiz Akkaya; pandemi etkisi, değişen tatil anlayışı ve yaşanan büyük depremin insanların kendilerine özel, daha steril, doğayla bütünleşik tatil beldelerine yönlenmesine sebep olduğunu söylüyor. Suriye savaşının yarattığı Suriyeli göçmen krizi, Rusya-Ukrayna savaşı gibi nedenlerle son üç yıldır ülkemizin ciddi bir yabancı göç dalgasına maruz kaldığını belirten Akkaya, bu göç dalgasının 6 Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş depremi sonrasında vatandaşın iç göçü halini aldığını vurguluyor. Akkaya, villalarda günlük ya da haftalık kiralamalar, yazlık sitelerde sezonluk kiralamalardaki talep artışı ile yaz-kış ikamet amaçlı sayfiyelere göçle kira ve satılık fiyatlarında artış yaşandığını söylüyor. HANGİ BÖLGELER ÖNE ÇIKIYOR? Kuzey Ege'de Balıkesir Edremit Körfezi'nden başlayarak, İzmir, Aydın ve Muğla Fethiye bölgesine kadar uzanan sahil şeridindeki tatil beldelerinde doğa ile iç içe olma, sosyal olanaklara yakınlık gibi sebeplerden villa tipi konutlara, yazlıklara ve apartlara talep artışı var.  Üst gelir grubu daha çok Muğla'da Bodrum, İzmir'de Çeşme Alaçatı ve Urla'yı tercih ediyor. Bu bölgelere erişemeyen kesim ise Muğla'da Fethiye, İzmir'de Seferihisar, Foça, Dikili-Çandarlı ilçeleri ile Aydın'da Kuşadası ve Didim'e, Kuzey Ege'de Edremit'e yöneliyor. Akdeniz sahil şeridinde, olağanüstü göç dalgası sebebiyle son bir yılda dengeler çok değişti. Başta Alanya olmak üzere, Kemer-Lara-Belek aksı yaz-kış tercih edilen bölgeler arasında öne çıkıyor. Side-Kaş-Demre bölgelerinde ise sezonluk kiralamalar revaçta.  Bu bölgelere özellikle Rus ve Ukrayna vatandaşlarının talebi çok fazla olduğu için birçok sitede sadece yabancı uyruklu kişilere kiralama yapılıyor. Üst gelir grubunca tercih edilen, Bodrum, Çeşme ve Alaçatı'da lüks, sosyal donatılı sitelere ve müstakil villalara talep daha fazla. Uzmanlar kiralama yaparken mağdur olmamak için bazı konulara dikkat edilmesi konusunda uyarıyor. Kiralanacak evin konumu, tipi ve peyzaj özellikleri, denize mesafesi, merkeze, sosyal donatılara, alışveriş yerlerine ve ulaşım bağlantılarına yakınlığı iyi irdelenmeli. SÖZLEŞME YAPILMALI Deprem etkisiyle yazlık bölgelere talebin artarak devam ettiğini belirten Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından Avukat Elvan Kakıcı Şimşek, sahibinden ya da emlakçıdan sezonluk yazlık ev kiralarken mutlaka bir sözleşme yapılması gerektiğini vurguluyor. Şimşek, "Sezonluk ev kiralamak için yapılacak sözleşmede kira bedeli, kiranın hangi tarihte ne şekilde yatırılacağı, kiralamanın bitiş tarihi gibi bilgiler olmalı. Kiralanan evdeki demirbaşlar ve kiralamaya dair özel şartlar da sözleşmede yer almalı. Vergi ve temizlik parası gibi ekstra ücretleri konuşarak netleştirin" uyarısında bulunuyor. KİRALAMA YAPARKEN DİKKAT Kiralama planlanan bölgede piyasa araştırması yapılmalı. Kiralanacak villanın ya da yazlığın fiyatı diğerlerine oranla dikkat çekecek ölçüde azsa, bunun nedeni mutlaka sorgulanmalı.  Siz yazlığı kiraladıktan sonra müsaitlik takvimi güncellenmiyorsa, büyük bir ihtimalle aynı tarihlerde defalarca kez farklı kişilere kiralanacaktır. O yüzden kiralama sonrası müsaitlik takvimini kontrol edin. Çoğu kiralık yazlık içinde sigara içmek yasaklanmıştır. Evcil hayvan getirmek de mülk sahibi tarafından yasaklanmış olabilir.  Evcil hayvan sahipleri kiralayacakları evde bu konuya dair bir kısıtlama bulunup bulunmadığını öğrenmeli. Site içinde ya da bungalov gibi tabiat içerisinde yer alan bir ev kiralayacak çocuklu aileler de yaş kısıtlaması olup olmadığına dikkat etmeli.  Müzik dinleme, misafir ağırlama gibi farklı konularla ilgili bir yasağın olup olmadığı da incelenmeli. Sözleşmelerde kiracının cayma hakkı genellikle bulunmadığından yazlık kiralarken giriş çıkış tarihlerinin çok iyi belirlemesi ve çok önemli bir neden olmadıkça rezervasyonun iptal edilmemesi öneriliyor.  Aksi takdirde sadece kaporanın yanmasıyla sınırlı kalmayıp, belirlenen kiralama ücretinin tamamının ödenmesi gerekebilir. PANİKLE KAÇANLAR Son dönemde yaşanan deprem, sel gibi üst üste gerçekleşen afetler sebebiyle deprem bölgelerinden ve özellikle olası İstanbul depreminden daha az riskli bölgelere doğru ciddi bir nüfus hareketliliği yaşanıyor. Panikle kaçışın yanlış tercihe neden olabileceği konusunda uyarıda bulunan Gayrimenkul Uzmanı Şule Alp, ani karar ve panikle göç eden vatandaşları göç ettikleri yerlerin güvenli ve konforlu olması, iş imkanı, eğitim gibi faktörleri de düşünmeleri konusunda uyarıyor. Alp, "Yetkili kurumların nüfus ve göç hareketliliği verilerini sıklıkla ve açık bir şekilde paylaşmaları, bu bölgelerde araştırmacıların daha derinlemesine araştırmalar yapmaları fiziki ve psiko-sosyal çalışmaların dışında ilerleyen süreçte ihtiyaç duyulan en önemli unsurlar olacak" diyor. Kaynak : Ekonomist

İstanbul'da konutların en çok değerlendiği ilk 3 ilçe Haber

İstanbul'da konutların en çok değerlendiği ilk 3 ilçe

Raporda depremler sonrası İstanbul ilçelerinde fiyat artışlarındaki farklılaşma ve İzmir satılık konut piyasasında durgunluk sinyalleri dikkat çekiyor. Raporun girişinde şu bilgiler paylaşılıyor: -"Geçen yılın Mayıs ayına göre Türkiye genelinde ortalama satılık konut ilan m2 cari fiyatı yüzde 89,1 artarak 20.596 TL olmuştur. Satılık konut ilan m2 cari fiyatları aynı dönemde İstanbul’da yüzde 76,8, Ankara’da yüzde 112,4 ve İzmir’de yüzde 93,6 artmıştır.  -Ortalama satılık konut m2 fiyatları İstanbul’da 29.114 TL, Ankara’da 14.865 TL ve İzmir’de 23.571 TL olmuştur.  -Türkiye genelinde ve üç büyük ilde Nisan’dan Mayıs’a cari satılık konut fiyatlarındaki artışın aylık enflasyondan daha yüksek olması sonucu enflasyondan arındırılmış (reel) satış fiyatları hem ülke genelinde hem de üç büyük ilde yükselmiştir. KONUT TALEBİ ENDEKSİ MAYIS'TA YÜZDE 3 DÜŞTÜ Konut talebi endeksi Nisan’a kıyasla yüzde 3 düşmüştür. Konut piyasasındaki canlılık göstergesi olarak izlediğimiz satılan konutların satılık ilan sayısına oranı ülke genelinde ve İstanbul’da artarken Ankara’da ve İzmir’de düşmüştür. İzmir’de hem satılık ilan sayısında hem satılan konut sayısında azalma gerçekleşmiştir. Ayrıca, konut piyasasında bir diğer canlılık ölçütü olarak kullandığımız satılık konut ilanlarının ne kadar süre yayında kaldıklarını gösteren “kapatılan ilan yaşı” geçen aya kıyasla ülke genelinde ve üç büyükşehirde artmıştır" İSTANBUL İLÇELERİNDEKİ FARKLILAŞMA Çalışmada İstanbul'un ilçelerinde 6 Şubat depreminin etkisiyle yaşanan fiyat değişimleri de incelenmiş ve şu bilgi paylaşılıyor:  "Analiz, depreme dayanıklı olduğu düşünülen ilçelerdeki fiyatların daha hızlı arttığını göstermektedir. Sonuçlar Çatalca’nın bu dönemde yüzde 33,3 artış oranıyla İstanbul’un depremden sonra konutun en hızlı değerlenen ilçesi olduğunu gösteriyor. Ayrıca, Şile (yüzde 31,7), Arnavutköy (yüzde 28,1), Sultanbeyli (yüzde 24,4), Silivri (yüzde 23,9) ve Sancaktepe (yüzde 23,3) fiyatların en çok arttığı ilçeler olmuştur" Raporda bu konuda yer alan tablo şöyle: İstanbul’un ilçelerindeki 2023 Ocak-Mayıs arasındaki fiyat değişimleri Kaynak: sahibinden.com, Betam Ocak-Mayıs arasındaki değişimlere yer verilen raporda bu dönemde İstanbul genelindeki satılık konut fiyatlarının yüzde 16.5 arttığı belirtiliyor. Bununla birlikte Çatalca yüzde 33,3, Şile yüzde 31,7 artışla ilk iki sıraya yerleşmiş durumda. Rapora göre satılık konut fiyatlarında yüzde 20 ve üzerinde artışların olduğu 11 ilçenin Marmara Denizi'ne ya çok ya da oldukça uzaktadır. Fiyat artışının yüzde 13,7 ve altında kaldığı ilçe sayısı 14. Bu ilçelerin ise büyük çoğunluğu Marmara Denizi’ne çok ya da oldukça yakın konumda. Raporda "Ancak Sarıyer, hatta Şişli gibi istisnaların varlığı da dikkat çekicidir. Dikkat çeken bir diğer gözlem de Haliç’in güney yakasında konumlanan Eyüpsultan’da fiyat artışı yüzde 11,9’da kalırken kuzey yakasında konumlanan Kağıthane’de yüzde 21,9’dur. Bu örnekler fiyat artışlarındaki büyük farklılaşmanın sadece deprem merkezine olan mesafe ile açıklanamayacağını başka etkenlerin de devrede olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte fiyat artışlarının ortalama artışın belirgin ölçüde üzerinde olduğu ilçelerin deprem merkezine uzak, artışların ortalamanın belirgin ölçüde altında kaldığı ilçelerin ise yakın mesafede olmasının rastlantı olmadığı ve fiyat artışlarını farklılaştıran önemli bir etken oluşturduğu söylenebilir" yorumu yapılıyor. Kaynak : Ekonomist

Fiyatlar Monaco'yu ikiye katladı Haber

Fiyatlar Monaco'yu ikiye katladı

Pandemi sonrasında büyük talep gören yat ve tekne endüstrisinde üretim ve rezervasyonlar kapasite yetersizliği ve yüksek fiyatlar nedeni ile zirveden dönüş sinyali veriyor. Sözcü'de yer alan habere göre marina kapasitelerinin yetersiz olması nedeni ile Göcek'te 1.200 Euro'ya ulaşan fiyatların dünyanın en pahalı turizm destinasyonlarından olan Monaco'yu ikiye katladığına dikkat çeken sektör yetkilileri, özellikle yabancı bayraklı teknelerin de Türkiye yerine farklı ülkeleri tercih etmeye başladığını vurguladı. HAZİNE ARAZİSİNE MARİNA Özellikle yat ve tekne turizminde Euro bazında yüzde 20 artan fiyatlar bu yılki rezervasyonları yüzde 20 düşürürken, ortalama turiste göre 2.5 kat daha fazla gelir getiren yat ve tekne turizmi için marina kapasitesinin yüzde 50 oranında artırılması talep ediliyor. Sektördeki son durumu değerlendiren Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği'nin (YATED) Başkanı Murat Bekiroğlu, Monaco'da günlük 650 Euro'ya marinada kalabilen 42 metrelik teknenin, Göcek'te 1.200 Euro ödediğini kaydetti. Bodrum'da 700 Euro'ya kalabilen 20 metrelik teknenin ise Yunanistan'da 35 Euro'ya bağlanabildiğini aktaran Bekiroğlu, “Marinaya giremeyen tekneler de koylara gidiyor. Bu da ciddi bir kirliliğe yol açıyor. Şu anda Türkiye'de 25-30 arasında marina var. Bunların toplam bağlama kapasitesi ise 6 bin 500 civarında. Kapasitenin ilk etapta çok hızlı bir şekilde en az yüzde 50 artırılması gerekiyor. Bu, Hazine arazileri üzerine yapılabilir” dedi. Bu yıl maliyetler nedeni ile fiyatlarda yüzde 20 artışa gittiklerini belirten Bekiroğlu, rezervasyonlarda ise yüzde 20 düşüş olduğunu aktardı. "EN BÜYÜK TEHDİT KRİZ DEĞİL YETERSİZLİK" Sektörde fiyatlar nedeni ile filoların küçülmeye başladığını belirten Murat Bekiroğlu, “Bizim için en büyük tehdit kriz değil marinaların yetersizliği ve kirlilik” dedi. YATED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Hüroğlu ise Türkiye'de 77 tersanede 200 bin civarında doğrudan ve dolaylı istihdam sağlandığını ancak mühendislerin yurt dışını tercih ettiğini kaydetti. Yurt dışında ortalama 4-5 bin Euro alan gemi inşa mühendislerinin Türkiye'ye göre yüzde 50 daha fazla kazandığını aktaran Hüroğlu, “Hollanda ve Almanya'yı tercih ediyorlar. Şu anda çok ciddi bir kaybımız var” dedi. Kaynak : https://www.yurtgazetesi.com.tr/

İkinci el online oto pazarında nisanda satışlar azaldı, fiyatlar arttı Haber

İkinci el online oto pazarında nisanda satışlar azaldı, fiyatlar arttı

AA muhabirinin Indicata'nın ikinci el online pazar raporundan derlediği verilere göre, geçen ay online mecralarda 327 bin 273 kurumsal ilan yayınlandı. İlan sayısında geçen yılın nisan ayına göre yüzde 1 artış olurken, ilandaki araçların yüzde 53'ü, yani 172 bin 450 adedi satıldı. Satışlar, geçen yılın nisan ayına kıyasla yaklaşık yüzde 10 geriledi. Satışlarda otomobillerin payı yüzde 82 ve hafif ticari araçların payı yüzde 18 olarak belirlendi. Ocak-Nisan 2023'te ise geçen yılın aynı döneme göre ilan adedinde yüzde 12, satış adetlerinde yüzde 20 artış gerçekleşti. İlk 4 ayda 651 bin 539 adet satış oldu. İkinci el online pazarında en çok satışı gerçekleşen ilk 32 markanın 253 modeline ait 2 bin 23 varyantının 2010-2022 model yıllarındaki 118 bin 815 adet ilanın fiyat değişimleri incelenerek yapılan analize göre, nisanda ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında perakende fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 7,7 arttı. İkinci el elektrikli otomobil satışları 719 oldu Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari pazarı motor tipine göre değerlendirildiğinde, Nisan 2023'te en yüksek payı 103 bin 259 adetlik satışla dizel otomobiller aldı. Dizel otomobilleri, 62 bin 339 satışla benzinli ve 2 bin 247 adetle oto gazlı otomobiller takip etti. Hibrit otomobillerin satış adedi 3 bin 886, ikinci el elektrikli otomobil satışları da 719 oldu. Nisan 2022'de 583 adet ikinci el elektrikli otomobil satılmıştı. Ayrıca, geçen ay satılan binek araçların yüzde 40'ı C segmenti araçlardan oluştu. Geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, SUV segmenti araç satışlarının toplam binek araç içindeki payı yüzde 25 artış kaydetti. Günlük 450 binden fazla ikinci el araç datası analiz ediliyor Makine öğrenmesi, yapay zeka ve büyük verinin birleşmesinden oluşan iş zekası seti Indicata, Türkiye'deki ikinci el online araç pazarını tarayarak günlük 450 binden fazla ikinci el araç datasını analiz ediyor. Rapordaki satış verileri, ikinci el ticareti yapan 40 binden fazla kurum ve kuruluşun online pazarda verdikleri ilan verilerine dayanıyor. Bunlar arasında Sahibinden, Arabam, Letgo ve VavaCars gibi listeleme sitelerinin yanı sıra OEM'lerin kurumsal ikinci el web siteleri, Leaseplan, Intercity ve Otokoç gibi yüksek adetli satışların gerçekleştiği kurum ve platformlar yer alıyor. Rakamlar içerisinde bireysel araç ilanlarına ait veriler bulunmuyor. Online platformda ikinci el ticareti yapan kurumlar, iki sebeple satışa sundukları araçların ilanlarını geri çekiyor. Birincisi, değişen pazar koşullarına göre ilandaki araçların fiyatını revize ederek ilanı yeniden yayınlıyor. Söz konusu ilanların yeniden ne zaman yayınlandığı da Indicata tarafından takip ediliyor. İkinci olarak, ticaret yapan kurum, aracını sattığı için ilandan çekiyor ve yeniden satışa sunacağı bir aracının ilanını yayınlıyor. Bu ikinci grup araç ilanları, yani ilandan tamamen kaldırılan araçlar "satış" olarak kabul ediliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.