Hava Durumu

#Gastronomi Turizmi

TOURISMJOURNAL - Gastronomi Turizmi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gastronomi Turizmi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Diyarbakır'da Hedef: Gastronomi Turizmi Haber

Diyarbakır'da Hedef: Gastronomi Turizmi

Diyarbakır, 12 Ekim'de başlayan ve 20 Ekim'e kadar devam eden festivalle birlikte gastronomik zenginliklerini kutladı. Festival sonucunda şehrin yeni hedefinin Gastronomi Turizmi olacağına dair izlenim oluştu. Etkinlikte, kentin tescilli lezzetleri "ciğer" ve "kadayıf" satışları tavan yaptı. 3 GÜNDE 1 MİLYON ZİYARETÇİ Diyarbakır'da düzenlenen festivalde ilk 3 gününde yaklaşık 1 milyon ziyaretçi ağırlandı. Bu yoğun ilgi, otellerin doluluk oranını yüzde 95 seviyesine çıkardı. Festival boyunca, katılımcılar İçkale, Dağkapı Meydanı, Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, Kurşunlu Camisi Meydanı, Ulu Cami, Paşa Hamamı ve Surp Giragos Kilisesi gibi tarihi alanlarda gerçekleştirilen sergilere katıldılar. Festival kapsamında şehir genelinde 100'den fazla mekanda 500'ü aşkın etkinlik düzenlendi. Bu da hem yerel halkı hem de birçok kentten gelen ziyaretçileri bir araya getirdi. DİYARBAKIR ARTIK 'CİĞERBAKIR' OLDU Festivalin ciğer ustalarından Onur Erdin, etkinliğin getirdiği yoğunlukla ilgili olarak, “İki kat arttı, artık resmen ciğer festivali başladı. Her gelen, festivale gelmişken ciğerimizi de yiyelim diyor,” ifadelerini kullandı. Bu süreçte, ciğerin bereketinin ve bolluğunun arttığını belirten Erdin, “Diyarbakır artık 'ciğerbakır' oldu. Tescili bizde,” şeklinde vurguladı. Ziyaretçilerden Ferhat Genç, Artvin'den Mersin'e giderken festivali takip ettiğini ifade ederek, “Ustanın dediğine göre 9 şiş yemişim; boş olsaydı 15-20 şiş yerdi,” dedi. Antalya'dan gelen Alper Koru ise, “Diyarbakır, sevdiğim bir yer. Ciğer, buradan daha iyi bir yerde yiyemeyeceğimizi biliyoruz,” şeklinde duygularını paylaştı. Burma kadayıfının ustası Mehmet Altunbay, festivalin Diyarbakır’ın tanıtımına büyük katkı sağladığını belirtti. Şehir dışından gelen turistlerin burma kadayıfını tatmadan gitmek istemediklerini söyleyen Altunbay, “Burma kadayıfa rağbet çok fazla. Müşteriler sıraya giriyor, yetiştiremiyoruz,” ifadelerini kullandı. Eskişehir'den konferans vermek için gelen Baki Duy, Diyarbakır’ın sadece tarihi bir yer değil, aynı zamanda lezzet diyarı olduğunu ifade etti. “Buraya ilk gelişim değil, beşinci gelişim. Diyarbakır'ı her zaman görmekten keyif alıyorum,” diyerek kentin gastronomik ve kültürel zenginliklerine olan hayranlığını dile getirdi. Bu festival, Diyarbakır’ın özgün lezzetlerini tanıtmak ve gastronomi turizmini canlandırmak için önemli bir fırsat sundu. Hem yerel halkı hem de ziyaretçileri bir araya getiren bu etkinlik, Diyarbakır’ın lezzet haritasını zenginleştiriyor ve kentin tanıtımına katkıda bulunuyor.

Kars, gastronomi turizminde iddiasını artırıyor Haber

Kars, gastronomi turizminde iddiasını artırıyor

Kars Gravyeri Türk Patent ve Marka Enstitüsü tarafından coğrafi işaretle tescillendi. Kars'ta yüksek rakımlı yaylalarda beslenen ineklerin sütünden üretilen 'Kars gravyeri' Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’nın girişimleri sonucu coğrafi işaretini aldı. Başkan Kadir Bozan, sırada Avrupa coğrafi işaretinin olduğu ve bunun için girişimlerde bulunacakları kaydetti. 1878 yılında İsviçreli bir peynir üreticisi olan David Moser'in Kars, Boğatepe'yi ziyareti sırasında bölgeyi peynir yapımına uygun bulması ile ortaya çıkardığı Kars gravyerinin coğrafi işaret almasının önemli olduğunu ifade eden Çapan Süt Ürünleri işletme sahibi Selami Çapan, “Kars gravyeri tescillendi. Biz bunu daha öncesinden bekliyorduk. Çünkü bizim ülkede gravyerin yapıldığı tek il Kars’tır. Bunu tek kılan şey bu iklimi, ondan sonra hayvandaki sütün kalitesi, hayvan ırkı, mera yapısı, yılın 6-7 ayı merada otlayan hayvan sütünden bahsediyoruz. Gravyeri özel kılan şeylerden biriside tamamen naturel süt, yemleme yok, suni yem yok. Graveyerin yapımı aşaması, ondan sonra dinlenmesi, kuzey rüzgarı, bunların gravyere artı katkı katıyor. Gravyeri diğer peynirlerden ayrı kılan şey tamamen kaşar ile zıt yapımıdır. Aroması çok farklıdır, daha çok meze ürünüdür. Kahvaltıda damağa farklı gelen bir ürün ama turizm bölgelerinde en çok kullanılan şeylerden birisi gravyerdir” dedi. “Sıra Avrupa Coğrafi işaretinde” Gravyer peynirine Avrupa coğrafi işareti almak için de girişimde bulunacaklarına dikkat çeken KATSO Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Bozan, “Kars’ın sadece Kars’a özgü olan, Türkiye’de sadece Kars’ta üretilen gravyer peynirinin coğrafi işaretini Kars Ticaret ve Sanayi Odası olarak almış bulunmaktayız. Ardahan ve Kars’ta üretilen bir peynirdir, ama yüzde 95’i Kars’ta üretilir. Kars’a özgü bir peynirdir. Kars’ta yaklaşık olarak yılda 200-250 ton civarında bir ürün elde edilmektedir. Biz bu ürünün oda olarak 2021 yılından beri başlayan bir süreç, önceki başkanımızın başlattığı, daha sonra bizde takip ederek bu tescil alındı. Bundan sonraki hedefimiz Avrupa coğrafi işaretini almak için uğraşacağız. Bu ürünümüz hak ettiği değeri bulacaktır. Kars için önemli bir gelişmedir” diye konuştu. Öte yandan, zengin florasıyla öne çıkan yaklaşık 2 bin 500 rakımlı yaylalar ile beslenen ineklerin sütünden yapılan gravyer peyniri, uzun uğraşlar sonucu üretiliyor. Gravyer peyniri Kars Ticaret ve Sanayi Odası 2021'de Türk Patent ve Marka Enstitüsüne yapılan başvuru sonucunda 17 Eylül 2024 tarihinde coğrafi işaret tescil belgesi aldı.

"Gastronomi turizmine yönelik projelerimiz sürüyor" Haber

"Gastronomi turizmine yönelik projelerimiz sürüyor"

Sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini sergileyen Başkan Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi, gastronomi şehri Kayseri'de kadim kentin lezzet dolu mutfağını layıkıyla tanıtmaya devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Büyükşehir Belediyesi’nin gastronomi turizmine yönelik önemli hizmetler ve projeleri hayata geçirdiklerini belirtti. “Hem Etkinlik Yapıyor Hem de Altyapı Oluşturuyoruz” Gastronomi dalında UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yenilikçi Şehirler Ağı Ulusal Listesi’nde yer alan Kayseri’yi dünyaya tanıtmayı amaçladıklarını vurgulayan Başkan Büyükkılıç, “Gastronomi Çalıştayı ve Gastronomi Günleri derken amacımız hem Kayseri’de bir etkinlik yapılmasını sağlamak hem de bu alanda altyapı oluşturmamızdır” dedi. Projeler Hızla Devam Ediyor Büyükkılıç, gastronomi turizmine yönelik çalışmaların ve projelerin tüm hızıyla devam ettiğini kaydederek, şunları söyledi: “Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi içerisinde Mutfak Sanatları Merkezimiz bitme aşamasında. 6 bin metrekare kapalı alanı içeren, içerisinde yeme-içme mekânları, gastronomiye özgü atölyeleri olacak. UNESCO’nun Yenilikçi Şehirler Ağı Listesi’nde yer aldık, bunu da kalıcı kılma adına gerekli çalışmayı yapıyoruz. Kayseri Üniversitesi zaman zaman bu dalda önemli ödüller alıp, Kayseri’mizin adını duyuruyor. Kayseri’mizde coğrafi işaretli 30’a yakın ürün söz konusu, Sayın Valimizin belediyelerimiz ile iş birliği halinde kooperatif ile ilgili yaptığı çalışmalar var.” Başkan Büyükkılıç, değişik tatların, değişik medeniyetlerin zenginliği ile iyi bir noktada olan Kayseri’nin gastronomi şehri olduğunu sözlerine ekledi.

Gastronominin nabzı 3. kez Antalya’da atacak Haber

Gastronominin nabzı 3. kez Antalya’da atacak

3’üncü kez düzenlenecek olan Uluslararası Food Fest Antalya, Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ev sahipliğinde gerçekleşen basın toplantısıyla tanıtıldı. Başkan Muhittin Böcek, “Festivalimiz; Antalya’nın saklı kalmış lezzetlerinin, yerel ürünlerinin otel, restoran gibi işletmelerin menülerinde yer almasına katkı sağlayacaktır. Coğrafi işaret alan yöresel ürünlerimizi, festivale katılan çok değerli yerli ve yabancı ödüllü şefler aracılığıyla uluslararası arenada daha üst seviyeye taşıyacağımıza inanıyoruz” diye konuştu. Tema: “Gelecek Antalya” Tarihi, eşsiz konumu, biyoçeşitliliği, benzersiz kıyıları, doğal güzellikleri ve yemek kültürü ile dünya turizminin göz bebeği Antalya, 3’üncü Uluslararası Food Fest gastronomi festivaline ev sahipliğine yapacak. “Gelecek Antalya” temasıyla 6-8 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek 3. Uluslararası Food Fest Antalya, gastronomi dünyasının duayenlerini bir araya getirecek. “Gelecek Antalya” mottosuyla gerçekleşecek uluslararası festival, Antalya Karaalioğlu Parkı’nda dünyanın dört bir yanından gelen konukları ağırlayacak. Kentin saklı kalmış lezzetlerini dünya arenasına taşıyacak, dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şefler ve turizm yazarlarının katılacağı Food Fest Antalya’nın tanıtımı için, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ev sahipliğinde Muratpaşa ilçesinde bulunan bir otelde basın toplantısı yapıldı. Toplantıya Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman , Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Erkan Yağcı, Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, Food Fest Antalya İçerik Direktörü Gökmen Sözen, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya Gastronomi Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (AGYİD) Başkanı Zeki Özen, Şef Mehmet Akdağ ve Şef Danilo Zanna katıldı. Başkan Muhittin Böcek, toplantı salonunda hazırlanan Antalya tropik meyve bahçesi ve yerel lezzetler alanını gezdi. Antalya’nın tropikal ürünleri, şef Danilo Zanna'nın yaptığı meyve salatasıyla katılımcılara tanıtıldı. Festival kapsamında çok sayıda etkinlik düzenlenecek Başkan Muhittin Böcek, açılış konuşmasında Antalya’nın eşsiz doğası ve tarihi zenginliklerinin yanı sıra köklü mutfak kültürüyle de öne çıktığını belirterek, bu yıl üçüncüsü düzenlenecek Food Fest Antalya Gastronomi Festivali’nde, Akdeniz'in bereketli topraklarından çıkan lezzetleri, yerel üreticileri ve dünya mutfağından seçkin şefleri bir araya getireceklerini belirtti. Böcek, “Festivalimiz, geleneksel ve modern mutfak anlayışlarını harmanlayarak, ziyaretçilere unutulmaz bir lezzet deneyimi sunmayı hedeflemektedir. Festival süresince yerel ve uluslararası şeflerin düzenleyeceği atölye çalışmaları, tadım etkinlikleri, yarışmalar, panel ve söyleşiler, konserler ve daha birçok renkli etkinlikler ile katılımcılar, hem Antalya mutfağını daha yakından tanıma fırsatı bulacak, hem de gastronomi dünyasındaki son trendler hakkında bilgi sahibi olacaklardır” diye konuştu. Antalya’nın saklı kalmış lezzetleri gün yüzüne çıkacak Antalya’nın 700 bin yatak kapasitesi, nitelikli otelleri, hizmet kalitesi, eşsiz doğası, dünyaca ünlü mavi bayraklı plajları, ören yerleri, tarihi ve kültürel değerleri ile turizmin başkenti olduğuna dikkat çeken Başkan Böcek, festivalin çıkış noktasının, yerel gıda ve nitelikli tarıma sahip çıkmak olduğunu kaydetti. Böcek, şu şekilde devam etti: “'Antalya’dan dünyaya' mottosuyla başlattığımız uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali’nin bu yıl üçüncüsünü 'Gelecek Antalya' mottosuyla gerçekleştiriyoruz. Festivalimiz; Antalya’nın saklı kalmış lezzetlerinin, yerel ürünlerinin otel, restoran gibi işletmelerin menülerinde yer almasına katkı sağlayacaktır. Coğrafi işaret alan yöresel ürünlerimizi, festivale katılan çok değerli yerli ve yabancı ödüllü şefler aracılığıyla uluslararası arenada daha üst seviyeye taşıyacağımıza inanıyoruz. Ayrıca, Antalya’nın zengin gastronomi mirasını dünyaya tanıtarak, yerel lezzetlerin küresel arenada hak ettiği değeri görmesini sağlayacak ve turizm sektörümüzün sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz.” Festival, 6-8 Eylül’de Karaalioğlu Parkı’nda Festival boyunca, Antalya'nın çeşitli bölgelerinde yetişen organik ürünler, tropikal ürünler ve yerel lezzetlerin sergileneceği pazarların, gastronomi tutkunları için önemli bir buluşma noktası olacağının altını çizen Başkan Böcek, üç gün boyunca sürecek festivalde, dünyadan ve Türkiye’den birbirinden ünlü Michelin yıldızlı ödüllü şefleri, gurmeleri, gastronomi ve turizm yazarlarını, yurtiçi ve yurtdışından katılım sağlayacak yüzbinlerce ziyaretçiyi ağırlayacaklarını ifade etti. Böcek, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Festivalimiz kapsamında bu yıl Alanya ilçemizde tropikal meyve hasadını 5 Eylül’de gerçekleştireceğiz. Antalyalı vatandaşlarımızı, 06-08 Eylül tarihleri arasında, Antalya Karaalioğlu Parkı’nda gerçekleştireceğimiz bu büyük lezzet şölenine davet ediyoruz.” Festivali tanıtmak amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Şef Danilo Zanna, restoranlarında hazırlanan yemeklerde Antalya’nın 7 coğrafi işaretli ürününün kullanıldığını söyledi. Zanna, “Sadece destek vermek amacıyla değil, ürünlerin dünyada benzeri yok” dedi. Alanya Belediye Başkanı Özçelik’ten, tropikal meyve hasadına davet Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, sürdürülebilir turizmin sağlanmasını gerektiğine işaret ederek, bu kapsamda çalışmalar yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e teşekkür etti. Başkan Özçelik, 5 Eylül’de Alanya’da gerçekleştirilecek tropikal meyve hasadına herkesi davet etti. TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı, Antalya’nın dünyanın en tanınmış turizm varış noktalarının başında geldiğini ifade etti. Dünyada rekabetin arttığının altını çizen Yağcı, bu rekabetin önüne geçmek için sürdürülebilirliğin şart olduğunu dile getirdi. Yağcı, “Sürdürülebilirliği sağlamak için iki temel stratejimiz var. Birincisi turizm çeşitliliği, ikincisi Pazar çeşitliliği. Gastronomi festivali food fest, kültürel zenginlik ve mutfak zenginliğin öne çıkması konusunda çok önemli görev görüyor” dedi. “Otellerimizde artık Antalya’ya özgü yöresel mutfağımızın temsili var” AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu, birinci gastronomi festivalinden sonra neler yaptıklarını aktardı. Kavaloğlu, “Otellerimizde artık Antalya’ya özgü yöresel mutfağımızın temsili var. Turizmi çeşitlendirmede çok ciddi bir olgu, çeşitlendirme. Ülkemizi ziyaret eden turistler mutfağımızda Antalya’mıza özgü mutfağı görüyorlar, mutlu oluyorlar. Bu anlamda da pazarlamada etkin bir rol oynadığımız dönemdeyiz” diye konuştu. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, turistlerin bir yeri seçerken yeme içme kültürüne dikkat ederek seçtiklerini kaydetti. Hacısüleyman, bu kapsamda festivalin çok önemli olduğunu vurgulayarak, ATSO olarak festivali desteklediklerini söyledi. “Festival, tüm sektörlere katkı veriyor” AESOB Başkanı Adlıhan Dere, Antalya’nın gastronomi festivaliyle öne çıkmasından gurur duyduğunu söyleyerek, şöyle konuştu: “Festival, mutfak kültürümüzün tanıtılması açısından çok önemli bir organizasyon, önceden gastronomi denilince akla Gaziantep ve Hatay gelirdi, şimdi food fest ile Antalya’da eklendi. Festival, tüm sektörlere olumlu anlamda etki ediyor.” Antalya’nın 18 coğrafi işaretli ürününün 17’si gastronomi ürünü Gezgin misafirlerin zihinlerine ve duygularına olumlu, unutulmaz anılarla ve tatlarla yerleşilmesi gerektiğini belirten Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır ise, şöyle devam etti: “Bunu başardığımızda sadece deniz, güneş, kum ve ucuzluk algısıyla değil çok daha fark sağlayıcı, cazip ve kalıcı anılarla evlerine yolcu edebiliriz. Bunun için eşsiz zenginliklere sahibiz. Sadece iki tanesi kültürümüz ve yöresel ürünlerimizdir. Gastronomi, bu iki değerin en kalıcı karmasıdır diye düşünüyorum. Ülkemizde bin 617 coğrafi işaretli yöresel ürün bulunmakta ve bunların yüzde 88’i gastronomi ile ilgili ürünlerden oluşmakta. Antalya’mızın da 18 coğrafi işaretli ürününün 17’si de gastronomi ile ilgili bulunmaktadır. Antalya Ticaret Borsası olarak, 16 yıldır yürüttüğümüz Yöresel Ürünler Projesi ve YÖREX Fuarı gibi girişimlerle, ülkemizin yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerini tüm misafirlerimizin ve hemşerilerimizin anılarına yerleştirmeye çalışıyoruz. Yöresel küçük üreticilerin ve kooperatiflerin güçlendirilmesi için iş fırsatları sağlanması ve tarımsal çeşitliliğin korunması için çaba sarf ediyoruz. Antalya, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle gastronomi turizmi için büyük bir potansiyele sahip. Yöresel ürünlerimizin tanıtımı ve markalaşması, sadece kente değil, ülkemize de büyük faydalar sağlayacaktır.” “Gastronomi şehri olmak için başvuracağız” Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer de, “Antalya’mızdaki lezzet noktalarının envanteri çıkarılarak lezzet noktası tanıtımları yapılması yönünde bir çalışmamız var. Gastronomi eğitim ve inovasyon merkezimizin kurulması yönünde de çalışmalarımız var. UNESCO gastronomi şehri olmamız için çalışmalarımızı hep beraber yürütüyoruz, daha önce de film festivalimiz için UNESCO’ya başvuruda bulunmuştuk” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından, Food Fest Antalya İçerik Direktörü Gökmen Sözen, festivalin içeriğini katılımcılara anlattı.

Samsun'un 'gastronomi turizmi' atağı Haber

Samsun'un 'gastronomi turizmi' atağı

Pide, simit, nokul, lokum, kaz tiridi ve menemen gibi birçok lezzeti ile damaklara hitap eden Samsun, gastronomi turizminde atağa kalktı. Turizmde yıldızı parlayan Samsun, gastronomi alanında da tanıtıma hız verdi. Gastronomide dikkatleri üzerine çekmek için yemek şenlikleri ve çalıştaylar düzenlendi. Samsun Gastronomi Çalıştayı'nda konuşan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Turizm Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Yetkin Bulut, Samsun'un yemek kültürü ve çeşitleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Şehrin turizm alanındaki artı yönlerinden bahseden Prof. Dr. Yetkin Bulut, gastronominin şehre gelen turistlerin aklında kaldığını ve bu nedenle yeme içme kalitesinin önemli olduğunu ifade ederek, “Samsun, Karadeniz Bölgesi'nin en büyük ve dünyaya açılan şehri. 4 ulaşım ağına da sahip olan Samsun bunun yanı sıra Türkiye sıralamasında tarımda kenevir üretiminde 1'inci, fındık ve çeltik üretiminde 2'nci, kivi üretiminde 3'üncü sırada yer alıyor. Samsun, manda varlığında ve balık avcılığında da Türkiye genelinde 1'inci sırada yer almasının yanı sıra toplam büyükbaş hayvan varlığında 13'üncü ve kültür balıkçığında da 6'ncı sırada yer alıyor. Sebze türleri üretiminde lahana ve karnabaharda 1'inci sırada bulunan Samsun, taze barbunya ve pırasa üretiminde 3'üncü, turp üretiminde de 4'üncü sırada dikkat çekiyor. Bu zenginlik Samsun'a gastronomi anlamında da olumlu yansıyor. Samsun'da kültür ve turizm alanında 5 yıldızlı 3 tesis, 91 seyahat acentesi, 14 mavi bayraklı plaj, 3 deniz hudut kapısı ve 1 uluslararası havalimanı bulunuyor. 2023 yılında Samsun, 751 bin 925 turiste ev sahipliği yaptı. Bu ziyaretlerin yanı sıra her ziyaretinde bin turist getiren kruvaziyer turizmi de Samsun'da hızlandı. 2023 yılında 4 kez Samsun'a gelen kruvaziyer geminin 2024 yılında toplam 44 kez şehre turist getirmesi planlanıyor” dedi. Öne çıkan çorba ve sebze yemekleri Samsun deyince akla gelen çorba ve sebzeli yemeklerden bahseden Yetkin Bulut, “Samsun'un gastronomi alanında öne çıkan yöresel çorba çeşitleri arasında arpa çorbası, buğday çorbası, un çorbası, yeşil fasulye çorbası, halukça çorbası, dutmaca aşı, işkembe çorbası, fasulyeli pirinç çorbası, vurma lahana, yeşil mercimek çorbası, mısır çorbası ve patatesli hamur çorbası yer alıyor. Sebze yemeklerinde ise baldırcan şakşakı, ebegümeci, borani, fındık yaprağı dolması, kabak kavurması, kaldırayak kavurması, pancar kavurması, patates kavurması, patates muhlaması, zeytinyağlı pırasa dolması, pırasa karması, efelik yemeği, fasulye turşusu kavurması, ekşili fasulye, kapuska, Gürcüce, kaldırayak dolması, pırasa çullaması, koruklusu, muhlaması, fasulye yaprağı sarması, ısırgan yemeği, ıspanak kökü zeytinyağlısı, kömeç kavurması, kuru barbunya ezmesi, madımak yemeği, pirinçli mücver, sirken kavurması, ıspanak muhlaması ve zeytinyağlı biber dolması dikkat çekiyor” diye konuştu. Hamur işi, yumurtalı ve et yemekleri Oldukça zengin çeşide sahip Samsun gastronomisinin et, yumurta ve hamur işi lezzetlerine de değinen Prof. Dr. Bulut, “Yöresel et yemekleri arasında Samsun'da öne çıkan yemekler kaz çevirmesi, kaz tiridi, fırında keşkek, topalak, zabranlı yahni, keşkek, yufkalı et, lepsi, zeti, tirit, şipsi, herse ve tavuklu erik yemeği yer alıyor. Yöresel balık yemeklerinden öne çıkanlar hamsi buğlama, hamsi kuşu, tahta balığı ekşisi, tavada kalkan, hamsi pilavı, kefal doldurması, hamsi tuzlaması, morina ızgarası, sebzeli palamut ve tirsi balığı ızgarası dikkat çekiyor. Yumurta kullanılan yöresel yemekler ise çılbır, yumurta piyazı, yumurtalı çökelek ve çakallı menemeni başta geliyor. Yöresel hamur işleri arasında da alt üst börek, bulgurlu börek, buzlamac, hamsili ısır ekmeği, mantı, kuymak, yarımca börek, kavurma börek, gavma, haşhaşlı çörek, kapalı kıymalı pide, peynirli pide, pastırmalı pide, mısır unu pastası, nişasta pastası, nişastı havucu, tepside çörek, yanıç, haluj, metaz, katık böreği, kaypancak, kuru simit, kuru yufka böreği, mısır ekmeği, pıtıl, tohane, toraman havucu, filiya ve kobete başı çekiyor. Yöresel tatlılarda ise Bafra nokulu, kuru yufka tatlısı, irmik helvası, kar helvası, mayalı Çarşamba lokumu, Çarşamba lokumu, kaz yağı ile helva, kıvırtma, kuş baklavası, un helvası, fırında kestane kabağı, kocakarı gerdanı, palüze, sütlü kabak ve mısır unu helvası yer alıyor” şeklinde konuştu. Gastronomi turizminde Samsun'un bazı artılarından ve gastronominin amaçlarından da söz eden Prof. Dr. Bulut, “Gastronomi konusuna da ağırlık veren Samsun, kültürü ile geniş bir yeme içme alanını insanlığa sunuyor. Gastronominin üretim boyutunda yemeği mükemmel şekilde hazırlamak, en iyi şekilde sunabilmek, iyi masa hazırlama bilimine sahip olmak, iyi yemekle ilgili tüm aşamalarda bilgi sahibi olmak, aşçılık sanatı ile ilgili bilinmesi gerekenlere eksiksiz sahip olmak, yemek pişirme ile ilgili tüm uygulamalara sahip olmak, aşçılıkla ilgili bütün özelliklere sahip olmak ve yemek pişirmek için tüm prensipleri taşımak gerekiyor. Gastronominin tüketim boyutunda ise iyi yiyecek ve içeceğe duyulan merak, heves, iyi yeme konusunda abartılı tutku, lüks mekanlara düşkünlük ve lüks yiyeceklere aşırı düşkünlük gibi kavramlar yer alıyor. Amaçları ne olursa olsun seyahat eden insanların tümü seyahat sırasında veya varış noktasında beslenme ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Bu nedenle gastronomi gelen turistlerin akılda yer adına önemlidir” ifadelerini kullandı. Bulut, Samsun'daki coğrafi işaretli yiyecekleri ise Bafra, Çarşamba, Terme pidesi, Samsun simidi, Bafra kaymaklı lokumu, Bafra nokulu, kaz tiridi ve Yakakent mantısı olarak sıraladı. Öte yandan birçok gastronomi ürünü için de coğrafi işaret tescil belgesi başvurusu yapıldığı ve yapılacağı öğrenildi.

Antep 450 çeşit yemekle gastronomi turizmini canlandırıyor Haber

Antep 450 çeşit yemekle gastronomi turizmini canlandırıyor

Türkiye'nin ilk gastronomi kenti olan Antep, 2020 yılında yaşanan Kovid-19 salgını nedeniyle turizmden istediği payı alamadı. Kent turizmi, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerden de olumsuz etkilendi. AA muhabiri Adsız Günebakan'ın haberine göre, gastronomisi ve kültürel değerleriyle yeniden eski günlerine kavuşan kentte, ziyaretçi yoğunluğu yaşanıyor. Ziyaretçi sayısı, salgından önceki 2019 yılının ilk çeyreğinde 221 bin iken, bu yılın aynı döneminde 329 bine ulaştı. Vali Kemal Çeber, AA muhabirine, bölgenin en büyük sanayi kentinin aynı zamanda turizm potansiyelini de bünyesinde barındırdığını söyledi. Turizm sektörünün salgın ve depremle sekteye uğradığını hatırlatan Çeber, şunları kaydetti: "Artık her alanda çok hızlı yol katedecek bir turizm potansiyeli var. Örneğin tarih alanında, milattan önce 8 binlerde Karkamış Antik Kenti'yle başlayan ve bugüne kadar uzanan tarihi serüven var. Burası bereketli hilal, Fırat havzası, insanlığın doğum noktalarından birisi. O doğumdan bugüne bütün medeniyetleri üst üste görmek mümkün. Kültürel anlamda çok zenginiz. 103 coğrafi işaretli ürünümüz var ve buna ekleyeceğimiz birçok ürünümüz sırada bekliyor. Onun dışında, sağlık, spor, ticaret gibi her alanda yüksek bir turizm potansiyeli var kentin. Biz kesintilerden sonra bu potansiyeli ortaya çıkaracak faaliyetleri Büyükşehir Belediyemizle ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla ve turizm sektörüyle sık sık konuşuyoruz. Bu potansiyeli ortaya çıkaracak hem Antep'i bundan istifade ettireceğiz hem de insanlık aleminin hizmetine sunacağız." Karkamış ve Zeugma antik kentlerinde karşılama noktalarının tamamlandığını vurgulayan Çeber, "Ziyaretçilerin her türlü ihtiyacını, bebek odalarından ibadethaneye, hediyelik eşyalardan fotoğraf çekim alanlarına kadar tüm ihtiyaçlarını karşılayacağı alanlar tamamlandı. Yesemek ve Dülük antik kentlerinde karşılama alanlarının yapımı devam ediyor, kısa zamanda tamamlanacak." dedi. Tarihi Rumkale'de yapılan cam terasın önemli bir yatırım olduğunu ve çok yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Çeber, bir taraftan da yollar, yeni müzeler, yeni ulaşım aksları, otel kapasite artışları gibi çalışmaların hayata geçirildiğini dile getirdi. 450'NİN ÜZERİNDE YEMEK ÇEŞİDİ VAR Ramazan Bayramı tatilinde Zeugma Mozaik Müzesini 38 bin, Büyükşehir Belediyesine ait Antep 25 Aralık Panorama Müzesi'ni 25 bin kişinin ziyaret ettiğini aktaran Vali Çeber, şöyle devam etti: "Antep, turizm anlamında gastronomi odaklı biliniyor. UNESCO tarafından gastronomi alanında yaratıcı şehirler ağına alınan ilk kent Antep. Müthiş bir gastronomisi var ancak biz kent olarak baklava ve kebap özelikle görüyoruz ama bunun çok ötesinde 450'nin üzerinde bu kentin yemek çeşidi var. Kazan yemekleri, özel pişirme teknikleri, özel baharatların yer aldığı bir gastronomi kenti. Tabii şu anda gelenlerin ilk hedefi gastronomiden istifade etmek. Haklı da bir hedef ama onun ötesinde Zeugma ve Panaroma'nın ötesinde 20'nin üzerinde müze var. Bunlar ziyaretçi sayılarını çok arttıracak değerler." YIL SONU HEDEF 1,5-2 MİLYON TURİST Kentin 2019'da salgından önceki yılda 150 bini yabancı olmak üzere 780 bin kişiyi ağırladığına işaret eden Çeber, şu bilgileri verdi: "Ziyaretçi sayımızın yıl sonu itibarıyla yaptığımız çalışmalarla 250-300 bini yabancı 1,5-2 milyon olmasını hedefliyoruz. Buna yönelik tanıtım ve diğer faaliyetleri yapıyoruz. Yatak kapasitemiz 10 bin 800 civarında, bunu ilk etapta 20 bine çıkarmayı planlıyoruz. Bunları yaptığımızda kentimiz sadece gastronomi alanında değil tarih, kültür, doğa, hatta inanç turizmi anlamında da turizmin merkezi olacak. Bölge illerinden, civar ülkelerden hatta Avrupa'dan ve Amerika'dan da gelenlerin olduğu sağlık turizmi de söz konusu. Turizmin her alanında kullanabileceğimiz her şeyi ortaya çıkaracak faaliyetlere devam ediyoruz."

Gastronomi turizmi, konaklama turizminden daha fazla kazandırıyor Haber

Gastronomi turizmi, konaklama turizminden daha fazla kazandırıyor

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, coğrafi işaretli ürünlerin yüzde 91’inin gastronomi ile ilgili olduğunu belirterek, başta turizm olmak üzere zengin ve köklü mutfak kültürünün ekonomiye kazandırılması gerektiğini kaydetti. Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, 21-27 Mayıs tarihlerinin Türk Mutfağı Haftası olarak kutlandığını belirterek, gastronomi ve coğrafi işaretler konusunda açıklamada bulundu. Bu yıl Türk Mutfağı Haftası’nın “Sürdürülebilir Türk Mutfağı: Sağlıklı, Geleneksel, Atıksız” ana temasıyla kutlandığını belirten Çandır, kadim Anadolu mutfağının zenginliklerine dikkat çekti. "Gastronomi turizminin katma değeri yüksek" Gastronominin, turizm, ekonomi, coğrafya, antropoloji gibi birçok alana dokunduğunu ve öneminin gün geçtikçe arttığını kaydeden Çandır, "Gastronomi turizmi, konaklama turizmine göre yüzde 40 daha fazla katma değer sağlar. Türkiye'ye gastronomi deneyimi için gelen turistlerin harcamaları ise sadece konaklama amaçlı gelenlerin harcamalarından yüzde 50 daha fazladır. Dünya turizm rotalarında coğrafi işaretli ürünler ve gastronomi turları giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu kapsamda, ülkemiz uluslararası bir coğrafi işaret merkezi olma yolunda çalışmalı ve ürünlerin hikayelerini öne çıkarmalıyız" diye konuştu. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından bin 584 ürünün coğrafi işaret ile tescillendiğini, bu ürünlerin yüzde 91'inin gastronomi ile ilgili olduğunu bildiren Ali Çandır, tescilli ürünlerin yüzde 28'inin yemek, yüzde 21'inin tarım ürünleri, yüzde 21'inin hamur işleri ve tatlılar, yüzde 21'inin ballar, çikolatalar, peynirler ve yağlardan oluştuğunu kaydetti. Çandır, tescil işlemi devam eden 641 başvurunun yüzde 91’inin de yine gastronomi ile ilgili olduğunu söyledi. Coğrafi işarette TOBB gayreti Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı oda ve borsalar olarak yerel değerler ve lezzetleri korumak için tescil ettirdiklerini, ürünlerin yüzde 39’una oda borsalar tarafından coğrafi işaret tescili alındığını belirten Çandır, “TOBB’un yoğun gayretleriyle, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde coğrafi işaret ile tescilli ürün sayısı 21’e ulaşmıştır. 7’si ilan aşamasında olmak üzere, toplam 51 başvurunun işlemleri ise devam etmektedir” dedi. Antalya’nın 1’i halı, 16’sı gastronomi ile ilgili olmak üzere coğrafi işaretli 17 ürünü olduğunu kaydeden Ali Çandır, bu ürünlerin 11’inin Antalya’daki oda ve borsalar tarafından tescil ettirildiğini söyledi. Çandır, Antalya Ticaret Borsası olarak, Antalya tavşan yüreği zeytini ve Korkuteli karyağdı armuduna coğrafi işaret tescili kazandırdıklarını belirterek, "Ülke genelinden gelen destek taleplerine olumlu yanıt vererek birçok ürünün coğrafi işaret ile tescillenmesine katkı sağlıyoruz" dedi. YÖREX ivme kazandırdı Başkan Çandır, bu yıl 13’üncüsü 9-13 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’in yöresel ürünlerin tescili ve ekonomiye kazandırılmasında ciddi katkı sağladığına vurguladı. Ali Çandır, "Yöresel Ürünler Projemiz ile Anadolu’nun kıyıda köşede kalmış yöresel ürünlerinin ekonomiye kazandırılması ve katma değerli bir hale gelmesi için çalışıyoruz" dedi.

Gaziantep ve Şanlıurfa'da Ramazan Bayramı'nda turizm hareketliliği yaşanacak Haber

Gaziantep ve Şanlıurfa'da Ramazan Bayramı'nda turizm hareketliliği yaşanacak

Ramazan Bayramı tatilini değerlendirmek isteyenler, tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra damaklarda unutulmaz tatlar bırakan yöresel lezzetleriyle dikkati çeken Gaziantep'i tercih ediyor. Kentte, Zeugma Mozaik Müzesi, Bakırcılar Çarşısı, Elmacı Pazarı, Gaziantep Kalesi ve Gaziantep Hayvanat Bahçesi gibi mekanlar, sıklıkla ziyaret edilen bölgeler arasında yer alıyor. UNESCO'nun gastronomi alanında "Yaratıcı Şehirler Ağı"na dahil ettiği Gaziantep'te, restoranlar da turistlerin ilgi gösterdiği mekanların başında geliyor. "Baklavanın başkenti" Gaziantep'e gelen yerli ve yabancı turistler, eşsiz mutfak kültürüyle karşılaşıyor. Izgara ve tatlı çeşitleri dışında 400'e yakın kazan yemeğini tatma fırsatı bulan ziyaretçiler, onlarca müzeyi ziyaret ederek kültürel yolculuğa da çıkabiliyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Genel Başkan Başdanışmanı Soner Bacaksız, AA muhabirine, bayram tatilinin 9 güne çıkarılmasıyla bölgede hareketlilik beklediklerini söyledi. Hava sıcaklıklarının artmasının da turizm hareketliliği açısından önemli olduğunu aktaran Bacaksız, şöyle konuştu: "Bölgemizdeki otellerin doluluk oranları yüzde 90'ın üzerine çıkmış durumda. Bayram döneminin yoğun şekilde geçeceğini düşünüyoruz. Misafirlerimizin bölgemizi tercih etmesinin en büyük sebebi gastronomi, sanat, kültür ve tarihin hepsinin bir arada bulunması. Gaziantep'te her türlü imkanımız var. Misafirlerimiz bölgeye geldiğinde günlerini tam gün değerlendirebileceklerdir." "Şanlıurfa olarak hepsini misafir etmekten mutlu olacağız" "Peygamberler şehri" Şanlıurfa'da ise Hazreti İbrahim'in doğduğu ve ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen Balıklıgöl, "tarihin sıfır noktası" diye nitelendirilen UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe, Karahantepe, konik kubbeli evleriyle bilinen tarihi Harran ilçesi ve doğal güzellikleriyle dikkati çeken Halfeti, misafirlerin en çok tercih ettiği yerlerin başında geliyor. Kentteki bir otelin danışmanı Ercan Saygı, AA muhabirine, bayram tatilinde bölgede ciddi yoğunluk olacağını gözlemlediklerini söyledi. Otel olarak yaşanan yoğunluktan duydukları memnuniyeti dile getiren Saygı, "Oteller, acenteler, esnaf, turizm sektörüyle alakalı olan, sıra gecesi yapan yerler, restoranlar, hepsinin bu süreçten mutlu olacağını düşünüyorum." dedi. "Tatilin uzaması hem Şanlıurfa hem de bölge için çok olumlu oldu" Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası Genel Sekreteri Müslüm Çoban ise bayram tatilinin 9 güne çıkarılmasının turizmcileri mutlu ettiğini belirtti. Çoban, şöyle konuştu: "Tatilin uzaması hem Şanlıurfa hem de bölge için çok olumlu oldu. Ülkemizin turizm gelirleri açısından da iyi oldu, en azından insanlar daha uzun süreli de planlar yapabilir. Misafirlerimiz Güneydoğu'ya geldiğinde belki diğer 2-3 gününü başka bir bölgede değerlendirebilirler. Gelen misafirler diyelim Şanlıurfa'yı beğendiler ama 3 günde tam doyamadılar, bu vesileyle doya doya 9 gün boyunca Şanlıurfa ve Güneydoğu'yu güzel bir şekilde ailesiyle, çocuklarıyla değerlendirmiş olur. Şanlıurfa ve Güneydoğu için turizm istatistiklerinde de gelen misafir sayısının artması esnaf olsun halk olsun olumlu yönde büyük bir etkisi olacaktır." Hediyelik ürün satışı yapan Aydın Tekindağ ise 9 günlük bayram tatilinin esnaf için çok iyi olduğunu ifade etti. Gelecek misafirlerin kent ekonomisine katkı sağlayacağını kaydeden Tekindağ, "Kente gelecek misafirler Şanlıurfa'yı gezebilirler, yemek yiyebilirler, alışveriş yapabilirler, hediyelik ürünler alıp kendi memleketine götürebilirler. Bu esnaf için de çok güzel olur. Turizm canlanır, esnafın cebine para girer. Bu 9 günlük tatil esnafımıza da gelen misafirlere de yarayacak." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.