Hava Durumu

#Gıda

TOURISMJOURNAL - Gıda haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gıda haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Açık büfe kahvaltıların sonu mu geliyor? Haber

Açık büfe kahvaltıların sonu mu geliyor?

Kanarya Adaları'ndaki Tenerife'de yaptığım son tatilde Meliá Sol Arona otelinde kaldım. Aklınıza gelebilecek her türlü seçenek ve mutfağın bulunduğu eksiksiz bir açık büfe kahvaltı vardı. Servisin sonunda, ben hala otururken, personel açık büfeden arta kalan yiyecekleri temizlemeye başladı. Şok oldum, devasa kutular getirdiler ve tabaklardaki yiyecekleri doğrudan kutuların içine atmaya başladılar. Yiyeceklerin çoğu el değmemişti ve muhtemelen tazeydi. Sıkı gıda güvenliği düzenlemelerinin üstesinden gelmek şüphesiz zordur. Ancak her işletme gibi oteller de gıda israfını azaltmak için mümkün olan her türlü çabayı göstermekle yükümlü. Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı'nın 2024 Gıda Atık Endeksi Raporu, 2022'de 1,05 milyar ton gıdanın çöpe gittiğini ortaya koyuyor. İtalya'nın Modena kentindeki Casa Maria Luigia'da israfı azaltmak için konuklara daha küçük tabaklar sunmak, hamur işleri ve ekmek porsiyonlarının boyutlarını küçültmek ve konukların uygun porsiyon seçimleri yapmaları için ipuçları vermek gibi adımlar atıldı. Bottura ayrıca otellerin yemeklerin yerinde hazırlandığı canlı pişirme bölmelerini kullanmasını öneriyor. Bu, konuklar açısından eğlenceli bir deneyim ve aynı zamanda önceden hazırlanmış fazlalık yiyeceklerden kaçınmak demek. Tabakta sunulan yemeklerde gıda israfını azaltmak daha kolay Ripoll de Oleza, "Görevlilerin tabaklarla masalara dağıttığı yemeklerin porsiyon boyutları, fazlalığı en aza indirme amacıyla Yiyecek ve İçecek Birimi tarafından dikkatle değerlendiriliyor" diyor: "Artan yemeklerin olduğu durumlarda, şirketimiz bu tür fazla yiyecekleri yerel olarak ortaklıklar kurduğumuz saygın sosyal kuruluşlara bağışlamak için çaba gösteriyor." "Buna alternatif olarak, Too Good To Go gibi platformlar aracılığıyla da satmaya çalışıyoruz, böylece sosyal sorumluluk girişimlerine katkıda bulunurken israfı en aza indiriyoruz." Misafirler gıda israfını azaltmaya nasıl teşvik edilebilir? Öte yandan bazı sorumluluklar da otel misafirlerine ve onların kendi özdenetimlerine kalıyor. Bottura, "Mutfaktan yemek odasına kadar, yiyecek israfının etkileri ve misafirlerin dışarıda yemek yerken veya evdeki mutfaklarına döndüklerinde nasıl değişimin bir parçası olabileceklerine dair bilgilendirici mesajlar sergilenebilir" diyor: "Ekip, çevre dostu ve bitki bazlı ileri seçenekler içeren bir menüyü öne çıkararak konukları anında fark yaratmaya teşvik edebilir ve artan yiyecekleri lezzetli bir şeye dönüştürmenin kolaylığından bahsedilebilir." Otel mutfakları nasıl daha sürdürülebilir hale gelebilir? Bottura'ya göre daha sürdürülebilir olmak ve gıda israfını azaltmak, mutfakta daha yaratıcı ve deneysel olmak için de bir fırsat. "Sürdürülebilir bir mutfak, konukların tüketim alışkanlıklarını anlayarak, satın alımdan tabakta sunuma kadar gıda israfını azaltmak için porsiyon kontrolüyle tarifleri ölçerek ve ayarlayarak iyi bir planlama yapmaktır" diyen şef, şöyle ekliyor: "Benim mutfağımda, gıda fazlası ve artıkları şeflerimizin yaratıcılıklarını kullanmaları ve onları yeniden hayal ettiğimizde nelerin mümkün olduğunu göstermeleri için bir fırsat." İkinci gününde sertleşen ekmekleri örnek veren Bottura, bunların Toskana domates çorbasında veya ekmek pudingi yapmak için kullanılabileceğini belirtiyor. Bu ekmek artıkları iki gün sonra da makarna ve kekler için kullanılabiliyor. Bottura, "Lezzeti daha da yoğunlaştırmak için sebze ve meyvelerden oluşan süslemeleri birçok yemekte kullanıyoruz" diye ekliyor. Patates kabukları, soğan kabukları ve havuç kabukları kızartılarak et suyu yapımında kullanılırken şeftali, karpuz ve salatalık gibi meyve kabukları da yemeklere ve içeceklere renk ve lezzet katmak için kullanılabiliyor. Portakal suyu için sıkılan portakalların kabukları da marmelat yapımında kullanılıyor. Bottura, "Ekip üyelerini gıda israfının etkileri konusunda eğitmek ve gıda tasarrufu sağlayan etkili eylemler uygulamak, BM'nin küresel sürdürülebilirlik gündeminde belirlenen önemli azaltımlara ulaşmak için çok önemli" diyor: "Bir inovasyon ve sorumluluk kültürünü teşvik ederek, atık olabilecek şeyleri mutfak hazinelerine dönüştürebiliriz." Yapay zeka gıda israfını azaltmaya yardımcı olabilir mi? Bu arada bazı oteller gıda israfı sorunlarının üstesinden gelmek için yapay zekayla da denemeler yapıyor. Accor oteller grubu, yapay zekayı mutfaklarına sokmak için teknoloji şirketi Orbisk ile ortaklık kurduğunu açıkladı. Grup, on Avrupa otelinde yapılan denemelerin altı ay içinde gıda israfında yüzde 22'lik bir azalmayla sonuçlandığını belirtiyor. Orbisk'in sistemi, çöpe atılan malzemeleri, hangi miktarlarda ve ne zaman attıklarını takip etmek için yapay zeka görüntü tanıma teknolojisini kullanıyor. Bu veriler daha sonra mutfak ekiplerinin en büyük kayıpların nerede olduğunu belirlemelerine ve özel çözümler uygulamalarına olanak tanıyor.

İklim krizi gıdaların sofradan eksilmesine neden olabilir Haber

İklim krizi gıdaların sofradan eksilmesine neden olabilir

İklim değişikliği, küresel açlık krizi ve yetersiz beslenme konusunda verilen mücadeleyi yetersiz kılabilecek güçte bir tehdit olarak kendini her geçen gün daha fazla hissettiriyor. Sıcaklık ve yağış dinamiklerinin değişmesi ürün çeşitliliği ve mevcut ürünün fiziksel yapısı üzerinde bazı değişikliklere neden olabileceği tahmin edilirken, Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, "Durum o kadar evham verici ki; kahve, bal, çikolata, muz, elma, yer fıstığı gibi ürünler, hammaddelerini verecek ağaçların olumsuz iklim koşulları nedeniyle verim kaybı yaşamasının sonucunda yok olma tehlikesi ile karşı karşıya" dedi. İklim değişikliği ile beraberinde gelen sel, kuraklık, sıcaklık artışı gibi koşulların deniz ürünleri çeşitliliğinde, hayvansal ve bitkisel üretimde gerek üretim koşulları gerekse ürün verim ve çeşitliliği üzerinde birçok olumsuz etkisi bulunuyor. Değişen iklim koşullarının özellikle buğday, mısır ve pirinç rekoltesini şimdiden olumsuz etkilediğini söyleyen Yaşar Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, "Değişen iklim koşulları ekin çeşitleri, yabani otlar ve haşereler ile tozlaştırıcılarda meydana gelebilecek değişimler gibi parametrelerde önümüze olağandan farklı bir seyir serebilir. İklim değişikliği ve sıcaklık artışının tarımsal üretimdeki etkileri, gıda güvenliğini etkileyen ekonomik ve sosyal sonuçlara dönüşebilir. Buradan yola çıkarak üretimdeki etkilenmenin tüketimdeki değişiklik olarak karşımıza çıkacağını ön görmek hiç de zor değil. Bazı ürünlerin faydalı besin içeriği olumsuz iklim koşulları nedeniyle azalma da gösterebilir. Hatta durum o kadar evham verici ki; kahve, bal, çikolata, muz, elma, yer fıstığı gibi ürünler, hammaddelerini verecek ağaçların olumsuz iklim koşulları nedeniyle verim kaybı yaşamasının sonucu yok olma tehlikesi ile karşı karşıya" diye konuştu. Bu tarım ürünlerinin üretimi tehlikede İklim değişikliği nedeniyle verim kaybı yaşaması muhtemel tarım ürünlerinden bahseden Doç. Dr. Uzel, "Çikolatanın hammaddesinin yarısından fazlasının üretildiği Afrika kıtası ülkelerinde, sıcaklık artışı sonucu çikolata hammaddesi olan kakaoda gitgide düşen verim sonucunda yakın gelecekte kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Eğer kakao kaynağı olan ağaçlar tehlikeye girerse beslenme listelerimizden çikolatayı çıkarmak durumunda kalacağız. Soğuk ılıman iklimi çok seven bir meyve ağacı olan elma ağacı ise kış dinlenmesine ihtiyaç duyar ve yüksek sıcaklıktan hoşlanmaz. Bu nedenle iklim değişikliği ile eskiye göre daha ılık geçen kış koşulları bu türdeki verimi tehdit edecek. Yer fıstığı tarımı büyük ölçüde yağmur suyuna bağlı. Yağmur suyuna olan bu bağımlılık, geçmişe göre daha az yağış alan ekim alanlarında yer fıstığı verimini olumsuz etkiledi. Yağışlardaki dengesizliğin devam etmesi durumunda tarımı yapılamayacak ürünler arasında maalesef yer fıstığı da sayılacak. Bu kategoride ne yazık ki buğday, mısır ve pirinç de bulunuyor. Muz ise uygun yetiştirme koşullarına hemen olumlu yanıt verebilen bir bitki ancak koşullar olumsuza döndüğünde de bunun yansımasını hemen gösterir. Özellikle nem ve sıcaklık değişiminden kötü etkilenen muzun gelecek yıllar için yapılan verim tahminleri yaygınlaşması muhtemel hastalıklar nedeniyle olumlu sinyaller vermiyor" dedi. Su kıtlığı avakado üretimini etkileyebilir Meyve ve deniz ürünlerinde ise sıcaklık ve çevre kirliliğinin olumsuz etkisini anlatan Doç. Dr. Uzel, şunları söyledi: "Kiraz, şeftali ve erik meyvelerinin ağaçları ise havalar ısındığında çiçek açar ve tomurcuklanırlar. Düzensiz seyir izleyen hava sıcaklıkları ve daha sıcak geçen ilkbahar hava koşulları nedeniyle erken çiçeklenme, hava sıcaklığındaki dengesizlik nedeniyle soğuyan havada ağaçlarda görülen don olayları verimi kötü etkiliyor. Hasat döneminde görülen sıcaklık düşüşü ve yağmurlar küflenme, diğer hastalıklar, çürüme ile birlikte verim kaybı yaşatıyor. Balıklar denizde gelişimleri ve büyüklükleri ile doğru orantılı olarak her büyüme aşamasında daha fazla oksijene ihtiyaç duyuyor. Ancak çevre kirliliği ve atıkların denizlerde bulunan oksijeni azaltması neticesinde balıklar oksijenin daha bol bulunacağı okyanuslara çekilecek ve bu durum balık tüketimini bizler için ulaşılması zor hale getirecek. Avokado yetiştiriciliği ise Antalya başta olmak üzere ülkemizin güneyinde yaygın. Sağlıklı beslenmeye olan katkısı nedeniyle de oldukça ilgi gören bir meyvedir. Ancak avokado tarımı çok fazla suya ihtiyaç duymaktadır. Dünyada ve dolayısıyla ülkemizde tükenmeye başlayan temiz su kaynakları nedeniyle avokado tarımı da gelecekte kaybolmaya aday alanlardan birisi olabilir." İklim değişikliği mevcut seyrini değiştirmezse günlük öğünlerde tüketilen besinlerden bazılarının gelecekte tüketilemeyebileceğini aktaran Doç. Dr. Uzel, "Biz tüketicilerin beslenme düzenlerini alternatif besin kaynaklarına yönelterek, yani gıda tüketim alışkanlıklarımızda yapılandırma gerçekleştirerek tüketimdeki dengeyi sağlayarak katkı sağlaması gerekiyor. Aynı zamanda sürdürülebilir tarım ilkelerinin uygulanması da tarladan sofraya olan süreçte kaynak yönetiminin verim artışını getirecek olmasından dolayı büyük öneme sahip. Üretimde benimsenen sürdürülebilir ilkelere tarıma dijitalizasyonun entegre edilmesi yoluyla da hem verim artışını sağlayacak hem de ürün yetiştirme ve hasattaki kayıpların önüne geçecektir. Ek olarak, üretimdeki ve tüketimdeki iyileştirmeye köprü olacak gıda dağıtım kanallarında da verimlilik analizi etkin yapılmalı, gıda alanında lojistik uygulamaları tarım ve gıda üretim ilkeleri ile doğru paslaşarak ürün kalite ve güvenliğini ön planda tutarak ilerletilmelidir" şeklinde konuştu.

Tekirdağ'ın Pabuç Köftesi tescillendi Haber

Tekirdağ'ın Pabuç Köftesi tescillendi

Köfte, ülkemizin her yerinden farklı tariflerle pişirilen önemli bir Türk yemeğidir. Tekirdağ'ın köftesi de ayrıca meşhurdur. Eti de lezzetlidir, o nedenle köfte de lezzetli olur. Şekli çocuk ayakkabısına benzediği için zamanında Çerkezmüsellim köftesi denen köfte ayrıca bir lezzetlidir. Dana etinden çekilen kıymanın özel baharatlarla yoğrulmasıyla eşsiz bir lezzete kavuşan Çerkezmüsellim köftesi, kenti ziyaret edenlerin yemeden şehirden ayrılmadığı lezzetler arasında. Yanında servis ettikleri sos ve taze ekmekle çok sevilir. Dışardan Tekirdağ'a gelenler, yemeden dönmez, bilenler bilir. Trakya Kalkınma Ajansı koordinasyonunda yürütülen coğrafi işaret çalışmaları kapsamında Hayrabolu Belediyesi tarafından Çerkezmüsellim Beldesinde üretilen Çerkezmüsellim Köftesi ’ne(Pabuç Köftesi) coğrafi işaret alınması için Türk Patent ve Marka Kurumu'na tescil başvurusu yapılmıştı. Hayrabolu tatlısı, Karacakılavuz dimi dokuması, Malkara eski kaşarı, Tekirdağ köftesi, Tekirdağ peynir helvası, Tekirdağ soğanı, Yapıncak asma yaprağı, Velimeşe bozasından sonra kentin coğrafi işaretli 9`uncu ürünü olarak "Çerkezmüsellim pabuç köftesi"nin tescillendi. Çerkezmüsellim Pabuç Köfte Nasıl Hazırlanır? Et parçaları ve iç yağını iki numara ayna takılmış makineden geçirerek kıyma haline getirin (bir defa çekilecek). Diğer malzemeleri kıymaya katın, 20 dk yoğurun. Buzdolabında 5-6 saat dinlendirin. Izgara yapılacağı zaman köfte hamurunu buzdolabından çıkarın, avcunuzda yuvarlayarak köfteler hazırlayın. Köftelerin her tarafını sık sık döndürerek iki dakika, yani toplam dört dakika ızgara yapın. Böylece köfteniz kabarık ve sulu kalacaktır. Köftenin en büyük özelliği, yörenin meralarında yetişen genç danaların etinden yapılmış olmasıdır. Bir yaşını doldurmamış dananın kol ve kaburga eti kullanılır. Köftelerin % 50si yağsız et, diğer % 50si de boyun ve kaburga bölümlerinden çıkan etle yapılmaktadır. Bu şekilde en mükemmel lezzet elde edilmiş olunur. Yağ oranını ayarlamak için beşte bir oranında içyağı kullanılmaktadır. Etin çekildiği kıyma makinasının ayna denilen bıçağı çok önemlidir. Bıçağın çok keskin olmasına dikkat edilmelidir, aksi takdirde et ezilerek suyunun kaçmasına sebep olunur. Kendine has özel baharat karışımı diğer köftelere oranla pabuç köfteye daha fazla katılır. Kıyma elde yoğurulur ve 5 saate yakın bir süre dinlendirilir. Köftenin lezzetindeki en önemli püf nokta etin kıymasındadır. Bıçakla et ezilerek daha sonra istenilen gram büyüklüğünde köfte haline getirilip, ızgaraya konur.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.