Hava Durumu

#Hamam

TOURISMJOURNAL - Hamam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hamam haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Diyarbakır’daki Şifalı Kaplıca, İtalya'daki Mineraller ile Aynı Değere Sahip Haber

Diyarbakır’daki Şifalı Kaplıca, İtalya'daki Mineraller ile Aynı Değere Sahip

Diyarbakır (İHA) - Diyarbakır'ın Çermik ilçesinde yer alan kaplıca, İtalya'daki kaplıca sularıyla aynı mineral oranına sahip olmasıyla dikkat çekerken fizik tedavisinde tercih ediliyor. Çermik Kaplıcası, şehir merkezine yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Elazığ, Gaziantep, Malatya, Adıyaman, Siirt, Batman ve Mardin gibi yakın illerden büyük ilgi görüyor. 2016 yılında hizmete açılan termal otelin işletme sahibi Yunus Yıldız, kaplıcanın sunduğu mineral zenginliğinin önemine vurgu yaparak, "Bir İtalya, iki Türkiye. Biz mineral açısından daha zengin olduğu için burada bir tesis kurduk" dedi. Suyun özellikle iltihaplı romatizma, kronik bel ağrıları, eklem ağrıları, cilt hastalıkları ve kadın hastalıkları gibi birçok sağlık sorununa iyi geldiğini belirtti. Verilerin Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından yapılan bir analizle de desteklendiğini ekledi. Tesis, bay-bayan aile havuzları, iki termal havuz, iki yarı olimpik tatlı su havuzu, tuz odası, çamur banyosu, masaj odası, sauna ve fitness salonu ile donatılmış durumda. İşletme iştirakçilerinden Şehmus Yıldız, toplamda 82 odadan oluşan tesiste iki aile süiti, iki normal süit ve standart odalar bulunduğunu belirtti. Güneydoğu'nun en büyük spa alanına sahip olduklarını aktaran Yıldız, "Tatlı su havuzlarımız, termal su havuzlarımız, jakuzimiz, Türk hamamımız, saunamız, tuz ve buhar odamız bulunmakta. Suyun kükürt oranı yüksek olduğu için misafirlerimiz tarafından daha fazla tercih ediliyor. Diyarbakır inanç turizmi açısından çok önemli bir noktadadır. Sağlık alanında da İtalya başta olmak üzere dünyanın en değerli minerallerine de sahiptir” ifadelerini kullandı. Müşterilerden Arzu Solmaz, Diyarbakır'dan Çermik'e kaplıcaya geldiklerini ve deneyimlerinden memnun kaldıklarını belirterek, "Çok temiz bir yer. İkinci kez geldik. Sağlığa çok faydalı, biz de faydasını gördük. Bir haftadır daha rahat uyuyorum" şeklinde konuştu.

2025'te Her 5 Kişiden 3'ü Sağlıklı Yaşam İçin Seyahat Edecek Haber

2025'te Her 5 Kişiden 3'ü Sağlıklı Yaşam İçin Seyahat Edecek

Günümüzde tatil anlayışında önemli bir değişim gözlemleniyor. Tatil artık sadece deniz, kum ve güneşle sınırlı değil. İnsanlar, doğayla iç içe, sakin ve huzurlu alanlarda dinlenmeyi, sağlıklarını korumayı ve ruhsal arınmayı hedefliyor. 2024 yaz seyahat raporları, dijital detoks ve wellness uygulamalarına yönelik artan ilginin altını çiziyor. Tatil planı yapanların yüzde 67’si zihinsel rahatlama ve yenilenme, yüzde 49’u ise sağlık kazanma amacıyla tatile çıkmayı planladıklarını belirtiyor. İyi yaşam tatili, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürme amacını güden bir tatil türü. Türkiye, zengin doğal şifa kaynaklarıyla bu tatil konseptinin önemli merkezlerinden biri haline geliyor. Son yıllarda, wellness tesislerine yapılan yatırımlar hızla artarken; bu tesisler sadece bedeni değil, ruhu ve zihni de iyileştiren hizmetler sunuyor. Spiritüel terapiler, yüz ve vücut bakımları, yoga, detoks, medikal terapiler ve kişiselleştirilmiş tedaviler gibi çeşitli seçenekler, tatilcilerin wellness deneyimlerini zenginleştiriyor. 2025 yılı itibarıyla wellness (iyi yaşam) tatilinin, talebin önemli bir kısmını karşılamasının beklendiği belirtiliyor. Wellness seyahatlerinde öne çıkan destinasyonlar arasında Türkiye'nin doğal zenginlikleri yer alıyor. Özellikle Pamukkale, Afyon ve Bursa gibi bölgeler, termal su kaynaklarıyla dikkat çekiyor. Pamukkale, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan travertenleri ve şifalı su kaynakları ile hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Afyon, kaplıca turizminin kalbi olarak biliniyor. Özellikle Sandıklı bölgesindeki yüksek kükürt oranına sahip termal sular, birçok sağlık sorununa çözüm sunuyor. Modern tesislerde, uzman fizyoterapistlerin ve masörlerin hizmet verdiği 4 ve 5 yıldızlı oteller bulunuyor. İstanbul’a en yakın wellness adresleri ise Yalova, Bolu ve Gönen gibi şehirler. Bu bölgelerdeki termal işletmeler, tarihi kökleriyle birlikte modern yatırımlarla hizmet vermeye devam ediyor. Ayrıca, Bursa Çekirge bölgesi de wellness tatili için önemli bir destinasyon olarak öne çıkıyor. Sonbaharın ilk uzun hafta sonu olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, doğanın renk değiştirmesiyle birlikte hem termal sularda ruhsal dinlence hem de doğanın sunduğu eşsiz manzaraların keyfini çıkarma fırsatı sunuyor. Bu nedenle, doğa ile iç içe, sağlık odaklı bir tatil planlamak isteyenler için Türkiye, yerli ve yabancı turistler için ideal bir seçim olarak görünüyor.

Tralleis Antik Kenti, 3 Bin Yıllık Tarihi Mirası ile Gün Yüzüne Çıkıyor Haber

Tralleis Antik Kenti, 3 Bin Yıllık Tarihi Mirası ile Gün Yüzüne Çıkıyor

AYDIN (İHA) - Aydın’ın merkez ilçesi Efeler’de bulunan ve ilk yerleşim yerlerinden biri olarak bilinen Tralleis Antik Kenti, kazı çalışmalarının hızla devam ettiği bir tarihi miras alanı olarak dikkat çekiyor. İlk kazı çalışmalarının 1996 yılında başlatıldığı Tralleis Antik Kenti'nde, bu yıl 28. kazı sezonu sürdürülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras” projesi kapsamında devam eden kazılar, antik kentin gizli kalmış tarihini aydınlatmayı amaçlıyor. Aralık ayının sonuna kadar sürecek olan kazılarda, tiyatro ve stadyum gibi yapılar gün ışığına çıkarılmayı bekliyor. Tralleis Kazı Başkanı ve Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Çekilmez, kazı çalışmaları kapsamında birçok önemli keşif yapıldığını belirtiyor. Tiyatronun yaklaşık 5 ila 10 bin kişilik bir kapasiteye sahip olduğunu ve duvarlarının oldukça iyi korunduğunu aktaran Çekilmez, tiyatro ve stadyumun yan yana konumlanmasının antik çağda çok nadir görülen bir özellik olduğuna dikkat çekiyor. ANADOLU'NUN EN BÜYÜK GYMNASİUM KOMPLEKSİ Kazı çalışmalarının bu yıl Aralık ayına kadar süreceğini ifade eden Prof. Dr. Çekilmez, "Bu çalışmalar Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Geleceğe Miras projesi kapsamında yapılıyor. Sütunlu Cadde olarak adlandırdığımız hamam, gymnasium kompleksinin kuzeyindeki caddede çalışmalara başladık. Daha sonra çalışma alanımız Anadolu'nun en büyük hamam, gymnasium kompleksi olarak bildiğimiz buradaki eski hamam gymnasium kompleksinin içerisindeki mekanları anlamaya yönelik oldu" dedi. Tralleis Antik Kenti’nde süren kazı çalışmalarıyla, bölgenin kültürel ve tarihi yapısı daha ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. 2025 YILINDA ZİYARETE AÇILMASI PLANLANIYOR Kazı alanında işçiler ve bilim insanlarından oluşan 100 kişilik bir ekiple çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade eden Çekilmez, antik kentin ziyaretçilere açılması için gerekli projelerin tamamlandığını da belirtti. Çevre düzenleme projelerinin 2024 yılı Haziran ayında tamamlandığını söyleyen Çekilmez, “Tralleis Antik Kenti'nin turistler tarafından ziyaret edilmesi, ziyarete açılması ile ilgili projeleri yürütüyoruz. 2025 yılında antik kenti turizme açmayı düşünüyoruz" diyerek Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Aydın Valiliğine destekleri için teşekkür etti. Prof. Dr. Çekilmez, 2025 yılında antik kentin turizme açılmasının planlandığını belirterek, ziyaretçilerin bölgenin tarihi mirasına tanıklık etme imkanı bulacağını vurguladı.

8 asırlık Keykubadiye Sarayı’ndaki hamam gün yüzüne çıktı Haber

8 asırlık Keykubadiye Sarayı’ndaki hamam gün yüzüne çıktı

Anadolu Selçuklu Hükümdarı Aleaddin Keykubat tarafından 1220’li yıllarda yaptırılan Keykubadiye Sarayı’nın hamamı yapılan kazı çalışmaları sonrası ortaya çıktı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Ali Baş, “Hamam diye düşündüğümüz mekanın tamamen açılmasıyla çok güzel bir saray hamamının olduğunu gördük” dedi. Anadolu Selçuklu döneminin ünlü saraylarından biri olan Kayseri'deki Keykubadiye Sarayı'nda kazı çalışmaları sürüyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Ali Baş başkanlığında devam eden çalışmalarda Selçuklulara dair yeni yaşam alanları ortaya çıkıyor. 8 asırlık Keykubadiye Sarayı'ndaki çalışmalarda Anadolu Selçuklu döneminin saray yaşantısı ile ilgili keşifler ortaya çıkarken, tonozlu yapı çevresinde bulunan Divanhane’nin ardından hamam da gün yüzüne çıktı. Hamam diye düşündükleri bölümün tamamen açılmasıyla çok güzel bir saray hamamı olduğunu gördüklerini söyleyen Kazı Başkanı Prof. Dr. Ali Baş, “Şu anda Kayseri’de, Keykubadiye Sarayı’nda bulunuyoruz. 1. Alaeddin Keykubat tarafından 1220’li yılların ortalarında inşa ettirilen bir saraydayız. Biz burada 2015 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Selçuk Üniversitesi adına kazı çalışmalarını sürdürmekteyiz. Alanda şu anda özellikle iki tane yapı kalıntısı mevcut. Bu iki yapı kalıntısının çevresinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Biz 2021 yılına kadar daha çok 4 kemerli yapı diye tanımladığımız alanda çalışmalarımızı sürdürmüştük. Ancak 2021 yılından itibaren yoğunluğu burada tonozlu yapı diye tabir ettiğimiz yapı çevresinde sürdürmeye başladık ve bu sene de çalışmalarımızı yine burada sürdürdük. Özellikle 2023 yılında ağırlık buradaydı. 2023 yılı tonozlu yapı çevresindeki çalışmaları tamamlamış bulunuyoruz. Tonozlu yapı çevresinde özellikle çok önemli verilerle karşılaştık. Özellikle mimari anlamda verilerle karşılaştık. Daha önceki senelerde Divanhane’nin ve su sisteminin ortaya çıkması ile ilgili değerlendirmeler yapmıştık. Ancak bu sene onlara ilave olarak hamam diye düşündüğümüz mekanın tamamen açılmasıyla gerçekten burada çok güzel bir saray hamamının olduğunu gördük. Özellikle hamamın belli bölümlerinin okunabilirlik anlamında sağlam kalabilmiş olması bizim için önemli” diye konuştu. Ortaya çıkan verilere göre yapının yönetim birimi olduğunu ifade eden Baş, “Elde ettiğimiz verilerden yola çıkarak burada Divanhane, hamam, bir tane merdivenimiz var. Bu merdivenle birlikte bir seyir terası ve bunlarla birlikte bir su sisteminin burada görülmesi, alanın gerçekten bir yönetim birimi olarak düzenlendiğini göstermektedir. Biz çalışmalarımızı burada sonlandırdık. Şu anda 4 kemerli yapıya geçtik. Çalışmalarımızı ekim ayı ortalarına kadar orada devam ettireceğiz. Bizler çalışmalarımızı yürütürken destek almamız gerekiyor. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Türk Tarih Kurumu’nun bize çok önemli destekleri var. Biz kazıları onların desteği ile götürüyoruz. Fakat yerelde de özellikle Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Kayseri Şeker şirketi bu anlamda çok büyük destekler verdiler. Biz de buna bağlı olarak çok hızlı ve rahat bir şekilde yürütüyoruz. Bundan sonra da inşallah bu şekilde yürüteceğiz” şeklinde konuştu.

Dr. Şebnem Balta: DÜNYA WELLNESS PAZARI 439 MİLYAR DOLAR Haber

Dr. Şebnem Balta: DÜNYA WELLNESS PAZARI 439 MİLYAR DOLAR

Sanitas SPA & Wellness markası bugün Türkiye’nin en geniş ağına dönüşmüş durumda. Özellikle sağlık turizmindeki uygulamalarıyla birçok başarıya imza atan ve uluslararası ödüller kazanan Sanitas; bu sayede dünyanın birçok yerine de danışmanlıklar yapmaya başladı. 2022 yılında Medulux Health Tourism Agency’i sayesinde de sağlık turizminde öne çıkmaya başlayan grup yurtdışından hasta getirmeye de başladı SPA ve Wellness hizmetlerinin iyi verildiği bütün merkezlerde turizm 12 aya yayılıyor. Dr. Şebnem Akman Balta; “Türkiye’nin sahip olduğu maliyet avantajı, ülkemizin tüm dünyada tercih edilen bir turizm destinasyonu olmasını sağlıyor. Güçlendirmemiz gereken yönlerimizin başında, tedavilerin katma değerini yükseltmek olmalı. Türkiye sağlık turizmi sektöründe dünyada ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Amacımız ilk 5’e girebilmek olmalı. Türkiye’nin hak ettiği konumu elde edebilmesi için sektördeki tüm paydaşların doğru bir sıralama ile yer aldığı bir strateji geliştirilmeliyiz. Biz işte buna talibiz. Doğru adımlar atarsak Türkiye turizmde ve sağlıkta parlayan yıldız olur” diye konuşuyor. DÜNYA WELLNESS PAZARI, 439 MİLYAR DOLAR Global SPA & Wellness Summit- SRI International tarafından hazırlanan “Dünya Wellness Pazarı” raporuna göre dünya Wellness pazarı 439 milyar dolara çıktı. Aynı raporda dünya turizm endüstrisi 3.2 trilyon olarak belirtiliyor. Dolayısıyla Wellness pazarı dünya turizm endüstrisinin yüzde 13.71’ini oluşturuyor. 438.6 milyar dolara ulaşan Wellness endüstrisinde konaklama tesisleri 93.4 milyar dolarla ilk sırayı alırken, sıralamada 64.8 milyar Dolar ile Wellness alışverişleri yer alıyor. Wellness endüstrisi içinde önemli bir paya sahip SPA da büyümesini sürdürüyor. SPA, Wellness turizminin yüzde 41’ini oluşturuyor. SPA turizmi yıllık ortalama yüzde 11.1 büyürken, SPA gezi sayısı ise yılda ortalama yüzde 9.6 oranında büyüme kaydediyor. Ülkelerin iç turizmine bakıldığında SPA pazarı yüzde 25 oranla 108.1 milyar dolara ulaşıyor. 2020 yılında, tüm dünya ile birlikte yaşadığımız pandemiye rağmen Türkiye’ye gelen sağlık turistlerinin sayısı 726 bin civarında oldu. Türkiye, sağlık sektöründeki sermayesi ve güçlü altyapısı ile pandemide, sağlık kuruluşlarının kapasite ve niteliklerinin iyi durumda olduğunu kanıtlanmış oldu. TÜRK HAMAMI İLE MARKALAŞABİLİRİZ Dünyadaki SPA konseptleri içerisinde sadece bize özgü olan Türk hamamı… Dr. Şebnem Akman Balta da; bizim coğrafyamıza, kültürümüze özel bir SPA konseptini işledi. Ve diyor ki… “SPA ve Wellness sektöründe Türk hamamıyla markalaşıp dünyadaki eşsiz deneyimlerden biri haline dönüştürebiliriz. Özellikle beş yıldızlı otellerimizde bulunan ve sadece bize özgü olan Türk hamamını öne çıkarmalıyız. İtalya’da veya Türkiye’de denize girilebilirsiniz. Ama İtalya’da Türk hamamı bakımı alamazsınız. Ortak olmayan noktalardan yola çıkarsak markalaşmanın daha hızlı olacağına eminim. Türk hamamını modernize edip günümüz koşullarına uyarlayan tek SPA işletmesi Kendi sektöründe öncü, kalite standartlarını ve hamam ritüellerini zenginleştirerek yolumuza devam ediyoruz. Özellikle 19. yüzyılın sonlarında Papa Kneipp’ın veremi yenmesinde etkili, bağışıklık sistemini güçlendirici su ritüelini de hamam bakımlarımıza ekledik. Hamam yapımında en çok tercih edilen Marmara mermeridir çünkü bakteri ve mikrop barındırmaz. Yani hamam alanları, doğru operasyon yapılırsa hijyenik alanlardır. SPA (Sanus Per Aqua) yani sudan gelen sağlıktır.”

4 Asırdır şifa dağıtan suda yıkanan iyileşiyor Haber

4 Asırdır şifa dağıtan suda yıkanan iyileşiyor

Dulkadiroğlu ilçesindeki İsa Divanlı Mahallesi’nde bulunan Uyuz Pınarı Hamamı, 4 asırlık tarihi geçmişi ile başta uyuz olmak üzere cüzzam ve cilt hastalıklarına iyi geldiğine inanılıyor. Birinci görüşe göre, 2. Selim tarafından Hicri 978 / Miladi 1570 yılında yaptırılırken, ikinci görüşe göre ise Osman Çelebi bin İsa Divan tarafından Miladi 1550'de yaptırıldığı yer alan hamamın; Romalılar, Bizanslılar, Müslüman Araplar, Selçuklular, Dulkadirliler ve Osmanlılar tarafından kullanıldığı kaydedildi. Tarihi yapı, Dulkadiroğlu Beyliği döneminde ise cüzzam hastalarının tedavi edildiği yer olarak dikkat çektiği biliniyor. Özellikle Roma döneminden başlayarak Kahramanmaraş’ta ve bölgede cilt hastalarının, özellikle cüzam hastalarının bölgeye gelerek şifalı suda yıkanarak rahatsızlıklarından kurtulduğu ifade ediliyor. 2006 yılında yenilendikten sonra vatandaşlara su vermeye devam eden tarihi yapı, içerisinde hastaların banyo yapabileceği şekilde yeniden ayağa kaldırılarak günümüzde şifa arayan vatandaşlardan ilgi görüyor. Hamam hakkında bilgi veren mahalle sakini 67 yaşındaki Erol Gökduman , “Uyuz Pınarı, Asurlular zamanına kadar dayanan bir suyumuzdur. Asurlular zamanında cüzzamlı hastalara şifa olduğu biliniyor. Şu anda da çevre illerden gelen hastalara da şifa veriyor. Hatta bir doktor buraya gelerek çare bulamadığı kuru kaşıntı sorunun çözdü” dedi. Özellikle cilt hastalıklarının giderilmesi için Uyuz Pınarı’na gelinmesi gerektiğini dile getiren Gökduman, “Şifa niyetine gelen herkes şifa buluyor. Buraya dışarıdan gelen çok insan var. Bu su başka birilerinin elinde olsa daha kıymetli olurdu. Ben burada çocukluğumdan beri yıkanırım ve hatta yaz aylarında 2 güne bir yıkanırım. Ben kaşıntı nedir bilmem. Bu şifalı suyumuzun değerini bilelim” diye konuştu.

Hierapolis'teki Hamam Bazilikası'nda yıkılma tehlikesi Haber

Hierapolis'teki Hamam Bazilikası'nda yıkılma tehlikesi

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Pamukkale’yi bünyesinde barındıran Hierapolis Antik Kenti'nin önemli yapıtlarından olan Hamam Bazilikası'nın yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı iddia edildi. İskelelerle tutturulan ve etrafı örgülerle çevrilen binlerce yıllık hamamın son halini değerlendiren turizmciler, antik kentte 65 yıldır devam eden çalışmalarda yılda sadece 2 ay kazı ve restorasyon yapıldığını söyledi, İtalyan heyeti tarafından yürütülen çalışmanın yetersiz olduğunu öne sürdü. M.Ö. 3. yüzyılda Bergama krallarından 2. Eumenes tarafından kurulduğu, ismini de Bergama'nın kahramanı Telephos'un karısı Amazonlar Kraliçesi Hiera'dan aldığı tahmin edilen Hierapolis Antik Kenti, Pamukkale'yi de bünyesinde barındırması nedeniyle her yıl dünyanın farklı ülkelerinden milyonlarca turisti ağırlıyor. Hierapolis’in önemli yapılarından birisi olan ve farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan 2 bin 800 yıllık Hamam Bazilikası, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yaşanabilecek olumsuzluklara karşı etrafı tel örgülerle çevrilen tarihi yapı, yıkılmaması için demir iskeleyle sabitlenmeye çalışıldı. Antik kentte 65 yıldır devam eden çalışmalarda yılda sadece 2 ay kazı ve restorasyon yapıldığına işaret eden turizmci Gazi Murat Şen, İtalyan heyeti tarafından yürütülen çalışmanın yetersiz olduğunu öne sürdü. "PAÜ'den destek alınmalı" Antik kentteki kazı çalışmalarının hızlandırılması gerektiğine işaret eden Gazi Murat Şen, atılacak adımların yılda yaklaşık 2 milyon turist ağırlayan Pamukkale’deki ziyaretçi sayısının artırılmasında da önemli rol oynayacağını söyledi. Şen, "Pamukkale Hierspolis ören yerinde 1957 yılında başlayan çalışmalar bugüne kadar sürüyor. Bu kazı ve restorasyon çalışmalarını İtalyan kazı heyeti yapmaktadır. Geçmiş dönemlere baktığımız zaman orada yoğun bir restorasyon ve kazı çalışması görüyorduk. Gelen ekip daha kalabalıktı. Son 10 yıla baktığımız zaman gelen ekibin kazı süreleri azaldı. Geçmişte 6 ay civarında burada çalışmalar yapan ekip, yaklaşık 2 ay zarfında burada kaldıktan sonra Hierapolis ören yerinden ayrılıyor. Bu kazı ve restorasyon çalışmaları maalesef yetersiz kalıyor. Ayrıca 65 yıldır yapılan çalışmalar sonucunda belli bölgelerde tekrar restorasyon ihtiyacı duyuldu. Bunun neticesinde de bu kazı alanlarında restorasyonun yapıldığı alanlar ziyaretçilerin dolaşmasını engellemek için çitlerle çevrildi. Bu ziyaretçilerin sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Geldiğimiz noktada özellikle Pamukkale Üniversitesi'nin kazı ve restorasyon çalışmalarına katılması sağlanabilir. Laodikya Antik Kenti'nde yılın 12 ayında Pamukkale Üniversitemiz, kazı ve restorasyon çalışmalarını sürdürüyor. Çok ciddi ilerlemeler kaydediyor. Pamukkale ören yerinde belli alanda hem restorasyonların tekrar yeniden yapılması hem de yeni alanların açılması bize ilave ziyaretçi kazandıracaktır. 2019 yılında yaklaşık 2 milyon 500 bin kişi ağırlayan, bu yıl da 2 milyon ziyaretçi hedefini yakalayan ve Türkiye'nin en önemli ören yerlerinden birisi olan Pamukkale Hierapolis ören yeri, Bu çalışmalar hızlanırsa şu anki ile kat kat daha fazla ziyaretçi almaya devam edecektir” dedi. “Bu büyüklükteki alan kaybedilmemeli” Yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Hamam Bazilika yapısının Hirerapolis Antik Kenti için büyük önem taşıdığını belirten Şen, “Burası geçmişte şehre gelen ziyaretçilerin yıkandığı ve arındığı bir bölgeydi. Kent için çok çok önemli bir bölge konumunda. Hac için gelenler, bölgeye şifa için gelenler bu bölgede toplanıyorlardı. Burası bunun için çok ciddi bir yapıdır. Gelen ziyaretçilerin çoğu burayı ziyaret ediyor. Burası kitaplarda geçen bir noktadır. Şu anda burası iskelede askıya alınmış durumdadır. Bir yıkılma tehlikesi var. Buranın da acilen tekrar restorasyonunun yapılması gerekiyor. Bu büyüklükteki devasa restorasyon alanının kaybedilmemesi gerekiyor” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.