Hava Durumu

#Harput Kalesi

TOURISMJOURNAL - Harput Kalesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Harput Kalesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Harput Kalesi kazılarında bin yıllık “sanayi sitesi” keşfedildi. Haber

Harput Kalesi kazılarında bin yıllık “sanayi sitesi” keşfedildi.

Tarihi Harput Kalesinde yapılan arkeolojik kazılarda, MÖ 3000 yıllarından itibaren yerleşim gördüğü belirlenen bin yıllık bir "sanayi sitesi" keşfedildi. Urartu Krallığı dönemine ait demir atölyeleri ve maden eritme ocaklarıyla dolu olan bu alanın, 1850'lere kadar aktif olarak kullanıldığı tespit edildi. Tarihi Harput Mahallesinde bulunan MÖ 3000 yıllarından itibaren yerleşime başlanan ve 8. yüz yılda Urartu Krallığı tarafından surlarla çevrelenen Harput Kalesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Elazığ Valiliği ve Fırat Üniversitesinin desteğiyle yürütülen restorasyon ve arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. FÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç başkanlığında 11 yıldır yürütülen kazı çalışmaları çerçevesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine bulunan kalede, bu süre zarfı içerisinde birçok tarihi yapı ve 100 binden fazla tarihi eser objesi çıkartıldı. Urartu Krallığı tarafından surlarla çevrilen Harput Kalesinin batı surlarında iki burç arasında kalan bölgenin, 3 yıl süren kazı çalışmaları sonucu elde edilen buluntulardan, bin yıllık "sanayi sitesi" keşfedilmişti. Yapılan kazılar sonucu demir atölyeleri, maden eritme ocakları ve depo alanlarından oluşan bin metrekarelik kompleks bir alan olduğu tespit edilen sanayi sitesinde daha sonra elde edilen özellikle bakır sikke, porselen bazı mobilya aksamlar ve diğer buluntuların sanayi atölyeler bölümünün 1850'lere kadar kullanıldığı ortaya çıktı. Bizans, Artuklu, Selçuklu, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlı dönemlerinde aktif kullanıldığını ve en az bin yıllık olduğu tespit edilen atölyelerde kazı ve restorasyon çalışmaları sürüyor. ''İç içe geçmiş ısı derecelerine göre farklı amaçlarda kullanılan eritme fırınları yer alıyor'' Dönemin sanayi sitesi olarak kullanılan alan ile ilgili bilgi veren belirten Prof. Dr. İsmail Aytaç, ''Harput Kalesinde demirci atölyelerinin bulunduğu bölüm restore edilmiş olan kısmı. Bu gördüğümüz alan yaklaşık bin metrekarelik bir alan. Altta sarnıç üstte atölye olan kısımdayız. Yan taraftaki kazılarımız, çalışmalarımız devam ediyor. Buradaki kısımda ise restorasyonlar tamamlandı ve ziyarete açık hale geldi. İç içe geçmiş ısı derecelerine göre farklı amaçlarda kullanılan eritme fırınları yer alıyor. Yanlarında da yine burada çıkan demir külçeleri bulunmaktadır. Bölgede elde edilen bu külçeler buraya getirilmiş, mamule dönüştürülmüştür. Bazıları döküm tekniğiyle mamul olmuş bazıları da özellikle şekillendikten sonra dövme tekniğiyle mamule çevrilmiştir. Çok sayıda burada ok ve mızrak uçları, metal nal ve çivi, süs eşyası, mobilya aksamı çıktı'' dedi. ''Savaş zamanında daha çok askeri malzeme üretildiğini anlıyoruz'' Elde ettikleri objelerden bin yıllık olan sanayi sitesinin 150 yıl öncesine kadar kullanıldığını ifade eden Prof. Dr. Aytaç, ''Savaş zamanında daha çok askeri malzeme üretildiğini anlıyoruz. Barış zamanında da günlük yaşam ile ilgili eserlerin üretildiği atölyeler kısmı var. Zamanının sanayi sitesi demek yanlış olmayacaktır. Atölyeler bölümü en az bin yıllık ve 1850'lere kadar kullanıldığını söyleyebiliriz. Hem burada çıkan bir bakır sikkeden hem de porselen bazı mobilya aksamlarından ve diğer buluntular o tarihlere kadar buranın kullanıldığını gösteriyor. 1860'larda Harput Kalesinde askeri birlik garnizon şehre taşınınca burası da yavaş yavaş kullanımdan düşmüş, ondan sonra da toprakla kapanmıştı. Biz endüstri mirası olarak kazılarını yaptık ve turizme kazandırma noktasına geldik” diye konuştu.

Harput Kalesi'nde 1000 yıllık saray mutfağı bulundu Haber

Harput Kalesi'nde 1000 yıllık saray mutfağı bulundu

Milattan önce 3 bin yıllarında yerleşimin başladığı ve Urartu Krallığı tarafından surlarla çevrilen Roma, Bizans, Sasani, Artuklu, Selçuklu, Dulkadiroğulları, Safeviler ve Osmanlı gibi birçok medeniyetin izlerini barındıran Harput Kalesi'nde arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları kademeli olarak devam ediyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan kalenin Sarayönü olarak adlandırılan bölümündeki kazı çalışmaları sonucu dönemin kale yöneticileri ve devlet adamları için yemek ve ekmek pişirilen mutfak bölümü bulundu. Tamamlanan arkeolojik kazı çalışmaları sonucu yaklaşık 1000 yıllık olduğu tahmin edilen saray mutfağında, 8 tandır ile çoğu kırık halde sırlı servis tabağı, çömlekler ile mancınık güllesi gün yüzüne çıkarıldı. Harput Kalesi Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç ve ekibi tarafından bulunan saray mutfağı ile mancınık güllesi hikayesini de anlatan bir yazıtla birlikte restorasyonun tamamlanmasının ardından ziyarete açılarak turizme kazandırılacak. "1860'lara kadar bu mutfağın faaliyette olduğunu tahmin ediyoruz" Aytaç, AA muhabirine, kazı çalışmaları sonucu gün yüzüne çıkarılan saray mutfağının, Ankara Ticaret Odası ve Ankara Patent Bürosunun yaptığı çalışmayla çeşit ve lezzet bakımından Türkiye'nin Gaziantep'ten sonra en fazla yemek çeşidine sahip Elazığ'ın en eski mutfağı olduğunu belirtti. Saray mutfağının kentin gastronomi kültürünün tarihi derinliğini göstermesi bakımından da önemli bir keşif olduğunu ifade eden Aytaç, şöyle konuştu: "Harput Kalesi'nin mutfak bölümünün yaklaşık 1000 yıllık olduğunu tahmin ediyoruz, Geç Bizans döneminden Artuklu, Selçuklu beylikleri ve Osmanlı dönemine kadar burada kap kaçak ve buluntular elde ettik. Kalenin terk edildiği 1860'lara kadar bu mutfağın faaliyette olduğunu tahmin ediyoruz. Burada 8 tandır ve 2 küllük bölümü belirledik. Tandırlardan iç içe geçmeli olanlar da var. Çıkan buluntular arasında küçük ve büyükbaş hayvan kemikleri de var." "Tandırlardan birinin tam ortasında mancınık güllesi çıktı" Aytaç, mutfakta yer alan tandırların 7'sinin toprak kalıntılarını aldıklarında birinin içinde mancınık güllesini bulduklarını söyledi. Güllenin 13. yüzyıl tarihçisi İbni Bibi'nin Farsça Muhtasar Selçuknamesi'nde bahsettiği, 1234 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'ın kaleyi kuşatması esnasında askerler tarafından atılan ve sarayın mutfağına düşerek tandırda pişen kuzuyu deviren mancınık güllesi olabileceğini anlatan Aytaç, şöyle devam etti: "İbni Bibi'nin eserinde yazılanlara göre miladi 1234 yılında Harput hükümdarı Nurettin Artuk Şah bağlı bulunduğu Eyyübi meliklerini kendini koruması için kaleye davet eder ve o yıl Alaaddin Keykubad kaleyi kuşatır. Kalenin çevresine 18 mancınık yerleştirir ve kaleyi taş güllelerle dövmeye başlar. Bu taş güllelerden biri İbni Bibi'nin nakline göre, içinde kuzu pişirilen tandırın ortasına düşer ve bu olay kalede korkuya neden olur. İbni Bibi yazısında şöyle diyor, 'Bu olaydan sonra melikler ve Nurettin Artuk Şah çok korktu, çekindi ve kaleyi teslim etti.' Bulduğumuz tandırlardan birinin tam ortasında mancınık güllesi çıktı, bu durum İbni Bibi'nin anlattığı hikayeyle örtüşüyor. Biz de bu mancınık taşını mutfak bölümünde içini boşaltmadığımız tandırın üstünde sergileyeceğiz ve bunun hikayesini de kısaca burada anlatacağız." Aytaç, kalenin Sarayönü bölümünde ortaya çıkarılan mutfağın alt katmanlarının da olabileceğini tahmin ettiklerini ancak üst katmanların bozulmaması için daha derine inmediklerini anlattı. Bu bakımdan mutfağın alt katmanlarının daha da eski olabileceğini vurgulayan Aytaç, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından saray mutfağını ve mancınık taşını hikayesini de anlatan bir yazıtla turizme kazandıracaklarını sözlerine ekledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.