Hava Durumu

#Hazır Giyim

TOURISMJOURNAL - Hazır Giyim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hazır Giyim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor Haber

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasıyla 2053 yılı için “net sıfır karbon” hedefini ilan etti. Bu karar, ambalajdan gıdaya, tekstilden kimyaya kadar tüm sektörlerin ajandasında yeşil dönüşümü birincil öncelik haline getirdi. Özellikle ihracatçı sektörler, rekabetçiliği korumak için yeşil dönüşüm yatırımlarına hız veriyor. İklim krizinin etkisi her geçen gün daha fazla hissedilirken, iş dünyasında büyük ölçekli politika değişiklikleri yaşanıyor. Dünya genelinde üretimden tüketime kadar her aşamada yeşil dönüşüm, en önemli gündem maddesi haline geldi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımı raporuna göre, temiz enerji teknolojisi ve altyapısına yapılan küresel yatırımlar bu yıl 2 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam, fosil yakıtlara yapılan yatırımın iki katı. IEA, toplam enerji yatırımının 2024’te ilk kez 3 trilyon doları aşacağını öngörüyor. TÜRKİYE’NİN ENERJİ VERİMLİLİĞİ HEDEFİ Türkiye, sürdürülebilir ekonomiye geçiş için önemli adımlar atıyor. 2024 yılı başında açıklanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, Türkiye 2030’a kadar enerji tüketimini %16 azaltarak 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefliyor. Bu hedef için planlanan 20 milyar dolarlık yatırımın 7 milyar doları sanayide gerçekleşecek. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü, Türk sanayisinin bu dönüşüme hazır olduğunu ancak finansman maliyetlerinin önemli bir engel oluşturduğunu belirtiyor. Ünlü, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Türkiye Yeşil Taksonomisiyle ilgili mevzuatların yakın zamanda yürürlüğe girmesini beklediklerini ifade etti. Türkiye’nin yeşil dönüşüm ajandasında karbon nötr hedeflere ulaşmak, yeşil ekonomi uygulamalarını yaygınlaştırmak ve döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek gibi stratejik öncelikler yer alıyor. Bu doğrultuda enerji, sanayi, ulaşım ve tarım sektörlerinde emisyon azaltıcı önlemler alınması planlanıyor. Deloitte Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Murat Günaydın, karbon fiyatlandırma politikalarının ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin öncelikli konular olduğunu vurguluyor. Günaydın, yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanacağını, enerji depolama sistemleri ve akıllı şebeke altyapılarına yatırımların önem kazanacağını belirtti. 15 SEKTÖRÜN DÖNÜŞÜM PLANLARI AB’nin Yeşil Mutabakat kriterleriyle uyum sağlamak isteyen Türkiye, ambalajdan tekstile, gıdadan plastik sektörüne kadar 15 büyük sektörü kapsayan dönüşüm projelerine odaklanmış durumda. 2050 yılında iklim nötr ilk kıta olmayı hedefleyen AB’yle ticaret yapmak isteyen ihracatçılar, bu süreç için kolları sıvadı. Yavuz Eroğlu / PAGEV / PAGÇEV PAGÇEV, Türkiye’yi küresel geri dönüşüm merkezine dönüştürmek için önemli projeler hayata geçiriyor. RePlast Eurasia Fuarı ile sektörde uluslararası bir platform oluşturuluyor, Türkiye’nin yeşil dönüşümde liderlik hedefi destekleniyor. Ambalaj Sektörü - Zeki Sarıbekir / ASD: Ambalaj sektörü, karbon ayak izini azaltarak döngüsel ekonomiye geçişte önemli adımlar atıyor. Geri dönüştürülebilir malzemelerle üretimi artırmayı hedefleyen sektör, ileri teknoloji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize etmeye odaklanıyor. Yeşil OSB projelerine destek veren sektör, otomasyon ve Endüstri 4.0 ile uyumlu çalışmalara yöneliyor. Çimento Sektörü - Volkan Bozay / TÜRKÇİMENTO: Yeşil çimentoya geçiş sürecini hızlandıran çimento sektörü, düşük karbonlu üretim için alternatif yakıtlar ve geri kazanım teknolojilerine yatırım yapıyor. Klinker oranını düşürmeyi amaçlayan tebliğ ile önümüzdeki 10 yılda 11 milyon ton karbon salımı azaltılacak. Plastik Sektörü - Kenan Benliler / PAGDER: Plastik sektörü, karbon ayak izini azaltmak için geri dönüşüm kapasitesini artırıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize eden sektör, ürünlerin geri dönüşüm perspektifiyle tasarlanmasını teşvik ediyor. Kimya Sektörü - Adil Pelister / İKMİB: Plastik ve polimer alt sektörlerinde geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıyla fosil yakıtlara bağımlılık azaltılıyor. Biyoplastikler ve biyoparçalanabilir malzemeler öne çıkıyor, özellikle temizlik, tarım ve kozmetik sektörlerinde çevre dostu ürünlere olan talebi karşılıyor. Sektör, sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklanarak yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji tasarrufu önlemleri geliştiriyor. Tekstil Sektörü - Ahmet Öksüz / İTHİB: Tekstil sektörü, "Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi"ni yayımlayarak yeşil dönüşümde öncü adımlar attı. Marka-üretici-tüketici iş birliğine dayalı çözümlerle "greenwashing" denen yanıltıcı pazarlama taktiklerine karşı önlemler geliştirilmesi planlanıyor. Üreticiler, operasyonel süreçlerinde çevre dostu yöntemlere geçiş ve enerji verimliliği için yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyor. Hazır Giyim Sektörü - Mustafa Paşahan / İHKİB: Belirlenen 40 eylemden 18’i uygulamaya geçti. Sektör, AB’nin sağladığı 37 milyon Euro’luk hibe desteğinden faydalanıyor. Karbon ayak izi ölçümü, ürün yaşam döngüsü, sera gazı emisyonları gibi konularda eğitimler düzenleniyor. Temmuz 2024’te yürürlüğe giren Ekotasarım Yönetmeliği ile, 2027’de dijital ürün pasaportuna geçilecek. Dönüşümün finansmanı için bakanlıklarla temaslar sürüyor. Lojistik Sektörü - Bilgehan Engin / UTİKAD: Lojistik, küresel sera gazı emisyonlarının %5’ini oluşturuyor. Taşımacılık %89, depolama %11 oranında buna katkıda bulunuyor. UTİKAD, üyelerine karbon ayak izi hesaplama, çevre dostu teknolojiye geçiş, intermodal taşımacılığın teşviki ve demiryolu taşımacılığının artırılması gibi alanlarda destek sağlıyor. Yeşil Lojistik Odak Grubu ile mevzuat değişikliklerini ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerini değerlendiriyor, webinarlar düzenliyor. Enerji Sektörü - Elvan Tuğsuz Güven / HESİAD: Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimindeki payı %59’a ulaştı. 2035’e kadar 120 bin MW rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi hedefleniyor. 80 milyar dolarlık yatırım planlanıyor. HES projelerinin hibrit kaynaklarla entegre edilmesi ve izin süreçlerinin kolaylaştırılmasının yeşil dönüşüme büyük katkı sağlayacağı söyleniyor. Tarım Sektörü - Muzaffer Turgut Kayhan / IPUD: Türkiye, 1,5 milyon hektar alanda organik tarım yapıyor ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılıyor. Türkiye'deki pamuk üretiminin %10’u sürdürülebilir kaynaklardan sağlanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörleri 2025’e kadar sürdürülebilir pamuk kullanımını %100’e çıkarmayı hedefliyor. İyi pamuk uygulamaları ile, yerli hammadde kullanımı artırılarak ihracat gelirlerinin Türkiye’de kalmasını sağlanacak. Demir ve Demir Dışı Metaller Sektörü - Çetin Tecdelioğlu / İDDMİB: 2026’dan itibaren karbon vergisi zorunluluğu getirileceği için hazırlıklar yapılması gerekiyor. Sektör, enerji yoğunluğu nedeniyle yeşil dönüşüm için enerji yatırımlarına ihtiyaç duyuyor. Dünya Bankası’ndan yatırımlar için 600 milyon Euro’luk kredi garantisi sağlandı. Firmaların, atıklarını uygun şekilde bertaraf etmesi ve kooperatif enerji üretim merkezleri kurarak kendi enerji ihtiyaçlarını karşılaması gerekecek. OTOMOTİV SEKTÖRÜ Otomotiv sektörü ihracatının %70’ini Avrupa pazarına yaparken, yeşil dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Ticari araçlarda elektrikli, binek araçlarda hibrit ve şarj edilebilir hibrit modellerle bu dönüşüme uyum sağlanıyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde IPA III programı kapsamında hibe desteği almaya hak kazandı. "Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği" ile "Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim" odaklı dört yıllık proje, sektördeki dönüşümün temellerini güçlendirecek. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Avrupa pazarında daralan talep ve elektrikli araçların düşük pazar payına dikkat çekerek, şarj altyapısı, teşvik mekanizmaları, yerli tedarik sanayinin dönüşümü, mevzuat altyapısı ve temiz enerji yatırımlarına yönelik bütüncül politikaların gerekliliğini vurguladı. 2025'te devreye girecek sıkı karbon emisyon hedefleri doğrultusunda Avrupa'nın milyarlarca Euro'luk elektrifikasyon yatırımları hızlanırken, Türkiye de bu sürece entegre olmak zorunda kalacak. TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDE ÖNCÜ Sürdürülebilir turizm, çevrenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi odaklı çalışmalarıyla öne çıkıyor. Türkiye, 2023 yılında Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) aracılığıyla Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile iş birliği anlaşması yaparak, sürdürülebilirlikte dünya çapında örnek gösterilmişti. Türkiye’nin GSTC ile geliştirdiği ulusal sürdürülebilir turizm programı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesine katkı sağlıyor. Bu dönüşüm, ülkeyi uluslararası turizm trendlerine uyumlu hale getirerek güçlü bir rekabetçi konuma taşıyor. 2030'da uluslararası turist sayısının 1,8 milyara ulaşması beklenirken, Türkiye’nin bu süreçteki rolü giderek büyüyor. İNŞAAT SEKTÖRÜ: UYUYAN DEV İnşaat sektörü, küresel karbon emisyonlarının %40'ını oluşturması nedeniyle iklim kriziyle mücadelede kilit bir sektör olarak konumlanıyor. Binaların enerji tüketimi ve yaşam döngüsünde kullanılan malzemeler büyük oranda sera gazı emisyonlarına yol açıyor. Dünya Bankası, 2050’ye kadar dünya nüfusunun %70’inin şehirlerde yaşayacağını ve enerji tüketiminin büyük kısmının kentlerden kaynaklanacağını öngörüyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), bu doğrultuda Ulusal Katkı Beyanı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı altında bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Kamu-özel sektör iş birliği ile kurulan Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu, sektörü geleceğe hazırlamak için gerekli koordinasyonu sağlıyor. Süheyla Çebi Karahan - Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkan Vekili: İnşaat sektöründe yapılı çevre kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için ulusal bazda bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini söylüyor. Tasarım, malzeme seçimi, inşaat, kullanım ve yıkım süreçlerini kapsayan yapısal değişiklikler gerektiğini belirtiyor. Yeşil bina teknolojileri ve enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi gerektiğini ekliyor. Cem Özkök - Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı: Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması için yeşil enerji projelerine daha fazla destek sağlanması gerektiğini aktarıyor. "Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulmalı ve AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile uyumlu hale getirilmeli" diyor. 2053 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor Dr. Sena Serhadlıoğlu - SHURA Enerji Merkezi Kıdemli Analisti: İklim Yasası’nın yürürlüğe girmesi ve karbon fiyatlaması pilot uygulamasının başlaması bekleniyor. AB pazarında rekabet gücünü artırmak için karbon fiyatlamasına geçiş önemli hale geliyor. Kısa vadede enerji verimliliği ve elektrifikasyon, uzun vadede ise yeşil hidrojen gibi teknolojiler sanayide düşük karbonlu üretim için belirleyici olacak. Müberra Eresin - Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı: Türkiye, sürdürülebilir turizmde küresel bir örnek olmaya hazırlanıyor. Türkiye Sürdürülebilir Turizm Endüstri Kriterleri (TR-I), uluslararası standartlarla uyumlu şekilde hayata geçirildi. Bu dönüşüm, turizm sektöründe farkındalığı artırarak hem işletmelere hem de topluma katkı sağlayacak. Fatih Eren - Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı: Geri dönüşüm sektöründe enerji tüketimi yüksek, ancak güneş ve rüzgâr gibi alternatif enerji kullanan tesisler oldukça az. Yeşil enerji altyapısına yatırım yapmak ve bu enerjinin üretime yeterli olup olmayacağı konularında soru işaretleri bulunuyor.  

DeFacto, bu yıl Avustralya ve Güney Amerika pazarına açılmayı hedefliyor Haber

DeFacto, bu yıl Avustralya ve Güney Amerika pazarına açılmayı hedefliyor

DeFacto Üst Yöneticisi (CEO) İhsan Ateş, Defacto'nun bugün 5 kıtada 93 ülkede faaliyet gösteren global bir moda markası olduğunu belirterek, 'Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 100 ülkede olacak ve 100 yeni mağaza açacağız. Bu yıl 2 yeni kıtaya da giriyoruz, Avustralya ve Güney Amerika.' dedi. İhsan Ateş, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, global ölçekteki büyümelerini sonucu olarak Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile yollarının kesiştiğini ve ortaklık anlaşmasına imza attıklarını dile getirdi. Ateş, 'EBRD, sağlam finansalları olan ve aynı zamanda da sürdürülebilirliği odağına yerleştiren kurumlarla iş ortaklığı yapıyor biliyorsunuz. Dolayısıyla bu yatırımla şirketimize ve büyüme potansiyelimize duyduğu güveni ortaya koyarken sürdürülebilir kalkınma vizyonuyla da markamıza değer katacak.' değerlendirmesinde bulundu. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının, dünyanın önde gelen finans kuruluşlarından biri olduğunu aktaran Ateş, 'Şirketimize 1,1 milyar TL yatırım yaparak azınlık hisselerini aldı. Şüphesiz bu ortaklık sadece bizim için değil tüm perakende sektörü için de önemli bir adım. Bu ortaklık bizim uzun yıllardır sürdürdüğümüz globalleşme başarısının da en somut göstergelerinden biridir.' açıklamasını yaptı. Ateş, Defacto'nun bugün 5 kıtada 93 ülkede faaliyet gösteren global bir moda markası olduğuna işaret ederek, 'Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 100 ülkede olacak ve 100 yeni mağaza açacağız. Bu yıl 2 yeni kıtaya da giriyoruz, Avustralya ve Güney Amerika.' diye konuştu. 2027 yılında 180 ülkede olmayı hedeflediklerini aktaran Ateş, 'Bu yılki büyüme hedefimiz ise 3 haneli. Hedefimiz sıçrayarak büyümek ve odağımız her zaman olduğu gibi müşterimizi kendimize aşık etmek. 2022’de önceki yıla göre iki kattan fazla büyüdük ve 11 yeni ülkeye girdik.' açıklamasını yaptı. Ateş, 'Sürdürülebilirlik EBRD ile müşterek hassasiyetimiz. Bu yıl üretimimizin yüzde 35'ini 'sürdürülebilir ürünlerden yapacağız. Hedefimiz 2023 yılında yüzde 90 ve 2050 yılında da karbon ayak izini sıfırlamak hedefindeyiz.' dedi. - 'Türk şirketlerinin yatırımlarını güçlendireceğiz' Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Hande Işlak ise EBRD'nin sermaye piyasalarının derinleşmesine büyük önem verdiğini ve büyümekte olan şirketlerin sermaye ortaklığı yoluyla yaptığı yatırımların EBRD için stratejik bir önem taşıdığını ifade etti. Türk şirketlerinin ve Türk markalarının küreselleşmesinde rol almaya ve onları bu yolculukta desteklemeye büyük önem verdiklerini kaydeden Işlak, 'Bu ortaklığımız sadece DeFacto için değil, bütün perakende sektörü için oldukça önemli bir yatırım olacağına inanıyoruz. Türk şirketleri küreselleşme potansiyeli ile yabancı yatırımcılar için cazip ve büyüme potansiyeli yüksek fırsatlar sunmaya devam ediyor. Biz de DeFacto'yla olan bu ortaklığımız ile bu fırsatı yakaladığımıza inanıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu. Işlak, EBRD'nin bugüne kadar Türkiye'de 17 milyar avroya yakın yatırım yaptığını hatırlatarak, şunları aktardı: 'Türkiye rakamlardan da anlayacağınız üzere bizim için çok önemli bir operasyon ülkesi ve öyle de olmaya devam edecek. EBRD olarak Türkiye'de önemli bir potansiyel görüyoruz. Özel sektörü daha dayanıklı hale getirmek için yatırım yapmaya, yeşil ve kapsayıcı projelere öncelik vererek Türkiye ekonomisine destek sağlamaya devam edeceğiz. EBRD olarak tüm aktivitelerimizi artık Paris Anlaşması'na uygun hale getirdik. Yeşil enerji, sürdürülebilir üretim gibi konular finansman sağlamaya öncelikli alanlarda olacak. EBRD olarak yeşil ve kapsayıcı bir gelecek için Türk şirketlerinin yatırımlarını güçlendireceğiz ve Türk şirketlerinin yanında olmaya devam edeceğiz.'

Turizmin etkisiyle hazır giyim ve perakendeciler mutlu Haber

Turizmin etkisiyle hazır giyim ve perakendeciler mutlu

Organize perakende sektörü için 2022 yılı verimli oldu. Turist alışverişindeki artış sektöre hareket kattı. Hazır giyim ve perakende sektörü hareketli ve olumlu bir yıl geçirdi. Hazır giyim ihracatı yılı 21 milyar dolarla kapatıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün pandemi sürecinde tedarik zincirinin kırılmasının ve navlun maliyetlerinin 3-4 kat artmasının da etkisiyle ihracatta 202l'de ilk kez 20 milyar dolar sınırını aştığını söyledi. Gültepe, "2022'ye 2021'de yakaladığımız ivmeyle ve pozitif beklentilerle başladık. Bu yılı en az 22-23 milyar dolar ihracatla kapatacağımızı öngörüyorduk, ilk yarı beklentilerimiz doğrultusunda geçti, istihdamımızı 745 bine kadar çıkardık. Ancak navlun maliyetlerinin normale dönmesi ve firmalarımızın artan maliyetler nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanması nedeniyle pandemi sürecinde ülkemize gelen siparişlerin bir kısmı Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelere kaydı. Euro/dolar paritesindeki değişimin de olumsuz etkisiyle ihracatımızın artış hızı yavaşladı, eylülden itibaren aylık rakamlarda gerileme gözlemliyoruz. 11 aylık ihracatta ise yüzde 5.8 artıdayız. Ocak-kasım döneminde 19.5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Yılı 21 milyar dolar seviyesinde tamamlayacağımızı öngörüyorum" dedi. Enerji maliyetleri zorluyor  Enerji ve işçilik başta olmak üzere artan maliyetlerin yanı sıra döviz kurlarının mevcut seviyesinin de rekabetçiliklerini olumsuz etkilediğini dile getiren Gültepe, şunları söyledi: "Kurların en az enflasyon oranında artması ihracatçılarımız açısından büyük önem taşıyor. Biz hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımızı her yıl en az yüzde 10 artırmayı hedefliyoruz. Ancak küresel ekonomiler 2023'e enerji krizi ve resesyon endişesi ile giriyor. 2023 özellikle ilk çeyreğini belirsizliklerle geçireceğimiz bir yıl olacak. Hazır giyim ve konfeksiyon değişimlere en hızlı tepki veren sektörler arasında yer alıyor. Pazarlardaki daralmadan ilk etkilenen sektörlerden biri olan hazır giyimin, yılın ikinci yarısında küresel pazarların normale dönmesiyle birlikte hızla toparlanacağını ve ihracatta 23 milyar doları zorlayacağımıza inanıyorum."  Mustafa Gültepe Avrupalılar ve Körfez Ülkeleri vatandaşları bol bol alışveriş yaptı  Turizm etkisi Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan öncel, pandemiyle geçen sıkıntılı iki yılın ardından organize perakende sektörü için 2022'nin genel olarak verimli geçtiğini kaydetti. Ülkemizdeki fiyatların özellikle Avrupa ve Körfez ülkelerinden gelen turistler için cazip bir alışveriş fırsatı yarattığını dile getiren öncel, "Ocak-Ekim döneminde ülkemizi ziyaret eden yaklaşık 40 milyon turistin kartlarla yaptığı harcama, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 300 artış gösterdi. Ağırlıklı olarak maliyete bağlı fiyat artışlarının etkisi ve turist alışverişinin katkısıyla markalarımızın cirolarında geçen yıla göre ortalamada yüzde 100 artış kaydedildi. Adet satışlarında ise henüz istediğimiz düzeye geldiğimizi söyleyemem. Markalarımızın bir kısmı adet satışında pandemi öncesinin üzerine çıkmakla birlikte bazıları henüz o seviyeyi yakalayamadı" diye konuştu. 2023'ün aynı zamanda Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıldönümü olması nedeniyle ayrı bir anlam taşıdığını vurgulayan öncel, "Küresel pazarlarda yavaşlama beklentisi olsa da ben ülkemizde organize perakende sektörü için yine hareketli bir yıl geçireceğimize inanıyorum. Turistlerin de bu yıl olduğu gibi 2023'te de yine alışverişe önemli bir canlılık katacaklarını öngörüyorum" tahmininde bulundu. Ortak alan gideri çözülüyor Öncel, BMD üyeleri için uzun zamandır şikâyet konusu olan AVM'lerdeki ortak alan giderleriyle ilgili sorunun da 2022'de çözüm yoluna girdiğini anımsatarak, şunları söyledi: "Ticaret Bakanlığımız tarafından hazırlanan ve BMD'nin taleplerini büyük ölçüde karşılayan ortak alan yönetmeliği ağustos ayında yürülüğe girdi. Yönetmeliğe aykırı hareket eden AVM yönetimlerine uygulanacak cezai yaptırımlarla ilgili düzenleme de kasım ayında tamamlandı. Mevcut düzenlemelere rağmen üyelerimizle yaptığımız anketlere göre 'şeffaflık' konusunda şikâyetler devam etse de 2023'te sorunun büyük ölçüde ortadan kalkacağına inanıyorum." Sinan Öncel

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.