Hava Durumu

#Helenistik Dönem

TOURISMJOURNAL - Helenistik Dönem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Helenistik Dönem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Binlerce Yıllık Keykubad Yolu Turizme Açılıyor Haber

Binlerce Yıllık Keykubad Yolu Turizme Açılıyor

KONYA (İHA) - Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, tarihe sahip çıkan projelere öncülük ettiklerini belirterek, bu rotanın yalnızca bir yürüyüş parkuru olmadığını, Anadolu'nun kültürel hafızasını taşıyan bir köprü olduğunu vurguladı. Altay, "Selçuklu'nun vizyonuyla şekillenen bu rotayı, sürdürülebilir turizmle buluşturarak hem bölgemizin ekonomisine katkı sağlamayı hem de genç nesillere miras bırakmayı hedefliyoruz. Doğa yürüyüşçüleri, tarih meraklıları ve fotoğrafçılar için eşsiz bir deneyim sunacak bu güzergah, bölge turizmine de büyük katkı sağlayacak. Yönlendirme levhalarının takılmasına başlanan güzergahta tanıtım yürüyüşleri inşallah Nisan ayında başlayacak. Tarih, kültür ve doğanın iç içe geçtiği bu etkileyici rotada tüm doğa ve tarih severleri bölgedeki güzellikleri deneyimlemeye davet ediyoruz. Rotanın oluşturulmasında emeği geçen hocalarımıza ve destek veren kurumlarımıza teşekkür ediyorum. Keykubad Yolu, şehrimize ve ülkemize hayırlı olsun" dedi. Projenin öncülerinden Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü Eski Çağ Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar, rotanın Helenistik ve Roma dönemlerinden izler taşıdığını belirterek, tarihi yalnızca konferans salonlarında anlatmak yerine, insanları bu yolu keşfetmeye davet etti.  "TİCARETİN VE KÜLTÜRÜN KORİDORU" Antalya Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Tuncer Koç, "Bu yol, yalnızca toprak üzerinde bir çizgi değil; ticaretin, göçün ve kültürün bin yıllık soluk aldığı bir koridor. Antik Çağ'dan Cumhuriyet'e kadar, bu yollar Roma lejyonlarını, Selçuklu kervanlarını ve göçerlerini ağırladı. İşte Keykubad Yolu, bu mirası yeniden hayata döndürmek için bir köprü. Selçuklular bu yolu onardı; bizse geleceğe taşımak için çalışıyoruz. Bu rotayı hayata geçiren Konya Büyükşehir Belediyesi, Antalya ve Konya İl Kültür Müdürlüğü'ne ve Orman İşletme Müdürlükleri'ne teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı. Arkeolog Osman Yılmaz ise, "Bu rotalar sadece coğrafyayı değil, medeniyetlerin ortak hafızasını da birleştirir. Bir arkeolog olarak diyorum ki; bu yollar, Anadolu'nun ruhudur. Onları korumak, geleceğe bırakacağımız en kıymetli mirastır. Bu proje, bizden sonraki nesillere bırakacağımız bir zaman kapsülü. Toroslar'ın rüzgarı eşliğinde, geçmişin ve doğanın sunduğu coşkuyu yüreğinizde hissedeceksiniz" diye konuştu. TARİHİ YOLCULUK BAŞLIYOR Aksaray Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Doğanay, "Keykubad yolu, sadece 405 kilometrelik bir parkur değil, Anadolu'nun kadim medeniyetlerinin izlerini taşıyan, Selçuklunun stratejik zekasını yansıtan ve Torosların gizemini fısıldayan bir organizma. Bu yol sizi sadece coğrafyada değil, zamanda da yolculuğa çıkarıyor. Zengibar'da olduğu burada da her taşın altında bir medeniyet yatıyor" dedi. 1221’de Alaeddin Keykubad’ın Konya’dan Alanya’ya yaptığı fetih yolculuğunun izlerini taşıyan güzergah, doğa ve tarih tutkunlarını bekliyor. Helenistik dönemden Selçuklulara uzanan bu tarihi kervan yolu, ipek ve baharat yollarının en önemli duraklarından biriydi. Bugün, eskiden kervanların geçtiği taş döşeli yollar, bu mirası yeniden canlandırıyor. YENİ ROTA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü Eski Çağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar ve Aksaray Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Doğanay'ın bilimsel raporu, Selçuk Üniversitesi Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen‘in Fetih yolu araştırmaları, Antalya Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Tuncer Koç'un bölgede yaptığı araştırmalar ve Arkeolog Osman Yılmaz'ın keşifleriyle oluşturulan rota, uluslararası standartlara göre mavi beyaz işaretlenmeye başlandı. 405 km olarak planlanan Keykubad Yolu’nun, Manavgat-Kubadabad Sarayı, Taşatan, Akdağ ve Kuş Yuvası gibi güzergahları da içerecek şekilde bin kilometreye çıkarılması hedefleniyor. Bisiklet, motosiklet ve off-road tutkunları için de özel parkurlar hazırlanırken, yürüyüş rotalarının tanıtımı Nisan ayında başlayacak.

Gladyatörler Şehri Kibyra, Karla Görsel Şölen Sunuyor Haber

Gladyatörler Şehri Kibyra, Karla Görsel Şölen Sunuyor

BURDUR (İHA) - Gladyatörler şehri olarak da anılan Kibyra Antik Kenti, kar yağışı sonrası eşsiz bir görsel şölen sunarak tarih ve doğa meraklılarının ilgisini çekmeyi başardı. Roma Dönemi'ne ait yapıları ve Medusa Mozaiği gibi eserleriyle öne çıkan Kibyra, 2024 yılında yaklaşık 35-40 bin ziyaretçi ağırladı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Kibyra, Helenistik dönemden Osmanlı'ya uzanan tarihi katmanlarıyla dikkat çekiyor. Burdur'un Gölhisar ilçesindeki kent, yoğun kar yağışının ardından beyaza bürünerek fotoğraf tutkunlarının da uğrak noktası oldu. 2024 KAZILARI TAMAMLANDI Bu yılki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras" projesi kapsamında Agora alanında yoğunlaştı. Prof. Dr. Şükrü Özdoğru'nun başkanlığında kazı gerçekleştiren ekipler, eserlerin belgelenmesi ve konservasyon çalışmalarına ağırlık verdi. Dr. Öğr. Üyesi Düzgün Tarkan, "Bu yılki çalışmalarımıza şimdilik kısa bir ara verdik. Kış şartlarının ağırlaşmasıyla beraber kazı ekibi olarak burada ofis ve büro çalışmalarına ağırlık verdik. Bundan sonraki süreçte, artık yıl boyunca arazide bulunan eserlerin belgelenmesi ve bunlara yönelik konservasyon ve restorasyon çalışmaları sürdürülecek. Önümüzdeki mart sonundan itibaren tekrar arazi çalışmaları başlayacak" dedi. KIBYRA’NIN EN ÜNLÜ ESERLERİ Antik kentin öne çıkan eserleri arasında Medusa Mozaiği, Odeon ve Anıtsal Çeşme yer alıyor. Bu eserlerin korunması için kış aylarında özel önlemler alındığını ifade eden Tarkan, "Bu yıl da bu her iki eserin kış şartlarından korunmasına yönelik olarak üzerlerinin kapanma işlemleri tamamlandı" dedi. Bahar aylarında eserlerin yeniden ziyaretçilerin ilgisine sunulacağını ekledi. KIBYRA’YI KEŞFETMEYE DAVET Restorasyon ve kazı çalışmalarıyla her geçen yıl daha da güzelleşen Kibyra Antik Kenti, geçmişin izlerini görmek isteyen ziyaretçilerini bekliyor. 2024’te ziyaretçi sayısını neredeyse ikiye katlayan kent, hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.

Zeugma’nın Hazinesi Muzalar Evi Ziyarete Açılıyor Haber

Zeugma’nın Hazinesi Muzalar Evi Ziyarete Açılıyor

GAZİANTEP (İHA) - Gaziantep’in Nizip ilçesinde bulunan Zeugma Antik Kenti’nde yürütülen arkeolojik çalışmalar aralıksız sürüyor. Zeugma’nın Doğu Konut Sektörü’nde yer alan, zengin mozaik süslemeleriyle ünlü Muzalar Evi’nin 2025 yılında ziyarete açılması bekleniyor. KÜLTÜREL MİRASI YAŞATMAK İÇİN İŞ BİRLİĞİ 2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle başlayan Muzalar Evi kazı çalışmaları, 2012 yılından itibaren Türkiye İş Bankası’nın katkılarıyla hızlandı. 2014’te ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi projeye destek verdi. 2019 yılında tamamlanan kazılar sonucunda 938 eser Gaziantep Arkeoloji Müzesi’ne kazandırıldı. TÜRKİYE İŞ BANKASI’NDAN BÜYÜK KATKI Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen, Muzalar Evi’nin önemine değinerek, "2012 yılında Prof. Dr. Kutalmış Görkay ile birlikte Zeugma'daki Muzalar Evi kazılarına destek vermeye başladık. Bu eşsiz kültürel mirasın açığa çıkarılması ve turizme kazandırılması için çalıştık. 2019 yılında kazılar tamamlandı, ardından koruma programı başlatıldı. Şu anda Gaziantep Valiliği ile birlikte korugan yapının inşası devam ediyor. Çalışmalar 2025 yılında tamamlanacak ve Muzalar Evi ziyarete açılacak" dedi. "KÜLTÜREL MİRAS GELECEĞE TAŞINIYOR" Kazıları yürüten Prof. Dr. Kutalmış Görkay ise şu bilgileri paylaştı: "Kazılar 2007 yılında başladı. Muzalar Roma Evi'ndeki nihai restorasyon ve konservasyon çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Geleceğe Miras Projesi kapsamında sürdürülmektedir. 2012'den itibaren İş Bankası, 2014'te ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi projeye destek verdi. İş Bankası'nın büyük katkılarıyla kazı ve koruma çalışmaları bu noktaya geldi. Şu anda korugan çatı inşaatı sürüyor. Çalışmaların tamamlanmasıyla Muzalar Evi'nin en kısa sürede ziyarete açılmasını bekliyoruz". ZEUGMA’NIN KÜLTÜREL ÖNEMİ Helenistik dönemde Seleukeia ve Apamea olarak bilinen ve MÖ 31’de Roma İmparatorluğu’na bağlanarak "Zeugma" adını alan kent, Roma döneminde altın çağını yaşadı. Mozaikleriyle tanınan Zeugma, "mozaik şehri" olarak anılıyor. Muzalar Evi ise bu kültürel zenginliği en iyi yansıtan eserlerden biri. 2025’te ziyaretçilere açılması planlanan Muzalar Evi’nin, Gaziantep ve Türkiye turizmine önemli katkılar sağlayacağı öngörülüyor.

2 Bin Yıllık Çördük Kalesi Turizme Kazandırılmayı Bekliyor Haber

2 Bin Yıllık Çördük Kalesi Turizme Kazandırılmayı Bekliyor

TOKAT (İHA) - Tokat-Sivas karayolu üzerindeki 2 bin yıllık Çördük Kalesi ve kaya mezarları, defineci tahribatı ve bakımsızlık nedeniyle kaderine terk edilmiş durumda. Helenistik dönemde inşa edildiği düşünülen bu tarihi yapı, korunarak turizme kazandırılmayı bekliyor. TARİHİ ÇÖRDÜK KALESİ İLGİSİZLİĞE YENİK DÜŞÜYOR Tokat’ın Çördük köyü sınırlarında yer alan 2 bin yıllık kale, bir zamanlar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasına rağmen bugün harabe bir görüntü sergiliyor. Dar bir boğaz içinde konumlanan kalenin güney kısmında surlar, su sarnıçları ve tüneller bulunuyor. Kalede yer alan iki kaya mezarı, yapının Helenistik döneme ait olduğunu gösteriyor. DEFİNECİLERİN TAHRİBATI BÜYÜK Bölgedeki defineci kazıları, tarihi yapılara büyük zarar verdi. Özellikle 4 yıl öncesine kadar aynı boyutta olan iki kral mezarından birinin girişinin genişletilmesi ve sütunlardan kopan parçalar, kaledeki tahribatı gözler önüne seriyor. Vatandaşlar, kalenin bir an önce koruma altına alınması ve turizme kazandırılması gerektiğini belirtiyor. UZMANLARDAN ÇAĞRI: TARİHİ ESERLER KORUNMALI Tarih araştırmacısı Mehmet Ali Cinlioğlu, definecilerin neden olduğu zararın ciddi boyutlarda olduğunu ifade ederek, bölgedeki kale ve kaya mezarlarının turizm için büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. İlgili kurumların bölgeye sahip çıkması ve bu tarihi mirası koruma altına alması gerektiğini ekledi. TARİHİ ZENGİNLİKLER TEHLİKEDE Vatandaşlar, Çördük Kalesi ve kaya mezarlarının turizm rotasına eklenerek korunmasını istiyor. Bölgenin tarihi dokusunun daha fazla zarar görmeden restore edilmesi, hem kültürel mirasın yaşatılması hem de turizmin canlanması açısından önemli bir adım olacak.

Alexandria Troas Antik Kenti'nde 2 bin 200 yıllık dükkan bulundu Haber

Alexandria Troas Antik Kenti'nde 2 bin 200 yıllık dükkan bulundu

Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyündeki 2 bin 400 yıllık Alexandria Troas Antik Kenti'nde 2023 yılı kazı çalışmalarında Helenistik döneme ait 2 bin 200 yıllık dükkan bulundu. Ezine'nin Dalyan köyündeki Alexandria Troas Antik Kenti'nde kazı çalışmaları 18 Temmuz tarihinde başladı. Kazı çalışmaları 2011 yılından bu yana Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe başkanlığındaki ekiple sürdürülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ve maddi desteğinin yanı sıra Türk Tarih Kurumu, Ankara Üniversitesi, İçdaş A.Ş. ve Çanakkale Valiliği'nin desteklediği Alexandria Troas Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları bu yıl kentin merkezi konumunda olan forum merkezi ile forum merkezinin çeşitli noktalarında devam ediyor. Bu yıl antik kentin kuzey kanadında gerçekleştirilen 3 yıldır gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonunda Helenistik döneme ait 2 bin 200 yıllık dükkan bulundu. Dükkanın gelecek yıllarda devam edecek kazı çalışmalarında hangi amaçlı olarak kullandığı yapılacak araştırmalarla ortaya çıkacak. Alexandria Troas Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, 2011 yılında Alexandria Troas Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarına başladıklarında dikkatlerini çeken alanlardan bir tanesinin de tapınak platosu ya da forum platosu dedikleri terasın altında, sınırında yer alan bu yüksek yapı olduğunu belirterek, “Yüksekliğine göre daha önce çalışmış yabancı bir meslektaşın sondajlarında görmüştük. 2013 yılı itibarıyla yaklaşık 10 sezondur yapının önce güney kanadını ucunu açtık. 5-6 sezon oradaki çalışmamız sürdü. Son 3 yıldır da kuzey kanadını açıyoruz. Kazı çalışmasının yapıldığı bu bölgede inanılmaz bir toprak dolgusu var. Ve tamamen insan gücüyle çalıştığımız için bu toprak dolgusunu temizlemek bir hayli zaman alıyor. Bir dükkanın içini bir sezonda temizleyebildik. Bu yıl arka taraftaki aslında Helenistik döneme ait olan yani milattan önce 2’nci yüzyıla, 2 bin 200 yıllık olduğunu düşündüğümüz yapıya ait olan Kuzey’deki ilk dükkanı açmış olduk. Ne yazık ki dolguyla doldurulmuş, çeşitli zamanlardan seramik katmanları, buluntu katmanları bunu bize verdi. Yani terk edildikten sonra yavaş yavaş dolmaya başlamış ve teraslar oluşturulmuş. En son yaşayan insanların mimarisi ve yaşam izlerine ait kalıntıları da bulduk. Burada şu anda yaklaşık beş, beş buçuk metrelik bir dolguyu kazabildik. Ama bunun altında daha erken bir dönem olması lazım. Çünkü Helenistik dönemde kent kurulduğunda oluşturulan teraslar Roma döneminde üzerleri örtülerek daha da genişletilerek kullanılmış. Biz çeşitli noktalarda inebildiğimiz kadar bu noktasal tespitleri yapabilmek çalışacağız ve ineceğiz. Burada da imkanımız elverirse bu sezon içerisinde herhalde bir yada bir buçuk metre daha inmemiz lazım ki, ana kayaya ulaşalım. Böylece bütün yaşam evreleri ve mimari evreleri tespit etmiş olacağız” dedi. Antik kentin Kuzey kanadında bu yıl yaptıkları kazılarda dükkan bölgesinde bulunan küçük buluntuların dükkanın ne ile ilgili bir faaliyet gösterdiğine dair bir ipucu vermediğini de ifade eden Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, “Önceki dönemlerde dükkan büyük ölçü de boşaltılmış. Çünkü buradaki en son insan aktivitesi milattan sonra 13., 14’üncü yüzyıl yani yaklaşık 800 yıl önce son insanlar aktivite göstermişler. Ondan sonra bir şey yok. Onlara ilişkin izlerden başlayarak daha erken Roma dönemi içerisindekine kadar buluntu çıkıyor ama mesela buradaki dükkanın örnek veriyorum bir cam imalatının satıldığı bir dükkan ya da bir takım kutsal alana armağan olarak sunulan pişmiş toprak heykelciklerinin satıldığı bir dükkan gibi tam olarak fonksiyonunu belirleyebileceğimiz bir buluntu grubuyla karşılaşamadık. Ama mimarisine baktığımızda biz Anadolu’daki başka örneklerden de yola çıkarak bunun bir çarşı yapısı olduğunu görüyoruz. İnşallah onun yanında biraz daha güneyinde derine ineceğiz. Bu bölgede Geç dönemde bir duvar eklentisi yapılmış. Duvar hemen yürüme zeminin çok altına kadar yüksekliğini korumuş durumda. Bu aşağıya kadar inecek, fakat statik kaygılar nedeniyle bu sene önünde bir set bıraktık. Gerekli güvenliği aldıktan sonra gelecek yıl açığa çıkaracağız. İnşallah burada yavaş yavaş Güneye doğru devam eden çalışmalarda en azından fonksiyonunu tespit edebileceğimiz bir dükkan kazmış oluruz” diye konuştu.

Olba Antik Kenti'nde kadın heykeli  bulundu Haber

Olba Antik Kenti'nde kadın heykeli bulundu

Olba Krallığı'nın merkezi olarak bilinen Ören Mahallesi'ndeki antik kentte, temmuzda başlayan sezon kazıları, Ardahan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Doç. Dr. Yavuz Yeğin başkanlığındaki ekip tarafından yürütülüyor. Aralarında sanat tarihçileri, uzman arkeologlar ve öğrencilerin de yer aldığı 15 kişilik ekip, önemli ticaret merkezi olarak bilinen tarihi alandaki çalışmalarını sürdürüyor. Bu yıl antik kentin çeşitli alanlarında devam eden kazılarda, milattan sonra 2. yüzyıla ait olduğu değerlendirilen kadın heykeli ve üzerinde mitolojik sahnelerin yer aldığı 2 friz (mimarlıkta taban kirişi ile çatı arasında kalan, kabartmalarla bezeli ya da düz şerit) parçası bulundu. Koruma altına alınan eserler, incelenmek üzere Silifke Müze Müdürlüğüne teslim edildi. "Eserleri korumaya ve konservasyonlarına yönelik çalışmalar yapılacak" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, arkeolojik kazıların devam ettiği antik kentte incelemelerde bulundu, kazı başkanı Yeğin'den bilgi aldı. Pehlivan, yaptığı açıklamada, Mersin'de 1642 tescilli kültür varlığının olduğunu söyledi. Olba Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarının 2010'dan beri sürdüğünü aktaran Pehlivan, şunları kaydetti: "Daha önce tiyatro yapısının olduğu alanda yoğunlukla kazı çalışmaları sürdürülmüşken, son dönemde de anıtsal çeşmede kazı çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar neticesinde geçtiğimiz günlerde önemli eserlere ulaşıldı. Biz de bu eserleri inceleme fırsatı bulduk. Burada arkeolojik eserlerle ilgili detaylı çalışmalar yapılıyor. Kazılar bunların çok önemli bir parçası. Devamında da eserleri korumaya ve konservasyonlarına yönelik çalışmalar yapılacak. Güzel ülkemizin genelinde olduğu gibi Mersin'imizde de sayısız tarihi eserimiz bulunmaktadır. Bunların gün yüzüne çıkartılmasını, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından buraların tanınmasını, bilinmesini, öğrenilmesini sağlamak hepimize düşüyor." Kazı Başkanı Doç. Dr. Yeğin de "Bu sezonki kazılarda eşsiz eserler ortaya çıkarıldı. Kilikya Bölgesi'nde şu ana kadar bu eserlerin benzerleri bulunmadı. Antik kentteki çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.