Hava Durumu

#İklim

TOURISMJOURNAL - İklim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İklim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

2025’te Turizmde İç Pazar Artışı ve Yeni Pazarlar Hedefte Haber

2025’te Turizmde İç Pazar Artışı ve Yeni Pazarlar Hedefte

2025 yılı için turist sayısındaki artış beklentisine ilişkin yapılan ankette, turizmcilerin yüzde 54’ü bu yıla kıyasla "yüzde 5-10 artış" öngörürken, yüzde 17’si "aynı kalır", yüzde 16’sı ise "yüzde 10-20 artar" tahmininde bulundu. Daha iyimser olan yüzde 6’lık bir kesim, artışın "yüzde 20-30" arasında olacağını belirtti. Turist sayısında azalış bekleyen turizmcilerin oranı ise yalnızca yüzde 2-3 seviyesinde kaldı. Anket sonuçları, erken rezervasyon oranlarında da yükseliş sinyalleri verdi. Katılımcıların yüzde 42’si erken rezervasyonların yüzde 5-10 oranında artmasını beklerken, yüzde 19’u bu artışın yüzde 10-20 arasında olacağını tahmin ediyor. Bununla birlikte, katılımcıların yüzde 27’si oranların 2024 ile aynı seviyede kalacağını düşünüyor. Turizmcilerin yüzde 60’ı, 2025 yılında online satışların yüzde 5-10 arasında artacağını tahmin ediyor. Daha iyimser bir görüşe sahip olan yüzde 30’luk kesim ise online satışlarda yüzde 20 ve üzeri bir büyüme bekliyor. ONLİNE SATIŞ VE AVRUPA PAZARINDA ARTIŞ TAHMİNLERİ Avrupa pazarına dair öngörüler de olumlu yönde. Ankete katılan turizmcilerin yarısından fazlası, 2025’te Avrupa’dan Türkiye’ye yönelik turist hareketinin yüzde 5-10 oranında artacağını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 22’si Avrupa pazarının aynı seviyede kalacağını tahmin ederken, yüzde 16’lık bir kesim bu artışın yüzde 10-20 düzeyinde olacağını öngörüyor. Avrupa pazarında düşüş bekleyenlerin oranı ise oldukça düşük; yalnızca yüzde 2-3 seviyesinde kalıyor. RUSYA VE İÇ PAZARDAN BÜYÜK TURİST BEKLENTİSİ Anket sonuçları, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) pazarında, özellikle Rusya, Ukrayna, Belarus, Letonya ve Moldova gibi ülkelerden gelen turist sayısında artış öngörüyor. Katılımcıların yüzde 46’sı bu pazardan gelecek turist hareketinde yüzde 5-10 artış beklerken, yüzde 31’i mevcut seviyenin korunacağını düşünüyor. Yüzde 14’lük bir kesim ise bu artışın yüzde 10-20 arasında olacağına inanıyor. Düşüş bekleyenlerin oranı ise oldukça düşük görünüyor. 2025 için iç pazar da olumlu beklentilere sahip. Turizmcilerin yüzde 37’si, yerli turist sayısında yüzde 5-10’luk bir artış öngörüyor. Yüzde 29’u iç turizm akışının aynı düzeyde kalacağını belirtirken, yüzde 14’lük bir kesim ise yerli turist sayısında yüzde 5-10 oranında bir azalma bekliyor. YÜKSEK FAİZLER TURİZM SEKTÖRÜNÜ ZORLUYOR Anket sonuçlarına göre, 2024 yılındaki yüksek faiz oranları turizm sektörünü ciddi şekilde etkiledi. Katılımcıların yüzde 46’sı, bu dönemde kredi kullanamadığını ifade ederken, yüzde 24’ü krediye erişimde zorluk yaşadığını belirtti. Borçlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalanların oranı ise yüzde 9 olarak kaydedildi. TURİZMCİLERİN TGA’DAN BEKLENTİSİ: 12 AY AKTİF TANITIM Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’ndan (TGA) turizmcilerin yüzde 50’si, turizmin 12 ay boyunca hareketliliğini sağlamak için spor, kongre, sağlık ve doğa sporları gibi alternatif turizm çeşitlerinin daha fazla tanıtılmasını talep ediyor. Bu çeşitliliğin, sektörün sürdürülebilirliği ve yıl geneline yayılması açısından kritik önemde olduğu vurgulanıyor. Anket sonuçları, Türkiye’de turizmin sürdürülebilir bir geleceğe odaklandığını ortaya koyuyor. Sektör temsilcilerinin öncelikli gördüğü ihtiyaçlar arasında kişi başı turizm gelirinin artırılması, yeni pazarlara erişim sağlanması, destinasyonlarda kalite artışı ve turistik bölgelerin korunması yer alıyor. Ayrıca, algı yönetimi, lobi faaliyetlerinin güçlendirilmesi ve finansa erişimin kolaylaştırılması da öne çıkan diğer beklentiler arasında. İKLİM KRİZİ TURİZMİ ETKİLİYOR Katılımcıların yüzde 33’ü iklim değişikliğinin kısa ve orta vadede turizme etkisinin hissedileceğini öngörürken, yüzde 30’u bu etkinin uzun vadede ortaya çıkacağını düşünüyor. Yüzde 28’lik bir kesim ise iklim krizinin etkilerinin şimdiden görülmeye başladığını ifade ediyor. SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELLER ÖNEM KAZANIYOR Ankete katılanların yüzde 61’i sürdürülebilir turizm modellerine büyük önem verdiklerini ve uygulamaya geçirdiklerini belirtiyor. Ancak yüzde 17’lik bir kesim, mecburi kriterlerin ötesinde adım atmayı düşünmediğini ifade ederek daha sınırlı bir yaklaşım sergiliyor.

Çöl sıcaklarıyla birlikte klima kullanımı arttı, uzmanlar uyarıda bulundu Haber

Çöl sıcaklarıyla birlikte klima kullanımı arttı, uzmanlar uyarıda bulundu

Klimaların sıcak havaların etkisiyle oluşturabilecek sorunlar ile ilgili uyarılarda bulunan Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü yaz sıcaklarında klimasız olmadığını ama klimada bazı sağlık sorunlarının yaşanabildiğini ve klimaların doğru kullanılması gerektiğini söyledi. "Bakımlarının düzenli yapılması ve filtrelerinin değiştirilmesi gerekir" Klimaların öncelikle bakımlarının düzenli yapılması ve filtrelerinin değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Özlü, "Odayı aniden çok düşük sıcaklığa kadar soğutmamak, kademeli olarak ve zamana yayarak soğutmak gerekiyor. Onun dışında; ideal olarak oda sıcaklığı 21 ile 25 derece arasındadır. Yani dereceyi bu sıcaklıkların altına düşürmemek gerekir. 17, 16, 14 gibi derecelere düşürülüyor bazen. Bu dereceler sağlık açısından olumlu sıcaklık değerleri değil. Bir de klima odayı serinletmek içindir, kişiyi serinletmek için değildir. Onun için klimanın fanının karşısına geçmemek gerekir. Doğrudan klimanın rüzgarının kişiye gelmemesi gerekir. Klimada kapalı sistemde hava dönüyor, yani içerdeki havayı alıyor, soğutuyor ve tekrar içeriye veriyor, dışardan içeriye hava değişimi olmuyor. Dolayısıyla bir süre klima çalıştıktan sonra hava kirlenir. Onun için klima çalışırken de kapı ya da pencereyi açıp atmosfer havası ile içerdeki havanın değişmesini sağlamak lazım. Yoksa içerdeki havanın kirlenmesi söz konusu. Bunlara dikkat edilirse klimada çok sorun yaşanmayabilir" dedi. "Klima çalışan odalarda geniş hazneli kap bulunmalı" Klima çalışırken oda içindeki nemin azaldığını ve havayı kuruttuğunu belirten Prof. Dr. Özlü, "Bu durum risk oluşturabilir. Bağıl nem oranının yüzde 60-70 gibi bir değerde olması idealdir. Bunu sağlamak için odada su bulundurun. Geniş kaplarda su bulundurun ki buhar yapabilsin, odanın nem yüzeyi yükselsin. Eğer bunlara dikkat edilmezse klimaya bağlı sorunlar yaşanabilir. En sık gördüğümüz baş ağrısı, kas ağrısı, kas spazmları olabilir. Onun dışında ciltte, mukozada kuruluk, nezle gibi, farenjit, sinüzit gibi hastalıklara neden olabilir. Hatta zatürreye kadar bile gidebilir. Özellikle kalabalık bir odada kullanılıyorsa, eğer o odada solunum yolu enfeksiyonu geçirmekte olan bir hasta var ise o hastadan diğer sağlam kişilere bulaşma klima yoluyla olabilir maalesef. Özellikle klimalı bir odada kişi açıkta uyursa, klimanın fanı da kişiye gelirse, uyandığında ağrılarla uyanabilir. Romatizmal bir hastalık varsa onun tetiklenmesine sebep olabilir" diye konuştu.

Turizm sektöründe iklim riskleri Haber

Turizm sektöründe iklim riskleri

Küresel ekonomiden daha hızlı büyüyen ve giderek daha yüksek salımlı seyahatlere odaklanan turizm sektörünün, aynı zamanda iklim değişikliği kaynaklı riskler karşısında oldukça kırılgan olduğunu belirten Demiroğlu, COP 28’de yayınlanan Turizm ve İklim Değişikliği Durum Değerlendirmesi Raporu’na göre kayak turizmi, kıyı turizmi ve “bazı doğa temelli turizm türleri risk altında olduğunu ifade etti. KIRILGANLIK YÜKSEK Raporun günümüzde, doğrudan ve dolaylı olarak, küresel salımların yaklaşık yüzde 8 ila 10’una neden olan turizm sektörünün, aynı zamanda iklim krizi karşısında ne denli kırılgan olduğunu ortaya koyduğunu aktaran Doç. Dr. Cenk Demiroğlu, Artan iklim tehditlerinin, turizm ekonomisi ve iklim kırılganlığı nispeten yüksek olan Türkiye dahil birçok ülkede, turizme darbe vurması beklendiğini öne sürdü. Demiroğlu şu vurguları yaptı: “Alçak rakımlarda kayak turizmi, aşınabilir kıyı şeritlerinde plaj turizmi ve bazı doğa temelli turizm türleri, iklim tehditleri artarken uyum önlemlerinin yetersiz olması nedeniyle, sürdürülemeyecek. Bir yandan turizm sektörünün iklim krizi karşısındaki kırılganlıklarını tespit edip gerekli önlemleri almak, bir yandan da turizm politikalarını iklim değişikliği çerçeveleriyle entegre ederek sera gazı salımlarını azaltmak gerekiyor. ‘HAZIRLIK YAPILMALI’ “Türkiye açısından baktığımızda, gelişmekte olan kış turizmimiz yanında ana lokomotifimiz kıyı ve hatta kültür turizmi arzımızın da iklimsel boyutları ve küresel ısınma karşısındaki kırılganlıkları aşikar. Kısa ve orta vadede fırtına, sel, yangın ve sıcak hava dalgaları gibi aşırı olaylara ve uzun vadede deniz seviyesindeki yükselmelere hazırlıklı olmalıyız. Ayrıca, iklim değişikliğine uyumun yanında sera gazlarının azaltımı da kesinlikle ana gündemimiz olmalı. Türkiye de iç ve dış turizmde hava ve kara seyahatlerine oldukça bağımlı. Yenilenebilir kaynaklarla beslenen elektrikli bir demiryolu ağımız ve karayolu taşımacılığımız gelişmedikçe, iklim değişikliğine neden olmaya ve sonrasında da sonuçlarına katlanmaya devam etmeye mahkum olacağız.”

İklim değişikliğiyle ilgili olumsuzluklar devam edecek Haber

İklim değişikliğiyle ilgili olumsuzluklar devam edecek

Taalas, iklim değişikliği ve etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. WMO'nun yayımladığı 2022 Küresel İklim Durumu Raporu'na değinen Taalas, geçen yılın sonuna kadar rekor düzeyde ana sera gazı konsantrasyonları, karbondioksit, metan ve nitröz oksit kaydedildiğini söyledi. Taalas, "Son 10 yıl, kaydedilen en sıcak dönem oldu. Şu ana kadar küresel ortalama sıcaklıkta 1,15 dereceye ulaşıldı. Okyanus sıcaklığının yükseldiğini ve deniz seviyesinin iki katına çıktığını gördük. Bu oran geçmişte yılda 2,3 milimetre oranındayken son zamanlarda deniz seviyesinde yılda yaklaşık 5 milimetreye yakın yükseliş yaşandı. Böylece Güney Kutbu bölgesinde deniz buzu seviyesinde rekor düşüş görüldü." dedi. Geçen yıl dünya genelinde farklı aşırı hava olaylarına tanık olunduğunu anlatan Taalas, Pakistan'da çok şiddetli sellerin yanı sıra Avrupa, ABD, Çin ve Meksika'yı vuran sıcak hava dalgalarının yaşandığını ifade etti. Özellikle Çin'de şiddetli kuraklığın yaşandığını anımsatan Taalas, Yangtze Nehri'ndeki en düşük su seviyesinin kaydedildiğini söyledi. Taalas, "İngiltere'de tüm zamanların sıcaklık rekoru kırıldı ve sıcaklıklar 40 derecenin üzerine çıktı. İsveç'te sıcaklıklar 37,2 derece olarak ölçüldü. Atmosferde henüz bir gelişme görülmedi ve tüm iklim göstergeleri olumsuz yönde ilerliyor." dedi. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin her yerden daha fazla hissedildiği iki bölgenin bulunduğuna işaret eden Taalas, bunlardan ilkinin Kuzey Kutup bölgesi ve diğerinin Akdeniz olduğunu dile getirdi. "Türkiye'de daha yüksek sıcaklıklar görülecek" Petteri Taalas, şöyle devam etti: "(İklim değişikliğiyle ilgili) Bu olumsuz trendin önümüzdeki yıllarda devam etmesi bekleniyor. Bu da Akdeniz Bölgesi'nin daha sıcak ve kuru olacağı anlamına geliyor. Bunun kıyı kesimlerinde deniz seviyesinin yükselmesine de etkisi olacaktır. Bu da tarım, turizm ve bu bölgedeki insan refahı için kötü bir haber." İklim değişikliğinin Türkiye ile ilgili olumsuz etkilerine de değinen Taalas, "Türkiye'de özellikle yılın yaz dönemlerinde daha yüksek sıcaklıklar görülecek. Yağış miktarları daha düşük olacak ve zemin yüzeyinden buharlaşma artacak. Yavaş yavaş deniz seviyesinin yükselmesinin etkilerini de göreceğiz. Uzun vadede deniz seviyesinde birkaç metre yükselme riski bile var ancak bu, oldukça yavaş bir ilerlemedir. Önümüzdeki on yıllar boyunca bu tür sıcak hava dalgaları ve kuraklığın yoğunlaşması daha sık olacak." ifadelerini kullandı. Taalas, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini önlemek üzere harekete geçtiklerini ve başarılı olmaktan başka hedeflerinin bulunmadığını vurguladı. Güneş ve rüzgar enerjisi fiyatlarının, fosil enerji fiyatının altına düştüğünü hatırlatan Taalas, artan miktarda elektrikli araç kullanımının görüldüğünü ve bunların fiyatlarının da azaldığını kaydetti. Taalas, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli araçlara sahip olunsa da Paris İklim Anlaşması'nın "küresel sıcaklık artışını 2 derecenin olabildiğince altında (mümkünse 1,5 derece seviyesinde) tutma" hedefine doğru olumlu bir ilerleyişin görülmediğini söyledi. - "İklim değişikliğini hafifletmede başarılı olmak ekonomik olarak da mümkün" Bu hedefin (küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak) insanların refahı için önemine işaret eden Taalas, "Eğer daha fazla ısınma olursa bunun insanlar, biyosfer ve küresel ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini daha fazla göreceğiz. Dolayısıyla iklim değişikliğini hafifletmede başarılı olmak ekonomik olarak da mümkün." diye konuştu. Taalas, iklim değişikliğiyle ilgili olumsuz gidişata müdahale edilse de etkilerinin 2060'lara kadar süreceğine dikkati çekti. "Buzulların erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi, pratikte kaybettiğimiz oyuna işaret ediyor ve bunun etkisi binlerce yıl bile devam edecek." diyen Taalas, böylelikle iklim değişikliğinin küresel tehdit olmayı sürdüreceğini vurguladı. Petteri Taalas, iklim değişikliğiyle mücadelede başarı için teknolojiye sahip bulunulmasının iyiye işaret olduğunu ifade ederek, ülkelerin bu mücadelede teknoloji kullanımında harekete geçtiğini ve özellikle varlıklı ülkelerin çok daha iddialı hedeflerinin olduğunu söyledi. Rusya, Çin, Hindistan, Türkiye ve Güney Afrika gibi ekonomik geçiş sürecindeki ülkelerin de bu sürece dahil olmasının önemine işaret eden Taalas, "Bu konuda biraz iyimserim ancak eylemlerimizi artırmamız gerekiyor." dedi.

Avrupa'ya yaz için kuraklık uyarısı Haber

Avrupa'ya yaz için kuraklık uyarısı

Brüksel Avrupalı iklim uzmanları, bahar aylarının devamı ve gelecek yaz özellikle Akdeniz ve Avrupa'nın güneyinde kuraklık görüleceği uyarısında bulundu. Avrupa Birliği'ne bağlı (AB) Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin "2022 Avrupa İklim Durumu" raporu yayımlandı. Rapora göre, dünya genelinde son 8 yıl en sıcak dönem yaşandı. 2022, Avrupa'da kaydedilen en sıcak ikinci yıl oldu. Son 5 yılda Avrupa'daki ortalama hava sıcaklığı, sanayileşme öncesi dönem kabul edilen 1850-1900 aralığına kıyasla 2,2 derece yüksek ölçüldü. Bu artış dünya genelinde ortalama 1,2 dereceydi. Geçen yıl ayrıca referans dönemi kabul edilen 1991-2020'ye göre 0,9 derece sıcak geçti. 2022 yazı da Avrupa'da kayıtlara "en sıcak yaz" olarak girdi. Avrupa'nın büyük kısmında yoğun ve uzun sıcak hava dalgalarının yaşandığı geçen yaz hava sıcaklığı referans dönemi ortalamasının 1,4 derece üzerinde seyretti. Avrupa'da kuraklık tehlikesi "Avrupa genelinde hava sıcaklığı küresel ortalamanın 2 katı hızla yükseliyor. Bu artış hızı diğer tüm kıtalardan fazla." değerlendirmesi paylaşılan raporda, geçen yaz yaşanan kuraklık ve orman yangınlarına dikkat çekildi. Avrupa'nın üçte birinin 2022 yazında kuraklıktan ciddi şekilde etkilendiği, kıtanın yüzde 63'ünde akarsuların ortalama akış miktarında azalma görüldüğü belirtildi. Akarsulardaki azalmanın son 6 yıldır devam ettiği bildirildi. Özellikle Avrupa'nın güneyinde su kaynağı kabul edilen Alp Dağları'nda kar kaybı rekor seviyeye çıktı. Alpler bölgesinde 5 kilometrekarelik buzul kaybı meydana geldi. Akdeniz için özel uyarı Uzmanlar, ortalama sıcaklıklardaki artışın devam edeceği beklentisini dile getirerek, özellikle Akdeniz bölgesi için kuraklık uyarısında bulundu. Başta İspanya olmak üzere kış aylarında yağışın yetersiz kaldığı bilgisini veren Copernicus İklim Değişikliği Servisi uzmanları, bu durumun su kaynaklarına olumsuz etki edeceğini belirtti. Uzmanlar, bahar ayları ve gelecek yazın kurak geçeceği uyarısında bulunarak, bu kış Akdeniz ve Güney Avrupa ülkelerinde kuraklık nedeniyle toprağın nemliliğinin ortalamanın çok altında seyrettiğini anlattı. Mayıs ayında yağış gerçekleşmesi durumunda su kaynaklarının biraz da olsa dolacağını tahmin eden uzmanlar, bitkilerin yetişme mevsiminin kurak geçtiğini, bunun da tarımsal üretime olumsuz etki etmesinin beklendiğini söyledi. "Zaman kalmadı" Aşırı sıcak dalgaları ve kuraklığın ardından geçen yaz özellikle Avrupa'nın güneyinde çok sayıda orman yangını çıkmıştı. Haftalar süren yangınlarda çok ciddi büyüklükteki ormanlık alanlar küle dönmüştü. Raporda geçen ilkbahar sonunda başlayarak yaz boyunca süren sıcak hava dalgalarının özellikle Avrupa'nın güneyinde "çok kuvvetli sıcak havanın yaşandığı gün sayısını" rekor seviyeye çıkardığı vurgulandı. Raporla ilgili açıklamada görüşlerine yer verilen AB Komisyonunun uzay ve dünya gözlem biriminin yöneticisi Mauro Facchini, küresel ısınmayla mücadelenin önemine dikkati çekti. Facchini, "Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) son raporu, zamanımızın kalmadığı ve Avrupa'da olduğu gibi küresel ısınmanın daha sık ve daha yoğun aşırı hava olaylarına yol açtığı konusunda bizi uyarıyor." ifadesini kullandı. Copernicus İklim Değişimi Servisi Direktörü Carlo Buontempo da iklim değişikliğinin alarm verici düzeyde olduğunu belirterek, "Avrupa'da iklim değişikliğinin dinamiklerini anlamak, bu değişikliklerin kıtadaki etkilerine uyum sağlamak ve etkileri azaltmak için gerekli çabalar açısından hayati önem taşımaktadır." değerlendirmesini paylaştı.

Kışları 3 metre kar yağan Arıcak'a, bu sene hiç kar yağmadı Haber

Kışları 3 metre kar yağan Arıcak'a, bu sene hiç kar yağmadı

Kış ayların da 3 metre kar yağışının yaşandığı Elazığ’ın Arıcak ilçesinde bu kış henüz kar yağmadı. Hava sıcakları 12 dereceyi bulurken, adeta yazdan kalma bir gün yaşandı. Sıcak havayı fırsat bilen vatandaşlar kendilerini bahçe ve çay ocaklarına attı. Güzel havanın tadını çıkardıklarını ifade eden vatandaşlar, ağaçların güzel havaya aldanıp çiçek açmasından endişeli. “Yağışların olmaması meyve ağaçlarımızı yanıltıyor” İlçede halen kar yağışının yaşanmadığını belirten vatandaşlardan Mehmet Ali Gökalp, "Uzun süre Adana’da yaşadığım için biliyorum Çukurova iklimi şu anda Arıcak, Çukurova iklimine sahip. Çok iyi hatırlıyorum, eskiden 3 buçuk metre kar yağardı. Şu anda ise hiçbir şekilde kar yok, güneş var. Dışarıda oturuyoruz. Sobaları pek fazla yakmıyoruz. Yazdan kalma bir hava var. Dağların zirvesinde biraz kar var ama burada hiç kar yok. Yağışların olmaması meyve ağaçlarımızı yanıltıyor. Ağaçlar bu havaya güvenerek tomurcuk açarsa birde peşinde yağış olup don olursa hepsi telef olur” dedi. “Şimdi iklim değişikliği yüzünden kar yağmıyor” Mehmet Can adlı vatandaş ise, “Hava ve sıcaklık güzel ama bunun hem artısı var hem de eksisi var. Şu an da keyifler iyi ama tabii yaz olunca bunun sıkıntısı meydana çıkar. Eskiden Arıcak'a 4-5 metre kar yağardı. Şimdi iklim değişikliği yüzünden kar yağmıyor. Biz her ne kadar sıcak olup otursak da bu iyi değil. Allah’ın takdiridir, yapacak bir şey yok. Bugün bayağı hava güzel, sanki Mayıs ayıdır” diye konuşurken, Mehmet Ali Çelikbağ ise, “Ben 58 yaşındayım, bundan 40 yıl önce Arıcak’ın yolları 3 ay ile 2 ay arasında kapalı olduğu günleri hatırlıyorum. Hava maşallah bahardan kalmış bir gün gibi. Herkes dışarıda bağların da bahçelerinde çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.