Hava Durumu

#Iptal

TOURISMJOURNAL - Iptal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iptal haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İzmir Barosu, Çeşme Turizm Bölgesi projesinin iptalini destekledi. Haber

İzmir Barosu, Çeşme Turizm Bölgesi projesinin iptalini destekledi.

İzmir Barosu, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği, İzmir Tabip Odası, Egeçep Derneği ve 103 yurttaş, Danıştay İdari Dava Daireleri'nin ‘Çeşme Turizm Bölgesi’ projesinin iptali yönündeki kararını takiben basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, “Çeşme yarımadasının son kalan kamu alanlarına turizm bahanesiyle el atmaktan vazgeçin. Yargının yarımadaya müdahaleyi engelleyen kararlarına uyun” ifadelerine yer verildi. Açıklama, İzmir Tabip Odası'nda yapıldı ve basın metnini İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu. Yılmaz, “12.02.2020 tarihli Resmi Gazete'de, İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin bir Cumhurbaşkanlığı kararı yayımlanmıştı” diyerek konuşmasına başladı. Bu kararın, Çeşme Yarımadasında devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların tamamını kapsadığını, 47 kilometrelik kıyı alanını, deniz alanlarını, bu alanlardaki beş adayı, 5.000 hektar orman alanını, içme suyu koruma havzalarının tamamını, bölgedeki doğal koruma alanlarını, nitelikli tarım alanlarını ve zeytinlikleri içerdiğini belirtti. Yılmaz, bu durumun toplamda 16.000 hektar, yani 22.400 futbol sahası büyüklüğünde bir devasa kamu arazisi anlamına geldiğini vurguladı. Yılmaz, kamu arazisinin ve deniz alanlarının irtifak hakkı sahibine devri karşılığı alınacak bedelin, kamu harcamaları için kullanılamayacağını ifade etti. “Sadece alanın altyapı yatırımlarına harcanabilecektir. Yani irtifak bedeli dahi kamuya değil, yatırımcının hizmetine sunulacaktır” dedi. Yılmaz, tahsis edilecek alanların nadir bir ekosistemi barındırdığını, doğal sit alanları, su koruma havzaları ve orman alanları gibi özel niteliklere sahip olduğunu ekledi. Yılmaz, “Bu alanın çok özel niteliklerine müdahale edilerek, imtiyazlı bir azınlığın hizmetine sunulmak üzere mega yat limanları, golf sahaları, kıyı otelleri, lüks konutlar ve rezidanslar gibi projelerin yapılacağı öngörülmektedir” şeklinde konuştu. Danıştay 6. Dairesinde kurumlar ve yurttaşlar tarafından açılan davayı hatırlatan Yılmaz, hukuki sürecin detaylarını paylaştı. “Ancak mahkemece gerekçesiz olarak davanın reddine karar verilmişti. Bu hukuka aykırı karar temyiz edildi ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, deniz alanlarını da kapsayan bu kadar büyük bir alanın gereklilikleri açıklanmadan turizm bölgesi ilan edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek Danıştay 6. Dairesinin kararını bozmuştur” dedi. İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince Danıştay Dairesinin, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul kararına karşı direnme hakkının bulunmadığını belirten Yılmaz, bu nedenle kararın kesin olarak iptal edildiğini ifade etti. Yılmaz, “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul kararı ile Çeşme Turizm Bölgesi ilanına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının kesin olarak iptal edilmiş olduğunu kamuoyuna müjdelemek isteriz. Kamuya ait devasa alanların, imtiyazlı azınlığın kullanımına terk edilmesinin engellenmesi ile kamusal sorumluluklarımızı yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu. Yılmaz, Çeşme yarımadasının mevcut turizm ve ikinci konut yükünü karşılayamayacak durumda olduğunu belirterek, “Son kalan kamuya ait orman ve nitelikli alanları turizm yapılaşmalarına açmak kamu menfaatine değildir, yarımadayı yaşanılamaz hale getirecektir” diye ekledi. Son olarak Yılmaz, Bakanlığa ve idareye seslenerek, “Çeşme yarımadasının son kalan kamu alanlarına turizm bahanesiyle el atmaktan vazgeçin. Yargının yarımadaya müdahaleyi engelleyen kararlarına uyun. Hiç değilse bu sefer imtiyazlı azınlığın değil, kamunun menfaatine göre hareket edin” dedi.

Antik heykelleri kurtarmak için DSİ'nin sulama projesi iptal edildi Haber

Antik heykelleri kurtarmak için DSİ'nin sulama projesi iptal edildi

Gaziantep'in İslahiye ilçesinde, 4 bin yıllık antik heykelleri kurtarmak için DSİ'nin sulama projesi iptal edildi. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi'nin tarihi dokusuna zarar verdiği gerekçesiyle Gaziantep İdare Mahkemesince verilen sulama kanalı inşaatının durdurulması kararına karşı yapılan istinaf başvurusu kesin olarak reddedildi. Mahkemenin verdiği kararla, görevini başarı ile tamamlayan Yesemek Komisyonu kendisini feshetti. Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi'nin tarihi dokusuna zarar verdiği gerekçesiyle sulama kanalı inşaatı ile ilgili Gaziantep İdare Mahkemesi inşaatı durdurma kararı verdi. Bu karara karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf başvurusunda bulundu. Karara karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan istinaf başvurusu 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45/6 maddesi gereğince temyiz yolu kapalı olmak üzere kesin olarak reddedildi. Konu ile ilgili Yesemek Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, "Başlattığımız hukuk mücadelesi geçtiğimiz günlerde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’nin 2024/683 kararı ile istinaf başvurusunu da temyiz yolu kapalı olmak üzere reddetmesi ile sona ermiştir. Uzun süren ve zorlu bir mücadele sonucunda adalet yerini bulmuş, sadece şehrimizin değil ülkemizin ve tüm dünyanın çok önemli bir tarihi ve kültürel değeri kurtarılmıştır” ifadelerine yer verildi. Misyonunu tamamlayan komisyon kendisini feshetti Mahkemenin verdiği kararla görevini başarı ile tamamlayan Yesemek Komisyonu kendisini feshettiğini de duyurarak, "Bu konuda yaşananlardan dersler çıkarılması ve bundan sonra yapılacakların doğru planlanması gerekmektedir. Gaziantep bu konuda geçmişte de güzel örnekler vermiştir. Zeugma Mozaiklerinin Gaziantep’ten götürülmesi konusunda tüm şehir ve sivil toplum örgütleri tek yürek olmuş, davalar açılmış ve benzer şekilde kazanılmıştı. Sonuç olarak bugün Gaziantep dünyanın tanıdığı ve bildiği bir mozaik müzesine sahip oldu ve bunun yanında Zeugma Ören yerinde halen çok başarılı kazılar sürdürülmektedir. Yesemek’in UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesine alınması Gaziantep ve İslahiye’nin geleceği için çok çok önemlidir. Hemen yanımızdaki Göbeklitepe örneğine bakacak olursak, UNESCO kalıcı listesine girdiği 2020 yılından bu yana, tüm olumsuz pandemi ve deprem sürecine rağmen 3 Milyona yakın ziyaretçi gezmiştir. Böylece listeye girmenin ne kadar önemli olduğunu görülmüştür. İlgili Bakanlıklarımız, Valiliğimiz, Belediyelerimiz, Kent Konseyimiz ve Mimarlar Odası ile Üniversitelerimiz başta olmak üzere Sivil Toplum kuruluşlarımızın ve hepsinden önemlisi yerelde yani Yesemek Köyü'nde ve İslahiye’de yaşayanların katılımı ile çalışmalar yapılmalı ve ortak akıl ile bu önemli tarihi miras ve bölgenin geleceği planlanmalıdır. DSİ’nin şu ana kadar orada yaptığı yatırımlarda çalıştaylar düzenlenerek sosyal kullanım alanlarına dönüştürülmelidir. Her ülke her yıl sadece bir yeri UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesine önerebiliyor. Yesemek ile ilgili ICOMOS raporunda yer alan olumsuzluklar hem idare mahkemelerimizin verdiği kararla hem de Gaziantep’teki STK’ların bu konuyu sahiplenmesi ile ortadan kalkmıştır. Şimdi yapılması gereken, Üniversitelerimizin Mimarlık ve Arkeoloji Bölümleri, ilgili tüm resmi kurumlar ve STK’ların birlikte yapacakları çalıştay ile verilen zararların nasıl telafi edileceğinin tespit edilmesidir. Bu konuda hemen harekete geçilmelidir ki Yesemek UNESCO Dünya Mirası Kalıcı listesine girebilsin. Sonuç olarak adaletin yanlışlara dur diyebilmesi çok önemli ve moral vericidir, geleceğimiz için umut vericidir. Kültürel değerlerin korunması gelecek kuşaklara borcumuz olup, bugün yaşayanların bu planlamaları yapma sorumluluğu vardır. Kültür-turizm bölgemizin geleceğidir. Verilen bu mücadelede, tüm davaları gönüllü olarak takip eden Av. Dilek Topalkara Altunlu’ya, davalar konusunda destek olan Prof. Dr. Tevfik Gülsoy’a, komisyon üyelerimize, emeği geçen tüm kurum, kuruluş ve şahıslara teşekkürü borç biliyoruz. Komisyonumuz bu konudaki misyonunu tamamlamış ve kendini bugün itibariyle gerektiğinde yeniden bir araya gelmek üzere feshetmiştir" ifadeleri kullanıldı. Bekir Sıtkı Severoğlu’nun başkanlığını yürüttüğü komisyonda Aslı Ölçal Tezel, Gökhan Çeliktürk, Tarık Aytekin, Erkan Özsavaş, Dinçer Uğurluer, Özgür Girişken ve Hasan Yelken yer almıştı.

Mahkemeden Çeşme Turizm Projesi için iptal kararı Haber

Mahkemeden Çeşme Turizm Projesi için iptal kararı

İzmir Barosu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İzmir Tabip Odası, Doğa Derneği ve EGEÇEP, Çeşme Projesi’ne karşı açılan davada verilen mahkeme kararına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Alsancak’ta bulunan Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, Çeşme Yarımadası’nda çoğunlukla orman ve doğal sit alanı niteliğindeki yaklaşık 23 bin futbol sahası büyüklüğündeki alanın “Turizm Bölgesi” ilan edildiğini hatırlattı. Bu alanların mülkiyetinin özel kişilere devri ile buralarda mega yat limanları, alışveriş merkezleri, oteller ve turizm tesisleri yapılmasına ve alanın halka kapatılmasına karşı kurumlarca açılan davalarda yargılama devam ettiğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti: “Bu süreçte Çeşme Turizm Bölgesi sınırları içinde kalan; insanların tahribatından uzak kalmış, nadir bir eko sisteme sahip Alaçatı-Zeytineli arasında kalan kıyı kesimi, buradaki üç adet ada ve kıyının gerisinde kalan 8 bin hektar büyüklüğündeki nitelikli doğal sit alanı vasfındaki koruma alanının koruma statüsü Çevre Bakanlığı tarafından düşürülerek alan mega yat limanları ve her türlü yapılaşmalara açık hale getirilmiştir. Amaç nadir türlerin yaşadığı el değmemiş koruma alanını, turizm görüntüsü altında sermayenin tükenmez hırslarına feda etmektir. Kurumlarımız, dernekler ve bir kısım yurttaşlar tarafından İzmir 2. İdare Mahkemesinde açtığımız dava neticesinde Mahkemece nitelikli doğal sit alanlarını turizm yapılaşma ve kullanımına imkan veren sürdürülebilir alanlara dönüştüren işlem hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Çabalarımız sonucu halkımızın yaşam alanlarına sermayenin saldırısı şimdilik durdurulmuştur.”

Milli yas sebebiyle kültür sanat etkinlikleri iptal edildi Haber

Milli yas sebebiyle kültür sanat etkinlikleri iptal edildi

Kültür ve Turizm Bakanlığı gelişmeyi resmi sosyal medya hesabından duyurdu. Açıklamada, "İsrail'in Gazze'deki hastanede bulunan sivillere yönelik düzenlediği saldırı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı tarafından ilan edilen 3 günlük Ulusal Yas süresince, Bakanlığımıza bağlı Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi ile Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğümüzce planlanan etkinliklerimiz durdurulmuştur" denildi. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, "İsrail tarafından Gazze'de sivil halkın bulunduğu hastaneye yapılan saldırıda yüzlerce Filistinlinin hayatını kaybetmesi sebebiyle ilan edilen 3 günlük milli yas sebebiyle Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından 18-20 Ekim tarihlerinde yapılması planlanan bütün temsiller iptal edilmiştir." açıklamasını yaptı. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ise açıklamalarında şunları kaydetti: "İsrail'in Gazze'de sivillere yönelik gerçekleştirdiği hastane katliamından dolayı ülkemizde 3 gün süre ile milli yas ilan edildiğinden, Devlet Tiyatroları olarak Türkiye genelinde yas süresi boyunca tüm etkinliklerimizi durdurmuş bulunmaktayız. Aynı sebeple 19 Ekim akşamı gerçekleştirmeyi planladığımız Kayseri Devlet Tiyatrosu açılış töreninin de 26 Ekim'e ertelendiğini değerli seyircilerimize bildirmek isteriz." İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İBB-Kültür ve Kültür AŞ imzalı açıklamada, "Gazze'de birçok sivilin ölümüne sebep olan insanlık dışı saldırılar nedeniyle 18-19-20 Ekim tarihlerinde İBB Kültür mekanlarımızda düzenleyeceğimiz konserlerimiz ileri bir tarihe ertelenmiştir." ifadesi kullanıldı. Enka Sanat'ta bugün "Cumhuriyet Turnesi: Ayşedeniz" ve 20 Ekim'de düzenlenecek Güvenç Dağüstün ve Burçin Büke konseri de ileri bir tarihe ertelendi.

Antalya Altın Portakal Film Festivali iptal edildi Haber

Antalya Altın Portakal Film Festivali iptal edildi

Böcek, yaptığı yazılı açıklamada, festival ile ilgili bugüne kadar ev sahipliğinin dışında sadece sinemadan yana taraf olmayı seçtiklerini belirtti. Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: "Sanatın gücü kullanılarak, terör örgütü propagandası yapılmasına karşıyız"Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden çekildiğini duyurduGençlik ve Spor Bakanlığı, Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne desteğini çektiAdalet Bakanı Tunç'tan "Altın Portakal Film Festivali" açıklaması Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin sadece Antalya'nın değil, Türkiye'nin uluslararası alanda en önemli markalarından biri olduğunu vurgulayan Böcek, şunları kaydetti: "Gelinen noktada büyükşehir belediyesi olarak, yıllara meydan okumuş festivalimizin, bazı kişilerin elinde malzeme edilmesine, sinema emekçilerinin hakkının yenmesine asla izin vermeyeceğim. Konunun tüm ülkeyi, Antalya'yı, tüm sinemaseverleri ve tüm sinema emekçilerini ilgilendirmesi nedeniyle konuyla ilgili ev sahibi olan belediyemiz bir karar almak zorunda kalmıştır. Festivalin sanatsal anlamda güçlü ve sinema adına örnek teşkil edecek şekilde yapılması için seçilmiş ve içeriğin belirlenmesinde sorumlu olan festival yönetmeni ve sanat ekibidir. Başta festival yönetmeni olmak üzere tüm sanat ekibinin süreci yanlış yönettiği, kriz yönetimini yapamadığı tespit edilmiştir." Böcek, festivali özüne döndürmek ve ulusal kategoriyi festivale yeniden eklemek için çaba sarf etmiş biri olarak yaşananları kabul etmediğini belirtti. Altın Portakal Film Festivali'nin siyaset üstü olduğuna işaret eden Böcek, şu değerlendirmede bulundu: "Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki festivalimizi kimsenin siyasi emellerine malzeme ettirmeyeceğim. Ayrıca şahsıma ve Belediyemize malum film üzerinden isnat edilen suçlamaların tamamını gerçek muhataplarına aynen iade ediyorum. Az önce açıkladığım nedenler dolayısıyla kendi kararıyla büyük bir karmaşaya neden olan festival yönetmeninin, sanat yönetmeninin ve oluşturdukları tüm sanat ekibinin görevlerine şu an itibari ile son verilmiştir. Tüm sanatçılarımızı, sinema emekçilerimizi ve sinemaseverlerimizi festivalimize sahip çıkmaya davet ediyorum. Bizim dışımızda oluşan ve oluşturulan bu süreç sebebi ile 7-14 Ekim tarihleri arasında yapmayı planladığımız Festivalimizi iptal ettiğimi tüm sinemaseverlere üzülerek bildiriyorum."

Almanya’da faiz artınca konut projelerinde iptaller görülüyor Haber

Almanya’da faiz artınca konut projelerinde iptaller görülüyor

Almanya'nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), inşaat şirketlerin projelerine yönelik ağustos ayına ilişkin anket sonuçlarını yayımladı. Buna göre, ağustosta şirketlerin yüzde 20,7'si projelerinin iptal edildiğini bildirdi. Söz konusu oran temmuzda yüzde 18,9 olmuştu. Ifo’nun açıklamasında, hızla artan inşaat maliyetleri ve önemli ölçüde yükselen faiz oranları nedeniyle 2022'nin başında hala karlı olan birçok projenin şu anda artık ekonomik olarak uygulanabilir olmadığı belirtildi. Ankete göre, bazı şirketlerin sipariş defterleri halen dolu iken, yüzde 44,2'lik bir kesim şimdiden sipariş eksikliği yaşadıklarını bildirdi. Bir yıl önce bu oran yüzde 13,8 düzeyindeydi. Ifo Anketler Merkezi Müdürü Klaus Wohlrabe, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Konut inşaatındaki iptaller yeni bir zirveye doğru tırmanıyor. Anketin başladığı 1991 yılından bu yana karşılaştırılabilir bir durum gözlemlemedik. Piyasadaki belirsizlik çok büyük." ifadesini kullandı. Daha katı enerji tasarrufu gereklilikleri nedeniyle finansmandaki azalmanın da inşaatçıların hesaplarını zorladığını kaydeden Wohlrabe, "Bazı şirketler şimdiden boğazlarına kadar suya batmış durumda." ifadesini kullandı. Şu anda konut inşaat şirketlerinin yüzde 11,9'unun finansman sıkıntısı yaşadığını belirten Wohlrabe, "Bu, son 30 yılın en yüksek değeri.” bilgisini verdi. Öte yandan, Emlak ve Konut Şirketleri Birliği (BFW) kriz nedeniyle Alman federal hükümetinden karşı önlemler alınmasını talep ediyor. BFW Başkanı Dirk Salewski, "İptallerdeki tarihi yükseklik ve muazzam sipariş eksikliği, çöküş uyarılarımızın şimdi gerçekleştiğini kanıtlıyor. Bu ekonomik ateş eğrisi yükselmeye devam edecek. Yakında harekete geçilmezse, hasta konutlar ölmüş olacak." değerlendirmesinde bulundu. BFW, ülkede inşaat şirketleri için, arsa maliyetlerinin düşürülmesi, finansman koşullarının gevşetilmesi ve onay süreçlerinde daha az bürokrasiye ihtiyaç olduğunu belirtti. Bu arada, Avrupa Merkez Bankası (ECB), yüksek enflasyona karşı artan faiz oranlarıyla mücadele ediyor. Bu durum da inşaat ve diğer sektörlerdeki yatırımları daha pahalı hale getirerek ekonomiyi yavaşlatıyor. Almanya ekonomisi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösterememişti. Son yıllarda yaşanan Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi çok sayıdaki kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, Çin başta olmak üzere birçok ülkenin Almanya'dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi ve yüksek enflasyonla artan faizler Alman ekonomisinin büyümesini daha da zorlaştırıyor. Yavaşlayan küresel büyüme, ihracattaki düşüş, yüksek enerji fiyatları sanayi üretimdeki düşüş, tüketicilerin yükselen enflasyonla baş etme çabası da Alman ekonomisini olumsuz etkiliyor. Bu yıl için Alman ekonomisinde Ifo yüzde 0,4, Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) ise yüzde 0,5 oranında daralma bekliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.