Hava Durumu

#İstihdam

TOURISMJOURNAL - İstihdam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İstihdam haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Beste Küçük: Haber

Beste Küçük: "İskandinav Pazarını Yeniden Kazanmalıyız"

Bodrum Otelciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Rammos Managed by Dedeman Genel Müdürü Beste Küçük, Bodrum’un turizm stratejilerini değerlendirdi. Küçük, İngiltere’nin son 10 yılda turizm pazarındaki payını koruduğunu, ancak İskandinav ülkelerinde gerileme yaşandığını vurguladı. "İngiltere, Rusya, Polonya , Almanya, Hollanda en çok turist gelen ülkeler. Geçtiğimiz 10 yıla baktığımızda İngiltere pazarı pazar payını korurken, Danimarka, İsveç gibi İskandinav pazarlarında azalmalar göze çarpmakta. Kaliteli turizm için değerli olan Batı Avrupa ve İskandinav pazarını tekrar kazanmalıyız. Bölgemiz için Polonya ve Rusya pazarlarındaki büyümeyi korumalıyız" dedi. 12 AY HİZMET VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM VURGUSU Sürdürülebilir turizm için yıl boyunca aktif bir destinasyon olmanın önemine dikkat çeken Küçük, "Hedefimiz sadece deniz kum güneş ile değil, Bodrum'un kültürel değerlerini tanıtarak desteklemek ve korumak. Her mevsimin Bodrum'unu keşfetmek isteyenler için otelimizde 12 ay hizmeti ve istihdamı sürdürmekteyiz" ifadelerini kullandı. ERKEN REZERVASYONA YÜZDE 30 İNDİRİM FIRSATI Turizmde sürdürülebilir başarıyı yakalamanın eğitimden geçtiğini belirten Beste Küçük, turizm sektöründe çalışanların eğitimine yatırım yapmanın hizmet kalitesini artırmanın anahtarı olduğunu söyledi. Öncelikle çalışanlara değer vererek misafirlere sunulan hizmet kalitesinin artırılabileceğini vurguladı. Ayrıca, Bodrum’da erken rezervasyon fırsatlarının yüzde 30 indirimle başladığını duyurdu. 2025’E NİTELİKLİ EĞİTİM PROGRAMLARIYLA HAZIRLIK Beste Küçük, Bodrum Otelciler Derneği’nin 2025 yaz sezonu öncesinde üst ve orta düzey yöneticilere yönelik özel eğitim programları düzenlediğini açıkladı. Bu eğitimlerin turizmde hizmet kalitesini artırmak ve sürdürülebilir başarıyı sağlamada önemli bir rol oynadığını ifade etti.

Pegasus, 200 Uçak Siparişi ile Filosunu Genişletiyor Haber

Pegasus, 200 Uçak Siparişi ile Filosunu Genişletiyor

İSTANBUL (İHA) - Pegasus Hava Yolları, büyüme stratejisi doğrultusunda önemli bir adım atarak Boeing ile 200 uçaklık bir sipariş anlaşmasına imza attı. Bu sipariş, şirketin bugüne kadar verdiği en büyük uçak siparişi olarak dikkat çekiyor. Yeni uçaklar, 2028’den itibaren Pegasus filosuna dahil olacak. Anlaşma kapsamında ilk etapta 100 uçak için kesin sipariş verilirken, 100 uçak için de satın alma opsiyonu tanındı. Boeing 737-10 model uçaklardan oluşan bu sipariş, şirketin hem ulusal hem de uluslararası arenada hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak. Pegasus’un bu dev yatırımı, toplamda 36 milyar ABD doları değerinde olup, 2050 sürdürülebilirlik hedeflerini destekleyen bir adım olarak öne çıkıyor. Yapılan açıklamaya göre, bu anlaşma, Pegasus’un havacılık sektöründe yerel üretim, teknoloji transferi, AR-GE, eğitim ve istihdam alanlarında yeni fırsatlar yaratma vizyonunu da güçlendirecek. Pegasus CEO’su Güliz Öztürk, anlaşmayla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Ülkemize net nakit ve en büyük katma değer oluşturan, pandemi sonrası rekorlar kırarak büyüyen turizm sektörümüzün önde gelen bir paydaşı olarak yeni rekorlar kırmak, turizmde 100 milyon misafir ve 100 milyar dolar gelir hedefimize ulaşmak için kendi kulvarımızda var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye'de ve yurt dışında büyüme, yeni rotalar açarak uçuş ağımızı genişletme hedeflerimiz doğrultusunda, filomuza yatırım yapmaya devam ediyoruz. 4,5 yaş ortalamasıyla Türkiye'nin en genç filosuna sahibiz. Dünyada en genç filo sahibi hava yolları arasında ilk sıralardayız. Boeing firmasıyla imzaladığımız anlaşmayla toplam 200 adet Boeing 737-10 model uçak için siparişimizi verdik. İlk etapta kesin siparişini verdiğimiz 100 adet uçak, 2028 yılından itibaren filomuza katılmaya başlayacak. Geri kalan 100 uçak için opsiyonumuzu kesin siparişe dönüştürmeyi, piyasa koşulları ve filomuzun ihtiyaçları doğrultusunda önümüzdeki yıllarda değerlendireceğiz" sözleriyle anlaşma detayları hakkında bilgi verdi. Açıklamasının devamında, "Boeing uçakları, Pegasus'un 1990 yılında havacılık sektörüne giriş yaptığı günden bu yana operasyonlarımızın ayrılmaz bir parçası oldu; filomuzu yeni Boeing 737-10 model uçaklarla büyüteceğimiz için heyecanlıyız. İş birliğimizin ülkemizin havacılık sanayisinde yerel üretim, teknoloji transferi, AR-GE, eğitim ve istihdam alanlarında yeni fırsatlar oluşturacağına olan inancımız tam. Bu sipariş, Boeing'in 2017 yılında devletimiz ile başlattığı MHİ-Milli Havacılık İnisiyatifi (NAI-National Aerospace Initiative) kapsamında değerlendirildiğinde gerek Türk üreticilerine ve gerekse de havacılık endüstrimize yeni kapılar ve üretim ile ihracat imkânı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı. Boeing 737-10, CFM International LEAP-1B motorları sayesinde önceki nesillere kıyasla yüzde 20 daha az yakıt tüketimi sağlıyor. Kısa ve orta mesafeli uçuşlar için tasarlanan bu model, 230 yolcu kapasitesi ve geniş bagaj alanlarıyla yolcu deneyimini artırmayı hedefliyor.

Kayseri Sanayisi Yeni Suriye’nin İnşasına Destek Olacak Haber

Kayseri Sanayisi Yeni Suriye’nin İnşasına Destek Olacak

KAYSERİ (İHA) - Kayseri Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçın, yeni kurulacak Suriye'nin inşasında Kayseri sanayisinin önemli bir rol üstleneceğini ifade etti. Yalçın, Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri durumunda dahi Kayseri’deki fabrikaların üretim kapasitesinde herhangi bir aksama yaşanmayacağını vurguladı. "SURİYELİLER GİTSE DE FABRİKALARIN ÇARKLARI DÖNMEYE DEVAM EDER" Suriye'de Beşar Esad rejiminin sona ermesiyle birlikte Suriyelilerin ülkelerine dönüş süreci hız kazandı. Bu gelişmelerin ardından açıklamalarda bulunan Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Suriyelilerin dönüşüyle ilgili sürecin henüz başında olunduğunu belirtti. Yalçın, Özgür Suriye Ordusu'nun bir hafta içerisinde Halep, Hama, Humus ve son olarak başkent Şam’ı ele geçirerek Esad rejimini devirdiğini hatırlatarak, "Şimdi yeni bir devlet, yeni bir oluşum ve yeni bir seçim süreci var" dedi. Sürecin tamamlanması zaman alacak olsa da Suriyelilerin ülkelerine dönüşünün hızlandığını belirten Yalçın, sınır kapılarında yaşanan yoğunluk nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yayladağı Sınır Kapısı'nı açtığını belirtti. Kayseri’de yaşayan Suriyelilerin fabrikalarda çalıştıklarını hatırlatan Yalçın, "Suriyeli vatandaşları 14 yıl boyunca Türkiye olarak vatanımızda en güzel şekilde misafir ettik. Tabii fabrikalarda, eski sanayide, yeni sanayide çalışanlar oldu. Buraya geldiklerinde 3-4 yaşında olan çocuklar vardı, bugün bunlar 18-20 yaşlarındalar. Burada doğan çocuklar oldu, çok güzel Türkçe konuşuyorlar. Buradaki Suriyelilerin hepsi de gidebilir, bir kısım buradaki yaşamdan memnun olup gitmeyebilir. İlerleyen süreç durumu gösterecek. Bana göre Suriyelilerin yüzde 80'i gidecek. Kayseri OSB olarak istihdam sıkıntısı yaşayacağımıza inanmıyoruz" dedi.  Bir sanayi şehri olan Kayseri'nin fabrikalarının kapasitesinin ve istihdamın sürekli arttığını söyleyen Yalçın, "Çarklar her zaman döner. Gerektiğinde siyasilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızla bir araya gelip nitelikli insan gücünü nasıl sağlarız onu da konuşuruz" ifadelerini kullandı. "YENİ SURİYE'NİN İNŞASINDA BÜYÜK KATKI SUNACAĞIZ" Yeni kurulacak Suriye'nin şekillenmesinde Kayseri sanayisinin önemli katkılar sağlayacağını belirten Yalçın, özellikle ihracat tarafında büyük bir potansiyel gördüklerini ifade etti. Yalçın, "Şuna inanıyorum artık yanı başımızda yeni bir devlet, yeni bir yönetim bize ihracat anlamında çok büyük katkılar sunacak. Suriye'nin kurulmasında, oradaki insanların yaşam alanlarında mobilya, çelik kapı, elektrikli ev aletleri, tekstil üreterek Suriye'ye ihracat yapacağız. Kayseri hem mobilyanın hem de çelik kapının başkenti. Bu ülkenin büyümesine, gelişmesine, şehir yapısının oturmasına büyük katkılarımız olacak. Yanı başımızdaki ülkeye Türkiye olarak, Kayseri olarak hiç durmadan ürün ihraç edeceğiz" dedi.

Siemens’ten Sürdürülebilirlikte Tarihi Başarı Haber

Siemens’ten Sürdürülebilirlikte Tarihi Başarı

İSTANBUL (İHA) - Siemens, 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımlayarak çevre ve eşitlik odaklı hedeflerinde önemli bir ilerleme kaydettiğini duyurdu. Şirket, sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında belirlediği 14 ana hedefin 7’sine planlanandan önce ulaşmayı başardı. Karbonsuzlaştırma, kaynak verimliliği ve eşitlik gibi birçok alanda ciddi başarılar elde edildi. Siemens’in İnsanlar ve Sürdürülebilirlik Direktörü Judith Wiese, şirketin teknolojiyi anlamlı bir amaç için kullanmaya devam ettiğini belirtti. Wiese, "Müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla birlikte teknolojiyi bir amaç doğrultusunda uygulama konusunda önemli adımlar atmaya devam ediyoruz. Teknoloji, dünyanın en acil sorunlarının çözülmesi açısından güçlü bir araç ve dijitalleşme müşterilerimizin ve ortaklarımızın kendi sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını desteklemek hususunda kilit bir olanak sağlıyor. 2024 yılında iddialı hedeflerimize doğru güçlü bir ilerleme kaydetmeye devam ettik. Daha da ileriye, daha hızlı gitmeye kararlıyız" dedi. EMİSYON AZALTIMI HEDEFLERİ Siemens’in teknolojisi, endüstriyel karbonsuzlaştırma ve kaynak verimliliğinde büyük bir rol oynuyor. 2024 mali yılında satılan yenilikçi ürünler, kullanım ömürleri boyunca 144 milyon ton sera gazı emisyonunun önlenmesini sağladı. Bu rakam, şirketin tüm değer zincirinde ürettiği 121 milyon ton emisyonu geride bıraktı. Şirket, kendi operasyonlarını karbonsuzlaştırma hedefine planlanandan önce ulaştı. 2019’dan bu yana CO2e emisyonlarını %60 oranında azaltan Siemens, 2025 yılı için belirlenen ara hedefini bir yıl erken tamamladı. 2030’da %90 oranında azalma ve 2050’ye kadar net sıfır sera gazı emisyonu hedefleniyor. KAYNAK VERİMLİLİĞİ VE ECOTECH ETİKETİ Siemens, kaynak verimliliğine yönelik hedeflerinde de iyi bir ilerleme kaydetti. Şirket, 2024 mali yılında sağlam eko tasarım uygulamalarını genişleterek tüm ürün ve hizmetlerinde çevresel ayak izini iyileştirme taahhüdünü güçlendirdi. Eko tasarım standardını başarma oranı, bir önceki yıla göre yüzde 13 artarak yüzde 54’e ulaştı. Yeni Siemens EcoTech etiketi, döngüsel ekonomiyi teşvik etme ve kaynak verimliliğini artırma stratejisinin bir parçası olarak öne çıktı. 2024 yılında, 25 binden fazla ürün, sürdürülebilir malzeme kullanımı, değer geri kazanımı ve döngüsellik alanlarında standartları aşan performansıyla dikkat çekti. YAPAY ZEKÂ VE DİJİTAL EĞİTİM YATIRIMLARI Siemens, yapay zekâ teknolojilerini küresel zorluklara çözüm üretmek için sorumlu bir şekilde kullanıyor. Şirket, altyapıyı ve işletmeleri geliştirmek üzere endüstriyel yapay zekâ çözümleri geliştirirken, bu alanda sorumluluk ilkesini iş süreçlerine entegre etti. Ayrıca şirket, çalışanlarının dijital becerilerini geliştirmek için 2024 mali yılında toplam 442 milyon Euro yatırım yaptı. Çalışanlar, 2023 mali yılına göre ortalama 4 saat daha fazla eğitim alarak kişi başına 27 saatlik dijital eğitim tamamladı. Bu sayede şirket, 2025 hedefini bir yıl erken gerçekleştirdi. Siemens’in global eğitim platformu "MyLearning World", yapay zekâ destekli özelliklerle geliştiriliyor. KADIN LİDERLERİN ARTIŞI VE EŞİTLİK ÇALIŞMALARI Siemens, üst düzey yönetim rollerindeki kadın oranını artırmaya devam ediyor. 2024 yılında bu oran yüzde 32’ye ulaştı; 2020’de ise yalnızca yüzde 23’tü. Şirket, eşitliği teşvik eden, kapsayıcı ve güçlendirici bir kültür oluşturarak çalışanlarına yaşam boyu öğrenme fırsatları sunuyor. DEGREE İLE 360 DERECE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Siemens, sürdürülebilirlik hedeflerini "DEGREE" stratejik çerçevesiyle yönetiyor. Karbonsuzlaştırma, etik, yönetişim, kaynak verimliliği, eşitlik ve istihdam gibi altı eylem alanında titizlikle tanımlanmış ölçülebilir performans göstergeleriyle çalışıyor. Şirket, Paris Anlaşması’nın ana hedefine ulaşma taahhüdünü de yeniden teyit etti.

Türkiye Turizmde Pandemi Sonrası En Hızlı Toparlanan Ülke Oldu Haber

Türkiye Turizmde Pandemi Sonrası En Hızlı Toparlanan Ülke Oldu

Pandemi sonrası turizm sektöründe en hızlı toparlanan ülkeler Türkiye ve Brezilya oldu. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi Üyelikler ve Birlikler Bölüm Başkanı Adolfo Reyes, küresel turizmin önümüzdeki 10 yılda 16 trilyon dolara ulaşacağını ve sektörde 449 milyon kişinin istihdam edileceğini belirtti. Reyes, Türkiye’nin organizasyonlarda güçlü bir şekilde temsil edildiğini vurguladı. 8. İSTANBUL EKONOMİ ZİRVESİ’NDE GÜNDEM YAPAY ZEKÂ VE TURİZM Türkiye’den ve dünyadan iş liderlerini, akademisyenleri ve bürokratları bir araya getiren 8. İstanbul Ekonomi Zirvesi, "Yapay Zekâ ve Ekonomi" temasıyla gerçekleştirildi. Azerbaycan, ABD, BAE, Hindistan, İsviçre ve Fransa gibi 20’den fazla ülkeden temsilcinin katıldığı etkinlikte, bin 500’den fazla ziyaretçi ağırlandı. Zirve kapsamında yapay zekânın otomasyon süreçlerinde 300 milyon çalışanın işini dönüştürebileceği konuşuldu. İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kaan Saltık, küresel yapay zekâ pazarının 2023’te 515 milyar dolara ulaştığını ve 2030’da bu rakamın 2 trilyon dolara çıkacağını belirtti. Türkiye’de 2000 yılında sadece 5 yapay zekâ firması varken, bu rakam 2024’te bin 195’e yükseldi. Randstand'ın 2024 İnsan Kaynakları Trendleri Raporu'na göre, Türk kurumlarının yüzde 37’sinin yapay zekâ kullanımını desteklediği ve genişletmeyi planladığı vurgulandı. DİJİTALLEŞME VE MOBİL GEZGİNLERİN YÜKSELİŞİ Euromonitor Seyahat ve Turizm Araştırmaları Bölüm Başkanı Caroline Bremner, dünya turizminin pandemi sonrası toparlanarak yeni rekorlar kırdığını açıkladı. Bremner, çevrim içi penetrasyon oranının yüzde 69’a ulaştığını ve bu oranın 2029’da yüzde 73’e çıkacağını belirtti. Mobil gezginlerin konfor odaklı olduğunu söyleyen Bremner, bu grubun yüzde 42’sinin sesli asistan kullandığını, yüzde 22’sinin ise parmağına mikroçip yaptırmaya niyetli olduğunu vurguladı. Dijital çözümler en çok Kuzey Amerika, Yeni Zelanda ve Çin’de yaygın olarak kullanılıyor. YAPAY ZEKÂ, TURİZMDE 449 MİLYONLUK İSTİHDAM OLUŞTURACAK Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nden Adolfo Reyes, yapay zekânın bazı meslekleri dönüştürürken, turizm sektöründe önemli fırsatlar yaratacağını belirtti. Reyes’e göre, Türkiye ve Brezilya pandemi sonrası turizmde en hızlı toparlanan ülkeler oldu. Gelecek 10 yılda turizm sektörünün global ekonomiye 16 trilyon dolarlık katkı yapması ve 449 milyon kişilik istihdam oluşturması bekleniyor. Azerbaycan Ekonomi Bakan Yardımcısı Elnur Aliyev ise yapay zekâya yaptıkları yatırımlarla 2040 yılına kadar 40 milyar dolarlık ekonomik değer yaratmayı hedeflediklerini söyledi. Yapay zekânın iş gücü istikrarını koruyarak verimliliği artıracağını belirten Aliyev, bu teknolojinin stratejik öncelikleri arasında yer aldığını ifade etti. Küresel ekonominin ve turizmin geleceğinde yapay zekâ ve dijitalleşme önemli rol oynuyor. Türkiye ve Brezilya’nın turizmdeki hızlı toparlanması, dijitalleşme ve inovasyon odaklı yatırımların önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Turizmdeki bu dijital dönüşüm, iş gücünde dönüşümü ve yeni fırsatları beraberinde getiriyor.

Körfez Ülkeleri Türk Turizm Personelini Transfer Ediyor Haber

Körfez Ülkeleri Türk Turizm Personelini Transfer Ediyor

Türkiye Turizmi İnsan Kaynağı Kriziyle Karşı Karşıya Türkiye'nin önemli gelir kaynaklarından biri olan turizm sektörü, ciddi bir insan kaynağı kriziyle karşı karşıya. Körfez ülkelerinin turizme yaptığı büyük yatırımlar ve sunduğu cazip teklifler, Türk turizm çalışanlarını yurt dışına çekiyor. Dubai, Arap Yarımadası ve Mısır gibi körfez ülkeleri, turizm sektöründe hızlı bir büyüme gösterirken Türkiye'nin deneyimli turizm personelini kendi bünyelerine çekmeye başladı. Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, bu durumun sektörün geleceği için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Narin, "Yetişmiş insan kaynağımızı Körfez'e kaptırıyoruz. Bu, çözmemiz gereken önemli bir sorun" diyor. Çalışanlar Neden Ayrılıyor? Turizm çalışanlarının yurt dışına gitmesinin başlıca nedenleri arasında; İstikrarlı iş imkanı bulunmaması: Çoğu turizm işçisi, sezonluk çalıştırılıyor. Bu durum, çalışanların geleceğe yönelik plan yapmasını zorlaştırıyor. Yüksek yaşam maliyetleri: Özellikle turizm bölgelerindeki yüksek emlak fiyatları, çalışanların barınma sorununu çözmesini engelliyor. Cazip teklifler: Körfez ülkeleri, daha yüksek ücretler ve daha iyi çalışma koşulları sunarak Türk çalışanları cezbediyor. Bu sorunlara çözüm bulmak için; İstikrarlı istihdam: Çalışanlara 12 ay boyunca iş imkanı sunulmalı. Barınma çözümleri: Belediyeler ve özel sektör işbirliğiyle çalışanlar için uygun fiyatlı konut projeleri geliştirilmeli. Ulaşım kolaylıkları: Çalışanların iş yerlerine ulaşımını kolaylaştıracak toplu taşıma sistemleri oluşturulmalı. Eğitim ve gelişim fırsatları: Çalışanların mesleki gelişimlerine destek olunmalı. Sektörde istikrar: Ekonomik dalgalanmaların etkilerini azaltmak için sektöre yönelik destekleyici politikalar geliştirilmeli. Giderlerde personel payı yüzde 40’ın üzerinde Turizmde toplam giderlerin içinde personel payının, işveren hissesi dahil yüzde 40 olduğunu belirten Narin, “Ancak sektör şu anda bunun da üzerinde. Çünkü hiçbir işveren işçisi ile karşı karşıya kalacağı bir politika güdemez. Çalışan misafir ile yüz yüze ve orada düşük ücret politikası uygulanamaz. Ama ne kadar verirseniz verin, üç ay verirseniz çalışanı memnun edemezsiniz” dedi. Turizm sektörünü zorlayan diğer bir konunun yüksek maliyetler olduğuna kaydeden Narin, bu yılın sektör açısından çok karlı olmadığını söyledi. Kur-enflasyon makasının getirdiği ters makas etkisi ve enflasyon muhasebesi nedeniyle sektörün baskı altında olduğunu belirten Narin “Yüksek faiz ortamında bankaların kredi arzı 14,5 milyar dolarlardan 12 milyar dolar seviyesine düştü. Turizmde krediler eskisi gibi rahat değil ve alan daralıyor. Bunun da önünü açılması lazım. Faiz politikaları değişince bunların da değişeceğini ümit ediyoruz” diye konuştu. Turizm sektörünün sürdürülebilirliği için yetişmiş insan kaynağının korunması büyük önem taşıyor. Bu nedenle, hem devlet hem de özel sektör işbirliğiyle kalıcı çözümler üretilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye turizmi ciddi bir personel eksikliğiyle karşı karşıya kalabilir.

Turizm istihdamında tarihi rekor Haber

Turizm istihdamında tarihi rekor

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, turizm sektöründe çalışan sayısının tarihi bir rekor kırarak 1.5 milyonu geçtiğini söyledi. TÜROB’un; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı, İŞKUR ve SGK işbirliğiyle Çırağan Palace Hotel Kempinski’de düzenlediği ‘Çalışma Hayatına Yönelik Mevzuat, Denetim, Teşvikler Bilgilendirme Toplantısı’ gerçekleştirildi. İŞKUR ve SGK’nın yanı sıra TÜROB üyesi otellerin üst düzey yetkililerinin de katıldığı toplantının açılışında konuşan TÜROB Başkanı Müberra Eresin, SGK tarafından Haziran 2024 ayı verilerine dayanılarak yayınlanan son raporda; 532 bini konaklama, 850 bini yiyecek-içecek, 78 bini seyahat acentesi ve 41 bini de havayolunda olmak üzere turizm sektöründe çalışan sayısının 1.5 milyon rakamını geçtiğini söyledi. Eresin, “İşletme başına 8.36 çalışan ile diğer sektörlere göre turizm açık ara önde olmasının yanında ülke genelindeki toplam istihdamın yüzde 9’una ulaşılmıştır” dedi. Ağustos ayının turizm istihdamında zirve ayı olduğuna işaret eden Eresin, Ağustos ayı istatistiklerinde sektörde çalışan sayısının 1.7 milyonu aşmasını beklediklerine dikkat çekti. Esnek çalışma modeli daha fazla istihdam sağlar Mevcut İş Kanunu’nun özellikle sanayi/imalat sektörlerinin çalışma koşulları öne alınarak hazırlandığına dikkat çeken Eresin, şu görüşleri dile getirdi: “Mevcut İş Kanunu ve mevzuatı, denetimlerdeki yorum farklılıkları; sektörümüzün özellik ve gereksinimlerine uygun esnek çalışma uygulamasını önlerken, başta gençler ve kadınlar olmak üzere daha fazla istihdamın önüne geçmektedir. Ayrıca sektörün dünyada genel kabul görmüş uygulamaları ile çelişen çok sayıda düzenlemeyi barındırmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı ile İŞKUR nezdinde temaslar başlattık. Sektör işletmelerimizde ‘kamu-çalışan-işveren’ birlikteliğinde var olan çalışma barışının daha fazla güçlendirilmesi amacıyla turizmde çalışan sayısının artırılması ve sürdürülebilir istihdam için mevzuat düzenlemesi gerektiren; başta sektörün en büyük gereksinimi olarak karşımızda duran esnek çalışma modelleri ile bu meyanda geçici iş ilişkileri, haftalık izin, yıllık izin, fazla çalışma, özel istihdam büroları gibi pek çok konunun, konaklama işletmelerimiz öncelikli olmak üzere, sektörümüzün özellikleri ve gereksinimleri ile uyumlu hale dönüştürülerek güncellenmesi için girişimlerimiz sürüyor.” Sektörde insan faktörü önemini sürdürüyor Dünyanın her alanda yaşadığı makineleşme ve dijitalleşmenin, üretimde emek faktörünün nicel olarak azalmasına sebep olduğunu ifade eden Eresin, şöyle devam etti: “Turizm işletmeleri belirli ölçüde bu otomasyondan etkilenmiş olsa da hâlâ insan faktörünün hizmet üretiminde en önemli unsur olduğu işletmelerdir. Günümüzde istihdam yaratıcı sektörlerin başında turizm işletmeleri en önemli yeri oluşturmaktadır. Müşteri memnuniyeti ve sadakatinin çalışan performansıyla doğrudan ilişki içinde olduğu turizm işletmelerinde insan kaynağı planlaması bu işletmelerin verimliliği açısından hayati önem taşımaktadır. Zira turizm işletmeleri sundukları hizmet nedeniyle 7/24 faaliyetlerini sürdürmek zorunda olduklarından belli gün ve saatlerde kapatılmaları veya hizmete ara vermeleri mümkün değildir.” İŞKUR, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı ve SGK’dan önemli destek… Toplantıya katılan İŞKUR, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı ve SGK temsilcileri yürürlükteki çalışma hayatına yönelik mevzuat, turizm sektöründe devam eden denetimler ile mevcut ve yeni getirilen istihdam teşvikleri hakkında toplantıya katılanlara sunumlar eşliğinde güncel ve ayrıntılı bilgileri aktardılar, katılımcıların sorularını yanıtladılar. TÜROB Başkanı Eresin, toplantının düzenlenmesi konusunda destekleri nedeniyle İŞKUR Genel Müdürü Samet Güneş, İŞKUR İstanbul Müdürü Uğur Oto, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanı Bekir Aktürk, İstanbul Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanı Yılmaz Şahan ile SGK İstanbul İl Müdürü Harun Sertbaş’a, toplantıya ev sahipliği yapan TÜROB Çalışma Hayatı ve İnsan Kaynakları Komite Başkanı ve Çırağan Palace Hotel Kempinski İnsan Kaynakları Direktörü Haluk Ertan’a teşekkürlerini sundu.

Turkcell’den deprem bölgesinde istihdama destek Haber

Turkcell’den deprem bölgesinde istihdama destek

Turkcell, deprem bölgesinde umudun yeşermesine ve hayatın tekrar normale dönmesine katkı sağlamak amacıyla geçen yıl başlattığı ‘Gönül Bağı Projeleri’ ile bölge halkına desteğini sürdürüyor. Şirket bu proje kapsamında bölgede iş gücüne katılımı artırmak hedefiyle Turkcell Global Bilgi Çağrı ve Mesleki Eğitim Merkezi’ni 15 Mart’ta hizmete açtı. Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeki merkez, meslek edindirme eğitimleriyle bölgedeki iş gücüne katkı sunarken, depremzedelere de istihdam imkânı sağlıyor. “Bölgede 7 bin kişiye eğitim, 855 kişiye istihdam” Turkcell Global Bilgi Çağrı ve Mesleki Eğitim Merkezi projesinin detaylarını ve bölgeye desteklerini anlatan Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, “Türkiye’nin Turkcell’i olarak afet bölgesinde hayatın tekrar normale dönmesi için seferberliğimizi sürdürüyoruz. Gönül Bağı Projelerimiz kapsamında, bölgedeki ekonomik kalkınmaya ve toplumsal refaha katkıda bulunuyoruz. Sadece geçici bir yardım değil, uzun vadeli bir destek ile sürdürülebilir bir etki oluşturarak bölge halkının hayatını olumlu yönde etkilemeyi amaçlıyoruz. Depremden etkilenen illerdeki afetzede vatandaşlarımız ve onların bölge dışında eğitim gören birinci derece yakınları için ‘İstihdam Seferberliği’ başlatarak, bölgede 1100 kişiyi istihdam etme hedefimizi paylaşmıştık. Bugüne kadar 855 depremzedemizi Turkcell grup şirketlerimizde istihdam ettik, 7 bin kişiye de mesleki eğitim verdik. Turkcell Global Bilgi Çağrı ve Mesleki Eğitim Merkezimizi de bugün Hatay Kırıkhan’da açıyoruz. İlk aşamada 62 kişinin istihdamıyla başladığımız merkezde, bu sayının uzaktan çalışan müşteri temsilcilerinin de eklenmesiyle 250’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Teknik ve kişisel gelişim programlarımızla da bölge halkını destekleyerek meslek edinmelerine katkı sağlıyor, nitelikli iş gücünü artırmayı amaçlıyoruz. Bölgede hayatın tekrar normale dönmesi için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi. 15 Mart itibarıyla hizmete açılan merkez ile hem depremzedelere istihdam sağlanıyor hem de iş gücüne meslek edindirme eğitimleriyle katkı sunuluyor. Turkcell Akademi tarafından verilen yazılım, yazılım test uzmanlığı, robotik kodlama, bulut teknolojiler, satış ve pazarlama eğitimleriyle bölgeye nitelikli iş gücü kazandırılması planlanıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.