Hava Durumu

#Kalkınma

TOURISMJOURNAL - Kalkınma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kalkınma haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hindistan Turizminde Büyüme Trendi Sürüyor Haber

Hindistan Turizminde Büyüme Trendi Sürüyor

Hindistan'ın turizm sektörü, dönüşüm sürecinin eşiğinde, dünyanın en dinamik endüstrilerinden biri olma yolunda ilerliyor. Son istatistikler bu büyümeyi gözler önüne seriyor. 2023-2024 yılları arasında uluslararası ziyaretçi sayısı yaklaşık 10 milyona ulaşırken, 2024'te yurt içi seyahatler 5 milyar sefer sayısına yükseldi. Bu, Hindistan'ı küresel çapta altıncı en büyük yurt içi seyahat pazarı yaparken, 2030 itibarıyla ülkenin dördüncü sıraya yerleşmesi bekleniyor. Bu büyüme, yıllık yüzde 9'luk seyahat harcama artışıyla destekleniyor. Bu ivme, hükümetin 2047 yılına kadar turizm ekonomisi hedefini 4 trilyon dolara revize etme olasılığını artırırken, bu sektörü Hindistan’ın ekonomik kalkınmasında hayati bir unsur olarak öne çıkarıyor. TURİZM VE KONAKLAMADA DÖNÜM NOKTASI 2024 yılı, Hindistan'ın turizm sektörü için belirleyici bir dönem oldu. Otel doluluk oranları, deneyimsel ve sürdürülebilir seyahate artan taleple rekor seviyelere ulaştı. Staycation, sağlık turizmi, gastronomi turizmi ve kültürel kaçamaklar gibi kavramlar, modern gezginlerin anlamlı ve yenileyici deneyimler arayışını yansıtarak büyük ilgi gördü. Bu evrimde teknoloji başrolde olmaya devam etti. Yapay zeka, kişiselleştirilmiş seyahat deneyimlerini mümkün kılan "dijital bir uşak" olarak öne çıktı. Online rezervasyonlardan gerçek zamanlı destek sağlayan sohbet robotlarına kadar teknoloji süreci kolaylaştırırken, insan dokunuşu ve özenli misafirperverlik Hindistan turizminin ayırt edici özelliği olmaya devam ediyor. PAZARDAKİ FIRSATLAR VE ZORLUKLAR Hindistan'ın turizm patlaması, yıllık yüzde 6'lık hızlı GSYİH büyümesi ve ülkenin kültürel ve doğal çeşitliliğini keşfetmek isteyen genişleyen orta sınıf tarafından destekleniyor. "Chalo India" kampanyası ve "Vibrant Villages Programme" gibi hükümet girişimleri, kırsal ve kültürel turizmin kapsamını genişletiyor. IndiGo ve Air India gibi havayollarının rekor uçak siparişleri ise yeni destinasyonlara erişimi artırıyor. Ancak, altyapı eksiklikleri, lojistik sorunlar ve güvenlik endişeleri gibi engeller endişe vermeye devam ediyor. Örneğin, uluslararası turistlerin yüzde 32’si sağlık kaygıları nedeniyle, yüzde 27’si ise güvenlik gerekçesiyle seyahat planlarını ertelediğini belirtiyor. Bu engellerin üstesinden gelmek için altyapı yatırımları ve yenilikçi pazarlama stratejileri kritik öneme sahip. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE DENEYİMSEL SEYAHAT Küresel çapta, turistlerin yüzde 76’sı sürdürülebilir turizmi önceliklendiriyor. Hindistan, "Heal in India" ve "Dekho Apna Desh" gibi sorumlu seyahat kampanyaları ile bu alanda önemli adımlar atıyor. Yerel ekonomileri desteklemek adına, turistlerin bütçelerinin yüzde 5 ila 10’unu yerel ürünlere ayırması teşvik ediliyor. Yurt içinde, 2030 yılına kadar hava yolcu trafiğinin iki katına çıkması bekleniyor. Bu büyüme, ikinci ve üçüncü kademe şehirlerdeki yatırımlarla destekleniyor. Uluslararası otel markaları da bu bölgelerde hızla genişliyor ve yüksek kaliteli konaklama ihtiyacını karşılıyor. İŞ BİRLİĞİ İLE BÜYÜME Turizmin büyümesi, küresel ve yerel iş birliği çabalarıyla hız kazanıyor. SATTE gibi platformlar, Hindistan’ı önde gelen bir turizm destinasyonu olarak tanıtıyor ve yenilikçi çözümleri tartışma imkanı sunuyor. Ayrıca, ABD-Hindistan Turizm Ortaklık Yılı ve Japonya ile Budist turizm projeleri, kültürel alışverişleri artırıyor. GELECEK İÇİN YOL HARİTASI Hindistan’ın turizm endüstrisinin olağanüstü büyümesini sürdürmek için altyapı eksikliklerini gidermek, sürdürülebilirliği teşvik etmek ve teknolojiyi benimsemek öncelikli hedefler olacak. Az bilinen destinasyonları tanıtmak için yaratıcı sosyal medya kampanyaları ve altyapı projeleri gibi stratejiler, turizmin çeşitlenmesini sağlayabilir. Hindistan, gelenek ve inovasyonu bir araya getirerek, gezginlere eşsiz bir deneyim sunma potansiyeline sahip. Sektörün kapsayıcı ve yenilikçi yaklaşımları, Hindistan turizmini sürdürülebilir bir geleceğe taşıyabilir.

MATSO Başkanı Güngör: Haber

MATSO Başkanı Güngör: "Manavgat İçin Birlikte Çalışmalıyız"

ANTALYA (İHA) - MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla düzenlenen toplantıda gazetecilerle bir araya geldi. Güngör, gazetecilere mesleklerindeki başarılar için tebriklerini sunarken, Manavgat’ın kalkınması için dayanışma içinde olunması gerektiğini belirtti. Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası'nda (MATSO) gerçekleşen toplantıda, Başkan Yardımcısı Ali Özen’in de katılımıyla kentin ekonomik, kültürel ve sosyal meseleleri konuşuldu. Güngör, konuşmasında gazetecilerin toplumun aydınlanmasında üstlendikleri önemli role dikkat çekti. MANAVGAT EKONOMİSİNİ ÇEŞİTLENDİRME HEDEFİ Başkan Güngör, Manavgat ekonomisinin çeşitlenmesi için tarım, ihracat ve girişimcilik gibi farklı alanlarda projeler yürüttüklerini söyledi. "Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) faaliyete geçmesi, Manavgat’a bir üniversite kazandırılması ve kentin ihracat potansiyelinin artırılması öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra turizmin çeşitlendirilmesi ve yılın 12 ayına yayılması, yerel üretimin desteklenmesi ve girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi gibi konulara da odaklanıyoruz. Tüm bu çalışmalarla Manavgat’ın ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sunmayı hedefliyoruz" diye ekledi. "ÜYELERİN GÖRÜŞLERİNİ YETKİLİLERE İLETİYORUZ" Başkan Güngör, üyelerin sorun ve önerilerini dinleyerek bunları rapor haline getirdiklerini ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) başta olmak üzere ilgili makamlara sunduklarını belirtti. Süreçteki destekleri için TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na teşekkürlerini iletti. TOBB destekleriyle yaptırılan bir anaokuluna rahmetli başkan Ahmet Boztaş'ın isminin verildiğini açıkladı. Manavgat’ın yaşadığı yangın ve sel felaketi gibi zorlukları hatırlatan Güngör, bu süreçteki dayanışma örneklerinin ilçeye katkı sağladığını ifade etti. OSB VE COĞRAFİ İŞARET ÇALIŞMALARI KRİTİK Manavgat OSB’nin son aşamada olduğunu belirten Güngör, bu projenin bölgenin ekonomik potansiyelini artıracağını dile getirdi. Ayrıca Altın Susam için alınan coğrafi işaretin ardından Manavgat Çivirdik gibi diğer yerel ürünler için de çalışmaların sürdüğünü ekledi.

Doğanın Kalbi Paflagonya’da Yeni Turizm Rotaları Haber

Doğanın Kalbi Paflagonya’da Yeni Turizm Rotaları

KASTAMONU (İHA) - Paflagonya'nın başkenti olarak bilinen Kastamonu’da, doğa turizmini geliştirmek için yeni adımlar atılıyor. Kastamonu Üniversitesi tarafından başlatılan "Paflagonya Bölgesinde Doğada Yaşam Becerileri ve Turizm Rotaları" projesiyle, bölgedeki doğal güzellikler envanterde kayıt altına alınarak yeni turizm rotaları oluşturuluyor. Batı Karadeniz’in turizm potansiyelini artırmayı hedefleyen bu proje, Turizm Rehberliği Bölümü Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal liderliğinde yürütülüyor. Ekibe, doktora öğrencisi Ersin Uğur Aydın ve lisans öğrencileri Ahmet Emir Eldemir, Emircan Keskin, Tuğba Çadır ve Sude Naz Gedik de eşlik ediyor. Çalışmalar kapsamında Azdavay Çatak Kanyonu, Suğla Yaylası, Pınarbaşı Horma Kanyonu, Ilıca Şelalesi ve dünyanın en derin ikinci kanyonu unvanlı Valla Kanyonu gibi önemli doğal alanlar gezildi. Proje ekibi, bölgedeki doğal ve kültürel değerlerin korunmasını ön planda tutarak sürdürülebilir turizm rotaları oluşturmayı amaçlıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü de bu çalışmalara destek sağlıyor. PAFLAGONYA’DA DOĞA VE TARİH BİRLEŞİYOR Projenin ilk etabında yaklaşık 15 kilometrelik bir alan detaylı şekilde incelendi. Çalışmanın ilerleyen aşamalarında, bölgenin ekoturizm potansiyelinin artırılması ve kırsal turizmin geliştirilmesi hedefleniyor. Ayrıca, Paflagonya’nın antik dönem başkenti Taşköprü ve Pompeipolis gibi tarihi yerlerin de turizm rotalarına eklenmesi planlanıyor. Hikmet Haberal, Paflagonya ile ilgili bilgi vererek bölgenin antik dönemde Anadolu'nun kuzeybatısında, Karadeniz kıyısında yer alan bir bölge olup günümüzde Karabük, Bartın, Zonguldak ve Kastamonu illerini kapsadığını belirtti. Küre Dağları'nın da Paflagonya'nın iç kısmında, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan bir dağ sırası olduğunu açıkladı. Doğa turizmi tutkunları için cazip bir destinasyon olan bölgenin doğa yürüyüşleri ve kuş gözlemciliği gibi birçok aktiviteye olanak tanıdığını ekledi. Aynı zamanda, bölgenin flora ve faunasını korumaya yönelik çeşitli doğa koruma projelerinin de yürütüldüğünü söyledi. BÖLGE EKONOMİSİ VE İSTİHDAMINA KATKI Doğayla iç içe olmak isteyen ziyaretçiler için kamp alanlarının olduğunu vurgulayan Haberal, doğa kampları ve sosyal etkinliklerle üniversite ve ortaöğretim öğrencilerine, bölge halkına doğa sevgisi ve doğa sporları bilinci kazandırılmasının hedeflendiğini aktardı. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen sporculara ve katılımcılara Paflagonya’nın doğal ve kültürel mirasının tanıtılması da amaçlananlar arasında. Projeyle ilgili açıklama yapan Hikmet Haberal, bölgedeki doğal yaşam becerilerini geliştirmek ve bu değerleri turizme kazandırmak istediklerini belirtti. Haberal, Paflagonya’nın eşsiz doğasını ve tarihi mirasını daha fazla kişiyle buluşturmayı amaçlarken, aynı zamanda bu çalışmalarla bölgesel kalkınmaya katkı sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi. KAMPÇILIK VE YAŞAM BECERİLERİ EĞİTİMİ Kastamonu Üniversitesi'ne 2018 yılında YÖK ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından "Ormancılık ve Tabiat Turizmi" konusunda ihtisaslaşma görevi verildi. Bu doğrultuda gerçekleştirilen çalışmalardan biri olan proje kapsamında doğal ortamlarda yaşam becerisi eğitimleri de verilecek. Bu eğitimler, kriz ve stres yönetimi, yön bulma, barınak yapma gibi temel becerileri içerecek. Projenin çıktılarının kamuoyuyla paylaşılması ve bölge ekonomisine katkı sağlanması öncelikli hedefler arasında yer alıyor. Doktora öğrencisi Ersin Uğur Aydın, üç günlük saha çalışmalarında yoğun bir tempo ile birçok doğal alanı ziyaret ettiklerini ve Horma Kanyonunun etkileyici bir turizm noktası olduğunu belirtti. Lisans öğrencisi Ahmet Emir Erdemir ise, bu doğal güzelliklerin turizme kazandırılmasının, hem bölgeye hem de ülkeye önemli katkılar sağlayacağını vurguladı.

Hatay, Suriye’nin Yeniden İnşasında Lojistik Üssü Oluyor Haber

Hatay, Suriye’nin Yeniden İnşasında Lojistik Üssü Oluyor

İSTANBUL (İHA) - Suriye’de 53 yılık Esad rejiminin sona ermesinin ardından bölge, yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu dönüşümde, altyapı, lojistik ve inşaat gibi kilit sektörlerde Türkiye’nin etkin bir rol oynaması bekleniyor. Bu süreçte Hatay, lojistik ve tedarik merkezi olarak öne çıkıyor. HATAY’IN STRATEJİK KONUMU 9-13 Aralık tarihleri arasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen 15’inci Büyükelçiler Konferansı’nda Suriye'nin yapılanma süreciyle ilgili de konuşuldu. Konunun önemine dikkat çeken Liberya Fahri Başkonsolosu Selahattin Yılmaz, "Suriye ile sınır olan Hatay hem tarihi hem de coğrafi olarak çok stratejik bir konumda. Birleşmiş Milletlerin raporuna göre Suriye’nin yeniden inşa 400 milyar dolara mal olacak. Analizlerde, yenilenme ve ticaret koridorunun açılmasıyla Türkiye’ye 100 milyar dolarlık pazar açılacak. Hatay ise bu pazara açılan kapı. O nedenle Suriye’nin yeniden inşasında Hatay 'üs' olacak" dedi. 6. BÖLGE TEŞVİKLERİ’NİN ETKİSİ 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminde en büyük yarayı alan illerden biri olan Hatay’da, devletin sağladığı 6. Bölge Teşvikleri’nin önemi büyük. Bu teşvikler, yatırımcılara vergi avantajları, düşük faizli krediler ve diğer desteklerle bölgede kalkınmayı hızlandırıyor. Bu teşvikler sayesinde Hatay’da yatırımların hızla artacağı, şehrin bölgesel bir sanayi merkezi haline geleceği belirtiliyor. "HATAY VE SURİYE BİRBİRİNE MERHEM OLACAK" Liberya Fahri Başkonsolosu Yılmaz, deprem felaketini yaşayan Hatay’ın, savaşın yaralarını sarmaya çalışan Suriye ile ekonomik ve ticari anlamda birbirini destekleyeceğini söyledi. Yılmaz, "Hatay bölgede küresel düzeyde önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olacak. Savaş yarası alan Suriye ile deprem yarası alan Hatay birbirine merhem olacak. Yaralarını birlikte saracaklar" yorumunda bulundu. HATAY’DA SANAYİ VE TİCARET GÜÇLENECEK Hatay’daki yeniden yapılanma sürecinde İskenderun Limanı’nın kapasitesinin artırılması kritik bir adım olarak görülüyor. Bu yatırımların, ticaret hacmini artırması ve lojistik faaliyetleri hızlandırması bekleniyor. Bu bağlamda, Hatay’ın sanayi ve ticaret altyapısının daha güçleneceği öngörülüyor. İŞ İNSANLARINA YATIRIM ÇAĞRISI Liberya Fahri Başkonsolosu Yılmaz, iş insanlarını Hatay’a yatırım yapmaya davet ederek, "Hatay’da sanayi, lojistik, inşaat, dijital altyapı ve turizm gibi alanlardaki fırsatlar, yatırımcılar için büyük kazançlar sunuyor. Hatay, sadece Türkiye’nin değil, bölge genelinde ekonomik bir güç merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Bu süreçte, diplomatik ilişkilerin de güçlenmesiyle birlikte, yatırımcılar ve iş insanları için şehir büyük fırsatlar sunuyor. Suriye’nin yeniden inşa sürecine katılarak Hatay ve çevresi büyük bir ekonomik büyüme yakalayacak. Bu bölge uluslararası arenada daha da güçlü bir konum elde edecek" dedi.

Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nın kalkınması için iş dünyası atakta Haber

Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nın kalkınması için iş dünyası atakta

 İzmir Kemeraltı'nın geleneksel ve kültürel mirasını koruma ve geliştirme vizyonu ile hareket eden, daha önce hazırladığı Kemeraltı raporu ve bölgede bulunan Tarihi Portekiz Sinagogunu restore ederek kültür merkezine dönüştüren Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), son olarak TARKEM liderliğinde bir şirket iş birliğiyle kurulan İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu'nu iş dünyası ile buluşturdu. Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), Kemeraltı ile ilgili çalışmasını sürdürüyor. Bu kapsamda dernek, İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu'nu iş dünyası ile buluşturdu. EGİAD'da düzenlenen etkinlikte konuşan EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, kurum olarak; bölgesel kalkınma, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik alanlarında TARKEM ile olan iş birliklerini güçlendirmeyi hedeflediklerini kaydetti. Fon süreci ile üyelerini bilgilendirmek istediğini vurgulayan Yelkenbiçer, Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nın gelişimi için her türlü çalışma ve desteğin içinde olduklarını ifade ederek, “8 bin yıllık I·zmir tarihinde ticari, kültürel ve sosyal değerleriyle önemli yeri olan Kemeraltı bölgesinin, cazibesini ve itibarını tekrar geçmişine yakışır hale getirilmesi için yapılacak her türlü c¸alıs¸mada bulunmayı EGI·AD’ın gönüllü vazifesi olarak görmekteyiz. Bu kapsamda EGİAD olarak 2015 yılında Kemeraltı raporu adı altında bir çalışma yayınladık. Sonrasında önerilerimizi eyleme dönüştürmek adına Tarihi Portekiz Sinagogunun restorasyonunu yaparak EGİAD Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Merkezi olarak şehrimizin hizmetine sunduk. Derneğimiz ve paydaşlarımızın etkinliklerine Kemeraltı’ndaki bu merkezde ev sahipliği yapmaktan çok mutluyuz. Kemeraltı’nın sadece I·zmir ic¸in degˆil aynı zamanda sahip oldugˆu ku¨ltu¨r mirasıyla du¨nya ticaret ve ku¨ltu¨r tarihi ic¸inde c¸ok bu¨yu¨k bir degˆer olduğunu düşünüyoruz. TARKEM de bu değerin görünmesinde ve değerlendirilmesinde elini taşın altına koyarak pek çok yatırımcısı ve gönüllüsüyle önemli çalışmalar ve projeler yürütüyor. EGİAD olarak hem ortağı olmaktan hem de EGİAD’dan birçok temsilcimizle TARKEM’in çalışmalarına katkı koymaktan dolayı mutluyuz" dedi. "Önemsediğimiz başlık da bu fonun aslında bir etki yatırımı fonu olması" Çalışmayı iki açıdan çok önemli bulduğunu belirten Yelkenbiçer, “Birincisi UNESCO Miras Listesi adaylığı. Hepimizin bildiği gibi geçtiğimiz yıl yine TARKEM’in öncülük ettiği, tüm kent bileşenlerinin desteğin alarak tarihi Kemeraltı bölgemizin UNESCO Miras Listesi adaylığına başvuru yapıldı. UNESCO Dünya Mirası Listesi, dünya çapında özel kültürel veya doğal öneme sahip yerleri tanıyan bir listedir. Bu liste, UNESCO'nun Dünya Mirası Komitesi tarafından yönetilir ve korunması gereken kültürel ve doğal alanları içerir. UNESCO Dünya Mirası olarak listelenen bir alanın şehrine veya bölgesine sağladığı faydalar sadece ekonomik kazançlarla sınırlı değildir. Aynı zamanda; kültürel zenginlik, eğitim, bilinçlendirme ve koruma çabalarını da içerir. Turizmdeki artış, kültürel farkındalık, ekonomik kalkınma, uluslararası bilinirlik ve prestij, koruma ve sürdürülebilirlik çabaları, altyapı gelişimi ve araştırma, eğitim fırsatları bunların başlıcalarıdır. Bir diğer önemsediğimiz başlık da bu fonun aslında bir etki yatırımı fonu olması. Bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile birlikte yatırım alanında gerçekleşen bir anlayış değişikliği ile etki yatırımı modeli hızla yayılmaya başladı. Etki yatırımları, yapılan yatırımlarla finansal getirinin yanında aynı zamanda pozitif sosyal ve çevresel etki oluşturma hedefiyle ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla amaç kar elde etmenin yanında yatırımla birlikte sosyal ve çevresel bir konuda ölçülebilir pozitif etki oluşturulmasını sağlamaktır; yani fonun alacağı gayrimenkulün, değerlenmesinin yanında, tekrar hayata kazandırılması, kentimizin kültürel mirasına çıkmak anlamında da oldukça değerli olacaktır. Konuyu biraz da bu çerçevede değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Tüm bu bakış açılarıyla kurulan bu fonun, kurumsal ve bireysel nitelikli yatırımcılar ile Kemeraltı bölgesinde bir dönüşüm sağlayacak, bölgenin tarihi bir merkez oluşuna yakışır, sahip olduğu değerleri gün yüzüne çıkaran, yaşayan ve sürdürülebilir bir alan olmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz" diye aktardı. Öte yandan 2023 yılı 2. çeyreğinden itibaren İzmir’den, Türkiye’den ve Avrupa başta olmak üzere tüm dünyadan nitelikli yatırımcılara İzmir’in geleceğine ortak olma çağrısının yapıldığı belirtilen etkinlikte, bu çağrı ile İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu'nun, kentsel yenileme ölçeğinde Türkiye’deki öncü rolünü pekiştirerek yatırım almaya başladığı ifade edildi. Eylül 2023 itibariyle fon büyüklüğü taahhütlerle beraber 50 milyon TL'nin üzerine çıkarak her geçen gün de arttığı vurgulandı. TARKEM Genel Müdürü Sergenç İneler ise EGİAD ile orta projelerde buluşmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, her toplantı sonrasında birlikte güçlü bir sinerji oluşturulduğunu ifade etti. TARKEM’in faaliyetlerinden de bahseden İneler, Kemeraltı’nda çok yönlü kültürel yaşamın yansımalarının bulunabildiğini kaydetti. İneler, “Dünyanın iyi uygulama örneklerinde; özel sektör, kamu, STK iş birliği olduğu görülmüş. Bir önemli nokta da strateji raporu ve amaçları oluşturulmuş. TARKEM'de 29 yıllık hedef çerçevesinde 35 milyonluk sermayesi ve 176 ortağı ile kamu-özel iş birliği ile hareket eden örnek bir kuruluş. 300 milyon TL değer oluşmuş bir kurum olarak faaliyet göstermekte. Asırlardır Akdeniz’in en önemli ticaret merkezi olan Kemeraltı, İzmir Limanı ve Basmane Garı’nın faaliyetlerinin güçlenmesi ile daha da büyük bir ivme kazanmakta. 1 milyar dolar yatırım hedefi ile dünyadaki tüm İzmirlilere fon açılımını sağlama hedefinde" diye aktardı.

Financell’den, ‘Güneş Enerjisi Sistemleri Finansmanı’ Haber

Financell’den, ‘Güneş Enerjisi Sistemleri Finansmanı’

Kahramanmaraş depremlerinin ardından afetzedelerin yaralarını sarmak için Gönül Bağı Projeleri’ni başlatan Turkcell, bölgedeki desteğine sürdürülebilir kalkınma için Güneş Enerjisi Sistemleri finansmanı sağlayan Financell ile devam ediyor. Turkcell, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinin ardından başlattığı Gönül Bağı Projeleri’ne bir yenisini daha ekledi. Turkcell’in finansman alanında faaliyet gösteren iştiraki Financell, afet bölgesinde sürdürülebilir bir kalkınma hedefiyle depremden etkilenen firmaların enerjilerini güneşten alabilmelerini desteklemek için ‘Güneş Enerjisi Sistemleri Kredisi’ ürününü finansman arayışındaki yerel işletmelere sundu. Kredi ile deprem bölgesindeki işletmelere özel finansman sağlamayı hedefleyen Financell, GES projelerine uygun faiz oranı ve erteleme imkânları da sunuyor. Hatay’daki iş insanlarıyla paylaşıldı Gönül Bağı Projeleri kapsamında sürdürülebilir enerji projelerini finansman ile buluşturan Financell’in Genel Müdürü Korhan Bilek, ‘Güneş Enerjisi Sistemleri Kredisi’nin detaylarını Hatay’da anlattı. Depremzede iş insanlarıyla bir araya gelen Korhan Bilek, şunları söyledi: “Güneş Enerjisi santralleri, bölge ikliminin cömertçe sunduğu güneş ışınlarını elektrik enerjisine çevirerek firmaların üretim için ihtiyaç duydukları enerjiyi kendilerinin üretmesini sağlıyor. Böylece önemli bir üretim maliyeti kalemi olan enerji gideri öngörülebilir hale geliyor. Ayrıca çevre dostu ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan GES projeleri, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı ve enerji arzının güvenilirliği için de hayati bir öneme sahip. Ancak güneş enerjisi santrallerinin kurulumu, yatırım maliyetleri ile birlikte önemli finansman ihtiyacını beraberinde getiriyor. Biz Financell olarak, Türkiye’deki sürdürülebilir geleceğe katkıda bulunarak güneş enerjisi sektörünün büyümesi ve gelişmesinde öncü finansman kuruluşlarından biri olmak için çalışıyoruz. Turkcell Grubu olarak da karbon net sıfır hedefimizle, yenilenebilir enerjiyi yalnızca tüketen değil üreten bir şirket olma yolunda ilerliyoruz. Ülkemizi derinden sarsan depremlerden etkilenen şehirler yeniden yapılanırken, çevreye etki eden operasyonların mümkün olduğunca insan yaşamı ve sağlığına uygun tesis edilmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.