Kaplıca Haberleri - Son Dakika Kaplıca Haber Güncel Gelişmeler

Bitlis'te Buz Gibi Kışın Ortasında Kaplıca Keyfi

BİTLİS (İHA) - Bitlis’in Güroymak ilçesindeki Budaklı köyü kaplıcaları, kış mevsiminde karla kaplı doğa manzarası eşliğinde sıcak su keyfi sunarak ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Doğal termal su kaynağı olan bu kaplıcalar, 40 dereceyi bulan su sıcaklığıyla bölge halkının ve çevre illerden gelenlerin vazgeçilmez adresi haline geldi. Budaklı köyü, ilçe merkezine sadece 7 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve yıl boyunca şifalı suyu ile misafirlerini ağırlıyor. Özellikle kış aylarında hava sıcaklığının eksi 15-20 derecelere kadar düştüğü günlerde dahi kaplıca yoğun bir ilgi görüyor. Ziyaretçiler, sıcak suyun dinlendirici etkisinin keyfini çıkarırken, çevresini saran karla kaplı dağların huzur veren manzarasını izleyebiliyor. Termal suyun doğal jakuzi etkisi sayesinde bölge sakinleri ve ziyaretçiler, hem sağlık hem de eğlence dolu bir deneyim yaşıyor. Kış mevsiminde buraya gelenler, yanında getirdikleri elma, portakal, nar gibi meyveleri kaplıca keyfiyle birleştirerek adeta piknik havasında vakit geçiriyorlar. İki yıldır düzenli olarak kaplıcayı ziyaret ettiğini belirten Veysel Tüzün, kış mevsiminde sıcak suyun tadını çıkarmanın büyük bir nimet olduğunu söyleyerek, "Dışarısı buz gibi ancak kaplıcanın içi sıcacık. Dışarda beyaz kar örtüsü var. Ama biz burada bu mevsimde yüzme keyfi yaşayabiliyoruz. Bu büyük bir nimet. Herkese tavsiye ediyorum" ifadelerini kullandı. Kaplıcayı arkadaşlarıyla birlikte ziyaret eden Mehmet Okay da, sıcak suyun ve kar manzarasının birleştiği bu ortamın eşsiz bir deneyim sunduğunu vurguladı. Kaplıcalarda geçirilen zamanın sadece keyifli değil, aynı zamanda sağlık açısından da faydalı olduğunu belirtti. Budaklı Kaplıcaları, romatizma, kas ve eklem ağrıları gibi rahatsızlıkları hafifletici etkileriyle sağlık turizmi açısından da önemli bir yere sahip. Karla kaplı dağların arasında adeta bir sıcaklık cenneti olan kaplıcalar, hem eğlenmek hem de şifa bulmak isteyenleri ağırlamaya devam ediyor.

Diyarbakır’daki Şifalı Kaplıca, İtalya'daki Mineraller ile Aynı Değere Sahip

Diyarbakır (İHA) - Diyarbakır'ın Çermik ilçesinde yer alan kaplıca, İtalya'daki kaplıca sularıyla aynı mineral oranına sahip olmasıyla dikkat çekerken fizik tedavisinde tercih ediliyor. Çermik Kaplıcası, şehir merkezine yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Elazığ, Gaziantep, Malatya, Adıyaman, Siirt, Batman ve Mardin gibi yakın illerden büyük ilgi görüyor. 2016 yılında hizmete açılan termal otelin işletme sahibi Yunus Yıldız, kaplıcanın sunduğu mineral zenginliğinin önemine vurgu yaparak, "Bir İtalya, iki Türkiye. Biz mineral açısından daha zengin olduğu için burada bir tesis kurduk" dedi. Suyun özellikle iltihaplı romatizma, kronik bel ağrıları, eklem ağrıları, cilt hastalıkları ve kadın hastalıkları gibi birçok sağlık sorununa iyi geldiğini belirtti. Verilerin Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından yapılan bir analizle de desteklendiğini ekledi. Tesis, bay-bayan aile havuzları, iki termal havuz, iki yarı olimpik tatlı su havuzu, tuz odası, çamur banyosu, masaj odası, sauna ve fitness salonu ile donatılmış durumda. İşletme iştirakçilerinden Şehmus Yıldız, toplamda 82 odadan oluşan tesiste iki aile süiti, iki normal süit ve standart odalar bulunduğunu belirtti. Güneydoğu'nun en büyük spa alanına sahip olduklarını aktaran Yıldız, "Tatlı su havuzlarımız, termal su havuzlarımız, jakuzimiz, Türk hamamımız, saunamız, tuz ve buhar odamız bulunmakta. Suyun kükürt oranı yüksek olduğu için misafirlerimiz tarafından daha fazla tercih ediliyor. Diyarbakır inanç turizmi açısından çok önemli bir noktadadır. Sağlık alanında da İtalya başta olmak üzere dünyanın en değerli minerallerine de sahiptir” ifadelerini kullandı. Müşterilerden Arzu Solmaz, Diyarbakır'dan Çermik'e kaplıcaya geldiklerini ve deneyimlerinden memnun kaldıklarını belirterek, "Çok temiz bir yer. İkinci kez geldik. Sağlığa çok faydalı, biz de faydasını gördük. Bir haftadır daha rahat uyuyorum" şeklinde konuştu.

2025'te Her 5 Kişiden 3'ü Sağlıklı Yaşam İçin Seyahat Edecek

Günümüzde tatil anlayışında önemli bir değişim gözlemleniyor. Tatil artık sadece deniz, kum ve güneşle sınırlı değil. İnsanlar, doğayla iç içe, sakin ve huzurlu alanlarda dinlenmeyi, sağlıklarını korumayı ve ruhsal arınmayı hedefliyor. 2024 yaz seyahat raporları, dijital detoks ve wellness uygulamalarına yönelik artan ilginin altını çiziyor. Tatil planı yapanların yüzde 67’si zihinsel rahatlama ve yenilenme, yüzde 49’u ise sağlık kazanma amacıyla tatile çıkmayı planladıklarını belirtiyor. İyi yaşam tatili, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürme amacını güden bir tatil türü. Türkiye, zengin doğal şifa kaynaklarıyla bu tatil konseptinin önemli merkezlerinden biri haline geliyor. Son yıllarda, wellness tesislerine yapılan yatırımlar hızla artarken; bu tesisler sadece bedeni değil, ruhu ve zihni de iyileştiren hizmetler sunuyor. Spiritüel terapiler, yüz ve vücut bakımları, yoga, detoks, medikal terapiler ve kişiselleştirilmiş tedaviler gibi çeşitli seçenekler, tatilcilerin wellness deneyimlerini zenginleştiriyor. 2025 yılı itibarıyla wellness (iyi yaşam) tatilinin, talebin önemli bir kısmını karşılamasının beklendiği belirtiliyor. Wellness seyahatlerinde öne çıkan destinasyonlar arasında Türkiye'nin doğal zenginlikleri yer alıyor. Özellikle Pamukkale, Afyon ve Bursa gibi bölgeler, termal su kaynaklarıyla dikkat çekiyor. Pamukkale, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan travertenleri ve şifalı su kaynakları ile hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Afyon, kaplıca turizminin kalbi olarak biliniyor. Özellikle Sandıklı bölgesindeki yüksek kükürt oranına sahip termal sular, birçok sağlık sorununa çözüm sunuyor. Modern tesislerde, uzman fizyoterapistlerin ve masörlerin hizmet verdiği 4 ve 5 yıldızlı oteller bulunuyor. İstanbul’a en yakın wellness adresleri ise Yalova, Bolu ve Gönen gibi şehirler. Bu bölgelerdeki termal işletmeler, tarihi kökleriyle birlikte modern yatırımlarla hizmet vermeye devam ediyor. Ayrıca, Bursa Çekirge bölgesi de wellness tatili için önemli bir destinasyon olarak öne çıkıyor. Sonbaharın ilk uzun hafta sonu olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, doğanın renk değiştirmesiyle birlikte hem termal sularda ruhsal dinlence hem de doğanın sunduğu eşsiz manzaraların keyfini çıkarma fırsatı sunuyor. Bu nedenle, doğa ile iç içe, sağlık odaklı bir tatil planlamak isteyenler için Türkiye, yerli ve yabancı turistler için ideal bir seçim olarak görünüyor.

Tümen'in en ünlü kaplıcaları

Sibirya'da yüzme sezonu tüm hızıyla devam ediyor. Tyumen'de onlarcası bulunan açık havadaki şifa havuzlarında sağlıklarını iyileştirmek ve ısınmak isteyenleri donlar durduramıyor. Başınızın üzerinde sıcak bir şapka var, her tarafta buhar bulutları var ve periyodik tablonun neredeyse tamamı suyun içinde. Kuzey termal banyolarının faydaları nelerdir ve burada görülecek başka neler var - RIA Novosti makalesinde. Her zaman sıcak Moskova'dan gelen bir turist olan Anna Shamakhova, "Tyumen bölgesinde her zaman artı 36'dır. Bana inanma? Boşuna. Maden kaynaklarında su sıcaklığı tüm yıl boyunca daha az değil ve hatta 48 dereceye ulaşıyor" diye şaka yapıyor. Petrol ve gaz üretimiyle bağlantılı bir bölgede hemen hemen her sanatoryumun kendi termal kaynağı vardır. Geçen yüzyılın ortalarında siyah altın aramak için açılan kuyularda maden suları tesadüfen burada bulundu. Ancak 2020'de Tyumen, Rusya'nın termal başkenti unvanını aldı - şimdi bunun için Minvody ve Kafkasya'nın diğer tatil yerleriyle savaşıyor. Moskova'dan uçakla - iki saatten biraz fazla. Hem şehirde dinlenmeyi bir gezi programıyla birleştirerek hem de bölgeye giderek rahatlayabilirsiniz. Şehirden ayrılmadan Rehber Lyubov Vitkovskaya, en gözde kompleks "LetoLeto"nun Tyumen'de bulunduğunu söylüyor. "Spa alanında iki havuz var: birinde su koyu, doğrudan bir kuyudan geliyor, ikincisinde ise mineralli, tuzlu ama daha hafif" diye açıklıyor. "Yanınıza mayo almanız daha iyi, ki bu sizin için sorun değil: kumaş kararacak. Sıcaklık - 38-43 derece." Ayrıca tembel nehirli bir yüzme havuzu, Rus ve Fin hamamları, hamam, dalma havuzu, ayrı bir su parkı ve çocuklar için su alanı bulunmaktadır. Ayrıca burada atıştırmalık bir şeyler yiyebilir (ve belirli saatlerde ücretsiz çay içebilir), mayo satın alabilir, dışarı çıkmadan otel ve restorana gidebilirsiniz. Hafta içi spa alanında beş saatlik bir konaklama için yetişkinler 2,4 bin ruble, çocuk bileti ise iki bin ödüyor. Su parkını ziyaret etmek 500 ruble daha ucuz, indirimler ve promosyonlar var. Merkezden on dakika uzaklıkta Volna kaplıcası var. Şehrin herhangi bir yerinden taksiyle maksimum yarım saatte ulaşabilirsiniz. Vitkovskaya, "Bu en küçük ve en uygun fiyatlı olanı ve emekliler için de indirimler var" diye açıklıyor. Tyumen sakini Alina Troyanovskaya, havuzun açık olduğunu, bölgede kızılötesi ve Rus banyolarının yanı sıra bir kafe ve tuz mağarasının bulunduğunu söylüyor. Ona göre "Volna" lüks bir seviye değil, ucuz, ancak tüm olanaklara sahip: soyunma odaları ve duşlar var. Havuzun etrafında bakımlı bir alan var, yılbaşı tatili için figürler yerleştiriliyor ve Noel ağacı süsleniyor. Yerliler genellikle buraya gruplar halinde gelirler. Hafta içi dört saatlik bir bilet bin ruble, hafta sonları ise 200 ruble daha pahalı. Dört yaşın altındaki çocuklar ücretsiz yüzer. Hem hayvanat bahçesi hem de uçak Tyumen'e 12 kilometre uzaklıkta, Verkhneye Krivoye Gölü kıyısında, otel ve konaklama için evlerin bulunduğu devasa bir kompleks olan Verkhniy Bor rekreasyon merkezi var. Lyubov Vitkovskaya, "Burası en popüler yerel tatil yeri" diyor. Moskova'dan gelen gezgin Svetlana Markova, kaplıcanın ayrı bir binada olduğunu, aydınlatmalı açık hava havuzlarının bulunduğunu söylüyor. Su sıcaklığı 38 ila 42 derece arasındadır. Hamamlar göl kenarındaki evlerde bulunuyor, kiralanabiliyor, ayrıca mangal alanları da mevcut. Kompleksin yakınında bir kafe, bir alışveriş merkezi var - uzun bir konaklama için tüm altyapı. Hafta içi üç saatlik bir ziyaret bir yetişkine 1.200 rubleye mal olacak, beş yaşın altındaki çocuklar kompleksi ücretsiz ziyaret edecek. İndirimli fiyatlar ve abonelikler var. Alina Troyanovskaya'nın en sevdiği kaplıca, Onokhino köyündeki Tyumen'e 24 kilometre uzaklıktaki Tayga eko-parkında yer alıyor. Şehirden tek yön taksi yaklaşık 1.400 rubleye mal olacak. Kompleks ormanın içinde geniş bir alanda yer almaktadır - tenis kortları, oyun alanları, tavşanları görebileceğiniz mini bir hayvanat bahçesi, konuşan bir papağan Keshu ve beyaz kuyruklu kartal Petya. Çam ağaçlarının tam arasında konukların dümene oturmak için içine tırmandığı gerçek bir An-2 var. Kafede Sibirya mutfağı servis edilmektedir. Anna Shamakhova, modern spa kompleksinde panoramik pencereli bir yüzme havuzu, banyolar, tuz mağarası ve dinlenme alanı bulunduğunu belirtiyor. Termal su havuzu açık havada, kafenin yanında yer almaktadır. Maden suyu içebileceğiniz bir pompa odası da bulunmaktadır. Hafta içi yetişkinler ziyaret için iki bin ruble ödüyor, çocuklar için indirimler ve emekliler için indirimli biletler var. En sağlıklı su Tyumen'e arabayla 45 dakika uzaklıktaki Avan golf kulübünde sıcaklığı 45 derecenin altına düşmeyen bir kaplıca bulunmaktadır. Alina Troyanovskaya, "Kaynak ormanın içinde. Sanki bir peri masalındaymış gibi geliyorsunuz - etrafta figürler var, her yerde ahşap kokusu var" diyor. Oteller, bir hamam, birkaç yüzme havuzu, hediyelik eşya dükkanı ve leziz set öğle yemeği sunan bir kantin bulunmaktadır. Hafta içi dört saat 800 rubleye mal oluyor, altı yaşın altındaki çocuklar ücretsiz dinleniyor. Yalutorovsky ilçesine bağlı Karabaş köyünde bulunan Fashionel termal parkına giden yol bir buçuk saat sürüyor. Bir taksi yolculuğu tek yön en az iki bin rubleye mal oluyor. Havuzdaki su kahverengi, “demir” rengindedir. Troyanovskaya, "Estetik açıdan hoş değil ama çok kullanışlı. Çok fazla mineral içeriyor ve sıcaklık en az 45 derece; birkaç seansa yaklaşık on dakika dayanabilirsiniz" diyor. Ama sonrasında tam bir rahatlama. Kompleksi tek seferlik ziyaret için yetişkinler hafta içi 400 ruble, hafta sonları 500 ruble ödüyor ve altı yaşın altındaki çocuklar ücretsiz. SovetSky kaynağı Tyumen bölgesindeki en sıcak kaynaklardan biridir. Yerden fışkıran suyun sıcaklığı 47 dereceye ulaşıyor. Havuzda hidrogunlar, şelale, çocuklar için mantar, şofben ve sulama kutuları bulunmaktadır. Yemek odası, snack bar, mağaza ve çocuk oyun alanı bulunmaktadır. Yakınlarda bir göl vardır, böylece konuklar kontrast yüzmenin keyfini çıkarabilirler. Tyumen'e olan mesafe 30 kilometredir. Hafta içi bir günlük giriş bileti 500 ruble, hafta sonları ise 600 ruble tutarındadır. Çocuklar ve emekliler için avantajlar vardır. Fiyatlar ve gezilecek yerler Ulusal tur operatörü Alean'ın basın servisi, Şubat ayı ortasında LetoLeto'da uçuş ve konaklama dahil bir haftalık yolculuğun iki kişi için 105 rubleye mal olacağını söyledi. Yaklaşık aynı miktar - iki kişi için 98 ila 150 bin arası - bölgedeki modern sanatoryumlardan birinde bir haftalık sağlık programının maliyeti. Uçuşlar, günde üç öğün yemek ve spa erişimi dahildir. Birçok turist bağımsız tatilleri tercih ediyor. Moskova'dan Tyumen'e gidiş-dönüş uçak bileti alıyorlar (Şubat ortasında - sekiz bin ruble, ancak bagaj dahil değil). Bir hafta içinde birden fazla otelde kalabilmeniz için termal havuzlu otellere rezervasyon yaptırmanızı öneririz. Fiyat iki kişi için günde dört ila sekiz bin ruble arasında değişiyor. Şehir bakımlı ve güzel. Karanlıkta farklı renklerle aydınlatılan yaya askılı Aşıklar Köprüsü ana cazibe merkezidir. Yürüyüş için ideal bir yer, Rusya'daki tek dört seviyeli set olan Tura setidir. Dzerzhinsky Caddesi'ndeki tüccar Tyumen ile tanışabilirsiniz. Yaya bölgesi boyunca 100 yıldan daha eski, restore edilmiş konaklar bulunmaktadır. Kahvehaneler, mağazalar ve hediyelik eşya dükkanları var. Yürüyüş için bir diğer yer ise Sibirya Kedi Meydanı. Kaidelerde, savaş zamanı Leningrad'da sanat eserlerini farelerden kurtaran yaldızlı hayvan heykelleri bulunuyor. Yerel fare avcılarının torunlarının hala Hermitage'da hizmet ettiğini söylüyorlar. En iyi gözlem güvertesi Tsvetnoy Bulvarı'ndaki dönme dolaptır. Ve onun yanında ülkenin en büyük müzik saati var.

Rus turistlerin Türkiye'deki yeni rotası: Termal turizmi

Roma, Bizans, Osmanlı ve cumhuriyet dönemlerinin şifa merkezi olan termal kaplıcalarına yerli ve yabancı turistlerin ilgisi her geçen gün artıyor. Özellikle Ortadoğu’dan Arap turistlerin tercih ettiği kaplıcalar, son yıllarda Rus ve Avrupalı turistlerin de radarına girdi. Savaş sonrası Avrupa’nın kapılarını kapadığı Rus turistlerin Türkiye’deki sayısında da son dönemde büyük artış yaşandı. Türkiye’ye gelen turistlere deniz turizminin yanı sıra farklı alternatifler sunmak isteyen Rus acenteleri ise kaplıca ve doğa turizmi ile ön plana çıkan Yalova’yı tanıtıyor. "Misafir sayımız yüksek ama daha da yüksek olmasını bekliyoruz" Bu çerçevede kaplıcalara gelen yaklaşık 30 Rus acente sahibi incelemelerde bulundu. Yalova Termal Kaplıcaları İşletmesi Müdür Yardımcısı Ümit Gürbüzoğlu, Rusya’nın en büyük tur operatörlerinden İstantour acentelerinin sahiplerini ağırladıklarını ve kaplıcaları tanıttıklarını söyledi. Gürbüzoğlu, Yalova Termal Kaplıcaları olarak turizme büyük katkı sağladıklarını belirterek, "Birçok misafirimiz yaz-kış geliyorlar. Hem konaklıyor hem de günübirlik olarak İstanbul üzerinden tur şirketlerimizle gelip bu güzellikleri deneyimliyorlar. Gelen misafir sayımız yüksek ama daha da yüksek olmasını bekliyoruz" ifadesini kullandı. Rus vatandaşları Türkiye’yi daha çok tercih ediyorlar Intourist acente yetkilisi Natalia Alexeeva ise Rusya’nın en köklü tur operatörü olduklarını ifade etti. Kaplıcalara gelen grubun amacının İstanbul ve Yalova turlarının turistlere daha fazla satılması için olduğunu belirterek, "Acentelerin önce buraya gelmesi, tanıması, neyi sattıklarını görmeleri için buraya geldik. Avrupa Rusya’ya kapalı olduğundan dolayı tabii ki Rus vatandaşları Türkiye’yi daha çok tercih ediyorlar. Bunu daha da geliştirmek için İstanbul’un yanında böyle bir güzellik varken buraya gelmeleri önemli. Herkes ilk öncelikle deniz, kum ve güneş tatilini seçiyorlar paket olarak fakat insanlar farklı şeyleri de denemek istiyorlar. Bunun için de tarihi yerler vardır. Tarihe dokunmak istiyorlar. Ayrıca gastronomi olarak da Türkiye’yi yakın görüyorlar" dedi.

Termal tesisler yarıyıl tatilinin gözdesi oldu

2022-2023 eğitim-öğretim yılı ara yılı tatili nedeniyle Yalova’daki termal tesislerde yoğunluk yaşanıyor. Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin şifa merkezi olan Yalova’nın Termal ilçesindeki turizm tesisleri hareketli günler geçiriyor. Eğitim ve öğretim yılının ara vermesini fırsat bilen aileler bölgedeki turizm tesislerinde tatillerini geçirmeyi tercih ediyor. İlçedeki birçok tesis yüzde 100 doluluğa ulaşırken bazı işletmeler ise bu hafta içinde yüzde 100 doluluk oranına ulaşmayı hedefliyor. Yalova ve bölgenin en büyük turizm tesislerinden olan Terma City Otel'de yoğunluk yaşanan işletmeler arasından yer aldı. Otel Müdürü Mustafa Hügül, ailelerin bu yarıyıl tatilinde de termal tesisleri tercih ettiğini söyledi. 5 Şubat'a kadar devam edecek sömestr tatili için gelen konuklara birçok aktivite hazırladıklarını anlatan Hügül, çocukların ve ebeveynlere yönelik bir çok düzlenen etkinliklere büyük ilgi gösterildiğini belirterek, "Tatilciler dönem itibarıyla otelimizin termal oluşu, erişebilirliğinin yanı sıra katılabilecek aktiviteler nedeniyle terci ediliyor. İstanbul, Bursa gibi büyükşehirlere birer saat mesafede oluşumuz bu tercihte etkili oluyor. Otel içinde çocuklara yönelik etkinliklerimiz ilgi görüyor. Spa merkezimizle de ilgi odağı olduk" diye konuştu. Animasyon ekipleri çocukları eğlendirirken aşçıbaşıların da miniklerle hamur yaptığın anlatan Hügül, "Ailelerimiz de bu güzel aktivitelerden çok memnunlar. Bugünden itibaren yüzde 75 doluluğumuzun yanı sıra aldığımız rezervasyonlarla önümüzdeki haftayı da yüzde 100 dolulukla geçireceğimizi öngörüyoruz" ifadesini kullandı.

Bu ortam, fotoğrafçıları da Budaklı'ya çekiyor

Bitlis’in Güroymak ilçesindeki doğal kaplıcalar, kış aylarında fotoğrafçıların ilgi odağı olmaya devam ediyor. Budaklı köyündeki kaplıcalar, görselliğiyle fotoğraf tutkunlarının dikkatini çekiyor. Kış aylarında manda ve atlarla doğal kaplıcaya girenleri görüntülemek için bölgeye gelen fotoğrafçılara kaplıcaların ve köyün tanıtımı yapılıyor. Kaplıcaları görmek için köye tur düzenleyen fotoğraf sanatçıları ise bölgenin doğal güzelliklerini yakından görüntüleme imkanı buluyor. İstanbul’dan 28 kişilik bir ekiple bölgeye geldiklerini ifade eden fotoğraf eğitmeni Mürsel Yağcıoğlu, “Yılardır ülkemizin ve yurt dışına fotoğraf gezileri yapıyoruz. Ülkemizin doğu illerinde kışın karlı gerek tarihi eserler gerek yaşam konularında çok güzel görseller çıkıyor. Biz İstanbul’dan 28 kişilik bir ekiple Muş ve Bitlis’in köylerinde yaşam fotoları çektik. Fotoğraf sanatına başlayanlar teknik, teorik ve pratik tüm bilgi ve becerilerine bu bölgede katkı sağlıyorlar. Onun için bu bölgelere oldukça talep fazla. Muş ve Bitlis, Hizan’ın köylerinde yaşam, Ahlat ilçesinde tarihi Selçuklu Mezarlığı ve kümbetler, Güroymak ilçesindeki Budaklı kaplıcalarında mandaları çektik. Mandalar kaplıcasını tekrar turizme kazandıran Bitlis Valisi Oktay Çağatay, Güroymak Kaymakamı Ramazan Cankaloğlu, Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Görevlisi Oktay Subaşı, Tatvan Ticaret Odası Başkanı Bilal Dağdağan’a çok teşekkür ederiz” dedi.

#Kaplıca