Hava Durumu

#Karahantepe

TOURISMJOURNAL - Karahantepe haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Karahantepe haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Şanlıurfa'da çıkarılan 81 eser ilk kez sergilenecek Haber

Şanlıurfa'da çıkarılan 81 eser ilk kez sergilenecek

Ziyarete 2015'te açılan ve 30 bini kapalı olmak üzere 60 bin metrekarelik alana sahip Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde, 'tarihin sıfır noktası' olarak nitelendirilen Göbeklitepe ile Karahantepe gibi kazılarda çıkarılan eserler sergileniyor. Şanlıurfa'da 15 Mart 2023'te yaşanan sel felaketinden etkilenen ve onarım çalışmalarının ardından yeniden ziyarete açılacak olan müzede, Taş Tepeler projesi kapsamındaki kazılardan çıkarılan 81 eser ilk kez ziyaretçiyle buluşacak. Bu eserler arasında Göbeklitepe'nin D yapısında bulunan, yüzeyinde boya kalıntıları görülen kireç taşından yapılmış yaban domuzu, kızıl akbaba heykelleri, insan heykeli ve boncuklardan yapılmış süs eşyaları gibi 81 eser yer alıyor. Şanlıurfa Müzesi Müdürü Celal Uludağ, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesinin neolitik çağ eserlerini bünyesinde barındırması açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer aldığını söyledi. Taş Tepeler projesiyle müzedeki koleksiyonunun daha da zenginleşmeye başladığını aktaran Uludağ, "Kazılarda çok çok önemli eserler ortaya çıkarılıyor. 2023 yılında da bu eserlerden bazıları yine Şanlıurfa Müzesi'ne getirildi ve burada gerekli işlemler yapıldıktan sonra teşhire hazır hale geldi" dedi. İLK KEZ TEŞHİR EDİLECEKLER Uludağ, Göbeklitepe, Karahantepe, Sefertepe, Sayburç, Çakmaktepe, Gürcütepe gibi arkeolojik kazılarda çıkartılan eserlerin ilk kez sergileneceğini dile getirerek şunları kaydetti: "2024 yılı Şubat ayında açılacak müzemizle beraber 81 adet neolitik çağa ait eser müzemizde teşhire sunulacaktır. Bu eserlerden tabii en önemlisinden bahsetmek gerekirse boyalı domuz heykeli. Neolitik çağdan günümüze kadar ulaşmış dünyanın en eski boyalı heykeli olarak bu eseri nitelendirebiliriz. Bunun yanı sıra en eski akbaba heykelini de söyleyebiliriz. Göbeklitepe'nin keşfiyle beraber hep anımsanan insan heykeli de müzemizde teşhire çıkarılacak yeni eserler arasında yer almaktadır." Taş Tepeler Projesi kapsamında bulunan eserlerin tüm dünyanın dikkatini çektiğini aktaran Uludağ, bu kapsamda 2024 yılı Dünya Neolitik Kongresi'nin de Şanlıurfa'da yapılacağını aktardı.

İnsanlık tarihine ışık tutan Karahantepe'de kazılar başladı Haber

İnsanlık tarihine ışık tutan Karahantepe'de kazılar başladı

Şehir merkezine 46 kilometre mesafede bulunan Tek Tek Dağları Milli Parkı içindeki arkeolojik alanda 2017'de başlatılan kazı çalışmaları sürüyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'deki yapılara benzeyen ve ilk belirlemelere göre neolitik döneme ait "T" biçiminde 250'nin üzerinde dikili taş tespit edilen alandaki çalışmalarda bu yıl önemli bulgular elde edilmesi hedefleniyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, tarihi 12 bin yıl öncesine dayanan Taş Tepeler Projesi çerçevesinde 2023 kazı çalışmalarına başladıklarını söyledi. Bu yıl çalışmalara Şanlıurfa Valiliği ve kentteki belediyelerin önemli destek verdiğini anlatan Karul, şöyle konuştu: "Bu durum, bizim olanaklarımızın artması anlamına da geliyor. Böylelikle burada daha efektif çalışma yapmamıza olanak sağlanıyor. Çalışmalarımız yaklaşık 3 ay sürecek. Planlamasını yaptık ve bu Taş Tepeler Projesi'ndeki bütün kazılar için geçerli. Karahantepe'de 40'a yakın kişi çalışıyor. Taş Tepelerin tamamında ise bu sayı 70'i buluyor. Tabii bu sürenin tümü için geçerli değil. Belirli dönemlerde sayımız azalacak, belli dönemlerde artacak. Yaz aylarında Şanlıurfa'da bir arkeoloji grubunun, büyük bir kalabalığın, bilim insanlarının bir araya geldiği ve bunun bir nevi çok hızlı, yoğun, etkin bir bilgi üretiminin gerçekleştiği şeklinde yorumlamamız doğru olur." Karul, bölgedeki kazıları çok önemsediklerine dikkati çekerek, 12 bin yıl önceye uzanan ilk köylerdeki arkeolojik kazıların Şanlıurfa’nın uygarlık tarihine yaptığı katkıyı da gözler önüne sermesini öngördüklerini kaydetti. "Buğday, arpa ve baklagillerin yabani tohumlarına rastladık" Karahantepe, Göbeklitepe ve geçen yıllarda kazılan yerlerle birlikte 10 arkeolojik alanda çalışmaları sürdüreceklerini dile getiren Karul, Karahantepe'de geçen yıl açığa çıkardıkları kalıntıların içinde elde edilen buluntuların değerlendirilmesine yönelik yıl boyu çalışmalar yaptıklarını da vurguladı. Bunların içinde özellikle arkeobotanik verilere ilişkin sonuçlar olduğunu aktaran Karul, şu bilgileri verdi: "Özellikle buğday, arpa ve baklagillerin yabani tohumlarına rastladık. Ama çok az sayıda da bunların tarıma alınmış örnekleri olabilecek türlerle karşılaştık. Bu da bize yerleşikliğin başlangıcında insanların henüz avcı, toplayıcı bir yaşam sürdüğünü, zaman içinde de evcilleştirmeye ve tarıma başladıkları sorularına cevap niteliğinde. Ama tabii bunlar az sayıdaki veriyle çok açık konuşabileceğimiz şeyler değil, nihayetinde zaman içinde sorularımıza cevap bulabileceğimize ilişkin buluntular olduğunu söyleyebiliriz." Geçici çatı projesi hayata geçiyor Yeni etap çalışmaları hakkında bilgi veren Kural, "2023 yılında daha çok bugüne kadar kazısı yapılan alanlarda devam etmeyi ve bu kalıntıları koruma-sağlamlaştırma işlemleri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." dedi. Alanın zorlu doğa koşullarına sahip olduğunu belirten Kural, şunları kaydetti: "Burası doğa koşulları zor bir yer. Yani ısı farkı çok sert olduğu bir yer, rüzgar alan bir yer. Dolayısıyla gerek yapıların duvarları gerekse dikili taşların üzerindeki kabartmalar bu şartlardan olumsuz yönde ciddi şekilde etkilenmeye açık. Alanın da korunmasına yönelik birtakım proje çalışmalarımız oldu. Bugüne kadar tasarım niteliğinde 7 çatı projesi çalışıldı. Bunlardan bir tanesinin üzerinde karar kılmış gibiyiz. Önümüzdeki hafta buradaki zemin etütlerini tamamladıktan sonra o seçtiğimiz projenin nihai projesini elde edeceğimizi varsayıyoruz. Kısmet olursa da 2023 veya gelecek yılın başında burada bir koruma çatısının inşasının çalışmasına başlanması söz konusu."

How does Şanlıurfa shed light on human history? Haber

How does Şanlıurfa shed light on human history?

Göbeklitepe is a site that changed the ideas of many historians and archaeologists about the cradle of civilization. Excavations here began in the mid-90s, and the resulting landscape indicated that Göbeklitepe was the most ancient temple ever discovered in the world. Şanlıurfa, the historical city of Southeastern Anatolia, is an extremely important city not only for Turks but also for all humanity. There is a traditional custom that every visitor to Şanlıurfa must follow: visiting the most popular tourist attraction, Balıklıgöl or the 'Holy Fish Pools'. In Balıklıgöl, people feed hundreds of sacred sazangi, based on a legend about the Prophet Abraham. According to the belief, Nemrud, a polytheistic king who worships idols and the ruler of Urfa, condemns Abraham to death, who opposed idolatry. İbrahim is tied to two poles at the top of the Urfa castle and thrown into the fire pit in the center of the city with a catapult. However, Allah saves Abraham by turning the fire into water and the pieces of firewood into fish. Şanlıurfa tells us much more about the past. There are many archaeological sites in Taş Tepeler, which is not far from the city center. The starting point of civilization: Göbeklitepe Göbeklitepe, which is on the UNESCO World Heritage List, is one of them. Göbeklitepe is a site that changed the ideas of many historians and archaeologists about the cradle of civilization. Excavations here began in the mid-90s, and the resulting landscape indicated that Göbeklitepe was the most ancient temple ever discovered in the world. It is estimated that this structure, shaped by layers of chipped megaliths, dates back to 6,000 years before Stonehenge, to 10,000 BC. With its limestone T-shaped pillars sculpted with images of wild animals, abstract characters and icons, this temple provides insight into the lifestyles and beliefs of the people of Upper Mesopotamia. Before the Neolithic Revolution (Agricultural Revolution), which brought scattered groups of hunter-gatherers to farming villages, archaeologists argued that at the time, humanity had not yet come together in groups. Guide Merve Ofluoğlu explained how Göbeklitepe turned everything scientists knew upside down: "Because we knew that agriculture was at the forefront in the transition process of human beings to settled life. But when you look at the existence of life in Göbeklitepe, there is no transition to agriculture. The transition to agriculture is a little later. A hunter-gatherer society is in question, but they are building these structures in line with their beliefs." This may mean that the factor that compels mankind to settle down is actually the desire to build religious temples and stay close to them. Göbeklitepe's 'younger sister' Karahantepe Göbeklitepe, only 5% of which has been excavated so far, is not unique. Just beyond is his 'younger sister' Karahantepe, who may be even older than him. Many different structures and more than 260 T-shaped obelisks were found in Karahantepe. It also has 11 columns and a carved mysterious human head with a section that looks like it was reserved for worship. Everything in Karahantepe and its surroundings is exhibited in Şanlıurfa Archeology Museum, which is another place you must visit when you come. Celal Uludağ, Museum Director and Head of Former Göbeklitepe Excavations, told us at the museum how Karahantepe could offer more pieces to complete the puzzle: "During the Göbeklitepe excavations, there was no definite information about whether people lived around the excavation area. In these structures in Karahantepe, daily use materials, stone vessels, grinding vessels, large plates were found. These finds showed us that there were actually residential areas right next to the ritual area in Karahantepe." In the Şanlıurfa Archeology Museum, which covers an area of 30 thousand square meters, approximately 5 thousand archaeological artifacts are on display. Among them is the Balıklıgöl Statue, the oldest sculpture in human form, also known as the Urfa Man. This statue, which is almost 1.80 meters tall, has eyes in the form of deep holes in which black obsidian fragments are found. While archaeological excavations continue in Şanlıurfa, other treasures can be found under the ground. Uludağ said, "The new artifacts unearthed as a result of these excavations will also be ready to take their place on display."

Şanlıurfa insanlık tarihine nasıl ışık tutuyor? Haber

Şanlıurfa insanlık tarihine nasıl ışık tutuyor?

Göbeklitepe birçok tarihçi ve arkeoloğun medeniyetin beşiği hakkındaki fikirlerini değiştiren bir sit alanı. Buradaki kazılar 90'ların ortalarında başladı ve ortaya çıkan manzara, Göbeklitepe'nin dünya üzerinde şimdiye dek keşfedilen en kadim mabet olduğuna işaret ediyordu. Güneydoğu Anadolu'nun tarihi şehri Şanlıurfa, yalnızca Türkler için değil, tüm insanlık için son derece önemli bir kent.  Şanlıurfa'ya gelen her ziyaretçinin mutlaka yerine getirilmesi gereken geleneksel bir adet var: Turistik yerler arasında en popülerini, Balıklıgöl'ü ya da 'Kutsal Balık Havuzları'nı ziyaret etmek. İnsanlar Balıklıgöl'de, Hz. İbrahim hakkındaki bir efsaneden yola çıkarak kutsal kabul edilen yüzlerce sazangili besliyor. İnanışa göre, puta tapan çok tanrılı bir kral ve Urfa'nın hükümdarı olan Nemrud, putperestliğe karşı çıkan İbrahim Peygamber'i ölüme mahkum eder. İbrahim Peygamber Urfa kalesinin tepesindeki iki direğe bağlanır ve mancınıkla şehrin merkezinde yakılan ateş çukuruna fırlatılır. Ancak Allah, ateşi suya ve ateşi yakan odun parçalarını da balığa çevirerek Hz. İbrahim'i kurtarır. Şanlıurfa bize geçmişe dair çok daha fazlasını anlatıyor. Şehir merkezine çok da uzak olmayan bir bölgede, Taş Tepeler'de birçok arkeolojik sit alanı bulunuyor.  Medeniyetin başlangıç noktası: Göbeklitepe UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe onlardan biri.  Göbeklitepe birçok tarihçi ve arkeoloğun medeniyetin beşiği hakkındaki fikirlerini değiştiren bir sit alanı.  Buradaki kazılar 90'ların ortalarında başladı ve ortaya çıkan manzara, Göbeklitepe'nin dünya üzerinde şimdiye dek keşfedilen en kadim mabet olduğuna işaret ediyordu. Yontulmuş megalit tabakalarıyla şekillendirilen bu yapının, Stonehenge'in bile 6 bin yıl öncesine, M.Ö. 10 bin yılına ait olduğu tahmin ediliyor.  Yabani hayvan resimleri, soyut karakter ve ikonlarla yontulmuş kireç taşından T şeklindeki sütunlarıyla bu mabet, Yukarı Mezopotamya'da yaşayan insanların yaşam biçimleri ve inançlarına dair fikir veriyor. Arkeologlar, dağınık avcı-toplayıcı gruplarını tarım köylerine getiren Neolitik Devrim (Tarım Devrimi) öncesinde, o zamanlar insanlığın henüz toplu olarak gruplar halinde bir araya gelmediğini savunuyordu. Rehber Merve Ofluoğlu, Göbeklitepe'nin bilim insanlarının bildikleri her şeyi nasıl altüst ettiğini anlattı: "Çünkü insanoğlunun yerleşik hayata geçiş sürecinde tarımın ön planda olduğunu biliyorduk şimdiye kadar. Ama Göbeklitepe'de hayatın var oluşuyla beraber baktığınız zaman tarıma geçiş yok. Tarıma geçiş biraz daha sonra. Avcı-toplayıcı bir toplum söz konusu ama inançları doğrultusunda bu yapıları inşa ediyorlar." Bu, insanoğlunu yerleşik hayata geçmeye zorlayan etkenin aslında dini tapınaklar inşa etme ve onlara yakın durma arzusu olduğu anlamına gelebilir.   Göbeklitepe'nin 'küçük kız kardeşi' Karahantepe Şu ana kadar yalnızca yüzde 5'i kazılan Göbeklitepe eşsiz değil. Hemen ötesinde , ondan bile daha yaşlı olma ihtimali olan 'küçük kız kardeşi' Karahantepe yer alıyor. Karahantepe'de birbirinden farklı birçok yapı ve 260'dan fazla T biçimli dikili taş bulundu. Aynı zamanda 11 sütunu ve yontulmuş gizemli bir insan kafası ile ibadet için ayrılmış gibi duran bir bölümü de var. Karahantepe ve civarında bulunan her şey geldiğinizde mutlaka ziyaret etmeniz gereken başka bir yerde, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.  Müze Müdürü ve Eski Göbeklitepe Kazıları Başkanı olan Celal Uludağ müzede bize, Karahantepe'nin yapbozu tamamlamak için nasıl daha fazla parça sunabileceğini anlattı:  "Göbeklitepe kazıları sırasında, kazı alanının çevresinde insanların yaşayıp yaşamadığına dair kesin bir bilgi elde edilememişti. Karahantepe'de bu yapıların içerisinde günlük kullanım malzemeleri, taş kaplar, öğütme kapları, büyük tabaklar tespit edildi. Bu buluntular da bize aslında Karahantepe'de ritüel alanının hemen yanı başında konut alanlarının da bulunduğunu gösterdi." 30 bin metrekarelik bir alana yayılan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde yaklaşık 5 bin arkeolojik eser sergileniyor. Bunlar arasında, insan formundaki en eski heykel olan Balıklıgöl Heykeli, diğer adıyla Urfa Adamı da bulunuyor. Neredeyse 1.80 boyundaki bu heykel, içinde siyah obsidiyen parçalarının bulunduğu derin delikler şeklinde gözlere sahip. Şanlıurfa'da arkeolojik kazılar devam ederken toprağın altından daha başka hazineler de bulunabilir. Uludağ, "Bu kazılar sonucu ortaya çıkarılan yeni eserler de yine teşhirde yerini almaya hazır hale gelecektir." şeklinde konuşuyor.

Turkey's cultural tourism potential is increasing! Haber

Turkey's cultural tourism potential is increasing!

In 2023, this interest continued to increase. According to the data of Turkey's Ministry of Culture and Tourism, in the first four months of 2023, Turkey hosted a total of 11 million 93 thousand 247 visitors. This figure represents an increase of 27.51% compared to the same period last year. Turkey's cultural tourism potential stands out especially with its historical and archaeological sites. Göbeklitepe, Karahantepe, Troy Ruins, Arslantepe Open Air Museum, Patara Ancient City and Zeugma Mosaic Museum are among the important points that show the cultural tourism potential of Turkey. These areas attract the attention of both domestic and foreign tourists and increase the attractiveness of Turkey in the field of cultural tourism. Turkey's tourism potential draws attention not only in terms of cultural but also natural beauties. In 2023, 551 beaches, 23 marinas, 14 tourism boats and 10 individual yachts were awarded the Blue Flag in Turkey. These awards stand out as an indicator of Turkey's natural beauty and sustainable tourism practices. Turkey's cultural tourism potential continues to increase in the light of these data. Turkey continues to be an attractive destination for tourists with its historical and cultural riches and natural beauties. Turkey's tourism sector continues its efforts to make the best use of this potential. Turkey's cultural tourism potential is related to a number of places that host the country's historical and cultural riches. Here are some of these places: Göbeklitepe Göbeklitepe, located 18 kilometers northeast of Şanlıurfa city center, is considered the oldest known temple complex in the world. Discovered by the Universities of Istanbul and Chicago in 1963, this area sheds light on the prehistoric period. Karahantepe Located 60 kilometers east of Şanlıurfa, Karahantepe has a history of 12 thousand years. Also known as the ancient city of Ur Kaśdim (City of the Chaldeans), this place offers important insights into the history of the region. Troy Ruins Troy, which has 10 different city layers from different periods in Çanakkale, has a complex and rich archaeological structure. It bears the traces of settlements dating back to the 3rd millennium BC. Arslantepe Open Air Museum Located 6 kilometers away from Malatya city center, Arslantepe Mound was inhabited from 5,000 BC to the 11th century AD. This area, which was included in the UNESCO World Permanent Cultural Heritage List in 2021, is an important stop for history lovers. Patara Ancient City Patara, located between Fethiye and Kalkan, is one of the most important and oldest cities of Lycia. Known as the birthplace of the famous thinker Apollonius, this ancient city draws attention with its historical and natural beauties. Zeugma Mosaic Museum Zeugma Mosaic Museum in Gaziantep is an important stop for visitors of all ages who are interested in history and culture, as well as art historians and archaeologists. Considered a reason to visit Turkey, this museum has the distinction of being the largest mosaic museum in the world. These places are just a few examples of Turkey's cultural tourism potential. All over Turkey, there are many more historical and cultural riches for visitors to discover.

Türkiye'nin kültür turizmi potansiyeli artıyor! Haber

Türkiye'nin kültür turizmi potansiyeli artıyor!

2023 yılında da bu ilgi artarak devam etti. Türkiye'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın verilerine göre, 2023 yılının ilk dört ayında Türkiye, toplamda 11 milyon 93 bin 247 ziyaretçi ağırladı. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 27,51'lik bir artışı temsil ediyor. Türkiye'nin kültür turizmi potansiyeli, özellikle tarihi ve arkeolojik alanları ile öne çıkıyor. Göbeklitepe, Karahantepe, Troya Ören Yeri, Arslantepe Açık Hava Müzesi, Patara Antik Kenti ve Zeugma Mozaik Müzesi, Türkiye'nin kültür turizmi potansiyelini gösteren önemli noktalar arasında yer alıyor. Bu alanlar, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor ve Türkiye'nin kültür turizmi alanındaki çekiciliğini artırıyor. Türkiye'nin turizm potansiyeli, sadece kültürel değil, aynı zamanda doğal güzellikler açısından da dikkat çekiyor. 2023 yılında Türkiye'de 551 plaj, 23 marina, 14 turizm teknesi ve 10 bireysel yat Mavi Bayrak almaya hak kazandı. Bu ödüller, Türkiye'nin doğal güzelliklerinin ve sürdürülebilir turizm uygulamalarının bir göstergesi olarak ön plana çıkıyor. Türkiye'nin kültür turizmi potansiyeli, bu veriler ışığında artmaya devam ediyor. Hem tarihi ve kültürel zenginlikleri, hem de doğal güzellikleri ile Türkiye, turistler için cazip bir destinasyon olmayı sürdürüyor.  Türkiye'nin turizm sektörü, bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye'nin kültür turizmi potansiyeli, ülkenin tarihi ve kültürel zenginliklerine ev sahipliği yapan bir dizi yerle ilgili. İşte bu yerlerden bazıları: Göbeklitepe  Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi olarak kabul ediliyor. 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversiteleri tarafından keşfedilen bu alan, tarih öncesi döneme ışık tutuyor. Karahantepe Şanlıurfa'nın 60 kilometre doğusunda yer alan Karahantepe, 12 bin yıllık bir geçmişe sahip. Antik kent Ur Kaśdim (Kaldealıların Şehri) olarak da bilinen bu yer, bölgenin tarihine dair önemli bilgiler sunuyor. Troya Ören Yeri Çanakkale'de farklı dönemlere ait 10 farklı kent katmanı tespit edilen Troya, karmaşık ve zengin bir arkeolojik yapıya sahip. M.Ö. 3 binli yıllara kadar uzanan yerleşimlerin izlerini taşıyor. Arslantepe Açık Hava Müzesi Malatya şehir merkezinden 6 kilometre uzakta yer alan Arslantepe Höyüğü, M.Ö. 5 bin yıllarından M.S. 11. yüzyıla kadar yerleşim görmüş. 2021 yılında UNESCO Dünya Kalıcı Kültür Mirası Listesi'ne giren bu alan, tarih severler için önemli bir durak. Patara Antik Kenti Fethiye-Kalkan arasında yer alan Patara, Likya'nın en önemli ve en eski şehirlerinden biri. Ünlü düşünür Apollonius'un doğum yeri olarak bilinen bu antik kent, tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Zeugma Mozaik Müzesi Gaziantep'te yer alan Zeugma Mozaik Müzesi, sanat tarihçileri ve arkeologlar kadar tarihe ve kültüre meraklı her yaştan ziyaretçi için önemli bir durak. Türkiye'yi ziyaret etmek için bir neden olarak kabul edilen bu müze, dünyanın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyor. Bu yerler, Türkiye'nin kültür turizmi potansiyelini gösteren sadece birkaç örnek. Türkiye'nin dört bir yanında, ziyaretçilerin keşfetmek için daha pek çok tarihi ve kültürel zenginlik bulunuyor. Kaynak: https://tr.al-ain.com/

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.