Hava Durumu

#Kırklareli

TOURISMJOURNAL - Kırklareli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırklareli haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Coğrafi işaretli meşe balı üretimi artacak Haber

Coğrafi işaretli meşe balı üretimi artacak

Coğrafi işaretli meşe balına sahip Kırklareli il genelinde mevcut 80 bin kovan sayısını, 5 sene içerisinde 250 bin hedefine ulaştırmak amacıyla üreticilere bin 400 kovan dağıtıldı. Kırklareli Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından, "Trakya arısı için kovanına sahip çık" arıcılık ve arı üretimi eğitim programı düzenlendi. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünde gerçekleştirilen eğitime katılan arıcılara şu bilgiler verildi: "Arılar dünyamızda uzun süre boyunca birçok türüyle, insana ve tabiata hizmet etmiştir. Arı türlerinden biri olan bal arısı ise dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bal üretiminin kaynağıdır. Trakya bölgemizde ise kendine has özellikler taşıyan Trakya arısı, dünyada Kafkas arısından sonra koruma altına alınan ikinci arı ırkı olma özelliğindedir. Trakya arısının ayrıca; uysal oluşu, az arıyla kışlayıp hızlı çoğalması, kendine varroa mücadelesi yapması ve verimin diğer arı ırklarına göre daha iyi olması özellikleri bakımından ayrı bir yerdedir. Özellikle ilimizin Istranca Dağları'nda yaşadığı bilinen arı ırkı, üreticilerimizin yakından tanıdığı bir nevi iş arkadaşıdır." Kırklareli, coğrafi işaretli olan meşe balına sahip Arı ürünlerine de dikkat çekilerek, "Arılarımızın ürettiği ürünler; bal, polen, balmumu en iyi bilinenleridir. Bunların dışında propolis, arı sütü, apilarnil, arı zehri, arı ekmeği ve kovan havası gibi önemli ürünleri de bulunmaktadır. Bu ürünlerden en çok bilineni olan bal, hem sağlık, hem besleyicilik hem de tabii yapısını sebebiyle uzun süreler bozulmadan kalabilen bir besin kaynağıdır. İlimiz coğrafi açıdan arıcılığın yoğun şekilde yapılabileceği, coğrafi işaretli olan meşe balına sahiptir. Bu özellikleri ilimizdeki bal üretiminin ne kadar kaliteli olduğunun bir göstergesidir" bilgilerine yer verildi. "Hedefimiz, kovan sayısını 500 bine çıkartmak" Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy, göreve geldikleri günden bili Kırklareli il genelinde arıcılığın geliştirilmesi için uğraş verdiklerini hatırlatarak, "Mevcutta 80 bin civarı kovanımız bulunmakta ama bu sadece bizim için başlangıç oldu. Biz beş yıl içinde kovan sayımızı 250 bine, daha uzun vadede ise 500 bine çıkarmak istiyoruz" dedi. "Bu eğitim Türkiye'de 2 ilde uygulandı" Kırklareli meşe balının coğrafi işaret alınmasıyla ilgili bilgi de veren Aksoy, "Meşe balımızın coğrafi işaret almasında çok büyük katkıları olan merhum Hasan Doğan müdürümüzü de bu vesile ile tekrar anmak isterim. Balımız coğrafi işareti sebebiyle tanınarak hak ettiği yerlere ulaşarak, Anzer balı gibi ürünlerle rekabete girmeye başladı. Bu eğitim programı Türkiye' de sadece iki ilde uygulandı. Bu illerden biri de Kırklareli ilidir" diye konuştu. Arıcılık ve arı üretimi eğitim programı sonunda üreticilere bin 400 kovan dağıtıldı.

Kırklareli Museum unveils historical agricultural objects Haber

Kırklareli Museum unveils historical agricultural objects

Kırklareli Museum attracts visitors with its nature corner with embalming, its sections reflecting folkloric elements, artifacts from the ice age to Rome, from the Thracians to the late Ottoman period. More than half of the objects exhibited in the museum are the artifacts found in the Aşağıpınar mound, whose excavations began in 1993 and lasted for 18 years. The artifacts, which shed light on how agriculture was done 8,200 years ago, are among the sections most viewed by visitors. "The first village based on agriculture" İlknur Yaz, a museum researcher at the Kırklareli Museum, told Anadolu Agency (AA) that there are approximately 7,500 artifacts in the museum. Stating that 60 percent of the collection consists of the artifacts found in Aşağıpınar, Yaz said that the objects found in the excavation attracted the attention of local and foreign visitors. Indicating that Aşağıpınar is a place where the first village life based on agriculture started and animals were domesticated, Yaz gave the following information: "The artifacts obtained as a result of excavations here are also exhibited in our museum. Actually, we can call Aşağıpınar the 'Göbeklitepe of Eastern Thrace'. There are hand axes, bone tools, clay bracelets, bone spoons, utensils that represent that period and that people used in their daily lives at that time. Apart from this, there are ceremonial vessels, figures and mother goddess figurines that they use in ceremonies. Mother goddess figurine is among the prominent works Yaz emphasized that the mother goddess figurine found in 2011 and used as the logo of the Congress of the European Union of Archaeologists stands out as the most striking artifact among the exhibits. Explaining that the visitors showed great interest in the statuette, Yaz continued: "Now, our visitors who come and visit our museum consciously feel and see a difference when they compare the mother goddess figurines they see in Anatolia with the mother goddess statuettes here. They wonder why. Because the period is the Neolithic period in Anatolia and Thrace. But there is a stylistic feature. In fact, the most important and most distinctive feature of our mother goddess is this stylistic difference, which distinguishes her from other mother goddesses. The most distinctive feature of our mother goddess figurine is that it bears the characteristics of both Anatolian and Balkan cultures. Neolithic culture, which started in Mesopotamia, spread to Europe from eastern Thrace.

Kırklareli Müzesi tarım objeleriyle tarihe ışık tutuyor Haber

Kırklareli Müzesi tarım objeleriyle tarihe ışık tutuyor

Kırklareli Müzesi, tahnitlerin yer aldığı tabiat köşesi, folklorik unsurların yansıtıldığı bölümleri, buzul çağından Roma'ya, Traklar'dan Geç Osmanlı dönemi eserleriyle ziyaretçi çekiyor. Müzede sergilenen objelerin yarısından fazlasını, kazı çalışması 1993 yılında başlayan ve 18 yıl süren Aşağıpınar höyüğünden çıkan eserler oluşturuyor. 8 bin 200 yıl önceki tarımın nasıl yapıldığına ışık tutan eserler, müzeyi ziyaret edenlerin en çok incelediği bölüm arasında yer alıyor. "Tarıma dayalı ilk köy örneği" Kırklareli Müzesinde görevli müze araştırmacısı İlknur Yaz, AA muhabirine müzede yaklaşık 7 bin 500 eserin bulunduğunu söyledi. Koleksiyonun yüzde 60'ının Aşağıpınar'da bulunan eserlerin oluşturduğunu ifade eden Yaz, kazıda bulunan objelerin yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çektiğini anlattı. Aşağıpınar'ın tarıma dayalı ilk köy hayatının başladığı, hayvanların evcilleştirildiği bir yer olduğunu belirten Yaz, şu bilgileri verdi: "Burada yapılan kazılar sonucu elde edilen eserler de müzemizde sergilenmektedir. Aslında biz Aşağıpınar'a 'Doğu Trakya'nın Göbeklitepesi' de diyebiliriz. O dönemi temsil eden, o dönemde insanların günlük hayatlarında kullandıkları el baltaları, kemik aletler, kil bilezikler, kemik kaşıklar, kap kacak bulunuyor. Bunun haricinde törenlerde kullandıkları törensel kaplar, figürler, ana tanrıça heykelcikleri bulunuyor." Ana tanrıça heykelciği öne çıkan eserler arasında Yaz, 2011 yılında bulunan ve Avrupa Arkeologlar Birliği Kongresi'nin logosu olarak kullanılan ana tanrıça heykelciğinin sergilenenler arasında en dikkati çeken eser olarak öne çıktığını vurguladı. Ziyaretçilerin heykelciğe çok ilgi gösterdiklerini anlatan Yaz, şöyle devam etti: "Şimdi bilinçli olarak gelip müzemizi ziyaret eden ziyaretçilerimiz, Anadolu'da gördükleri ana tanrıça heykelcikleriyle buradaki ana tanrıça heykelciliğini karşılaştırdıklarında aralarında fark olduğunu hissediyor ve görüyor. Bunun sebebini merak ediyorlar. Çünkü dönem Anadolu'da da Trakya'da da neolitik dönem. Ama bir üslup özelliği söz konusu. Zaten bizim ana tanrıçamızın en önemli ve en belirgin özelliği, diğer ana tanrıçalardan ayrılan özelliği de bu üslup farklılığıdır. Ana tanrıça heykelciğimizin en belirgin özelliği, hem Anadolu hem Balkan kültürünün özelliklerini taşıması. Mezopotamya'da başlayan neolitik dönem kültürü doğu Trakya'dan Avrupa'ya yayılmıştır."

Depremlerden sonra Kırklareli ve Edirne'de emlak satışı arttı Haber

Depremlerden sonra Kırklareli ve Edirne'de emlak satışı arttı

Son yaşanan depremlerin korkuttuğu İstanbullular, alternatif arayışına yöneldi. Fay hattından uzaklığı ve İstanbul'a yakın olması nedeniyle Edirne ve Kırklareli'ne talep arttı. İstanbul'da yaşayan çok sayıda vatandaş, Edirne ve Kırklareli'nden arsa ve ev almaya ya da kiralamaya başladı. Fay hattı üzerinde olan Tekirdağ ise tercih edilmedi. "Kırklareli'nde emlak fiyatları zamlandı" Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Başpınar, AA muhabirine toplumsal olarak afetlerin ardından insanların güvenli bölgelere gitmelerinin makul bir gerekçe olduğunu söyledi. Son yaşanan depremlerin ve deprem beklentisinin İstanbul'dan göçü tetiklediğini belirten Başpınar, güvenli görülen bölgelere insan hareketliliğinin yaşandığını kaydetti. Başpınar, İstanbul'a yakın coğrafyadaki güvenli yerler arasında sayılan özellikle Kırklareli ile Edirne merkez ve kuzeyinin bu anlamda cazip görüldüğünü vurguladı. Sosyal medyada "İstanbul'da bir deprem oldu olacak" gibi paylaşımların insanların göç güdüsünü daha da artırdığının altını çizen Başpınar, "İnsanlar arayışlara giriyor. 'Deprem riski olmayan iller' diye çeşitli listeler paylaşılmaya başlandı. Bunun içerisinde Trakya illeri de var. İnsanlar bunları gördükçe bu sefer o imkanı değerlendirmek üzere bir takım girişimlerde bulunuyorlar. Bununla ilgili Kırklareli'nde emlak fiyatlarında depremden bugüne kadar yüzde 20 ve 25 oranında artışlar yaşandı." dedi. "Göç etmek, riski azaltan bir önlem görülüyor" Başpınar, TOKİ konutlarının güvenli olması nedeniyle bu yapılara olan ilginin de çok ciddi anlamda arttığına vurgu yaptı. İnsanların geçmişe kıyasla risklerin azaltılmasına yönelik daha fazla çaba sarf ettiğinin görüldüğünü belirten Başpınar "Modern dönem öncesinde riskler kabul edilirdi, önüne geçilemeyeceği, engellenemeyeceği düşünülürdü ama modern dönemde risklerin ortadan kaldırılması ya da etkilerinin azaltılmasına yönelik fikirler var. Göç etmek, riski azaltan bir önlem olarak görülüyor. Burada ister istemez belli şehirler ön plana çıkacak." diye konuştu. Başpınar göç alan illerde sosyoekonomik durumların değişeceğini ifade ederek, yaşlı nüfusa sahip Kırklareli ve Edirne'nin bu anlamdaki durumunun değişebileceğini vurguladı. "Depremin ardından göç hareketliliği başladı" Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Soner Ilık da depremlerin ardından Kırklareli'nde göç hareketliliğinin arttığını belirtti. Kırklareli'nin deprem bölgesi dışında olduğu için diğer illere göre daha güvende görüldüğünü dile getiren Ilık, "Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden aldığım bilgiler doğrultusunda satışların arttığını öğrendim. Bizi de çevreden ve ülkemizin belirli yerlerinden arayanlar satılık arsa ve daire soranlar oluyor. Bölgemize doğru bir göç başladı. Geçmişte olmayan bir hareketlilik gözlüyoruz son 20 günde İstanbul'dan kentimize yerleşmek isteyen yaklaşık 2 bin kişiye ev ve arsa satıldı." diye konuştu. Organize Sanayi Bölgesine yatırımcıların ilgisinin arttığını gözlemlediklerini belirten Ilık, yatırım için yeni başvuruların geldiğini söyledi. "Edirne'ye bir başka göç dalgası var" Edirne Ticaret Odası Başkanı Sezai Irmak ise başta deprem bölgelerinden olmak üzere deprem tehlikesi altındaki illerden güvenli şehirlere göç başladığını belirtti. Edirne'ye de deprem bölgesinden gelen yaklaşık 5 bin kişinin dışında özellikle İstanbul'dan göç olduğunu ifade eden Irmak, "Edirne'ye bir başka göç dalgası var. Güvenli gördükleri için geliyorlar. İstanbul'un arka bahçesi konumunda Edirne'miz. Dördüncü deprem kuşağında olmamız nedeniyle oldukça güvenli, zemin sağlam. Ben gönülden arzu ediyorum nüfusumuz şöyle 300 binlere çıksın. Ticari potansiyel ve hareket artsın." dedi. Irmak, gelecek yıl yapımı tamamlanacak hızlı trenin faaliyete alınmasıyla Edirne'ye yerleşenlerin İstanbul'daki işlerine sabah gidip akşam gelmeyi tercih edebileceklerini sözlerine ekledi. "İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi illerden göçen vatandaşlar var" Edirne Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Serhat Çeker, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından özellikle Marmara Bölgesi'nden Edirne'ye yoğun bir göç dalgası olduğunu belirtti. İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi illerden gelen vatandaşların özellikle Edirne'de müstakil ev yapabilecekleri arsa aradıklarına değinen Çeker, insanların olası İstanbul depreminden korktukları için daha güvenli gördükleri Edirne'yi tercih ettiklerini söyledi. Depremden sonra Edirne'ye arsa satışlarında gözle görünür yoğunluk yaşadıklarını anlatan Çeker, "Depremden sonra özellikle İstanbul başta olmak üzere Marmara bölgesinden gelen yaklaşık 300 arsa ve daire satışı yapıldı." dedi. Çeker, son günlerde ev ve özellikle arsalara olan talep nedeniyle fiyatların yükseldiğini anlatarak, "İnsanlar menfaatleri doğrultusunda daha önce 1 olan fiyatı 2 katına 3 katına 4 katına çıkardılar. Bu çok yanlış bir anlayış. Her şeyin bir ederi var, o eder üzerinden sayılması gerekir." dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.