Hava Durumu

#Kız Kulesi

TOURISMJOURNAL - Kız Kulesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kız Kulesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gece Müzeciliği Projesiyle 350 Bin Ziyaretçi Ağırlandı Haber

Gece Müzeciliği Projesiyle 350 Bin Ziyaretçi Ağırlandı

SICPA Türkiye'nin, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde hayata geçirdiği "Gece Müzeciliği" projesi, Hierapolis ve Efes Ören Yerlerinin gece ziyarete açılmasını sağladı. Bu proje sayesinde, sıcak gündüz saatlerinde ziyareti zor bulan yerli ve yabancı turistler, ören yerlerini gece saat 00.00'a kadar gezme fırsatı yakaladı. Bu yenilik, Nisan-Eylül arasındaki dönemde 350 binden fazla ziyaretçinin ağırlanmasını sağladı. EFES VE PAMUKKALE GECE PARILDIYOR SICPA Türkiye CEO'su Sami Çebi, 930 bin metrekarelik Efes Örenyeri'nin 90 bin metrekaresini, Denizli Pamukkale Ören Yeri'nin ise 360 bin metrekaresini aydınlatıp gece ziyarete açtıklarını belirtti. Çebi, 2024 yılı Nisan-Eylül döneminde Efes'i 260 binden fazla, Hierapolis'i ise 76 binden fazla kişinin gece ziyaret ettiğini belirtti. DİJİTAL MÜZEKART KULLANIMI ARTIŞ GÖSTERDİ Gece müzeciliği projesinin ziyaretçi sayısını artırdığını belirten Çebi, 2024 yılında SICPA Türkiye'nin hizmet verdiği 84 müzede 8 milyondan fazla ziyaretçi ağırlandığını ve bu ziyaretlerin yüzde 87'sinin dijital müzekart ile yapıldığını açıkladı. Bu durum, dijital dönüşümün ziyaretçiler üzerindeki etkisini de gözler önüne serdi. SESLİ REHBERLİK HİZMETİ 17 DİLDE SUNULUYOR Çebi, dijital dönüşüm kapsamında Topkapı Sarayı'ndan Göbeklitepe'ye, Nemrut Dağı'ndan Kız Kulesi'ne kadar 42 müzede sesli rehberlik hizmetinin dijital ortama taşındığını ifade etti. Ziyaretçiler, "Türkiye’nin Müzeleri" uygulamasını indirerek bulundukları ören yerine dair bilgileri kendi dillerinde dinleyebiliyorlar. TURİZMDE GELECEĞE YÖN VEREN YENİLİKLER SICPA Türkiye, Türkiye’nin eşsiz tarihi ve kültürel mirasını tanıtmak amacıyla yeni projeler geliştirmeyi sürdürüyor. Çebi, turizmin geleceğine ilham verecek projelerle Türkiye'yi dünya turizm liginde daha yukarı taşıyacaklarına inandıklarını ekledi.

Azerbaycan’ın Harikalarını Yıl Boyunca Keşfedin Haber

Azerbaycan’ın Harikalarını Yıl Boyunca Keşfedin

Konumuyla Avrupa ve Asya’nın kesiştiği noktada bulunan Azerbaycan, zengin tarihi mirası, doğal güzellikleri ve heyecan verici kültürel hazineleri ile ziyaretçilerine çeşitlilik dolu bir deneyim sunuyor. Azerbaycan, ilkbaharda Bakü’de düzenlenen canlı festivalleri, yazın Hazar kıyılarındaki güneşli plajları, sonbaharda Şeki’nin taş döşeli büyüleyici sokakları ve kışın karla kaplı Kafkas Dağları ile her anı yeni bir maceraya dönüştüren çeşitliliği ile dikkat çekiyor. Azerbaycan Turizm Bürosu ve Azerbaycan Hava Yolları, dünyanın dört bir yanından turist ağırlamak amacıyla ortaklaşa yürüttükleri kampanya çerçevesinde ülkeye konforlu direkt uçuşlar sunuyorlar. Avusturya, BAE ve İsrail’den gelen yolcular, 20 Aralık 2023 tarihine kadar rezervasyon yaptırarak 31 Ocak 2024 tarihine kadar kullanabilecekleri üç uçuş biletini iki bilet fiyatına almanın ayrıcalığını yaşayabiliyorlar. Almanya’dan gelen ziyaretçiler ise, aynı tarihler arasında rezervasyonu yapılan ve kullanılan uçuşlarda %30 indirimden faydalanabiliyorlar. İlkbahar Çiçeklerin açtığı ve havanın ısındığı dönemde Azerbaycan’ın yerel halkı ve turistler ile canlanan labirent gibi sokaklarında bölgenin tarihî dokusunu keşfedin. Şehrin tarihi bölümü oluşturan ve 12. yüzyıla ait surları ve şark mimarisi ile etkileyici bir karaktere sahip olan İçerişehir, müzeleri, heykelleri, sanat galerileri ve geleneksel restoranları ile öne çıkıyor. Bakü’nün gizemli geçmişini keşfetmek için Kız Kulesi’ni ziyaret edin ve Şirvanşahlar Sarayı’nın kum taşı duvarlarını ve kubbelerini gezerek 15. yüzyılın Azeri hanedanı ile tanışın. Gün ışığını nefes kesici bir şekilde değerlendirmek için Kobustan Millî Parkı’nı ziyaret edin. Burada kaya sanatının 40.000 yıl öncesine kadar dayanan 6.000’den fazla eserini görebilir ve milyonlarca yıl içerisinde oluşmuş çamur volkanlarını keşfedebilirsiniz. İlkbahar’da gelen ziyaretçiler, baharın gelişini kutlayan Nevruz Bayramı’nın sunduğu büyüleyici atmosferi geleneksel müzik, dans ve gösteriler eşliğinde yaşayabilirler. İlkbahar, yerel mutfağı merak edenleri de mutlu edecektir. Bu mevsim, bölgede yetiştirilen kuşkonmaz, taze otlar ve lezzetli yeşillikleri tatmak için ideal bir zaman. Azerbaycan ziyaretinizde mutlaka denemeniz gereken yemeklerden biri yaprak dolmasıdır. Dana veya kuzu kıyması, pirinç, soğan ve çeşitli otların üzüm yaprağına sarılmasıyla hazırlanan yaprak dolması, sarımsaklı yoğurt ile servis edilir ve Azerbaycan mutfağının vazgeçilmez lezzetleri arasında bulunmaktadır. Yerel bir içecek ile serinlemek istediğinizde nar, kiraz, nane ve limon aromalarıyla sunulan geleneksel şerbetleri deneyebilirsiniz. Yaz Yaz aylarında Hazar Denizi’nin pırıl pırıl kıyıları, deniz kenarında güneşin tadını çıkarmak isteyen yerel halkın ve turistlerin akınına uğrar. Hazar Denizi, adına rağmen aslında dev boyutlara sahip bir göldür. Bakü şehrinin deniz seviyesinin altında olmasını mümkün kılan da budur. Burada tadını çıkarabileceğiniz nefis plajlar ve uçurtma sörfü için ideal koşullar sizi bekliyor. Deniz kenarında sakin bir zaman geçirmek istiyorsanız Bilgah veya Markadan plajlarının gürültüden uzak, dingin ambiyanslarını tercih edebilirsiniz. Bakü’den yalnızca üç saat mesafede olan Lahıc köyü, taş döşeli antik sokakları ve serin dağ havası ile yazın ziyaret edilmeye değer yerlerden biridir. Benzersiz el sanatlarıyla bilinen tarihî köyde bakırdan üretilen eserler, dünyanın dört bir yanındaki müzelerde de sergilenmektedir. Köyü keşfettikten sonra dağ gezisine çıkıp el değmemiş doğanın sunduğu nefis manzaraların tadını çıkabilirsiniz. Azerbaycan’da kebap çok popülerdir ve yaz aylarında deneyebileceğiniz en iyi çeşitlerden biri lüle kebabıdır. Kuzu kıyması, ince doğranmış soğan ve baharatlardan oluşan et, şişe geçirildikten sonra kömürlü ızgarada pişirilir. Beraberinde buz gibi bir ayran çok iyi gider. Sonbahar Havaların serinlemeye başladığı sonbahar ayları, Azerbaycan’daki şehirlerin sunduğu güzellikleri keşfetmek isteyenlerin Azerbaycan Hava Yolları’nı tercih edip ülkeyi ziyaret edebilecekleri ideal bir mevsim. Ünlü İpek Yolu üzerinde bir zamanlar önemli bir durak olmuş olan Şeki, Azerbaycan’ın en etkileyici şehirlerinden biridir. Şehrin UNESCO Dünya Mirasi Listesi’nde bulunan tarihî merkezi, kervansarayları ve el sanatlarından çeşitli tatlı çeşitlerine kadar bulabileceğiniz çeşitli hediyelik eşya dükkânları ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Şeki Hanları Sarayı, şehrin en ünlü binalarından biri olarak öne çıkıyor. 1762 yılında inşa edilmiş olan bu saray, renkli freskleri ve mozaik camlarından içeriye süzülen gün ışığı ile büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Sonbahar aylarında hava sıcaklığı akşamları 6 °C’ye kadar düşebiliyor; fakat bu serin saatler, sıcak bir porsiyon piti ile ısınmak için harika bir fırsat olabilir. Toprak kapta pişirilen bu geleneksel yemeğin bir zamanlar “işçi yemeği” olarak bilinmesinin nedeni, nefis tadının yanı sıra gün boyunca tok tutabilecek kadar doyurucu olmasıdır. Kuzu eti, nohut, kestane, kuru erik, soğan ve safran ile yapılan piti, birkaç saat içinde yavaşça pişirilir. Geleneksel olarak önce pitinin suyu servis edilir ve ardından kalan malzemeleri yenir. Yanında kaynatılmış şeker, gül suyu ve otlardan oluşan tatlı bir şerbet içerek akşamınızı tadı damağınızda kalacak bir ziyafete dönüştürebilirsiniz. Kış Azerbaycan’ın en nefes kesici kayak merkezlerinden olan Şahdağ’da karlı pistlerinin tadını çıkarın. Kusar şehrinden yalnızca 29 km mesafede olan Şahdağ Kayak Merkezi, adını zirvesi 4.243 metre yükseklikte olan görkemli Şahdağ Dağı’ndan almıştır. Kış ayları ayrıca Kuba şehrinin sevimli köylerini gezmek için de mükemmel bir zaman. Bölgenin nefis kış manzaralarını keşfetmek, Azerbaycan Hava Yolları’nın yıl boyunca düzenlediği seferler sayesinde hiç bu kadar kolay olmamıştı. Çantanızı hazırlayın ve Gahreş ormanındaki doğal kaynaklar ve elma bahçeleri arasında yürüyüşe çıkın veya ülkenin en eski köyü olduğu düşünülen Kınalık’ın 5.000 yıllık tarihiyle tanışın. Keşiflerle dolu geçen gününüzün akşamında, içinizi sulu bir mantı yemeği olan duşbara ile ısıtın. Ziyafetinizi tamamlamak için tatlı olarak baklava ve yanında bir bardak siyah çay gibisi yok. Azerbaycan Hava Yolları Azerbaycan’ın ulusal hava yolu şirketi olan Azerbaycan Hava Yolları, yolcularını İstanbul, Barselona, Paris ve Yeni Delhi gibi sayıları sürekli artan destinasyonlara taşımaktadır. Daha konforlu bir uçuş deneyimi için Business Class uçmayı tercih edin ve geniş aralıklara sahip olup rahat bir açıyla yatırılabilir koltuklar, Lounge hizmeti, birinci sınıf uçuş eğlence sistemi ve toplam 42 kg’lık bagaj hakkı gibi ayrıcalıklardan faydalanın. Sefer saatiniz fark etmeksizin her uçuşta sizi ücretsiz yemek servisi ve özel olarak seçilmiş malzemelerle hazırlanmış, lezzetli bir sıcak yemek bekliyor. Sık uçan yolcu programı Azal-Miles üyeleri, sonraki Azerbaycan Hava Yolları uçuşlarında kullanabilecekleri ve bilete çevirebilecekleri uçuş ve statü puanlarıyla ödüllendiriyor. 2023 yılında programına Moldova, Suudi Arabistan, Kırgızistan (Bişkek) ve Pakistan gibi yeni destinasyonlar ekleyen hava yolları, Eylül ayında Cenevre uçuşlarına yeniden başlayacak. Hangi mevsimde olursak olalım, Azerbaycan Turizm Bürosu ve Azerbaycan Hava Yolları ile sınırsız macera seçenekleri sizi bekliyor. Daha fazla bilgi için www.azal.az adresini ziyaret edin.

Azerbaycan, Türk turistlerin tatil rotası oldu Haber

Azerbaycan, Türk turistlerin tatil rotası oldu

Yıllar boyunca Türkiye’den en çok turist alan ülkeler arasında yer alan Azerbaycan, tarihi yerleri ve kültürel zenginliği ile Türk turistlerin gözdesi haline geldi. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki turizm ilişkisi, her geçen yıl daha da güçleniyor. Her yıl Azerbaycan'ı ziyaret eden binlerce Türk vatandaşı bu ülkenin tarihi ve kültürel mirasını keşfederken, kardeş ülkenin de bu konuda attığı adımlar seyahatleri daha cazip kılıyor. Türkiye’ye de oldukça yakın bir konumda bulunan Azerbaycan, son yıllarda turizm sektöründe attığı adımlar ile her mevsim Türk turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Zengin kültürel mirası ve doğal yapısıyla her mevsim bir başka güzel olan Azerbaycan’ın başkenti Bakü, yaz tatilinde de eşsiz plajları, keyifli ve modern şehir hayatının yanı sıra tarihi ve kültürel noktaları ile mükemmel bir tatil seçeneği sunuyor. Bakü’de öncelikle Kafkasların en büyük şehri denilince akıllara ilk olarak İçerişehir, surları ile birlikte Şirvanşahlar Sarayı ve Kız Kulesi geliyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil olan birçok yapının yer aldığı bölgede ziyaretçiler, adeta tarihe yolculuk yapıyor. Şirvanşahlar Sarayı Bakü’nün kalbinde bulunan Eski Şehir tarihi mekanlarına yürüyüş mesafesindedir. Bu bölgede ilk olarak 15. yüzyılda inşa edilmiş Şirvanşahlar Sarayı’nı gezerek başlayabilirsiniz. Şirvanşahlar Sarayı, Orta Çağ'da hüküm süren Şirvanşah hanedanının eski konutudur. Sarayın yanı sıra bir cami, türbe, hamam, Divankhana olarak adlandırılan köşk, kapılar ve rezervuar içeren çarpıcı bir mimari kompleksten oluşmaktadır. UNESCO aracılığıyla 2000 yılında kültür mirası sayılarak dünyanın tanınmış sarayları arasında yer alan Şirvanşahlar Sarayı, Bakü ziyaretinizde görülmesi gereken yapıların başında geliyor. UNESCO Kültürel Mirası olan Azerbaycan’ın Kız Kulesi Sarayı ziyaret ettikten sonra Eski Şehir’in Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında ilerlediğinizde Kız Kulesi tüm heybetiyle misafirlerini karşılıyor. Kulenin tasarım amacı hakkında çeşitli efsaneler söylense de 8 kattan oluşan bu tarihi mimari yapı, 1000 yıllık geçmişinin tüm ihtişamıyla gezilmesi gereken yerler listesinde olmayı kesinlikle hak ediyor. Tarihe Yolculuk: Gobustan Kayalıkları Öte yandan Azerbaycan’ın antik dönemlerinden günümüze kadar tarihini yansıtan mimari örnekleriyle tarihin geçmişine de yakın bir tanıklık yapabilirsiniz. Gobustan Kayalıkları, Çukur Gebele’deki kalıntılar ile eşsiz bir gezi deneyimi yaşayabilirsiniz. 7 binden fazla antik petrogliften oluşan şaşırtıcı bir koleksiyonun tarihi yaşam biçimlerini gösterdiği Gobustan Kayalıkları, Bakü'nün yaklaşık 60 kilometre güneyinde yer alıyor. Aynı zamanda Yukarı Paleolitik'ten Orta Çağ'a kadar yaşam belirtilerini yansıtan mağara ve diğer yerleşim yerlerinin yanı sıra mezarlıkların kalıntılarına da ev sahipliği yapıyor. Gebele Yaklaşık 14 asır boyunca Büyük İpek Yolu üzerinde ticaret merkezi rolünü oynamış şehirlerden biri ve aynı zamanda kadim Kafkas Albanyası (MÖ. IV - MS. VIII) devletinin başkenti olmuş Gebele şehri de tarihi kalıntılara ev sahipliği yapıyor. Modern Gebele bölgesinin 15 kilometre güneybatısında yer alan Çukur Gebele’de eski su temin sistemi, madeni paralar ve seramikler, mezar alanları ve çeşitli tarihi dönemlere dayanan bina kalıntılarını bulabilirsiniz. Kafkas Dağları'nın büyüleyici manzarası ile çevrelenmiş bir diğer meşhur dağ tatil merkezi ise Gebele şehrinde yer alan Tufandağ. Aynı anda 3 bin kişiyi ağırlayabilen komplekste kayak sporunu öğrenmek isteyenler için profesyonel eğitmenler bulunuyor. Merkezde sadece kayak severler değil, doğa tutkunları da dağların güzelliğini keşfetme imkânı bulabiliyor. Karla kaplı restoranlarda yerel lezzetleri tatma imkânı olabiliyor. Bakü ile Gebele arasında hızlı trenle yolculukta yapabilirsiniz. Yolculuk 3 saat 20 dakika sürüyor. Cumartesi günü Bakü'den ayrılan hızlı tren, pazar günü Gebele'den dönüyor. Biletler web sitesinden veya gişe istasyonundan satın alınabiliyor. Şeki İpek Yolu'nun enfes kültürel deneyimlerini keşfetmek için Azerbaycan'da bir yolculuğa çıkın. Bu tarihi ticaret yolunun zenginliğini miras alan Azerbaycan, dünyanın en büyüleyici kültürel deneyimlerinden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu deneyimlerden biri, cömertçe dekore edilmiş Şeki Hanları Sarayı'na sahip olan UNESCO Dünya Mirası Alanı ve ulusal mimari koruma alanı olan Şeki'nin tarihi merkezinde bulunabilir. Şehrin kuzey kesiminde, Kafkas Dağları'nın eteğinde yer alan bu harika bölge, Arnavut kaldırımlı sokakları, kendine özgü evleri, kervansarayları ve otantik yerel el sanatları yapan birçok zanaatkârıyla sizi İpek Yolu'na geri götürecek. Kafkas Albanyası devrinin izlerini görebileceğiniz diğer bir yer Şeki şehrine 5 kilometre uzakta yer alan Kiş köyünde. Burada bulunan ve zarif bir tarzda inşa edilmiş Alban kilisesi bölgedeki en eski kiliselerden biri. Şu anda Kafkas Albanyası'nın tarihini yansıtan müze olarak işlev görüyor. Türk Dünyası 2023 Turizm Başkenti: Şamahı şehri Öte yandan Azerbaycan’ın Şamahı şehri Türk Devletleri Teşkilatı'nca "Türk Dünyası 2023 Turizm Başkenti" seçilirken, Azerbaycanlı turizm yetkilileri bu yıla özel Şamahı’da çok özel etkinlikler düzenleneceğini ifade ederek, Türk turistleri buraya da davet ediyor. Şamahı’da Azerbaycan’ın en eski vamisi Cuma Camii de yer alıyor. Cuma Camii, 743 yılında inşa edildi. Mevcut yapı 2013'te yeniden inşa edilirken, en eski versiyonu MS 743'te inşa edildi. Bu da burayı Kafkasya'daki en eski ikinci ve Azerbaycan'daki en eski cami yapıyor. Tarihi ve dini önemini keşfetmenin yanı sıra, sitenin keyfini çıkarabilirsiniz. Cami Azerbaycan’ın tarihi ve kültürel mirası içerisinde önemli yere sahip. Bir sonraki durağınızda tüm çevresine pozitiflik yayan Şamahı Alpaka Çiftliği'ne dönün. Hayvanlarla sadece birkaç saat geçirmek, kendinizi sevgi ve enerji dolu bir tedavi seansı geçirmiş gibi hissetmenizi sağlayacaktır. Şamahı'yı Azerbaycan'daki seyahat programınıza eklemenizin ailenizin tüm üyeleri için mutluluk ve huzur kaynağı olacağına eminiz. Şamahı yolu üzerinde Diri Baba Masouleum'a uğranabilir. Diri Baba Türbesi'nin çok ilginç bir tarihi var. Gezginlere göre Orta Çağ'da bu türbede saygın bir şeyh yaşamış. 14. yüzyılın sonunda türbe olarak kabul edilen yeri her yıl binlerce kişi ziyarete geliyor. Vize, pasaport yok, ulaşımı kolay Sadece geçen yıl Türkiye'den 311 bin gezgin Azerbaycan'a seyahat ederken, çipli yeni kimlik kartı ile 30 günü aşmamak kaydıyla Azerbaycan’a vizesi seyahat edilebiliyor. Ankara, İstanbul, İzmir, Bodrum, Antalya, Dalaman ve Alanya'dan Bakü'ye direkt uçuş yapılabiliyor.

Kız Kulesi 11 Mayıs'ta ziyaretçilerini ağırlamaya başlayacak Haber

Kız Kulesi 11 Mayıs'ta ziyaretçilerini ağırlamaya başlayacak

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, 2. Mahmud dönemindeki orijinal haline sadık kalınarak restore edilen ve yapıya sonradan eklenen ve karakterine uygun olmayan eklentilerden arındırılan kule, 2 yıl aradan sonra ziyarete açılacak. Tarihi milattan önce 410 yılına kadar uzanan kulenin yenileme çalışmaları, uluslararası restorasyon ilkeleri ışığında ve Prof. Dr. Feridun Çılı, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi mimar Han Tümertekin'den oluşan bilim kurulunun rehberliğinde gerçekleştirildi. 2. Mahmud dönemindeki orijinal haline kavuştu Çalışmalar sırasında, zaman içerisinde kulenin geçirdiği onarımlarda kullanılan beton ve çimento içeriğindeki tuzlar ve diğer kimyasallar nedeniyle zarar gördüğü, taşıyıcı kolon ve kirişlerin birbirine bağlı olmadığı anlaşılmıştı. 2. Mahmud dönemindeki orijinal haline kavuşan kulenin restorasyon çalışmalarında, bugüne ulaşmış kaynaklardaki en çok bilgi ve belgenin olduğu 18. yüzyıl sonu verileri kullanıldı. Bu bilgiler ışığında kule ve kale bölümündeki özgün olmayan çatı ilaveleri kaldırılarak, özgün durumuna getirildi. Süreç boyunca kimyasal analizler, georadar görüntüleme sistemleri, lazer tarayıcılar gibi teknolojilerle yapının statik sorunları tespit edildi ve güçlendirme yöntemleri belirlendi. Georadar çalışmaları sırasında içinde boşluk gözlemlenen özgün duvarların enjeksiyon yöntemiyle güçlendirilmesi yapıldı. Yapının tarihi beden duvarları, paslanmaz çelikten görünmez gergilerle güçlendirildi ve kale bölümünün özgün duvarları ortaya çıkarıldı. Balkon döşeme karkası üzerinde ahşap taşıyıcılarla duvar ve kubbe aslına uygun olarak oluşturuldu. Duvarların ahşap kaplamaları tamamlandı ve dekoratif ögelerin imalatı yapıldı. Kubbe özgün malzemesi olan kurşun ile kaplanırken bakır alem ise konservasyon çalışmaları yapılarak altın varak ile kaplandı. Özgün aleme zarar vermeden yanına yıldırımdan korunma amaçlı paratoner yapıldı. Yapılan çalışmalar sonucu ziyaretçilerin avluda bulunan ahşap seğirdim terasında da dolaşarak merdivenlerden kuleye çıkabileceği ve İstanbul'u diledikleri gibi izleyebilecekleri alanlar oluşturuldu. Tüm bu çalışmalar sonucunda bugüne kadar İstanbulluların İstanbul'dan izlediği Kız Kulesi, artık kuleden İstanbul'un izlendiği bir anıt müze olarak yoluna devam edecek. Depreme karşı tüm önlemler alındı Aynı zamanda restorasyon çalışmaları sonucu, olası bir deprem veya zemin hareketinde yapının zarar görmemesi için ada etrafına çelik-beton bütünleşik kazıklar da yapıldı. Yapı çevresi betonarme destek kirişleri ve donatılı saha betonarme döşemesiyle ada etrafındaki ana kayaca ankre kazıklardan destek alarak güçlendirildi. Kız Kulesi'nin sağlam bir şekilde gelecek kuşaklara aktarılması için ada, ortalama 25 metre derinlikte 201 kazık ile çepeçevre tahkim edildi, özellikle hakim dalganın yüksek olduğu kuzey, batı ve güney-batı yönünde palyeli tahkimat ile dalga etkilerine karşı korunaklı hale getirildi. Kule çevresindeki platform da tamamen yenilendi. Tüm bu çalışmalara ilave olarak, kuleye giden temiz su hattı elden geçirildi, enerji hatlarının yenilenmesi yapıldı. Eski durumda pis su arıtma ünitesi ya da kanalizasyona erişim bulunmadığı için bununla ilgili yer altı biyolojik arıtma sistemi de yapıldı. Çevre düzenlemesi kapsamında ziyaretçilerin oturup dinlenebileceği, aynı zamanda dalgalara karşı set oluşturan ve aydınlatma cihazlarına sahip deniz ortamına dayanıklı prekast üniteler yerleştirildi. Kulenin İstanbul'da yeniden bir cazibe merkezi haline gelmesi de planlanıyor. Bu nedenle Kız Kulesi ve Galata Kulesi arasında şiirlere ve hikayelere konu olan aşkı anlatan eşsiz bir ışık ve ses gösterisi de tasarlandı. İlk gösteri kulenin ziyarete açılacağı 11 Mayıs'ta 21.00'de yapılacak ve her akşam aynı saatte tekrar edilecek. Kız Kulesi hakkında detaylı bilgiye, restorasyon çalışmalarında gerçekleştirilen imalatlar ve elde edilen verilerle ilgili tüm raporlara "www.kizkulesi.gov.tr" internet sitesi üzerinden ulaşılabilir.

Maiden's Tower will be opened to visitors in the first week of May Haber

Maiden's Tower will be opened to visitors in the first week of May

According to the statement made by the Ministry of Culture and Tourism, Minister Mehmet Nuri Ersoy examined the restoration works carried out in the historical tower. Gökhan Yazgı, General Manager of Cultural Heritage and Museums, and members of the Scientific Committee, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Ersoy, who received information from Feridun Çılı and Architect Han Tümertekin, stated that the Maiden's Tower will be ready for opening in a few weeks. "We will open as of the first week of May." Ersoy, who gave his information, pointed out that the work done on the Maiden's Tower after the last earthquake disaster was a very correct decision. "The main reason for the delay is the extra measures to be taken against the earthquake" Minister Ersoy gave the following information about the studies: "With this study, the shortcomings of the structure, not only on the top but also on the bottom, under the platform, and on the sea side, were noticed. Consolidation and strengthening works are being completed correctly. Many things that have been 'as if' from the past to the present have been thoroughly examined and researched as they should have been. It is disassembled and completed again by taking precautions according to scientific reports. We have a stakeout work around the platform. In fact, the main reason for the delay of the process for two months is the extra precautions to be taken against this earthquake. Piling all around the platform we see as an island. After these piles are driven, the platform and the piles must be connected to each other with steel constructions. Then the top will be covered and the platform will be ready. Especially at the point where the piles are located and at the points close to the building, gaps are left. They are also filled with rubber insulators, allowing three separate structures to work independently against earthquakes." "To be put into service as a tower-museum" Evaluating that the Maiden's Tower will survive for generations, Ersoy said, "Like the iconic structures abroad, this place will no longer be catering, but will be put into service as a tower-museum as it should be, and will be open to visitors from all over the world, especially Turkish visitors. " used the phrases. Noting that the period of "the most robust documentation" regarding the historical tower was the period of Mahmut II, Ersoy said: "The face we are used to seeing is the face that should not have been. Our eyes got used to it because we have been seeing its unreal face for years. Now it has been restored to its original form in the period of Mahmut II in his original paintings. We used to watch the Maiden's Tower from Istanbul, now from the Maiden's Tower in Istanbul. We'll watch it."

Kız Kulesi mayısın ilk haftasında ziyarete açılacak Haber

Kız Kulesi mayısın ilk haftasında ziyarete açılacak

Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan Mehmet Nuri Ersoy, tarihi kulede yürütülen restorasyon çalışmalarını inceledi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı ile Bilim Kurulu üyeleri Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı ve Mimar Han Tümertekin'den bilgi alan Ersoy, Kız Kulesi'nin birkaç hafta içinde açılışa hazır hale geleceğini bildirdi. "Mayısın ilk haftası itibarıyla açacağız." bilgisini veren Ersoy, yaşanan son deprem felaketinden sonra Kız Kulesi'nde yapılan çalışmaların çok doğru bir karar olduğuna dikkati çekti. "Gecikmesindeki ana sebep, depreme karşı alınması gereken ekstra önlemler" Bakan Ersoy, çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi: "Bu çalışmayla yapının, sadece üstünün değil alt tarafında, platformun altında, deniz tarafındaki eksiklikleri de fark edildi. Bununla ilgili sağlamlaştırma, güçlendirme çalışmaları doğru bir şekilde tamamlanıyor. Geçmişten bugüne kadar 'mış gibi' yapılmış birçok şey, derinlemesine incelenerek, araştırılarak olması gerektiği gibi sökülüp tekrar doğru bir şekilde bilimsel raporlara göre önlemler alınarak tamamlanıyor. Platformun etrafında bir kazıklama çalışmamız var. Aslında şu anda sürecin iki ay gecikmesindeki ana sebep de bu depreme karşı alınması gereken ekstra önlemler. Ada diye gördüğümüz platformun etrafının tamamının kazıklanması. Bu kazıklar çakıldıktan sonra da platformla kazıkların birbirine çelik konstrüksiyonlarla bağlanması gerekiyor. Daha sonra üzeri kapatılıp platform hazır hale gelecek. Özellikle hem kazıkların olduğu noktada hem binaya yakın noktalarda boşluklar bırakılıyor. Onlar da kauçuk izolatörlerle araları doldurularak depreme karşı üç ayrı yapının da bağımsız çalışması sağlanıyor." "Kule-müze şeklinde hizmete girecek" Kız Kulesi'nin nesiller boyu ayakta kalacağı değerlendirmesinde bulunan Ersoy, "Artık yurt dışındaki ikonik yapılar gibi burası da yeme içme ağırlıklı değil olması gerektiği gibi kule-müze şeklinde hizmete girecek ve başta Türk ziyaretçiler olmak üzere dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin kullanımına açık hale gelecek." ifadelerini kullandı. Tarihi kuleye ilişkin "dokümantasyonu en sağlam" dönemin 2. Mahmut dönemi olduğunu bildiren Ersoy, şunları kaydetti: "Bizim görmeye alışık olduğumuz yüzü aslında olmaması gereken yüzü. Gerçeğe uygun olmayan yüzünü yıllardır gördüğümüz için gözümüz ona alışmıştı. Şimdi orijinal resimlerindeki 2. Mahmut dönemindeki orijinal haline döndürüldü. Eskiden İstanbul'dan Kız Kulesi'ni seyrediyorduk, şimdi de Kız Kulesi'nden İstanbul'u seyredeceğiz."

Kız Kulesi'nde kubbe ahşap imalatları tamamlandı Haber

Kız Kulesi'nde kubbe ahşap imalatları tamamlandı

İstanbul Yapımı milattan önce 410'lu yıllara dayanan Kız Kulesi'nde Kültür ve Turizm Bakanlığınca geçen yıl uluslararası restorasyon ilkeleri ve oluşturulan bilim kurulu rehberliğinde başlatılan çalışmalar devam ediyor. Tarihi yapıdaki restorasyon, II. Mahmud döneminde ahşap kubbesinin yeniden yapılarak yerine konulmasının ardından tamamlanmış olacak. Kız Kulesi restorasyonu danışma kurulunda Prof. Dr. Feridun Çılı, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Mimar Han Tümertekin yer alıyor. Ayrıca çalışmalarda İstanbul Teknik Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin uzmanlıklarından da yararlanılıyor. Kız Kulesi'nin tarihinde onarımlar Tarihte Kız Kulesi ilk olarak 1453 yılında İstanbul'un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından tahkim edildi. 1509'da meydana gelen ve "küçük kıyamet" olarak anılan depremde de Kız Kulesi hasar gördü ve onarımı Yavuz Sultan Selim döneminde gerçekleştirildi. 1690'da da yaşanan deprem sonrası kulede tamir ve onarım yapıldı. Kulede 1721'de fener inşa edildi. Fenerde yağ kandilinin rüzgarın etkisiyle birlikte tutuşmasından sonra çıkan yangında ahşap yapı yandı. 1725'te şehrin baş mimarı Damat İbrahim Paşa kapsamlı bir onarım gerçekleştirdi. 1774-1776 ila 1779-1803 yıllarında da çeşitli bakım ve restorasyonlardan geçen kule, Osmanlı döneminde en büyük onarımını II. Mahmud 1832-1833 yıllarında gerçekleştirdi. 1920-1932 yıllarında ise kulede otomatik ışık sistemine geçildi. İkinci Dünya Savaşı döneminde kulede yenileme çalışmaları yapıldı. Kulenin çürüyen ahşap kısımları tamir edildi. Bazı bölümler betonarmeye çevrildi. 1943'te kulenin çevresine büyük kayalar eklenerek kulenin kayması önlendi. 1965'te ise binadaki sarnıç tadilatlar sonrası betonarme dökümlere kapatıldı. Kulede 1999-2000 yıllarında da 1944 onarımıyla yapılan tüm ilaveler söküldü. Bu söküm sonrasında yapının yıllarca kapalı kalmış mimari özelliklerinin bir kısmı açığa çıkarıldı. Marmara depremi sonrasında da kule çelik kuşakla güçlendirildi. Son olarak Bakanlık tarafından yürütülen çalışmalarda yapımında özgün malzeme olarak ahşap kullanılan kulede, farklı statik hesaplara göre kullanılan çimento, beton ve inşaat demiri gibi uygun olmayan malzemeler arındırılıyor. 18. yüzyılın sonlarındaki görüntüsüne kavuşacak Farklı yüzyıllarda farklı görüntüsü olan kule, restorasyon çalışmalarının ardından hakkında bilgi ve belgenin en çok bulunduğu tarih olan 18. yüzyılın sonlarındaki haline kavuşacak. Kulede ayrıca hatalı statik yüklemelerden kaynaklanan boşluklar enjeksiyon sistemle doldurularak yapı tekrar depreme dayanıklı hale getirilecek. Açılışın ardından müze kartının geçerli olacağı Kız Kulesi'nde İstanbul'un güzellikleri panoramadan gözlemlenebilecek. Tüm restorasyon çalışmaları, raporlar ve kulenin tarihçesi belgelerle birlikte "www.kizkulesi.com" adresinden incelenebilir. Çalışmalarda son durum Kulede son olarak kubbe ahşap imalatları tamamlandı, kubbe görüntüsü aslına uygun olarak yeniden ortaya çıkarıldı. Kaplama ve sonlandırma aşamasına geçildi. Tarihi yığma duvarlardaki güçlendirme çalışmaları tamamlandı. İmalatları tamamlanan kale duvarlarında iskele sökümleri gerçekleştiriliyor. Kız kulesinin bekası açısından kule ve kale restorasyon çalışmalarına ilave olarak ada çevresinde ortaya çıkan zemin zafiyetlerine yönelik tahkim çalışmaları da başladı ve zemin güçlendirme çalışmaları devam ediyor. Ada sınırları hizasında ortalama 24 metre derinlikteki ana kayaca ankre çelik-betonarme bütünleşik kazık imalatı yapılmakta. Böylece yapının etrafı olası sarsıntılara, zemin kaymalarına ve diğer oluşabilecek tehlikelere karşı güçlendiriliyor. Ada bünyesinde gerçekleşen tahkim güçlendirme ve kule-kale mahallerindeki diğer imalatlar koordineli olarak devam ediyor. Süreç boyunca kimyasal analizler, georadar görüntüleme sistemleri ve lazer tarayıcılar gibi bugünün teknolojisiyle her türlü imkan yapının korunması için kullanılıyor.

Haber

"Kız Kulesi" restorasyonun ardından müze olarak açılacak

Boğazın simge yapılarından Kız Kulesi’nin restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı. Kız Kulesi, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından yeni yılda açılacak. Kız Kulesi, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapı olarak, İstanbul'u simgelerinden biri.  Kültür ve Turizm Bakanlığınca geçen yıl uluslararası restorasyon ilkeleri ve oluşturulan bir bilim kurulu rehberliğinde başlatılan çalışmalarda sona gelindi. Kız Kulesi, II. Mahmut dönemindeki ahşap kubbesinin yeniden yapılarak yerine konulmasının ardından tamamlanmış olacak. Titizlikle yürütülen restorasyonun her aşamasını takip eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ahşap kubbeyi ve yapıda gerçekleştirilen çalışmaları yerinde inceledi. Restorasyon çalışmalarıyla ilgili Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı ile Mimar Han Tümertekin’den bilgi alan Bakan Ersoy, yüzlerce yıllık bu tarihi yapının restorasyon tamamlandığında müze olacağını tekrarladı. Bakan Ersoy, Mart ayı sonunda bitirilecek restorasyonun ardından İstanbul’un güzelliklerinin Kız Kulesi panoramasından gözlemlenebileceğini aktardı. Kız Kulesi’nin hüzünlü hikayesi  Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkârane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam seksen arşındır. Sathı mesahası iki yüz adımdır. İki taraftan yerde kapısı vardır.” Evliya Çelebi, seyahatnamesinde bu şekilde tarif eder Boğaz’ın incisi Kız Kulesi’nin.  Antik Çağ’da “Arcla” yani küçük kale ve “Damialis” yani dana yavrusu adları ile anılan kule, bir dönem Leandros’un Kulesi anlamına gelen “Tour de Leandros” ismi ile ün yapar. Hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan kulenin bilinen tarihi, milattan önce 411 yıllarına kadar uzanır. Kız Kulesi hakkında en bilinen hikâye, Kleopatra’nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikâyesidir. Kehanete göre; Krala çok sevdiği kızının onsekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir. Kral bu kehanet üzerine, denizin ortasında bir kule yaptırır ve prensesi buraya yerleştirir. Ancak kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesinin ölümüne neden olur. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Yılanın, ölümünden sonra da prensesi rahat bırakmadığına dair söylentiler günümüze kadar ulaşmıştır. Zira bu tabutun üstünde iki delik olduğu hala anlatılır. İstanbul Boğazı’nın girişindeki kayalık üzerine kurulmuş olan bu küçük kule, tarihsel süreçte gümrük istasyonu, gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılır. Kulenin bugünkü temelleri ve alt katın önemli kısımları Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmıştır. Boğaz’da salınan sandalları, vapurları ve gemileri günün her saatinde selamlayan Kız Kulesi, 1998 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının ardından 2000 yılında turizme açıldı. Ulaşımın Salacak ve Ortaköy’den sandallarla yapıldığı Kız Kulesi,  İstanbul’un en önemli sembollerinden biri olarak ziyaretçilerini bu sene yeniden ağırlamaya devam edecek. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.